November 29, 1934 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 12

November 29, 1934 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

di * İngiliz şairi Ni hakkında WU UZEFEI SANAKLLAM Sö ER A EE Musiki Polemik © Şekspir | lirik midir? “Hiciv unsuru, Horas, Wi Yeller, Nef'i, Kâni— Şekspirin dramları Londrada bulunan Behçet Kemalle ridra ühiversitesi edebiyat fakültesi son sınıf ti eh o Reşat Hilminin vücüde getirdikleri ve Şahsi düşüncelerini söy- liyen bir etüdü n hi Hügo ile e yapılıyordü. irik sahada bir kâç dün- ya rolesi Alfrel dö Müse, Ha- fız, Fuzüli, Nedim.. “Peli kan,, ım göğsünden sızan malürnât ve sezgiye beni - zer kültürcük yüzünden değ Gröce ö möre des arts, terre ditölatrie de rüğü vöcuğ imsöipâs &terriölle pâtrie Diyebiliyor... Ne kimse bari âte: yanâr şi dilden ö Değe P Ne ağar kimse kapım badi sakin gayri AE PM . > > Miğtlaririda, tütön gönül du- mi atidak böyle mitsralarda var- diri Ayağın sakınarak basma aman sultanım Dökülen mey,kırılari şişei tindani olsun! 3'<- Şekspirin piyeslerinde sas tirik sahheler'az değildir, Şaylo - ku şöyle birdenbire bu tiplerdeti biri diye hatırlıyabiliriz. Fakat bu sahada onun çok üstün rakip- leri ve üştatları var Horas, Volter ve hâttâ bizim Nefi ve Kâni.. (Diyeceksiniz ki: bu son iki Türk adını bu bahiste olsun milliyet kaygusiyle alıyor- sunuz ya.. Hayır, küfürleri ye- rinde kullanmak, vezne sığdır * mak ve kinle istihzayı bir arada en kabaca EA hicivse ve Şekspirin ne küfürlerle dolu eserlerinde satir dehadan ei bilmeyiz kaçıncı plâna yere ne diyeceksi siniz, Bütün vi hüviyetini didik di dik eden ve âllalim ke bile si bilen Mölyö — Şekspir emi ala güleceği sırâdır: Drâmia- tik kısırndayız ve burada Şekspir bir şeydir fakat he yegâne dehâ - dır, ne mevcut ve meşhürlatin bi - el, Son piyeslerinden bi - okurken sesinin kısıldiğini gö ötitdi (o diye itha “Ben, Sofeklis isem bunak olamam; eğer bunak- sam, demek ki, Sofoklis değilim, aykıtan trajedi babasi So - dölü Şekspir mezarından kal - kıp secde etmelidir. Komik drâ - matist Aristofanes, komediyen ya- br atehi ma lim ata! zicı Menâhder ve sonra İbsen, Şil- ler ve saire ve saire.” dramlarında ruhun fırt nası, ihtirasın kasırgası, hayatın girdapları yok, facialar omahdut ey etrafında ve yalnız tek sat bulmayan bir adamın beyninin ve ruhunun içinde geçen her hangi manevi bir facianın manzarası, binbir kişinin ölümünden da dramatik olabilir. Çarli Çaplinin komikliği, ayaklarının yan basma» sında ve şapkasinın kafasına yan oturmasında filân değildir. Ona ruhundan, zekâsından, bilhassa enstektlerinden bir şeyler katmak- tadır.. ii facia, yalnız bili- E z 9 görülen, el ve kolla yapılan - ele ütpermesini mi elen O size sahnede biri- sinin gözünü çikarlır, olur biter.. Halbuki: Rasir, Korney ve Mol - yer, fani ve tek insanın değil ebe - di ve bütün hayatın dramasını ak - settirirler.. Karşımızda, hamaset - © aliyi insanlari konuştu - ari Korn ir tarafa bırakırsak; & rtlerin iken pasyonları dile getiren Rasinde Şeksipri an - bulabiliriz: Daha doğrusu, Rasinir hakkını vererek söyliyelim, Şekspirde Rasine ben- 3öyen, yaklaşan taraflar vardır. Kundüracının kunduracı gibi ko - nuşması piyese muvaffakiyet te - min eder fakat asıl ve tek şart de- ğildir; kunduracı gibi de düşün - melidir. Şekspirin (o kunduracısı, kunduracı gibi konuşur fakat Şek- spir gibi düşünür; Rasinin kun - duracısı, Rasin gibi (o konuşur ve kunduracı gibi düşündüğü olur ve orada kunduracının kunduracı ta- rafı değil, insan tarafı (o konuşur, Bir zamanlar, köy hikâyesi yazar- ken muhaverelerde kullanılan ke- limelerin “k” larını “ğ,, filân yap- mak kâfi ve vafidir sanılmişti. Sonra; Şekspir d. in dördüncü asrın en $ en vecitli hiristiyanının, Dante Al- gieri'nin, ilâhi komedi inübdeinin cennet ve cehennemi tanrmın ma- sal cennet ve cehennemine şema olabilecek Obüyük O yaratıcınm; Mevlânanm e ağır başlı ve kurtı mantıklı İslâm diri- ni rinidiliğin en kıvrak füsun ile mesneyisin: Ve. yle mutasavvıfın ilâ- bir tek nefes bi- ie OR. Bütün bu makalede ge- çen isimleri, Sekspirde olduğu bir edilen ve son- raki tenkitlerinde yavas yavaş id - dia edilmekten' vazgeçilen hassa - ları kendilerine karakter edinmiş zamanlar tevehhüm sânat yazicılarına âit olanlardan bazılarıdır diye andık.. o Yoksa, Şekspir Horastan büyüktür iddi - asının aksine Şekspir (o Hofastan küçüktür zühulüne düşmek iste - miyoruz. (Evet; satirik cepheden bin defa küçüktür desek küğük bir mübalega yapmış olurüz..) Behçet Kemal-Hilmi Reşat Bir musiki bay» ramı yapalım! Musiki, bir topluluğun en ik vetli bağlarındandır. ğın kuvvetli kalabilmesi, dimize has ulusal bir sikiye sahip olmamızla müm: kündür. Bu soysal mevzuun değe rine inanmak istememiş olanlar, düşünüşlerini zaman zaman gaze“ te süturilarına da aksettirmekten çekinmemişlerdir. Bizlerin ise, her fırsattea ileri sürdüğümüz şey, inkilâba uygun bir musikinin ges rekliğiydi. Fakat aldığımız kâarşı- lıklar, âdeta ve daima basit görüş“ lü hücumlar derecesinde kalıyor- du. Bunda onların ne kadar hak- sız olduklarmı zaman göstermiş- tir, Bizler, o büyük inkilâbı yara” an ulusun zevkini Enderun muüsi- kisinin doyuramıyacağını ve inki- lâbi o sanatın ahlatmıyacağını söy ledik ki, bütün bunlar yalan mi dı?.. ve halk sönmlnklr veya Türk musuki duygu: garp tekiiği ile miki yin iyi neticeleri yazarken de, bü yel daki çahışmialâfiii sağmalığını bas ğırıp çağıranlarla karşılaşıyerduk. Hattâ bizim yolumuzda yedi lere en bayağı bir dille “züppe,, diyenler bile görüldü. Bütün bu oyun © bözuğüluklar, samimiyetle çalışmak istiyetilerin yollatını dikenlerle dolduruyordu. ğızdan veya yazı ile Yapi - çe çi « hine dönmüştü.. İşte bütün didiş - melerle dedikodular bundan böy * e de sürüp gidecek mi idi Yüreklerimiz bu sorgunun en- dişesi içinde ezilip dururken ulu de son yeni değişikliğinde ölçü muğikide değişikliği alabilmesi, girisi mesidir. Bügün dinle yelte * nilen üsti, yüz ll de“ Zerde olmaktan uzaktır.,, Önderimizin bu Ohâkikati de yurttaşlarına en doğru ve en özlü bir dille anlatmış olduğunu söy - emeğe lü ar mı?. Bunu takdire girisörek (| fazla sözlerle mevzuu dağıtmıyalım., Sadece di- yelim ki; o, eskiyi yıkarken yeni - nin yolunu da göstermişti. Hepi - mizin Tüfk ulusal musikisinin yükseleceğine ve &yrensel musiki- de yer alacağına artik imanımız vardır. Musiki inkilabimizin büyük mânasını müjdeliyön günün tarihi, “1 artteşrin 1934,, tür. Şimdi dü- şünüyoruma ki ve & samimiyete di- liyorum ki: Acaba, bu tarih, ge - lecvek her yıl için büyük ve 8€ - vingli bir sana't Bayinin küt : lulanma günü clamaz m mı? inkılâp, gençiğin inkilâkıdır., Binaenaleyh; her yıl gençlik ta- rafından kutululanacak olan böy - 16 ulusal bir Kültür bâyramı, in - kilikımizm bütün iianevi mana - srit âdeta teisil bile edebilecek - tir. kutlulama günleri, musiki in- kılâbımızın doğum gününün zafer seslerini bağiracaktır. Bu sesler içinde, musiki târihimizin en can: İı dönüm gününü hatırlayıp, o gü- , —- E a Aruz tek ve bitişik heceler ölçüsüdür n hafta gene > hallaiadi. sayıfada na ki aruz o kalıp yahut b ei üyeler ölçüsü değildir; Öyleyse. ne ölçüsüdür? Ek unu (o gene kendisinden, kendi yâpılışından öğrenecğiz .. un ritmik bir ölçü (olduğunu Ti sözlerle, onların uzatma ve kısalt- rnasr olmadan da musiki çıktığına göre, başka yerde aramak gerek oluyöt. - Üyeleri ayrı ayrı okur - sak dan—dan —dan — dan diye dan $ikrer bir ses çıkar. Birden okursak (konuşmadan başka bir biçim olmaz. Bir de — dan, ;dadan— dadan; dan — dadan, dadadan — dan diye okuyal İm, bu biçimin di va — ilâ — tün, failâ — tün, efâ — ilün, mefâ—i üm. Bu Kl a üyelerini $a * rsak şunu elde etmiş oluruz: —ila —tm— gep Failâ —tün —3—1. Mefâ — ilün —2. 2. Mefâ —i—lün—2: —ı—I. Bu musiki ile bu sayiya göre bütün e de bulmak ko * aydır. Böyle olunca Arâp 1- 2—1 diyecek Lime başka diller den aldığı im yaptığı gibi, fâilâtün dem Bizce dell kalibr, bir tek, den başka ne yolda ayırt edileceğini bilmek kalır. Bunu da s ( mısra) sıra üstünde araştıracağım.. Şimdilik | kural (> kaide) için ilkin iel yapılması daha uygun düşe Uzatılan Arap, Fars öölerini sonra görecek, bu uzatmaların ne - den am see iyi anlayaca - ğız.. Topladık ilet altın fildişi. ölçü bölümlerine ayırıyo - Türkçe sözlerden yapılmış olan - rum: Töplâdrk yol — larda altın — ildişi Her bölümü de, tausikisin€ gi re üyelere bölüyorum: ö Tb, halı, yal — 2.1501) ilâ, tün; lar, da al, m — > il Fil, dişi — 12 | ei bakınız; her ii (— sessiz Pa arasına griye Başka örnek: : çal Top, rağın, göl —EÖ Virgül ile yaptığım 31 virgül. İ arasına girmiş bulunuyor: ” yerlerdir — ki sakla” gimizden bit — miyen b bi Di di ei dir—2, ir ız arkasından gelen O ünde ayrılıklarını yapıyor. Başl söyliyeyim, biribiri arkasın” len her ündeş musiki sesini peri kısaltıla musikiye düğü için onu da ayrıca 1—1: müfteilün — lün xz1—1—2 3—2; e U sm Büfi neş'e ve sevinçlerini yaşaya - cağiz. Dilerim ki, bu samimi istek, bütün meslek, fırka v rif dünyamızda beklediğim yanguları bırakarak, gireceğimiz yılın ilk müsiki bayramı için şimdiden ka- tarlar verilsin ve vaziyet alınsın . Ve gene dilerim ki, bu bayramla - rın birincisinde meselâ ulusal ope- ta, inkicisinde ulusal senfotler, üçüncüsünde ulusal repertuvarlar er alsın... Kültür İren hamlelerini f şahsiyetlerin b fiilen dikkate alacaklarından şüp- hemiz yoktur. Ankara Nuri Çelik Şekspir hg8 ser | Ermenite va Ermenistan giliz edibinir dilmekte ve ye vag tevistik st el ye hi” v li e böy rme' ilk defa çıkayor ki

Bu sayıdan diğer sayfalar: