18 Ocak 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5

18 Ocak 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yedi Başlı Ejderha SPOR T sPOR || Balkanlar ve Balkanlı Milletler Hatıralar 4 mumu Ahmed Tevfik yayi i Altı kişi asıldı ga yedinciye gelince Amiral: “Hükü- etim namına affediyorum!,, dedi bm işiden bütün ev bi annem de gelmişti. 9 telâşlarından şaşır - hane & olduğunu, ne olacağı- bek, miyordu. Silâh sesleri İt kesilmiyordu. İlmiye Bi epsi mumya- l yi kesild di, fakat hükümet sem e koş se rd çıktığı “ene “Müjde, ” diye bağırıyor, Mai ayıp yi Kimdi anlaşılamdı.,, e a daha birçokları sökün erkes ailelerinin çi iL Vatdı, biribirlerine teselli *t verici sözler söylüyor - au bg frenk te öldürülmesey- Yi olacaktı. Fakat kız ge- Ne , müftü efendi işe karı: vi çil yavrusu gibi dağıldı. bau #trafını bölük ağaları sar- Kin Snklerin ölüleri ortada kal - seye. dokundurmuyorlar; iy onları görecek göz kimde ke korkusundan titri - byak olanlar e ei Gördün ya elin Kada kimse ai külde bu aha yarım saat evvel gel- İ imiğet te. olmayacak idi. h Rum da elbette ken- vag Onları davet eden N köşede de mahalle muh- İden dört beş kişi türedi. i ii Muzdan ağıza bir takım lâ- k y olaşmış, kulaklara fısıl - Kimse Müiy esin, herkes rahat uyu- ear aber verdi. ya şe başına çık bakaya ile biraz ko- ty © yarısına bir iki saat ydi di seri girdi. Bize de: ya WE nize gidin, uyuyun, sa Yir ola!,, dedi. X üçüncü günü idi, aha ecele dükkanlar açması, yal Sil, ! sokağa çıkmamaları di, © ma “ya idi, sokakta: a diye çok düzgün a- kolları gezerek, a hali sokaklarda o dolaşmayacak, yatsı ezanından sonra her şey ya” ! lânik k in içine o vakte kada hiç görmediğimiz işa Tül Nak Galatasaray — Beşiktaş maçı ye . mühimdir ün lik maçlarına devam e- dilecek, Üç sahada yapılacak maç lardan en mühimmi hiç şüphesiz Beşiktaş sahasında latasaray - Beşiktaş karşılaşması- ir. Bilindiği gibi Beşiktaşın Fene- re yenilmesi başın bir inan berk la F. sını mucip olmuştur. Fakat Fener Bili 1 v imlil l kal fez, 5 iie gemilerile doldu. Bunlar rın arasında zannedersem üçüncü Sultan Selim slkdleli bizim ter id MAS İRMSRMLE len, çok yakışıklı, süslü, güzel, bü ik ahş i fi ile çük yapılı köhne İclâliye zırhlısı a Osmanlı sancağını taşıyordu. Selimiye firkateyni asker getirmiş ti, İclâliye de karakol gemisi idi. İcdâliye zırhlısmda kurulan mubhtelit divanı harp sekiz kişiyi ölüme, birçok kimseleri kimin sürgüne mahküm etti, Ölüm küm olanlardan altısı eld İkisi bağışlanarak cezaları küreğe çev- rildi.; onradn öğrendim, Ielâliye zırh lısımda her devletin birer murah- hası bulundurularak teşekkül e - 'den tahkikat heyeti suçluları ya - BA gemiye getirtmiş, orada uzun uzadıya sorguya sonra kanli cezalara çarptır - mış. Bu tahkikatın devam ettiği günlerde suçluları bulmak içni ev, eri basmak münasebetile halk çok korkular geçirdi. Ölüme mahküm olanlar rıhtım- a gümrük idaresi civarındaki meydanlarda ipe çekildiler. Bun - lardan her biri asıldıkça gemiler- den bir top atılırdı, Altısı asılıp ta ai in sıra gel eldiği zaman ız Amriali “bu mahkümu hü im namına affettim! demiş, Alman Amirali de sekizincisini af fetmiş... Bunlar parangalı denilen bir aşçı ile Arap Ago dedikleri ka badayı iki kişi idi. Vali azledilmiş, Alaybeyi Salim Ağa sürgüne gitmiş, vak'a günü, vilâyetin istediği yardımda bulun- madıklarından dolayı İclâliye ku- mandanı paşa ile Tophane ku - mandanı miralay beyin rütbeleri alınmıştır. ? aw Karadağ kavgası başlamış idi. dağ denilen memleket Alp dağları sıralarından Şar Balkanla rına kadar uzanan irili ufaklı ba an Adriyatik denizine bakan yerleri A) lerde bir tarafta Her sek, öte tarafta Şimali Arnavut - luk, yanında da Me eyaletleri vardır, Bu kıt'anın merkezi olan Çetine kasabası Karadağlıların pa yitahtı idi. Bosna Hersek ahalisi de hükü- mete karşı durmuşlardı, bayağı harbediyorlardı. Karadğ semti den arasıra muzafferiyet haberle- ri gelirdi. Bir gün Sırplar da ayak lanmış, hükümete karşı koymuş!,, dediler, Yeniden seker Böp ğa başlanıldı. da asker gelmekte, Sırp, hududu - na gönderilmekte idi. ( Arkası var ) ın - ektikten | vet vi Galatasaray da bir puvan farkla Beşiktaşın üstüne geçerek Fenerbahçe ile başbaşa kalmıştır. Fal Hel İİ dai engeller daha Fenerbah- bahçenin atlattığı çok ve esaslıdır. Çünkü ılaşa caktır. Halbuki Galatasarayın iki tehlikeli ı vardır: Birisi Beşik taşla, diğeri Fenerbahçe ile. İşte Galatasaray bu tehlikeli maçlardan birisini bugün oynaya- cak ve eğer bu engelden de atlaya bilirse ancak o zaman şampiyon - luk yolunda Fenerbahçe ile denk bir vaziyet temin etmiş olacaktır. nkü maçta Galatasa- ray mı yahut Beşikatş mı gülecek? z gm - Beşiktaş maçında ol Birgit birlerine yakınlık göstermektedir- 8 “Mantığa bakılacak yi bu - günkü maçı Beşiktaşm kzanması daha çok muhtemeldri. ii bu maçı da kaybederse erse şampiyon- üstünlüğü Havaber Galatasaray da kendisini ampiyonluğa götürecek maçın bu maç olacağını pek iyi bilmektedir. Sarı - kırmızılıların bilhassa ehem miyet verdikleri maç; fa umulmaz' ve beklenilmez neti- celer aldığı da az değildir. Şu tak- dirde?... Bugünkü maç için lüzum suz bir iddiaya girişmeyi faydalı mpi Beklediğimiz şey şu- dur: Dili iyi oynayan takımın ka - zanması.... , » ? MT > ia VER — 5 — KURUN 18 İkincikânüun 1935 sans KURUN'un. Edebi Jefrikası: 7 Yazan: Selâmi. İzzet Kayacan Ekrem tekrar piposunu döllü. u: — Evet, pırıldıyor.. — Şu rüzgâra bak... Deniz ko - kuyor değil mi?, Ekerm burnunu çekti; — Bir koku var; yosun kökünü is Anima manzaranın güzelliği .. Fakat körler için.. emed usulen mırıldandı: Ekret — Bu sene eadyida de “boyuna manzara resimleri varı Ekrem etim dumanlarını savuruyordu. — Yüksek san'at öleli çok ol - du.. Bir alay boya var.. İşte bu ka- dar.. Bir de yeni moda resim var .. Gözler ağza, ağız ele, vücud ma- saya benziyor.. Hani elime fırçayı alıp Soyalenin ze mm iğ — “Büz ün ik kabi | değil Memed birdenbire kalktı.. He - yecan içindeydi.. Vücudu titriyor — Artık sustum., — Hayır, artık susamazsın.. Bana Suzan o hakkında ne söyliyecektin?. Beni artık sevmi - ei mu?. Eğer yalan söylüyorsan kendini koru. Ekrem bileklerini. istedi: kurtarmak â canım, kizma.. Ge - ne senin iyiliğin için söylüyorum.. Nen var? Memed, Ekremin bileklerini bı- raktı.. Olduğu yere çöktü —Kuzum beni biraz yalnız bı - rak... Bırak, yalnız kalmak istiyo geliyor mete- | — Ala ik Bense lik etmezler. kkür 4 hee Çok nan — Çok acı söylüyorsun Ekrem.. ya emed... Ben, gözlerim kapandıktan sonra, — Ekrem... kadere riza göstermenin değerini çok iyi anladım.. Ekrem, © acıyormuş gibi köre aktı: — Âlâ, dedi, çokâlâ.. Fakat dünyada pek de kadere rizâ gös - termemelidir.. Bunu öyle bir sesle söyledi, ki Memed başını doğrulttu — Ne demek şkinmemni — Demek istediğim.. Sustu... « — Hayır, bir şey demek isteme dim. Madem ki'sen mes'udsun, Lüzum yok... — Mes'ud mu? Evet, insan kör olunca ve kadar saadet duyabi - lirse, ben de o kadar mes'udum.. Etrafımdakilerin giray iyi kalpli, müşfik insanlar. — Bu kadar a aki Salim, Su - zan, Daniş.. Bilhassa Suzan,. nim sevgili Suzanım.. — Suzan mı?... Evet çok sever... — Biçare Suzan.. Kendinden çok büyük bir o kocaya varması yetişmiyormuş gibi, bir de körün karısı oldu.. Ona da acıyorlar de- miştin.. Hakları (o var... O benden in kat acınmağa değer.. Onu her gün biraz daha başla seviyorum... Ona minnettarım. o — Benim gibi eski bir dostu Salime feda ediyorsun değil mi? Dünya böyledir zaten... Sadık bir dösta ihtiyacın olduğu zaman be - ni çağrırsın. miele ıslık çalarak e ye çıktı, yüzüdü. Uzaktı in iyiliğe rdu. baş yalnız kalınca seslendi: —sS im var orada... Biri buraya sel Havada kollarını sallıyordu. O- nu yapyalnız bırakmışlardı! Neden sonra bir ayak sesi duy - dün. — Kim 67. Gene sen misin Ek- rem?. Müşfik bir ses duyuldu: — Benim, Daniş. Memed arkadaşının ellerine sa « rıldı: — Sen misin?. — Nen var? Ekrem dedin... Ek- rem burada mıydı?. — Evet, biraz evvel gitti.. Daniş, beni neye aldattın?. — Ben mi.. — Evet, Ah artık sevmiyor, neden bunu ben - den sakladın?. ön başka biri- ni, .... Salimi se Buji isim, Daniye eitim tehlikeyi kayrattı.. — Çıldırdı mir Memedi Bunu Yumurta ihracatımız iel Son yedi gün içinde İstani dan dışarıya gönderdiğimiz yu - murta mikdarı (o sekiz yüz küçük sandıktır. Bu mikdar geçen hafta üç yüz sandık kadardı. Yumurta ihractının artması İspanya hükü- metinin Türk mallarına karşı aldı ğı iyi durumun neticesidir. li Gözden geçirilen hesablar Ökonomi bakanlığına bağlı ti- caret kurumlarının senelki hesap- larını gözden geçirmek üzere şeh- rimize gelmiş olan Ökonomi ba- kanlığı Deniz müsteşarı Bay Sa - dullah dün Havuz idaresine gide- rek hesaplarımı gözden geçirmeğe Tm Havalar m râ lb Dehiz Ticaret müdür- Tüğünün hesaplarını tetkik edecek — ei sl ii uzanla dargın mısınız?. Sizi barrmalıyım. — Hayır, lüzu Bana nin dostluğun df. Kadın dost - luğuna muhtaç değilim. — Peki amma, Suzan sana ne yaptı?. — Bana ne mi yaptı?.. yalnız bana olaydı. rün yüz ifadesi değişti: da ne demek?.. Anlat, söyle... Ben böyle kapalı sözler - den hoşlanmam.. Açık konuş... — Ben de açık konuşmak iste - rim.. Dostluğun ilk şartı her şeyi olduğu gibi söylemektir. — Söyle.... — Vicdan azabı var.. — Vicdan azabim var.. — Evet. A çok daha evvel ö ha çok evvel - Yaptığı bana Eliriisii geldiği belli oldu.. — Bana ihsas etti, — Sana ne söylediğini bilmi - yorum... Yalnız yalan söylediği - ne eminim... Evet yalan söyledi... ( Arkası var ) i a Biz gece Nöbetçi eczaneler erde: E- oğlu Abid, Gala tada Mahmudbey endleinder Mişel Sofronyadis, Taksimde: izamed- din, Beyoğlunda Kalyoncu kollu - ğunda: Zafiropolos, Harbiyede Ha- mamda: Halk, Kasımpaşada: Yeni- turan, Halıcıoğlunda: Yeni Türkiye eczaneleri, Dal den: erepaK gözünü — dört aç, demeliydim... Ve müstehzi bir sesle ilâve etti: madem ki Suzan beni uraya AEEEA LALE MEDA BEAN RA RSASAEREEA KATE DANARI AEAARAŞLI AN

Bu sayıdan diğer sayfalar: