6 Ağustos 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

6 Ağustos 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 AĞUSTOS — 1959 . : M0 e ASE YANFUKAPŞ van Yale © iban | “m ie m , e Fabrikadan mal çalan işçiler Üç kişi tevkif edildi İk, ahkapıda ayakkabı ökçesi "iği imal eden bir fabrikada Mehmet oğlu Mustafa 19 yaşında bir genç, aya su taşıyan Rizeli Sa. birisi ile uyuşmuş, : galdığı lâstikleri Sa. e im il kaçırtmıştır. şik su tenekeleri içinde r lstikleri Ahmet oi atafa adında bir gençle sat. N 3 Paraları paylaşmışlardır. ipretle 10. 12 partide 600 yakın lâstik çalmışlar, a kunduracılara satmış. ihayet dün iş anlaşılarak ular yakalanmış, lâstikleri klar kunduracılarla bera. sxliyeye verilmişlerdir. Sulh ceza mahkemesinde & “90 çekilen suçlular 13 kişi iy unlar sıra ile fabrikadan | eri calan Mehmet oğlu stafa, su tenekesinde dışarı İ Rizeli Salih ve satan t oğlu Mustafa ile çalın. imalı bilerek satın almak. n, Suçlu kunduracı İstavri, iğde, it, Mehmet, Nike, © Mehmet, Erzurumlu aş <0 Antalyalı Mehmet, İL Har, hal idi, im Reşit tarafından ya. sorguda, Mehmet oğlu a, poliste itiraf etme İSA inkâr etti, Rizeli Salih met oğlu Mustafa da hır. K olduğu gibi anlattılar. 2 e da lâstikleri 1 olduğunu bilmiyerek yarn söylediler. icede hâkim Reşit, Meh. Oğlu Mustafa, Ahmet'oğ. ustafa ve Rizeli Salihin e ben Sri, İ lala mahkemeden çıkar. *n fabrikada çalısan Meh. “ölu Mustafa, Rizeli Sali. “zerine hücum ederek“hep diz a pe yüzün. Mi, diye bağırdı ve yü. | | 4 giderli bir yumruk vur. bi 'Wstafa güçlükle zaptedi. tevkifhaneye gönderildi. N lı 3Yırlı evlâtlık baba- İİ SİNin parasını çalmış rik memurluğundan mü - İma, Bekir adinda birisinin 19 yo- İy BAL ismindeki evl4tlığı geçer Pay balığının birbir itina ile en SI 200 lirasını çalmış, İğ ir. Bili dün yakalan İpi, Parayi Salâhattin adım - kay; anıdığma bıraktığını söy İliy lira anarak babalı . “iy erilmiş, kendisi de dün Bi,” 9 teslim edilmiştir. a sorguya çeken birinci kiç iu hâkimi, kendisini tev-| Ar, ve kunduracılarm bırakılmasına © karar sicili s, Bir tashih atik güzetemizin 4 üncü tay ide “Altın bileziklerde a. kay Ahtekâriığ, namı altında çi “la, Mahkeme haberinde; ak eri bir Yanlışlık eseri olarak aş gey kilnde bulunan Kâmil N adamı mahiyetinde üni , gös gil İbrahimin Kâmil Tatari ing, ii olmadığım ve başl Bar müessese sahibi oldi. srendik. Tashih ederiz. zim zin İN HABER kli iye, an Tik ik kaman e vela bi İŞ bip Ze A A A e AY zi Hanak ME kiçi ndan pi e e PE ba Eyebi ka a TN ak Titan, Kani ki bi Aa gi si va aka al veli a ağalar il ve lal ğamayle yen KELİA ape” Kaan MÜ aran şt yi hai ik yy ği gelek kal ai Yel bak aliyi Kanla akma Kalşlnk Ey A yaş in fek b nm ay Şer ep Kğ Sag *k - Teki ii Kayan Karar makin ak li ba yale, ezeli yeka Hallime çin pie oldağink ryamazka das ç dak Ti Tevek Kanma 2 Kik alekak tan nazi URALLA bak bağli VA vie vak yila aayiş Male ATATÜRK'ün aziz hatırasına pnanannn Yazan: İSMET İNÖNÜ ları, ilim ve idesl ufkumuzda yeni açmıştır. Bir milletin en büyük kaybı, kendine itimadını kaybetmesidir. Cumhuriyete kadar iki yüz seneye yakındır ki, bu memleketin o. kumuş geçinerleri, kendi medeniyet kuvvetle. Türk tarih kurumu tarafından neşrolunda Belletenin son çıkan 10 uncu Atatürkün aziz hatırasına tahsis edilmiştir. Bu sayıda, başta cumhurreisi İsmet İnö. nünün, memleketin birçok tanınmış münevver lerinin, profesörlerinin, Büyük zıları bulunmaktadır. “Belleten,, , anlatmaktadır ki şudur: “Türk Tarih Kurumu bü nüshada bir top. Jantı tertip etmiş oluyor. Buna hepimiz hür met ve muhabbetle, koşarak geldik. Cemiyet kurmak, cemiyet içinde konuşmak (Atatür. kün sevdiği bir âdeti ve çok hususi bir meha. reti idi. Bu toplantıdan onun ruhu şadolacak” tır. Bize bu fırsatı verdiği için de Türk Tarih Kurumuna teşekkür etmeliyiz. "Türk Tarih Kurumu; milli kültürümüz, kültürel terbiyemiz için birinci derecede fay. dalı bir müessesemiz olmuştur. Geniş mikyas. ta enternasyonal neşriyata, eski cumhurreisimiz (o tarafından yollanan yazının aynen bir klişesini neşret" miştir. Yukarıda gördüğünüz el yarısında, İs. met İnönü, Atatürk hakkındaki ihtisaslarım sayısı ebedi get Öndere dair ya.İrine inanmadan bayatını hararetten mahrum etmek istiyen bir yabancı edebiyatın zehirli telkini, en dik”, katli olduğunu zanneden ilim muhitlerimizde bile yerleşmişti. Türk Tarih Kurumu, Atatür. kün hususi alâkası ve tesiri sayesinde, tet. kiklerinde başlı tir. Bu, milli kül Sevgili ebedi eserlere ve vesikalara ve arkeolojiye dayanan araştırma” İdeceğiz.,, ATATÜRK TARIH TEZİ Yazan : Pr. ÂFE( Türk Tarih Kurumu Asbaşkanı Atatürk, Türkiye çin bir tarih devridir. Türkiye Cumhuriyeti tari-) ai Onun kurmasile başladı. Memle keti kurtardı, cumhuriyeti kutdu, mu on beş yıl en verimli idaresiyle yaşattı, büyük işlerinin . üzerinde milletinin sevgi halesi içinde ebedi- yete intikal etti, İnönü Onun için diyor ki: “Devletimizin bânisi ve milletimi: isin fedakâr, sadık hâdimi, insanlık idealinin âşık ve mümtaz siması eş: iz kahraman Atatürk! Vatan sana minnettardır.,, vu cümle herşeyin İfadesi değil mi? # İlâve ediyorum, Türklük tarihi O! »üyük başa minnettar, O Türkiye için bir tarih o yaptı Türklük için ise tarih yazdı. Bu te ih-yazmasında Onün yazıcısı ve yersberce okuyanı oldum. Tarihte talebesi idim. Beraber oküduğu nuz kitaplar sayısızdır. Bu çalışma 1920 da başlar. Türk Tarih Kuru” mu bu çalışmalar neticesinde doğ du, Kurum ilk Kongresini (1981 Onun yakın al$kası ve takibi altın" da başardı. Türk Tarih tezi ilk ola * rak bu kongrede ortaya (atıldı ve münakaşa edildi. Memleketin bü tün tarih muallimleri, tacih âlimleri, | bunda hazır bulundular, Mekteple tin dört ciltlik tarihi bunun sonum da meydana geldi. Türk Tarihinin oAnahatlarını ve Türklerin medeniyete hizmetlerini tetkik etmek ve yazmak vazifesi | Tarih Kurumunun başlıca / İşi ola:| rak Atatürk tarafindan verildi. Hafriyat işleri Onun teşvik ve hi! 4 möyesile başarılıyordu. Hasta yata ğında, dahi, Türk Tarih Kurumu nun işlerile alâkadar olmaktan zevk duyardı. Bir gün Trakya höyük lerinde son çıkan çserlerden bahset: miştim, o kadar alâkadar oldu ki, “o çıkan eserlerden bana getir göre“ yim. diye arzu gösterdi. Birkaç par ça eşyayı müzeden alarak (Saraya getirdim. Bay Fethi Okyarla görü- şüyordu. Eşyaları — İstedi, hepsini! biter birer gördü. “Devam ediniz. memleketimizin kültür tarihi zem ginliğini daha çok bulacâksinız., di yordu. "Onun son gördüğü kitap ta “Be'leten., oldu. 15. birinciteşrin 1988 cumartesi akşamıydı. Saat 7 ile 8 arası benii çağırttı. “Bu akşam kendimi dahal Tank Karadan Leh Mağ MARİN ye - verir bir müstakil zihniyetle temayüz et sağlam bir esastır, Kurumun, kirk yılık hu. rafeler ve sabit fikirler karşısında tereddüt etmeksizin, hakikatleri bulmak ve söylemek cesarciini muhafaza etmesini 'Tarih Kurumu, Türk milletinin medeni kabi. liyet ve hizmetlerini, insanlık âleminde teşrih ederken yeni nesillerin temiz taze can kattığından emin olabilir. Aliyam Poctası Lİ ra e kazaz vE va tünek» iğ, haviinde til ye v hakka, Üre e ğe ass Sakağaya Geum li LL e İLA md mede Yeki ve ayla şinasi Cökame yel Mili ye ml İl 4 Tay tan bakimdan men Mak, 2k yele Sanal “vti & Mask; vay ik tak « hağıy EŞ 1431334 —i Yin İŞ âlemler konuşurlardı. Türklerin milli başına düşünür ve hüküm için büyük kazanç ve çok, isteriz. Türk, idenllerine» de lll Vi YP İŞİMİZ 57 Le Yİ Türk sanat ve fikir hayal —Z TANZİMAT TÜRK SANAT VE FİKİR ADAMINA KISA BİR BAKIŞ Tanzimat Türk Ortaçağ cemiye- tinin, tam bir siklet merkezi kanu. nile ve asirlarca © içinde oturduğu dünyadan, başka bir dünyaya doğ- ru kayışını çerçeveliyen devirdir. Bir dünyadan başka bir dünyaya bu güç hareketi, kendisini (Gülha, ne Hattı) nda devlet ağzıyla haber verir, Artık, içinden çıkılması lâzemi bir dünya vardır ki (eski) nin, ve içi İna girilmesi lâzım bir başka dünya yardır ki (yeni) nin miümessilidir. (Eski) nin müflis olduğu yer Do- ğu, (yeni) hin itibar kazandığı yer. se Batı, O zamanXi Doğuyu, en diri cemiyet halinde yalnız Türk temsil ettiğine göre, (eski) içerde müflis ve (yeni) dişarda muteberdir, Kendimize alt bir bünyenin pör- süyüşünü sezmek, yabaneısı oldu. Rumuz başka bir bünyenin sırrma Tanzimatı doğuran şuurda, gelen dünyanm getireceği muvazeneden ziyade, giden dünyanın götürdüğü muvazenöyi (o sezebilecek; (gelenin varlığından ziyade gidenin yokluğu- nu kâydedebilecek; ve ancak tef. sirsiz ve tahlilsiz, deri üstündeki tezahürleri görebilecek kadar sığ. dır, Bu şuur, halis tefekkür adem- iarı elinde ve bir iç âmilin tekev. ye geçememiştir. Dünyamızm iflâsı öyle bir vakı- âdır ki, rakib dünyanm iyi niyot. li, yasatıcı kültür sirayetlerile ve içten kabaran okşayışlariyle idrak edilmez; yoluna (o dikildiğimiz için, Atatlirk! , Tarih Kurumundan beklediğin maksatları. biz ve bizden sonra gelecekler, aşk ile takip ©, iyi hissediyorum. Ankaraya yakiırr Ja gidebileceğimi ümit ediyorum,, diyordu. Çok o sevinmiştim. Gene Tarih Kurumunun — fağliyetinden malimat almak istedi, Doktorların) tavsiyesine göre kendisini çok - yor* mamak istiyordum. Kısaca istediği malümatı < verdim. Bu meyanda Belletenin yeni çıkan nüshasını da söylemiştim. “Onu getir görmek is <im,. dediler. Belletenin 5/6 sayılı nüshasını eline alarak yazılarına bir) «5g gezdirdi, ve memnuniyetini be yan eti, İstirahat etmesi için ker) disihi yalnız bıraktım. Böylece Atatürkün son gördüğü *itap “Belleten,, oldu. “Belleten,, o adını O koymuştu. m. ayaya"Atatürkü diken, diye bir k bae açmıştım. OO yazılar Onu dinli m gibi Belleten sayfa larma geçti. Bugün Onu dinlemek- ten mahrum oluşumun acıları için deyim. O sesi ki ben senelerce işit“ im ve dinledim. Artık Onu işitme mekten duyduğum mlırabı çekiyor! rum. Çönkü Onun gür ve daima hâ kim olan sesi kulaklarımda * çınlır yor. Her dakika Onu işitir gibiyim.! (Devamı 5 incide) kötü niyetli ve öldürücü dürtüşleri le ve dışlan gelen tokatlarile idrak edilir. | Bu talihsiz idrak bize, bildiğimiz jve içinde olduğumuz bir dünyanm iflâsına mukabil, bilmediğimiz ve dışmda olduğumuz bir dünyanın za- ferini körükörüne teslim ettirmiş» tir, Böyle ölüm tehlikesi anlarında, hemen hiçbir cemiyette taslanamı. Yan büyük sanat ve fikir adamı, bizde de yoktur. İntibah şuuru, satıh münevverisin elinde ve er, kısır plânda iktidar mevkiine ge, çer, (Eski) bütün bir hayatiyetle köklerde kesifleştiği halde, dallar- da, kökü İçerde mi dışarda mi bi- ilnmez, bulanık ve iptidal bir mah, lük peyda olur. İşte, en nezaket- li bir intikal devresinin kurtarıcım yerindeki Tanzimat Türk sanat ve fikir adamı bu biptir. Bu tipin psi, kolocyasına, kayıtsız ve şartsız HAYRANLIK, şuuruna kayrtsız ve| şartsız TAKLİT ve benliğine k yıtma ve şarisz AŞAĞILIK UK- DESİ hâkimdir. Artık Doğu, harikalar ve mucize, ler diyarı değil. Sokaklarda ilâhi okuyan mağmum dilenciler, goy- goycular ve harabeler memleketi, Artık Sâdâbâd bahçeleri Kâğıtha, nede değil, (Versailles) da. Telli pullu gemiler Haliçte deği, Efrenç limanlarının tersanelerinde denize indirilir. Bir zamanlar her heferin cebinde bir © parça tunç taşmarak Bağdad önlerinde dökülen toplar, Türkiye değil Avrupa malı, Saray pm değil (Charlottonburg) balı (Şiraz) değil (Gobelin) ve sa- ire... Bütün dünya hakikatleri, İlk mekteblerde, eşya dersler! tabloru ve kıraat kitabi kadrosu içindedir. İste: , Hayatta geçen veya geçmesi ik. timali olan vakaların hikâye kıfikir €rmeğe nispetle çok kolay ve kaba, | üzerinde taslaklar Yazan: Necip Fazıl KISAKUREK hakilaş ro kulâde t t dedir ki, böyle bir vak kilik kaleme almak, cizesini yapmak 10 k Sergüzeşt i ai). Düğlnra, çiçeklere, kuşlara dair de şiir yazılır, Bu ne ktir! Öyle ki dağa, çiçeğe ve 'kuşa dair bir iki manzum, ilk smıflarda okunan Birkaç edebiyat kaldesini bir araya getirmek bir kâdisedir, (Zemzeme ve Talimi «edebiyat - Recai Zade Ekrem) Ziya Paşa ve Mutllim Naci gibi, an Edebiyatınm son artıkların. dan bir şeyler yapmak istiyenler ve bu gidişe pek de itimadı olmıyan- Avrüpada lsr vardır, (Harabat . Ziya Paya, Demdeme - Muslim Naci), Namık Kemal gibi, geriye dön- meği en büyük tehlike kabıl eden. ler, fakat ileriye doğru dn, vatan çığlığından başka. hiçbir sey bilmi, yenler vardır. (Tahribi İarabal - Namik Kemal). Beride zavallı Ahmet Mithat Efendi, viyolonselle çiftetelli çalar gibi, Avrupalı roman tezgü basit halk pslkoloğyağına o bürün- müş tipler yonta dursun, Her seye rağmen Ahmet Mithat Efendiniz. 1914 Dünya Harbine gelinceye ka, dar, Türk romanında herkesten”di ha hakiki kaldığını inkâr çok zor Ferdiyetinin müstesna kumasile vünleri muhnssalası olarak değil, | Abdülhük Hâmid, mensub olduğ gündelik siyaset adamlârı elinde |kadroyu aştı. Devrinin (Edib ve Sir dış wümasebetin tenbihleri | Sefir) düsturu sayesinde ba neticesi meydana gelmiş, bir satıh | Avrupada Feçirdi, “take” tesirini ve siyaset İntibah: olmaktan ileri. | tahsiliğe yaklaştırdı, hiçbir içtimai j davası olmadığı halde, #osyal plân- da çalışanları (Namık Komal) hay. ran etti, O, benliğini doğrudan doğruya kanatan hâdiseler karşı, sında unutulmaz 8 OMdakber), Fak idrak edeceğine Garb (viveur) ve tarifi seviyesinde gezindi, haşrüneş- rini Garbin maddi hayatında arüı Garbi isimler taşıyan kahramanla» rın derisine girmeğe bayıldı. (Fin- len ve saire). Şeyh Galib tekhiğile (Shakespeare) ve (Hugo) yu'7iöş. ketti,. Ölüm ve Allah gibi büyük |ve mücerred meseleler karşısında alâka sahibi oldu, faket 7 şabâiyet sahibi olamadı, oAbdilihak Hâmid, netice itibariyle sanat ve estetiği, nin şuurlu dünyasını bina edemedi. ine ve arkadaşlarıma nis- kadar: bile, onun etekie- (Dahii tenekesi bağlamasını icab ettiriyordu, Note- kim bu vazifeyi, bir devro sonra gelen Süleyinan Nazif ikmal etme. di, Öldüğü güne kadar ya kalmış olmakla iftihar e dülhak Hâmld, ete; keston fazla şikâyetçisi olduğ neyla gömüldü. Şinasi, Avrupaya gönderilmiş kü- petle rine bir üzâm) » çük münevver seviyesinde, zeki ve heyecanlı bir talebe tipidir. (Moliâre) tercümecisi Ahmet Vefik ve (Charlottenbei kiyecisi Sadullah © Paşa hayranlık pslkolocyasmın çerg yeceği örnekler. Tanzimat Türk sar ve fikir a- damında aslma beri ç önün suihçü, olmak tan kaşıcı, her işte kolaya sarkıcı mizacıdır, O, ber istenen eyi verir, fakat geride kalanı muhafaza et. mek İster. Kafasına vururlarsn onu da verir. Münevverinin (tevhid) manzu- mesile siyah plasiron kravatı a smğaki tezat, her gubede göze cw par. Veziri (Bab) de biçkiri, yalvarır, okşar, avutur; fakat evin. de yakar, yıkar, kırar, keser, Top. kapı sarayının eski haiyle Dorra dan ora öklediği Mecidiye köşkü, (Lütfen sayfayı çeviriniz) | i idi | | i

Bu sayıdan diğer sayfalar: