13 Mart 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

13 Mart 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 HABER — Onun bu akşam fevkalâde bir pro- jesi- olduğunu görüyordu. Büyüle bir ihtimamla giyinmiş ti. —Bu akşam klübe gitmiyor musün?, — Hayır, Süzan Legranla ran- 'devum vari, — Ne dedin? Kiminle randevun var?. Madam Valliyer iskemlesinde sıçramıştı. Elindeki kitap yere düştü, Gözlerinden kötü ışıklar fışlarıyordu. Mösyö Valliyer hayretini büyük | bir cebri nefisle yendi. (Karımı © hiç bir zaman bu halde görme- miştiz — Sevgilim, dedi. Sükünet bul. Ne yapayım?. Senin yaptığıno kötü hareketten dolayı kendisin - şeyi nasıl tamir edebilirim!,, diye sordum. O tatlı bir gülüşle; Zev- cenizle beraber bir gün Maggy sa- lonlarınlla çok krymetli danteller gördük, bu nadir parçalar yalnız birkaç metre İdi, Bu dantellere karşı büyük bir alâka duymuştuk. Bir kaç haftaya kadar mösyö Dre- nes ile eyleneceğimden düğünde onları giymek ve bunu da zevce- nizden hediye olarak almak ister idim.. Ve sonra dat “Hayatımın öyle bir tarihinde bu hediyeyi almalıyım ki örerü- mün sonuna kadar ona verdiğim gu hafif cezayı unutmayayım. .. diye ilâve etti, İşte şimdi onu e- vinden alacağım. Beraber gidip dantelleri alacağız, sonra da ona akşam yemeği yedireceğim, Anla- dın mı? — Ne olacak bir oyuncu parça- sr, dedi. Daha kibar bir şekilde huncanı almağı güşünemez, di, Kocası: — Büyük bir muganniye! diye karısının sözünü tashih etti, Gü- . zel ve zeki bir kadın. » Madam Valliyer yeniden keltuk stan fırlamıştı. Fakat bu defa tek- Mil Te sofaya çıktı. Sofadan kendi yatak odasma girdi. Kapıyı üstüne kapadıktan sonra yatağı- Biri üstüne atıldı ve hıçkıra hıçkı- ra ağladı. Mağlübiyetine mi? Mösyö Dre- mesinin &linden gidişine mi, yok- sa pahal olduğu için almağa kr yamadığ: dantellerin rakibesine kocasi tarafından #atın alınmasına “mı?. Bunu kendisi de bilmiyordu. Fakat bütün bunları biribirinden “0. kadınlardan biri... Başlarafı tü ancirda Çlarını uzatmışlardı. Elede €- Pe elem değilim ve inan» mü bütün hayatını sami- meyorum; miyetle anlatan bu kıza açıyordu. Kız hâlâ pencerenin özündey»| Avucunun içindeki küçük eli sık- di., Siyah elbisesi, iri siyah gözle- | e. Zavallı kız, muhakkak ki, ri ve bembeyaz yüzü yer yer ay hayatının Sön İki üç senesinin en ıştklariyle parlıyordu. irkadaşça, samimi dakikaların: ya. — Bir kere düşün#Wç, iyi Go. | şıyordu, Bu gece ikisi de, insanlı- tuk, biç kabahatleri olmadığı hal-| gın, milliyet farkından da, nefret. de ıstırap çektikleri dünya; güzel) ten de, şehvetten de kuvvetli oldu- öyle mi?, Kendimi o kadar düşün-| zunu isbat etmişlerdi. müyorum artık. Fakat ya bütün Akşam rostası Futbolumuz nasıl geril Baştarafı 8 incide | saatte bir elbize değiştirdiği va. den en iri yarıları fk arabaya | Hollivüd âşıki tavrı İle odasından yerleştirildi. Onların ortasına da kidi. Ve gece olunca da züppe bir koyu esmör renkte mevcut bir o-! usulcacık sıvımyor, orada edin- yuncü oturtuldu. Ve kafile kafi. | diği yosmanın koynuna atıliyor- le “Hamsi koydum ta ta tavaya”|du. şarkısını söyliye söyliye cambaz:! OFudbolcüler böyle bir adamı hane saklabanları gibi mahalle değil saymak üstelik adam akıllı mahalle dolaştırılıp, evlerin önün alaya alıyorlardı. den geçerek reklâm yapmağa — Aayağıma kramp girdi. Bir mecbur &dildi. Jomlet pansımanı yapar mısın? Sabahdan akşama kadar bu) — Diz kapağım burkuldu. Bir vaziyet dahilinde bin bir meşek-| pestil sarar mısın? sevdikletini kaybedenler, ya ha- pishanelerde, esarette ölüp giden. ler? Onları düşünmiyeeck miyim? Ve düşünürsem bu dünyanın gü- zel olduğuna, - Allahın kullarını koruduğuna nasıl inanırım, güzel çocuk? Neyse ki, dünyaya bir de- fa geliyoruz, hem de kısa bir müd. det kalıp ölmek üzere.. Bu büyük bir talih eseri! Kim kazanırsa ka- zansın, barbi. Hiç umurumda de- gil, Ah, gitme yavfum, Bak, artık sustum. Zabit, cebinden çıkardığı bir kaç banknotu masanın üstüne br. rakarak şapkasını aldı. Kız, yanı- na yaklaştı: — Sahiden gidiyor musun? Ho- şuna gitmiyor muyum? — Gidiyorsun? , — Öyle ise, Alman olduğum işin mi?, — Hayır.. — Şu halde, niçin kalmıyorsun? Beni bir defa olsun öpmiyecek migin?, Erkek eğikli, dudakların: kı- 3ın alnına değdirmek üzere iken, kız seri bir hareketle başını arka ya attr, dudaklarını uzattı. Zabit geri çekildi. — Tuhalsm.. Peki, gel konuşa hım, Çok Alman esiri gördün mü? Ren kıyılarından gelenler de var- mıydı? Sen hiç Reni gördün mü? Bu gece harikuldde güzeldir. Bu ay, elma kokulu rüzgür! Ah, harp ayırmak mümkün müydü?. O, kendi süçu yüzünden, aylar- danberi beğendiği halde pahalı ol- duğu için kocasına aldırmağa kı- yamaldığı dantellerin kocasının pa rasiyle alınacağına ve bu dantel- lerden yapılmış elbiseyi de rakibe- sinin sevdiği adamla evlendiği gün giyeceğine ağlıyordu. Almancadan — İRDEN bire ; yakın sokak: lardan birinde müvezzi şocukların telâşı (o haykırmaları duyuldu. Ne dedikleri anlaşılmı. yordu. İkisi de pencereden biraz| daha uzanarak kulak kabârttılar. Uğultu artıyor, sesler daha ya- kınlaşıyordu. Uyuyan şehir bir anda canlanmıştı. Pencereler, ka- kat ve eziyet içinde didinen ve fudbolcülerin oteldeki hayatları da karma karışık iği, İmam şarkı söylerse, cemaat güxele başlar mi sâlince oyuncular işi alaya vur- muşlardı, Bir çokları anladı ki bu işlerde bir nizam ve intizam yok, netieeden de hayır yok. Her gey baştan sona kadar bir here pı açılıyor, sokakta koşuşmalar merç içinde sürüklenip gitmekte duyuluyordu. Pencerenin tam al.| Vur patlasın, çal oynasın bir ha- nida bir müvezzi çocuk sesinin| yat lâzim. Bu yüzden ekseriyette bütün kuvvetiyle bağırdı; sayğı ve disiplin namına bir gey — Büyük zafer! Büyük zafer!, | kalmamıştı. Yaşasın İngilizler.. Binlerce esir.| Türk fudbolcülerinin yattıkla Müvezziin sesi halkın alkışları-|rı otelin gazinosuna ve barına aa, sevinç saybalarına karışıyor. Ke en güzel yosmaları deva- Za a b b gelmişti, Memleketinde ayakkabi sallıyor, haykırıyordu. Sokağa ko-| Yam, m ponu çâkıcısı olan bu adam şup, coşkun halkın arasına katıl rüyasında görmediği parayı biz- mak Üzere kapıya doğru dönünce,! den ahp da (meşhür antrenör) o- yamuşak bir cisme çarptı ve oda | luverince ne oldum delisine dön- da mağlüp Almanların bir vatan- | müştü. Sapıtıyordu. Günde üç daşı ile beraber bulunduğunu ha. |defa tıraş oluyor; 'pufralaniyor, ik durakladı. Kiz, ellerini! losyonlar, esanslar silrüyor, ayna ün üstünde, biribirinş ke-|nın karşısından ayrılmiy'ordu. iki netlemiş, nefesnelese ve bembe- yazdı, Zabit, zaferin sarhoşluğu | üzere olan bir adamın öklından arasında bile ona âcımaktan ken. | geçer gibi sür'atle biribirini kova- dini alamadı ve elini tutmak iste- | Lyordu. Kalbi büyür, boğazma di. doğru ylkselir gibi oklu, gözler Kız elini hırsla çekti, Masanın | karardı ve yüzükoyun yere düş- üstündeki paraları asabi parmak-/tü. lariyle yakalayarak uzattı. Daha bir kaç dakika evvel, hiç —D bana.. Alımlbirşeye,ne Allaha,ne milliy'ete, bunları da gidin.. Ne kendinizi, ne | ne zafere, ne mağlübiyete inanrsa- de sizin İngiliz paranızı istiyorum. | dığını, kendi vatandaşlarına akr- Paraları parça parça ederek ye- | madığın, insanlığın, milliyetten, 4 5 ir anı iyah | de, nefretten de kuvvetli olduğu yi nu söyliyen küçük Alman “kızı, iz-duran -kıza-baktı ve sonrz| yerde hem hıçkırıyor, heri sokaktaki seslerin yeniden coş-|banknötları küçük parça. ması Üzerine merdivenleri üçer ü-|lara (Obölüyordu. Bu koca çer atlayarak evden çıktı. düşman şehrinde beş parasız ol- O, gittikten sonra, kız bir müd-| duğu halde, vatardaşlarını esir a det daha hareketsiz, ayni vazi-|lan bir milletin parasını parçala yette durdu. Bu iğreti eşyayı oda-| maktan çekinmiyordu. Birden doğ yı, zafer nağmeleriyle çınlıyan s0-!| ruldu. Odamın mehtap vuran bir kağı değil, Ren sahillerinde bir el-| köşesine oturarak sesinin bütün ma bahçesini ve orada kardeşleri: ! kuvvetiyle (O(Dic Wacht Am !e oynayan bir küçük kızı görü! Rhein) şarkısını söylemeğe başla- yordu, Eski hatıralar, boğulmak|dr. 5 — Rica ederim, mereden bahsedelim. — Peki ama sen bu müsame- reye gelmeği kabul etmiyordun. — Böyle bir şey söyledim mi Çok şey. Yanılmışım. Bilâkis, görmek ve bulunmak isterim ; Zmperyanın hâyretten - gözle“ ri açıldı. — Doğrumu söylüyorsun? — Niçin yalan olsun. Beni yalnız bırakın: da giyineyim... “Dediğinizi gibi daha ziyade gü- güzel görünmeğe Emperya başka bir söz bile zel olmağa, galışacağım.. söylemeden odadan çıktı. Kızının kendisine artık anne diye hitap etmediğinin farkına Hattâ Biyankanm böyls ani olarak kararını değiş- tirmesinde gizli bir sebep bulu- varmamıştı. nacağını da hirsetmemişti, , Yalnız kıskanşlığıtın verdiği mtrap ile mırıldanıyordu? — Çok şey. Acaba neden fik- rini değiştirdi. Niçin şimdi hem de güzel gözükmek arzusu ile süzarede bulunmak istiyor?, Biyanka ise yalniz kalır kal- maz ilk işi oğanın kapısın: ki. Nidlemek oklu, Kapıyı vuran hizmetçilerine yalnız giyineceğini, kendilerine ihtiyacı olmadığını söyledi. Son- KAHRAMAN HAYDUD imidilik onları unutalım, sadece müsa- ? du zuyordu. merdiveni biliyordu. Annesi ile beraber gece gez- melerine çıkarken daima bu giz- H'merdiveni kullanırlardı. tı. Bu kapı, sürgülerle kapatılmıştı. yı açtı, mümkün olduğu ra sevdiği, kendisine göre bir k'ymet verdiği ufak telek eşyas larını bir paket yaptı. Gayet sakin görünüyordu. Zihni, yal nız verdiği ani kararla meşgul- Giyindikten, başmı Ha kalın bir atkı ile örttükten sonra koridora açılan kapıyı aralık et- ti. Bu koridor Biyankanın daire. sini sarayın diğer kısımlarm- dan ayrıyor ve tâ mutfağa ve hizmetçilerin odalarına kadar u- Koridorun solunda dar bir merdiven vardı, Genç kız bu Biyanka odasından çıktığı za. mâr koridorda kimseye tesadül etmedi.. Bütün saray halkı mü- sâmere hazırlıkları ile meşguldü. Genç kız hafif, fakat titrek adımlarJa me:divene yürüdü... Aşağı indi, önüne bir kapı çık- arkasından, kalın Hemen sürgüleri çekti, kapı Annesi ile kendi arasında kadar uzak bir mesafe açmak düşüncesi ile saraydan kaçtı.. Saat sekize ge- liyordu. Vakit geç olmasınayağ. KAAKAMAN HAYDUD men rılitım Üzerinde gene kala- balık vardı. Saraydan beş yüz metre uzakta, kanala çıkan, tanı- madığı küçük bir sokak başında durdu. ; Vaziyetini düşündü.. Hareke- tinin kötülüğü gözlerinde can- Jandı. Nereye gidecekti?, Ne yapacaktı?, Me olacaktı?, Artık ne oturacak bir yeri, ne tanıdığı kimsesi, ne de anne. »i vardı. Üzerindeki bir kaç elmas ve ehemmiyetsiz bir miktar para- dan başka hiç bir şeyi de yoktu. Yalnız, yapayalnız kalmıştı. Kalbi heyecan ile çarpmağa başladı.. Korktu.. Annesi ile mü- cadele etmek, iradelerine, arzu- larına karşı gelmek şartiyle sa- vaya dönmek istedi, Pakat Emperyanm Üzerine eğilip söylediği sözler hâlâ ku. “laklarında uğulduyordu ; —Ah, bir ayılmasa, keşke Annesi bir fahişe olduğunu itiral etimişti. Fahişelik ne de- mektir, bunu tamamen bilmediği halde iğrenç bir şey olduğunu işitmişti.. Annesini bu vaziyet- ten kurtarmağı, onunla beraber Bamuskâr bir hayat yaşamağı ne kâdar isterdi. kenarına gelâi, ne yaklaştı: türür müsünüz?. diklilere has bir vap veri: ediniz. dedir? yaptı.. da yürümeğe muazzam sarayı şetinden titredi, — Bana bak; benim biftek ge- çikti, mutfağa git de al gel. — Bavulumu taşıyamıyaca- ğım. Omuzuna yüklen de arkam sıra gel Gibi türlü türlü muzipliklerle herifi maskara ediyorlardı. Oyuncularımızın mühim bir kısmı poker merakına Saplan. muştı, Odalara çekiliyorlar, büyük ie mikyasta işi azıştırıyor. Kimisi gazinoda hanımları et- rafına toplamış domina partisi yapıyor, bir tanesi müziğin karşı sına geçiyor bira kadehini eline 2 Lyor, derin derin düşünceye da ayordu. Bir gurup fam dö şambrların hal ve hatırını meraklıları da aşağıya bara inip viskileri çekip Çariston figürleri» nin fudbol ile olan İmtızacını e. tüd etmekte idiler, Bütün bu halleri anittikten sonra Türk mili fodbal takimı- wn vaziyetini anlamak güç bir | Baştarafı 8 incide Oynanan ikinci maç 4 ravndluktu. | Receb Bkinei ravndda Hüsameddin! İ nakavt ederek kazandı, Üçüncü maç Üçüncü wa; 1? tie Akl le Ekmel arasmda oynandı. Akif, 4 ravndda sayr hssabiyle gelib gel- di. di © Dördüncü maç | İ Dördüncü saçta Beşiktaşlı Hü - #tyinle Kaya karşılaştı, Birinci ra, vindân günün boksa benzer ilk ma sı Ün oldu. Fakat müteakip ravnd- Tar yine daha evvelki maçlar gi imandiiz bir döğüş sahnesi olmak - İtan kürtülamadı. Beşinci maç Beşinel maçta Lefter ile Niyazi karşılaştı. Niyazi üç ravndda faik 51 Fakat Emperya biranne gi- bi hareket etmemişti. Biyanka geriye dönmekten vazgeçti, .Şaşkın bir halde sokağı koşarak geçti.. Kanalın f dar Zihni, düşüncesi birdenbire bir noktaya saplanmıştı.. Kanal ke- narındaki gondoltulardan biri. — Büyük gölün öbür tarafı. na geçmek istiyorum. Beni çü- Diye sordu. Göndolcu Vene- nezaketle ce- — Maalesef sinyora.. Eenirı göndolum küçüktür. Fazla rüz. gâra mukavemet edemez. Büyü” kanalın göndollârmı müracezt — Büyük kanal mı? O nere- — Güzel sinyora müsaade bu- yururlarsa kendilerini kadar götürebilitim, Biyanka başı ile tasdik işareti oraya Gondolcu önde, kendisi arka- başladılar. On dakika sonra büyük kana- la vardılar. İki yüz metre uzak. ta ise Emperyanın ziyalar içinde yükseliyordu. Genç kız bunu görünce deh- Rehberlik eücü sormakta, dans| Boks maçları tür... edi Oyunctlarımız, Prağa gey mağlübiyde aylannştı. ia ikinci İsparta takımından ©© elm eti, BE çok köy takır da şakır şakır meğlüp ol? Nihayet Pettede bir Macar kımından ds'son darbeyi d€ rek Ölempiyâin böylece b© di. Zavalhlar pestil gibi bir helde idi. Maddi ve yorğunluk içinde, t: antrene olmuş bir vaziyeti&, i lübiyete kanıksamış bir ii (1928 Amisterdam Olempiyti” el A bol turnuvası (Türk-Misir) N çında sahada yer aldılar, gl ii 13 NART — 1984 > Ve gayet tabii olarak dü ç lardan tam yedi aded ler. a Türk mili takımını ğe, 1924 Olempiyadında tanıyi gile, beğenen, Galatasaray-Fe” 2 ke genin meşhur Misir turnesi kışlayan, takdir eden ME”. bizim bu perişan halimiz * sında. mütecesir oldular, #PÜ'dİ, ten parmakları: ağızlarında ve; — Siz ne olmuşsunuz böy““ği kadar gerilemişsiniz!.. ol İ Demekten kendilerini ale” Jar. İste 'Türk fudbolünün dö”. İ tarihi bu olempiyad hezimeti. sonra başlar. Bu tarihten İİ” bizde fudbol tamamen $ | miştir. Ve gerileye gi bugünkü acınacak gekle E tir, h / esine rağmen di vundda Lefterin o tutturduğü | bir kroge ile mağlüb vaziyof© tü, Altınsı mıç Günün sondun bir evvelki fuvallakla, geçenlerde ortay fi atan İstelyo arasında Maçm idaresini eline slan beceriksizliği sirnfın haki larına sebeb olduğundan, vundda hakem değiştirildi, Fasri geçti, Bundan sonra oldukda BEİ , hamlelerle devam eden maç” i cü ravndunda Muvaffak galib İN yea Bu genç eğer biraz , (esme otsaydr, rengi nakavila aahilirdi, Kâni ile Eleremin mef Günün son ve en mühim Nu doğrusu baks denecek yeRif* e çi, emektar boksör Kâni DE OĞİRNM boksör arasında idi. iğ Taraftarların heycegnir tatl e a AZ İSE ba döğ ç leri arasmda, boksörler tlar, Mialüm O merasimdef döğüş başladı: Birinci ravma Kakiler Bg vi ini denemekle geçirdiler. TELİ maberlik içinde geçti. ME İkinci ravnd: Kâni fajk vek rakibini iyi hırpaladı. ' Üçüncü ravnd: Ekren 3 İ savndda yediği yamuk ii rinden kurtulmuş — görünü Li Nu basma çetin hamlelerle » diyordu. ydi Dördüncü ravnd: KEM ti'tamamen eline almıştı. © temiadi yumruklar sltnd& niyordu, gesi. Beşinci ravnd: iyi yumruk yiyen Rini yüzü. salandı, kan zayi etmeye ” Altımcı ravad: Küni b ki defa naxdavn oldu, VE”. xayetinde nakavt olurke vörü de sünger utarsk 4one ettiklerini bildüriyorü'e Maç nasıl oynandı: Mü 108 itibariyle fepa olmad” | “oksürler srasında gerek yerokse vücut itibariyle wfık vardi, Küni güzel göğüştü. FEBSE inden altı kilo ağır, “€ vi dl sik hasınının üstelik bOY ve Gİ ninluğu avantajı M9 İN mağidtiyetten kurtulamağ Kirinin mağlübiyefin! si ansuyzlığına bamletmek ©. tar, . pe. Aynt ragiple ikinci bİr gi nektar boksörün arada, gi “aş ve vücut farklarma ha iyi bir nice atabileceği hn edilebilir. i AŞ i

Bu sayıdan diğer sayfalar: