5 Şubat 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

5 Şubat 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'îîvk i_ı:_;( l'l_ âiz a—lı ;—' MİLLİYET ARŞAMBA 5$ ŞUBAT 1930 srn- Ümdesi “Milliyet” tir —4 ŞUBAT 1930 ÖREHANE — ç Telefon numaraları: İstanbul 3ö11, 3912, 3913 * BONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için #liğı — 400 kurüş 800 İcuruş 750 1400 » delen evrak geri verilmez âzete ve matbaaya nit | müdiriyete müracaat edilir. » iZetemiz ilânlarm mesuliyetini kabal etmez. ereçe idi. Buzün rüzgir müte- t poyraz hava kapalı ve yağ- Kar görülmiyor. 1 SEMERE İlir iki gün evvel “Politi. £ havaların sıcak gitmesin- dolayı bazı larının yemiş Bu habere etrniş ğ verdiğini inanmı- ve ağacı Milliyet,, * çabuk veren t armut sanırdım. , ! görünce erik te dayanı- Biz her esirini emere,, ıdar bahtiyar nafih bu acül tda Toptaşmd olurduk, erikler Üs- tın bahçesinde ol- . Toptaşının öteden be. ürn olan şöhreti acaba e- jaçlarıma da samil olma- ön sahanlığında elinde olitika gazetesi okuyarak ken birden bire: ubalar tamir olunuyor,, ©p 'hasını görünce hiddetle. / gazeteyi kapatmış ve kendine: | Başka yazacak havadis ıdı mı? demiştir ;ETİ HAYRİYE ve at RAMAZAN teler Boğaziçi halkının yaklı olarak bir şikâyetini eytubahsediyorlar ve Rama 1 Şirketin gece vapurları 1 yazıyorlardı. . yi dN bu neşriyatı gören bir. ü rket işletme müdürü- fzarı dikkatini celbetmek açmış: eyfendi Ramazan gel- Hangi Ramazan? Hatır- > dam değil Beylendi, a- istiyorum! Fae & | Ankara caddesi .w Telgraf adresi: Milliyet; Tn h deti geçen nushalar 10 m= yerlerde erik bulmuştum. - Bir| z erikleri şafak attı. yegâne a- Demek yazdığımız yazı-| Selim Pa-|£ ç d DK d.r. Bey dün tram | — Öyle değil efendim, Ra- mazanı şerif geldiğini — arzet- mek istiyorum. . — Hâ!, Şöyle desene! De- mek Ramazan geldi? . | Yifesi için bir emriniz yok mu? biriyi tahkik et te:. Hakika- ten girmişse düşünürüz! ,, —— dl:' FELEK Manzara Perdemi açıyorum. Fırtına günlerindenberi kapalı durdu. Gözlerim nefes almak isti- dından seyrediyorum: Manzara çok değişik. . tanın mıyacak kadar. rak uzaklaşan bir, iki ihtiyar lâ rengini değiştirmiyen yagâ- ne şey: garez, sunsi, mendebur değil, eser yıkmak devrinden kalma itiyat, sıkılmış yumruk- lmrş kaşlar, , |keler altında dudaklarmı kilit- lemişler. Onlara merhame ede- İrel şımı öte tarala çeviriyo- rum, Burnumda bir küf kokusu., |Dalkavuk omuzlarında hazin bir ihtifal ile götürülen tabut fark izim san'at mem leketinde her iş sessiz görüli yor. Kovadis Domine, vecce Yollarda devlerle cüceler dö vüşecek kahrman bekliyorlar. ELİF NACİ Heklepliler müsabatası Hava şehitleri Binci haftanın - 4üncülüğünü Galatasaray lisesinden 177 Ve- dat B. kazanmıştır. yazısı şu- dur: « Bu haftanın en mühim ha. beri « hava şehitleri - ihtifali » dir: 27 ikinci kânun pazartesi gü nü bütün millet, vatanın geniş mavi uluklarını muhafaza - et- mek için şehit düşen kahraman larını tebcil ctti. Onları, hür- metle hatırladı, Ölerek bize hayat veren kah ramanları Türk milleti hiç bir, zaman unutmıyacaktır. Hiç bir millet, vatanı uğrunda bizim | kadar şehit vermemiştir. Eğer milletler şehitlerile yaşıyorsa Türk Milleti muhakkak ehedi bir millet olacaktır. | kahramanları saymakla bitire- bilir miyiz? Trablusgarpta, İrakla, Suvi- yühmet Etendi! Bir âmir oturduğunuzu unutma şimal rüz; unda nöbet ve belediye memur g Yüzünü haşlıyor, taksi lan b; | ara stira yağmur ta-| eliyor. — Hava çok cşam Altın palas oıd.i—ş salonlarında bir bü-. © var. Otelin mermer. 1 5, “Bu Tomandaki vak'a ve hadiseler tarihi belli olmuyan geriye ve belki de ileriye ait zaman- | ve darda cereyan etmiş ve ya edeceklir. B. C. » ALTINPALASTAKİ BALO gâri Tak-| merdivenlerine bekli- rağan yol geçesi gelenlere kapıları — Muşambalarına sarıl-| Antrenin ılık ha aşında bekleşi- rine karışmış kı | otomobiller birer birer merdi- ge yede; vatanın uzak hudutların. da feda ettiğimiz Türk çocuk- ları az değildir... — Evet efendim. , Gece ta. —— Tabit; tabii!. Yalnız sen| yor, San'at dünyasını camın ar- Yollarda, bastonuna dayana- karaltı.. dört beş genç antre. nöman yapıyor, ve duvar dip- lerinde çömelmiş pırasa sapı ge veleyen altı yedi mahalle çocu- Bu. Bütün bu başkalık içinde hâ- |bir garez. San'atın eser yapmak Dünün garezgârları kıllı mas Ölüme güle güle atılan bulu lerdenberi “Sadık” la sine ağlıyor. günde aziz hava şehitlerini yad ve takdis edecekti: Ter tavus ri giriyorlar ve sili ferlânlı erkekler ıgöl(e gibi onları takip ediyor- | lar. K |» şamağa kat'iyyen ka- |Si nazari dİkkatini celbetti . mmşu Pakst birdenbire | — «Müsaâde eder misiniz?» de- bu kat'i kararından caydı. yip açtı... Okurken balmumu Bir sabah, deniz kenarında | 8ibi sarardı. Başını kaldırdığı bdy e den FT Hssöf kadaşımım b: feci bir fe- çift minimini ayak ilişti. Başını | *7? ALALARR kaldırdı. Karşısında bir içim |lâket gelmiş, dedi, beni çağırı- suya benziyen, can içi bir genç | YOf ... Bir sâat kadar izin verir kız gördü , Beğendi . Misiniz?.. Bir saat sonra geli- » LAİ â . |Fi .b» ilesine tanıtin, ondün sonra deli İ ç Süheylâ kekeledi; <Cidiniz.» gibi, çılgınca Âşık oldu. Plâjda, | Kati Ye Sıktı.. Otomobilde iheylâyı kumlarda uzanmış /e ÇNbu. "d.d”’“ Ta gördüğü zaman iliklerine kadar n? : ürperiyordu. Beraber oldukları | “Kadriye Hanım dünyaya zaman nutku tutuluyor, söyli- | DİT çocuk getirdi. Sizin metre- yeceğini şaşırıyor, kulakları u- Sinizmiş, çocuğun sizden oldu- gulduyor, zihni altüst oluyor, |Bünu söylüyor. Çocuk sihhat- kalbi kaynayıp taşıyordu . tedir, gnncıım_ kurtaramıyaca- Süheylâ ile evlenemiyeceğini |Ci Ölmek Üzeredir. Sizinle Vermediler. Öyle fena bir şöh- | Börüşmek istiyor. Gelebilir mi- p0 sAE LA : (sıniz; ret ııîııbaıdıxdlı ki annesile babası Rahatsız ettiğimden dolayı SEŞL M DA Z * ı Eusura bakmamanızı istirham Haşari gencin bir metresi ol- lerim . duğunu duymüşlardı. Seneler- | “Y'eT'm T Doktaor “Cevat,, denberi bir kadınla yaşadığı Odaya girdiği zaman kadın söyleniyordu . g , |san çekişiyordu. Emorajinin ö- Bundan başka da - şıpsevdi |nüne geçilemiyordu . Etraf kan idi. Dudağının yetiştiği her ka- içinde idi . dına âşık oluyordu . Jam karyolanın yanma diz Süheylâ ile evlenmiy çöktü . Kadın gözlerini araladı, anlayınca, metresinin t #«Ölüyorum, gönmekten sarfınazar etti. inciye kadar yanımdan arkadaşı vasrtasile kadına biraz ayrılma.» para gönderdi. Münasebetini |/ Kadmın alnmdan, saçlarım- kesti. dan öptü: «Müsterih ol, bura- Artık tamamile bekâr ve us- | Gayım .» hlu yaşıyordu. Süheylânın baba- g1 bu tecrübe de kışa kadar uzattı. * Kânunusanide izdivaca razı oldular . I in, ertesi sene Mayısta yapıldı , Tarabyada, otelde bir balo ve- | rildi, akika — konuşamadı. yet titrek sesi duyulur gi du: «Çocuk senindir, Buna allâhm huzurunda yemin ede- rim ... Önu yüzüstü brrakma.» arasma aldı. V: Salonlarda dans ediliyordu. | ©! dindirmek için: kisi, küçük buduara çekildiler, | “diyorum “»”_î;%ğ'“m Açık duran pencereden - odaya | t©CCEİM. *1’15 SAi eeeir dışarının serin havası giriyor, | — Kadın döğrülma! e beKarl ilkbaharın kokusu yayrlryordu. e e PTi elele v Mye aa S reele ea C donlli yünkana Şi Kar- k i yolanımn kenarma oturdu. Biri | nefesli, öteki nefessiz, krmılda- madan durdular . Saat bir, iki... Üçoldu. Kadın ansızın kollarını öne doğru uzattı, kıvrandı, boğazın- | da bir hırıltı düğümlendi, öl- dü. hem bir heyecana kapılıp göz- leri yaşarıyor, fakat nikâhlısına bakınca gülümsüyor, kalbinin sevinçle çarptığını hissediyor- du! çıktı, şimdi gelecek» demişti. Gece yarısından sonra damat Bey meydana çıkmayınca, Sü- heylâ ağlamağa başlamız, da- vetliler dağılmışlar yalnız ya- kın akrabalâar kalmışlardı. Saat beşte bir ayak sesi du- | yuldu, Bir kapı açılıp kapandı. Otel koridorlarında ince, tiz bir feryat dolaştı. Herkes ayağa kalktı. Odanın ortasında damat Bey duruyor- du. Kucağında bir çocuk vardı. Şaşaladılar, Süheylâ sordu: genç krzm güler gözlerile, gü- ler yüzünü görüyordu. Birdenbire odanın yan kapı- sı açıldı. Bir garson girdi, bir mektup uzattı. Genç adam zar- fı titreyerek aldı. Evvelâ cebi- ne koymak istedi. Fakat zarfm indeki : Müstaceldir kelime- Kadirşinas Türk mill “R, Türk milleti; her sene ayni » gürürile ağır ağır içe- ilindirli, mak- siyah birer lıkta öbek öbik erkekler; demet demet kadınlara karışmış.. Ho- Tün geniş — yapraklı ağaçlarla saklı bir köşesinde on sekiz ki- ; İki memur gelen ve hareket | şilik mızıka — klâsik havalara gen_i; _bir fe: vasında biri eskin esans ko- kuları uçuş$uyor. Sekiz silindirli büyük ve şık venlerin önüne yanaşıyor. İpek ctekleri yerlere sürünen kadınlar kürklerine sarmı p bi- : eden otomobilleri idare ediyor, | İreEa Ve sağdan soldan, en yüksek SAA CA V oarkalı otamobillk miteradi c ğen geliyor,taşıdıkları kıymet- başlıyor. Ve büyük kapının iki kanadı her atilışta — salona bir iki çift d.ş(q Salrveriyor. vücutleri itina ile bırakıyor| — Saat on bir buçuğa | ŞEHREMANETİ dökülen göz kamaştırıct aydın-| kalmamal!arı için dostlarından bir kaç | davet öir az da geniç ve hevesisi Tlale Hanmerendinin arzusile otmuştu. — Galip :'ey| prlan geniş masraflar kibar bir dansetmiyordu.. İki seneden! kadmın ruhunu beri beraber yaşadıkları halde şeylerdir. ya işlerinin çokluğu, yahut ya- şının kırki geçkin. bulunuşı nu genç sadına dansta doğru olacak kadar tempo ö «Bu da ne?» Delirmiş bir hâli vardı: «Bu gocuğum, dedi, annesi öldü, ço- cuk kaldı. ..» tor haber verdi...» Nakleden ELHAMRA SİNEMASININ göstermekte olduğu AŞ GEĞELERİ CKa muit est & nons ) filmini termaşa etmek Üzre gelen sİm bir halk kalabalı İBu akşa: LUİZ EK SİNEM BROK SINDA 3 K filmi ŞÜN PARİŞE Mücilili - Frank Vedekind n : Spor ve Gençlik l " Tepsbuşı Ti- yatrösünda bu ukşam l?.ı! gülümsüyor- TŞLEEM nakleden: du. Bir şey söylemek istiyor, | Süheylâ; buduarda uzun müd | Mebrure bulamıyor, genç kızm parmak- | det nikâhlısmı beklemişti. Gel- | Turşit larmı sıkıyor, aradasırada: «Sü- |mediğini görünce salona gir- mm Hü rüike heylâ!» diyor, her seferinde | miş, soranlara: «Biraz odasına Sart 1430 da ea Ferah sinemada bu akşam .-.i | ŞEHZADEBASI Her akşam komik Cevdet Bey Odada derin bir &essizlik ol- du. Süheylâ .yaşlı gözlerle ko- casına baktı; «Ânnesi öldü mü dediniz?n - «Evet, biraz evvel, görme- miştim ,,, Bilmiyorum ... Dok- Bunun üzerine Süheylâ: eÖy n ”. leyse bu çocuğu biz büyütürüz» kuma uzanmıştı. Gözüne bir | 22man ölüye benzemişti ., «Bir dedi Selâmi İzzet ıf salonu doldürmaktadır. ' B ÖĞN aç Mezeya balesi Voller akro- bat numaralar, sanatkâr komen ya transformatör. | Filimde; Cazband kralıcası. Türk sincına ve tiyatrosunda beynelmilel şarkı ve dans yıldızı harikülâde. Tabiyatı ve Bedin Ve SAVFANO nün esrarengiz ASRİ A ERİL d 'DE aat tatatate MADAM Çarşambadan itibaren. S A 13 gabat 9, Piyanoda Madam ERİKA İi İN vartır 'Türkiyeda bilafasıla | Gonokok Aşısı Belsoğukluğu — ve | - Almanca istenografi ve dak tilografiye mükemmelen vakıf bir kâtibeye ihtiyaç vardır. Ga- lata Boz Kurt Han Orak mües- sesesine müracaat. Yarın akşam SİNEMANIN İcte edeceği zi endam edeceklerdir. Bu muhteşem eser KADINLARILA K LE marıf BÜYÜK ( cereyan etmektedir. Perde araların zengin varyete Pprogramı Komedi Fransez SESİL SOREL tahti idaresindeki — heyetl temsiliyenli Gala — müsamereleri 12 şubat FRANSIZ TİYATROSUNDA Daşlayacaktır. Tik temsil olarak 1 Alfons Dodenin şaheseri perşembe akşamı H. Sudermanın şaheseri la dö Milano tiyatrosunun meşher muganniye JATMAZELADASARİi tarafırdan yeğgine 'na bir kere uğramadan sigorta yap'ırmay B Te'vtan: Beyoğlu -2 00) oğuk algınlığı Sancı veren, i getiren Ve serl tesirl görünen Sloans liniman istimali ile zail olur ve sancılar sükün bulur, Eczartelerde arayınız taklitlerindon sakınınız. O XAX KA LAİ Yarın akşam M AJİK SİNEMASINDA Halkımızın en- ziyade sevdiği RAMON NOVARO ye nin en sön ibdaları olan MEMNU SAADET W baştan mihayeto İadür son defece merikaver çok kuvvetli Bir'drüm. — $ İlâveten: RAMAZAN münasebetile her Bgün Sast 16 30 matinesile ( Süyarede — ve cuma, pazar günleri saat 16,30 ve 18,30 matinelerile * tüyarede Londradıki Hypodrom ve Paristeki Olimpya artistlerinden * sinema - yıldızları RENE ADORE NATAŞA SOBİNOVA Vintergertenin — duosu BUDHEİMA Yenslar <A MONNA MARİS BATAKHANELERİNİN SO yetelerinden Şubat çarşamba akşamı P H O akşamı aat 21,30dü TİYATROSUNDA İu İ A İ İ .i : N K < kanı dem, kant devrana — Birinci Ticaret Mahkemesinden lı Barkası ardiyesinde mevcut müfli: mezkürda satılacağı ilân olunur. Hği cit ve Ürengiyi ağraız tedavi eder. Kazaköyde Börerçi firini sırasında 34. Şİyi davet etmişti. Bu dane arkadaş remne. kızgin güneşlerin hasretini ken iki büyük hurma, medar â- leminin iki hapsedildikleri bu ipek kaplı (ı_ıı dıvarlardan — şikâyet eder yürüyenleri güzel | bar ediyor. incisi boşalmış birer sedef &ibi kenara çekiliyorlar, Otelin hölünde badiyelerinve çe- garip mühaciri, Dört büyük salona, çiçekler; elektrikler ve billür kadehlerle süslü masalar yerleştirilmiş.Or tada bir meydan gibi vâsi dans yeri yeni cilâlanmış, üzerinde dikkatli olmağa ic- Salkım salkım avizelerden bütün salonlar dolmuştu. - Kı- bar âleminin maruf kadınları ve aileleri bü her yıl - “Kalem kurbanları,, menfaatine verilen büyük baloda — toplanmışlardı.; Cazbar.dın dokuz - kişilik i- kinci gruhu- — “Krepüskül' is- mindeki Tangoyu — çalıyordu. Mükeminel danseden - bir çok| çiftler kalktılar.. Bu arada iki salonua birleştiği noktada mi- | kellef sekız kişi bir masada oturan Hale Hanrmefendi de genç ressamlardan Şeref Beyle dansa başladı. , ten me leur ist Tütüc eat — çapkın bir a- damdı. >imüive kadar en zel, ea aharuf ku i:mlarla sene- lerce yaşamıştı. Vılda iki seya- hat yapan Tütün kıralı yaşama sını bilir adanıdı. O kadar bili- yordu ki şimdiye kadar bir çok dostları, ailesi — onu evlendir- mek istedikleri halde razı ede- memişlerdi. 'Tütün kıralı, leziz etli kek. likleri pençesine —almak için yükseklerde dolaşan bir şahin |&gibi öyle zengin bir bekâr ha- Bu çok süslü masada tütün tüccarr Gulip Beyin kartr var- dı. Tütün karalı ismi — vcrilen Galip Bey baloda pek yatı geçiriyordu ki yukarı sını- fın yetiştirdiği en güzel kızlar ve kadmlar bu göz kamaştırıcı | Her yıl bir Avrupa — seyahati, mükellef bir — apartıman, lüks bir otomobil, mütehassıs hiz. |metçiler ve daima (çek) le ya- gicikliyacak Ve Galip Bey artık - açılan ı O- | başına, yürüyen yaşına Tağmen | daha iki yıl evvel “Hale” yi de arzularma rametmişti.. Avru- pada ikinci derecede bir siyasi memurun kızı olan — bu güzel mahlük on sekiz yaşma kadar| Paris, en büyük şehirlerde zevki incelmiş, fikri açılmış, taşkm ruhlu bir kadın olmuştu Bir sefaret kâtibile evlenmişti, Fakat onun yüksek arzularını yapmak içinne — kocasmda ne babasında kudret — yoktu. En, yüksek hayat sahnelerini gö- ren ve imrenen genç — kadının Tuhunda teskini müşkül bir ih- tıras vardı.. Babasının ve ko- casınm siyast — mevkileri onu | Hale de İstanbulu her memleketin en yukarı sos. yeteleri içine — sokuyor, fakat yalnız tuzağa seve seve düşüyorlardı.| maddi mahrumiyetleri oralarda Viyana ve Roma gibi dü. görüp te yapamadığı — şeylere mütchassir baktoyrdu. Genç kadın yirmi — yaşmın en hararetli ve arzulu — zama- nında “Viyana” ya bir iki mil- yonluk bir tütün işi için gelen Galip Beyle tanıştı. Tütün kıralı Avusturya reji idaresine o sene hemen hemen kendi namına toplattığı Sam- sun ve Taşova mahsulünü ta- Tütün z şiten ve servetil gözlerile gören (Hale) bu ide- al erkeğin gösterdiği alâkaya derecesini iltifatla mukabele — ctmekten kendini alamadı. Ve mütekabil arzular kısa bir zamanda mey- velerini verdi. — Galip Bey İs- tanbula avdet için Viyanadan hareket ettikten üç gün sonra özlediğini söyliyerek Viyanayı terketti. Konvansiyonel Pesteden geçer ( Bitmedi ) Galata'da Maskof hanında Osmar zartesi günü sant 10,30'da — mahalli Doktor Â. kutiel Bektirik muktücleriye bekağukluğu, kiras darliğı, prosar, adenikildar, bel gevşeke ı

Bu sayıdan diğer sayfalar: