8 Nisan 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

8 Nisan 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BUGÜNKÜ HAVA Rastehaneden aldığımız malâmata göre dün hararet azami 1$, asgart 2idi . Bugün ruzgir hafif lodos eörcektir. hava açıkar. FELEK Hangi san'at fazla kazanıyor Hangi meraklı müessesenin ba işi tetkik ile meşgul oldu- günu pek hatırlamıyorum ama, biliyorum ki hangi san'atın en Jazla kozanç iemin ettiğini tetkik etmektedirler. Bu fetki- katı yapan müessiseye bir hiz- meli mahsusa olmak üzre arzedeyim ki en çok kâr temin eden iki san'at vardırkl maal- "esef henuz “ organize , olma- masına rağmen çok kâr temin etmektedir ; Dilencilik ve dalkavukluk. Sudan ucuz! Bir seyahat acentasının 750 Türk lirası mukabilinde bir Bahrisefit o seyahati | tertip etmeyi tasavvur ettiğini gaze- teler yaziyor. Doğrusunu söy- lemek lâzımgelirse biz türkler seyahaf tadını pek tatmıs de- giliz . İçimizde beş on para sahibi olanlarımız eğer “ para sahibi , isterse ya bir gizli kumar evinde ağırlığını bıraktr yahut Feridiye ve civarında gece seyahatları yapar. Bun- lardan hiç biri de: — Şöyle Çanak kaleye ka- dar güsem! arzusunda bulun- maz. Halbu ki, seyahatların * Terbiye ve Temdin , cihetile olan tesiri ne büyüktür. Arâ- sıra şehrimize gelen talebe gu- rupları Komşu milletler mek- teplerinin Yılbaşı, Paskalya ve saire gibi tatil zamanlarını boş geçirmek istemeyen talebe- sinden başka bir şey değildir. Yazımın başında “bahsettiğim 750 liralık seyahata gelince |'şin pek muvafık olmasına rağmen biraz pahah gördük, bundan çok daha ucuzca yapılabilece- ini kuvvetle zannettiğim bu tahakkuk ederse ne iyi olur, hem biz oraları hemde onlar bizi görürler. Erhek güzelliği * İktam , refikimizın bir erkek (güzelliği > müsabakası açtığını biliyorsunuz . Bu mü- sabakaya üstadı şir edep Filorinalı Nazım beyde iştirâk etmiş ve deniz hamamı kostü- mile çıkarttığı bir fotografisi- nin altina Nedim lisanından: Hikir, Edebiyat Rozetin köşkü Yazan : Andre Birabo LE / Tren dururdurmaz, Rozet he-| men vagondan indi, mösyö Lam puvanın boynuna atıldı. Fakat adam geriledi: — Aman — Neden? — Dur, yolcular çıksın, bek- leme odâsında otururuz, anlatı- rın, — Eve gitmiyor muyuz? — Hayır, İşte benim de söy- lemek istediğim şey buydu. Bu! sahile, teftiş için geldiğim 7a-| manlar, karım Pariste kalırdı. Bunun bildiğimden, seni davet ettim. — Peki... — Halbuki dün karım geldi. — Aksi tesadüf. Fakat ne in - Rozetin verdiği e gitti. . dres tamam olmamakla bere- İm, ben otelde otururum. leme oteller ti ya- ber «köşkü» buldu. i tak kalmadı. Her taraf dolu. Eyvaht... Rozet hapishate- — Ben ne olacağım? deydi hal... İşte iki gardiyan — Parise avdet edeceksin. (arasında arkasını görüyordu. — İmkân: yok... Ahırda ya-| Kapınm önünde de Lampuva tarım, ama — ri ve eyi ei 5 lak imi "iç bir ahba- .. Nihayet hapisha bın yok mu? irdi. .. Ama ben ona kaç — Yok ya. kere söyledim. İnsan dolandır. — Biraz evel kime selâm ver.) mak kârlıdır. Ama, tehlikelidir din? de. Sözümü dinletemedin. Daha MİLLİYET — Hapishane müdirine. Seni hapishanede oturtaman ya? — Niçin?... Mademki başka oturacak yer yok, hapishanede Otururum, ... , Rozet sivri burunlu, hopa bir aşifteydi. Mösyö Lampuva hiç bir zaman sözünü kırama- mıştı. Hapishane müdirine tek- lif etti. Hapishane müdiri kalen- der bir zattı. Rozeti misafir et- meğe razı oldu. Bir oda hazrladi. Bir gardi- yen karyolası yapıldı. Koltuk, ayna kodu: Pencereye perde asıldı. Lambanm altma bir ro- man birakıldı. 24 saat sonra, raahpuslar şarkı dinleyip, levan ta kokusu duymağa başladılar. , Rozet mesuttu. Yalnız kendisi için açılan kapıdan çıkarken gö- ğsil sevinçle kabarıyordu. Ge- celeri yatarken, yanındaki oda- da bir katilin bulunduğunu dü- şündükçe memnun oluyordu. Fakat bundan Lampuva mem — Aman sen de diyordu, ne sinirleniyorsun, ben çok mem- nunum., .. Bu gece Niniye mek- tup yazacağım. ... NİNİYE YAZDI: “Niniciğim, sana mektup yaz makta geçiktim. Fakat köşkü- mü yerleştirmekle meşguldüm. | Köşküm fevkalâde büyük. . Bir' geçen sene Arjantinli aşıkiyle hapsolmak tehlikesini geçirdi. . Ne yapsın, genç bir sevdiği var, ona para yetiştirmek için çalıy- or. Nini daha devam edecekti &- ma, mösyö Lampuva düşüp ba- ydı. SELÂMİ İZZET Yeni neşriyat Ceridei adliye — Adliye Vekâleti tarafından neşredilmekte olan (Ceri- del adliye) nin 80 nuiarah Mari Bus sası intişar etmiştir. ML ARA EYE İrtihaller imei emmi ii Sabık teşrilat memurlarından ve Edremitli Kâzım beyin kâribi Nazmi ve Emlâk bankası memurlarından Nizemetin beylerin pederi ve Ayaz paşa zade Salih beyin kayın pederi Rüştü bey vefat eylemiştir. Cenazesi bı at onbirde Fındık u elm sai me — az LEME defnedilecektir. MUALLİM ANJEL FRNASIZCA tedrishanesi Bahçe Kapu Ertuğrula karşı Tahir bey (sabık Ka- sapyan) hanı, Mükâleme, imtihanlara ihzar. ai ARIF Z EKİ, Yok ba şehrigre senin vasfettiğin | çok odası var. Ahçim eyi. Beş 38.SENEUK MİLLİ "TERZIHÂNE düber Nedim ,. Bir peri suret görünmüş bir hayal olmuş sana ! Beytini yazaraz göndermiştir. FELEK 'kaç tane de uşağım var.. İlh...> Nini mektubu ölgimeci: «Rozet iyi kızdır, dedi, ma- demki büyük bir köşkü var, bir; in gidip misafir kalırım... »! PEŞ İN.VERESİ Yeni Postahane yanında PAZAK'YESİ KEFELİZADE HAMDİ VAPORLARI Kara Deniz Postası BÜYK LİMAN me Salı günü ini mağ rıhümundan hareketle ( Zonguldak, İnebolu, Samsun, Ordu, Gireson, Görele, Vakfı kebir, Treboln, Şürmen, Rize ve Mapavri iskelelerine aimet ve Fatsa ve Ünyeyeye oğrayarak avdet edecektir. Yük ve yolcu için Sirkecide yeni handa 1 numrolu acentesine müracaat Telefon: İstanbul 3105 Merkez Acentası; Galata köprü başında . Beyoğlu 2362 Şube acentesi Mahmudiye Hani altun. İstanbul 2840 ——— Ayvalıksür'at postası ( Marmara) vapuru 9 nisan Salı 17de Sirkeci nhtmından hareketle Gelibolu, Çanakkala, Küçükkuyu, Edremit Burha- niye, Ayvahğa gidecek ve dönüşte mezkür iskelelerle bir- likte Altunoluğa uğrayacakur Gelibolu için yalnız yolcu alırır, yük alınmaz. amaaa eml lm Mersin sür'at postas Konya Vapuru 9 Nisan sahi 12 de Galata rıhtımından hareketle İzmir Antalya, Ala- iye Mersine gidecek ve Taş ucu Anamor Alaiye, Antalya İzmire uğrayarak gelecektir. NAİM VAPURLARI zmir postası Seri, llks ve muntazam olan ADNAN Nisanın 8 inci PAZARTESİ günü 16 da nihmından bare- ketle ( İzmire) ve Çarşamba günü İzmirden Istanbula hareket eder. Galata Gümrük karşısında Site Fransez hanında 12 numarada Umu- mi. acantalığına müracaat Telefon Beyoğlu: 1041 Bartın lüks ve sürat postası Elektrikle mücehhez muntazam Kâmaraları ve güverte yolcularına mahsus mülerrah A yd ın mahalleri haiz sanpzaretesis (17 de Sirkeciden (hareketle (Ereğli, Zonguldak, Bartın, Amas- ra, Kuruca Şile, Cide) iskelelerine azimet ve avdet edecektir, Fazla tafsilât için Eminönü Rıhüm han ? numaraya müracaat Telefon : 2684 Belediye reisi Belediyelerin nazan dikkatine: Emaye mebani numaralar 25, salvanize numaralar kabarıma 9, sokak lâvbaları galvanize 45 kuruşa makine ile boyanarak imal edilmekte ve sür'atle gönderilmektedir. Sirkeci teneke sü Hizal AE EN İngiltere - Rusya Rusya ile İn giltere her nedense şimdiye ka- dar bir tür- lü uyuşa- mıyorlardı. Bu sefer, İngil tere, yeni Rusya | ile. anlaş- (£ mağa karar vermiş gi velâ iktisadi münasebet başlayacak, münasebat , bi görünüyorlar, Ev- sonra da siyasi kırdı N kN e T Barel görünce Ağaya hay- LİNÇ NEDEN KALDI? Amerikada sık sık olan vakalar dan biri de “linç” tir, Filan yer- de bir beyaz insan dövmek cesa- retinde bulunan bir zenci ahali| isi tutularak linçe- iz. Bu linç tabi- iştir, bilmezseniz öğrenin: 18 inci asırda Şimali “Karolin” de John Linch ismin- de bir Irlandalı kumandan var- dı. O devirlerde Şimali Karolin kıtası bir takım çapulcularla dol muştu, Yağmacılık, cinayet ala- — Bunun bir dirisini bula- Br mı be nabekâr! .Yıkıl git karşımdan! , Cahil paşa, meğer mumyayı Aklıma gelmemişti Çar idaresi zamanın- da Rals köylülerinden biri oğluna nüfus tes- keresi çıkartmak üzere nufus dairesine gitti. Bundan 95 sene ev, o şöhret alan Ferrus isÜğe | doktor vardı. Söz ii ce nükteler sarıvucı, “ği... ziyneti zarif, konuşkaf di, wuharrirlerin bulunduk mecliste doktor Ferrüf İç. zır bulunuyordu. eni —Müntesibini en faj. meslek doktorluktur. ani Hep bir ağızdan itiraf". —Amma yaptınız b pe Pariste belki yüz dol İlyok.. 29 Halbuki binden fazls 4“ var, Nasıl olur da dokt mütecammim meslek of” Bazı köylerde bir 8İ. doktor yok. ” Doktor bu umumi il ved bir| verdi. O zaman hepsi Yili | Meşhur nükteler: Hepiniz doktor şısmda hiç sesini çıkaffj Yemekten sonra Ferrus, cebinden menfi kararak birden bire sğfjE. padı, “Ne oldun?" diyeje.. lar, 'Dişim ağrıyor” “ji ya © lâç sağlık vermeğe bas. * - —lık sütle gargara fi —Pamuğa bir kaç © danum damlatıp ağrı) koymalı, b de hiz —ispirto da iyidir. öğe de koyup barakmalı. DİE Dın en iylilâcı budur. —Vallahi bildiğine artıyordu. Evleri yakı- yor, insanları öldürüyor, rasgel- diklerini soyuyorlardı. Adaleti tatbik etmiye imkân yoktu. Linch bu işe bir nihayet vermek için, fenalık yapan, adam öldü- Fakat bir türlü içeri giremiyordu . Endişeli bir tavı vardı. O sıra da tanıdıklarından biri leketimizde az doktef ren, hırsızlık edenlerin cezasmı ine iddia (edebil! ahali kendisi versin diye bir hü.) ornzuna dokundu. la? Kral yakar Bi küm çıkardı. Herkesin gö: — Ne düşünüyorsun . İtorsunuz işte!.. hünde yapılan fenalıkların ceza-| Galiba bi i smı halk tertip etmiye başladı.) vallba bir şeye canın Mobil z a Bu sayede az zaman zarfmda| sıkıldı ? oblyeci ' memlekette asayiş yoluna girdi.| |, zi Anl Halk korkmaz ; yaşazcağa baş- Çucuğu nufusa kay- dükkâl ladı. Linç ismi de böylece, bü-| dettireceğim de... İs tün dünya milletlerinin lisanına a ecmiş olak E... ne var bunda sıkılacak ? — Yaşından küçük yazdırsam ri la YIKIL KARŞIMDAN! Eski devrin cahil paşaların- dan birinin ağası Mısıra gidiy- ordu. Bir emri olup olmadığını meye göneseimde İNİ miri diye soracaklar , fazla Pimi volar gr san yazdırsam askere ala- mış, Nasıl şeydir, daha hiç gör-| caklar. edim. Gelirken bana alara, bir tane ger Ai 5 e yapacağımı ben- avılamak üzre paşanın huzuruna çıktı, Paşa dedi ki: gilerex paşayı selâmladı: de şaşırdım. pi Ferman efendimin!, . Ahbabı : Ağa Ağa paşanın” konağına hamal) o — Yaşını doğruca ni- Sami Sand kakam pak spldi| çin yazdırmıyorsun ? disi paşanmı çaktı: Diye sorunca köylü e mümyayı mağ JBRllab| hemen ellerine sarıldı. a Uğ' dan? m — Allah senden razı İ.V öneri pimin. olsun. Bak ben bunu vE Paşa sevinçle taşlığa indi: | hiç düşünememiştim. X a Alar Sair üzdüler” | KÜÇÜK geyler öy Mei ak haimsin ağı) * Yarın tenbellerin | —Başka iskemlef olmuş bir ölüden başka bir şey! çalıştığı gündür. mıyacaksınız! “Milliyet, In edebi tefrikası Gi Köy hekimi Bu akşamdan sonra (Su-|raret düştü. o Tıpkı at Naci) ile genç kız ara-İhümma nöbeti gibi sında münasebet daha tek- lfsiz, daha sıkı ve lezzetli oldu... İkisi de aşkın yeni bir âlemini keşfetmişler gibi birbirleri arıyor ve buluyorlardı, (Suat - Naci) memundu... Kendine ren- gini oOmeyvasını, İezzeti- ni, usaresine kadar veren genç güzel bir kiz tarafın- dan seviliyordu. Bu öyle zaferdi ki en mağrur erke-- ğin başını döndürebilir ve başka her zevki unuttura- bilir, Ve (Suat Naci) iliklerne kadar mestolmuş bir halde genç kızın, sarı çiçeğin aş- kiyle bir miiddet yaşadı. Sonra yavaş yavaş ha. iyan... Bürhan Cahit bir ilk sayıklamaları, ( ihtilâçları agır bir kesel ve raha- vet takip etti... Coşkun gönüller iltihabını kaybe- den bir yara gibi kuruyup kapanmağa başladı. Fakat bu kuruyan ve sönen gö- nül yine (Suat Naci) nin daima değişiklik isteyen o kararsız, o vefasiz kalbiydi. Sarı çiçek halâ sıcaktı, halâ doluydu. Genç kızı daha e- lim bir akibetten kurtaran (Suat Naci) nin diploma alması oldu. Genç doktor! artık kura çekecek, iki yıllık! mecburi vazifesini etrafını çeviren sevdalı göz lerden, bilhassa sarı çiçek ten sakladı. Yalnız (Sus Naci) kurasını çektikter sonra (Leylâ) nın pek haklı bir teklifi karşınında kaldi. Genç kız evlenme- lerni, gideceği yere kendi- ni de beraber götürmesini istiyordu. Ve (Leylâ bunu bütün samimi arzusıyle, ailesini, rahatını, refahmı feda ede- rek teklif ediyordu. Ve ha- klıydı. . O kalbini ve istik- balini (Suat Naci) nin ba- şına koymuştu. Soluk ka- natları ve kırık gururıyle başka hangi erkeğe el uza- tabilecekti. .. Genç kızın bu teklifi (Su at Naci) yi çok düşündür- idü. Tatlı bir ökse gibi görünen izdivaç gönüller yapa-ive gözler avcusu güzel ke- caktı. Bu vaziyet (Suat Na|lebeğin pek hoşuna gitmi- ci) nin boşalmağa başla-| undaki nlığı yordu... ip kadınlar ta- ışk tahassüsleri onu o ka dar şımartmıştı ki bütün imrünü yalnız bir kadına sermekte tereddüt ediyor- du. Bir kaç gün (Leylâ) yı oyaladı ve nihayet onunla- evlenmeği iki senelik Ana- dol hizmetinden avdetten sonraya bırakmağa ikna etti. Ve bundan sonra (Ley- lâ) nın tahassürle, ümitle artan sevgisi uzun mavi kâğıtlar üzerinde devam etti... Hemen her posta bir mektup yazmordu, (Suat Naci) (İstanbul) da iken ziyaretlerinde yaptığı gibi bu mektuplara da geç ce- vap vermeğe, bazılarnı büs- bütün cevapsız bırakmağa başladı... İçli ve hırçın (Le- lâ) buna tahammül edeme- di... Nihayet o da mektir- plarnın arkasını kesti. Ve bu hal üç aydanberi devam Şimi uat Naci) ker | 4 Leylâyı nasıl barındıra- İbu hava içinde e! disine bütün bu maceranın ki onu herkese ne diye ta- | gittikçe teferrüatını, mahrem kö-)nrtacaktı ve şelerni, heyecanlı ve İezizlylâ) ailesini anlarnı hatırlatan keskin| bukadar yola nasıi geliyor-İgencini mağlüp ©“ (belsezon) kokusunu biraz|du... Mamafi bu ikinci me-İâhı yazdığı mektv”# N- daha duya bilmek için göz-|seleydi . (Leylâ) kararını|yafna aşlamış,onU leri gayri muayyen bir boş-| verdikten sonra hiç bir dü-|tedici kokusuyle gi lukta mavi ince zarfı dulşünce onu vazgeçiremezdi. |tılsımlamış, tüssi daklarna götürmüş düşü-| (Suat Naci) o şaşkınlı- Şimdi genç niyordu. Küçuk bir kalem|ğımdan postadan gelen öte-İvaş yavaş ne tazyikiyle zarfı açtı. Gençiki gazeteleri, mektupları,|dır o mahrum kız uzun bir şey yazmiyor numuneneleri, . tahlil edil-İpek tenli, yapi. şikâyet etmiyor, serzeniştelmiş kan raporları hepsinillü, narin ve yi” etmiyor. Yalnız bir hafta-|unuttu. Şimdi on iki numa-) (İstanbul) kızını ya kadar (İzmir) tarikiylelra gaz lâmffasının yalnızllaşan hayalini kv geleceğini, kendisini (Ay-İmasasının üstünü aydınla- ister gibi gözleri $ gi dın) a gelip beklemesini ri-İtan biçare ışığında mavijrek tatlı tatlı düşü d ca ediyordu. zarf ve kâğıdın namütena-|Sarı çiçeğini özi€“ Bu satırlar (Suat Naci)/hi bir hülya zevki veren) (Suat Naci) yi yerinden fırlattı... (Ley-(baygm kokusunu emerekizarfı, kâğıdı dud lâ)nın bunu yapacağınıldüşüniyor... Bu koku neluzaklaştırmıyar hiç hatırma getirmemiş-|İzamandanberi garip bir be-|hayale bağlanıP © ti.. Genç adam bir an içinikârlık sefaleti, acı birtaş-lummadık bir meb fi de bu seyahatin telerrüa-! ra mahrumiyeti çöken bujlerinin önüneçsi” tını, şeklini, neticelerni dü-|divarları isli odaya derhal|eskarlı kadını, £9 şünmeğe çalıştı. Bu dar,ltatlı bir (İstanbul) havasılsun) un geni bana ks s eriyip N garibi (Le-|farketmiyordu. - bırakıp | gurbet elinde bir ( |

Bu sayıdan diğer sayfalar: