8 Şubat 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

8 Şubat 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

J İri ac sn © Ser bir k AN Ağ e a İSİ İEŞİ ZEŞİLEİSİNİZ j Tİ Sİ e. ANSIZ üsera İ İman esirleri 14811 yaşıyorlar? sema çazeteminin ba. emirlerinin bu. #iyaret etmiş ve 7 alara #öyle yaz. in ) Alman esirlerine in çi ettiklerini saklama- N Bir çağ Yoktur zannediyo « a 3 Buradan dıs ie Tin n dı lere, ra i Nİ rn: y amele edili- ve İn, © Sorsa YI şu cevabı ve Se değil, fakat tatlı da de n yadaki mem Mm gy den daha medeni tı düny anyamızdan gürel, Poke? üzerinde hiç bir iy, kt By A Eidadan bahsedik ea, 4, AZİYetin, ” #ni düşündükten | e dna Açıkça de'ikanlıymış! 9 da ia Sevap verdi: ç a, . bir. görelim bir askeri selâmla sında odurdu. se Vücudu hiç kımı!- > akları oni - w Ve “Neln,, de eza, Sordu. Sonra git - | İn e açıldı. E - İn “iş tubun okunz- n) Mi gel Ve kumandan a #katini celbetmek İ- ll azmış kia, kâi aldıkları e - te, Hatta p 7 Üsera kamp- ke a gi Polonyalılar - bi. ik go İslama ARA yatmakta, er - na, * vet, Kanmaktadırlar, üz vardı ama her e lecek hararette Arge, di Kiye in İ zabiti | daşlarındaı kamplarınd Bu satırları yazdığım cephe ge risindeki şehirde iki haftadanberi hüküm süren müthiş soğuklardan dolayı hemen hemen patlamar su borusu kalmamış gibidir. Isi tılamıyan evlerde şehir'iler titreşi- yorlar, çin haz mizlenmiş, halde id Dört ve zabit vekili tadan kaldırırsak müsavidir. İyi lik bakımından bizimkiyi vidir diyebiliriz. Fakat siz fazla veriyorsunuz. Güldü, — O kadar çok yiyoruz ki, de di. ... Bir kapı açtık, esirlerin Otu dukları büyük salona girdik. zarmı$ iki büyük soba yü: sirlerin çoğu göğ! Soğukta bir tek Alman yoktu Yalnız dışarda kapıların öcünde bizim kendi askerlerimiz, evet askerleri tsnm lerde, açık havada, bu müthiş sor uk günde dimdik nöbet bekliyor lardı. Beyoğlu halkevinde | konferans | Asistan Doktor Bayan T. Basması ; tarafmdan bügün sast 18,5 ta Bey oğtu haikevinde Ink bukuktu erkek . kadm müsavaı (o meselesi, imevzulu bir konferans verilecektir. Vakıt Kitapevi Dün ve yarın tercü- me külliyatı 31-40 4 cü ser Rasin küllüyav İV Metafizik likender Kadım ve sosyalizm Demokrit Dinler tarihi Pilozofi ve sanat Etika No, 31 32 3 3 35 35 37 ıw | ! > ii * ZAP İN İ metre sonra yol di HABER — Akşam Postası HMiodistanda dünyanın cu esi) insanları arasında —124 — Yazun; 4. Buüzçh 35 yılanı vanşiler arasnda geçirmiş bir Alman seyyabı Dehşet içinde oraya sind ik, Biraz sonra tam Ö- nümüze taze koparılmış bir insan budu atıldı.t'ek ve kanlı bir bacak! — Fakat. oh,, fakat, — Ne fakati, Cavadi? — Fakat, sahip, bu o mümkür değil. Zira, bak, önümüzde zaten | yol yok! Yolumuz kapalı! — Evet.. Bü doğru, Cavadi! FiL hakika önümüzde yol bitmişti. Yol orman olmuştu. ye bak verdirecek ç şüphesiz, ben n bu kapalı yoldan (geçmiş olamazdım! Cavadiye: — Dön! diye bağırdım. Tekrar geri dönelim. Yolu arayalım..! Cavadi şaşkın bir halde başını sallıyordu. Geriye döndük. (Fakat 40-50 da o:manın diğer bir tarafma çı kıyordu. Geri döndüğümüz zaman gene kendimizi bu vahşi ormanın kena- rında bulunca Cavadi dehşet için. | a | min ormanda birdenbire de kalı hip! yol kapalı! cinlerin işi! Yolumuzu kapadı diye kekelemeye başladı. “ilhakika hâdise pek (o garipti- Demin geldiğimiz yol da ormanla kapanmıştı. Bu orman yürüyor omuydu.? Hayret! Cavadiyi kolundan çek- tm. Tekrar geriye döndük. Fakat ayni yere çıktık. O vakit bende şaşala, Acaba, biz dalgınlıkla tamamiyle yolumuzu şaşırmış ve farkında olmadan ormanın içine i girmiştik? OFakat Obü nasıl kün olabilirdi? Ormana gir diğimizi farketmemiş olabilir miy* lik? Sonra, ormana nereden girmiş olabiliriz? Zira girdiğimiz yol dahi ortalar. da yoktu. Yoksa bu tufan insanları İnsar na tuzak kurmak için ormanları nu yürütüyorlardı? Hiç böyle bir şeye imkân var mı? Fakat bu sırada en fena taraf, biz bu yol şaşkınlığı içinde boca lâyıp dururken karanlığın süratle bastırmaya başlamasıydı. Bundan dolayı yalnız o Cavadi değil, ben de telâş etmek (o vaziye tindeydim. Bu aralık bir hâdise bizi dehşe* te düşürdü, Yambaşımızdaki ormanda bir denbire acı feryatlar, çığlıklar, in- mi, | san ve hayvan bağırmaları koptu. Bu acı acı bağırma o kadar müt hişti ki zavallı Cavadi derhal yere Kapandı. Ormanın içinde bir vahşi hay- van bir insanı parçalıyormuş gibi korkunç bir dalaşma (oluyor ve hem insan, hem hayvan (o mütkiş feryatlarla bağrışıyorlardı. Günün tipleri İngilterenin yeni Bahriye Nazırı Oliver Stanley kimdir ? Hor Belişanın yerine harbiye ix ezaretine geçen Stanley İngiltere” nin çok eski bir asaletine mensup olan bir familyanın çocuğudur. Kendisi 17 inci kont dö Derbyn: in oğludur. Babasi da 1916 sene* sinde harbiye nazırı idi, Sonra İngilterenin Paris sefiri olmuştu. 1485 senesinde ikinci Lord St verilmişti. Zaten İngiltere tarihinde bilir, Oliver Star: si Epton kolejinde, Oksfordda tahsil dey olan Thom a kont dö Derby ünvanı dai Stanley İsmine rastgeline- y, bu aile içinde dördüncü harbiye nazırıdır. Kendi” etmiştir. 19 yaşında (iken harp başlayınca Fransaya gitmiştir. Şimdi 18 yaşındaki oğlu da askerlik yapmaktadır. Harp müddetince orduya çok px donör nisanlarını kazanmış ve tebliglerde fı arlak hizmetler o yapmış, İejyon #*çmistir. 1918 senesin* de harp bittiği zaman kendisi binhaşı rütbesindevdi. 44 yaşımda olan Oliver Stanley 1924 senesindenberi parlâmentoda Vestermoslondi tem sil etmektedir. On altı senelik mebusluk hayatında 9 sene nazırlık yapmıstır. Oliver Stanley 1920 de evlenm! etir, Karısı bir zamanlar Britan- Ya hava nazırı olan marki 68 Londönderrynin kızıdır. Bunun için ledi ünvanmı izdivacile kazanmamıştır. üyor ve orası | (dı. Dhşet içinde oraya sindik. Bir az sonra bizim önümüze taze ko parılmış bir insan budu atıldı. Tek ve kanlı bir bacak! O vakit Cavadi bir dehşet fer yadı kopardı Ben bu bacağa dehşetle kaldım. Ne olmuştu? Yere kapanmış ve koca gövdesi baka zangır zangır titriyen Cavadi deir |* şet dolu gözlerle yanıbaşımıza yu” varlanmış olan kanlı insan baca ğına bakarak: — Oh! cinler. oh! cinler bir im san paraçlıyorlar! diye kekeliyor du. Bu cin budalası koca gövdeli i le işimiz vard. Ona bu hâ bir cin marifeti olmıyaca" ğı anlatmak şüphesiz imkânsız“ Fakat doğrusu, ben de bu yeni koparılmış bacağın nasıl olup da önümüze atıldığını izah edemedi ğim için şaşınnış kalmıştım. De kopan kanlı ve meçhül boğuşma bacağın koparılıp ormandan dışarıya atıl masile sanki bitmiş gibiydi. Çünkü © korkunç feryatlar birdenbire ke silmişti. Yanı başımızda yeşil bir dağ gibi yükselen karanlık orman- da tekrar o korkunç süküt avdet etmişti Hâdiseyi anlamak için ormana ant girmeliydik? Fakat bulunduğumuz yerde &- Kaçlar o kadar sık ve o kadar uzun çalılar ve sarmaşıklarla örtülmüş tü ki âdeta bir dıvar gibi bunu 2ş- maya imkân yoktu. Esüsen bizim asıl telâşımız da halledilmiş değildi, Nasıl olmuştu da biz vadiden bir iki saat evvel geçtiğimiz yol- dan avdet ettiğimize katiyen emin olduğumuz halde buraya düşmüş bulunuyordu? Sonra nasıl oluyordu da birden- bire ormanın içinde ve çıkmaz bir yolunda kapalı kalabiliyorduk? Bu muammayı halletmeye im kân olmadığı gibi vakit de yoktu. Zira akşam tamamile bastırmak üzereydi. Binatnaleyh bu garip hâdiseleri izah edebilmekle vakit geçirmek- tense hemen karar verip harekete geçmek çaresizdi. Evvelâ o kapalı kaldığımız bu garip yoldan kurtul mak lâzımdı. Onun için Cavadiyi omuzların dan tutup şiddetle silktim: -— Koca fili Ne titreyip duru- yorsun? Şimdi cinlerle uğraşacak zaman değil! Karanlık Buralarda kalacağız! Haydi baka: İım, kalk da evvelâ bir o şuradan kurtulalım! diye bağırdım. Cavadi: — Burada kalacağız! sözünü şitince bir dehşet nidası fırlatarak derhal ayağa fırladı. — Oh! sahip! kaçalım! kaça lim! buradan kaçalım: Diye sarsak sarsak söylenmeye, etralıma dehşet ve heyecanla şaş kın şaşkın bakınıp durmaya baş” Jadı. — Haydi yürü bakalım, Evve- lâ şu çıkmazdan nasıl yol (o bulup da çıkabileceğimizi anlıyalım! Şu sağ taraltaki yola bir yürüyelim, bakalım! Bunu söyler söylemez de hemen 0 tarafa yürüdüm. Filhakika bura» sı ormanların İçinde pek çok tesa düf edilen patiea şeklinde küçük ve tabil bir yoldu. Süratle yürü” memiz İâzımdı ki tamamile akşam karanlığı bastırmadan Oo buradan Dir ümit olup olmadığını biran ev- vel anlayabilelim, Bu patika dolambaçlı bir şekil de yüz, iki yüz metre kadar sürü yordu. Filbakika bu patikayı ni hayetine kadar, yürüyünce birden- bire sevindik, Zira tekrar vadiye çıkmış bulunuyorduk. O vakit bu yol kaybedişimizin sebebi şu olduğuna ( hükmettim: basıyor. | Dhbul futbol ajanı i İstıfa ettirilmiştir Ankarada bulunan İstanbul Vali *e Belediye Reisi, Bedes Terbiyesi bölge başkanı srfatile umum mü - dür'üğe giderek, Dolmabahçe #ta- dı ve diğer spor işleri hekirmde temasta (o bulunmuştur. İstanbu! futbol ajanı Abdullahm istifasıns sebep Galatasaray - Beşiktaş ms“ çınm sahası Üzerinden çıkan ihti - lâf değildir. Ajan, Ankara - İs tanbul muhtelitleri arasmda yap ia maçtan sonra bazi oyunculara para dağıttığı için istifaya davet edilmiştir. Amatör toşkilâtmda İşo para karıştırılması alikadarlar tarafm » dan doğru görülmediği işin böyle hareket edit Diğer ta: komitesi basi di an Abdullah bakem ığından da ken * istifa etmiş bulunmaktadır. Kız liseleri arasında dün yapılan Voleybol müsabakaları Günün galipler:: inönü, Kandilli, Erenköy liseleridir Dünkü voleybol maşmda Cumhuriyet - İnönü ks okulları bir arada Erenköy — İstikiği takımları Günün ilk müzabakasmı İnönü ile Cumhuriyet liseleri yantılar. Bu hafta yapılan müsabakala. rım şampivonaya bir tesiri olma, makla beraber ikinciyi tayin e. deceğinden yine mühimdi. Her iki taraf ta biribirlerini yoklamakla geçiriyorlardı ve İ. nönü lisesi birinci seti böylece 15—8 kazandı. İkinci set daha heyecanlı bir şekilde ve uzun bir çekişme ha. İlinde başladı. Ve Cumburivet Tisesi oyun İ baslar başlamaz. hemen hikimi. yeti aldı ove İnönü lisesini sıkıştırmağa başladı ve bu nun neticesi olarak ta ikinci seti 15—3 Cumhuriyet lisesi | kazandı. Üçüncü sette Cumhuriyet H. sesi daha fazla açılarak İnönü lisesini yormağa başladı ve bu. nun Üzerine de sayılarını sıklaş turdılar, Fakat İnönl canlanarak s2. yılarmi çoğaltarak bu son set! de 15—7 kazandı. İnönü: o Ulviye, Mükerrem, Jale, Feriha, Nimet. Sabahat. Cumhuriyet: Kadriye, Bidar Meliha, Nihal, Semahat, Hay rünnisa, Kâni ya böyle karışık çıkmaztara düşülür. İnsan, vahşi hayvanların geçe geçe küçük bir yol haline getirdik. leri yerden, hiç farkında olmaksızı zın, ormana girerek orada o esaslı bir yol olamıyacağı için birdenbire yolunu kaybedebilir. Bu hal sık sık seyyahların başma gelen hâ diselerdendir. İhtimal ki bizde ayni hale uğramıştık. Önce ben de hakikaten hayli te Jâş ettiğim Kalde tekrar vadiye çık. maya muvaffak olunca ferahlamıs tam, Zira o saatte bu ormanda dö. nüp dolaşmağı mecbur olsaydık İtufan insanlarının rivayet ediler müthiş turak'arına düşmemiz mu hakkak gibiydi. (Devamı var) Kandili — Şişi Terakki Şişli Terakki gelmediğinden Kandilliler seremoni yaparak hükmen galip geldiler, İstiklâl — Erenköy Erenköy: Mukaddes kaptan, emi Fazilet, Süheylâ, Ce. mil, Ayşe, İstiklâl: Muallâ kaptan, Hür. rem, Mediha, Rebia, Nurhan, Halide. Günün son müsabakasını bu iki takım vaptılar. Oyun çok zevksiz bir sekilde serevan etti, Birine! seti Eren. köy 1511, ikinci sti de 15—5 kazandı, ——— Lik heyeti toplanıyor Beden terbivesi İstanbul böl, »esi futbol ajanlığından: Görü, len lüzum üzerine birinci küme Tik hevetinin toplanmasma ka. rar verilmistir. Flüp,murahhaslarnın 9—2. 1940 cuma günü aksamı saat 18 de bölge merkezine teşrifleri ri. ca olunur, ille Haydarpaşa lisesinin Kır koşusu Haydarnaşa lisesi, liseler a. rasmda bu pazar günü 3500 met. relik bir kır koşusu tertip etmiş. tir. Müsabaka (sabahleyin saat onda Fenerbahçe stadt ile Fe, nehoe Kalamış arasmdaki yolda vapılacaktır. Bu müsabakaya Havdarpaşa, muallim mektebi, ticaret ve sanat liseleri iştirak edereklerdir, Müsabakada birinciden altın. cıva kadar derece verilecek ve takım tasnifi yapılacaktır, Her mektep altışar kisilik bi. rer takımla gireceklerdir. Bu müsabaka gelecek hafta ya. pılacak olan roüsahaka fçin çok faydalı olacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: