4 Ekim 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

4 Ekim 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ne çevirmeliyiz? w Ankara Posta'sında Kara imam rı Fihden Galibi tanıyanlar, onu şu rı Yabilirlermiydi?. Gulip bu filmde Tağmen evelâ a olmuş ve döğüş sahnelerinde U makale mevzuunu bize berkara postası filminin seyri 'erdi. Türkiyede er geç film çev Tilmesi gayri kabili içtinap bir Sey olunca bunun en muvaffak Hekilde yapılması elbette her- S€sçe istenen bir şey olur. Bu Güne kadar bizde çevrilmiş na- Sit filmleri tetkik edersek he- jyen hemen hepsinin birer hissi Oama vardığını görürüz. Film ÇaDMak san'atında mevzu inti kil gi hakadar mühim ve müş- klaçı” Sey olduğunu Amerika- Ki bucak bucak mevzu ara- ğî"“"ki anlayabiliriz. Bu iti- z..f,',' mda hatırımıza gelen Bif’k'ivı yazmak istiyoruz: İrüiç ;f’* bu güne kadar belli baş ö ilm çevrilmiştir: Ateşten taşıek, Nur Daba, Ankara pos- Sr . Bu üç filmin Üçü de geniş ;'f”_mlın hikâye ederler. Hal- Vığ' bunların üçüne de tam mus zira 6 olmuş bir film diyemeyiz zen, Pü'mevzular zengin figüran j Sin sahne tertibatı, ve zen- rca taşıdığı hakikt sakalile tam bir kara softa bizim filmciliğimizin | S olünü yapan Darülbedayi artistle- esimdeki kıyafetile görselerdi tanı- büyük bir rol almamış olmasına clddi bir san'at göstermiştir. | yapması bize daha kolay ve mü- nasip olan tühaf filmler çevir- mez de hep his dramlarında rar edersek netice yine oraya varıyor, şu farkla ki film “tu- haf” olacak yerde gülünç olu- İyor. Bu hafta | Bu hafta Opera sineması ge- çen hafta göstermeğe başladığı “Kadın harbe giderken,, filmini değiştirmiyecektir. Elhamra ve Melek sinemala rı “Ankara Postası,, nr birlikte gösteriyorlar. Majik: Ceki Kugenin Küçük Bahriyeli filmini göstermekte dir. Bundan başka Graf Zepplin ismindeki meşhur Alman balo- nunun son günlerde yaptığı dev rialem esnasında alımmış 600 İmetrelik bir hava filmi de gös| |terilmektedir. Bu film o büyük havai seya-| hatin bütün mühim manzarala-| rını ihtiva etmesi itibarile cid-| den dikkate şayandır. Karilerimiz bilirler (Oraf Zepplin) balonu daha geçende bir devri âlem yapmıştı. Bu hafta Majik'te bu seyahatin filmini görüyoruz. YENiİ ANKETiMiZ MELEK ve OPERA Sinemaları müdürleri ne diyorlar? Geçen haftaki nushamızda da izah ettiğimiz vechle yeni sene girerken sinema müdürlerile film müessesele- rinin sinema alemi ve sesli - filmler hakkında fikirlerini öğrenmek isteni izve bu maksatla bir ankot açmıştık. bu hafta da Melek sineması müdürü Naci ve Opera sineması müdürü Ra- uf Beylerin cevaplarını neşrediyo- ruz. Melek müdürü Naci B. diyor lit Sesli ve vözlü filmler hakkında ne düşünüyorsunuz? - Bu yenilik ses- siz filmleri batıracak mı? — Sesli ve sözlü filmler Amerika- da yeknasaklaşmağa başlıyan — sessiz filmlerin senaryolarının halk neadin- de eksilen rağbetini artırmak - için meydana atılmıştır. Bu sistem ancak, sessiz tilmlerde olduğu gibi <Beynel- milel» bir gekle girdiği zeman sessiz-) lere tefevvuk edebilir . — Yeni mevsim için ne düşünüyor- sunuz? — Yeni senenin diğer senelerden daha iyi olmak ihtimali vardır. Çün- kü her yenilik balkı meraka sokar ve bu merak, şimdiye kadar hiç sine- maya gitmeyenleri bile sesli ve söz- lü filmleri görmeye sevkedecektir. - Bu mevsim için en şayani dik- kat ne gibi filimleriniz var? — Bu dikkat olanları şunlardır: Ankara postası, Kaçakçılar (Bu ikisi Türk filmidir), Emil Yaningı ih Babaların günakı, Monte krısto, Nuhun gemisi, Silik çehreler, Tal be Prens, ve Billi Dav, — Sözlü filmleri türkçeye çevireceksiniz? izlü filmimiz yoktur. nasıl — Şayanı dikkat yeni artistler tak- tim edecek misiniz? — Bu sene takdim edeceğimiz ar- eneki filimlerimizin şayanı Yirmi sinemaya sahip olan bu şir- ket peyder pey diğer sinemalarına bü makineyi koymağa başlamıştır Bunu gören tair rakipleri (Madlen, ve Paramaund) sinemalarıda yeni makinaları getirerek sesli filmler göstermektedirler, İtalyada yalnız Roma ve Milanoda birer sinema da bu makinclerden bulunuyor, fakat oradaki rağbete diğer sinomaları ye- ni makinalardan getirmeğe teşvik etmektedir. Almanya: Sesli filmleri gösterme- ğe mahsus makinelerin ihtira sebe- bile Amerika ile olan ihtilâfarından dolayı Almanyaya sesli film ithalâtı muvakkat müddet için men edilmiş. tir. — Bizim bu seneki filmlerimizden şayanı dkkat olanları şunlardır Tatlı su kardeşleri, Üç iptilâ, Ve- nüs, Son hesap, Seher vaktında, Kor. san, Belâl: kadın, Uçurum, İntikam, Aşk zambağı, Demir maske, Beyar göl, Para, Parisli kuzlar, Batak ma- Haşmetmeabın yaveri, Asri Kazanova, Son Çarlar, İntikam be- balle, nimdir. mamulâtındandır. Küçük Bahriyeli (Hajklı) Ceki Kugen, Lars Hansin Büyük bir gemi Sutampton lima-| nından yolcu alırken üstü bir çocuk kaptana görünür ve kendi- sini şahsi hizmetkârı olmak Üzre ka- İbul etmesini rica eder. Bittabi redde- dilir fakat bundan müteessir ve gizlice sandıklarla boe: nin anbarına girerek saklanır. Ora- |dan güverteye çıkar ve can kurtaran İkayıklarından birinin içine saklanır. Kendisini emin zannederken yakala- niT ve lrı'suıu çıkarılır. Ceza olarak İr sene talim görmeğe mah- denizde küm edilir. Bir sene geçtikten sonra artık «Batmmas ismile tanrlan küçük bütün | arzalarına rağmen kaptanın hizmetkârı olmaz. Bu vazife Brütüs| isminde küçük bir yaramaza miştir. Gelecek sene tekrar filmerin eksorisi" Müttehit Artistler (Umited Artist) girketi raber Sutamptona| (dönerken vapurda kaptanm nışanlısı yırtık olmaz gemi- hususi veril- Ankara İürk yapan Nafia hanımdır. ve samimiyetle yapmıştır. Nafla Behzadın annesidir.Cörülüyor Ti Keşfinden dolayı İpekci kardeşler tarafından Ertoğ- rul Muhsine çevirtilen “Ankara pos-, tası,, ismindeki film bitmiş ve çarşam- ba gününden beri Melek ve Alham- ra sinemalarında gösterilmeye başla- mıştır. “Ankara postası,, nin — senar-i yosu Ertoğrul Muhsin tarafından ter- tip edildiği gibi sahne vazli ve rejisö rü de yine kendisidir. Pilmi Ertoğ- rul da dahil olduğu halde Darülbeda-| İyi artistleri çevirmişler, yalnız - bir |kaç amatör âî"...,.; n alınmıştır. |Film on bir ay kadar uzunca bir man çevrilmiştir. Çünkü bir taraftan| artistlerin serbest bulabilmek - diğer neş ve iyi hava beklemek, alelhusus, bir ikisini bir arada bulmak daima ze-| man ziyama sebep olmuştur. Ankara postası . nn mevzuu, (“ Terre inhumaine,, ismindeki fransız piyesini andırmaktadır. Senaryonun bu piyesten ilham almış olması muh- terneldir. " Ankara postası,, bize “bir yağlı ananın memleket uğrunda çekebili Hi elemleri ve bu elemlere tahammül- taraftan tabil ışılda çekildiği için gü-| Rut Treton da vardır. Batıns bundan evvelâ hoşlanıyor fakat kızın Hanri Rizard isminde birisile seviştigini gö| rünce kaptana olan hissiyatı dolayı- deki kuvvetini gösteriyor: Mülli cidal | esnesindi vayı inzibatiyenin bir aralık Adapazarı kuv- hareket merkeri tistler kat o- arasında en şayanı olmuş. Bu kuvvetlerin başında Şora- Postası | filmi Ha Ankara Postası'nın en muvaffak olmuş artist, CMelek) hanım rolünü Nafla hanım resimde de gördüğünü: genç değidir. Ömründe sahneye çıkmış, film çnı'ıııîş leği Buna rağmen filmin deruhte ettiği en ağır rolünü büyük bir sadelik te değildir. kanım maruf ve sevimli artistimiz san'at istidadı bütün familyada mev cat. Nafla hanımın bu İlk eserinden ve Erlogrolu da ba tstidadı tebrik - etmeliyiz. lik harabesinin önünden arabasile ge gerken içerden istimdat eden sevgik |İlsinin seaini işidiyor ;hemen koşuyor, Üç haydutla boğuşuyor kızı kortarız yor fakat kendsi ağır surette yarala» niyor ve “Ankara n sevgilla sinin yarzmile götürürken kuı da v ruyorlar. İki ağır yaralı Ankara poss tasını, büyük taarruz emrini yetiştis riyorlar, fakat ölüyorlar. Milli —kuva vetler taarruza geçiyor ve — istikbâl güneşi doğuyor. Filmin tenkidine başlamadan cv« vel itiraf etmeliyiz ki dünyanın ea |güzol filmlerini bile kusurlu görme, alışmış olan bizlerin Istanbulda stasızlik, yoksuzluk, darlık içinde çe kilmiş bir filmi kusurlu bulacağımız pok tabildir. Buna rağmen itiraf ete Mmek zaruretindeyiz ki, bilhassa Ere toğrul Muhsin tarafından sarfolunan ceht, gayret çok büyüktür. Bir ada- min hem senaryoyu hem sahne mü- |settipliği, hem rejisörlüğü bem akı törlüğü yapması ancak gipta ediles cek bir meslek sevdasının mahsulu olabilir. Ankara postasında “figüran” yanl kalabalık azdır, hatta Sultan hanım soyahata çıkarkon İstasyönda — kena disini teşyle gelmiş bir tek adam yolf gıyla müteessir oluyor ve kaptanı hi Hanr geçen sene “Melek,, te göster. berdar etmek istiyor. Evvelâ ıncı Sinama san,atı ister, Bu un- diğimir Sarı zambak filmini — oyna- fettin paşa isminde bir kumandan|tur. Bu kusur fukaralıktan — nep'et UFAK BİR TEMENNİ eder, hem mal hem artist fukaralığı, f';l;r bizde yoktur. Evelâ bu ni eğil milyonlar hatta yüz er bile sarfedemeyiz. Bina- araLtYh zegin sahne ve figüran " Mamalı. Zengin yani kuvvet- zim p '€k mahdut artistlerimiz bu *Küçük Bahriyeli, füminden n ağSurun da bizdeki kıtlığını İYi takdir ederler. - İşte| dolayı ben bizde film Yi e(;ııı».. ziyade kısa ömediler yapmalarını ı.,h“';_':vıi ye ederim. elimiz- inan artistler içinde böy- filmlerde derhal mü- bir iki tane var ki "e p Üçüncü filminden iİvesli film yapılmıştır. bu artistler zaten tiyat| ğ:.“ihndı da Vodvil nev"- İ ha Vaffak olmuş adamlar-| 'uıi% lişı—ı kendi kuvvetleri da- Bi 'ilm çevirtmek daha çok İine, (Olur. His dramları gibi h “h: düşüncelerin bile «Çeh- Dları» ile ifadesi zarureti Waçederler bizim iptidaf stüd- * Ran', 'z_ ve daha pek genç sah- 'q%ilğmıı için ufkun öte ta- g. bir diyar telakki olun- h Âcı fakat doğru bir söz 'ema san'atına gelince bi-| “Milliyet,, in sinema muhar- İtiri Istanbuldaki sinema ve fi İlim kontuvarları müdürlerine gönderdiği anket cevaplarından bir kısmımı henüz almamıştır. Şehrin sinema hayat ve faali- |yetine esas teşkil edecek neşri- yatm tam ve şamil olması kay- gısından mülhem olarak bu ce- vaplara intizar -olunduğunu a- lâkadarlara tekrar bildiririz. Haberler Almanyada, temmuz 1928 den 30) haziran-İ929 a kadar 17,814 metre Bu filmler, ekseri kısa olup vasati boyları 235 metredir. . Şimalt Amerika 1927 senesinde yabancı memleketlere 150 milyon Türk lirası kaymetinde film çıkar- muş ve buna mukabil Amerikaya diğer memleketlerden 8 milyon İi- ralık filim girmiştir. 1928 senesinde ise Amerikanın ihra- catr 140 milyon liradır. Geçen sene- ye nazaran 10 milyon eksik - vardır. Buna kargı, o sene ÂAmerikaya 12 milyon liralık film getirmiştir. Bun- da da 4 milyon liralık tezayüt vardır. ** * * * Meşhur artist Adoli Menju (Adol- phe Menjou) FPransızça sözlü Pazht-Cin yan Klayo Bruk (Clevi Brook ismin- deki aktördür. Bu aritetin bu sene Melekte göstereceğimiz Silik çehrı ler isminde ki eseri dünyada büyük muvaffakiyet kazanmıştır. OÖpera sineması müdürü Rauf B. diyor kd: Besli sözlü filmler fikriniz nedir? — Sesli ve sözlü filmler bütün iti- razata ragmen bir buçuk sene evvel Amerikada mevkii tatbika konulmuş, beş altı ay devam eden tereddiüi dev- residen sonra Amerikanin heman umaum büyük film şirketleri —sessiz film imalini 9520 ye tenzil ederek bu filmlerden imale başlamışlardır. Bir sene evel yalnız bir sinemada sterilen sesli filmler öderece te- veccühü umumiyemazhar olmuştur. ki bugün Amerikada altryüzelli İn-, gilterede yüzelli ve İngiliz müstem- lekâtında dahi yüzlerce sinema sesli filmler göstermektedirler. Pariste Ober girketi sesli film göstermeğe mahsua birinci makina- yi sinemasına koymuş ve birinci i: esinde pek büyük tehacüm — olmuş akkındaki İ tur. Bu sâhne Ankara Postası filminin yaralanmıştır. Mahrem emri sevgilisi Ayşeye veriyor. Osman dilebilecek yegâne şey ölüp ölüp dirilmesi, bezetmesine rağmen ondan biraz daha f yı arkadaşmına açıyor ve ikisi bir ola- İzak Hanriri bir sureti münasebe | kamaraya indiriyorlar, kızda geliyor. Batıns bir yangın çıkarıyor tehii- var, bu adam aynı zamanda Padişa hin da damadıdır. Adapazarında yah nızlıktan usanmış olmalı ki sevcesi olan Sultan hanımı bir telgrafla Ada- pazarına çağırıyor. Sultan hanım ko- Vihtilale sebeb olan sesli ve *Küçük Baktiyeli, filminden Opera sineması üyük fedakârlık mukabilinde bu makinalardan biri; ni getirmiş ve halkımıza sesli ve söz- lü filmlerini iraeye başlamıştır. Şu- | nazarı dikkate alınmalıdır ki| balkanlarda hiç bir sinema bu maki- nayi getirtememştir. Bizim fikrimize göre istikbal ses N ve sözlü filmlerindir. — Yeni mevslür için ne yor sunuz? — Sinemaci düşünü- bü aleminde ik sör filmleri muhterem halkımiza dinlet- mek için her türlü fedakârliği yap-| maktan sinemamız çekinmemiştir ve her türlü yenilikte olduğu gibi bu defa birinciliği muhafazaya itina et- miştir.Bizim bu güyretimize karşı halkmizin da fevkalade rağbet gi tereceğini ümit etmek hakkımızdır. — Bu mevsimde on şayanı dikkat hangi filmleri göntereceksiniz? en can alacak yerihi gösterir. Ayşe ro zla hareket ve daha ziyade -| Hanri ile Rut birbirlerinin kollarında| ke zilini çalarak bir sandık içine sak- lanıyor. Kamara ateşler içinde ve der. Bunlar bu vaziyette iken etifaiye ve kaptan içeriye girer. Batıns sak-, landığı sandıktan bayğin bir halde çı- karılır ve arkadaşıyla beraber tard e- dilir. Halbuki gemi bir torpile çarp- miştır, Her ket cat kurtaranlara sari- larak kurtuluyor. Yalnız Batıns sön dakikaya kadar kaptanın yanındadır. İkinci bir darbe, Vapur batıyor. Kap-| tan Batıntı kucaklayarak denize atı- liyor ve kürtuluyorlar. Kaptan çocuğun bu sedakatini göl rünce mükafaten onu kendi hizmeti- casının davetine icabet edip Adapaza rına gidiyor ve oranın kaymakamı- gın tensibile karargâha yakın bir eve ne alryor. Bu film çok canlı ve hareketlidir. kursu- Ceki her zaman olduğu suzdur. Majik sinomasi bu filmle birlikte “Graf Zepplin” balonun devri - âlemg seyahatınde alınmış seyabat - filminli de göstermektedir. hiseediş beklenirdi. İlk gibi Ankaranın irtibat memura genç Osman rolünde Behzal zararsızdır. Kendisine atfe- İsmet hapıma gelince sahneyi pek gi Iâ.l"“ iniyor. Bu ev Millicilerin irtibat m muru Kudret ismindeki geacin evi- dir, Yaşlı annesi Kudretin küçük kar deşi Osmanla birlikte orada oturur. Sultap eve srada Kudret te gizlice e€ gı hatta gelirken ken disine tesavlüf eden Halim ağa ismin- de birisini öldürmüş bulunuyor. Sul-) tan Kudretin urbalarındaki kan leke- lerini görüyor ve derhal şüpheleni- yor. Buna rı güzel bir del kalmıyor. O geçe ild genç bir yatakta yatı- yorlar. İrtesi sabah Kudretin annesi &e hanım oğlunun hareketini - tayip ederken, Sultanın kaymakama “otur- duğu evin bir Millici yuvası olduğu-| nu « bildiren bir mektubunu yakalı- İyortar; Kudretin annesi Melek hanım bu vaca üzerine Sultanı öldürüyor. Kudret kaçarken İnzibatçılar - takip ediyorlar ve bunlarla cidal csnasında derede boğuluyor, yerine küçük kat- deşi Osmanı irtibat ve posta memuru tayin ediyorlar. Kasabada imam, muh tar ve Dalyan isminde bir sesreri he rtif Osmanın sevdiği Ayşe ismindeki getnç kıza göz koymuşlar ve onu ka- Şaba baricinde bir çiflik harabesine ötürüyorlar. Osman Ankaradan ge- bir mektubu kasabadaki ni bülmaktan - geril Kudreti hoş - ve| yapmıştır. mmvwwlw gece ydanlıktır, mavi vi raj yıpd.ırııw;ı düzelir - Fümde bi Stmaü iadesi Yani bir günüön ertör #i güne, gündüzden e geçildi belli ol bunu *ite, ıııru kabildir. Ârtistlerin bazılarında “ mi- “Küçük Bahrlyeli, ftimtnden İmik,, dedikleri yüz ifadesi noksans dir. Bu hal sinemada oynayan tiyat- to artistlerinde ilk zemanlarda tesa- düf edilen şeydir. Fümin bazı kısınları uzundur, ke- silebilir. Bu kusurlara mukabil, valde rolunu yapan Nafia hanım altmış sç- elik hayatında birinci def'a - olarak sinema artistliği yapmış olmasına rağ men rolunu baştan aşağı pürüzsüz , filmde n çok muvaffak olan da odur, tebrik ederiz, genç kığ rolunu yapan İsmet hanım haydut- darla uğraşmak suretile başlayan bü ilk adımında ümit verecek oyun gök- termiştir. Sultan rolunu yapan Mü- nire hanımın muvaffak olduğunu id- daa edemeyiz. Zaten pek uzun ve bik yük rolu olmryan, Ertoğrul basit ve İyidir, hele derede boğuşma sahnesi çok müyvaffaktır. Sait, Calip ve Kemalin oynadıkları Ka kaçırma ve döğüş sahneleri hiç yüphesle bir amerikan filminin en iyi mümasil sab Beleti kadar muvaffaktır. Ösnsen rolunu Şapan Ercilment Bey öldükten sonra göz kapaklarını oynatmaka * sayılabi- çekilmi Filmde son Rus, Alman ve cejisörlerinin ttrele | söylen gimle ifade etmek hünerleri bazen iaraf edilmiş olması kara postası büyük bir | Amerikan rağmen An- mdir ve Türir

Bu sayıdan diğer sayfalar: