30 Haziran 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

30 Haziran 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

vullayet SASRIN UMDESİ erim 20 Hazan V i BUGÜNKÜ HAVA Dün Azami Baraet 2ö casgari dig idi. Bugün rüzgâr garbi çima- © Sidem efecek hava bulutlu olacakuır. i m caktır: het Şükeü Bey Londra'da iken, bear damlara sekiz sayıfalık © ÖMijliyer” mushalarından. birini gös eriş: ber gün ne kadar bastığını Sölöyaşlar; doğrusunu söylemekten r yret etmişler z j 2 İş elesin değil böyle bir gazete © aöşredemeyiz. diye cevap vermişler. © “Gerçi İngilterede gazete demek © memileketin ber tarafında muharrir. © lg bulunan, yeryüzünün bütün bü- MİYİM" şehirlerinin ber birinde bizim bir gazetemizin bütün bütçesinden Mfâzla haber parası sarfeden, mekâniz küçük bir devlet mekanizmasın ' ba geniş ve karışık kir mües- a demektir. Bizde baş baş veren öğ 'irkadaşm tekmil gazeteyi çıkar- miilar: imkânsız değildir, Bunları 'heğki doğru olduktan sonrada Türk tecisin Zar aptağı, sıkı bir, hesap İçüsü ile, yapması lâzım » Tgöldiğinden yüz kat çoktur. Bugün- İS Türkiye gazetesinin — resimsiz dört yaptaktan fazla olması mantık- ir. “Türk gazetecisi meslek aşkına her türlü kazanç düşüncesini bertaraf et ıddolunabilir. Bizde ahlâksız po ( itikmcılar kenara atrteree. Türk ga: zetecisinin meslekinde hiç | bir zir mar muvaffakolmak tadından buşka bir'zevk bulduğuna misal gösterile- mer. Fakat bu anormal hal çok şürmsez: © Büyük tiraja çabuk varmak gerek- © tir; bir meslek kendi kazancına da- yanârük inkişat ettiği kadar hiç bir © yardımla dürüst ve emin, yol alamaz. ük gazetecilik çok “okuru ol- “mak ve çok ilânı olmakla vücut bu- © İabilir; bune da Lâtin harflerini a- lan ve iktisatçılığı birinci safta tuz tan Cümhuriyet devrinde © dik, Cümhuriyette ber rahat geçen © üm teessünvaktinden beri mihnet çe © kör gazetecinin altın devrini yaklaş- tata bir merhale en e — FELEK h Açılmaz! Size soran olursa açılmıyan i ki şey söyleyiniz: ? “Tramvay pencereleri ve be- nim talim, İstanbulun 33 dere- 5 sıcaklarında tramvaya bin meğ bedbahtlığına (uğrayan halk, tramvay pencerelerinin ka “pal: olmasından dolayı çatır ça tf yanmaktadırlar. Öğreniyo- rüz ki iki gün evel tramvayın bi ride yolculir o pencereleri aç- erişlar ve bu yüzden araba hare ket etmemiş. İyice hatırımda- dik; bu meseleyi ilk önce bir yaş h gazeteci kurcalamıştı. Kıldan nöin kapan nevinden olan bu za tin teşebbüsile Emanet yalnız bir taraf pencerelerinin açılma- Sını tensip etmişti, lâkin bu ka- rar cidden tahammülfersadır. çatır çatır yanarken hâlâ! fırın gibi arabada seyahat ettir mek doğru değildir. Halkın sıh bâti aranıyorsa arabalara had- dinden fazla yolcu bindirme- mek, pencere açıp kapamaktan evel gelir, Bu ufak, tefek, fuka- ra ve müz'iç karalara kalmak çirkin oluyor. Neden zekiyiz? Bir arkadasım bana bir Türk ei eek rr 2 Vapur kalkmış, Tarabyaya gi diyordu. Yanlarından geçerken Çapkm kız vapurda tanıdıklar- © dân bir hanımı gördü, dalgalar) dini , sından seslendi: 4 “— Güler! Güler! Bir saat son ia DİZE gel ; Beyler, bunun bir Türk hanr- mr olduğunu anladılar. Gene fr- sıldaşmağa başladılar: — Yanımdaki gudubet olma- sa. — Adam sen de, bir sıkım- hik canı var. — Galiba zengin birisi olacak Böylesi başka türlü elde edile- me, — Hele dur bakalım! Çapkın kız Cicim Aliye dedi > Den Gey gi riç Kala ile bir garplı arasmda farkını izah etti. Bu adama gö- re Türkler bütün diğer milletler den zekidirler, Bunun sebebi şu dur, Bizde bir sigara yakmak için bile beynimizi işletiriz, yol da giderken arabadan,” otodan, tramvayda, Kâmaldan, tozdan zifözdan kaçmak, su içerken i- çihie bakmak, nevini anlamak için dimağımızı çaliştırırız. * Bizde feft bütün işlerini ken- di tettibine medşurdür."Bü kâ- dar çalışan uzuv yani dimağ, tıpkı bir pehlivan gibi büyür. Biz de zeki oluruz. Lâ- kin bu mü rahattır, öteki mi o- nu izah ödemedi. Son haber" Istanbul Ticaret odası, leble- bi, yoğurt ve kabak çekirdeği işini bitirmiştir. Yakında semi zotu, dere otu ve çöreotu ile iş- tigale başlayacaktır. FELEK zmir modası Mektepli'er müsabakasının 8 İnci haftasında: 4 üncülüğü Darüşşafaka Üsesinden & Nurewin Bey alınışı ü Beyin yazın sudur. arken gözüme “iç sahifelerin bir köşesinde “İzmir modası, serlevhalı bir yazı iliş. Muhterem gazetenizin bir iki ay evel çikan nushalarından birinin — baş makalesinde yazıldığı veçhile bu #sr en iktisat ve Gçaver. Sasrıdı met ve iktisada sahip olamayan Devletler ölmeğe “ÖR adami, “dedik. iye hârpten sonra dstiklâlişi temamen eline almış ve ecnebilerin bei yanhs sözünü. tashih” etmiş" ve bilakis dirilecden' da diri “olduğunu ispat etmiştir. Muhterem ve sevgili Gazinin arkasında. balunan Türkiye Onun yüksek dehasından istifade ederek ber cidale atıp muvaflak olduğu gibi rabi ticaret ve Iktisat Mücadelesine da yabancı kalamazdı. Ve yabancı kalmadığını da her sene yükselen bötçemiz ve #dedi süratle artmakta olan ticaret filomuz bunu ispat eder, Buru da kafi görmeyen asil Türk bundan sonra ecnebi malı girmemeğe mümkün olduğu kadar azmctmiş ve dahili mamularımıza fağbet göstermiş, bu suretle iktisat ve ticaretinin yük- selmesi içim seferberlik fm eimiştir Bu seferberlikten husule gelecek zalerin azami kışamı muhterem İzmir halkına afitir. Çünkü İzmirlilerin 4 temmuz görü her kesin, bilhassa münevverlerin . iştirakile yapacaklar it modanız bayramı senenin en mühüm günlerinden birini teşkil ede. cektir İngiliz Hüseyin Rüstem vapurları Mersin-İzmir postası İki bin tön hacmı |! istlabında İsfa) Bi slemiye vaputumuz Hinel ve Yinci ile hususi kamaraları ve Yüks «a lonları ve güverte yolcu ları için mahfuz ve rubat mahal leri havi olap 4 Temmuz Perşembe günü saat 18 de Sirkeci rıhtımın- dak hareketle (Gelibolu, Çanak- kale, İzmir , Bodrum, Fethiye, Alâiye , Antalya, Pados, Silifke, Mersin) e azimet ve ayni iskele- lerle uğrayarak avdet edecektir. yük ve yolcu için Emin önü Reşadiye caddesinde 12 nu- maral İngiliz Hüseyin Rüstem vapurları idarehanesine müracaat Telefon: İstanbul 2876 KIN KIZ Yazan : AK4 GÜNDÜZ Jmi al gel. Ben burada değilsem, ötede, gazinonun önündeyim. Siz gelinceye kadar biraz çalgı lp im Ali çıktı. Çapkın kız sandalını kıyıdan açarken arka- Hoş geldiniz. Baktı, bu yağız çehreli, genişi omuzlu, genç balıkçı Osman i- di. — Oo! Osman çavuş! Sen de boş geldin. Nerelerdeydin böy- e. — Şile tarafındaydım küçük hanım, sonra dalyanda kaldım. Şimdi sanda'alık ediyorum, Lafa dalanlar dalgalarla otel taraçasınmta önüne gelmiğlerdi. !Sandallar birbirine bordaladı ve Siyahlı 2 Tanımak “musiz? 5 * İsi tanbulda meşhurdur. Siyahlı hanım! Uzun boyu, beyaz saç- ları, siyah çarşafı vardır. Yüzü: ne halâ peçe örter ve hep siyah giyer. Kızının: matemini tu- tar... Kocası eski devrin müs- tebit valilerinden biriymiş. İh- tiyarmış. Hanım efendi, evin ağasiyle işi pişirmiş ve kocası- nm ölümünden sonra ağanın koynunda sabahlamağa başla- mış.. Bir gece, kızı anasmın| baş baş üstüne gelivermiş, giyim yüreğine inmiş, .. ölmüş... İş- te bu çocuğun matemini tutu- yor. Ama yalnız siyah giymek- le “değil, kızının ölümünden sonra, erkeklerle münasebetini kesmiş, kadınlarla düşüp kalkı- yor. . . Zayıf, nahif bir gençti. Göz- lerinde kıvılcımlar o yanıyordu. Yüreğinden yaralı olduğu bell- ydi: Evelâ şaşırdım, sonra sor- dum: — Söylediklerinizden bir şey anlamadım efendim... Ziyare- tinizin sebebi?. .. “Baba, babacığım!” yazınızı okudum, , . kendimi si- Ze çok yakın hissettim. Dedim ki: “İşte buda benim gibi dert- li bir vatan çocuğu!”... Ve si- 2e geldim... Ben de, zairim kadar zaif ve nahif bir adamdım. Yalnız der- dim yoktu. Fakat bir okuyanı- mın derdine biğâne kalabilir mıydim?. . — Anlatınız, dedim, kalbini- zi dökünüz, sizi dinliyorum! Anlattı... sa Zayıf, nahif gencin anlattı: klarmı yaziyorum: ... Babamla annem ikişer ay fasılayla öldüler beş O yaşında öksüz kaldım ve öksüzlüğümü, teyzemin bağrında unuttum. Teyzeme öyle düşktn oldum ki, onu her erkekten uzak tutmuş ve bir sevki tabii ile kadınları da teyzeme yaklaştırmamıştım. Onu kadından, ve erkekten, herkesten o kıskanıyordum... Teyzem, bu hissiyatıma hörmet edermiş gibi göründü, çünkü, gözüne kestirdiği erkeklerden yüz bulmadı. Birden işyan ettim ve tarıma- dığım gence Efendi, dedim, bel- ki ben de'ailme karşı hicranlı- yım... Fakat teyzesini kötülü- kle itham eden birini dinlıye- mem... Za; nahif zairim, acı açı güldü: —Bende,dedi; size ahlâk- tan bahsetmek istiyorum: Dü. nyada insana ahlâk dersi veren- lerin: Halkâ verir talkını, ken- di yutar o salkımı!” kaziyesini güttüklerini ispat edeceğim. Beşerde meslek” zafı muhak- kaktır: Ahlâksızlığımı itiraf'e- deyim. İtiraf etmek mecburiye- tindeyim, çünkü zayif, solğun Zairimi dinledim: Hastalıklı, dertli genç devam etti: — Teyzem, günün birinde, şahsiyetini kısaca tarif ettiğim siyahlı hanımla ahpap oldu. Bu sıkı samimiyet -dayılarımın na- zarı tırı o celbetti, bu ka- dınla rabıtasını kesmezse, biz- kadın! İden; teyze ve yeğen; kat'i rabıta edeceklerini ! Bildirdiler;. . Bil- dirdiler ve ettiler... Ben tabii gocuk olduğum için, garip, çir- kın, rezil ve sefil maceraya ka- pıldım,. teyzemden (o ayrılma- dım... Seneler, uzun seneler, öm- rüm, “ahlâksızlığın, denaat ve şanaatın kara perdeleri arkasın- da geçti... Nihayet aklımın ereceği zaman geldi,dayılarımla Boynum bükük kaldı ve gü- nün birinde teyzemden de ayrıl- dım, Ama bunun için değil... Evlendim ve siyah kadmperest kadın, ailemin kendisine söy- ledikleri sözlerin intikamı al- mak için, karımı ve beni namus- suzlukla ittiham etti... Karı koca, teyzemizle siyahlı hanımı, üşağının koynunda ya- tan sefil mahluku, maalesef yüz üstü biraktık Maalesef diyo- rum, çünkü, mevcudiyetimle, teyzemin (ismini, namusunu kurtarıyorum, ailemin çirkın iftirasını, âleme gösteriyorum zannediyordum. Bunun için o- turuyordum. Fakat, şeni bir mablukun, şeni iftirası karşı- sında, isyan ettim, onlardan ay- rıldım... #4 ... Bir su emreder misiniz? Zairim titriyordu. Ben de bi- raz sinirlenmiş, fakat sakin du- rarak, meselenin nereye vara- cağını bekliyordum. Misafirim suyunu içti, dudak larmı sildi, bir sigara yaktı, sonra devam etti... *sx .. Mani zâil olunca, memnu avdet eder, diy meşhur bir ka- nabilirdim. Sıgınmak istedim. Yüzüme kapılarını kapağılar: — Sen ve katın namussuzsu- nuz! dediler. — Kim söyledi bunu size? dedim. Cevap verdiler : — Teyzenle valinin karısı! Valinin karısı, siyahlı kadın, si, kadınla gö- iştü ini ailemin namussuz- lukla ithamettiği hanımdı. Ve ben, bu iki kadınım hatırı için, yüz üstü birakılmış bir çocuk- tum. #4 Gözlerinde kıvılcımlar yanan, zayıf, nahif, hastalıklı genç sus- tu. Ben gayri ihtiyari: — Peki ama, bana ne? de- dim. Genç gene acı acı güldü: — Hikâyecisiniz de, dedi. Belki yazarsınız diye anlattım... Ahlâk, namus meselesi... Ahlâ- ki, namusu telekki meselesi... Ben on senedir, ne ailemle gö- rüşüyorum, nede siyahlı ha- nımla... Ailemin efradı, esasen birer köşeye “dağıldılar. Geçen gün duydum. Bunlardan bir kıs- mı İstanbula gelmişler. Ve nerde misafirmışler, nerede ©- turuyorlarmış bilir misiniz? . . Siyahlı hanımın evinde!.. . Nakleden: Selâmi İzzet Çapkın kız balıkçı Osman e-İğiz, ne istersin, lini samimi bir dostlukla sıktı. pir da ahpapça konuşuyor- lu. — Bu sene çok (o balık oldu mu? o E..h! Şöyle böyle, geçin- — Nişanlın ile barıştınız mı? — Çoktaaan! Siz gittikten üç dört gün sonra. — Artık düğüne hazırlana- lem demek — Sonbahara küçük hanım, sonbahara, Malüm a, bu yaz bi- raz para biriktirelim. — Nişanlın eskisi gibi güzel mi? Yoksa daha mı güzelleşti. Osman önüne baktı. kız kahkaha ile güldü. Taraçadaki beyler iyiden iyi- ye kararı verdiler, İçlerinde Va- lantinoya benzeyen bir tanesi Osmana seslendi: Hfendimi i ie m arabvava gidip” — Bir lira beyim. — Cok. Ve güya çakmamışlar gibi çapkın kıza döndüler: —Çok değilmi hanım efendi. — Bir deniz havası için çok zannetmiyorum efendim. — Sizin sandalmız olsaydı neyse ne! Çapkın kız, bunu anladı, fa- kat anlamaz göründü:, — Benim sandalım hoşunu- za gittise, ben ötekine geçerim, Osman çavuş sizi bu sandalla götürsün efendim. — Siz içinde olmadıktan son| Fakat ötede beyler de karar! — Ben biraz âğırım efen-| Halahanım efendi ile cicim)mazsa bir kadeh rakımızı iç-| km kız durdu, bunlar dim, sonra sizi deviririm. Gizlice Osmana baktı, Os- man da bıyık altından gülüm-|mağa başladı ve bu sefer sokâkjfu yapamıyacağım Çapkın kız gittikçe burnun-'beyi arkadaşlarına & sedi. Bunu iler igi Derbi yine vurdüm. Bana bu işini 3 ahlâksızlık târafını » ihsas Ctti-| çen emri hazır © ler. | e m BRDEWi a m USy ohlebeleslsl ala (ELA ANE! Bu günkü yeni Dünkü bilmecemizin bilmecemiz halledilmiş şekli Soldan sağa: Yukardan aşağı : 1— Renksiz resim (9) 2— hiyat ($) Kokmuş cetet (9 1— Ona Asyada bir değ ismi (0) 2k, insan (4) Rakının. arkas Ün Ni daşı (4) Nota (2) Apşızın (3) ezmek. 4 e SÜ, An " 3— Nora (2) Sevda (3) Biz saz (3) 4—'Likin (3) Bir değil 'çite (8) 7 çeri AnB8”) . — letifham (2) 5— Kırmızı Ç 6— Bir erkek ismi (8 Ben:(8) 6-- Detinlik (8) Zeybek (3) 7 None“) Eda Tele <G 7—'Notu 1 Bevgir (8) Bevgir (9 8— Kasa değil (4) Mazbar olmüs(8İİ *8—. Merkep (4) Yapan (4) 9 9- Me ii, kaza ve olomobi da Ünyen hanında kâ İ pyatırmnız. Türkiyede bilafasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON dre uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon: Beyoğlu - 2002 Teri demiryolları ve imanları malzeme Girsin Muhtelif ebatta 48 metro mikabı çam kereste pazarlıkla satın alınacakur. Paztlık 2 temmuz salı günü saat 15'de Ankarada Devlet demiryolları. malzeme dairesinde yapılacaktır. Fazla malumat için mezkür daireye muracaat edilmelidir. Tslanbul hall gümeüçü müfürlüğünden 7.5. 996 tarihinde hidiviye vapor acentesine mensup Roda va- poru ile Hicaza hareket üzere ktanbul- salonundan geçen yolcular- dan Ladikli kâşil Efendi ve refikasi pembe hanım ve Hacı Emin elendi ve refikâsi Hatice hanım ve Peroğiu İbrahim efendi ve refi- kasi Aliye hanımların üzerlerinde bilmüsyene zahire ihraç ettirilen altunlardan pembe hanıma sit olan 121 altundan altmış bir adedinin müsaderesile alırmış #dedinin kendisine iadesine ve Aliye hanıma sit olan “elli dört altun ile hatice hanıma ait olan on liranın kendile- rine tömamen iadesine Komisyonumazça karar verilmiş ve elyövm söres ve ikametgâhisrı meçhul bulunmuş olmakla işbu metni karar tabliğ mekamına kaim olmak üzere ilân olunur. Vilâyet daimi encümeninden: Bedeli “keşfi yüz oruz iki bin dört yüz altmış dokuz lira on yedi kuruştan ibaret Üsküdar - Şile tarikinin Ömerli - Haciz kısmı inşaatı kapalı zarf usulile İZ temmuz 999 tarihine milsadif çar şamba günü saat onbire kadar münakasaya konulmuştur. Taliplerin ehliyeti fenniyelerini müsbit vilâyet yolları baş mühendisliğinden alacakları vesika ile teklif ve teminat mektupların Yakti muayyere kadar encümeni daimli vilâyete tevdi eylemeleri. İyrupaya gönlerilecek falebeye. İstanbul maarif eminliğinden ; Maarif vekâleti namına Ayrupaya gönderilecek talebeden Nurettin Kâmil, Babacıtin Rasih, Muhiddin Mehmet, Şinasi Hakkı, Muzafler Şerif; Akdes Nimet, Ali Tevfik, Tahsin, Tarık, Hüseyin Nail, Rüştü, Hamit, Tahsin Bekir, Münif beylerin haziranın otuzunda pazar veyâ Temmuzun birinci pazartesi günü saat ondan onbire Kadar maarif cmirine müracaat eylemeleri. bursa erkal müdürlüğünden: Aluparmak caddesinde kâin buharla müteharrik ün deyirmeni ve derununda mevcut bulunan makina ve sair Aldt ve edevat İle caddeye nazır ve tahtında üç bap dükkânı havi hane ve deyir men amele dairesi ve odunluk ve bahçe dahil olduğu halde maa müştemilât fabrika pazarlık 13-7-929 tarihinde ihale edileceğinden talip olanların bedeli mubammeni olan 30,000 liranın yüzde yedi buçuğu olan (2250) Tirayı mustashiben Bursa Evkaf müdürlüğüne mÜTACAAtİNTI. in | | İ Kumipan yasına bir kı VAPURLARI İri sürat poslsi bei “İsmetpaşa verır seri. a0 günü saa kim AZAN iş Galata hrur.İzmire hareket *edevektir: Tafsildt için Sirkecide yelken “8 hanmda Kin acentesi mü. râtaat. Tel, Kısnbül 1518 ve Galatada Merkez rıhtm haranda -Celipidi ve Stafilopati acantalığına müracaat telefon Beyoğlu" 854 SADIK ZADE.BİRADER- LER- VAPURLARI KARA DENİZ MUNTAZAM VE LÜŞy POSTASI İnönü Vaj ; Temz pazartesi günü akşamı Sirkesi rıhlı- mından hareketle ( Zongül- dak, İnebolu, Sinop,Samsun, Ordu, Kireson, Trabzon, Surmene ve Rize iskelelerine azimet ve avdet edecektir. Tafsilât için Sirkecide Mes. adet hanı altında acental- Zima muracaat. Telefon İslanmbul 2134 İyidir. Merkez Acentası; Galata köprü İaaşında .. Beyoğlu 9562 Şube acentesi: Mahmudiye Hari alttda Istanbul 2740 yani - Mersin sürat posts C CUMHURİYET ) vapuru 2 Temmuz Salı 12 de Gala rhumından kalkarak çarşanba Şi. sabahı İzmire varacak ve o günün akşamı İzmirden kalkara talya, Alâiye, Mersine gidecek! Taşucu, Anamor, Alâiye, Antal- İzmire uğrayarak gelecektir. Ayvalk sürat poslas (Mersin) vapuru 2 Temmuz Salı 7'de Sirkeci rıhtimindan hareketle Gelibolu, Çanakkale, Küçükkuyu, Edremit Burha: niye, Ayvahğa gidecek ve dönüşte mezkür iskelelerle bir- likte Altunoluğa uğrayacaktır. Gelibolu için yalnız yolcu alınır, yük alınmaz. I Temmuz târihine müsadif Pazartesi Trubzoh birind pos tası yapılmayacaktır. Altı bin kilo olarak müna kasdi ilân olunan mangal kö- mürünün ön bin kilo olarak münakasasının icra kılınacahı ilân olunur. İlân Osmanlı Bankası hissedarları" nan umumi içtima, 25 haziran 999 tarihine musadif Salı günü, Londrada inikat etmiş ve me& Jisi idare tarafından hisedarlanı tasdikine arzedilen bütün mukaf” terat müttefikan kabul olunmuş” 2 Temmuz 929 tarihinde” itibaren, hisse başına" $ Şiliniik bir temettü, 60 numaralı kupon” ibruzına mukabil, tediye edilecekti dı. Osmana tekrar seslendiler:| o Çapkın kız biraz açıldı.Bu se — Sandalcı! Yanaş. fer rakı kadehleri havaya kal- Osman vaziyeti anladı ve sa|kup şerefine içtiler. Ve ikisi bir kin bir sesle: sandala binip gezinmek behiane — Müşterim var beyim. sile yanma yaklaştılar. — Hani şimdi bir lira istiyorİ Çapkın kız sandalını yanaş-i dun. tırdı. Bağladı, Karaya çıktı. — Şimdi iskeleden işaret et-| Gazinonun iç tarafında oturan vi. iki ailenin arasmdaki boş masa İki sandal yan yana iskele-İya oturdu. nin sağ tarafına, gazinonun ö-) Beylerin ikisi biranlık bir fıs nüne doğru hareket ettiler. Os|kostan sonra sandaldan çıktı- man . Çapkım kız|lar. Doğrudan doğruya çapkm gülerek teskin etti: kızın karşısına dikildiler. Ve yı — Ne bilsinler Osman çavuş|lışarak sordular: vermişlerdi. Kalktılar, iskeleye la bir masaya oturdular, —Bir kaç dakika için. Hiç ol mek lütfunda bulununuz. Ali hâlâ görünmiyorlardı. yal —İçki içmediğim için bu lüt Lövantino bey yine konuş- gibi hareket ediyor- “Osman bir müşteri bulup)dan soluyordu. işti, — Bizim masaya teşrif bu- im? v : — Affedersiniz, buyurmam| Dedi. Üçü birden içeriye Çapkım kız gülerek cevap veri geldiler ve gazinonun deniz ke-Jefedim. narınd. efendim. önüne Ççıktı.İ. Arkasından geldiler: — Bari küçük bir oto gezintisi yapalım efendim. — Yapmam efendim. gi —O çirkin efendi olsaydi ? parmıydınız efendim di —Camm istemediği için * mazdım efendim. gl —Ya şu elini sıktığınız şıklı kayıkçı olsaydı? Çapkın kız hiddetli lümseyişle karsısındakiler€ tı. Ve ayni tavırla: z — Lütfen benimle geli siniz? gi diler, taraçaya çıktılar. daşlarınm masası öne Mr lar) zânnile hemen a tılar. Yer gösterdi i İkiz gayet sakin. bir Ne İN k ii bir GÖ İN sx İk

Bu sayıdan diğer sayfalar: