1 Aralık 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 2

1 Aralık 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tp hocası: * Bütün tababet bu kitapta yazılı... , demiştir. Fakat biraz sona genç doktor. eline geçen küçük bir miras saye- sinde Paris'e gittiği vakıt hasetlerini meydana çıkarmıkıa kusur etmediler. Bordeu ilk defasında kendini şahsen tanımağa muvaffak olamadı. Bununla beraber azmı kırılmadı; gene eline geçirdiği bir sermaye ketinde bir kaplıcalar Gazete kaplıcalar tedavisini tanıtmağa o kadar yardım etti ki zamanın Har- biye Nazırı bu tedasinin ordulara tatbikini resmen emretmişti ordeu'nün ikinci defa Pariste yerleşmesi ile eski hekimlerin kin- leri gene uyandı; onu bir hurszlıkla ittiham ettiler, iki üç sene hekimlik yapmaktan (o menettirdiler. Lakin © mücadelesinde devam etti. Papasların hukkabazlığını meydana koyan hekimin fikirleri on sekizinci meşhur Ansiklopedi. filozofları ise rağbet buldu. Bordeu onlarin arasına” k xarıştı. Zaten Ansiklopedi'nin müdürü olan Diderot tp ilmine çok rağbet ederdi, Bu suretle Bordeu, büyük hazırlayan mütefekkirlerden oldu. Bir taraftan da Parisın okibarlar aleminde hekimlik şöhreti büyümüştü. Sohbetinde (zarafeti, o hareketlerinde kibârlığı ve, hepsinin fevkinde olarak ilminde metaneti san'atinde muvalfa- kiyetini teshil etti. Krallığın sukutu- nu hazırlayan mütefekkir hekim bütün kibar aleminin doktoru olmuştu. Her- kes onun tavsiyes he kaplıcalara gitmek için muayene olmak isterdi. Zamınin en kibar hanımfendileri, doktorun vakti müsait ise lutfen gelmesini rica ederlerdi. aaa kralın ölüm hasta- lığında d < hocalar müşavere için Boördeu'yü YEM Hocalardan biri Bordeu'ye: “Sizin parlak yıldızımız belki k alıda kurtarcaktır !,, diye onun ilmine REEL ve aynı zamnda kinini göstermişti "nün -öhreni yalnız kaplı- çalar hekimliğinde değildi. Hekimliğin esasında, İelsefesinde maruf kitapları vardır, Nabız hakkında kitabı, zama nında büyük şöhret kazanmıştır. Öl düğü vakit (1776), yatağında bir eli ile öteki bileğinin nabzını tutar vazi e ile, 1749 da mem- gazetesi tesis etti. yelte bulmuşlardı; son nefesine kadar hekimlik etmiş demektir. # Kaplıca tedavisi bordeu'nün azmi ile ip ilmine girdikten sönra, her tarafta kaplıcaların oOhavasinı tetkik eden bir çok hekimler meydana çıktı. Almanya zaten Öteden beri Kaplıca mem eketi olduğu gibi, Alman hekim leri marul olan ince tetkikat yapmak ssalari ile en ileri gitüler Ön se- kisinci asrın en büyük up simaların- dan olan Hofimann bütün up İelse- fesine şamil sistemnde kaplıcalara HAYAT,Z. mühim bir mevki verdi. Bilhassa müz min hastalıklarda kaplıcaların faydası nı göste Fakat onlan sonra kaplıcı tedavisi hakkındaki yazıları ne okumak, ne de anlatmak hemen kabil olmıyacak bir iştir. Çünkü Börden'nün, Hofimann'ın serleri ile şöhret bulan kaplıcalırdan ber biri bir ticaret vasıtası oldu. Bu gün ma en suları hakkında yazılan ve güya fenni denilen yazılar. lica evlerinin. neşreyledikleri reklam kitaplarından ayırdetnek pek güçtür. ia Ey Aşk! Yok, hayır, geri . sana fena sözümü. Çevirdi. Bu günün güneşile im Romantizmin kandilinden gözümü; seni seyrediyorum. Mesteden bir zelzele halindeki varlığın ai her an bütün hayat özümü amarlarımda um kalbimden yığın yığın Fışkıran kıvılermlar gibi aksın diyorum. Hayır, sen değişmedin; o yay buğusun: Füzuli'nin yandığı, n duyduğusun. Kolların dolanmıştır her a boynuna, Bir “Altın yağmur, olup sen nasıl Esatirde Argos'daki hükümdar, ihtiyar e un devirde, o tüvana kızını sardınsa B bir u gün de her güzelin yağıyorsun koynuna. Mukaddes Tarih seni nasıl yazarsa yazsın, Cennet meyvası değil dudaklarda kizarsın! a ki plaj yaptık yaldızlı kumsalları, ey Aş Seni kurtardık, Hür bir isteksin artık, k, bütün yapmacıklardan; asın, ne ea /Jpek meltem eserken Jöimepi açıklardı Nemize lâzım bizim geçmişin mill Sen, ister bir İlâhe, ister ol bir barkızı; ister kalbe şeref ol, ister vicdanda sızı, Bir hakikat var ki, ah, aynı güzel kadınsın!.. Şu köhne yeryüzünde bu kuvvet sana yeter. Sarsıyorsun ya bizim fâni varlığımızı, Saraylar kur ve yahut ülkeler yık, kim neder! * Nesilden nesle taşan, durdurulmaz akınsın!, ya, ne de serap!.. Etsin, Kan,sın, ve Can'sın!.. Ne Gusbun'laki kahkaha, valstaki heyecanınl. e Enis Behiç düşi teba zani

Bu sayıdan diğer sayfalar: