November 29, 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

November 29, 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Terkibi 200 diş hekimi MiNE emniyetle kullanabilirsiniz Umumî deposu : Cığoloğlu No. 33 Tctelon : 20264 tarafından hazırlanan Diş macununu Onbirinci sene No. 3787 tSTANBUL CAĞALOÛLU . no .. . .. o Telğraf ve mektup adresi: Cumhuriyet. tstanbul . Posta kutusu: İstanbul, No. 246r8rŞ8mDe CV I GŞntilSclni 1 9 3 4 relelon: Başmunarrlr ve evi: 22366. Tahrir heyeti: 24298. Idare ve matbaa fcısmile Matbaacüık ve Neşriyat şırltetı 24299 ' 24290 umhuriy Musiki yayımı Teklifimiz çok iyi karşılandı Bay Y, Ziya ne diyor? L HAYAT Ansiklopedis ncj cilt hazırdır. Cö»«rînixi bir an evve! ciltl«âniz 6 Evrensel müsikiyi Yaymak için Gösterdiğimiz yol umhuriyetin dünkü sayısında evrensel müsikiyi ülkemizde ve ulusumuz arasında yaymak için sağlam düşüncelere dayanan bir yol gösterilmiştir. Atatürk bu yıl Kurultay başlangıcı saylavında (nutkunda) müsikiyi ulusun yüceîmesinde çok yerli bir iş olarak ileri siıdükten sonra bizde gerçek musikinin nasıl varlık alabileceğlnı de açık ve yüksek söylemişti: Evrensel batı musikisine uyarak. Adına musiki diyegeldiğimiz bizim doğu seslerimiz, adı üstünde bir solukluk şarkılardır. Halb'iki evrensel gerçek musikide asıl kaynak bütün evreni (kâinatı) kaplıyan derin ve sonsuz bir uğultudur. Evrensel musikinin iyi yapıları (eserleri) bitip tükenmez dalgalı bir denize benziyen bu ses çağhyanından çıkanlmış uzun parçalardır. öyle uzun parçalar ki en lasası adama sanki hiç bitmiyecekmiş gibi bir duygu verir, ve bittiğinde de siz onun akıntısında kayıptan kaynıyan düzgün bir uğultu içinde yüzeî durursunuz. Gerçek musiki sizi evrenin ulu ve dalgalı ses denizine bağlar da onun için. Ulusça bu musikiye geçmekte gerçekten bir yükselme vardır. Musiki gerçekten güzel san'atlerin başındadır. Güzel aan'atler, en ileri yaratık (mahluk) olan adam oğullannın uygurluğu (medeniyeti) için başka türlüsü düşünülemez bir yol ise musiki bunların en büyüğü ve en Özlüsüdür. Atatürkün son saylavında yalnız müsikiyi alarak onun üzerinde durması rasgele bir i§ değildir. «CumbiKİyet^^yrensel müsikiyi ülkede yaymak için ilkönce bizim şimdiye kadar bu uğürda yapageldiklerimizf: bakmış, sonra da musikinin ne olduğunu gözönüne alarak onun seve sevile öğretilmesi nasıl olabileceğmi düşünmüçtür. On yıldan artık mekteplerimiz<ae musiki okutuluyor. Bunun için tutulan metot çocuklara musiki kurallan (kaideleri) vererek kendilerine boğazları ynüla yırtıla bazı parçalar, daha artık marşlar söyletmektir. «Cumhuriyet» bu yolun çok kısa ve çok kısır olduğu inanına varmıştır. O diyor ki musiki, hele evrensel gerçek musiki hele öğretip öğrenmede ağızdan ve boğazdan artık olarak ilkönce kulak işidir. Musiki başırarak söylemekle değil susarak dinlemekle öğretilebilir ve öğrenilebilir. Batı meml.ketlerinde ıısta musiki uzları (san'atkârları) çaldıklarında onları dinliyen binlerce kişi sanki soluk almıyorlarmış gibi susarlar. Oralarda biryol böyle bir musiki şölenine fzi>afetine) gerçekten binlerce kişi pider. Sonra da onlar çalınan parçaları dediğimiz biçimde dinlerlei". Benim buna şaştığımı gören mi'siki meraklısı oğlum bir gün bara şunları söylemişti : Burada bir konsere bin kişi geliyorsa bunlann yedi yüz ellisi herhangi bir sazı güzel çalmasını bilir. Kalan iki yüz ellisi ise musikiden adamakıllı anlar ve onu dinlemekten kıvanç duyar. Onları işte bunun için, sanki Tanrı katmda (huzurunda) imişler gibi, böyle susmuş, kımıldamaz, bütün kulak kesilmiş görüyoruz. Demek ki musiki budun (halk) için eninde sonunda bir kulak işidir. En yüce musiki uzu (san'atkân) olacak adam için de bu iş işte böyledir. Böyle olduğuna göre müsikiyi yaymak için tutulacak yol da kendiliğinden anlaşıhyor sanıyoruz: Az söylemek, çok ve iyi dinletmek. Işte «Cumhuriyet)) bunu ileri sürüyor, ve bunun için radyolardan çok temelli bir yardım görülmüş olacağını anlatıyor. Buna göre artık mekteplerdeki musiki öğretmeleri şu biçime girecektir: «Haftanın uygun saatlarında bu işi çok iyi bilir bir adam radyonun başına geçer. Mektep programlarında yapılacak değişiklik Şark ve Akdeniz misaklarına doğru Türk, Sovyet, Fransız ve Rumen görüşmeleri Pariste Türkiye, Romanya, Fransa ve Sovyet rîcali arasmda yeni mülâkatlar oldu Paris 28 (A.A.) M. Lavalin Türkiye ve Romanya Haricive Bakanlan şerefine vermis olduö'u öğle yemeğmin sonunda Törk v« Rumen Hari ciye Bakanlari, bir saaHen artık M. Laval, M. Flanden ve M. Heryo ile görüşmüslerdir. Her türlii oranlara (tahminlere) göre, bir konferanstan ziyade dostane bir konuşma mahiyetini almis olan bu noktai nazar teatüerinin mevzuunu, dün de M. Laval fl~ M. Titu'esko arasinda görüsülmüş olan Şark misakı proiesiîe onun tamamlayicisı o'an ve Törkiyeyi bilhassa aiâkadar eden Akdeniz misakımn mevdana getirilme • si mesel^si teskil etmistir. Paris 28 (A.A.) Fransir Sovyet yakmlisHle alâkadar olarak Şark misakı proiesi, son iki gün irindeki diplomasî faaliyetlerine hâk'rn görün • Bir btstm müzakerelere iştirak eden mekte olup Hariciye Bakanlığmda verilmiş olan öğle yemejnnd yapilan göM. Heryo rüsmelerin mevzuunu teşkil etmiştir. nuşmada üd devlei adami günün tne • selelerini ve Cenevrede ileri svrülmüs Bu göriişmelerden sonra M. Titu olan dis meselel'ri tetkik etmişlerdir. lesko, Rus maslahatgüzari M. Ro Müteakıben M. Titulesko M. Heryofu senbergle görü*müştür. M^slahatsrüzar, görmüştür. daha sonra M. Laval tarafından kabul Türkiye Hariciye Vekilinin, bugün edilm'tir. Fransiz arkadaslarile, bilhassa M. HerM. Titulesko bundan sonra saat 1 [Mdbadi uçüncü sahifede] de M. Flandenle görüşmüştür. Bu ko Adlî ıslahat başladı On üç avukata Teroyiz azalığı teküf ed*di Yeni kadro dün geldi, cumartesi junü tatbika başlanıyor. Epeyce memur açıtta kalaca' Halka ve ç»cuklara evrensel müsikiyi sevdırmelc üzere bir yayma birliği kurarak radyo merkezle • rinde muntazam n«sriyat yapıl ması hakkındaki teVlifimiz bilhassa alâkadar tnehafilde çok müsait karsılanmıştır, Konservatuvar tnüdürll B»y Yusuf Ziya bir yazıcımıza sunUrı söylemistir: < Teklifiniz çok güzel ve mevsimlidir. Hatta müsikiyi yay' mak için radyodan sonra sinemalardan da istifade edilebilir. Çünkü halk sinemaya filim seyet • mek üzere gittiği zaman karşısında yalnız gözlerine değil, kulaklarına da hitap eden bir zevk bulmaktadır. Keza operalar da ayni rolü oymyabilir. Yalnız bu ahstırmak mesele •ine çocuklardan baslamak lâ • [Mabadı uçüncü sahifede] Temytt azalığı teklif edilenlerden Bay Ebülulâ, Bay Kenan ömer, .Bay Faruki, Bay Sıddık Sami Eytam Müdürlükleri de lâğvsdildi Kânunuevvelin bicinde^ itibaren tatbik edilecek olan yetii adlîye kadrosu İstanbul Müddeiumun**H . ğine gönderilmistir. Buna göre hîkimlerle icra memurları hakkın • daki eski kadro simdilik bir ay daha, yani kânunuevvel nihayetine kadar devam edecek ve kadronun Azdıkça azıyorlar! Bulgaristanda «Makedonya ve Edirne | redifleri)) diye bir cemiyet teşkil ettiler «Bulgaristan, Makedonya, Trakya ve Dobrice ve garp eyaletlerimiz için horra!» diye bağırıyorlar Sofya (Hususî muhabirimiz Bundan birkaç gün mu kaddem Solfyada Balkan Harbine ve Harbi Umumiye iştirak eden Makedonya ve Trakya çetecileri nin ilk müessesan kongresi top • landı ve teşekkül eden yeni cemi yete (Makedonya ve Edicne redifleri) ismi verildi, Bu yeni tesekkülün reisi intihap edilen Bulgar ihtiyat za bitleri cemiyetirıe mensup erkânı harp miraîayı Felar Daırvinkof bu münasebetle icat ettifi nutkunun sonunda bakınız nelec söylemistir: « Bizim bu teşekkülümüzün mevcudiyeti ayni zamanda Bulgar tnilletinin umumî birliğini de sembolik bir tarzda ifade etmektedir. Bizim aramızda vatanımızın her tarafından muharipler mevcuttur. Siz müstakbel Makedonya, Trak • ya, Dobrice ve gaıp eyaletleriiîin ordularını temsil ediyorsunuz! Bir ana evlâtlarını yırtıcı ve yabani nayvanların elinden kurtarmak için nasıl saldıc:rsa Bulgaıristan da sizi yırtıcı komşularının ( !) elinden kurtarmak icin öyle saldırdı! Sözüme nihayet verirken, rica e[Mabadı uçuncü sahıfede] Deniz Yolları ve Akay tekaüt lâyihası Memurların endişe'eri yersiz görülüyor bu kısmına ait yeni sekil kânunuaani birden itibaren tatbik edilecek tir. Memur ve müstehdemler hak • kıcıdaki kadro ise cumartesi günü yeni seklini almıs olacaktır. Yeni kadroda kırk liralık bir, otuz bes liralık bir, otuz liralık dört ve bir kaç tane de yirmi liralık başkâtiplik bırakılarak diğerleri kaldırıl • ^ııstır. 12. 14 ve 16 liralık kâtiplikle • uçüncü sahifede] Japonya, Vaşington muahedesini bozarsa.. Amerikalılar «Japonların yapacağı üç gemiye mukabil beş gemi inşasına başlıyacağız» diyorlar Kültür Bakanhğı teşkîlâtında tadilât Denizyollart binam Ankara (Hususî) Devlete ait kurumlarda çalışan deniz ticareti mensuplarınm (kaptan, makinist ve satr memurlar) tekaütlüklerme dair Büyük Millet Meclisine «»önderilmiş olan kanun lâyihası hakkında son zamanlarda bazı gazetelerde yazılar çıkmış ve bu arada bir aksam gazetesinde bu kanun lâyihasmıo memurların menfaatlerine daha uygun olması ve müktesep hakların korutunası için memurlar tarafından [Mdbadi altvnct sahifede] Musiki, beden terbiyesi ve neşriyatı yayma müdüı* lükleri kurulacak, musikimizi ıslah faaliyeti ilerliyor Bir heyetimiz cumartesi günü Belgrada gidecek Afyon mukavelesi tadil ediliyor Japon donanmanna mensup 160 harp germsînin gece projektörlerile yaphklart bir nümayiş Tokyo 28 (A.A.) İyi bir yerPost gazetesi, Japonyanın Fransa den haber verildiğine göre, Japon ya ve İtalyaya Vaşington deniz &nl ya, Fransa ile İtalya ister kendisüe lasmasını bozmak hususunda Tokberaber olsun, ister olmasın Va • yo hükumetile birlik olmalan su sington muahedesini bozacaktır. retindeki teklifine İtalyanın müs • Şu var ki, Fransa ile İtalya sözle • pet bir karsdık vereceğüıe pek orini söylemeden biırşey yapıltmya ran (ihtimal) vermemekte ve sa • cağı sanılıyor. yet İtalya böyle hareket edecek İtalya ve Fransa ne cevap olursa bu halin İtalya ile Fransa arasinda hudutsuz bir deniz yarisi verecekler? [Mabadi alünct sahifede] Loodra 28 (A.A.) Morning Ulllllll 1 ( 1 11 1 Türkiye ile Yugoslavya arasindaki afyon satış mukavelesin d« bazı değisiklikler yapılması zarurî olmuştur. Bu sebeple mu kavelenin yeni den gözden geçhilmesi iki ta rafça da kararlastınlmıştı. BeîgTatta yapılacak Bay Ali Sami olan bu müzakerelo ne Yugoslavya [Mabadi ikincı sahıfede] ItinilllMi nillllHlllllllllllllllirillll'IIIIM'IIIMIIIIlMIIIIIIIMMIIIIIIIIIIlllllllillHIIMIIMIIIIIIIHIIIIIIlllinilllHIIUinillinillllMIIII Oz türkçeyle: Doğrama fasulyesi istemiyoruz! Bir tanışımız anlaıyotrdu: Bir iki alafranga konserde, bütün benliğimi uyanık tutarak, garp ezgilerini (melodileri^ dinlerken duygularımm göstereceği sezgiyi denemek istedim. Kendimi öyle tuttum ki bu gibi yâdel türküierini ve toplu çalışı ilk olarak dinliyorum, ve görünüş gözelliklerine kanıp işbozanlık etmesin diye de gözlerimi yumdum. Mozarın oldukça ağır bir parçası çalınıyor. Her musiki aygıtında (aletinde) sesler öyle ince, övle ölçülü ve o kadar derin ki insanm her yay sürtüşte ürperen iç varlığı; onların bir düş (rüya) havası içinde uçuşan görünmez kıvnmlarınatakılıp takjlıp gidiyor. Ancak.. Ancak bu ayn ayrı sesler tek çer'çevede birl^şjnce (orkestrasyon) bir türlü beni sarmıypr. Arada alışkanlıklanmla kaynaşmıyan bir aykırıhk sonıurtup durmakta... Sırası geliyor, kafamdan tangur tungur yük arabaları geçiyor. Kötü. Birşey anlamıyorum ve yanLşlıkla filozofi kongresine düşmüs bir bilgisiz gibi orkestrayı bırakıp kaçmak çılgınlıkları arasında zorla dinliyorum. Derken çalgılarda hava degişti; duygularım da birliktc. 3imdi boşlukta cana yak.n, oynak ezcıler dalgalanıyor. İçimde kalıplaşan bezginlik parça parça eridi, siiindi. Müzikte sanki yurdumun öz turküleriymiş gibi beni çeken, avutan, derin derin içlendirip hoşlandıran bir gönül rüzgârı var. Meğer bu bir Çek yapısı (eseri) imiş ve çesnisinde Macar katkısı varmış. Düşünceye dald'm. Demek ki ben büyük batı müziğinden önce benimkine yakın olanlarını anîıyaILÛtfen sahifeyi çevirtntz'] Kansere ilâç Islah edilecek olan Musiki Muallim mektebi Ankara 28 (Telefonla) Maarif Vekâleti teşkilâtında bazı tadilât yapılması için yakmda Meclise bir lâyiha gönderilecektir. Bu lâyiha Maarif Vekâleti teşkilâtı meyanında nefıs san'atlere büyük ehemmiyet vermektedir. Bu ciimleden olmak üzere Vekâlette musiki işlerile uğraşmak üzere bir mü[Mabadi uçüncü sahifede] Engerek yılanının derisinde çok faydak bir madde keşfedildi Pacis 28 (A.A.) Engerek yılanının zehiri kanseri iyi eder mi? Doktorluic akademisi, bu mesele ye dair bir rapor dinlemijttır. Bu raporda Engerek yılanının derisinde özgü bir madde bulunduğu ve bu madde, deıinin altına ?ı.ınga edildiğinde özene değer netice alındığı bildirilmektedir. •ııııııimııııııııııımmnııınıııımııııııııı nınıııııııııııııııııııınıııııı ıııiiHiıııınıııııııııııiıııııııııııııııııııııımııııııımıınıiHimmııııııııın lerle çocuklar grup grup bir sınıfa toplanırlar. Radyodakı adam ilkönce musiki üzerinde kısa bir ders verir, sonra örnek olarak çalınacak en güzel parçalar dinlenir.^* Dünkü sayımızda uzun uzun anlatılarak gösterilen ba musiki öğretme yolu kısaca yukarıki dizi lerdekidir. Böyle yapılınca bu musiki derslerini yalnız mekteplerde jçocuklar değil, evlerde familyalar da kovalıvabilirler. Böylelikle evrensel musiki ülkemizde gerçekten evrensel bir yayılma yoluna dökülüp gitmij olur. YUNUS NADİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: