18 Şubat 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

18 Şubat 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

< — 28 — N akleden: FE. K. A e Sareâini bulurum elbet. A, Imüdüriyete götürüp biraz sıkış | tekrar köşke dönerek müteveffa — bü malümat? s iy Besle değil; öbür gine o DE karşıladı? rn kaybedeceğiniz anla- iliş, başım. Hangsi, tahmin ğı, Bibi, Memnun oldu. Uzun > Mük kür etti. —Y #mmej!.. ÜN ağa ben kazanaca- eğ Rokur. Bu bahste “On Para bile vermem? ... Bu Ma BÖRÜŞmMeden iki gün sonra Yİ) Vm ea€ dokuz buçukta, Be- tayprtacinın getirdiği büyük İrt. Yırttı. İçindeki i- arasına konulmuş “tadındaki. fotografları te Üzerine koyarken gülüm. Vini: “ ”. gel bak. otograflardan dördü- onları tetkik ediyor- z Manga sup geldi. Binbaşı- Mükemme ilere bakti: ? Hangsinin uşağını İdi, Bunlardan ikisi linde gösteriyor, di- ulosun öldü Ni postahaneye şüpheli Vermiş olan kadının bı ile çekilmiş bulunu. a OP söylendi: kale >” de, Viktor, İyi atmışsın Pay in söylemedim bin © istihbarat töşki- Ba, , kadaşlar için söyle-| sâdece erkek uşağın (o , Halbuki arka- adin kılığına sokuver da Yapmışlar bunu ? İto, mi Viktor? Sehin taş Krafları gönderirken dağ, teh 1 veren kadının kı- EF2f memurundan ihâlümatı bütün tefer,! İrmiştim. Arkadaşlar Yıkayıp agrandisman hazırladıktan sonra “ göre uzağa . Böylece elde edi- üni defa fotografa çe meydana geldi. mi? Mi? Tabii, teşekkür &de, “ayy, erim binbaşım. Tah- sa rüyüşünden mem-| diye sormak iste- di rt, Saça Sirdi sanırım, Vik- bici #ayende.. Bu Sü, umduğum hiz. a Sipanopulosun €ydana çıkarmış o- Rokur he postahaneden Sevincinden olduğu Sol ii kendini fotograflarını SERA GUNE A aka İL. 4 y 4 ABİYE sonra Rokur Beldi. Nefes nefe Ody “dedi, Memur herifi NE , Söktü; Ra Söylendi. Koş- Me HİYİ haya Kesildi. Biran ev | e vi Yetiştirmek is- | » fotografı gö. tarınez.... pın mali işlerinin tasfiyesini biran | | — Sakın ha! Bu ademdan bir| evvel bitirmeğe çalışıyordu. Sast Yar, Bir sual daha: Mu kelime bile koparamazsınız. He-| altıda köşkten Poli» memur edüümesizi 'rifi rahat bırakın. İzi bozmak 14. | Hayatı ki: saat intizamile işli * İyordu. Hanzsi ve uşağını tarassu! temezsiniz sanirim. — 'Tabit istemem. — O halde yanlış manevra yok. Acele de istemez. Uşağı tevkif etmek Hangsiyi ikaz etmek olur. O şimdi sizi kandırdığını sani yor bu kanaatı devam etmelidir. Bir ip ucu bulduk, bunu ko- parmadan yavaş yavaş çekerek ssil esrar perdesini k yız. Şimdiki halde bik çok bir şey değil, Ci uşağın rolü nedir” Baska suç or- takları var mıdir? Spanopulosu ' Hangsi mi, uşağı mı öldürmüş- J tür. Bunları öğrenmek lfzim. — Uşak söylerse bunları!.. — söylemez. İnkâr edeceği mu hakkak. Ne ile isbat ederiz? Tel grafhaneye giden o değil, bir tiyar kadın, Hangsi, usağın o gün dışarıya çıkmadığını söyler, Bir şey isbat edemezsiniz ve iş sizin eleyhinize döner: Hileli bir fo- tografla zavallı bir masumu kor kutarak ilâh... Hanzsinin verece- ği malümatla gazetelerin aleyhi nizde yazacaklarım tassvvur ©- dia bir kere. — O halde şimdi ne yapmalı | yız?. — Bekliyeceğiz dostum. Vazi- İ yetiniz pusuda bekliyen bir avcı gibidir. Hangsi ile uşağı inlerine çekilmiş bulunuyor. İki memur "onları bekliyor. Kaçamazlar. Be nuva da size bir tüfekle kurşun getirmeğe gitti. Bekleyin onun! gelmesini! — Anladım binbasım yeceğim. Fikriniz nadir? — Fikrim, sizinle , bahsi kazanmak! | — Bunu temine mi çalişiyor » iinde pula Sa art Beki » i — Bunu Hangsi çalışıyor! İ Xv Hangsi, kendisini gözden kay» betmiyen sivil polislerin himsye- sinde müsterihane iş ve gücile|? meşgul oluyordu. Her sabah saat)? dokuz oObuçukta Spanopulosun! köşküne giderek maktulün yazı-|? hanesinde oturuyor ve cari işler)? le uğraşıyordu. i kantada yemeğini yedikten sonra giriştiğim |> > temine ben değil/? ayrılmaktıydı. la memur iki sivil memur şüphe | li hiçbir şey görememiğlerüi. Hegsinin polis himay:sinde bu: | lunduğu on gün zarfında istintek | hâkimi Salönel Japonu dört defa | davet ederek malümat almiştu! Vaziyeti hiç deği;şmemi;ti. Gine adliyeye yerdim etmekte büyük bir küsnüniyet gösteriyor, evvel. ki ifadeleriyle sonrakiler arasın. dn en ufak b'r nokta da dahi mü: | ibayenet görülmüyordu. Her fır isatta bir tâarruza karşı korun - masi İçin alınan tedbirlerden do. 'ayı teşekkürü Ilımal ctmiyordu. Rolurla iyice ahbap olmuşlardı Komiser Japonu sık sık evinde xi yaret ediyordu. Hângai Viktorya sokeğında! 37 numaralı binanın Üçüncü ka - tında dört odalı bir apartmanda oturmaktaydı. Dale zevl» dö şenmişti, Bilhassa çalişma olası: İni Rokur pak beğeniyordu. Bu | |rası geniş bir odaydı. Ortada bir i mimar yazıhanesi, duvarda kitep | dölü bir kütüphane ve modem mobilya vardı. Bir akşam Rokur ağzında eiga- ira, elleri arkacında odada dol şırken kütüphane ö-tirde durdu; — Ne kadar çok doktor Kitabı edi. Tecessüsümü mazur görün; Ne diye doktorluğu bırakıp em » i'âk üzerine spekülâsyon yapma « iğa başladınız? (Deramı var) TAMA AAA A 5 o F'iyük romancı | s>2uat Derviş” : En güzel romanını > HABER iç'n hazırladı İstanbulun Bir Gecesi ismini taşıyan bu fevkalâde ? eserin tefrikasma yakında ? binbaşım; memnun Öğle üzeri çıkıyor, yakın bir lo baslıymantre dunuyordu.. tan bu kadar kızarmıştı. '12 — Sizi daha tehlikeli zaman- İarda bile çok sakin, çok müs. görürdüm, monsenyör ... dakikalar ancak bir teh ikesinden ibaret dakika- — Ne demek monsenyör?, istiyorsunuz Cumhurreisi ayağa kalktı A- ratenin mektubunu aldr. Onu bir kere daha okudu i Kate kavuşmak ümi yordu. Satırları takip eden parma- ğı, büyük ifritin hezeyanı sıra- sında kullandığı satırlarda dur- du. Foskari okuyarak murıldan. dı; — İşte'hâkimi mutlak geli- yor. Cumhkurreisi ilâve etti: — Evet Bambo! Jan dö Me dişinin böyle birdenbire ölü- şünden onu Rolan Kandiyano. nün (öldürdüğünü anlamıyor musun?, — Hayır. Bu mümkün de ül. — Haydi oradan .. 0.. muhak- kâk o... — Rolan Kandiyanonun Jan dö Mediçi ile ne münasebeti o- labilir. Kandiyano on gündür Venedikte.. Bu da o zamandan. beri takip edilmesiyle sabit, Ay KAHRAMAN BAYDUD Mahcup bir ressam! Çevir Göğsünde kollarını kavuştur» olân genç ressam, şövalenin istündeki gür siyah saçlı, | çekil siyah gözlü bir genç kız portresi ai se,rediyordu. Ressam Robert şüphesiz şu da- Xikada bu resim de kendi san'a' d modelinin güzelliğine hay sandı , Ressam bu genç kızı, davetli ol- duğu bir d:st evinde tanımıştı. Davstli olduğu al kadaşı olan bu genç kızın Suzet idi, Robert âdeta daha o geceder Suzete tutulmuştu. O gündenberi de garip bir tesadüf neticesi ola rak, dalma müşterek dostların ev- erinde biribirlerini gördüler. Hatti bir çok akşamlar dönüşte Robert onu evinin kapısına kadar götürmüştü. Ve işte gene böyle bir taksi içinde genç kızın evine doğru gitikleri akşamların birin de Robert ona bir pörtresini mak istediğini söylemiş, pe gelmesini rica etmiş! gayet mahcup bir delikanlı idi. Bunu rica ederken çok sıkılrnry- tı. Suzet onu daha fazla sıkmamak için bir ricasını reddedemiş. E sasen resmini yaptırmak hangi genç kızm hoşuna gitmez!. e n kızının ar- ismi Suzet pek uslu bir kızdı. İki se- öedenberi göyet ciddi bir aşkla bir Üniversite arkadaşmı seviyor du. Robertin atölyesine ilk gittiği gün Suzetin ufak sebeplerden da İ le ardsi #ölmiş bu. 4 iş İşte onun için gözleri ağlamak- Ve yü- zünde de büyük bir hüznün ifadesi vardı. Robert, * sebebini “alde * onun kederli olduğunu an. Jamış, samimi sözlerle znu teself İetimeğe cabalamıştr. Bu dostça sözler genç kız Üzernde çarçabuk tesrlerini yapmışlardı. We Suzet “emencesik onu kendi esrarınz İ seirem yannuş, ona kalbini ag ni zamanda Jandö Mediçinin ordugühinda o buluşmasına im kân var m:?, Bundan başka onu niçin öldürmiye lüzum sün? gör Cumhurreisi homurdand:: — Niçin mi?. Niçin mi? Pa- kat bu adamın benimle birleşe. ceğini bilmiyor musun?, Bunu nereden öğrendi diyeceksin? .. Bunu ben de bilmem.. Her hal- de bunu öğrenmiş olacak. Nika yet bu kör rüm.. Rolan Kandiyano, düğümü çözüye” Jan dö Mediçi ile her halde buluş- muştur. Çünkü o, Jan dö Medi. çinin icabında beni müdafaa e. debilecek birisi olduğunu bili yordu. Bambo ayağa kalkarak ba gırdı: — İşin aslını öğrenmeliyiz Ben şimdi doğrucu Aratenin yanıma gidiyorum, Bir saat zar lında her şeyi nacağım., öğrenmiş bulu- — Git dostum. . Çabuk git ve çabuk gel. Bambo sür'atle odadan çık. te. Foskari yalnız kalmca büs- bütün düşünceye daldı, kendi sini daha yalnız bissetti ve ür“ perği.. bilmediği | | mış, onunla dertleşmişti.. Onun kalbinin sırrını öğrener tobert ona kendi aşlsını itiraf et- mek için z daha beklemek lü z.m geldiğini anlamıştı. o Evvelâ zenç kızın dostluğunu ve emniye. ani kazanmak lâzım geliyordu. Buna muvaflak olmuştu. Ve bu da şimdilik kâfiydi. ÇE İkinci ve üçüncü gelişlerinde İ Suzetin ona karşı olan emniyet daha artmış gibiydi. Adeta çok eski bir arkadaşa anlatır gibi ona | kalbinin en derin taraflarını aç yordu. i Sevgilisiyle, hâlâ barışmamış ilardı. Bu adam kendisine karşı Zek haksız davranıyordu. Suzetin bu kadar dostluk gös termesi Roberte ümid veriyordu. B“ gidiş, hiç te fena bir gidiş de ğildi. | Resim seansların uzatmak kendi elinde değil miydi? Nasıl İoisa genç Kiz, resmi bitene kadar dargın olduğu sevgilisinden da- ha soğur ve Robert onâ aşlırı iti- raf edebilirdi. zessâmm atölyesine gelerek kar- ş#sında saatlerce durdu. Onun yüzüne bakarak şlemek, onun sevgisini * *r dela biraz daha arttırıyordu. Nihayet Jartık zamanın geldiğini tahmin © den Robert ona aşkını itiraf etme- ğe karar verdi, Genç kız geldiği zaman gâyet ihtiyatla hareket edecek, - kapal, ve'mânalı sözlerle hislerini öna an latmağa uğraşacaktı. Vaziyeti, öy le birdenbire açmağa cesareti yok- tüvalde tu. ie” <5 İşte Suzetin resmini yaparken, İçini çekmeğe başladı. Fakat genç kız bu göğüs geşirişi duymadı bi- Ressam, derin ve mânalı nazar- larla modeline baktı.. Fakat model bu bakışları da farketmedi. Bunlar'ı kalvini anlatmağa mu- Böylece bir çök kere genç kız! KARAMAN HAYDUD dir. Bambo boğuk bir sesle tek- rarladı: — Ölmüş. Fo:kari sükünetini muhafaza ediyordu . Bu sırada bin türlü şey dü- şünüyordu. Ümidi şu haberle birdenbire yıkılmıştı.. Asıl şim- di, şöminede yanan odunlardan hiç bir farkı olmadığını anlıyor- du. a Nihayet kendini tutamıyarak muzıldandı: — Ne felâket yarabbi! . Bambo ile Foskari biribirle- rine bakıştılar. . Cumhurrelsi masa Üzerinde düran mektubu tekrar aldı, Bu felâketten emin &lmak ihtiyacındaydı. Kâğıdı buruşturur gibi Bamboya uza- tarak: — Oku! dedi. T #ımer © tu. Her şeyi ( nmek, bil- mek istiyorm . Bambo *4fi£ bir sesle oku- uya başladı: “Jan dö Mediçinin ölmüş bulunmasıdr, Bu &ziz senyör, Bir sadakat ve samimiyet hiz. setiğim bu adım, nihayet be- nim kolların arasında vo göz“ İerimin örüniz kı7o'a halime zaf E erimi ar İ rm sözl Süzet İ ai; bir şe dern bir kızdı. söyledi. Fakat heyhat mali #onuşmalardan verdiği büyük bir yels için- deydi. Hissiyatmı ona anlatama- Jest. Ve bu gidişle de hiç anlata” muyâcaktı, Daha açık ve daha cesaretli ol- mak lâzımdı, Ve işte tam fırsattı. Genç kızn sevgilisiyle arası hâlâ açıktı, hâlâ barışmamışlardı. Bir gün barışacak olurlarsa her ümit mahvolmuş demekti, Halbuki, şimdi bu vaziyette bi- raş dahâ kurnaz davranırsa onun kalbine daha kolaylıkla girebilir di. Acele etmek lâzımdı. Hem Ro- bert ne kadarda uzatsa nihayet resim bitiyordu, Daha bir.. haydi, haydi, ii defalık iş kalmamıştı. “.. Büyük bir heyecan İçerisinde kapının çalınmasını bekliyordu. Bu defa öyle çocukluk etmiye* | cek açikça ona duygularını anlata- caktı. Bu kadar imahcubiyet ve be- ceriksizlik bu asırda gülünç bir şeydi. Bunda bu kadar korkacak ne vardı! Belki de Süzet kendisini İ sevdiğini farketmişti ve bu cesa- retsizliğiyle alay ediyordu. Atölyenin kapısı yavaşça çalın dığı vakit Robert bugün her şeyi söylemeğe” karar" vermiş “ olduğu için heyecandan âdeta mosmor bir halde idi. Ve işte bu müteheyyiç çehre ile kapıyı açtı. Fakat atölyesine giren genç kız hergünkü teselliye ve şefkate muhtaç olan mâhzun ve müked- der genç kız değildi. Yüzü büyük bir neş'e ve saadet- le âdeta küstah küstah parlıyordu. irer girmez delikanlıya iki (Lütfen sayfayı çeviriniz) 309 çekmiştir, (*) Ölüme, bir rivayete göre salı sabahı Govcrnolo tabyala, rına yaklaştığı sirada bir top mermisiyle bacağından yaralan- ması, bir rivayete görede bir tabanca kurşuniylo katledilmesi sebep olmuştur. O gene her za- man olduğu güsi tabyalara yak nız iki zabitin refakatinde gi. diyordu. Onunla beraber, arladaşları da yaralanarak düşmüşler ve bunlar Jan dö Mediçiden evvel yarakınmışlardır. Onu yaralayanın Governole- dn tanınmıyan bir adam oldu: ğu da söylenmektedir. Bunum la beraber bir çokları bu meç. hul adamın Venedikli olduğu da israr etmektedirler. HH bazıları daha ileri giderik Ki nun eşki Venedik Cemhurreir- lerinden birinin oğlu clduğunu da söylüyorlar.,, Foskari zehir dolu bir te, bessümiş gülümsiyerek mal dandı: — Rolan Kandiyano! , Bambo homürdand:; , — Müthiş bir gey. v — Devam et! Devam eti, () Bu mriktaban beşlm İleri srnları hut v; Gr çe mev saki,

Bu sayıdan diğer sayfalar: