17 Haziran 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

17 Haziran 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet Asrın umdesi “Milliyet” tir 17 HAZİRAN 1930 İDAREHANE — Ankara caddesi (Nos 100 Telgraf adresi: Milliyet, le- (tanbul. Telefon numaralı: İstanbul 3911, 3912, 3918 ABONE ÜCRETLERİ 'Türkiye için Hariç için Paul Morand'nın Amerikası Chatoaubriand'dan sonra, Bourget'| muammaları yirmi kilometroluk as- Gen sonra, edebi sahada bir Amerika| ma köprüler kuran bir mühendis zih- kdşifi daha çıktı: Paul Morand. Bu| miyetile halletmeğe uğraşan mahluk- günlerde neşrettiği iki enerle (1) bise| tur. İşte M. Paul Morand bize iki e- korkunç bir Amerika gösteciyor. Pil| serde bu insanlarla meskün bir mem- hakika tekniğin, fennin, maddi tarak-İ leket tasvir ediyor. Eeerlerden birin| kilerin, teşkilât dahasının, çalışma u-| cisi New-York'un tarihine ve hali ha- İxadın İbtogru fları —Fikir, Mizah, Edebiyat, —Fransızcadan— sullerinin baş döndürücü bir derece- ye vardığı bu memleket, ruha en ufak, zırına aittir. New-York hakkında ne öğtenmek isterseniz bu güzel ve can Dostum elli yaşlarında zengin Sonra artık evlenmedim. Se- San'at Keklaplı akakası Türk-Yunan meselesi 5$7 inci haftanın 3 üncüli Şehremaneti ilânatı hden” Emanet matbar kâğır — kırpıntıları Taliplerin 21 hızlran 930 cumartesi günd saat 00 beşe kadar levazim — müdürlüğüne gelmeleri. a * . * A. Sabri Bey kazanmıştır. Ya- W,m çudur: Şehremanetinden: Bayazıt dalresi iç şüphesiz bu haftanın en| iç | mevcut hurda varyos, nalbanı çekldi mühim haberi senelerdenberi nalbant biçağı, Örs Ikftaraflı anahtef Bibi yirmi dokuz kelem demir aletit İği maballer müzayede süretile — satılar cağından talip olanların 19 Hazirati 930 perşönbe — günü saat on beştt mahalli mezkürda memuru —mahsa- İp, sünt müracaatları * * * Kadıköyünde Caferağa —mahalle |4 sinde cer arya sokağına — ingi bir adamdı. Kendisi bekârdı. Öl|neleri gu gördüğün resimlerin Sürüncemede kalan Türk — Yu düğü zaman yakın mirasçısı ol-| sahiplerile geçk. Genç, güzel Nan ihtilâfının halkdir. madığını bildiği için para top-| bir kızla münasebet tesis ettim.| Sulha azmetmiş bulunan Cüm |lamağa, daha çok zengin olma-| Bilmiyorum, acaba bu kızı huriyetimizin büyük fedakârlık ga lüzum görmüyor, parasını ra| seviyor muydum.. Maamafih öy| larını mucip olan, bir çok ince hat rahat sarfediyordu. Kendisi | le hissediyordum ki onunla ken| ve nazik safhalar arzeden bu ni zayet etiğim zaman beni, her| dimin arasında büyük bir fark| meselenin hallinde Tevfik Rüş- vakit oturduğumuz saloridan| buluyordum; yaş farkı... Ben oltü B. ef nin oynadıkları rol bil- başka bir yere aldı. Burası ufak| kadar yaşlımıydım?.. O da çok| hassa çok mühimdir. bir yer olsun ayırmadığı için bütün| l kitapta bulabilirsiniz. İkincisi, mev- intizamına rağmen muazzam bir he-| zuu Amerikada cereyan eden bir ro- yulâ mahiyetini arzediyor. Bu mahi-| mandır. 1909 senesinde dört mektep yet yalnız bizi değil, bir çok Ameri- arkadaşı tahsillerini bitirip ayrılacak kalıları bile memleketlerinde otura-| ları zaman her on senede bir toplan- mıyacak kadar rahatsız. ediyor, ve| mak ve görüşmek kararıla bir “Şam- ferdin ancak umumi mekanızmanın | pyonlar”cemiyeti teşkil ederler.Fakat işlemesine yardım ettiği — derecede |bu gençler, müellife göre cihanşümul bir kaymeti haiz olduğu bu — âlemde| bir millete mensup, cihanı istiller teh garip bir sevki tahihle servete, refaha | likesine maruz bırakan bir medeniyet 400 kuruş 800 kuruş 760 ,, 1400 , 1400 2700 ». aylığı Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nushalar 10 kuruş 'tur. Gazete ve matbaaya ait işler için iyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'aliyetini kabul - etmez. l ; karşt isyan eden lar çıkıyor. || Ruhi İhtiyaçların — Amerikalıları da yola getirmesi insaniyetin manevi a- tisi için teselli verici bir hâdisedir. Amerikalıların bugünkü hali bir ar Pigmalyon'un sergüzeştini —andırır. | Vücuda getirdikleri cmsalsız eserde esanlı bir nakısa olduğunu birdenbire keşlettiler: rub. Fakat — Pigmalyon | gibi Amerikalıların da 6 esere ' çan vermek kendi ellerinde değil. İşte bu- nun için çırpınıyorlar. Acaba bu büh- ran muratlarına nail oldukları — gün BUGÜNKÜ HAVA Dün hararet en çok S2 en az 16 Gerece İdl Bügün — rüzgür vi hava kapalı olacaktır. tizac edemediğini şimdiye kadar te- akup eden medeniyetler gweriyor4 Atinin saadet sırrı bu imtizacı temin dedir. Yalnız yeni dünyadaki madde kahramanlarının medeniyeti -— de bu muammayı halledemeden, daha doğ-| rusu halledemediği için, bugü ger medeniyetler gibi uful edip gi- decektir. M. Paul Morand'nın — keşfettiği | Amerikada her şey Avrupaya nispet- le on misli büyüktür. — (Amerikaya mahsus bu “büyüklük” —mefhumu - Maruf şarkıyı söylüyorum ayın., Gazeteciler eğer çar j(&t söyleseler bunu tercih etmez- Dün Taksim meydanını gez- Güzel bir şey olmuş, daha bitmemiş. Yalnız bir çirkin uma çok çirkin şey gözüme iliş i. Tam bahçenin ortasında ka- ik ağaçlarma —meydan — okur yda, insan kalınlığında de -| |zail olacak mi? Madde ile ruhun im- *« mahsulü oldukları için derhal “Cihan Şampyonları” mertebesine - çıkarlar. Bunlar, dört ategin gençtir: harpten bir kaç sene evvel yani Amerikanın mühip inkişafı arifesinde hayata atıl- mışlar ve kimi harp sayesinde “bi- rinci derecede” adamlar — olmuşlar, kimi harbin sebebiyet verdiği mane- vi bühranlara kapılarak hayatlarına büsbütün başka bir istikamet — ver- miştir. M. Paul Morand, bu son cse- rinde Ögden Webb, Van Norden, Nadine Brodaky gibi mükemmel bir yerdi: Duvarlarda bir çok|mu küçüktü?.. Hayir... Fakat a- kadın fotoğrafları bulunuyordu.|ramızda, büyük bir fark, taril Bunlar döstumun eski tanıdıkla |/ edemiyeceğim bir fark buluyor rı, sevdikleri idi. Bu kadınların dum, Yalnız korkuyordum ki bazısı senelerce evvel dostum-|bu kız bana hiyanet edecek, son dan ayrılmış, bir çoğunu da dos Ta daha eltm olarak ta hiyane- tum terketmişti. Fakat onların | tine rağmen onu'scvmektç israr resimlerini kıymetli birer hatı- edeceğim!, Nıhayet biribiri- ra olarak saklıyordu. Bu resim-| mizden ayrıldık. Bilmem nasıl leri herkese göstermiyordu. — / oldu?.. Korktuğum şeylerin hiç Benim dostluğuma :ııo:ıımi.ıbıu.olmadı“ Yahut onun hiya- yet verdiği için bana bunları|netinden haberdar olmadım. Şu gösteriyordu. Bu kadın resimle| resmini gördüğün ve senin na- ri arasında birisi pek nazarı dik| Zarı dikkatini celbeden kadına katimi çelbetti. Solgun benizli| gelelim: Bu, bütün sevdiğim bir kadın. Dostum bunun farkı-| kadınlardan en kıymet! ha- na vardı: |tırasını hiç unutamadığım biri- — O, dedi, kaç sene evvel öl- dir. Kocası vardı. Biribiri! dü... İçok sevdik. Bir zaman geldi ki Sonra beni bırakarak gitti. bu solgun benizli kadın ile ara- Az sonra geldiği zaman elinde mızda artık yalnız dostluk his- daha bir kaç tane kadın fotogra | Si kaldı. b z fi vardı: Aşkımızın ilk harareti geç - r muvaffakiyet göstermiş Ame- rikanın “reprösentatlf” birer — ferdini teşkil eden bu hayat ve mana ile dolu üç sahıs, esere inkârı gayri kabil bir kıymet veriyorlar. M. Paul Morand sanki Amerika. n deruni mekanizmasını sezmek ve göstermek için yaratılmıştır. Bundan bir kaç sene evvel Canlır Buda' da As-| yanın ruhunu tahlile teşebbüs etmiş ve muvaffak olmak şöyle dursun, za-| manımızın en merakaver bir muam masını bir öperet şekline sokmuştu | Bu ihtilâf Balkan sulhu için İçok mühim bir hâdise olduğu ibi Türklerin Cümhuriyetin tçessüsünden itibaren takip et mekte bulunduğu sulhperver ve samimi hissiyatıı bilfil |meydana koyması itibarile şaya İnr dikkattir. Yeni neşriyat Resimli Ay çıktı Resimli Ayın haziran nüsha sı zengin mündericatile çıkmış- tır. İçtimal, edebi, ve fikri cere- yanlara tercüman olan Resimli poliste da- 'r. roman ne dir, dünyanın en büyük adamı nasıl yaşar, yazrları ile hikâye- ler, şiirler lezzetle okunacak ya- zılardır. oluntcak mecranın çimento künkledi | gi mahallinde mevcut olduğundan ame- | liyatı — salresl 17-6-030 - tarihinden | itibaren yirmi gün müddecle ve kar pali zarf üsülüle mevkli - münakasayâ vez edilmiş olup talip - olanların 7-7-030 tarihins müsadif — pazartesi Çünü aat on dörtte münakasa — tali- matnamesinla on altıncı — maddesine |? tevfikan dalre encümenine ve İzahtt h almak üzere baş mühendisliğe mü- |i racaatları İlân - Olur Yün ve pamuk ipliği ve ak- mişe ve salre İmaline mahsus Türk Anonim şirketinden: $ Mayis 1030 tarihinde ede olarak usulü daliresinde w olan hissedaran — heyeti P uMUMİYesinde şirketin kırk beş bi İi; beş yüz ingiliz veyahut eli bin elll Türk İrasından ibaret olan sermaye” sinin yirmi yedi bin Üçyüz — İngillt bi Hrası ve yahut oruz bin otüz. - Türk alanına tenkisine karar — verilmiş ol ür bir telgige direği var.. Dire- demir oluşu büsbütün ye'si ü artırdı. Ağaç olsaydı belki ikr bir fırtınada yıkılır da mey- | min tarhını harap eden bu çir n kazık ortadan kalkardı. Za- n dünya şehirlerinde - telgraf intellerinin şehre bir — tuzak sahanzarası verdiği, bir çok ka-| lara, elektrik kontaklarma se p olduğu anlaşıldığından bu lleri zemin altma almaktadır r. Hata bir çok şehirlerde bu şeller lâğımlardan geçer. Bizde bu akacak lâğım olmadığına gö- ki bir az gülünç ve çocukca bir ma- hiyet almıştır - gazetelerden nihayet | edebiyata intikal etti): bu misbet yal- | TUz maddeye inhisar etmeyip mane- vi hususata, hassasiyete, hatta ruha | ilmiş bulumuyor. Bu su- retle Âmerikalı yalnız büyük bina-| lar, büyük tokomotivler, her biri bir vilâyet kadar vı İ — bahçeler vücuda getiren adam değil, ayni za manda büyük gören, belki faaliyet| sahasın: ayin edemediği için lü- zumundan fazla genişlemiş ve inhi- raf ctmiş bir hassasiyetin esiri olan, ruhi, daha doğrusu psikolojik bazı (1) New-York (naşiri Flammari. j gre telgraf telerinin mecralardan illgeçmesine imkân yoktur. Hem €e belki şayani hürmet muhaberele Hrin böyle mülevves yerlerdeki hi'tellerden geçmesini muvafık gör sinezler.. İki —Amma hiç olmazsa lerle li a sarfedilip güzelleştirilen Tak Gslm meydanınm şerefini ve ayni landa bizim “estetik,, kabili tetimizi korumak için bu demir . Kâzığt oradan çıkarıp,meydanın marına nakletseler. Vakıa böy | e telgrafların kat'edeceği me fe 40-50 metre kadar uzarsa | bu zaten süratini su günlerde | yli kaybetiş olan tel muhabe- | lerinin beş dakikadan fazla iktirmez (1) Eazımı umur! Defterdarlık bugünlerde mü - amma harikulâade mühim işle meşguldür. Bu iş şuduı İstanbul sinemalarına beleş gi lerden istihlâk resmi almak. : Bu gibilerden yani sinemaya gi çerken para vermiyenlerden is- tihlâk resmi almacağına dair ka — “Milliyet,, inedeb "Vopalm Hasan da: — Düğününde zerdeyi ben ya ğım. Gelirken İstanbuldan, Mısırçarşısından zerdeçal ge - diye tembih etmişti. Topa- Hasan vaktile konaklarda ılık etmiş, güzel yemek ya- jpar bir ihtiyardı. 'Tosun daha bir ay evvelden erdeçalı almış, çantasına koy- nuştu. Hem de çantada neler yoktu. — Tosun! Cevdet Beyin sesi eski neşesi l bulmuştu. İçeri giren Tosuna bir kâğıt üzattı: | — Bunu Nuri Beye götür, Bi zim avukata versin. Bu Zigana bendine ait muka amenin sureti idi. Mühen si tatmin etmek için mukave on, Paris) ;Champions du Mande (na gici Grasset, Paris). —AY mar nn ramr nunda bir kaydü işaret olmadığı nı söylemek faidesiz olmaz sant rım. Amma her zaman dediğim | gibi memurlar kendilerini kanu nu vaz'edenlerden daha anlayış | İt sanırlar ve ondan ahkâm çı - karırlar, Derken buna biraz iti- raz ettiniz mi karşınıza bir“men a azine var,, cümlesini kale gibi dikerler, ve ondan ileriye gitmek kimsenin haddi değildir. Dünkü gazetelerde okudum, gü ya Defterdarlık, loca sahibi me- murların o localara ailelerini ge tiremiyeceğine karar vermiş. İnanmam ve siz d İnanmaymız, Defterdarlık böyle üstüne vazi- fe olmıyan şeyleri yapmaz ve yapmıya da vakti yoktur. Eğer vakti olsa bir veraset vergisi do yısile olan borcumu anlamak n 15 mayıs ta yani bir ay- dan daha evvel verdiğim arzuha lin cevabını verdirirdi. Başını kaşıyacak halivar mı ki loca lara baksın!!. FELEK | romanı: 123 Bürhan leye konan lâstikli maddeleri işaret etmişti. Fakat buna hacet kalmamıştı. Mühendis Alâeddin patronun yanından çıktığı vakit yüzü ga yet yorgun ve bedbin görünü- yordu. Ferda Hanım kocasının teessürünü derhal anlamıştı. Fa kat arkadan gelen Cevdet Bey| onların konuşmasına fırsat ver- medi, Patron bermutat sigara dudaklarının kenarında köşede gözüne ilişen Vitali Efendiye gitti: — Ne haber bazergân! — Sağlığınız pasam. İşittim yemide yirmi sandık malınız Warmıs. Çıkarmak için geldim. Cevdet Beyin bundan haberi yoktu. Ferda Hanım işi anlattı: — Sabun geldi, Fakat bunu Modernizmin, hususile Geceleri açık-| — Bunlar, dedi, buradakiler- tır da ve —Dünya Şampyonlarında muzaffer olan mödernizmin - bir az cali ve geçici bir ruhi halet ve insa- niyeti alâkadar eden büyük mesaile pek yabancı kalan bir fikrt hareket olduğunu bu suretle bir kere — daha görmüş oluyoruz. İşte onun — i; i Paul Morand ancak bir devre has olan bir ruhi haletin tarihini mahira- İne yazmış olmak itibarile nisbi, mah- dut bir kıymeti haizdir. O, insaniye- tin en mwazzam bir tarihf devresinde yalnız anekdotik tarafını görebilmiş- tir, Belki bu sebepten dolayıdır ki, Asyanın manzarasını kavramaktan aciz olan Paul Morand, Amerikanın henüz fikri muammaların yorma: dimağına kolaylıkla nüfuz cdebili tir. REŞAT NURİ den başka. .. Dostum sıhhati yerinde, neş Veli bir adamdı. Kendisile buluş- tuğumuz zaman hiç acı hatıra- lardan bahsetmez, daima neşeli görünürdü. Fakat bugün bu re- gsimlerin karşısında onun pek başka bir adam olduğunu görü yordum. Bana birdenbire: — Dostum, dedi, içimde birik miş olan şeyleri boşaltmak ihti yacındayımı.. Senden başkasını bulamadım. Belki bilirsin... Ben vaktile evlenmiştim. Karım çok güzel değildi. Fakat namuslu |bir kadındı. İtimadımı sarsma İdan genç yaşta öldü. İttihadı Millt Türk sigorta şirketi Harik ve hayat üzeri icra eyleriz. Sigortal şeraiti ne sigorta muamelesi arı halk için müsait havidir Merkezi İdaresi: Galatada Ünyon Hanındadı Acntesi bulunmayan şehirl. erde acente avarmaktılır Telefon: Beyoğlu - 2003 «i P. V.T. Levamı lüğünden: g lanılmak üzere edilecektir. m ve M. Müdür- Adalar deniziyle Marmaradakt kablolar ameliyatında kül- azarlıkla bir vaporla bir de Arap mavnası isticı 2— 21 haziran 930 tarihine müsadif cumartesi günü pazarlığı icra edilecek olan mezkür vapor ve mavnayı icara talip Olanların bu baptaki şartnameyi görmek üzere şimdiden, pazarlığa iştirak için de mezkür tarihte ve saat komisyonuna muracaatları. her zaman biz çıkartmıyoruz. | Bunları Füruzan Ali ticaretha- nesi sipariş etmişti. Konşimen- tosunu veririz, kendileri çıkar- sınlar. Cevdet Bey bu işlene ehtemmi yet bile venmiyordu. Bir kaç yüz lira kâr getiren bu ufak iş- lerle yazıhane müstahdemini meşgul oluyorlardı. Meseleyi anlayınca alt tarafı- nı dinlemedi bile., Tosuna seslendi: — Çavuş, şapkamı, bastonu- mu... Şoför Cemal yerinde mi? Tosun telâş içindeydi. Hemen patronun şapkasını, bastonunu getirdi. — Cemal otomobilde efen- dim! c Cevdet Bey mühim işler gör- müş insanlara mahsus bir yor- gunlukla yazıhanedekileri şöy- le toptan bir selâmladı: — Şimdilik Allaha 1smarla- dık! Ferda Hanıma dönerek ilâve etti: — Arayan olursa ..... Evde- 14te Yeni postanede mübayaat Ve memnun, müsterih çıktı. Merdivenlerden onu geçiren Tosuna iltifat etti: — Ey, çavuş, Ziganayı özle- din mi? — Özledim, efendim. — Muhakkak gitmek istiyor musun ? — Müsaade ederseniz efen- dim, — Gitmesen olmaz mı, sana alıştık burada! 'Tosun başını eğdi. Sustu. — Peki, dedi patron... Alâ- eddin Bey yarın akşam gide- cek, istersen sen de beraber üne efendim, Allah ömürler versin. Cevdet Bey otomobile kurul- du. Sekiz silindirli Galata cad- delerinde rüzgârlar yaratarak Yazıhanede kalan mühendis leği namına yaptığı fedakârlık ona çok ağır gelmişti. Ferda, kocasınm yüzündeki yim, asabiyeti görüyordu. Patronla tikten sonra da bu kadını sevi | yordum. Nihayet bu kadın has-| — talandı. Ölürken baş ucunday- İdım. Kocası ağlıyordu. Kadın bana kocasını göstererek: — Ben artık ölüyorum, dedi, sen kocamı teskin et... Çünkü beni çok severdi ve seni sevme- me müsait davrandı, Kadın öldü. Sonra ben daha başka kadımlar tanıdım, Şurada resimlerini gördüğün kadı Bunların arasında pek leri vardır. Fakat hiç birinin hatırası ben de ölüm döşeğine kadar giderek son vedar yaptı- ğam bu solgun benizli kadın ka-| dar sağ ve canlı değildir. Dostum sonra sustu. Bir az düşündü, Fikirlerine birer şe - | kil vermeğe uğraşarak bana bir şeyler anlatmak - istiyordu. Ni- hayet dedi ki: — Belki buresimleri gören |bir yabancı benim alelâde bir çapkın olduğuma hükmeder. Halbuki ne kadar yanlış... Zev- cemi namuskâr bir kadın oldu- gu için seviyordum., Bu kadın ise kocalı idi, Kocasını aldata- rak beni seviyordu. Fakat bu bir fedakârlık değil miydi?.. Düşmeği göze alan bir kadın, Ben onu ruhen namuskâr bulu- yordum, İşte bu solgun benizli kadınla bütün aşkımızın ilk hareketi geçtikten sonra da uzun zaman merbut kalmamın sebebi bu o- lacak... Ondan sonra tanıdığım kadınlar belki bana güzel va- kit geçirten güzel mahlüklardı. Fakat insan bir kadına asıl ıstı- rap ile merbut kalıyor... makla Ticaret kananunun — 306 ni middesine tevfikan eshabı — mat alacaklarını kayt ettirmek üzre çi vin İstanbul'da Yeni postane arkasın” dt Hanımeli sokağında — ktin İstan- bul Hanının ikinci katında 8-4 nur merolü merkezi idaresine müracantt t olunurlu D. Ahmet Âta Kulak, boğaz, burun müte- ' hassısı Cîsdog!u Nuruosmaniye caddesi No> 14- 18 özleden sonra İstanbul ikinci icra memurluğu- dan; Bir borçtn dolüyi mahcuz ve paraya çevrilmesi mukerrer Olan it- riyata mütaallik emval 24 - 6- 930 tarihine müsadif salı günü saat I7 4 Galarada Kara Mustafa paşa 21 numarali - ecza depo- k arıtırma süretile satılacak- olanların 930-1343 dosya müştashiben — mehillinde bazır bulunacak — memuruna — inüra- cantları Tlân olunur. “Milliyet” in eğlenceleri 12345678 1 L Dünkü bilmecemizin halledilmiş şekli Bugünku yem bilmecemiz SOLDAN SAĞA 1 — Parlak değil (3). En iyi (3). 2 — Afiş (4). Adetler (4). | 3 — Nota (2). Nota (2). 4 — Olabilir (4). İltihap (4). 5 — Duman (2). Ayı yuvası (2). | 6 — Fala bakan (5). 7 — Çift değil (3). İyi (3). 8 — Cinayet yapan (4). Yirmi YUKARDAN AŞAĞI 1 — Nota (2). Şoytan (3). 2 — Kırmızı (2). — Tdamet (P| Kap (3). | 3 — Şans (4). İyi değil (4). $ Zillün ) Çaln (. İ - R ). b 7 — Edebiyatcı (4). Az sıcak (47| 8 —(Neh (2). Nota (2). Mey#f| * (3). harrir (3). 9 — Beygir (2). Ban (3). D İ aralarında mühim bir mesele geçtiği belliydi. Genç mühen- dis: — Yemeğe çıkalım: Dedi. Tosun, patronu otomobile| yerleştirmiş, hemen yukarı tır- lamıştı çok sevdiği ve hürmet ettiği mühendisin ellerine ya-| pişti: — Yarın akşam gidiyor mu-| sun mühendis Bey, dedi ben de beraber değil mi? — Kim söyledi Tosun! — Şimdi bey söyledi. Genç mühendis bu saf Zigana delikanlısının yüzünde bütün o temiz köy halkmı görüyordu. Onlarda: — Mühendis gelecek, bizi selden kurtaracak! diye bekleşiyorlardı. Mühendis Alâeddin Bey genç |ibaret bir kukla haline getirir| karısını aldı, civardaki lokanta-| artık onda ne şeref vardır, ne lardan birine gitti. Patronun da| vicdan! vetine itiraz edişinde hakiki bir| — Karı koca sükünetle ve bir#/ sebep yoktu. Karısı ile beraber|da teessürle yemeklerini bitirdi yemeği tercih ediyordu. Hemller, şimdi, bir iki gece evvel o kadar, ** 4 takdir ettiği Hâleyi adeta sev-| -Cevdet Bey genç mühendif| diklerinin başını kesen birâş-İrazıettikten sonra derhal Bf? tart gibi görüyordu. yoğluna çıkmıştı. Ne zamand Lokantada patronla olan mü- beri Hâleye hediye etmek istf| :ilemeni:n;:evzuunu tamamile| diği inci kolye burada bir maf'| arısına ttr. zada idi. Ahmet Samiti Ferda dikkatle dinliyordu. —| metresine on altı bin liralık ot!/| » Ki Bu kadın Cevdet Böyi y » obil ve kırk bin liralık pırlatt| | ıcıl;(':lzı:?ığ-ıdı değil, dedi| ? vermesi onun hırsını - tahi Alâeddin - Bey, kazanmasını ve| “TRisti. — : eli yemesini bilmiyen bizim yeni| | Birleştikleri gündenberi g€ç İzenginlerde... Gayri muntazam | kadına Villadan başka esaslı D| | İ S * Şişhane yokuşuna doğru saldır- | dı, Alâeddin çok müteessirdi. Mes-| Onların bu yürekten gelen,|bir kazanç, muntazam ve daimi| hediye vermemişti. Son zamt mütevekkil ve saf duyguları|bir sefahat hayatını karşılar larda böyle nadide bir kolyer! karşısında Cevdet Beyin lâkayt | mı? Şarklı gibi kazanıyor, garp | Beyoğlunun en meşhur küyür İve hotkâm düşünceleri ne acı, Ir gibi harcıyorlar, Müvazene ol| Cusuna geldiğini haber a"“.f 'ne çirkindi. |mayınca tehlike insanın etrafın bundan istifade etmek istem — Peki, Tosun, dedi, yarın|da değil başında dolaşır. ti. LEr ef akşama hazırlan. Ve ilâve etti: ı / Kolyeyi Hâle de ,beger)n;;( Delikanlı sevincinden ne ya-| — Bu hayat intanda samimi-| ti. Bir sıra dizi inciden - ibaf |. pacağını şaşırmıştı. Hemeu or-| yet namına bir gey bırakmadığı bu kıymettar şey en nn'd.ıde # 'tadan kayboldu adamı hırs ve menfaattan (Ritmedi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: