12 Ocak 1920 Tarihli İrade-i Milliye (Sivas) Gazetesi Sayfa 2

12 Ocak 1920 tarihli İrade-i Milliye (Sivas) Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Şehrimiz Müntehab-ı Sanileri Tarafından Meb'usin-i Kiramımıza Keşide İdilen Telgraf Sureti Muhterem Vekillerimiz: Düşmanlarımızın hakkımızda besledikleri emellerinin husulü için her tedbire tevessül her vasıtadan istifade ettikleri şübhe götürmez bir hakikatdir. Cihan Harbinden mağlub çıkan milletimizin maatteessüf yar ve ağyara gösterdiği ahengsizlikden bilistifade ne elim akislere ne feci' şekillere sevk edilmek istenildiği bir senelik mütareke devresinde bürhan serdine lüzum göstermeyecek derecede i'lam ve tasrih idildi. Buna karşı milletimizin uhdesine iki vazife ve fedakarlık terettüb idiyordu. Birisi Allah muhafaza buyursun ecza-yı vatanın maddi ve manevi her türlü inkısamına muvafakat iderek hatta hayat ve istiklalimizden sarf-ı nazar eylemek diğeri mütarekeyi müte'akib elimizde kalan aksam-ı vatanı bir küll-i layenfek bilerek altı yüz senelik saltanatımızı bin üç yüz senelik tac-ı hilafetimizi bir devlet-i müstakile olarak muhafaza ve temadi ettirmek ve bu meyanda herhangi bir cüz-i vatana dikilecek gözleri çıkarmak uzatılacak elleri kırmak sevk idilecek kütle-i mühibe ile çarpışa çarpışa ya şerefle harita-i alemden silinmek yahut asri bir millet olduğumuzu göstererek namus ve istiklal-i tam ile yaşamakdır. Payitahtımızın her türlü tereddisine Cihan Harbinden çıkan mevcudiyetimizin za'fiyetine ve vesait-i mukteziyemizn fikdanına rağmen takbik idilecek projelerin hiçbirisine ru-yı iltifat göstermeyerek şıkk-ı saniyi tercih ve bu babtaki amal ve metalibi milliyemizin hutut-ı esasiyesini cihana ilan eyledik. Ve [Bu şerait dahilinde bezl-i mesa'i eylemek üzere meb'uslarımızı intihab Meclis-i Millimizin bir an evvel küşadıyla hayat ve memat meselesi demek olan şu vaziyeti tayin ve tesbite sizleri tevkil eyledik]. Esasen Wilson Prensipleri'nin on ikinci maddesi de bu akide-i milliyemizi kafil ise de alem-i siyasiyatda kuvve-i te'bidiyesi olmayan bu gibi kava'idin hiçbir devletde ru-yi kabul görmediğini anlayan bir millet derhal fırka ve şahsi ihtilafatını bertaraf iderek vahdet-i milletimizi te'min ve kuva-yi maddiye ve ma'neviyemizi tanzim ve teşkil iderek amal-i milliyemizin husulünü azm-i millimizin kudret ve kabiliyetine tevdi' eyeldik. Milletimizin mazhar-ı itimatı olan siz vekillerimizden bir kısmının bu vekaletden istifa ideceğini evrak-ı havadisde görüyoruz ve bun kat'iyen ihtimal vermeyerek tevdi' eylediğimiz vazifenin amal ve makasid-i milliyemiz dairesinde hüsn-i ifa idileceğini kat'iyen şübhe itmiyoruz. Yalnız şu ciheti bu vesile ile bir kere daha cihana ilan etmek istiyoruz ki Türk ve Müslüman milleti hiçbir zaman ve mekanda istiklalsiz yaşamamış ve yaşayamaz esaret onun için mevt-i muhakkakdır. Hür ve müstakil yaşamakla hiçbir tarafda emel-i hırsı ve istilası yokdur. Yegane maksadı asrın icabatına tevfik haraket iderek bekasını ve tekemmülatını te'min eylemekdir. Bunun hilafına hareketi hiçbir vekilimizden beklemeyiz. Muhitin tesiratı vazifenin ağırlığı bazı meb'uslarımızın azim ve iradesinde sarsıntı hasıl ider veyahut herhangi bir sebeb-i bahane ile istifa ve al-i milliye haricinde harekete başlarsa o meb'usun artık bu milletle bir rabıta ve alakası olamayacağından mukedderatımızı tevdi' eylediğimiz o zatın imanını su-istimal eylediği tahakkuk ideceğinden evvela mumaileyhi hemşehrilikden tard-ı hayat-ı milliye ile tel'in ve tenfir ideceğimizi ve kendisinden hukuk-ı vekaletimizi nez' iderek yerine diğerini intihab ideceğimizi şimdeden ilan ider ve ona göre milletimizin mevcudiyet-i kat'iyesine istinad iderek hür ve serbestçe ve hiçbir kuvvete zebun olmayarak hakk-ı hayat ve istiklalimizin te'mini için her türlü fedakarlığa katlanmalarını muhterem meb'uslarımızın selemet-i milliye namına tazarru' ve taleb ideriz. Alaaddin Paşazadezade İbrahim Gökdinlizade Ahmed Mahirbeyzade Emir Baytarzade Abdurrahman Hakkı Ecevitzade Nuri Kahya Emin Ağa Oğullarından Halis Turgut Arif Efendizade Hacı Osman Ahi Paşazade Murtaza Serdarzade Hadi İcarecizade Ebu Bekir Ahi Paşazade Halid Hurdacızade Ali Arif Efendizade Talat Hamamcızade İlhami Muhasebecizade Rıza Nalbantzade Ali Rıza Küçük Sipahizadezade Edhem Talakzade Rıfat Kasaboğullarından Hasan Sezai Kenanzade Hüseyin Remzi Halil Bayrakdar oğlu Mehmet Celaleddin İstanbul Mes'elesi - İstanbul Osmanlıdır, Osmanlı Kalacakdır - İstanbul, Büyük Fatih'in o ma'şuka-i bi-bahası, nihayet gaddar düşmanların dest-i ihtiras ve iştihasına düşmek tehlikesinde bulunuyor. Sabık Rus Hükumetinin amal-ı istilacuyanesi, Rusya tarih-i siyasisinde, (İstanbul meselesi) faslını açmış idi. Büyük Petro'nun miras-ı siyaseti olan bu mesele nihayet kocaman Rusya Hükumetinin mahv ve izmihlaline sebeb olan Harb-i Umumiyi uyandıran mesa'ilin en mühimi idi. İstanbul meselesi sabık Rusya'nın siyasi programında pek nazik ve mühim bir mesele olarak renkden renge sokulmuş ve nihayet meş'um bir i'tilaf neticesi olarak İstanbul'un Rusya havza-i hükumetine idhali va'd ve karar altına alınmış idi ki: Beşeriyeti kanlara, tufanlara boyayan haile-i azmi işte bu i'tilafnamenin verdiği ihtiras ve iştiha ile canlandı ve ortaya çıktı. Sivastopol Harbinde bir düşman-ı kavi ve anud sıfatıyla Rusya Hükumet-i Müstebidesi'nin canını almaya kasteden ve Hükumet-i Osmaniye'nin en kavi bir müttefiki ve en sağlam bir dostu olan İngiltere Hükumeti'ni Rusya'ya takrib eden ve nihayet dost ve müttefik sıfatıyla el ele verdiren mesele Rusya'nın İstanbul hülyasıyla ıtma' idilen heves ve emeli idi. İstanbul Rusya'ya va'd idildikden sonra idi ki: İngiltere'nin boğazlar siyaseti kökünden değişti. Ve Avrupa muvazene-i siyasiyesinde yeni bir safhanın hududu tezahür etti. Bu dakikadan sonra boğazların şanlı ve pürşeref hakimi için artık İngiltere dostluğunun bir itibar ve kıymeti kalmamış idi. Bu suretle İngiltere siyasetine mümaşaat etmek Osmanlı Hükumeti için sarfı tecviz edilmeyecek bir mesele olmuş idi. Ve en sonra hayat ve istiklalinin Rusya'nın dostluğuna feda idildiğini gören Hükumet-i Osmaniye menafi' ve istiklalini kendi kudretiyle müdafa'a ve muhafaza etmek mecburiyetiyle bizzarur Harb-i Umumiye iştirak etti. Harb-i Umumi malum olan neticeyi verdikden sonra düşmanlarımız kendi elleriyle kendi siyasetleriyle harbe icbar ettikleri Osmanlı Hükumetini parçalamak ezmek hayat-ı istiklalini heder etmek istiyorlar.. İngiltere'nin en büyük rical-i hükumeti Lloyd George boğazların istediği zaman düşmanlarına karşı seddi iktidarını gösteren hakiminden nez' edilmesi emelini beslediğini alenen söylüyor. Şurasını efkar-ı umumiyeye karşı izah etmek isteriz ki pek yakın bir mazide boğazların Hükumet-i Osmaniye'nin hakimiyetinde bulunmasının en büyük müdafi'i olan İngiltere Hükumetini bugün böyle bir karar ittihazına sevk eden en büyük saik ve hırs istila ve te'min-i menfa'atden başka bir şey değildir.. Demek ki Rusya Hükumetinin büyük bir tecrübeden sonra sahife-i siyasetinden silinen İstanbul meselesi bu gün bir İngiliz siyaseti meselesi olmuştur. [Venizelos'un İstanbul ile alakalı rüya ve hülyaları hakkında bizce büyük bir kıymeti olmadığı için serd-i makal değildir.] Şurada tekrar etmek isteriz ki İngiltere'nin Alem-i İslam hakkında tatbik ettiği usul-i idare bugün öyle bir şekle girmiştir ki vaktiyle büyük bir ita'at ve hürmetle tabi'iyetini taşıyan kütle-i İslamiye gösterilen zulüm ve istibdada karşı isyan ve galeyan halini almıştır. İşte İstanbul meselesi Alem-i İslam'a vurulmak istenilen darbelerden biridir. Son alınan haberlere nazaran İstanbul'un beynelmilel haline ifrağı sulh konferansınca tezekkür edilmekdedir. Bu haberi kayd-ı ihtiyatla telakki etmekle beraber İstanbul'un, hilafet-i İslamiye ve Saltanat-ı Osmaniyenin yegane makarrı milyonlarca Müslüman'ın nazargah-ı hakiki ve manevisi olan o melike-i deryanın Osmanlı İmparatorluğu'ndan, İslam hilafetinden başka hiçbir hükumete yakışmayacağını, yakışamayacağını açıkça söylemek isteriz. Başlı başına hiçbir hükumetin hazm idemeyeceği muhakkak olan bu büyükçe lokmanın bu def'a da beynelmilel bir idare ile hakimiyet-i Osmaniye'den nez'i düşüncesini kemal-i nefretle reddetmekle beraber.. bunun sırf bir İngiliz entrikası bir İngiliz propagandası olduğunda şübhe bile itmemeli… Avrupa düşünmelidir ki: Kocaman bir milletin payitahtı, bir kütle-i İslamiyenin merkez-i diniyesini, hakimiyetinden almak o millete ölüm darbesini indirmek demekdir.. Yaşamak isti'dadını taşıyan mücadele-i hayatda harikalar ibraz eden bir millet emin olmalıdır ki er ve geç kendi hakkını muhafaza idecekdir… Tarih gösterecekdir ki: Almanların Harb-i Umumide gösterdikleri en büyük hata ve belki de mağlubiyetlerine sebeb olan yegane mesele Brest Litovsk Mu'ahedesi'yle mağlub düşmanlarına karşı gösterdikleri hodbinliktir. Beşeriyete yeni devre-i felah açmak arzu-yı zahirisini gösteren galiblerin ef'al ve icra ettikleri öyle çirkin ve gayr-i insani noktalar görülüyor ki bunu Almanların Brest Litovsk'taki hareket-i hodbinaneleriyle kıyas etmek kabil değildir. İşte İstanbul meselesinin son aldığı şekil bunu müeyyeddir. Yine tekrar ideriz ki: Büyük Fatih'in yadigar-ı kıymetdarı olan İstanbul Osmanlı'dır ve Osmanlı kalacakdır. Osmanlıların İstanbul ile rabıtası o kadar derindir ki onsuz yaşamak, ölüm demekdir. Bilhassa dini ve manevi bir işaretle İslamiyete fethedilmiş olan bu belde-i tayyibe İslamiyetin layenfek bir cüzü bir uzvudur. İslamlar için Kabe-i Mükerreme ne kadar mukaddes ve muhterem ise büyük millet-i İslamiyenin Peygamber-i Zişanının işaret-i mu'cizekarisiyle kesb-i kudsiyet eden İstanbul, o mübarek şehir de o kadar kıymetdardır. Binaenaleyh sulh konferansından ricamız verecekleri kararlarda te'min-i isabet ve muvaffakiyet için hükümlerini beşeriyetin ruhunu tedkik iderek vermiş olmalarıdır.. Herhangi bir iş için verilecek hükümlerde mahall-i tatbikin ruhiyatı an'anatı, dini ve ırkı tarihi nazar-ı itibara alınmazsa onda muvaffakiyet kabil olamaz. Ekseriyet-i kat'iyesi Müslüman ve Türk olan memleketin bir idare-i beynelmilel bir şekl-i rengarenk husule getirmek eğer Türklere karşı beslenilen umumi garazın neticesi ise biz düşmanlarımıza bu derece garazkarlığı çok görürüz. Ma'ahaza şuna emin olalım ki bu meselenin daha birçok şekillere girdiğini ve en nihayet Osmanlı payitahtının Osmanlılardan başka kimseye yakışmayacağını zaman bize gösterecekdir. H. L ∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼ İzmir'de: İstihbarata nazaran Rumların sene başına tesadüf eden 12 Kanun-i Sani'de Yunanistan Hükumeti mes'uliyeti kendine tevcih itmemek üzere İzmir'in Yunanistan'a ilhakını ta'cil maksadıyla yerli Rumlar tarafından müstakil bir hükumet-i milliye vücuda getirilmesine gayret ve bil'umum Türkleri hicrete icbar için yerli Rumlardan ve Yunan kıta'atından hükumete iltihak idecek kuvvetlerle katli'am icra itmeleri için tevessül eyledikleri anlaşıldığından İzmir Müdafa'a-i Hukuk Cemiyeti Düvel-i İtilafiye komiserlerine bir nota vermeye karar vermişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: