13 Ağustos 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6

13 Ağustos 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dil alakalı Bü yük harp içinde idi, Suriye- cephesinde geri hizmeti gören bir taburuna “Ruşen bey, | © admda bir kaymakam kumanda ediyordu. Ordu içinde değeri 0 tanm- mış bir zabit olan Bey, Suriyeli neferlerin ihinlerine uy- gun ari bir cümle hazırlamış, cümleyi neferlere Terini mişti. Hamal taburu günde bir yüksek ses ile bağırırlardı: — Allah yansur Ruşen bek! Hiç şüphe yok ki o vakitki va- Ziyete göre bu cümle araplar a- rasında alışılmış olan: — Allah yansur Sulta Sözünden daha mânâlr'idi. Ru- şen Beyin harpte muzaffer olma- sı Türk ordusunun zaferi ile ola- n muzaf- feriyetine dua etmiş sayılakilir. di. Fakat Suriyeli işçi taburunun — Allah Yansur Sultan!,, Duası yerine: — Allah Yansur Ruşen bek!,, Duasını öğrenebilmesi kolay ol- mamıştı, Kaymakam Ruşen Bey, bu bir kaç kelimelik cümleye Su- riyeli neferlerin ağızlarını vi Sri alir et mi; Fakat insanlarda itiyat denilen şeyin kuvveti büyüktür. Çok za zah- — Enver Paşa trenden istas- yona inip te size yaklaşınca, he- ve birden: (Allah yansur En- er Paşa!) Diye bağıracaksmız. Fakat sa- km: (Allah yansur Ruşen Bek) demeyiniz.,, Demiş ve bir yanlışlık yapma- Enver ei geleceği gün ta- bii R ey hamal taburunu almış, zall hil dire Oo- rada neferlere e- İince nasıl karşı ki bir kere daha hatırlatmıştır. al ri Filezin çağırmışlardır. Şu ka- dar Sekli yansur ella Paşa!,, Diyecekleri: yı — Allah yansur Ren m Demişler, ayni şen Bey,, adını e lez yanlışlık yaptıklarmı da anla rak derhal düzeltmek istemişler: “Ruşen Bey,, dedikten sonra: —...lâ aşa! Diye bağırmışlardır. Böylelik- n “Yarab- ö ç bi Enver P; n yi muzaffer et!,, diye d eder gibi olmuşlardır. 9 A a “ £ KARA KARTAL BUYUK DENİ : ame 0 ROMAN Yazan: Kadircan Kaflı | Yarı çıplak leventler, geniş ağızlı palalarının saplarıf okşuyor, çatmak için sabırsızlanıyorlardı.. İZİ EE — Fakat.. sizin e id bir Ve- nedik amiralinin kızı — Hayır. Karşılık ermek Siz el bir prenssiniz, Siz, biribi » rinize | 1Z.. Vene: Gi sa dön mez alar ım. Bir gemi donata; Ki ölümünü kendi ağzımla Ve- ie haylarmalıyımı.. i. Leonardoyu dik başlı bir ba- tü e bini Filo halinde Argastoliden EN rdo geniş bir nefi Niko Pertinakos hemen o viii n yüz” başılıkla, şato a kuman- danlığına tayin olu! u üç kişi, çi ç çalgıer, güzel e lar söyliyerek onları eğlendiriyor. Üçü eş'eli idiler Niko kek rain sün elbiselerle o kadar mağrur. kn şarap Tanesi İçtikçe de Armenyonun Mk - ITD AT AI Le beni aldattı. Onun için ölümü ör aldım. Ben de kardeşim 7 maf Altınların ia hülyası e Şi o da a savursun,, Ah, hırsız. Kolan aldı da, gitti. A- Jacağı olsi Leonardo ni işaret etti, İri yarı haci ii bu geveze balık- çın lek, a tutarak sl ME çıkar Odasına yü- bii ve yatağına Niko, gittikçe irin gibi artan altın yığınlarınm hülyası içinden kendin * den geçti Yemek salonunda Leonardo ile İs- veo- nun örülen çel için ne iyi ol- muşlu... İki ye ile sarhoş Niko ancak e tesi gün öğleden sonra gözlerini iğ — a sırada Kara Kartal arel salli nmıştı, Burak Reis, ku kacar ranm üstün- ie başlıca ea beraber ayak- ta duruyor, ui rı gözetliyordu. vi yerel bir saatin ko- ğa işti mümkün değildir. İşte günün birinde Ruşen Beyin taburu bu itiyat neticesi olarak büyük bir yanlışlık yapmıştır. 2 ea ii i an Enve: vekilinin gele- ceğini. bildirmiştir. ' Ayni zamanda taburun Enver 'aşayı nasıl karşılamaları lâzım geldiğini de öğretmiş: —— ği Aİ Gazetemize gönderilen yazılar, iyi ye girmek için İse, zarfının köşesine bari kelimesi yazılmalıdır. mektuplarma 10 il pul Koymalı yle Yazıları geri geri göndermekten, kıymetsiz yol mektupların içine konulan paraların kaybolmasından, ilân olarak çıkan reyi om direktör - lük, tlstüne soru (Günü geçmiş mi 5 kuruştur Adre-ini değiştiren aboneler 25 kuruş öderler. Gazetemizde çıkan yazılarla resimlerin her hakkı salt kendisi içindir. ALMANYADA TEVKİF EDİLENİ BİR TÜRKÜN da rcya Bölem: 5 iii Yazan: Mehmet Naci şa avdet ettik, Bizim ei oi VI ilme bir Ürer samdan gru kovuşa küçük ir polis © aki in — Mel hmet Naci kimdir? — Benim! dedim — Dektor sizin in ayrı İK yer tavsiye ediyor. her ta- — Taf dolu, bugün bir e » tacağız, o vakite karlar Tütfen bu- sada sabeediriz! dedi. evveli buraya alışmıştım, o Hemen kalkınız, şimdi © tahliye edildiniz sonra uzun uzadıya da ik ada cağım aklıma gelmemişti; yım şünürken 1 a“ Me /kmeğile bi i gördük. neferi vardı. Elindeki iy Burada eğme Naci kime dir? Diye sordu. — Benim mıyacak bunlar.. Leonardo da coşmuştu Armenyonun ona kızını vermek istediğini açığa vurdu. rağ kolunu İstelyanm boynuna ata — Ben eşimi lam ri © ece ei seni li. yin sevi; Tig küliğiriu ıkırdak rum li, şarabm ver- diği sarhoşluktan ln gözlerini üsbütün süzüyordu. B » BÖĞSÜ, kolları gittikçe açılıyor, genç Kefa - 1 e ensini gittikçe çileden çıka - Tiyori Mi ayağa kalktı. Yeniden Armenyonun arkasından atıp tuttu. Sütü İmla ve lere yağını yo rma, nünde bir ben di iğer vali m ağızla» yanın lanır gördüm. Po liş gittikten sonra münakaşa baş- ş a, ecnebi sonra dr m bei i.. Bakın tere francala ile, sütle bereler a e sim siyah ekmekle, arpa kah- kâfidir! Siki sözlerle hallerinden şikâ- yet ediyorlardı. Öğle yemeği olarak bana ay- rılan bir parça et, ezilmiş patates ve sebze verildi. Diğe: erlerine “ge- e ha öğl am bir parça siyah ekmekle tatsız tuzsuz çorbalar a- lıyorlardı. En nihayet ayrı dairenin hazır sduğim e, verdiler. Arka” ler li ze —eldik. Yeni ride hakikaten eski evkifh; n bir höcresi imiş. anel dak temizdi, her sey ayna eibi rİryor ordu. E Tc Ja kütüğe vüruyordu: Tak. tak w Kürek ler * kartal, KALA denilen biçimde ağır yese N yordu, Yelkenler İskarmozlarda hiç, Ni gıcırtı yok- tu. Çi 'ünkü henüz yağlanmışlardı. Top- lar dolduru! tu, prensi olurum. İlk fırsatta da bu ii yavruyu bir kenara atmanm elbet kolayı var. O zaman, Mora kiebii e 'enedik! Diye düşünüyorlardı. <a Bunu göstermek için fırsat beki yorlardı. ii e pe KORNELYA j Alban Armenyonun Ven karşılanışı pek ii ve çatafil oldu. Senato ona bü veri m lkearız im konağlf Oran Ellek gitmez kâhyasına f em Ye Kormeyayı çağek butayz gel ei ve genç emini Yene civarındaki Santa Mariya da idi. Okuyor ve iii en | Kia yerlere kadar eğilerek g Armenyo odasında vir kan dolaşıyor ve şöyle vii ordu: ai Veli öldü. Günün kahr manı oldum. Fakat Venedik na si bir ale A Bugün insanı bu alkışlarsa yarm 2 küçük bir Va ra sonunda © dar çabuk yerde sürükler. Kendir bir yer yapmalıyım. Bir prensi mak lâzım... Şu güzel Kefalonya ha yakın bulunacağım vex rmenyohi un hulyalarına son > rüyordu. Neredeyse büt denli kıyılarını kaplayan bü; Yarı çıplak leventler, geniş ağızlı (Arkası var) | palalarının saplarını ol kii ei bir si önce körfezden çıkmak, düş gemilerine çatma! yi samed 2 e“ iel kara kartal Ünye kültür direktörü bay Ke- diyorlardı. malin İstanbulda Pendikte bulun- — Kara Veli öldü. Biz de ölebi “İf duklarını haber aldık. Kendilerinin az imi iin leventleri o hiç bir İsidare ri | man bu enginlerden eksik olmazlar. Her birimiz. Biden önce yaşıyanların Z | müracaatlarını rica ederi yollarını bırakmi a katta otuz nu- iki buçuk metre ge- etre uzunluğun” bir ni ie je temiz bir demir karyola, ufak bir masa, bir san- dalve vardı. e e Mm ik. fırça yna, yi mek sucuk gin mek içi dier a em ER alımda bir üz havlusu, bir ayak hans, bir de tabak ve e keler mak için havlı duruyordu. IR arkasında süpürke ve çö; tenekesi olduğu gibi on sulu bir de apdesthanesi va öcrenin kapı #alsikeii altı santimetre mesailer meşe idi, m saçla kapalıydı. Kapının ar- kasında bi ir zu nizamname asılı evkifhane gardiyanı nizamen höcre © kapalı olmaları Mn ni e iddetli sinir eg a mu ğ olayı cık kıla ğını, şayet bi isi sr falan gelirse derhal iz nr Tevkifhanenin arkan nesin: de mevcut me kitabı alabileceği. mi e ilâve an Kd gerçi her mev und li günde ancak yarım $ saat ta ze havaya çıkmak hakkı varsa d leri her zama beraber sidebileceğimi de söyle endimi burada böylece biri evkikmnnde değil b np Pi eni a yaşayorm! iş sün doktordan e ekiz ilâç alıyordum. Diğ evkufların mektuplar! sl ve e ellerine & yelesiye kadari 7. palı hi ei e polis neferi bu mektub ii b kle Benim yanımdaki 9 numarali! höcrede bir Polonyalı vardr. Söy“ lediğine va altı aydır burada | miş, Alm; yolu ile Amerikayal giderken “ba da bilmediği bir şeyden dolayı tevkif süsleri bilmediğimden anlası kün olmadı,

Bu sayıdan diğer sayfalar: