6 Aralık 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 1

6 Aralık 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HBALKİN H TEREN __HALKİN Sene 5 — No. 1561 5 Yerine 3 Sene İktısat Vekâleti, Şimdiden İkinci Beş Senelik Plânın Tedkikile Meşgul Son sanaylleşme haraketinin neticelerinde! yapağılar dokunmadan evvel y Ankara, 1 (Husust) — İki sene evvel hazırlanıp tatbik sa- hasına konan birinci beş senelik sanayi programının ne vaziyette olduğunu araştırdım. Bu program mucibince kurulması İâzımgelen fabrikalardan Kayseri mensucat fabrikası birkaç ay sonra tamam- nmiş olacak ve işlemiye baş- layacaktır. Konya Ereğlisindeki büyük — fabrikanın da — temeli Beçende atıldı. Yakındada Na- zilli fabrikasının temel taşı ko- nacaktır, Programın diğer mad- erli fabrikamızda T deleri de tatbik ediliyor. En alâkadar bir zatın, salâhiyet ve inançla eöylediğine göre — beş senelik program Üç sene İçinde tamamen tatbik edilmiş olacak- tır ki bu suretle ikl senelik bir kazanç elde edilecek demektir. Iktısat Vekâleti daha şimdi- den ikinci beş senelik sanayl Aprogramının ana hatlarını çizmek le meşgüldür. İkinci programın yurdda yaratacağı varlık, Türk elinde her köşenin ve hattâ köy- ( Devamı 15 noi yüzde ) Pariste Bir Türk Doktoru Soydular Hırsızlar, İki Kişi İdi Ve İran Şivesile Türkçe Konuşuyorlardı Le Journal yazıyor: Parisin La Fol. Merihur isimli Polis komi- seri M. Rozotun geçen gün bir- denbire kapısı açılmış ve içeri yaşlıca bir zat girerek komisere şu had'seyi anlatmıştır: — Ben - doktorum, Türküm. Adım Nezad Refiktir. 1894 te Fransız tabüyetini kabul ettim. Bugün, birazevvel başımdan Şayanı hayret — bir vak'a - geçti. Bundan iki gün evvel irice bir adam evime gelmiş ve kendisini muayene ettirmişti. Adamın siırtın- da mavi kumaştan bir tulum, ba- şında siyah fötrden yapılmış geniş kenarlı bir şapka vardı. Bu adam bir gün evvel yine gelerek hasta bir dostu olduğunu, onu da mmya-, yene etmemi söyledi. Bu afdam, Türkçe konuşuyordu. Müavafakat' ettim, Biraz evvel geldiler. Yeni gelen evvelkinden daha çok iri, yarı idi. Onun da sırtında mavi b n bir tulum vardı. Mas sama o r oturmaz yeni gelen hasta cebinden bir tabanca çıkar- di ve; — Ya para ver, yahud öldü- Türüm. Diye bağırdı. Bir gün ev- vel bankadan (39000) frank almıştım. Bu paraları — vere dim. — Sonra kaçtılar. Bera- berlerinde bir el çantasmı da ge tir mişler di telâşla rın dan onu da unuttu- lar. ,Bunun üze- rine Paris za- bıtası faaliya- te Şüm tanın içinde, icabında usturpa gibi kullanılmak üzere bir kum torbası, bir de ağız bağlamıya mahsus tıkaç bulunmuştur. İranlı şivesile türkçe konuşan haydudların Asuri veya Güldani olmalarına ihtimal verilmektedir. Sırtlarına giydikleri mavi tulumla- rın 'da şaşırtmak için bir kıyafet değiştirme — manevramı — olduğu *Zannediliyor. Haydudların inceden İnceye doktor Refik Nevzadın hal ve ( Devamı 16 inci yüzde ) Doktor Nevzat Refik geçmiştir. Unutulan Yemekten eöneeesenee NasemecenerencAnE KA LARARAAELELErELAnEne EKSESE ZD Bugün MA Dilimizi Çetre- . " Pa . filleştirmiyelim Kendine göre bir akışı, ku'ağa hoş gelir bir çağlayışı olan dilimizi çetrefilleştirmemek, yazarlarımizın önceden gözönünde tutacakları ana çizgi olmalıdır. Bu ana-çizginin öteyanına geçme- meye çalışılım. Düşünelim ki, bir dil kolayca elden çıkarılabilir, ancak tezi tezine bir daha ele geçmez. Atalarımız, bunun cn canlı örnee gini Türkçeden Osmanalıcaya geçişte görmüşlerdi. * w u yazan Bay Süleymanın kendi çağısın ör dillle sunduğu Türkçeyi, karacnoğlanın dağ başında —arladığı — türküleri, Yunus Emrenin içten gelen exgilerini ya- bandan gelme sandık. Arab, Acem dili bize daha uysal geldi. Kendi Özümüz, melex söz yığınlarının - içinde benliğini unuttu. Dirliği, diriliği elden giderek çorbaya döndü. Fuzuli, Nef'i gibi birkaç ozan (şair) in Araba Aceme düşkün birkaç yazarın üste binince Türk dili di, gitti. , elimizdekileri de kur- taramıyacaktık. n "î)llâvı benliğimizi bulmıya savaş- tığımız ça g » yeni bir. dil yaratmıya kı kaşmak, yalnış bir düşü- ik ( fikir ) tür. mü VA K L bi dönürer, İştii hepsi Bul. Öztürkçe yazarlarımızı, iş başına çağırırken: —— Abay! ( Dikkat ) diye haykır- mik gerektir, abay, orkadaşlari. Yazgaçlarımızı, tetikte tutalı Daha İyi anlaşmaya savaşırken, mizin me dediğini büsbütün miya - başlarsak, emeklerimiz boşa gitmekle kalmaz, şimdiye kadar elde ettiklerimizi de Üste veririz. Öztürkçe, bizim özümüzün türkçesi olacakı Dilde yeni âmac ( hedef ) imiz budur. **k Yaralı Mahküm Öldü Adapazarı, 5 ( Hususi ) — Hapishanedeki k"fd. ağır bir yara alan idam mahkümu Zeke- riya ölmüştür. — * Sarda İngiliz Zabitleri Londra, 5 (A- A.) — Morningpost gazetesine göre 30 kadar İngiliz zabiti Sardaki —evrensel zabıta — arasında bulunan İngiliz heyetine iştirake hazır bulunmaktadırlar. —— Yi Bir Vesika Beşinci Murat Abdülhamit tarafıne dan öldürülmüş mü idi? Ziya Şakir Bey tarihin karanlıkta kalmış bu köşesiti vesikalarile bera- ber dünden itibaren Yedigünde negre başladı 20203 Fiatı 5 kuruş — -— —- Karamürselin Şifalı Suyu Birçok Kimseler Bu Su Yüzünden İyileştiler Herkes Dünkü Memba —Suyuna Bir Zemzem Kaynağı Gözile Bakıyor Yemişte yanlamış motörler Haliçteki — Yemiş İskelesine Karamlürselden mal getiren mo- törle —yaklaşırsanız. motör sa- hiplerinin büyük — bir itina ile ağızları sımsıkı mühürlü büyük şişeler — damacanalar — çıkardık- larını ve: — Filân' yere, falan beye gö- türl. Diye sağa sola ehemmiyetli tenbihler yaptıklarını göreceksiniz. Taşdelen suyunun kaçakçılığı ya- pıldığını zannetmeyiniz; bu, bütün Istanbula sarmaya başlayan Ka- ramürselin meşhur şifalı suyudur. Motör sahipleri sipariş verenlere tâ adalardan İstanbula kadar mü- hürlü, sımsıkı kapanmış şişelerle bu (Abıhayat) hediyesi taşıyorlar. Bazı motörcüler de Kandil gün- leri hastaları olanlara sevabına iskele iskele bu sudan dağıt- maktadırlar. Bu suyun keramati ne? Di- yeceksiniz, değil mi? Bu suyun (Devamı 16 inci yüzde ) Türk - Rus İlim Çalışma Beraberliği Leningrad, 25 (Tas) — Sovyet Rusya Fen Akademisinin bir şubesi olarak çalışan Türkiye ile fennt münasebetleri teşvik komis- onu Rus ve Türk alimlerinin temaslarını fazlalaştırmak - fikrindedir. î(omiıyomııı bu hususta düşündüğü tedbirlerden birisi de kitap ve el yazısı eserler alıp vermektir. Komisyon Sovyet Rusya kütüpanelerinde mevcud olup, Türk müesseselerine fayda getirebilecek kitapların ve ( Devamı 15 inci yüzde ) | ı Perde Kurdum Şem'a Yaktım.. I Hacıvat — Yar bana bir eğlence.. Karagöz — Hiç durma Hacıvat.. Cenevreye, Silâhları Bırakma Kurumuna git.

Bu sayıdan diğer sayfalar: