24 Ocak 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

24 Ocak 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bu mralarda OPecsi isimli bir genç Esin tanışmış ve onu büyük bir askla sevmiştim. O da beri se, Yiyordu. Evlenmeğa karar verdik. Hayatım en feci küdisesi işte bu Münasehalle ve evlenmemizden tam bir gün evvel nişanlımın orte- dan kaybolması şeklinde tecbili “ii Çılgın gihi oldum, araştırmalara başlıyarak adeti bütün Nevyorku alt üst etiimse de zavallı kızım i, sini bulmak mümkün olamadı, Müthiş bir keder içinde göçen birkaç haftadan sonra bir anbah gazeteleri uçmea feci hakikati öğ. zondim; Gazetelerde Pecci'nin 6 Nişanlımı kim öldürmüştü; bu . Mu muhakkak öğrenecektim. Artık benim için hayatta bir vazife var, Ör: İntikam! »kâpı Kaptan paşanın memnuniyetin. den ağzı kulaklarına yarıyordu. Öyle ya, Sultan Muradın bile in “itmek istemediği bu narin çiçek şimdi Nestrenler gibi onun karşı saxda açılıp saçılmıştı. Mustafa paşa derhal kadehleri doll > Haydi, birer tane içelim, el yene ei Meştmiz yerine gelsin. Be başbüpa kal Ğ Bol bol Wp eğleneceğiz i (POLİS HAFİYESİ HAY DUTZ. Sa CASUS. LUKREÇYA Murad devrinde bir Venedik şöv il KENDERSF. SERTELLİ -64- damlarnı Yastasiyle sıkı bir ta - rassut altnda bulurduruyordum, onun “Kozmopoliter kâbü" nün kârme ortak olduğunu bu sayede İM Onu klüöpte bulabilirdim; fakat kendisine olan kinini bildiği için Al Vud beni orada görür görmez #limi kıpırdatmama vakit bırak , madan merhametsizce öldürürdü. Bu #sbeple polisten istifade et , meğe karar verdim. Bir akşam Mr. Spartona Sokâk. ta yaklaştım. Kendisine kıymetli malümat verdim, İsmimin de Sko- toci olduğunu söyledim, Verdiğim malümatm mevsukiyeti dolayısile rabılanın şahsım hakkında to608 , silse kapılacağını besaplıyarak ted bir alârm ve kilçiik bir komedi oy, nadım. “Polis hafiyesi Coyma Bür. ley” isimli kartvizitin pardösümün cebine polisi şaşırtmak maksadile bilhassa konulduğunu söylemeğe bilmem lüzum var mı? Sparton: ) düşlünmüşsünüz, dedi, Bu hileye ben sldanmıştım. — Söyliyecek fazla sözüm kal- madı, Bu Siralarda sevimli bir genç kızla tanışmıştım, Kendisini semi, mi sandım ve arkadaşça bir hisle bağlandım. Her zaman fevkalâde ihtiyatlı davranırken bu genç kı. 2a karşı ihtiyatı ve tedhiri unut. tum, Şimdi burada bulunan Mis Lâl bu genç kızdır. Tecrübesiz ve toy bir delikanlı gibi aldandım ve mukadderatim gene bir kadın tarafından tayin e- dildi. Genç kıza dönerek devam elti; — Mis Lili sizin bir polis oldu. ğunuz anlaşıtıyor, öyle değil mi? — Tahmin £ edebileceğinizden gok daha kolay ve besit bir şekil de... Memnu silâh (taşmak Suçu Je yakalanan adamlarınından biri sizl ele verdi, sık sık gitmek iti, yadında bulunduğunuz barm ismi- ni söyledi, — Neyse ben (devam edeyim, Neredeydim? Mis Lili lie , benim için o hep bu ismi taşıyacaktır! , yl bir gift arkadaş olduk, Ondan projelerimi gizlemedim. (Devamı var) na..girem Ea —- Bu kör ve olacak «nl Yalnız bizi mr aksini Bilirsin ki, ben, tanburdan başkz bir sâzdan hoşlanmam, Üstelik se nin sesini de çok severim. Haye, şöyle hafif perdeden başla bak. hım... Tanburar paraları alıp (başını yere koymak suretile paşaya teşek" Kür ettikten sonra sazını aldı Kısa bir peşrevden sorira paşânin sevdi- HABER — Alisan postası İM ki 21 İKİNCİKİNUN — 141 Pi ME——ş—— e mmm z HAYATIRI YAŞAMAYAN ADAM Yazan: Lowis Bromficld Bana sorarsanız Homer Dil vort'u geçen ** idam etmekle hiç de doğru bir hareket vapma- dılar, Homer elli yaşında idi amma, bence hen... utyatının ilkbaha- rmda sayılırdı, zira o &lli yaşm- daki bütün erkeklerden daha gençti, daha sağlamdı, cildi da. ba taze, bakışları dah: parlak- tı.. Sesi aherkti, sözleri atesli idi. En garip tarafı da elli ya- gındaki halinin kırk yaşmdaki halinden daha gösteri” oluşu idi. Omu idam etmek, genç bir «- damm haya*. .< “haye: vermek. ten de fena idi. Çünlsi Homer açmak için geç kalmış, teşrisani ortasında çılgıne çiçeklere bo- Zulmuş ihtiyer bir elma ağaci gibiydi. Ailesi şayan hürmet kimse- lerdi.. İhtiyar annesi yegâne oğ- İu ile Hanover'de oturuyordu. Homer'i annesi bebar çoban yapmak istiyorlardı. Fakat o, kendisinin istidet sahibi oldu. ğuna emindi, Bu sebeple tahsiline cidi? bir şekilde devam ediyordu. Bera“ ber bulunduğumuz zamanlar ba- na ekseriya vicdandsu, doğru- İuktan bahseder, cenneti, cehen- nemi hatırlutmaktan geri kal « mazdı. Honer ahlâka büyük bir ehemmiyet veriyordu. Dün akşam yine bütün bu es- ki hatıraları yaşamak vexilesini duydum.. İhtiyarlık günlerimizi biraz renklendiren çocukluk ba» tıraları.. Dilşiiniiyor, hemen her gün banyo yaptığımız, kü - Belki artık kimeenin içine gi- Temiyeceği bu evin oldukça gs. Tip bir de macerası vardı: An- lattıklarına göre bu evde Elder isminde bir adam kızı ile oturur- muş. Kızı sakin bir gey imiş a ma, nasılsa bir gün bir hataya düşmüş ve Elder kızını baston. la dövmek suretiyle öldürme. il döverken maksadı Okız: )de”eete ören “İmil iste bir kere. Elder kızınm öl- dliğünü görünce fevkalâde kork. muş ve kızın cesedini büyük bir kasaya koyduktan sonra yata. ğm altma yerleştirmiş ve evden kaçmış, gitmiş. Haftalardan sonra polisin işe veziyet edip kızmm katili olan Eder! aradığı zaman bütünü. mitleri kırılan bah kendini durdu.. paşanın yüzüne baktı: — Faslı efendimiz açarlarsa da ha ahenkli, daha güzel olur sani. rım, dedi, Zaten paşa da bunu bekliyordu Hemen kendine çekidüzen vererek, hazırladığı şarkıyı hafif, yanık bir sesle okumağa başladı: Pembe, billâr senin hiç rast ge Bnmez dengine. Öyle parlak bir | çiçeksin, gös dayanmaz rengine. Bakmadan canlar usanmaz küs” nünün akenginc. Öyle parlak (bir çiçeksin, göz dayanmaz rengine! Lukreçya, bu şarkınm' kendisi i çin hazırlandığını anlayarak gülü yordu. Tanbur coşkun nağmelerle ça'r yordu. Bi şarkılara geçmek istedi. Fakat, vorf tanburacı, kaptan paşanm musiki” ye heves ve istidadı olduğunu ve - sik sık güzel şarkılar o besteleyip : söylediğini bilirdi, Şarkıya gelince, Mustafa paşa, şarkının o İkizci kıtasını da söylemek (| istiyonlu. Lukreçyaya: — Beğendin mü? diye sordu. Çeviren: Muzaffer Acar vapurdan deniz» atari” öldğr. dtğünü öğrenmiş. İşte bu vakadan sonra kücük yuvarlak tepe Üzerindeki eve kimse rağbet etmemiş, herkes korkmuş, hattâ o civarlarda do- laşmaktan bile çekinmiye başla- mıslar... Biz ise Homer İle bu sakin kö. şeyi pek çok severdik. Eski ha- tıralara daldığım bu skşam da hafızamda en ziyade canlanan larak ailesinin yanına gelmişti, Mevsim yaz, günlerden pazardı. Su seffaf, güneş yakıcıydı. Ho- iner İle birlikte suyu bir mfid. det kulacladıktan sonra sahile çikniış, yeşil çimenlerin üzerine uzanmıştık. O zaman dostumun fevkalâde güzel olduğunu efsanevi Yunan güzellerini andırdığını farket - güzellerini andırdığını farket » miştim. Şuradan buradan kom. şuyorduk.. O, ihüyar Piser'in kızı ile bazı geceler buluştuğum için bana darılıyordu. Bana ha- reketimin doğru olmadığmı söy- Hiyor ve büyük vicdan, doğruluk nazariyelerinden bahsediyordu . Bunlar benim için ayakta bile görülemiyecek rüyalardı. Fa - kat o bunları duyulması şart sa. yılan hakikatler olarak kabul e- diyordu. Ben bunları hiç dinlememek, kalkmak, oynamak, gülmek, eğ- lenmek istiyor, fakat ona karşı duyduğum hürmetle yerime mh İanıyordum.”> O, her halde bu arzumu his- setmiş olacak ki çok müthiş bir lisanla konuşmıya başladı, âde. O gece güneş batarken çi. menlerden kalkarak ve ortalığın sessizliğini bozmadan, bir tek kelime konuşmadan gitmiye baş ladik. Hörmer'in istikbalimden ne ka- dar endişe ettiğini ben o gün an- Tadım. Aynı akşam bana koleji #k- mal eder etmez evleceğini söy- iedi. Sevindim. Çünkü onun an- cak bu gekilde sifa bulacağını tahmin ediyordum. Hömer evle salağı seya- hatini yapıp aynı zamanda am. casmın öldüğünü ve miras ola- rak bir hırdavat dülrkünr birak- mış olduğunu öğrendim. Homer babasmın evi civarm. Venedik dilberi: — Fevkalâde güzel U okuyorsu Duz, paşam! dedi *hele şarkınm ifade ettiği manalara hiç diyecek yok. Kaptan paşanın cüreti arttı, De. vam etti; Leblerin bir gance, sinen pembe güllerden nefis. Güllere hiç ver vw kâcet? Ruku ma sensin enis Var mudır söz, kümünü tasvir için bundan selis: bir çiçeksin, göz dayanmaz rengine! Lukroçya: — Ben, şimdiye kadar bu dere ce yanık ve ruha bu kadar kolay akan tatlı bir ses duymadım, Ta şekkür ederim paşacığım!Beni ilti fatlarınızla şımartmak mı istiyor sunuz? Paşa alnınm terini silerek teke rar kadehe sarıld; — Bazan coşarım, ookurumu Öyle parlak da bir ev satm aldı ve hırdavat. gılığa be fak oh yordu. Çünkü namusluydu. İşi- ni seviyordu. Sonra, daha mühim bir Amil de babasınm işin teferrü- atiyle nğraşması i#* Makikatte Homer tok Toms bir gocuk. tu.. Kat't bir d in kurmak i- çin sarfettiği bilim gayretler boşa çıkıyordu. Evlendikten sonra çok oku - mıya başlamıştı. Üç silâhşörler, tereih ettiği kitaplar arasınday- dr. Bu & <a >:ak, kur. tulmak ihtiyneiyir . “wuyor « du, Faket yirmi «.. , sında ev. Jenmiş ve çok geçmeden ikiz ç0- cukları dünyaya gelmisti, bun. dan sonra da karısı her on sekiz ayda bir muntazaman birer ç0- cuk doğuruyordu. Homerin karısı Etta güzel de- ğildi. Halbuki ben onun kendisi gibi güzel bir kız seçeceğini ve pek güzel çocukları olacağını düşünüyordum. Fakat Hanovere * avdetlerin - den sonra bir gün beni övine ye. meğe cağırdığı zaman sükutu hayalim her türlü hududü aşti: Homer tahsiline kürban git « miş, tabiatin ona yaklâştırdığı kadm ile değil, düşüncesinin prensiplerinin kanl ettiği ka - ... Ette bir gün hana yolda rast- ladı ve bir mesele hakkında bir şey sorduktan sonra öyle bir şe- kilde beni tahkir etti ki, artık © günden sonra karısı hesabma büyük bir mahçubiyet duyan Homer beni gördüğü yerde kaç- mıya, yoldn tesadüf ettiği za . manlar alelâcele bir dükkâna girmiye veya köşeyi dönüp u zaklaşmıya başladı. Tabii Ettanm ev dışında pek çok işleri olduğundan ev işleri- ne hasradecek zamanı kalmıyor» du. Çocuklar bakımsızdı, ev darmadağınık duruyordu.. Btta bütün gün hayır cemiyetleri içtimalarına We Ho- mer evde mümkün olduğu ka. Jan haydi içelim, diyerek, elindeki ka. dehi sevgilisinin ağzına uzattı Şimdi şarkı söylemek sırası tan burarya gelmişti, P Mustafa Paşa o kadar neşeliydi ki. şarkı, dinlemek - bilhassa o sırada © o- Bun ibir külfet olacaktı. Paşanın Yalnız tanbur sesi duymak istediği belliydi. Tanburacı kendi kendine: — Sabaha çok vaktimiz var, di yordu, paşa hele bir kere (o sahoş olsun, Ondan sonra şarkı dinlentek ten bıkmaz.. mütemadiyen “sy. lel, diye bağırır. Kaptan paşa, Venedik dilberini biraz olsun sarhoş; edebilmek k çin sik sık içki ikram ediyor: — İçelim yavrucuğum' içelim ce Kendimizden geçelim... diyete. şen kahkâhalarla göbeğini hoplata' rak gülüyordu. (Devamı var) dar çocuklarina bakıyordu. Onun çok asil bir karaktere malik olduğunu ve kabulü im - kânsız olan bu hayata, ancak yavrularının hatırı için taham- mil ettiğini anlıyordum. Çocuk- larmı taparcasına seviyor ve ya. şadığı havanın teneffüs edilir bir halde kalmasmı temin için, susuyor, gururunu rguhafaza © diyor; fakat buna mukabil :©e- miyet içinden kaçıyor, evi ile dükkünı arasında sessiz bir. har yet yaşıyordu. .... , ç Bu gekiv. .-.vaç ca ve. duğumuz iyiliği yapmadı. Bütün evli adamlar gibi neşeleneceği - ne, kuru, tatsız bir adam olmug- tu. Yaşından evvel ihtiyerlıyers du. Çökmüştü, yüzünde :derin Fakat ben bunları çok geç öğ- rendim. Homeri uzun yamanlar görmemiştim. Hayatı hakkında malümatımda yoktu. Ancak bundan bir müddet evvel beni çağırıp hapishandde kendisini görmemi istedikten sonra uzun #enelerin macerasmı öğrendim Başından geçen feliketten sonra Mitşevil hapishanesine atılmış- &. Homerin beni görme! İste diğini öğrenince hayret içinde birimizi görmüyorduk, O kadar ki yolda biribirimizi gördüğü . müz zamanlar bile selâmlaşmı - yorduk.. ni, ihtiyar Elderin evi önünde, kilçük gülün kenarında, otlar 4- sut günleri düşünmüşde beni zerinde yuvarlandı""mız o me görmek hatırma gelmişti Kendisini ziyaret etmek üze re hapishaneye gittiğim zaman Homer bena o müthiş facianın derin sebeplerini izah etti. Be- şinci çocukları ©“-yaya geldik. ten sonra Etta daha bir çocuk doğurmasmın hayatma mel 0 lacağımı söylemiş ve artık arka” daşça yaşamalarını istemişti. Homer o zamanlar beniz otuz yaşında bile yoktu. Ve bundan 80... tam en yeği sero kadının karar vermiş oldu- Bu gidi yaşar er. Btta ga... TE *r.* etmele te. tediğini söyledi... zaman Homer kırk sekiz yaşma gelmişti. Ette hiç değilsa küçük bir seyahate çikmak istiyordu. Fakat Homef evini terketmiye asla taraftar görülmüyordu. Nihayet kağin öyle müthiş kavgalar yapımıya başladı ki Homer hırdavat dükkânınt çırağı ile büyük oğ luna bırakıp karısiyle birlikte Valet'e gitmiye mecbur oldu. Valet hiç de rağbet görmiyen Küçük bir göl kenarında kâl birkaç eski villâsı, dört beş tene yirminci smıf ünü olan alelâ de, hattâ fakir bir su şehridir, Hömer ile Eta, solgun, asık ve kurumuş halleriyle tamamer birbirlerine benziyorlardı, Fa kat Etta bu fakir su şehrinde de herkesi çabucak tanıdı ve grup. lara dahil olarak bütün samânı- ni öldürmiye başladı. (Somu yarı)

Bu sayıdan diğer sayfalar: