26 Nisan 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

26 Nisan 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

26 NISAN — 1439 Sö kahkaha ile güldü: bu liye kadar hiç kimse bana a bulunma. ia Gini Ride haber dn Meticede bar kapatılır. Bur. ei a ne? Orada Pettig- ine dair bir iz bulmamız ide böylece suya düşmüş o. öd en iyisi hiçbir gey ol. Gibi gene ora; gitmektir. mür bile A daha barı. a söyliyecektir. Hin, sizden bir şey rica edece" — Pay Ü yen kabul.. Nedir? &ç tor Yangı göz hapsine a. ey gisi olmak sıfatile bu işi a, Bi daha kolay'ııkla yapabilirsi. Üy L ihtiy iç itimat tel. ke y yor, Belki de bize saldıran ün Lirik etmiştir. Mazisi i bizim için çok (faydalı ” Meselâ Karson ile nerede, VE NE zaman tanışmış? Ben > küsüst hayatları tetkik et. Sn, Yesinde mühim ipuçları elde —E yua, takkımız var. Ben derhal bu çalışmağa başlıyayım. ir ederim. Çok güzel medi gazeteye giderek! raz oyalayım. O sabır. ta her halde... Maamafih en barı hâdisesini ona söy. Miyetinde değilim, ZN > gül balayı” bilirsiniz. Fakat ondan Ne gizlemekle Pettigrevi Sir iz n öldürdüğünden şüphelendi- Pi tanılacak? 1, “İNE Çeyet ciddi mukabele et. orsunuz? N e) y izim. Bu mesele © kadar ii ki görünüş aleyhine ey İLE Ridden bile şüphe e, hş © Bununla beraber faraziyele. Viz, il kaldikça acele etmemel ta İT fikir edinmeden evvel ora. an mümkün olduğu ka. malümat toplayalım. akkınız var. Size faydalı o. İğtma üzülüyorum, İt, SİN bu kadar mütevazisiniz. e ler için palavracıdır derler zin. #iz bilâkis yaptıklarını" iy inkâr ediyorsunuz. Pettigre? ür andarene devam ettiğini, orai şi asıl bir yer olduğunu sizin ya 2de öğrendim, Şir da'hugün bir aralık ziyareti fazta < kağ Wİ“İF misiniz? Belki bir şeye ih: vardır, ha, Svallı! Kimbilir kendisini ne | i <i histediyordur. Şıma gelene razi , Yapacağı bir şey yok. Acaba T Rid ne âlemde? Tahkika R z Raya istikamet hakkında bize | <a verdiği yok. a akika ilerlediğini sanmı. Beli olmaz. Rid çok kurnaz. “izi Mandarende takip ettirdi. Şİ 'enirsem şaşmam. a Yok canımı! Böyle olsaydı kav çi zaman lehimize müdahale ni ğöen kani olduğu Ki Kafil avlanarak müdahaleye aglama. Fakat boş dur. Pk Mi emin olun, o başkalarının İş “UD hazırladığı avı yakalamak Doy & beklediği muhakkak. N | ayağa kalktı: b Ben gideyim. Komiser Ride bir < oynamağı pek isterdim. İM, “avol Ara sıra mis Farrene | &diniz ki nerede olduğunuzu Me iza, > git çıkarak bir taksi ile“ Mig, na gitti. Kendisine tahsis İı, , Odaya pardesüsünü ve şapka. iş Pirakap mis Farrenin odasına Mi Kimseler yoktu, Sir Peterin 2 İ Mandareni bâs. olmaktan /i tâ gitti. Kapıyı vurup gir. Gâzete sahibi, Furlongun tanımadı ğı bir kâtibeye mektup dikte etmek. le meşguldü. — Gel dostum. Bir dakika müsaa. İde. Şu mektubu bitireyim, Birkaç satır daha mektup yazdır. dıktan sonra: — Siz gidebilirsiniz dedi ve Furlonga döndü: — Ne vat ne yok azizim? — Büyük bir şey yok. Deyi ve ben çalışıyoruz, Sir Peter sinirlenmişti. Fakat Fur daha pek yeni olan mü şasını hatırlıyarak kendi — Yani iş daha epey uzun süre. cek, - Belli olmaz. Sabırsızlanmanı- za hak veriyorum ama bizdeeli. mizden geleni yapıyoruz. matmazel, Bundan eminim. Fakat ben de| allı Vansı ve bu yüzden basta o. lan mis Farreni düşünüyorum. -- Yeni bir kâtibe ile çalışıyor” sunuz galiba? — Evet, muvakkaten. MisFar. ren bu sabah telefon etti. O Pettig- revin cesedini gördüğü gündenberi sinirleri pek haraplı. Ben kendisi. ne biraz isi t tavsiye etmiştim ama dinlememişti. Nihayet bu Sa. bah bunun lüzumunu kabul etti. — Nerede istirahat edecek? — Belli değil, Küçük bir otomo" bili var. Onunla seyahate çıktı. Merhale, merhale, her gece bir kö- Yün otelinde kalmak şartile birkaç gün kırlarda gezecek. Dinlenmek İ- çin en mükemmel usul de bence bu. dur, — Fakat biraz ihtiyatsızca değil mi? ie İhtiyatsızca mı niçin? — Şahadet için ona lüzum görü. İlebilir. Halbuki adresi malâm de- Zil. — O bunu da düşündü, Ara sıra bana telefon ederek adres verecek. — O halde mesele yok. Furlong, Sir Peterle akşama ka. dar konuştu. Fakat tahkikat saf- baları hakkında mühim hiçbir ma. lâmat vermedi. Sonra gazetenin i Printing dairesine giderek (ismine telgraf olup olmadığını sordu, Tah. İ min ettiği gibi hiç bir telgraf gel İ memişti. Fakat o fırsattan istifade. 228 len biri girdi. vardı. Vücudu lyordu. simle beraber duvar müstak. vezelik etti. Bu arad: laşarak gazetenin bütün Hu listeye göz gezdirdi. Farrenin Farre On dakika sonra mi Cüfföord's İnn'de mis An, nin kapısını çalıyordu. Karşısma çıkan yaşlıca bir kadı. na; — Pardon, dedi, ben mis Far. renin bir arkadaşıyım, — Burada değil efendim. Bu $a- :İbah, birkaç gün için, kıra gitti. — Biliyorum efendim. Garajma uğramam için bana biraz evvel tele, fon etti. Ben garajın adresini Sor- mağı unuttum. Sizi de bu adresi öğrenmek üzere rahatsız ettim. — Estağfurullah. Garaj Farring. Avenne'de ismi de All-Service ge, — Teşekkür ederim elendim. Şüphe uyandırmadan bu malü. malı aklığından memnun olan Fur long garaja doğru yürüdü. Mis Far ren Mandarendeki hâdiseden sor Ta Furlongun suallerile karşılaşma. mak için birkaç günlük istirahat ba” hanesini çıkarmıştı. Genç kızın ze. kâsını bir kere daha takdir ediyo: du. Mis Farren epey para kazanı” yor olmalıydı. Apartımanı, otomo. bili, hizmetçisi ve derhal (o seyahate çıkabilecek bir vaziyette olması baş” ka türlü izah edilemezdi. Furlong genç kızın hakikaten se. yahate çıkıp çıkmadığını öğrenmek istiyordu. Apartımanma kapanmış da olabilirdi. Daraja girerek müessese sahibini sordu. İş gömlekli biri cevap ver. di: — Şimdi burada yok. İşlerine ben bakarım. Bir emriniz mi var? — Ben mis Farrenin bir arkada” ştyım. İşte kartım... Bu sabah oto. mobilini aldıktan sonra eldivenle" rini burada unutup unutmadığını arlamamı telefonla rica etti, Tele. fonla evvelâ sizi aramış, fakat hat meşgül olduğu için konuşamamış. — Eldiveni görmedim ben.. Ma. amafih lütfen benimle beraber geli- Sanki vermiş olduğu müthiş kararın tereddüdü altında Biraz sonra zili çalı. İçedri gi- ren bir uşağa sert tavrla: -— Bana Kastroçyoyu der, emrini verdi. Bir kaç dakika sonra odaya Guz yaşında kadar tahmin endazlar bölüğü zabiti cek derecede kuvvetli idi, Göz- İsri esrarengiz bir şekilde par- Altiyeri bu adama: — Kastroçyo! Bu akşam be- girişir misin? diye sordu.. — Daima sizinle beraber her türlü tehlikeye atılmaktan çe. kinmediğimi biliyorsunuz.. — Pekâlâ, bu akşam burada bulun.. Arkadaşlarından (Ro- niz de beraber bakalım. (Devamı var) KAHRAMAN HAYDUD idi. (o luşacağız.. gön- en , artık büsbütün < esi harikulâde dene. lis Oo müdürün tehlikesi Bir-lde ene vaa miş, oOâdeta vaffakıyeti demlerinin isim ve adreslerile tele ; fon numaralarınm yazılı bulundu. | j ti ki cumhurreisi olacaktı. vet, fesatçıların muvaflak Ola cağma itimadı varsa da gene po Hamamın arkası tokmaklı ka, pısi yavaş yavaş açıldı. Beyaz mermerin Üzerinden geçen suya setti, Yol yol renkli bir peş malla örttüğü seka vücudunun üstüne sonradan oturtumuşçasına | iğreti duran başı Ramsesin mum- yalı kafası kadar büyük ve kuru... Hamamın kalın kapısı kapandı. 'Tokmağın vurmasından tok bir ses fırladı, kubbeye çarparak ki- rildr, yere düştü., Gi taşında uzanan bembe. yaz, mermer vücudlu kızlar görünce âdeta dal çıtırdısı duy - muş geyikler gibi ürktüler. Gü lerinden sırlı bir korkunun renkli ışıkları uçuştu, Ve dudaklarında bir fısıltı dolaştı : onu “Şahezer kall, u iki kelime, sanki içinde, dünyadan büyük bir mâna, daha doğrusu dünyadan büyük bir mâ. na değil, dünyadan büyük bir sir saklıyor gibi... . Mü Bir geceydi, .Katran karası, çi: kin, ıslak koynunda azgın gârlar boğuşturan bir kış gecesi. i Saat on ikiyi vurdu. Şahezer kalfa, akşamdanberi hiç kapamadığı gözlerini hastaya çevirdi. O halâ: — Yanıyorum, diye çırpın. yordu, bu sıcak içimi eritiyor!., Soba kocüman bir canavar; iri odunları ufak lokmalar gibi yutan koca bir canavar. Bu sıcaktan kendi de terlemiş, kırmızı Mdilini çıkarmış, soluyor. Şahezer kalfaş ö — Bu gece de kendi kendine u- yuyamadın, dedi, sana İstersen ge- ne uyku haplarından vereyim. Ve onün cevabıtr beklemeden, kara bir örümceği antlıran par. maklariyle kutudan beyaz bir hap aldı, hastaya içirdi. Saat biri vurdu, Şimdi yalnız Uyuyan hastanın nefes gürülüleri ve kudurtan fıttmanın o devamlı lıçlarımıağı beraber burada bu. — Tamam, meseleyi anladın... Zasit çekildi. Altiyerinin yüs zünü bir tebessüm kapladı . Senelerdenberi ilk defa rak sert ve daima kederli yüzü bir ümit sevinci ile parlamştı. Polis müdürünün ziyareti ola ile kanaat getirmiş- E. ün hislerinden şüphe ediyordu. . Kido Cenaro ihtilâl tertibatı, n: bozacak, altüst edecek yegâ- Ibuki oda gel. bir nevi o yar- dım vaad etmişti.. Demek ken- dileriyle beraberdi. Artık odan korkmağa lüzum yoktu.. ise muhakkak ve Mu- man) ve (Kilberto) yu da bera- ber âl., — Başüstüne, demek ki şey... Kastroçyo eli ile birisini öl d'rmek ister gibi bir hareket yaparak maksadmı arlattı,, — Evet. — Bravo, kimi?, — Göreceksin. , — Nerede?. — öğreneceksin... — Pekâlâ, demek bu akşam saat onda,, Keskin ve sağlam kı. yüzde yüz kat”! idi. Hem de Ro. lan Kandiyano gibi ebedi bir düşmanı ortadan kaldırmak şar- A Korkunç bir rüya gibi üzerine çöken kâbus nihayet ge- çecekti, Rolarım ölmesi, pskaz &onra Leonorun o teshiri demekti. İnatçı kız tam sekiz sene Ro- lana bağlı kalmış ve kendisine teslim olmamıştı. Bir kere Ro. Jan Kandiyano öldümü, artık o©- nun batırasmı çabuk unutacak, ve bilhassa cumhurreisi karısı tiy! İntikam |öksürükleri.. Başka hiç bir ser nlar onu iki şim- di ondan ne kadar nefret ediyor- du! Yalnız ondan mı? Bütün in. sanlardan,. Hattâ onu siyah renk- li, kalın dudakir, koca kafalı yara tan Allahtan bile... kendisini sevmedikl, muamelesi yapmadıkları, onu g âükleri zaman güldükleri; Allah. fu için... Bundan on beş sene kadar ev- vel, daha bu konağa ilk ge gün, hiç unutmıyor, bütün çocuk. Jar - buda ö zâman içlerinde sekiz yaşında bir haylazdı - merdivene toplanmışlar; “Gündüz fener, gündüz feneri!,, diye ufak râralar atarak kahkahalarla gülmüşlerdi.. Ne açı!,. Hayatta bir gün kurtu. lamadığı ve kurtulamıyacağı bir İvaziyet,, , Alp, büyüdü. Güzel, gürbü İbir genç oldu. Artık onun ete rine asılıp “gündüz feneri, gündüz feneri,, diye bağırmıyor.. Eski de- Wiliği yerine şimdi ona bir dur. gunluk geldi, Ondan sonra Şahezer kalfa, kaç kere Alp'ı rüyasında gördü. Ge- ce yarıları uyandı, yanımda onu a- tadı, İçinde ezici, yakıcı (o bir &r. caklık duyarak... Böylece günler, geçti.. Fakat o bu hisi meğe mahkümdur. Böy | hislere, çılgın isteklere “aşkı, İermiş., Fakat o sustur. O ise kara suratiyle, sıska kara vucudiyle bundan ne kadar uzakl, AL, o'da beyaz olsaydı? Onun da güzel saçları, güzel (gözleri, güze: bir ağzı olsaydı! Ne büyük saadetlere kavuşacak, ne tatlı he- İyecanlar geçirecekti! Alp'ı © z8- i man mânal bakışlariyle büyüleye. bilir, onlarla bütün gençlik duy- bütün içindekileri ona irdi.. Bir gün, taze bahar haftalar, aylar ni öldür- e iç yakan WE insanlara mah. KAHRAMAN HAYDUD idam edilmiş bulunurdu. Hain, ve asilerin reisi olduğu halde Venediğe gelreğe clir'et etmiş- til dedi, Ve tekrar cür'et ediyor! Altiyeri titredi. $ikarak; — Ne istiyor? Ne yapmağa gcimiş? diye homurdandı, — Görüyorsunuz ya, sizinde Rolan Kandiyanonun vaziyetini öğrenmekte isti Bana öyle bir £ nuz ki, bu sözlerinizden sonra hemen kalkıp gitmek eder, Fakat, ben bütün tahmin- Jerinize rağmen size dostum. — Siz mi?, — Evet, bu sözüm hakikattir, Ben, pek çok geyler biliyorum. Altiyeri, sapsarı kesilerek ba- gırdı; — Ne gibi? — Ne gibi olacak. Rolan Kandiyanoya dair.. Bilhassa e. minim ki, şahsi bir kin sizi ona karşı harekete mecbur k'liyor... Her şeyi açık konuşalım. İşte, fikrimi açıkça söylüyorum: Ben size muhtacım, ve bunun da 4c- bebini ileride söyleyeceğim... — Ne vâkit?, — Belki bir ay sonra, belki de on beş gün sonra.. O vakte kas dar, Vensdikten uzaklaşacağım. O zamana kadar burada geçecek de gelmeğe Hançerini ın, | nişanlandığı geceydi tan da bütün bunlara sebep oldu-| çiçekleri arasında evlenirler, her mes'ud çift gibi onların da mini- mini sevimli bir yavruları olurdu. Ne tatlı hülyalar!, Halbuki şimdi? Şimdi bütün bunları sarr, patlak gözleriyle mi f anlatsın!,, Ne iğrenç.. | Neyi hatırlıyor o geceyi; Altı bir kızla Sabahlara kö. r evvel, Alp'in güzel kadar kendi kendini yemiş, aç pekler gibi siyah derileri mıştı.. Peki. Ya Alp Şİp lendiği gece ne yapacak?. Nefret edi yüzüne yvanımış gibi ev- sarki bakan bitün insanlırdan nef e vee Ah, mürkün olsaydı, yüzüne gülen, bü ww yara, tanla beraber yaksa.. Sonra onla- rın küllerini avuç avuç azgın rüz- gârlara savursa... Şimdi onunla evlenmeğe değil, yüzüne bile bak- mağa iğrenen bu adam, © zaman gelip kara ayaklarına kapansaydı.. Şahezer Okallanın gözlerinde | kancık bir alev yanıp söndü.. Koş. tu, kapıyı kilitledi.. Sonra pences reyi ardına kadar açtı. . n vünyayı, G Bir hafta sonra, Alpın göz yaş- lariyle yıkanmış vücudunu tahta bir kutu içinde Allaha gönderdi. ler.. Şahezer kalfa da ağladı; fakat sanki gözlerinden yaş değil, tas, laş yalan boşandı. Dün ve yarın tercüme külliyatı 7 nci seriden 61 - 67 . 7 kitap Vikontun ölümü Leneit 11. İç Liza 1 Evlilik 20 Gizli Pamuk harbi s0 Bizans tarihi | Senyojbeos Avrupa 60 l e ——————— m << —— 225 şeyleri bilmemem lâzım. İster Kandiyano tevkif edilsin, ister serbest bırakılsın, ne yapılırsa yapılsın, bunları bilmek iste, mem, — Venedikten gidiyorsunuz, öyle mi? Bunun sebebini anlaya. bilir miyim?, Geçecek vak'alara karış- mak istemiyorum, hiç bir şey bilmek istemiyorum.. İşte, sebep bu.. Altiyeri, kalktı, Artık, polis müdürünün ihti- lâl tertibatından haberdar oldu. ğu aşikâr. Onun yanına 56. kuldu. Cenaro: — Eğer bir söz daha söyleye- cek olursam, mutlak hançer göğsüme saplanacak, diye dü- şündü, Aitiyeriz — Ne gibi şeyler geçeceğini zannediyorsunuz? diye sordu. — On dakikadanberi söylü- yorum: Kandiyanonun tevkifi... Altiyeri, rahat bir mefeş al- dı.. Tekrar yerine oturdu. — Iyi ama, neye bu işlere ka. tışmak istemiyorsunuz?, — Onu da söyliyeyim.. Kan- diyanoyu iki defa tevkife teşeb- büs ettim ve muvaffak olama- dım. Üçüncü defa da muvaffak olamazsam, netice hakkımda birdenbire ayağa

Bu sayıdan diğer sayfalar: