12 Ocak 1920 Tarihli İrade-i Milliye (Sivas) Gazetesi Sayfa 3

12 Ocak 1920 tarihli İrade-i Milliye (Sivas) Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Halka Doğru: “İntibah Etrafında” Tarih: Milletlerin secaya ve mezayasından bahis…. bir mir-at-ı şuun ve hadisatdır. Her milletin tarihini tutan… o milletin hayat ve bekası namına uzanmış birer kanlı, fakat, şanlı pençelerdir. Bu dünya denilen yuvarlak kürenin bidayet-i te'sis ve teşekkülünden beri…. her aksamı üzerinde yerleşen milletlerin; geçirmiş olduğu edvar-ı hayatiye; … hep o tarih denilen mürşid-i kainatın dimağ-ı sükununda, kalb-i enin bir zarında; gah uyur, gah uyanıktır. Eslafdan ahlafa, ahlafdan ahvada intikal edip gelen bir sihraver hatib… lisan-ı mu'cize'l-beyanıyla şeamet-engiz günlerin velveledar endişeleri arasında arz-ı çehre-i şehamet iyler, zillet ve meskenete serfüru eden anların dehşet ve nikbinlerini bir vaz'-ı mürşidane ile ihtar iyler…. İşte; o tarih ki: Bir zamanlar nısf-ı küreyi devasa adımlarıyla çiğnemiş, seyf-i hamasetinin şa'şa'a-paş olan şevket ve kudretini Şark'dan Garb'a, Garb'dan Şark'a doğru muzafferane tanıtmış, yüksek nasıyesini asla türab-ı mezellete eğmemiş büyük bir milletin dastan-ı zaferini ve şanlı vakayi'ini ihtiva ider. O tarih ki: Ecdad-ı pür-hamasetimizin dilirane kanlarıyla sulanmış bu vasi' toprakların, bu mu'azzam ülkelerin nasıl bir varlık, nasıl bir gayretle iyadi-i zabtımıza geçdiğini ilan ider;… o tarih ki: saye-i şevket ve iclalinde teali ettiler; …. mağrur ve vakur bir milletin; hiçbir vakit ölmeyeceğine ve yaşayacağına yemin eden layezal bir an'ane-i milliyenin şahidi ve nigehbanı olduğunu karşımızda feryad idiyor…. -.§.- Ey ümmet! İnsaf ve merhamet iyle bir şu canlı mazimizi, bir de şu cansız halimize atf-ı nigah-ı hayret idelim “mezar taşı ile iftihar olunmaz!” diyen kafaların, … hakkı, an'anatı münkir esvat-ı bedbinlerine havale-i sem-i itibar itmeyelim. Evet! Bir vakitler… gayret-i diniye ve vahdet-i milliyenin yaratdığı o pür-azamet hakimliğe bugünkü mahkumiyet hiç yakışır mı?!!..... Bizler; o parlak mahinin varisi, o şanlı ecdadımızın ahfadı değil miyiz?... Damarlarımızda ara, sıra feveran ve cevelan eden asabi kanların yine o kanlardan, kalblerimizde pek sönmemiş olan tavr-ı iman yine o imandan olmadığına acaba! Kim hükmedebilir?... Vakı'a; bu bedbaht yurdların afak-ı seriri ihtişamından; asırların en korkunç, en vicdansuz fırtınaları geçdi…. Bu kudret, bu şevket… Birçok esbab-ı tarihiye ve avamil-i ictima'iyenin en kahhar darabat-ı takatgüzarıyla yıkıldı!.. Evvela; nefretler, şahsiyetler; ihtiraslar ve iftiraklar ile başlayan bir şuriş-i mefsedet; bu bina-yi muhteşemin -bir vaz'-ı i'tina ile kurulmayan– temellerini birdenbire sarsdı. Gettikçe İslam'da vahdet, kanunda adalet kalmadı! Vahdet ve adaletin göçtüğü bu yerler; zulmün zulmeti, adavetin şena'ati kaim oldu. [En nihayet;.. tac-ı azametine kuş kondurmayan bu mağrur saltanat…. pek elim afetlere ma'ruz kaldı.!!...] Bu devre-i inhıtatın ibtida eylediği hengame-i bid'atden şimdiye kadar, arada geçen hadd-i fasıl fidye-i necat olarak aza-yı vatandan koparılan parçaların, vahdet-i umumiyemizden ayrı düşen milletlerin… bariz ve matemengiz “abide”sini milletin enzar-ı ibtisar ve intibahına vaz'eder!! Bu hal-i pürmelale…. bundan daha büyük delil ve beraat-ı istihlal olamaz!.. Da'vamızın edillesi pek aşikardır. Bilmem ki; dereden, tepeden misal ve ikna'a hacet var mıdır?.. Bir makalenin hacmi -hülasa-i meal olarak yazılan- herhangi bir mukayese-i tarihiyenin; her safhasındaki izleri ve hakikatleri tamamıyla görmeye ve anlatmaya müsa'id değildir. Ancak; bu mukassi ve buhranlı günlerin a'mak-ı endişenakinde çırpınan; zavallı Anadolu'muzun; tenver-i efkar ve tatmin-i amaline hadim… muhterem “İradei Milliye”nin elvah-ı şükranında -idrak ve irfanımızın hududu nisbetide- bu babdaki düşünce ve kanaatlerimizin hutut-ı siyahını çizmek ve söylemekle vazife-i vataniyemizi ifadan geri durmayacağız…… Yalnız; hepimizin gördüğü.. fakat; anlayub anlamamak istediği bir şey var ise o da: Sefine-i millet ve hükumet akıl ve hikmetin, irfan ve medeniyetin kabul ve cevaz gösteremeyeceği bir tarz-ı elimde cereyan eden bir Cihan Harbinin sürüklediği tufan-ı bela içerisinde çalkalanıyor olduğunu artık; ayne'l-yakın görüb iman etmekdir. Acaba! Sahil-i selamete çıkmak için umumi bir intibah pusulasına kat'i ve şedid ihtiyacımız olduğunu idrak itmiyor muyuz? Bizi; bu afat-ı elimeye sürükleyen sevk-i kaza!.... kendi seyyiatımızın bürhan-ı celisinden ma'ada ne olabilir?! Çünkü; hasenatımızdan çok hatiatımız, hatiatımızdan çok seyyiatımız var! Her işte ve teşebbüsde yapmaktan ziyade yıkmak ihanet var! Evvela; saymakla betmek, tükenmek bilmeyen ahlaki ve ictima'i hastalıklarımızı şimdilik bir tarafa bırakarak…… temenni ve tazarru' eylediğimiz selameti; tevekkül babından, inkisar ve ehemmelerinden, intizar-ı meskenetlerinden arada bir varlıkla…. dini gayret, vicdani vahdet, merdani azmimizde arayalım. Varlığına hadim, nefsine ve iradesine hakim bir millet düştüğü her tehlikeden kalkmak ve kurtulmak iktidarına her an maliktir. Yeter ki: en müessir amilimiz vicdan, en şafi devamız vahdet ve intibah olsun. E. T. ------------❖------------ Muhterem Hemşehrilerime.. Sırf hemşehrilerimin ibraz buyurdukları teveccüh ve itimata mukabele-i şükran olmak üzere meb'usluğu kabul ve heyet-i teftişiye ve Meclis İdare-i Vilayetden 11 Kanun-ı Evvel sene 335 tarihinde musaddak meb'usluk mazbatamı alarak müteheyyi-i hareket iken Yenihan intihabının Şura-yı Devlet kararıyla fesh ve yeneden intihab icrası için makam-ı vilayetden mahalline emir verildiğini anladım. İntihab kanununu tekrar tedkik ettim. Vuku' bulacak yolsuzluklara karşı cezalar var ise de feshine dair bir tek kelime bulamadım. Kanun-ı mezkurun 76 78'inci maddelerinde mazbataların tedkiki ve bir meb'usun reddi hakkı yalnız Meclis-i Milliye aid olduğu sarihdir. Bir kanunu yalnız tefsir etmek hakkını haiz olan Şura-yı Devletin fesh kararı vermek suretiyle kanunun ruhuna dokunması hakimiyet-i milliyeye münafidir. Yolsuzluk vuku'a geldiği tahakkuk iderse mütecasirlerin tecziyesi ve evrak-ı tahkikiyenin 56'ncı madde mucibince mazbatalarla birlikde Meclis-i Milliye tevdi'i ve bu suretle 76 ve 78'inci maddeler ahkamına ri'ayet olunması bir zaruret-i kanuniyedir. Binaenaleyh gayr-i kanuni olan bu feshe razı olmak suretiyle hakk-ı kanuniyetimi çiğnetmeye ve ilk adımda itimat-ı umumiyeyi kendi elimle selbe razı olamayacağımdan yedimdeki mazbatayı kuvve-i teşri'iyeden ma'ada hiçbir makama teslim idemeyeceğimi ve Yenihan intihabı te'hir edilmeyerek devam idildiği takdirde bu yeni intihabda tekrar meb'us intihab olunursam gayr-i kanuni kısmının intihabı da gayr-i kanuni olacağı cihetle ikinci meb'usluğu kabulde ma'zur olacağımdan bahisle cevaba intizar ettiğimi 8 – 1 - 36 tarihli telgrafla Dahiliye Nezaretine yazdım ve bu vecihle Sivas Vilayet-i Aliyesine de beyan-ı hal ettim. Hemşehrilerimce su-i tefehhüme mahal kalmamak üzere bu varakamın muhterem İrade-i Milliye'ye dercini rica iderim. Sivas Mebusu Bacanakzade Ziya ----------------❖-------------- Huzur-ı Sami-i Sadaretpenahiye, Dahiliye Nezaret-i Celilesine Kilis kasabasında Fransız tabur kumandanının ahaliye hitaben neşr eylediği beyannamede, üzerinde revolver bulunan bir adamı bila-sual kurşuna dizeceğini, ve bir kargaşalıkda yaralanacak bir Fransız neferine mukabil ahaleden kur'a ile intihab olunacak iki kişiyi kurşuna dizeceğini ve Hükumet-i Osmaniye memurlarının hakk-ı idare ve hakimiyetini ıskat eylediğini ve sokakların, bomba, mitralyöz ve gazlı obüslerle süpürüleceğini derc ve bu suretle Kurun-ı Vusta'da bile emsali görülmemiş bir harekat-ı vahşiyaneye cür'et ideceğini bu beyannamesiyle ilan eden mezkur kumandanın ilaveten muvakkat bir işgali hükumet memurlarının hakimiyetlerini ıskat ile istilaya çevermiş bulunduğunu Dersa'adet'teki i'tilaf mümessilleri nezdinde protesto eyledik. Hükumet-i Seniyyenin bu babda teşebbüsat-ı ciddiyede bulunarak Kilis Kuvve-i İşgaliye Kumandanının bu beyannamesinin hemen geri aldırılması ve orada kemakan Osmanlı memurlarının hakimiyetlerinin idamesi hususuna bezl-i mukadderet olunması aksi takdirde vazifei milliyemizin bütün icabatıyla bi'z zarur ifasına azm idileceği ma'ruzdur. Anadolu Kadınları Katibe-i Mesule Şefika Kemal Müdafaa-i Vatan Cemiyeti Reise-i Evveli Melek Reşid Dersa'adet'de İngiltere, Fransa, Amerika, İtalya Mümessil-i Siyasiliği Canib-i Alisine Kilis Kazasındaki Fransız Kuvve-i İşgaliyesi Kumandanının ahali-i mahalliyeye hitaben neşir ve ilan eylediği beyannamenin elimize geçen bir suretini aynen derc ile nazar-ı ıttıla'ınıza arz idiyoruz. 1 - Ne içün taşındığını bile tahkike lüzum görmeksizin üzerinde bir revolver bulunan bir adamın bila-sual vela-cevab kurşuna dizilmesi 2 - Bir kargaşalık zuhurunda telef olacak veyahut yaralanacak bir Fransız neferine mukabil yerleden iki adamın kurşuna dizilmesi ve bunların da kur'a ile intihabı 3 - Hükumet-i Osmaniye memurlarının hakk-ı idare ve hakimiyetlerinin ıskatı 4 - Sokakların mitralyöz, bomba ve gazlı obüslerle süpürülmesi gibi tedabir-i zecriye doğrusu Kurun-ı Vustada bile emsali görülmemiş vahşetlere benzer şeyler olduğu gibi bugüne kadar Afrika içerilerindeki vahşilere bile tatbik edilmemiş bir mu'amele-i gayr-i insaniye olmasına ve asırlardan beri şanlı bir tarihe kadim bir medeniyete sahib olan Müslümanlara karşı şu yolda mu'amele edilmesi Müslümanların Afrika vahşilerinden de aşağı tutulmakda olduğu fikrini hasıl etmekde bulunmasına mebni Garb medeniyetinin henüz bizim vakıf olmadığımız yeni bir usul-i işgal ve idaresi bundan ibaretse bu cihetin bütün dünyaya ilanını rica ve aksi halde Avrupa ve Amerika'nın hür ve medeni tanıdığımız milletleri nezdinde mezkur beyannameyi şiddetle protesto iyleriz Anadolu Kadınları Katibe-i Mesule Şefika Kemal Müdafaa-i Vatan Cemiyeti Reise-i Evveli Melek Reşid ∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼ Erzurum İslam kadınlarının Muradiye Cami-i Şerifinde biliçtima mevlid-i nebevi kıraatini müte'akib ittifak ara ile Sadaret-i Uzmaya ve Dahiliye Nezaret-i Celilesine, Dersa'adet'deki Düvel-i İtilafiye mümessillerine ve Amerika a'yanına keşide iyleyüb bir sureti Sivas Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyetine mevrut telgrafname zirde derc olunur: Avrupa Devletlerinin adalet ve insaniyetin hadimi olduklarına sarsılmaz bir i'tikad ve kanaatimiz vardı. Zevclerimizin, biraderlerimizin, oğullarımızın da sizin gibi en kadim ve kıymetdar dostlarımızla harbe iştirakleri ca-yi bahis ve nazar ise de bunun kendi arzularıyla olmayub bir tesir tahtında cebren ve kerhen vuku' bulduğu cihetle ma'sumiyetleri tabi'idir. Mütarekeden sonra Avrupa medeniyetinin sayısız cerihalarımızı saracağına kail olmuş iken hala sulh akd olunmadığı gibi İzmir'den başlanarak İzmir, Antalya, Urfa ve Maraş'da dahi biz Osmanlılar haklarında, zalimane ve gaddarane mu'amelatın enva'i tatbik idiliyor. Kollarımızı bağlayarak gözlerimiz önünde baltalarla evladlarımızın kanlarını akıtanları erkeklerimizi bir araya toplayarak ateşle yakanları kadın ve çocuklarımızdan da pek çoklarının aza-yı mühimmesini kat' iderek mürde bir halde bırakanları memleketimizi veraneliğe çeverdikleri sizlerin tahkikatınızla bila-taraf anlaşılmış iken biz Osmanlılara insafınızı çevermeyerek el'an o gibi canileri himaye ve vikaye etmek teşebbüsünü anlamıyoruz. Medeni

Bu sayıdan diğer sayfalar: