3 Mayıs 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

3 Mayıs 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ühme İa t oıı rede yapılan tetkikatta sanayiimizin son beş sene * İçinde çok mühim bir terakki gösterdiği anlaşılmıştır.— İstanbul cuma günleri nasıl eğleniyor? Sanayi kongresi iyi neticeler verdi Umumit - ihtiyaçlar Mi sanayiin inkişa-, fi için ne düşünülüyor İ N'lımeıtln B. kongre- lin faidelerini izahetti |. Geçenierde Ankarada topla -| n büyük sanayi kongresi muh | encümeni reisi ve Ti:;rct İrsaar kâtibi umumisi Niza- İtddin Ali Bey dün şehrimize İdet etmiş ve şu malümatı ver Biğtir, &. — Şimdiye kadar sanayi iye sanayiini temsil etmiş lzakerat esnasında bu in ehemmiyeti bariz su meydana çıkmıştır. Ayni t şubesinde çalışanların 'telif mıntakalarda bulunma dolayisile dileklerinin baş başka olduğu ve birini alâka Mzerında ikinci derecede bulun “ğu görülmüştür. Nakliye işleri Nakliye tarifeleri hakkında talepler bu meyandadır. Ma- h kongrede bütün sanayi lerinin umumr — ihtiyaçları |Hrtip edilmiştir. | Vergiler bahsi Bunlar bir taraftan vergilere n ttr taraftan himaye kanun- lt tarifeler bir ehemmiyeti :hlııııyı haiz olarak görülü - Üç sahada kongre tara hi | Şu :Gın vaki olan teklifat dahilit | Yapılacak olan tadilât ve ! Poliste İ |Zorla kız | | ' Sonra polise — kendi de Velada Kalenderane medre- ö oturan Mihriban H is- | çt bir kızı bundan dört gün İt (© Vedat isminde bir sabıka hi Pçırmak istemiş ve kendisi 'N’lkalımığn gelen zabıta bqh'"ı""“ silâh atarak kaç- | '%0 günden beri takip edil | olan bu adamın dün Be |ad'tta Bakırcrlarda bir yerde MZu haber alınmış, ve kendi Yakalamak üzere Beyazıt İ sivil polis memurların ht ef, bulunduğu yere ştir. —— ha lemura ateş etti!. . t Vedat bu seler de ta- q,_t asılmış, memura ateş | € başlamıştır. Bu vaziyet Tep “Mda kendini müdafaa et - hi ç Mecburiyetinde kalan Ru- ıığd” silâhımı çekmiş ve bir v'dıdş etmiştir. çıkan kurşun k-__n M ayağına isabetle yara 'ı,,hn'lm. Yaralı hastaneye ya kaypığtır. Tahkikata müddei ilikçe devam ediliyor. Başı boş otomobil anbul —meb'usu Süreyya üN oğlu Atıf Beye ait 506 ea Alar ötomobil dün Kurtu Yokuş üstünde dururken ' istedi a a A  | Nizamelcin Bey fevkalâde faideli olacaktır. Bu kongre ilk defa Türkiyede di ger iktısat grupları arasında sa nayiin ehemmiyetini gösterme- ğe yaramıştır. Sanayi en ziyade süratle de- ğişen bir istihsal şubesidir. Beş sene zarfında Memleketimizdeki son beş se nelik sanayi terakkiyatı da bu- nu teyit ediyor. Beş sene evvel en naçiz surette çalışan müesse seler bu gün bir hayli büyümüş ler ve istihsallerini bir kaç yüz misli arttırmışlardır. Kongre- nin bir faidesi de Türkiyenin sanayie ne dereceye kadar müsa it olduğunu göstermesidir. Muh telit encümen başlıca nakliye, teşviki sanayi, gümrükler, kre- di, prim ve tedrisatı sınaiye me selelerile meşğul olmuş ve ra - porları heyeti umumiyece tas - vip edilmiştir. Teşviki sanayi kanununun temin ettiği faidele rin küçlik sanayi erbabına tes- mili, mamul ihracat eşyası için prim verilmesi, gerek ham ve gerek mamul madde nakliyat tarifelerinde tenzilât yapılması kongre mukarreratı meyanında taallük ediyor. Ve niha-| dır. Okturuva işi Okturuva işine gelince artık böyle bir mesele kalmamıştır. Çünktü sanayi için çok zararlı o- lan bu resim kaldırılacaktır.” kaçırmak ateş ederek. yaralandı henüz ismi anlaşılmıyan bir ço cuk direksiyonla oynamış ve otomobil birde-bire hareket e- derek alabildiğine gitmeğe baş- lamıştır. Nihayet yokuşun alt baştnda bir duvara çarpan oto mobil parça parça olmuş duvar da yıktılacak bir hale gelmiş- tir, l gül Nara atılır. mı?. Seyri sefain levazım ambarı memurlarından Süreyya ve Gül cemal vapuru ikinci kâtibi Tev fik Efendiler evvelki gece taştan şoför Şakirin otomobili ne binerek Beyoğluna çıkmışlar dır. Otomobil İstiklâl caddesin den geçerken Tevfik Efendi bir nara atmış ve şoförün yanında oOturan muavin 12 yaşında Ce- mal bundan korkarak otomobil den atlamış, yaralanarak hasta neye naklolunmuştur. Teit Musademe. . Evvelki akşam üzeri Çırağan caddesinde bit — otomobil ve tramvay müsademesi olmuştur. Bebekten gelmekte olan 135 numaralı vatman Alinin idare | ndeki tramvay arabasıOrtaköy virajını dönerken birdenbire sür atale karşıdan gelen 1471 nu- | rı hakkında Nafia vekili Elektrik Yeni mukavelenin esasları Şirket umum müdürü dün Ankaradan geldi. Geçenlerde Ankaraya giden elektrik şirketi umumi müdü- rü. M. Hanses dün şehrimize gelmiştir. M. Hanses bir muharririmi- € kısaca demiştir ki: *“— Yeni mukavelenin esasla beyle görüştük. Henüz müzakerat bit mediği için mukavelenin kat'i | şekli hazırlanmamıştır. ıslahat Türk Millt sanayi için | Bittabi iş neticelenmeden şirketin imtiyaz sahasımın ne kadar tevsi edileceği malüm ola H. Rifat Bey Bir davasını takip etmek üzere geçen gün Edirneye gi - den avukat Haydar Rifat Bey dnü avdet etmiştir. muhakeme günü olan 15 mayıs tan bir gün evvel Ankaraya gi decektir. — Rokfellerin mümessili Geçenlerde Ankaraya giden | “Rokfeller,, müessesesi mümes sili M. Kollens dün şehrimize avdet etmiş ve öğleden sonra Semplon eksepresile Avrupaya hareket etmiştir. M. Kollens, Ankarada hıfzıs sıhha müessesi binasını tetkik tiğini ve çok iyi bulduğunu söylemiştir. Ka Yaya seyyah Bir buçuk senedir Avrupa, Afrika ve Asyada yaya seyaha ta çıkmış olan Alman seyyah Her Kunzendraf Afganistan- dan Kafkasya tarikile şehrimi- ze gelmiştir. Petrol mazbataları Petrol inhisar idaresi tarafın dan geçen bir sene zarfında S17 bin liralık ucuz petrol maz batası vermiştir. 350 bin liralık mazbata mahalli sarfı meşkük görüldüğünden inhisar idaresin ce reddedilmiştir. Son günlerde mazbata tasti- ki için fazla tehacüm vardır. Yar0La.m1eLALALEKE BAA maralı otomobil ile karşılaşmış. Mesafenin azlığı müsademenin önüne geçmeğe imkân bırakma mış ve iki araba büyük bir şid detle çarpışmıştır. Müsademenin — şiddetinden | tücar Sadi Bey ile valdesi Behi ce Hanım ağır ve şoför Marko hafif surette yaralanmıştır. van İki arkadaş arasında Evvelki akşam Fatihte feci bir cinayet olmuştur. Evvelki akşam üzeri ortalık karardığı bir sırada — Fatihte tramvay tevakkuf — mahallinde marul satan Yaşarın önüne ge nz_l?ıti!ı!: oturan Cemal gel- miş. Bir müddet doğru dürüst ko nuşan bu iki arkadaş sonra her nedense birdenbire —akvgaya tutuşmuşlar ve Cemal birdenbi re bıçağını çekerek Yaşarın karnına saplamış. Bununla da iktifa etmiyen Cemal Yaşarı da ha mütcaddit yerlerinden yara lamıştır. kiğllir Kokain satarken * Kasım isminde bir - sabıkalı küçük paketler içinde kokain sa tarken yakalanmıştır. ee İtfaiye gelinciye kadar Evelki gece Göztepede istası yon caddesinde İsmail Hakkı Beyin boş bulunan köşkünün altından yangın Çıkmış ve itfai ye gelinceye kadar köşk yanmış tır. Bu hususta tahkikat yapıl- maktadır. Kendisi | * Hastane.. Şehremaneti bir proje hazırlıyor Çerrahpaşa civarı hastaneler mahallesi olacak Şehrimizdeki hastanelerin ih tiyaca kifayet etmediğini gören Şehremaneti bu hususta bir proje hazırlamağa başlamıştır. Bu projeye nazaran Cerrahpaşa havalisi bir hastaneler mahalle- si haline konacak Darülaczede bulunan çocuk müessesesi de Hasekinisa hastanesine rapte - dilecektir. | Ekonomi Fındık mahsulü ' Bu sene ümitler kuvvetlidir Gelen haberlere nazaran bu sene fındık mahulümüz çok i - yidir. Bu seneki vaziyet hakkında mütehassıs bir zat şu mütalea- da bulunmaktadır: “— Bir iki haftadanberi fın dık mintakalarında bulut ve sis vardır. Sisin tahribat yaptığına dair haber yoktur. Eğer mayıs ayında da sis ol mazsa çok mükemmel fındık mahsulü elde edilecektir. Bu se İne mahsul geçen seneye naza- | ran daha çok yetişecek ve cine |itibarile daha iyi olacaktır. —— Buğdayların - tasnifi Ticaret borsasında ' buğday tiplerini tayin için bir komisyon teşekkül — etmiştir. Komisyon buğday nümunelerini " numara sırasile tasnif edecektir. Belediye kanunu Yeni belediye kanununun ey- Jâl de tatbike başlanacağından eylülün birinden itibaren de be, lediye intibahı yapılacaktır. | Yeni kanuna göre Hmanet muavinliğinden birinin ilga edi- leceği söylenmekte ise de he- nüz bu hususta tekarrür - etmiş, bir şey yoktur. Çünkü kanun be | lediye muavini — bulunacağını tasrih etmektedir. Belediye reisleri belediye mec lisi tarafından ya aza arasından veya hariçten reyi hafi ile ve dört sene müddetle intihap edi lecektir. İntihap nisbeti de şu- dür: Nüfusu 3000 e kadar olan| yerlerde belediye azası miktarı 12 dir, 5,000 e kadar olan yerler | de 3,000 den yukarı her 500 kişi için bir, 10,000 e kadar olan yer, |lerde 5,000 den yukarı her 1000 | kişi için bir, 20,000 e kadar olan yerlerde, 10,000 den yukarı her 3000 kişi için bir, 50,000e kadar olan yerlerde 25,000 den yukarı her 5,000 kişi için bir; 100,000 e kadar olan yerlerde 50,000 den yukarı her 10,000- kişi için bir. ve 100,000 den yukarı olan yer- lerde de her 25,000 kişi için bir. aza intihap olunacaktır. aa Posta pulu yok mu?. Son günlerde posta işlerin- de yeniden pul fıkdanı baş gös termiştir. Bu yüzden bazı gaze teler postaya yetişmemektedir. TALAME MEEEL A DA ASA YÖYUNTaRSe, ALENİ TEŞEKKÜR Sabık Tahlisiye muhasebe müdürü OSMAN TEVFİK Beyin üfulü elimi Üzerine gerek cenazede hazır bulun- mak gerek ziyaretle ve tahriren beya ni taziyot suretile büyük kederimize iştirak lâtfunda hulunan zevatı kira- ma ayrı ayrı teşoleküre teessüratımız mâni olduğu cihetle minnet ve şük- ranımızın iblâğına muhterem gazete nİzin tevassutunu rica eyleriz efen- dim. Merbumun ailesi namana: Biraderi Ismail Hakkı, Mahdum- Iarı: Mukdim Osman, Nazım Osman| Damadı: *"->tafa Arif Filuryada neşeli bir kır âlemi.. | K »e İ & Her ağacın altında bir meclisi cem kurul- Le muştu.. Burası sanki bir panayır yeri idi. * Zurnalar çalıyor, herkes ceketi, boyun bağını fora etmiş, göğüs bağır açık gülüyor, arada bir çakıyor ve.... Baharın ılırk - günlerindeyi: Hava ne sıcak, ne de serin. Gü- neşi yadırgamıyoruz amma göl| ge yerlerden de hoşlanmıyor| değiliz: İşte en tatlı mevsim, .. Dikkat ediyor musunuz? Sa- bahları uykuya hiç doyum ol- muyor. Galiba buna ilkbahar üzgünlüğü diyorlar. Vücutlerde tatlı bir kesiklik, derin bir raha- vet, hafif bir baş dönmesi, bay- gınlığa da tembelliğe de ben- ziyen anlatılmaz bir hal. .. Tıp- kı aşk gibi, askın sarhoşluğu Bibi.. Sonra bir kaç gün var ki şeh- rin manzarası da değişti. Sokak larda pek yakın mesafeye gel- medikçe biribirimizi seçemiyo-| ruz. Rüzgârın küçük bir tema- sile havalanan kalın bir toz bulu tu içindeyiz. Âdeta eski halılara döndük, vurdukça tozuyoruz. Ayak satıcılarının sesleri bile başka tonda çıkıyor. Acıklı, ha- zin bir pırasa, satmala rı vardı. Şimdi âdeta göğüsleri ni gere gere bağırıyorlar: — Teze pahla.. Enginer en- ginarl... Ya o marul denen nesnenin bolluğu nedir? Her taraf, marul tarlasına döndü. Fakat marulun adı yok! — Yedikule, Yedikule! Nerdeyse o mübarek yaz seb zeleri de birer birer küfelerin sırtında hâkimiyetlerini ilân e- decekler? — Kemer var kemer,.. Dün sebzecide birisi — Cennet taamı, .. Diye gös- terdi ve ilâve etti — Ye de tadıma bak.. — Kabak değil mi? Kırk yıl yemesem hatırıma gelmez. . Ök kasına $0 kuruş verip alanlara bilmem ne demeli!. . Kabağın bu kadar müptezel olmasına mukabil, enginardaki © kibarlık nedir? Hele o patlı- canın her tencereye başını sok- ması.. Öyle günler olur ki insa- nın evde “patlıcansız tarafın- dan bir su ver!,, diyeceği gelir. Fakat mübarek şeyden gene de bıkılmaz. Ya o kızarmış biberin yeşil gözlerini insana dikip: — Ye beni! diye sızlanışına tahamımül edilir mi? Trenin arka vagonlarının bi- rinde yapayalnızdım. Hiç hoş- lanmadığım bir şey varsa o da bir trende tek başıma seyahat etmektir. Bu seyahat, hele Flor ya yolu gibi uzakça bir yolda o lursa can sıkıntısından esner| dururum, Birinci çan, sonra ikin| ci çan çalındı. Üçüncüsü çalına cağı sırada şişman bir herif, yu. varlana yuvarlana trene atladı. Sonra da koca vagonda başka| yer yokmuş gibi geçti karşıma oturdu. Rastgele bakıştık. Da- ha doğrusu bakışmadık, gözleri miz biribirine takıştı. Mahut 270 kiloluk matmazele koca olabilmek için bütün ev- safı haizdi. Ve bütün dünyada- ki şişmanlar gibi bu da neş'eli bir adamdı. Benimle konuşma- ğa can atıyordu. Tren kalkınca bu fırsat kendiliğinden çıktı: — Siz de galiba Floryaya.. — Evet, dedim, oradan ladık. Ticaret odakı tioaret bağ- | Nesihi B. in (ımmLm Sordu: — Bir vazife filân mı var? — Onun gibi bir şey... Nihayet, vazifenin ne olduğu nu anlattım. Şişman zat, derhal alâkadar oldu: — Aman ne iyi tesadüf... de di, yazılarınızı her hafta takip ederim.. Acaba bu Cuma gene neler bulup yazacak? Gene kim leri konuşturacak? diye merak içinde beklerim!. . Kariler, muharririn gıyabi â- şinalarındandır. Her zaman va- Sıta ile konuşulmaz ya!..,, Doğrusunu isterseniz bu söz- ler hoşuma gitti Sade sözleri değil, okuyucu- mun kendisi de pek hoşa gider adamdı. Suya sabuna dokunma dan dereden tepeden, kırdan bayırdan konuşuyorduk. Bir aralık bana sordu: — Avcılığa merakmız var mı dır? Dedim ki; — sık sık ilham avcılığı yapa rım, fakat başka avdan pek an| lamam,, Gençliğimizde arasıra keklik avladığımız da olurdu. , Muhterem muhatabım göbe- ğgini hoplatarak güldü: — Avcılık ta tavcıl dedi, kafese koymak meli.. Dedim ki:; — Şimdiki kuşlar kafeslik soy- dan değil.. Daldan dala konu-| yorlar. . — Evet, dedi, onlara yemle me usulünü tatbik etmeli... Bir az sonra söz, bu sene - açılacak deniz hamamlarına intikal etti. Sordum: — Denize girer misiniz? — Girmesine girerim, ama, dedi, yüzemiyorum. Üstelik benzer, i bil yüzülüyorum da.. Geçen yaz, Filurya kumsalla rında başından geçen bir vak'a yı anlattı. Orada sarışın bir rus kadını ile tanışmış. Önbeş gün bir da geceli gündüzlü ye- miş içmişler. Fakat bu eğlenti, kendisine bir kaç yüz liraya pat layınca... Dedim ki: Pek mütenebbih olmuş imüyorsunuz amma?.. — Ne gibi? — Baksanız a gene oraya gi diyorsunuz.. — Yok, dedi daha - tehlikeli gnüler gelmedi.. Plâja gidip 'te kum danelerile çarliston oy- mıyacak değilim ya.. Ticaret odaları kongresi pazartesi toplanıyor — — İstanbul Ticaret müdiriyeti mınta- kası dahilindeki Ticaret odaları kon- Kongreyi mıntaka ticaret müdürü Mubhsin Bey açacaktır. Ticaret ve sanayi odalari kongresi Türnamesinde bühassa şu mevadt var 1 — İstihsalâtımızın istihlâk piya- Balarına ihraç şeraitini tetkik eden d ka- dat) unvanlı raporu, — Ay, sir çarlistot da mı oy d narsınız? a Katıla katıla güldü: Çü — Siz benim gi bak- raçi mayın, sırasında 1âı top gibil <t& $ yimdir. M Böyle tatlı tatlı konuşarali ( Filuryaya geldik. Tren, büyük ü bir kalabalığın.ortasında dur tir. du. Ayi rında dolaşan su 7 İf cuların simitçilerin gazoz, li « | monata satanların vaveylâsı, " çayırların üzerine rasgele uza- " nıp çakıştıranların ınııu.ını."', " ile burası hakikf bir panayır | — Çi halini almıştı. M Ki Vücuhatli dostumla ilerde a-! gaçların altında öbek öbek top lanıp kır âlemi yapanların ara- | sına karıştık : İ — Ne dersin? Gelsin mi bira , lar k — Gelsin... Yutkundu: I — Bira ile beraber iki tane lll de mezelik gelse ne iyi olurdu? Anlıyorsunuz ya, Hazretin ! niyeti , Dedim kd: esnada Filurya kendi âleminde * eğleniyordu. | Her ağaçın altında bir mecli 'ı; si cem kurulmuş, zurnalar, dar m; buklar çalınıyor, herkes şapka lj — yı ceketi boyun bağını fora et *©) $ miş, göğüs bağır açık, temiz V| Marmara havasile ciğerlerini y doldurarak felekten — çalınmış (ai bir günün zevkini içine sindir- meğe çalışıyordu. , Trenin düdüğü, beni bu dalk dığım neş'e âleminden ıyn'dı.; Yarım günlük dostuma veda et mek zamanı gelmişti; İ — Hoşça kalım:?.. —. —| — Ay gidiyor musunuz? , İ — Biliyorsunuz ya, erken | ’ yetişmem lâzmn... ğ Uzaklaşırken: b — Demek, dedi, beni akıbe time terkediyorsun.... Vi Bu akıbetin bir otel odasında | | soymak ve soyulmaktan ibaret olduğunu sanki anlamamış mı (* | Kİ dim?. ş M. S. y ğ (S 1 VK U ? — Odalar nizamnamesi ve tatı ÜN t 4 — Ziral kredi kooperatiflerinin memleketimizde tatbiki, netice ve fa ideleri. $ — Trakya peynir istihsalâtımız ',i ve inkişafı çareleri hakkında Sami (l Cemal B. tazafından hazırlanan rae l | por. a Bu maddelerden başka Odalü kon lij geesinde daha bazı tali mesail de gös | Tüşülecektir. n l STELmnie üŞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: