20 Şubat 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

20 Şubat 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BAA A G el e Tn E T ER ae ASA Ş K T Milletmekteblerine devam et- miyenleri polis takip edecek Millet mektz—plerinin eski harfleri bilenlere Mahsus iki aylık tahsil devresi Şubat nihaye- tinde bitiyor. Fakat bazıları derslere devam etmivorlarmış. ; y ğ Hi Ç 4 VA ; , / Dershanelere kayt edilmiş oldukları halde gelmiyenlerin isimler polise verilmiş. Polis memurları, bunları takip edecek.. İşi zora bırakmadan — kendiliğinizden — okuyun.” Hem cahil kalıp, hem cezaya - çarpılıp pişman olmayın!, Bizi ne san:yorlar halbuki ne buluyorlar.. Bozan # yda, bazan da haftada birkaç defa Istanbula yüzlerce seyyahlar geliyor. Bunlar okudukları kitaplara, düşmanları- mızın yaptıkları propagandalara nazaren bizi kocaman bıyıklı, yataganlı, şalvarlı insanlar zenvedivorlar A B Eskiden kalaları bu safsatayla dolu olarak memleketimize ayak basanlar karşılarında biz- - den olmeyan tercümanlar ve karşılayıcılar bulurlar. Bsir otel odasında kapanıp kalır, on- ların yalanlariyle büsbütün zehirlenir, hakkı- mızda geldiklerinden daha fena fikirlerle dö- nr Şimdi çok şükür, hükümetimizin aldıgi ted- birler sayesinde şehre ayak basar basmaz on- ları Türk tercümanlar karşılıyor, onlara şeh- rin ker tarafını gezdiriyorlar. Hakiki Yürk evlerini, Türk ailelerim z a- | ret cdip Türklerin de kendilerinden farklı 01- ım anlıyorlar. Aman Hanımlar, Bey- ler Ler firsatta kendimizi tanıtmaya çalışalım! | iyi ceryan etmez. İşle- MİLLİYET, - Ziraat dersler% AM AR YA 161ncı ders Taprağı her yerde istedigimiz şekilde bul- saydık " ziraat etmek çok kolay olurdu. Hal- buki toprak bazan ku- rudur. Bu gibi toprak- ları sulamak lâzım gelir. Bazı topraklar bil'akis çok su tutar, bunlarda hendekler a- çıp suyunu — akıtmak icap eder, İcabıma göre toprağı sulamak, kurutmak, sürmek, tırmıklamak, bastırmak, kireçlemek lâazımdır. Kumlu ve kireçli topraklar çok zaman kürü — olduklarından bunları sulamakla islah ve ziraata müsait bir şekle koymak müm- kündür. Toprağı besle- mek mes'elesini ileride tetkik edeceğiz. Şimdi sürmekten bahsedelim. Topra ğısürmekten maksat az veya çok derinlikte işleyip da- gıtmaktan ibarettir. Hasattan sonra top- rak suca fakirdir. Üstü sert bir kabuk bağla- mıştır, basıktır. hava nince kabarır, toprak iyi havalanır, üstüne | akan su ve yağmur, a- kıp gitmez. Ekilecek mahsulün kökleri ser- best büyür, ivi beslenir. Sonbaharda işlenen toprak k'şın iyice da- gılir. Killi toprakları güzün işlemek iyidir Kalın tezekler kışın parçalanır, ilkbaharda tarlayı ekmek daha kolaylaşır. Hafriyat (yani top- rağı sabanla işlemek ) ya derin ye ya üstten yapılır. Toprakdaima üstten işlenirse iyi değildir. Bir kaç senede bir top- rağı derin sürüp altını üstüne getirmek lâzım- dır. ı Kerlim Ömer Küyruğu yokmuş Küçük Mehmet an- nesile misafirliğe git- mişti: Bir aralık evde gözden kayboldu. Bak- tılar ki mutbakta ağ- hyor: Ev sahibi sordu: — Niçin “ağlıyorsun çocuğum? — İhi, ihi..'Tencereyi bağlayamadım, - sizin köpeğin kuyruğu yok- muş, ihi, ihhi.. ihhi.. ğ Türkçe dersleri İbrabim Neemi Bey bi ÇARŞAMBA Karısını öldürdü Sonra da intihar etti Üsküdard:ı Süley- man ağa mahal- lesinde oturan kundu- racı Ahmet ötedenberi karısı Hikmet Hanımla geçinemezmiş. Evelki gün gene kavga et- mişler. Ahmet taban- casını çekince karısını kalbinden vurup öl- dürmüş. Sonra da cana ağzın- dan duman çıkmakta olan tabancayı göğsüne çevirip iki el de kendi- sine ateş etmiş, ölü ka- rısının yanına yıkılıp | son nefesini teslim et- miş. İkiside öldüğü için son kavganın hakiki sebebi henüz anlaşıla- mamış. Banyoda öldü Nış:ın(.'ışında oturan Behice Harım e- velki gün banyoya gir- miş ve üşümemek için yanına bir.de mangal almış, fikat malgalda bulunan yanmamış kö- mür zavallı kadının ö- Tüm*ne sebep olmuş. Keserle yaraladı Ayasofy;ıda oturan Yağar Efendi, dün| keserle HN A D 20 ŞUBAT l920 : Milliyetin halka mahsus s Vai A JEvvel zamanda,” Öamştimenenicmsamman nt Merbhamet yüzünden Vaktile kadının biri cami avlusunda otur- müş ağlarmış. Cemaat- tan merhametli bir a- dam, kadının yanına yaklaşarak: —Ne ağlıyorsun? diye sormuş, Kadın demiş ki: —Nasıl. ağlamayım. Genç vaşımda dul kal- dım. Kocam, on sene &- vel Mısıra gitmişti. Ne- kendi geldi, ne de bir haberini aldım. Şimdi başkasına varmak isti- yorum. Hakim koca- smın öldüğüne dair ben- den şahit istiyor. Adam, bu sözleri işi- dince kadına bir kat daha acıyarak: — Düş önüme seninle |kadıya gidelim, «Bü kadın benim helalım idi, kendisini boşsdım» | diye şahitlik edeyim, demiş. Beraberce mahke- meve - varınca kadın başlamış feryada: — Efendim, bu adam benim kocamdır. On seneden beri beni bu- rada bıraktı, bir kere arayıp sormadı. Beni boşasın. | Herif de: — Evet, karımdı, madamki öyle istiyor, ben de kendisini boşa- dim. Diyince kadın hemen oracıkta ikinci bir da. va açarak mihrimücc- celini on senelik nefa- kasını almayınca a- damcağızın yakasını bırakmamış. Işte iyiliğe kemlik diye buna der- ler. Meraklı şeyler Tırnaklarımız Tırnakların büyüme- si hakkında şu tatki- katı yapmışlar: Tır- naklar, haftada bir milimetre, senede de beş santim büyür. Bun- ların büyümesi insanın aldığı gıda ve ya çekti- ği hastalığa göre ça- |buk veya geç büyür. Yazın tırnaklarımız daha çabuk büyüdüğü muhakkaktır. Her par- mağın tırnağı aynı derecede büyümez. Bir tırnağın kesile kesile bitip yerine yenisinin: sürmesi dört aya ba- kar, Şu halde 70 yaşın- da bir ihtiyarın tırnağı tamam 210 defa sürmüş demektir. bir kavga neticesinde baldızı Ayşe Hanım, yaraladı. ahifesi Suriye hududunda bir çete dağıdıldı. , Cenup hududumuzz pürsilah 3 kişilik bir çete geçmiş. (Savur) kazasının (Alban) köyü- ne ait bir sürüyü- alıp götürmeğe teşebbüs etm ş. Fakat üzerlerine sevkedilen jandarma müf- rezesile şakiler arasında müsademe oldu. Eşkıyanın başı olan Tezyanlı Hoca ile Selim oğlu Mehmet ismindeki arkadaşı sağ olarak tutuldu. Bir tanesi de öldüruldü. , fB| Kıraat Selâm kaideleri 1 Bizim eski selâmlarımız ne gülünçtü yarabbi! O geri geri çekilerek etek Öper gibi üst üste kandilli temennalar.. : Çok şükür ondan kurtul- duk. Şimdi her medeni insan gibi şapkayla selâmlaşıyoruz. Fakat bunun da bazı âdabı vardır. Kadınlara şapka muhak- kak hürmetkârane bir şekil- de çıkarılmalı ve durup ko- nuşulduğu zaman kadın ihtar etmeden Şapka giyilme- melidir. : Yaşça ve mevkice büyük zevata da böyle yapılır. Uykusuzluk sun galiba?, Muharrem Efendi da- Ğ i ikededaledirde ği E|. ; 7 Hayır efendim.. Yalnız dün gece küçük mahtum bendeniz bizi uyutmadı da.. Bugün pek halsizim. —O halde uyuma- mak için küçük mah- tumu buraya da bera- -ber getirseniz, sanın üzerine dayayıp başını da eline yaslaya- rak uyumaya hazırlan- dığı sırada içeri mü- meyyiz girmişti. Mu- harrem Efendiyi o hal- de görünce kızdı: —Neo, dedi, uyuyor- |

Bu sayıdan diğer sayfalar: