6 Aralık 1934 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6

6 Aralık 1934 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

pon ge — — KURUN 4 Birinci a 1944 KAPA ee m Maya Derenin üstündeki asma köprü — Yeni binalar — Kerestecilik Manavgat, (Hususi) — Antal- ya ivaıdak bu güzel kasaba - n görünüşü pek hoştur. bir köprü yapıl - mıştır ki görülecek,sevinçle seyre- dilecek bir şeydir. Köprünün öteki başında küçük bir meydan ve bir kaç köhne dükkân görülmektedir. Sağa doğru da bir çarşı açılmıştır. Burada bi: de eski bir han, ondan sonra da kasabanın diğer evleri ve güzel derenin ağaçlı rıhtımları gö- rülüyer, m eyli Buranın kaymakamı Yusuf B. askere etinden Taşağıl nahiye- adi Bey kazanın işleri ni çevirmektedir. Sadi Bey on se- nelik müdürdür, çok iyi 0 gör - düğü söylenmektedir. Beylik konak yoktur. Ve memurları belediye konağında ki- ra ile oturmaktadırlar. Daireler darmadağınıkdır. Dairenin sağında “bir bey - lik konak yaparak (kalemleri oraya toplamağa, kasabayı da ya- vas yavaş o güzel düzlüğe geçir - meğ çalışılıyor ki çok yerinde bir düşünüştür. eli bütün nüfusu 24790 dır. 82 köy ve iki nahiyesi vardır. Nüfusun sekiz bini aşirettir. Bu a- şiretlerin topraklara bağlanması ve duraklandırılması için hazır - İrklar yapılmaktadır. (Solak) örnek köyü Eski vali Nazif bey burada bir örnek köy yapmak istemiş, bu işi başarmak için kaymakam vekili Sadi ei oraya göndermiştir. Sa- di bey ün içinde on kilomet - relik > e açtırarak (Aksu) de- k konak razi verilmiş ve ağaç dikme yerle- ri de ayrılmıştır. Demir iile si Anadoluda hiç ere üzerin- de bu kadar güzel va çar gör - medim. Demir yollarının geçtiği nasıl yer? köprüler gibi demirden, asma ola- rak yapılan bu geçidin uzunluğu 80 metre ve asıl kısmı da 60 met- redir, 130 bin liraya şıkkmıştır. Na- büyük çınar ağaçlarile gölğelenen rrhtımla şu köprüyü her köyde görmek i insan a doyum olmayan bir görgem Halk ii yapısı Köprünü öbür. başında iki kat üzerine taştan ve tuğladan yapıl - miş büyücek bir yapı görülmekte- dir. Yapının birçok yerleri bitirile- memiş ise de yüksek yardımlarını esirgemiyen halk geri kalan yer - lerini de yakında yapacaklardır. Ormanlar Kazanın ormanları (201) İL hektardır. Bunun (198) bin hek - tarı çam katran ve ardıçtır. (Köp- rü çay) iskelesinde Azak oğulla - rının bir Hizar fabrikası vardır. u Ofabrika “odun ömürü ile işletildiğinden kapatılmıştır. Çünkü yasaktır. Maden kömürü yakılması için kanun vardır. El hizalarile biçilen kereste senede sekiz bin metre mikâbıdır ve yir - geçen sene orman satışları yasak edildiğinden kârlar azalmıştır. Ragaıo Ke Balıkesirde yeni bir Postane Posta ve telgraf idaresi Balı - susta Men de bir müracaat yapmıştı Posta lid, postahaneyi çar- nal tüccar ve el ulağı olabilecek yerde © yap- tırmayı istemekte, bunun için de kükümet yolunda belediye tara - fından yıkılması kararlaştırılan Palamut hanının yerini beğen - mektedir. “ Posta idaresi burada kentin ih- tiyacını karşılıyacak mükemme liyette bir bina yaptırmayı düşün- mektedir. Hırsızlar Bekçiyi yaralayıp kaçmışlar İzmirde yangın yerlerinde üç kırsızla bir bekçi arasında bir va- ka olmuş, bekçi taşla başından ya- ralanmıştır. Yaralanan bekçi, ken- disini döven üç kişiyi yakalamak için beş el kurşun atmışsa da hır- sızları vuramamıştır. Vaka şöyle olmuştur: Gece Alsancakta Hacı Bekir s0- kağında Faik oğlu Adilin oturdu - ğu eve bir hırsız girmiş, 35 lira de- gerinde bir çift çizme çalmıştır. a .Bu hırsızlık bekçilere zamanınd haber verilmemiş, görürlerse hır - sızı tutmaları istenmiştir. vakadan dört saat sonra ekçi İ numaralı Hüseyin Fele - menk kilisesi ile erkek lisesi ara - sında yangın yerinde vazife görür- mi koltuğu altında bir çift çizme taşıyan birisini görmüş, bunu ya - kalamıştır. Bu adamı; çizmelerle karakola götürürken hırsızların ar kadaşı olduğu anlaşılan daha iki kişi ansızın arka taraftan bekçiye şına — vurmi disini yere düşürmüşler, kaçmıya başlamışlardır. ekçi ansızın yapılan bu teca - vüzden sonra silkinerek kurtul - muş, tabancasını çekmiştir. İlk de- fa durmaları için. bağırmışsa da durmadıklarını, kaçtıklarını gör - üş, ark m ta ır beş | el ateş etmiştir. Kurşunlar hırsızla ra gelmemiş, hırsızlar kaçmış - lardır. Yapılan araştırma ve 80 - ruşturmada bunlardan bir'sinin İştipli Etem oğlu Osman olduğu anlaşılmış, e Osman sur çunu itiraf etm Öteki ide da tesbit e- dilmişdir, Gmail yara Iı bekci hastahaneye sa etle dir. Kastamonuda biriktirme haftasına hazırlık Kastamonu, 5 (AA, ) — Beşinci > haftası içi lale Hafta içinde ticaret e da bir gisi Mei m lam Değişim bitmez | C.H.F.si gi i gösteriy! ğişim sonuna kei çün- . ü aziz ulusumuzun daha bir çok yeniliklere, tazeliklere, değişme - lere ihtiyacı vardır. Asırlardanberi (o Türkeli hem geçmişe, hem Âsyaya mıhlı kal - dr. Ancak 1920 tarihinde, ulusal de istiklâli kurta- rılan Türkiyeyi, ilerleme yoluna girmiş her hangi devlet savaş günlerin i bir memleketle ölçecek olursak görü- üzki geçen idareler ve rejimir bi- zi her hususta ihmal etmişlerdi. Lâkin biz bu geriliği pekaz görü - yorduk. Dışarıdan bakanlar mem- leketimizi bir harebe olarak görü- yorladı. ve Tepeden tırnağa kadar bir de - ğişim gerekti. Kafalarda, dilde, ikta, hattâ yürüyüşte değişim Saçma sapan, fikirler, soysal â- il çemberli beyinlerle şu a- Avrupanın ucunda yaşa - ie artık kabil değildi.. Eski an'aneler çürümüştü, lâkin bunları ortadan okaldıracak bir İhtiyaçları anladı; an'anelerin “değerini, (yahut değersizliğini) anladı; re güvendi. On yıl - dır muntazam bir metod altında kurun kesin bizi geçmişten kurta- rıyor.. Birbir ardma gelen bu değişim- ler gelişi güzel değildir. Bunlar bir. kural (—kaide) a tâ- bidir. Şu günlerde, o çok ike Bir deyişi AYAS ve Me eski musikiye nihayet ve - kine başlanılması bütün Türkleri uyandırdı... Atatürk değişimi, kaç senedir hiç bir defa ( çürük tahtaya bas - ının bayrağı üzerin - | mamıştır; Tayo deki altı oktan re İnkılâp (de ' mellerin üzerine kuru! uy” Baladizde buğday alım ee İsparta, 5 (A,A.) — Şehrimize yi i kilometre uzak! daş ta olan ve çimi demiryolu üzerinde bulunan Baladiz is - tasyonunda Ziraat bankası gm a çılması Hek buğday Ki n-dün vi n e banka mi bü lerile kalabalık bir 7 hazır olduğu li ınbar taka köylüsünü çok sevindirmiş- sz Hkeirmek ve rim teblerde v: ves sevinçlerle karşılanmaktadır. n köy. | için Atatürk değişimi” Yazan : Celâl değişim sağl” Bu değişim bir ne i rübe) değildir hiç bir kısmı geri gin BEN kis, az bir zaman eşimi ji ğu anlaşılmıştır. & Atatürk'ün ululuğu vi i Eğer kendi beat ye , bu yenilikleri belki “ yılda tahakkuk mir 2g : zim e gün 1 kök salıy Sa? ve vi H “&velution,, * ve hissedilmez ilerlem€ kamazdık; bizi yüvü; sırasına koyacak, tam (rövolution), yani hızlı" © r ei ve di “revoltöy We ratımızı lü ) mukayeseme lüt e ediniz: Her nasılsa var” re borçlu olan bir geri “Ağ Al, deniyet âlemine girmek ilkin ordusunu yeni si hiz eder; bu işi yava$ J mez. Birden şişhane (mavzer) tüfeğine, kö“. ni biçim ( zırhlılara © hep, yâ hiç! Avrupa "© pink o kabile yatag mali gibi bütün masına muhtac A ei 30 / elle Mili R Romanı: 33 O gün bu çay daveti üzerine Burhan Cahit Köroğlu — Galiba biz (Suma) ya kadar saatlerce çene çaldık. Ayrılırken | bir gezinti yapacağız. Ergin ora - k. şube reisinin hanımı sordu: — Bir daha çağırılırsan gide - cek misin? nın işlerine de bakacal *# Kerpiç duvarlı tek odalı evi - — İlk davete gitmediğim için | mizde o kadar rahatız ki kendi - bir ikinci defa çağrılacağımı um - mam. Doktor beyin hanımı neza - mize dışarda bir eğlence aramak istemiyoruz. Ergin akşama kadar ket EA p yeni bir davet yapar - le uğraşıp lar: m Ya Güldüm: yı rtık alıştığım ev işleri ile bel yorum, Yemekten sonra pencere » min önündeki portatif kanapeye karşı karşıya oturup konuşuyoruz. bu tek çeyi ve daha son - ra Akhisarın ağaçlıklı istasyonu - nu seyrediyoruz. Ergin artık bir gölge gibi izim - de.. o Akhisarın sakin hayatı onu çok yumşattı. İl yi kaldığı- mız bir kaç oayiçindene kadar nl kl Burada kıskana - cak, kuşkulanacak bir sl yok.. Her gün gözünün önünde İşlerinin tavsadığı bir ir aradaki perdeyi açıp bakıyor. Be: ni ya mangal başında yemek pişi » rirken yahut tek odamızın temizli- ğini yaparken görüyor ve koşup yanıma geliyor. ütün sevgisinin (o gözlerinde toplandığını görüyorum. . Yarım kolu ile beni kucaklıyor. Sevdiği- ni bütün hırsı ile göğsünün üstün - de bastıramamaktan gelen bir yılgınlık gözlerini yaşartıyor. Buradaki hayatımız âdeta yeni evlilerin hayatı... ilk evlendiğimiz zaman bu ka * dar seviştiğimizi bilmiyorum. Bu tek odalı kerpiç evin içinde duy- duğum evlilik zevki unutulmıya - cak kadar derindi. Bu yarım adamı mes'ut edebil - mek içir her arzusunu düşünüyo - rum, ve görüyorum ki artık kalbi rahattır. Sevildiğine de emniyeti var. Her geçen gün bana biraz “daha sokuluyor. Ana şefkati, ba- ba sevgisini bilmiyen (bu yarım gencin sevmek, sokulmak ve ok- e ihtiyaçlarının ne içten ge- len bir coşkunlukla üstümde top - amığa hissediyorum O ömrünün her devil benden bekliyor. Geceleri ona biraz keman çalı - yorum. Çok defa kitap okuyoruz . Yeni çıkan ça | bar âlemlerini ala i j ğını görüyoru! Gençliği, mek bulda geçen bü YİN ek | daki meka a 'İ sında eri alde h* vr bir kin Bana le e se ön yil ları benim leb » ph Kim moli kei yk valiz as zusunu duy yor belki! bir rk bir eri di Re j iie DİE ipe ei N ra ve ortalı! aber P*” İı Ora

Bu sayıdan diğer sayfalar: