6 Mayıs 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

6 Mayıs 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| ii / — Evet. Gece burada kalmağa Pan ettim, - ! çaldı ve gelen hizmetçiye : Farrenden buraya tep rica ediniz. otel tereddüt etti, yan kapa, © ringa baktı ve nihayet biç vererek efendisine Çince #eyler anlattı. Doktor Vang bir d dinledikten sonra İonge seretiyle yol verdi ve Fur- döndü; Sok üzüldüm. Mis Farren den izden biraz evvel evim- Sıkmış, © Bize haber vermeden mi? ye vermek istemiş, fa - det için hizmetkâr bir mld- kat ii rica etmiş, Fa - Bt © beklemeğe razi onde uy Alelâcele gidişinin sebebi aknda bir şey söylemiş mi? Kg Evet. Telefona çağırılmış. dna sonra hizmetkâra Kenan nesi ricasile birisinin Dİ İ çağırdığını, acele gitme old © esnada dun ile meşgul | yol göstermek Üzere burada bı - raktı, beni arabanızda götürmek- te bir mahzur görmiyeceğinizi ümit etti, — Pekâlâ, Gelin yanıma, Ne - reye gidiyoruz?, Meçhul adam, genç kızın ya - nına geçip oturdu. — Streatham civarında, Dıye iza- hat verdi. M. Furlong sizin ora” da bir tedavi evinde bir hastayı görmenizi arzu ediyor ve wcele etmemizi rica ederek sizi bekle - mediği için özlür diler. Hareket ettiler. Meçhul adam, Streatham civarına yaklaşınca ya kadar hürmetkârane süküt et- ti, Sonra ara sıra takip edilecek yol hakkında kısa izahat vermek» le iktifa etti. Nihayet kırda ten - ha bir yerde, etrafi yüksek bir duvarla çevrili geniş bir bahçenin ortasında kurulmuş büyük bir binaya geldiler. Muvasalatları (o bekleniyordu. Çünkü bahçenin büyük kapısı derhal açılarak otomobile yol ve- rildi. Anjela, bahçe yolundan i * N lâiğini, çünkü bir hayat bunu meselesi mevzubahs oldu 5 vermiş, ig, çelefonla çağıran birisi kim ” İsim söylemiş mi? Evet, M. Rişard Furlong" k, hayretle gözlerini aç- Z Ben ona telefon etmedim. Ya, Jelefon etmediğiniz bura * vE ban enizxden anlaşılıyor. Ben M.. w anladığım için üzüldüm O Mis Farren sesimi tanırdı. Mig Olabilir. Fakat meçhul biri- b, *İzin hizmetkârınız imiş gi- Müge ederek sizin namınıza Böy alime de mümkündür. iklerinizden genç kı- irin tahkikat usullerinize &ti- İğ, #nediği anlaşılıyor, fakat Ya en şüphe edemez Ni diği genci kurtaracak ye- ii keşifte bulunmuş olmarı" ba yle koşup gitmesinden da- ne olabilir? Purlong ayağa kalktı: İka errenin taksi ile ml yoksa “tomobili ile mi giti, bili - IE ile doktor Vang kendi böyle konusurlarken Parren, küçük otomobili- müsaadesi nisbe - tle, Viktorya garı isti- de sürüyordu. “4 randevuya gitmeği red- i, Fakat düşününce vaz « ri istihzalarına rağ - ongun iktidarına itima ği Robündaki bir boya le. Vans korumak istediği ortaya çıkarması onun , VE muhakeme Okabi- İsbata kâfi idi. Furlong Terri Vansın mssum ol- Müciyr, İsbata yarıyacak mühim tek bulduğunu haber vere - N tey, disini çağırtıyör, gelmez» Salışaz NA İşin içinden çıkma» dt ağını bildiriyordu. Bil VEE FAA, # 8 garının otomobil par i zaman mavi kos - " bir adam melon şapkam Vita, Olduğu halde yanına yak- — rey ersiniz efendim, Mis <p, Dİ görüşüyorum? >> Bak, Siz kimsiniz? en eğ m. Furlongun uşağı - Mr Efendim namına Doyp, etmiştim. ekiz 1 kendisine Furlongun Dn Prat'dan bahset. an 4 rlayarak müsterih o - — Farren sordu: iz vrlong nerede? ti pi evvel gitti efendim. bekliyecekti, fakat Gitmesi lüzummış, beni size lerliyerek arabayı binanın önün de durdurdu. Anjelanın yanında- ki adam hemen atlıyarak kapıyı çaldı, Kapıyı, hastabakıcı kılığında bir kadın açtı. — Mis Farren değil mi? M. Purlong sizi bekliyor. Lütfen be- ni takip ediniz. Anjelayı birinci katta bir oda- ya götürdü ve eli kapı tokmağın- da izahat verdi: — Hastanın vaziyeti fena ol - duğu için odada ışıkları szaltmak mecburiyeti hâsl oldu. Lütfen giriniz. Hastabakıcı kapıyı açtı ve An jela yarı karanlık bir odaya gir di. Etrafına bakındığı sırada ka- pı arkasından hızla kapandı ve oda birden aydınlandı. Genç kız yerinden sıçradı. Bu- lunduğu oda, temiz döşenmişti. Bir yatak ve bir tuvalet masa - sile iskemleden ibaretti. Pence - reler yarı aralıktı, fakat dışar - dan kalın ağaçtan panjurlarla ine | kapatılmıştı. Arjela odada yapyalnızdı. Hay kırdı: 268 değil, oh! Bir Nakleden: F.K. — M. Furlong! Kapıya koşarak sarstı, kilit * lenmişti, Yabancı gelmemesine rağmen tanıyamadığı bir ses duyuldu: — Üzülmeyin Mis Farren. Bizi mecbur etmezseniz size fenalık yapacak değiliz. Uslu akıllı otu - rup canımızı sıkmazsaniz mesele yok. Anjela cesaretini toplamağa ça ! lışarak sordu: — Beni niçin buraya getirdi niz? — Son günlerde çok fazla mü- İ tecessis olmağa başlamıştınız, ba şınıza bir kaza gelebilirdi. Bun - idan korumak istediler. Küçük , Kızların vazifeleri olmıyan işlere burunlarını sokmaları iyi değil - dir, t Anjela oturdu ve sesin gel diği duvara dönerek mukabele etti: — Kendinizi çok kurnaz sani yorsunuz ama nafile... Gitmeme müsaade etseniz daha doğru bir harekette bulunmuş olursunuz. Doktor Vanga nereye * gittiğimi söylemiştim. Yakında dönmez - sem polise haber vereceği mu - hakkaktir. Meçhul adam güldü: — Yâlan söylemesini becere - miyorsunuz. Viktorya garında adamımızla buluşmadan önce ne tarafa gittiğinizi bilmiyordu- İnuz ki, doktor Vanga söyliyesi - İniz. Anjela dudaklarını ısırdı. Meç- bul adam devam etti: — Makul olun ve gerek sizin, gerek doktor Vangla Furlong bu- dalasının neler öğrendiğinizi bize haber verin, Genç kız kati bir ifade ile ce vap verdi: — Hayır, size hiçbir şey söy- lemiyeceğim. -— 'Terri Vansı kurtarmak ba- hasına da olsa bir şey söylemez misiniz? Anjela tüzağa düşmedi: — İstediğiniz malümatı polis müdürlüğüne sorup öğrenin. Meçhul adam, gesinde, sinirlen | diğini pek belli eden bir ahenkle:' (Devamı var) l KAHRAMAN HAYDUT servet.. Artık ne Bayan Samiye kahvaltı tepsisi ni almağa gelen hizmetçiye: — Nasıl yeni gündelikçi iyi ça lışıyor mu. Diye sordu.. Bayan Samiye titizliği derece. sinde, iyiliği ile de meşhur bir kadındı. Herkes “A, Bayan Sami. ye doğrusu çok iyi ve merhamet- lidir,, derdi ama kimse onun kim. lere ve nasıl iyilik ettiğini bilmez. di, Nası! bir esas üzerine dokun - muş olduğu malüm olmıyan bu i. yilik kisvesine bayan Samiye na. dide bir manto gibi sıkıca bürün- müştü., Ahbapları ile görüşürken, hiz. metçilerine gösterdiği şefkatten, fakirlere yaptığı yardımlardan, merhametten, histen bahseder, gaddarlara, zalimlere hücum eder, dururdu. İyi kalbli bayan Samiye, kah- valu tepsisi önünden kalktıktan sonra,, kimonosunu (omuzlarına geçirdi ve dışarıda temizlik ile meşgul olan Ayşe kadını kontro. la çıktı, Ayşe kadın, ahbaplarından bi- rinin tavsiye etmiş olduğu ellilik bir Anadolu bacısı idi, Soluk bas- ma entarişinin üzerine yamalı şalvarını. çekmiş, bir kuyumcu ihtimam: ile camları siliyordu. Bir gün evvel viranelikteki ku. | lübesinin oOkapısı ovurulup ta, pembe apartımandan çağırdıkları nı söyledikleri zaman sevincinden Adeta zıplamak istemişti, İyiliği ile meşhur “bir” zengine yaklaşmak viranclikte oturanlar için ne büyük bir saadettir!. Bahçıvan yamaklığı yapan oğ. Tu da bu sevince iştirak etmiş, ve srkenden annesi yola çıkarken ar- kasından ; — Anne! < Pembe apartımanın sahibine iyi kadın diyorlar. Bana bir çift kundura iste. Yalınayak gezmekten (o tabanlarım patladı! diye bağırmıştı. Ayşe kadın saf bir köylü idi. kiz yüz bin lira sahibi olurum, Yazan: Bayan Samiyeyi, mütebesssim bir nazarla kendisini seyrediyor, gö. rünce, “dile benden ne dilersin!,, | diyen peri kızını görüyorum, san-| dı. Önüne bakarak yaklaştı ve ipek kimononun eteğini öperek: — Sana bir diyeceğim var.. de. di, İ Genç kadının o gün keyfi yerin- de idi: — Söyle bakayım, derdin idir? — Bizim uşağın tabanları yere İ basmaktan yarıldı da. o Senden İbir çift kundura isteyecektim. Bayah Samiye bir adım ge ri çekilerek; — Ahl. Senin gibisine de hiç rastlamadım.. Ne oluyorsun dur bakalım.. Hele bir senden mem- nun kalayım da sonra İste.. Dedi, Ayşe kadın şâşırdı.. O kendi ana yüreğine göre, oğlunun yalın ayak gezdiğini söylemekle her şeyin olacağına kani bulunuyor- du. Sesini çıkarmadı. İşini bitirdi. Elli kuruşunu aldı ve gitti . Eli boş gelmenin acısı ile odası” na girdiği zaman, oğlunu yere ©. turmuş, ayağına bir bez sarmakla meşgul buldu. Oğlan yüzünü kırıştırarak: — Ahırda tabanıma bir çivi saplaniı.. Çok canım acıyor anal. Dedi. o kadar çanı yanıyordu ki ayakkaplarını sormadı bile.. Günler geçiyor, ayağı iyileşece- ğine büsbütün morarıyor, şişiyor. du, Ayşe kadın bir gün Pembe &- partımana temizliğe gittiği vakit bayan Samiyeye sıkılarak: — Hanım efendim. Bizim oğla. nın ayağı pek kötüleşti.. Bir hasta haneye götürmek istiyorum. El bette doktorlardan bildikleriniz vardır. Bana bir kâğıt yazıverir misin ?. dedi.. Bayan Samiye sinirli bir tavırla ; i | Ayşe kadın sad Leman Karamanoğlu iskarpinleri hatırlatmak için şim, dike bir hastal:k uydurdun.. Sen bana baksan a, ben adam: tecrübe etmeden bir şeyler veremem.. He, le senin gibi mütemadiyen istiyen sabırsızlara hiç. Ayşe kadının etrafı çizgilerle örülü mavi gözlerinden iki damla yaş fırladı. Şikâyetten daha bü. yük bir süküt içinde işine devam etti: Aradan günler geçti-. Ayşe ba. cı görünürlerde yoktu.. Bayan Samiye sıkıca bürünmüş olduğu iyilik oOmantosunun omuzlarını mı hisseder gibi oluyordu. Bir sabah hizmetçisine $ — Ferhunde, dedi.. Beyin sarı iskarpinlerini bir kâğıda sar da Ayşe bacıya götür.. Darıldı galiba kaç gündür uğradığı yok.. İşte be, İnim de kalbim böyledir. Dayana » mam, isteyince vermemezlik ede- mem, Sonra gâyet büyük bir hare. kette bulunmuş bir insan gururu ile şezlonguna uzandı. Bir kaç saat sonra hizmetçi hanımının 6. dâsına giriyordu. Elinde gene bir paket vardr. Sa miye telâşla; — Ne o?, dedi.. Almağa tenez. zül etmedi mi yoksa . Ferhunde paketi açtı, içinde bir tek kundura vartir, — Hayır, efendim, dedi, . Bild. kis çok memnun oldu ama, oğlu- nün ayağı kangren olmuş ta, ba. cağını tâ kasığından kesmişler. $ol ayağının kur. duraşını aldı! Leman KARAMANOĞLU RİZA 1939 RESİMLİ HAFTA'nın İtalyanca derslerini takip ediniz. — Sen de az kurnaz köylüler. den değilmişsin, doğrusu?.. dedi. KAHRAMAN HAYDUD mi bir kahraman tavriyle hava. Ba Ilsanı kolayca elde edeceksiniz. 265 “Anladınız mı Rolan! Mak, şiir yazacağım, ne de methiye... Hiçbir şeyle uğraşmıyacağım.... “Tenkitten uzaklaşacağım.. Bu servet İle şahane yaşayabilirim. Yanılmamak için bir kereda. ha okuyalım.. Evet, tamam.. Ta. mam yirmi beş bin ekülük mü- cevherat ve inci. Ön bin düka altını. Altışar liralık elli bine. kü,. Bunların hepsi de Milâna giden Pastori yolu Üzerinde Kamposanto kasabasının met. halinde, sol tarafta, sondan ikinci evin bodrumunda bulunu- yor.. Arejo haştahanesinde sefalet. ten ölmüş annemin ruhu için bu muâzzam, muhteşem bir serveti. Artik tamâmen zengin oldum... Hükümdarlar! Kardinallar, şair. ler, san'atkârlar! Hepiniz, hepi- niz, Piyer Arateni hürmetle se. Jâmlayınız.. Çünkü © herkesin asırlardanberi, aradığı ve asır. larca arayacağı en muazzam şah eseri, serveti ekie etmiştir. Oda içinde gerinmeğe başla- dı. Sevincinden ellerini uğuşturu. yar ve murıldanıyordu. “— Ok, oh.. Artık Perina ile evlenirim. Rolan Kandiyano da bana Perinâyı aldığım saman otuz bin ekü vaad etti. On sekiz bin ekü kadar kendi servetim var., Alâ. .O zaman tamam se. şairlikten vazgeçer. Kâh Vene - dikte kâh Milânda, kâh Floran. sa da ve yahut Romada yaşarım. Hayır, hayır.. Romaya gitmem. Sonra Papa servetime oturmak için beni öldürlir. Romadan baş ka her tarafı gezerim.. Para ile şairler, edipler tutar. Methiyeler yazdırır, mükemmel bir hayat geçiririm.. Sevinci biraz sükünet bulduk- tan sonra: — Bakalım daha bir geyler var rm?, Diyerek elinde tuttuğu kâğı. da doğru eğildi. Bir kaç satıra göz gezdirir gezdirmez sapsarı kesildi; — Hay, şeytan hay!. diye ba- gırdı.. Ve ilâve etti; — Akt tarafını okumasam ne olur?, Öyle ya, mektubu başın. dan aşağıya kadar okumağa be- ni mecbur eden mi var?.. Oku. duklarım benim için kâfi.. Mese- Jâ.. Tamam okuyacağım sırada, kâğıt ateşe düşmüş olmaz mı?, Maalesef mektubun son satır. ları Aratenin nazarlarından bütün cehit ve gayretine rağmen kaçmamış, onu istemiye istemi, ye okumuştu. İşte son kısımda yazılı olan“ lar: “Eğer bu mektubum bir va. tandaşın, bir şairin, bir sana'tkâ. ya kaldırıyordu. Dandolo: — Sizden çok rica ederim... Yezdıklarımın bir kelimesini bi. le değiştirmeyiniz. , Namuslu bir inşan mısınız?. — Tabii, tabit.. Fakat san'at!. San'at!.. Fakat mademki israr ediyorsunuz.. Pekâlâ, sönük ol- duğu halde söylediklerinizi ay. nen yazacağım.. Dandolo başı ile teşekkür et- tikten gonra devam etti: “Rolan! Kızım size tamamen lâyıktır. o Ecdadımızdan O teva- rüs ettiği ahlâki faziletlerle do. lu olan kalbi büyük bir fedakârlı. ğn katlandı... Dinleyiniz: Siz zındanda idiniz... Altiyeri Beni ölümle tehdit etti, kork- tem, alçaklık oOetti. Ve itaat ettim. Gene onun emri ile Leonora sizin kaçtığınızı, Artık onu sevmediğinizi söyledim. Da. ha sonra şizin ölmüş ol - duğunuzu haber verdim. Ve nihayet beni kurtarmak için AL tiyeri ile evlenmesi lâzım ol. duğunu bildirdim, Kalbini, ben- liğini, ruhunu ezen bu fedakâr. hığa bei kurtarmak için muva. fakat etli, Fakat dikkat ediniz. Yalnız, ve sade Altiyerinin is mini taşımağı razı oldu. O ka. dar, sadımı izah edebildim mi? Öl mek üzere olan bir adamın söz. lerine itimat ediyor musunuz?. Evet, bugün Leonor, Altiyeri. hin ismiti taşıyor, Fakat kızım aslâ başkumandanın karısı ol- mamıştır. Sizi ölmüş zannettiği gündenberi kendisini tıpkı eski devirlerde kocalarma öldükten sonra bağlı ve sadık kalan dul. lar gibi ebedi mateme bağlamış. tar. Sizin yaşadığımızı duyduğu gündenberi ise bu sadakat daha canlı, daha kuvvetli bir halde za. valımın kalbine yerleşti. İşte söyleyeceğim şeyler. Ben artık ölüyorum.. Leono. ği cehennemi ve azapla dolu hayatını o anlatmaktan âcizim. Bir gün, ikiniz de birleşecek misiniz, bilmiyorum. Hattâ ümit bile etmiyorum. Hissettiğim hâ. ket olacağından korkuyorum. Fakat Rolan hiç -olmazsa w. zaktan ve kalbinizden olsun kızı- ma ait biç bir şüphede bulunma. yınız, Ona hürmet ediniz. Onu tak- dis ediniz. Çünkü zavallı bir kurbandır, Benim, babasının e. nayetlerinin ve kendi sadakati- Elveda Rolan! Elveda Leonor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: