24 Mayıs 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

24 Mayıs 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Gİ KASIMIAR İÇİN İşte kadın modalerwida bir yenilik daha... Parisin meşhur şapka ma İazaları, şapkoları yakıcı güneşten korumak Oiçin böyle mini mini şemsiyecikler yapmışlardır. Şemsi” yeler, bir kadın çanlasına kolaylık. ia sığabilecek büyüklüktedir Topuklar ve kadın güzelliği “Yaz, kır, deniz, liğini daha çok mevsim... Kışm t sade elbise dışında kalan kısımlarr na münhasır kalabilir. Fakat yazın, deniz ve plâj kadını vücuğunun her parçasile meşgul olmağa (mecbur eder, bilhassa ayaklarile... Ayakların, tenasüp ve bakınımdan en mühim krsnı topuk lardır. Bu; ı modası topuklarm güzelliğine çok kıymet verir. Kısa bir eteklik altındaki topuk O vücu dun mümtaz zarafetini, mek çek zordur. Fakat topuğun a gek İini bozan sebeb sellülit de: talık değilse topuk biçimindeki bo zuklukları tashih daima (o kabildir Deoktorluğun sellülit ismini verdiği bu hastalık topuk ve civarındaki hücrelerin yağlı bir madde ifraz et- mesinden ibarettir, Bu hastalık ka 'dınlar arasında sık sık görünür, Hastalığın teşhisi ve teda mamile bir dekter işidir. topuklarınızda bir ağr akit ilk yapacağınız İş parmak ile şehadet parmağı en has Sl sunda “Va! tinin fazla çalıştı; Jadığını gösterir. Aksi takdirde to puğun şeklini bozan sebebler, gunluk, kan bozukl lanma gibi şeyleri Bu takdirde güzelliğini kaybeden topuklara esk İsarafetini vermek İçin yapılacak tec İibirler şunlardır; ver Devamı 13 üncüde or Sİ Harri aynı #ABER — Akşam Postası is) Bor ve oğlu filmde | Baba oğul, sinemada da baba rolü oynıyorlar oğul Hayat ve * hiç benzeme: dığı rolü ekseriy: ramaz, Çünkü hi buna çok zor uyar. Fakat bazan ha- yatta olan münasebetler, akraba « rklar, arkadaşlıklar sahne Üzerinde de vukua gelebilir, Meselâ moşhur İ Fransız sinema yıldızı Harri Borun İ bir oğlu vardır. Baba ile oğul “Ho, dökör relsi,, isimli bir film çeviri « yorlar. Bu filmde Harri Bor baba rolünü oynuyor, oğlu da hayatta olduğu gibi sahnede de babasınm oğlu oluyor, Bu filmin çevrilmesi münasebe » ile bir Fransız sinema mecmuası muharriri önce Harri Bor ile görliş- müştür, Sanatkâr da mukarrire, oğlu hakkımdaki düşüncelermi gu bizim hayatı « mizi andırıyor, Filmde oğlu hak , kında çok sert, çok sikr davranan, fakat onun istikbali hakkındaki dü- şüncelerine hiç karışmayan bir ba- rum, Hi . Ben ciddi , Oğlumu şi - rine de karış» Anil a Bini gibi tiyatrocu vo sinemacı olmak istediği vakıt demekle iktifa et - tim. Ne cesaret verdim, ne de cosa- O da benim gittiğim yoldan yürüdü, Oğlum için yaptığım yegâne li hakkında teknik nasihatler vermek tir, O da yalnız bona müracaat ede. ! rek sorduğu zamanlar da. Tıpkı i giren herhangi bir a * ceminin sanala dair sorduğu sunl - lere cevap verdiğim gibi.. Bir tek! kelime ile biz bu filmde sahnede ne | isek buyalta oyuz. Be nsahnede ol- duğu gibi hayatta da bana tahsis edilen rolü elimden geldiği kadar yi bir şekilde oynamağa çalşıyorum. Oğlum da aynı şeyi yapıyor. Muharrir bu tapkı böyle geçi suratir bir b , ara Bıra, sahne bayatı mesleğe sonra Hari "İDelikaniz ba k film ç in büsbütün BR filmden filminde âlemi; meçhulü « evvel N ko rolünü o; Nis tiyatro . nun akıri,, komedisin- dir, lantik miştı, Daha evvel olan babasmın kanından & esiyetlerle, ekseriya sanatkârlar, İla dolup taşan evlerin kaplayan sa: nat havasma ihanet edemezdi. O - min İçindir ki günün birinde sahne." İtin; i piyesinden “Iodökör rcis,, filminin güzel dektilosu Beti Stokfeld nıbaşında, Fransız eyaletlerini ol - duğu gibi gösteren Iyi bir resasm sahneye çıkarken fırçasının akisleri de mevcuttur. | ilanmaytp Ekzanprovens o mabk ismiyle çıktığını da şöyle anlatmış. müddelimumi olan MÖ ye çıkmak için hukuk fakültesine İ- hanet etti, Delikanlı, asıl adı esinde | & Hodökör âkimlerin en ciddisi ve en ağır| dır. Çok o muntazam © yaşar, »de kendisi kadar ciddi ve ağir başlı olan hemşiresi ve kuzeni vel dır. Evde kimsenin bir söz söyleme. | ğe hakkı yoktur. Hodökörün bütün harfi harfine riayet et *| mek, bir dediğini tekrar ettirme - mek şarttır. Müddelumuminin Pa - hükuk tabsil eden bir vardır, Mi “.— Bu isim büsbütün uydurma İsayılmaz, Annemin genç kızlık adı &ır, Ben sanata yeni başlamış bir te bü - adımızı kul ba- etmek yük bir şöhreti ) mörlirihd lansam herkes emirlerin istifade rele dayanarak te yaşıyacağımı sana- Ça ! «lek değil , var bir tufeyii bilirler. Bunları düşünerek gibi ddetemumt oğlunu Pa a çağırıyor. Maksadı oğ- gin avukat kezt olan matmazel Berga Larü ile| tanmma . ©vlendirmektir. hayatımda k a birisine istiladıma güvenerek yüksel - reih ettim, Ve babamın bu yan ismi aldım... İ Fakat müddelumuminin oğlu Pi İyer, Paristen bir türlü ayrılmak is- bir dak in zen- refli İsmine mukabil a temiyor. Çünkü o Baba İle oğlun söylediklerinden sonra “Hodökör Rels,, filmine dü - nebiliriz, dn ge r, Avuki tilo ile sevişmek > gözü yoktur. İ, delika Bu film, Rojer Fi a anlatır. Fekat adam olan Hodökör'ün 85. inden dönmesi imkânsızdır. Piyer, ve pek çok beğenilmişti Piyeste ya babasınm tayin ettiği kızla ev - insan ruhlarını çipin gösteren kuvvetli bir tahlilin ya -' gitmek mec aba evini büriyetindedir. Bu, m bütün 21 MAYIS — Yaz sebzeleri Dr. G. A. terki” bi yüzde dok san Üçe kadar sade suğuf Yazan: Yaz sebzelerinin seksenden Üst tarafının bir kısmı ka cak sellüler olduğu için yaz sebzeleri insanı pek te bes- leyici gıda cek, kanımıza sayılama Bununla beraber onlar yemeklerimiz- güzel kokusi" güzel sade pek değerli Her biri iştahımızı Zaten yağla, yahut zeytinyağla pişirterek yediğimiz yağlı maddelerden dolayı bizi haylice de besler. Hazmedilemiyen o sellüloz maddesi barsakların rahatça temizlenmesini te- min eder. dir. le lezzetiyle yemeklerimize keyif verir. açar, hepsini Fakat yaz sebzeleri bize lüzumlu olan maden maddele- rini verirler. Bunlar, vakia, et gi yağ gibi, şeker gibi im san: kimya bakımından besleyecek şeyler değildir. Fakat bunlar olmaymca besleyecek maddeler işe yaramaz, ma densiz hayat kabil değildir. Bunlardan daha mühim olarak, yaz sebzeleri bize gene hayatımız için pek büyük bir kısmını temin ederler. Yemeklerimizle yediğimiz gıdaların hepsi biribirine bağlıdır. Et yemekleri teşkil eder. Yağ bizi ııtmağa, vücudumuzun dâimi hararetini te- lüzumlu olan vitaminlerin vücudumuzu mine yarar. Ancak vücudumuzda şeker yanmayınca ne et & ıir, ne de yağ... Şeker bize hem hareketlerimizi hem de eti ve yağı eritebilmek için lüzumludur. vücudumuzda vitamin bulunmayınca şeker de Demek ki bize vitamin getiren sebzeler, bizi besleyecek olan gıdalarımızın işe yarayabilmesi için mutlaka lüzumludur. Sebzelerden çok istifade etmek için onların hepsini, salata ve turp gibi çiğ çiğ yemek daha doğru olurdu, Fakat insan oğlu, daha ateşi icat etmeden Önce, güneşten kızmış temin eder, Halbuki emez. isinde sebzeleri koyarak pişmiş onların en çoğunu Pİ yenilen çi. kayaların üzerine kamış içe: sebzenin lezzetini aldığındanberi, girmeden yemek âdetini kaybetmiştir. Bu âdeti karmağa, sebzeleri çiğ yemeğe de artık imkân yoktur. O halde, sebzelerden beklediğimiz vitaminleri bulmak için onları mümkün olduğu kadar çok muhafaza edecek pişirme usulü bulmak lâzımtlır, Vitami sonra sebzeleri vitâminleri kaybolacak tık hata olur. Sebzelerin vitaminleriyle birlikte madenlerini ve zâ- ten pek az.dlan besleyici, maddelerini de kaybettirecek pi” girme târzı - yani en fena tar? . Sebzeyi su içine koyarak haşlatmaktır. Böyle pişen sebze lezeztini ve rengini m faza eder, fakat ondan beklenilen fayda bakımından kay“ bolmuş olur demektir. Sebzelerin vitaminlerinin en ziyade havada pişerken kaybolduğu birçok teçrübelerle sabit olmuştur. oOndan dolayı sebze konservası hazırlayan fabrikalar (o sebzeleri havasız etüvlerde kaynatarak sonra gene havasız kutulara korlar, o zaman sebze - havasız olmak şartiyle - yüz derece- den ziyade sıcaklığa karşı gelse bile terkibindeki vitamin” lere halel gelmez... Bu usulü, evlerde sebze pişirirken tatbik etmek, ta- bit kabil değildir. Havasız etüv bulmak pek masraflı bir şeydir. Ona az çok yaklaşmak için icat edilen kuvvetli bir tazyik altında kapakla kapanan tencereler bile haylice pa. halıdır. Fakat bu usule az çok yaklaşmak her evde mümkün olur. Bunun için de bir kere sebze tenceresi sebzenin miktrma göre olmalıdır. Hlemen her evde faklı bir kaç tencere bulunduğundan insan ailesinin sayr” sına kadar lüzumlu, pişirecek sebzeye kâfi tencereyi intihap edebilir. Evde yoksa bir yenisini almak ta pek pahalı olmaz. Böyle tam kıvamında tencerenin içine sebzeyi - tabit yıkayıp temizledikten sonra sebzenin cinsine göre lüzumu kadar yağ... Tencere sebzeyle dolu olunca pekaz bava kalır. Yeniden hava girmemesi içinde tencerenin ka. pağını kapadıktarı sonra kenarına hamur sürmeli. Böyle yapılınca sebze mümkün olduğu kadar az hava içinde pişer, vitaminleri de pekaz kaybolur. Böyle pişen sebzenin lezzetinden hoşlanmazsanız, hut eziyetli diye bu tarzı beğenmezseniz, sebzeyi istediği niz gibi pişirtirsiniz, fakat hayatınıza lüzumlu olan taminleri bulmak için salata ve turp yemekte ihmal etme, melisiniz. ler keşfedildikten #urettepişiritmek ar. pişirilecek irili u. içinde a pm my eni ser kl delumuminin temyizi kabil olmıyan | vaffakıyetle neticelenir, elddi ve 8” kat'i kararıdır. ( gırbaşlı müddelumum! güzeli kadi Fakat “kul srkişmca Allah yar -İnm şakraklığı önünde balmumu İdim eder,, derler, burada da öyle oluyor. Hodökör ellesinin bu ih lâflı zamanlarında tesadüf Madam Remizol isminde güzel bir kadını meydana çıkarır, Bu kadın güzelliği cazibesi, şakraklığı ile bütün erkke, | leri baştan çıkarabilecek kadar kuv. vetli bir mahlüktur, Müddeiumu: ğu feci vaziye. r, kibar ve nazik bir sal demek olduğu. nu da öğrenir, oğlunun hereketini tabii bulur. Delikan'ı artık sevince sevine Parise, daktilosunun yanım& gidebilecektir. Orada © sevgilisine, kendilerini mesut bir evlenmenin beklediğini haber vermesine hiçbir mani kalmamıştır. Ya, baba ne oldu? müddelemermt ma bi yum adamı olur, aşkın nin oğlunun bulund Hi işitir, delikan bu siktşik halden kurlarmağa ka - far verir, Madam Remizol müddelu. | dam Remizola g6 İ kalmadı. Sevgi muyl yumuşatmağı karar vermişitr, | yanmda çok le i “ İmesuttur. Fakat maalesef bu sax” Fakat kendine mahsus bir tarzda. Madam Remizol'ün a acır ve onu) ğ'r başir Aşik olmakta plânı mu - mep”Dovamı 13 tincüde gr

Bu sayıdan diğer sayfalar: