9 Şubat 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6

9 Şubat 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EYE 9 ŞUBAT 1635 6 — KURUN Beşiktaş - Vefa, Fenerbahçe - İstanbulspor maçından görünüşler. — Vefa kalecisi Halâk geçirdiği ârıza esnasında. E enerbahçe istanbul- sporu 5- İstanbul şampiyonası» futbol | maçlarına dün devam edildi. Za- futbol için oldukça müsait bir manzara serasmlağ Şeref si olayı som şampi - yona üzerinde doğrudan doğru - ya müessir olacak ehemmiyette ve ön plândaki takımları karşı - laştıran bir müsabaka yoktu. Şe- ref stadı ile Fenerbahçe stadın - da oynayan iki maç, Fenerbahçe ve Beşiktaşın, tahmin hilâfında yenilmesi takdirinde ehemmi7et- li sayılacak bir neticeye bağlana- bilirdi. Fakat şampiyonluğun mu- kadderatı re sıralarda, en kuvvetli iki takımın bir sürprize kurban şan için her türlü ihtimalleri göz önünde bulundu- racakları muhakaktır. Nitekim ker kisahada da al.nan neticeler bu uyanıklığı ifade edecek kadar kuvvetlidir. Şeref stadında ilk maçı Fe . nerbahçe ve İstanbulspor genç takımları oynadılar. Maç 2-0 kü- çük Fenerlilerin lehine bitti. Fe - nerbahçe B takımı da lisanslarını getirmedikleri için hükmen mağ- lâb sayılan İstanbulsporun B. ta- kımını bilâhare oynadıkları ek “ zersiz maçında 3-0 nadı. İkinci kümenin bu iki takı- mı arasındaki bu maç son zaman- larda çok iyi neticeler alan Al - tınorduluların hâkimiyeti altımda geçti. Ve kırmızı lâcivertliler can- dan bir oyunla maçı 1-0 kazan - dılar. Umumiyetle güzel oynıyan Altmordu takımı içinde bilhassa Orhan, Barbaros ve Faruk nazarı dikkati celbediyordu. Sonuncu maçı, Fenerbahçe İs- tanbulspor takımları oynadılar. Fenerbahçe sahaya şu kadro ile çıkmıştır: Hüsameddin, Yaşar, Fazıl, Re- şad, Ali Rıza, Esad, Niyazi, Na. -İ yendi mik; Muzaffer, Şaban, Eikret, tılar: Hikmet, Sabih Ali, Fahri, Sa- mi, Enver, Cihad, Nevzad, Or - an, İsmail, Reşad * Hakem Kasımpaşadan Bay Ha- lid İbrahim yuna Fenerliler sıkı bir hü - cümla başladılar, İstanbulsporun | ; müdafaasında kesilen bu akın, | mütekabil bir hücüm şeklinde Fe- il den, sağdan bir Fener akınının İs- tanbulspor kalesine kadar indiği- ni, topun seri bir havale ile Fik « rete kadar geldiğini ve yeniden ortalanarak Muzafferin isabet - siz bir ep ile avuta gittiğini görüyor u seri all. seyircilere heyecanlı bir oyun vâdediyordu. Bu ümitle hazırlananlar, her ge - çen dakika ile cazibesini bir par- ça daha kaybeden tatsız bir oyun takibine başladılar. Birinci dene. kontrolsuz ve zevksiz la, 0-1 Fenerin lehine bitti. in devredeki umumi yarieli şöyle hulâsa etmek kabildir İstanbulspor daha siyle bir müdafaa oyunu o; du. Ba - zı kıymetli elemanlarının takımda yer almaması yüzünden, kuvvet- li rakibinin karşısında paniğe uğ- ramamak endişesiyle bu tabiyeyi tercih ettiği görülüyordu. Bu hak- İı düşünce maalesef oyunun zev - kini kaçırdı. ie ami sa- hanın orta çizgis yan Fenerbahçe sanly yir- mi bir kişinini dar bir saha için- de bunalmasını intaç eden kat'i bir tazyiki gösteriyorlardı. Bu devre içinde Namuk'un plase sol şutu Fenerlilerin lehine ln yegâne sayısını kaydet - “ikinci devrede Fenerliler daha hâkimdiler. Oyunu açmaya mu - va'fak oldular. Ve her iki açık - tan hakkiyle istifade ederek gü - İstanbulsporlular da şöyle çık- | © Böyle şey ördü idöz m u? > vi Dün #eşiktaş sahasında Fener- bahçe - İstanbulspor karşılaşır - ken hayli enteresan vaziyetler ol. du. Top tam dört defa aşarak denize gitti. Ortada bol top olduğu için birinci, ikinci gi » dişlerde pek beklenmedi fakat ü - çüncü gidişte topu getirilmesi a - dam akıllı uzadı. Dördüncü gi - «dişte,ise.top kesil sonmüz olara kortaya çıktı! Sonradan işittiğimize göre gi- en toplar denize gidiyormuş. U- zakta bulunan bir balıkçı çağırıl- mış. Balıkçı gelmiş. Fakat tahlis ettiği (!) topu karaya çıkarmak için para istemiş. Buna kimse ya- naşmayınca topu gene suya bıra- karak gitmeye kalkmış. Fakat karadakiler kendisini taşa tut - makla korkutmuşlar. Derken bir zabıta memurunun ihtarı üzerine balıl erdil üre ime ğe razi olmuş. Dördüncü defasında topu bı- çakla patlatan genç de meydana çıkarılmış ve hakkında takibata başlanmış. karıki resim topun deniz - deki vaziyetini tesbit ediyor. Beşiktaş Vefayı birğ karşı üçile yendi Taksim stadında ilk maçı Sü- leymaniye - Beykoz B. takımları yapacaklardı. Beykozlular gel - mediği için, Süleymaniyeliler hük- men galip sayıldı. » takımları arasında yapılan ve 0-6 Süleymaniyelilerin aley - hine bitti Fe meri stadında Fener - bahçe stadındakiBeşiktaş - Vefa maçı da beklenilmiyen bir netice verdiği takdirde, Beşiktaşın şam- piyona üzerindeki ümitlerini çol düşürecek ehemmiyette idi. İlk maçı Vefa - Beşiktaş kü - çük takımları yaptılar. Beşiktaş maçı 0-3 o kazandı. B. takımları maçında Beşiktaş sahaya çıkma- dığı için Vefa hükmen kazandı. A. takımları maçında Beşik - taş şu kadro ile sahaya regli Memed Ali, Nuri, Faruk, Şev ket, Saim, Hasan, Fuad, kak e Hakkı, Hayati bil Vefa takım: 4- öğle teşek eimişti: Halük, Saim, Süleyman, Lâtif Vahid, Mustafa, e er, Gazi, Muhteşem, Adna: Hakem Sa bay Suphi Oyunun birinci devresi cidden güzel oynandı. Her iki takım te - miz ve canlı oynadılar. Birinci devre bittiği zaman iki takım bi- rer sayı ile berabere vaziyette i - diler. İlk golü Vefalı Muhteşem yapmış, buna Beşiktaşlı Hakkı cevab vermişti. İkinci devrede de oyun bu te - miz şekli ile devam ederken bazı seyircilerin çirkin bağırışmala - rı oyuna sert bir cereyan vermek istediğini gösterdi. Fakat hakem vaziyete hâkim oldu, Halük, ye - diği bir tekme ile sakat Bi sahadan 1-3 $$ kardılar. ikinci küme ün yapılan ikinci kür” ları beklenilmiyen netici” miştir. Fener sahasında ip Hilâl - Eyüp maçı 3-1 Hi libiyetile bitmiş ve Hilâl İP yete değer bir oyun çi ai Taksimde yapılan Anadöl k sımpaşa maçı da Kasım) son dakikada çıkardıklaf! n yı pi ve Vm p ü kongresi ticede yedi kişilik bir hefj mesi ve bu heyetin Gün ile birleşme etrafında yapması kararlaştırılmı!9” #i grenin bir ay sonra teki? / narak bu heyetin yaptığı A, lardan aldığı neticeyi di tir, Güneş kulübü ile bii ir, leşilmiyeceği bu kong laştırılacaktır. ; emasa memur edilen 7 f yet genç ve ihtiyarlardi” keb olarak seçilmiştir. . İki taraf makul istek” ğı takdirde birleşme üZ€, dik külât çekilmi ğini zel dört gol daha çıkardılar. Bu golleri sırasiyle Muzaffer, Şaban, beş gole, penaltıdan attıkları bir. tek gol ile mukabele ettiler. Maç Fikret ve Niki yaptılar. lee sa dördün çok güzel oldu. la bu bu suretle 1-5 İstanbulsporun ğlü ile bitti (AA.) dener: epiycedir. Mevcud idare heyeti Iş rılmıştır. KURUM'un Milli Romanı: 26 YAZAN : Man Kaflı kafa zevkinin de üstünde bir mes - lek sevgisi vardır; bir insanlık aş- kı vardır. Asıl aşk da budur... Aşk acılarınm şifası gene bir aşktır... Zaten maksadın un ea vunmaksa bunun için 1ssızlığa de - gil, mümkün olduğu kadar kalaba- lık yerlere gitmek lâzım.. Viyana - mızda hayat belki her yerden, da- ha şen, daha şakrak ve gürültülü - dur.,, Diyordu.. nutmak ve avunmak isteyen - ler için bu sözler doğru olabilir - di. o Halbuki ben derdimi anla - tılması mümkün olmıyan garib duygularla sanki O seviyordum... Yaramın biraz geçtiğini, kapanma ğa başladığını görürsem, onu di ellerimle deşecektim haz mı, ağrı mı ol - duğu keslirilemiyen hisler duya - caktım.. en- *» 4» srrpşd ne eki tedavilerle karşılaşmad Ağrıyı dindirmek için bıçak ya- rasını güneşte ısınan sıcak güb - relerle sarıyorlardı. e Bunlardan ikisi (Tetanos) oldular da kapka- ra ve kaskatı kesilerek (| yıldırım çarpmış gibi öldüler.. Hiç kimse kabahati sıcak gübrede aramıyor, bıçağın zehirli olduğu ileri sürü - yorlardı Barsak düğümlenmesine keten tohumu lâpasını sıcak sıcak koyu- yorlardı. Fakültede en çok (o uğraştığım doktorluk şubesi iç hastalıkları, hele veremdi.. Doktoramı da “Ve- rem aşıları, üzerinde (o verecek, profesör “Vaysman,, ın “Tüberkü- lin,, aşısının tatbikat ve netice - lerini anlatacaktım. Halbuki burada geldikten bir aç gün sonra operatörlük yap - mak lâzım geldiğini gördüm.. — Bu benim işim değil! Diye bağlamak ve hastayı kendi başına bırakmak - tansa, işim olmıyanları da öğren - mek ihtiyacını duydum. Hastalar her zaman en ağır ol- dukları zaman bana uğruyorlar - dı. Boyunlarında terden ve kir - den kokan muskalar, omuzlarında küçük kamlâmbağ kabuklarından mavi boncuklardan yapılmış, na - zarlıklar bulurdum. Bir sabah henüz güneş doğma - mışken kapım hızlı hızlı vuruldu.. Kapıya çıktım.. Ve bir köylü ile karşılaştım: — Ne var? Diye sormağa ire kalmadı... Ellerime sarıldı, öp lariyle bileklerimi yi ve yal- varıyordu: gi. — Kuzum doktor beyi 2 lüyor.. Ocağına düştü derde derman oluyor! dek.. Çoluğunun, çocu? için onu kurtar.. Ene!” sız kalırsa ne yaparım gp Acel giyindim.. Ya” vânı bana verdi.. 1 — Sen ne yapacak” daha yok muydu?. | Diye sordum.. gi üm atla doğmadık ya, sen k! Dedi.. e NR Dediği gibi de y2? : — Hastan nı erede? si —Köyde.. Aha! : Kenarları kızara © Y lerini ileriye çevirdi”

Bu sayıdan diğer sayfalar: