June 16, 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6

June 16, 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

, ——— > — KURUN 16 HAZIRAN 1935 — “e KA EŞ İÜLK EMİ pe DER İzmir Kız Sip at enstitüsündeki sergi Mektep için yangın yerinde büyük bir bina yapılacak, arsası alındı İzmir Kız San'at Ensti tüsünde pasta pişirme dersi İzmir, (Özel) — Cümhuriyet kız san'at enstitüsü, ders yılını bi- tirdi, bir sergi açtı. Sergi, hakikı- ten görülecek bir izerdir. Enstitü, > senesinde - kurul muştur. Programı orta mektep « derecesinde ani tahsile, ayrıca san'at ve mes hazırlanmıştır. Mües: zunlarını gelecek yıl Ki Enstitüde, dikiş, nakış, biçki, > derzilik, ,şapkacılık, resim, Sinek « gili, ev idaresi tedrisatı çok ör li bir yer almaktadır. Sergi, sar. , fedilen mesainin iyi bir randman “ verdiğini göstermektedir. a Burada tedrisat gündüz ve ak- şam olmak üzere iki kısımdır. Güv düzleri devam eden talebe, tahsil çağındaki ei bunlar 130 kişidir. Akşam kı “denler ise, aile kadilei ve kızlar- SEE ? Bu itiharla nstitü binası yapılması oda ea ıştır. Arsası sa- Atmalımıştı , < Enstitü vi nazari tahsil ve mes leşi tatbikatla beraber, kzlarmuza ve bayanlara müsbet bir ev kültü rü verilmektedir. Çocuk bakımı ev idaresi, yemek, tatlı, kompos*o, sti çamaşır, leke, küçük EE ailede ekonomi tedrisatı ya- pılmaktadır. Sergide (bunları gördük ve enstitüden hepimiz iyi duygularla ayrıldık. sta, .ütü,. # Bir gebe kadın Sopa ile muhtarın kolunu kırdı Bartında Kozcuğaz köy yolun da bir köylü kadın, muhtarla köş heyeti üyelerine sopa ile saldıra- rak muhtarın kolunu kırmıştır. Hâdisenin şekli ve sebebi şu- dur: Sütlüce köyünden Hızarcı oğ- lu Tevfik, diğer köylüler sırasın- yına düşen ücret ile yaptırılarak paranın kendisinden alınmasına karar verilmiştir. İşte buna kızan Tevfik, arkas na anasını ve kardeşinin kan takarak, yolda çalışan köylülerin yanma gelmiş, küfürler savurarak görürken, bağıra bağıra gebe oi- duğunu da öne sürerek kendini Karşılıktahı korumak silgi, kar Amasrada, Dökük kömür ma- deninin 145 numaralı ocağın acıklı bir kaza olmuş, bir işçi, e- zilerek ölmüştür, Ölen Kalaycı köyünden İb - rahim oğlu Osmandır. Osman, ar - kadaşı Mehmetle ocağın kuyudibi bacasında, gece vardiyasında, kö- mür çıkarırlar ve bağlama yapar- larken, yukardan, bir buçuk, iki ton ağırlığında bir kömür parşası düşmüştür. Kazmacı Osman, ku — Manisa İl bi köyünde kanlı lüler, bu a kadına el sürme- mişlerd İzmir, (Özel e KEL 150 yan ve bay, ir enle şehrimize gel ğ ba: » “İzmirde li eke yakının da iki kişinin ağır surette yaralar.- i- muştur. Ali; akşam üzeri köyün sığırları- nı otlatmaktan © geliyorlarmış. - çobanlara küfretmiş, onlar'da kar. şılık vermişler. belindeki kama ile hücum e- rette yaralamış.. Mehmet Alinin Bağedikları yere dökülmüş. - yü yakınında jandarmalar tara- fından yakalanmıştır. Yaralılar hastaneye kaldırılmışlardır. Meh- Alinin hayatı © tehlikelidir. Adliyece tahkikata devam edili - yor. mlm zorbalar”hükkırida“da ta: a başlanmıştır. Yeni köyrülerimiz Muğla, 1 A.) — Türkiye- de ikinci tip ill Di o- ala: diler, K tasyonunda mi muallimleri ta- rafından sevgi ve alâka ile karşı- landı ar. isafii rlerimiz, e mual - limlerin rehberliği ile büyük O vi yeni mektepleri, müzeyi, telefon © Iki tonluk kaya bi bir işçiyi ezdi. Amasrada Dökük ocağındaki acıklı kazada fen hatası var mı? iri kütlenin Ür kalarak, başi, göğsü ezilmek ve bacağnın biri kırılmak suretiyle ölmüştür. Arka- Mehmet, ya geride olduğ! a il imuşi Kazı öç müddeiumumi” likçe tüze (adli) tahkikat yapıl mıştır. Hâdisede fen hatası olup olmadığını da, Zonguldak fen he- yetinden va mühendis te#- pit edecekti Manisa öğretmenleri midi sosyettesini, halkevini (o ve daha irçok gi dolaşarak tet- ie , temasiar-yaptılar.. Atatür“ ün heykeline Düzel bie mena Pi otobüslerle Berga- maya giderek tarihi eserleri gör“ dükten sonra a eşime geçecek: çalarlı terdir. ör düncü yalla yapılmasına başlanmıştır. ene Muğla — Fetiye yolu ü- zerindeki büyük bir önemi bulu- n Namnam köprüsünün de : üs- termesi (ihalesi) önümüzdeki ye açılacaktır. Bu yolun açılma- * Yaralı tayfa öldü — İzmir, zel) — Stedaten vapurunda benzin iştialinde, ğır surette andığını bildirdiğim İtalyan te- a kurtarılamamış, ölmüştür. * Diyarbekirde menenjit — Di- yarbekir mn bir me- nenjit vak'ası görülmesi üzerine tedbir se evkuf ve mahküma aşı yapılmıştır. Her ta- raf teli e le, badana edil. mektedir. * ETEM iyle il ekonomi hayatında büyük bir genişlik olacaktır. İl halkı bu iki köprünün yapılmasından bü- yük bir kıvanç duymaktadır. #* Edirnede yeni bir otel — dirne, 15 (A.A.) — geleli va Uray ei bitmiş, ku- ın açılış töreni yapılmıştır. O- telde her türlü konfor vardır. İki ay önce modern bir mez- beha yaptıran Şarbaylık, pek ya” kında bir sinema kurağını da hal- kın eğlencesine hazır bulundura- ar. * Un pahalılanıyor — Muğla, 1IS(AA. aklık yüzünden fabrika unlarının fiatı çuval ba - şına bir lira e Buğda - yın kilosu da beş kuruştan sekiz kuruşa çıkmıştı. Kadıköyü'nün Mm mami Romanı! Tefrika numarası: 18 — Sana bazı genç beyler misa* İri Hele Yazan: Safiye Erol — Necdet? Kimin nesi? İşi ne ir) dir? Gazeteci, Benim kızlığımda bir komşumuz e hanım var - dı, onun oğlu. Küçükken tanırım. karşılaştım. Beni görünce ş İ Anasını lm rai Mu smnı çıkardı, yol rdi. Ne güzel| harrirlik yapıyor. . Kıymetli ço * genç! Kara kaşlı, kara gözlü, çe-| cuktur. nesi çul CUP, bir) . — Görmez, ep ko - şey. Bi im-| nuştum im su, Yal i güzelliğini el o? driye, yüzü (O pembeleşerek, Be Necdet! dedi. nız Çok tatlı, çok cana o yakın. Kimi arıyorsunuz,oğlum? dedim.Kıpkır ı oldu,âdeta titredi, Seni sor ln Fakat o kadar, mavcupo kadar helecanlı idi ki, sana alâ- kası olduğunu derhal anladım. Se- nin hususi hayatına karışmak de - gil, hâşâ, fakat müsaade et sora- yım. Meselâ bu Necdet beyle ev - lensen... — Anneciğim, Necdet küçük - tür, Yirmi Çin yirmi beş yaşında, Nasıl olur — Ya ele pek ehemmi - yetli değildir. Bir kadm senin gi" bi güzel olduktan sonra. Bedriye azap içinde kıvra; parmakları sinirli sinirli hareket rıyor. Nihayet masaya uzatlı, sigara verdi, ateşledi. Bir tane de kendi yaktı. — Necdeti hatrımdan bile ge- niz MN b girmedim, Derken utandı. Necdeti pekâlâ hatırmdan geçirmişti. Fakat o za - man diğerini tanımıyordu. Diğeri- ni e sonra Necdet naza - rında ocuk, bir arka - daş, ini irad ziy bir şey olmuştu. Görümce gelin göz göze geldi - ler. Biribirlerini nazarlarile öletü- ler ve anlaştılar. Bedriye halile (bende bir sır var) diyordu. Mihriban (anladım anladım) der gibi içini çekiyordu. Ağır bir e: — Bedriye! dedi. Ne derdin var? Neye üzülüyorsun? Zayıflı - yorsun, Bak şu haline! Derinin al- tından damarların görünüyor. İçi- ni kemiren nedir, kızım? edriye artık dayanamadı. E Tinden sigarayı fırlattı. Görümce - Bi sinin kucağına düşerek kuru, asa” bi bir ağlama ile sarsılı yordu. Yalnız bir kelime söyliye * biliyordu. — Anneciğim bilmiyorum, bil miyorum, bilmiyorum anneciğim. Mihriban, genç Bi sırtın! okşıyor, öpüyordu. Rik * kat, teessür bili mek eli rr ile Beer gençlik, > gidi gençlik! * BALIK Evvelce de söylediğimiz gibi tilt a em ye pan ğ era Mi li daba bil * mem ne olan Necdet o sabah gen” ay SERE (Arkası var) mili

Bu sayıdan diğer sayfalar: