2 Ağustos 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

2 Ağustos 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EE gililliyeti> Asrın umdesi “Milliyet” tir 2 AGUSTOS 1930 IDAREHANE — Ankara caddesi No:'100 Telgraf adresi: Milliyet, Ts | tanbul, Telefon rumaralı: İstanbul 3911, 3912, 3913 | ABONE ÜCRETLERİ | Türkiye için Hariç için | 400 kurtğ 800 kuruş 7s0 1400 1400 2700 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen mushalar 10 kuruş bur. Gazete ve matbaaya ait işler için müdüriyete müracaat e Gazeteniz ilânların mes'uliyetini kabul etmez. Bugünkü hava Dün hararet en çok 28 19 derece idi. Bugün olacak ve rüzgir mütehavwll esecektir naz hava açık la kalkacak bir. şey bulamamış! Haftaınn yazısı Fağturi fincan... İş meydana çıktı... Beni de,| âlemi de merak içinde bıra acayip ziyaretçi meselesi halle dildi. Okuyan, okumıyan hatır lasın diye hulâsa edivereyim. Geçen salı günü bizim eve tanı- madığım bir adam geldi, bana hiç tanımadığım birinden gel- diğini söyledi ve bir aralık “A-| man fena oluyorum,, diye an muz odaya avdet etti misafirin yerinde y du. Evde de hiç bir eksiğimiz yoktu. Aradık, taradık misafi ri bulamadık. Ben de bu vak'a Yi gazeteye yazdım. Amma ya Zılacak şeydi. İşin tuhafı ar- kadaşlar bu vak'anın hakiki mi yoksa, hayali mi olduğunu bile sordular, halbuki iş bal gibi ha kikat idi. Bizim elimize düş- mekle hakikatini kaybedemez- di. Şimdi, bu vak'anın mabadini ve aşağı yukarı mahiyetini an-| latacağım: O günden (tam beş gün son)| ra gene sabahleyin birinin be-| ni görmek istediğini haber ver| diler, kim olduğunu sordurdum söylememiş: — Siz Beye söyleyin, beş da! kika kadar görüşeceğim, de miş, Çaresiz indim... Bahçede ortahalli pişkin si- | mal kırkbeşlik bir adam. Beni| görünce selâm verdi ve rahat-| sız ettiğinden o bahsettikten! sonra hüviyetini bildirdi: — Bendeniz İkinci şube sivil ” memurlarındanım. . (Yeleğini , kaldıtıp üstünde “Polis,, yazılı) bir de kemer gösterdi). Yüreğim oynuyordu.. Ne ol- sa dişçi, sünnetçi, mübaşir, icra memuru gibi polis te pek neşe veren hakikatlerden — değildir. 4 Hemen oraya oturduk.. Sö- , ze başladı: — Efendim, bir kaç ıraya biri gelmiş | gün ev ç vel sonra “Milliyte,, in edebi romanı : Gözlerin eski kuvvetinden bir şey kaybetmemiş! — Seni dinliyorum! / — Kort için file buldum. Ra- ket ayırttım. Nevres Vacit, gülmeğe ladı: — Daha toprak tesviye edil medi, — O da çok sürmez. — Başka? — Bu kadar. — Anlaşıldı; bugün üzecek- sin. Sen, söylemek istediğin za- manlar susarsın, üzerine vartl- sını, sorulmasını istersin.Ha yır. Sormıyacağım; seni, bu su- retle üzec , zevkından mah baş- kaybolmuş. . Gazetede yazmış-| smız.. Müdiriyetten bu işe ben denizi memur ettiler, biz bu a- inki birin ncıda, Maç- #0 Gedikpaşada dört beş vak — Bu adam hırsız mı?. — Şüphesiz efendim... (heri- fin şemailini tarif ettikten son- ra) bu kibalde değil mi?.. | — Evet.. Lâkin bizden bir almadı ki... — Kim bilir ne mâni olmuş- tur, Bir aydır bu adamın peşin! deyiz daha hüviyetini tesbit e—| demedik.. Gayet ustaca işliyor. | Acaba içeri giremedi miydi?. — Nasıl giremedi, salona al | ş dik. — Salonu görebilir miyim?.. Şüphesiz... Buyurun!. | ve geçen hafta aldığım galada) İçeri gird meçhul 2 — İşte burada oturduk . Adamcağız salonu iyice mu- ayene etti ve dediki: — Beyim, salonda kolaylık- ta ondanbir şey alamadan sr. vaşmış.. | — Nasıl bulamamış efendim |” Su vitrinin içindeki şeylerin | ekserisi antikadır. (Halbuki en eskisi 20 sene yaşlı olmuyan bir| takım tuhafı tefarik dolu idi.) Biraz alay etmek istedim). Şu bardak Köroğlunun şampanya bardağıdır. Şu bakır tas ta Şari- man'ın zemzem tasıdır. Bu fağ- furi fincan çok antika dir. Teymürlengin Büyük Pet- roya hediyesidir.. n par- çası Yıldırım o Beyazıdın te zlüğünün parçasıdır. (Ha katte bir piryol saatin kırık larm hangisini alsa 3i- zdi Gülüştük. Cebinden bi sız çıkardı.. Vitrinin el do kunan yerlerine baktı.. Mus İne etti... — Yazık! Muhtelif parmak izleri var. Hangisi onun olduğu nu ayırt edemiyeceğiz. Cebinden bir defter çıkardı İve bana o herifin ne günü, han- gi saatte, ne şerait altında gel- diğini sordu venot (almağa başladı. Bu esnada oturduğu -| muz salonun üstündeki odada| bulunan telefonun çaldığını :- | şittim, Aldırmadım.. Bir di ka sonra küçük besleme kız gel) di: — Sizi telefondan istiyorlar. | dedi. Salondan çıktım, ve o küçük kıza misafire göz kulak olması-| nı çabucak fısıldadıktan sonra | İ telefona — Alot. — Kimsiniz beyim?. . — Felek. — Emanetten görüş makineden ayrılmayın. . Bir dakika, iki dakika, üç da- kika artık sabrım tükendi.. San- tralı çağırdım.. Cevap verdi: — Merkez. — Canım Matmazel bir saat- tir bekliyorum. Emanetten gö| rüşecekler dediler.. Bekley duruyoruz. ğ — Teeslif ederim. Öteki mara kapadı. Lütfen numara tekrar ediniz.. — Ben ne biley nu m numaray Mahmut Yesari, rüm edeceğim. Hürrem Hakkı, ellerini diz- lerine vurdu? — Manevran mükemmel. .. Viyanadan mektup aldım. — Jülyadan mı? — Hayır... Cemil Feyyazdan — O da kim?. — Benim. Çok iyi bir arkada- sım... İstanbula gelir gelmez, ona oteldeki adresimi yazmış- tum, Bugün otele uğradım.Mek tubu verdiler. — Bu mektup çok mühim — Eh, biraz... — Yülyadan haber mi var?. — Tekrar Viyanâya gelmiş. İkuruşu taş çatlasa k'müs Fe (LLAYE Fikir, Mizah, . Edebiyat, Onlar beni aradılar? | Telefonu kapadım. . Odadan | çıkarken karşıma besleme kız çikti. —Kız,h tın?. — Beyefendi o adam salon- | dan kayboldu. — Ne?.!.. Hemen merdivenleri, dörder dörder inerek koştum. Kimseler yok, Hemen vitrine baktım. Fağfuri fincandan baş-| ka her şey yerinde. Kıza sor- dum: — Kız neye yalnız bıraktın?. — Beyefendi. Ben ne bile- yim, Kibrit istedi. Aramağa git tim, Salonda iki kutu kibrit vardı, lâkin çocuk akıl eder mi?. | Bu macerada kıymeti 100!, geçemiyen ifi ne yalnız ei salona bir fincan kaybetk. Benim şimdi halledemedi- ğim bir şey vardı. Bu hesaplı ki| taplı fakat kârsız hırsızlığı ter tip eden, birinci misafir o mi2.) tifade etmek istiyen sahte me mur mu?.. Siz ne dersiniz?.. FELEK ı Spor AY Atletizm teşvik müsabakaları ki ae 5 anasını, Mıntaka atletizm heyetin--| iden: 10, 17 zar günleri Taksim stadyomün mevcut umu letlere mahsus atletizm teşvik Mü 6 da başlana ve 24 Ağustos 930 pa- da şehrimizde abakaları yaprlacaktır. sabakalara dat aktır. İştirak edecek atletlerin <alardan lâakal simlerini M bil Müsabakalar ntaka atle- |Y tizm heyeti meleri lâ- | zumdır. programi “lk y İy a yazılıdır 16 Ağustos Pazar gülü yapılacak müsabakalar “1 — 100 Metre 2 — 100 metre küçükler 3 — Uzun atlama 4 —Disk atma 5 — Gülle atma — 200 metre 17 Ağustos Pazar günü yapılacak müsabakalar 1 — 800 metre 2 — 400 metre küçükler 3 — 100 metre 4 — Yüksek atlama 5 — Cirit atma | Üç adım atlama 24 Ağustos Pazar günü | yapılacak müsabakalar 1 — 3000 metre i 2 — 400 metre 4x600 Bayrak Disk atma aşa; İs İt | is ii Ja 100 metre 6 — Tevzii mü ye k Piyangı Piya » müdü müdüriye a air 10,000 adet gakvim caba wlip & yı 1 ile 190 pazarertesi likte $R (8 mi yüteşekki kızla buluşt öğrenmiş” J yanaya mi . ki Cemil Feyyaza mektup yazdım. Benim tarafımdan Jül görecek, konuşacak. fikrini, intibalarını anlar - mak istiyorum. — Kendin hakkında mı?. — Ölülerin bu hususta endi-| #eleri yoktur ki. . sun sevdi, sun?.. — Kadın kalhi.. Bilinmez ği EE İ i zannediyor mu:| — Ümit veren bir cevap alır- landır bir kere... san?.. Hürrem Hakkı, kollarmı aça rak ayağa kalktı, çarheder gibi yarım döndü: — Enfes bir fikrim var, Nevres Vacit, alayla başını salladı: — Senin bütün fikirlerin en- festir zaten!. — Fakat bu hepsinden en-- fes, — Söyle | birer dost na oğullarını beklemek Joluy Çocuk gezecek, İkala Hakikatte delikanlı bir derece güzel | Yoksa işi gazeteden öğrenip is), © münasebetleri gittikçe mame | ikiSİ İkaç saat beraber bulunuyorlar- dı, reiyorlardı. B İbir İbir surette karşıladılar. İbir tu l geldi, dedi, bu kız istediğinden| çevrililesi mukarrer Ay iyidir. Babası eski tedi: de bir işlenmek tu. Odat b iş Jraftan O-- fes, azizim. enfes! "maktaki maksadın ne?. Ne dü- — Jülyanın seni bir parça ol şünüyorsun #un gülümsüyordu: teklif mi var?.. sın, Tim MUŞ ——— > AĞUSTO Sarvat İstanbul nasıl kurtulur ? Baş makaleden şehri olarak bile plân yapıl n İstanbula etve ve o nüfusu teksif için r. İstanbul plânman mr yapı teşebs yol yapılmıyarak, ve ş verilm ir. Şehir toplanma za-| dar Bir intihar teşebbüsü - Fransızcadan — | dır. pi | İkân ve İmalı ğinaki sayfiye mmtakalarını ayır İkis odası Orada delikanlı| kızı kollarının arasma alarak| uzun müddet sevdi. oFakatbu ne idi?.. Acaba vereceği felâket haberinin dehşetini hafiflet- - mek içinmi bufakir, (yalnız kazancile geçinen kızcağızı bu on İkadar sevmek ihtiyacını duyu- yordu?.. p Nhayet uzun tereddütlerden sonra ona anlattı. abasının z sevi |mekten başka çare kalmadığını yordu. Bu kız Paris mağazala- |anlattı. Kız bunu gözyaşı ara- rl irinde çalışıyordu. Sor sında d ordu. Nihayet de bir kız.. Delikan-| likarlının kolları arasından sıy- ile bir sene evvel tanışmış- -'rılarak: Fakat son zamanlardaki | — Artık gidiniz, dedi, bura- artmı da bir dakika bile kalmanız caiz de akşamları işlerini ter- olmıyan bir yabancısınız, gidi- sonra bulşarak bir/niz. fakir bir halde olan kadar gittiler. de yaşlı idi. Artık eski| gibi konuşan bu ka koca için vaktin geç olması rağmen hâlâ eve gelmiyen üzüntülü hiç bir zaman idare edemez.| . yen nüfus gelmesinin öl lir. İstanbula yeniden gele- | bul mahdut olmalıdır. Bu tedi görülebilir; fa kü vaziyeti daha amor, İstanbul un yapılmadıkça, bu m tatbiki, rla takviye lenen sözler, İleriye sürü- teşhisler, edebiyat ve politika,| hepsi boş gürültü olarak kalır. o Ge genlerde Belçikalr | tüccarlara Mr ordu. Fakat baba ençlik, o dedi, gençlik. eğlenecek Yeni yetişen delikan zamanlarda evine geç gelmeğe Buna ana baba tür manalar veriyorlardı. an ve umran ve Ankarada edil ikti olduğu | n edikçe lü türlü len dür iktisatçı ve iş adamı gözü ile gö-| atlar Mir. Hansesin şu — cümlelerini) miş nakletmek isterim daki nikbinliğim, Türk iğ kadar, kat'i deği yakın zaman İstihd. şehrin ticaret varlığı altüst lolduğ derin ve yi ren ardı. iye için ol lir. Ve bik kettikten Delikanlı çıkıp gitmeden ev vel kızı son bir defa daha öp- İmek istedi. Fakat bu beyhu- | bekletmesi Fakir kız izzeti nefsi-| u, Fakatİnin sinden vu ir mağaza-! rulr o can acısile: | , diyordu, bana el artık hiç bir hakkınız diniz. . gin kızı bu fakir, -a tercih eden de buhran ge. İşte delikanlını babasını ılar oğularının ı 2 34567189 alışan bir kı Eğ una etle mı idi. Çünkü Parisi 1 2€ el ki t gün gazeteler İn erlâvhalı bir | ı kendisini ordu. Bir gün o at artık atılan dönmeğe İm Kız oldu. ıma ga-ladımdan avukat olmas ba diğer tar: et zengin bir yordu. O gece delikankı e anası b: Bugünkü yeni bilmecemiz eve 'adan altı ay sonra ki-| tisini tabii İzm bir tacirle evlendiği haberi| Yemi gene bir gazetede okuyan Jana işleri| ve aldığı zengin kızla mesut e p İstiranate | lamıyan delikanlı şöyle düşün Sonra o7- |dü: oldan sağa: 1 — Ayakkabı (7) 3 — Taze değil (5) 4 — İstihkam (2) İçine çorba kop) 3) * Duman lekesi (2) 6 — Hepsi (4) Bir renk ismi (4) 7 Allah (3) Alba (3) 8 — Nota (2) Büyük bir hayvan era İ <2) Çocuğa süyiçir (2) Yar | 9 — Başını tara (5) koltuk berliğe mah- | 5-8:030 tarihine | 0,30 w Ka camii <İni sönrâ baba müdâet bir ckileceğini söyledi z için münasıp gördü n kızdan bahsetti. — Artık evlenmek zamanın en 3 9 TALEBELERE ve Aİ Kenebi ficanları tedelsatında Bir do dolayı ağ dostum. sireden ibaret be cevap vermek is- Delikanlı sus ve saire ts m sel günü saat sem paşadı & edlldesinde kebir kar satılacağından kör gün ve saatt ak — Heniiz evlenmek zamanı| bir iki sene daha... kat babası itiraz dinlemez) vaziyet aldı | — Dediğim olacak, dedi, ev- içtimai bir zarurettir.. —— | Bu cevap tabil idi, İtiraz e ği üncü > Sülh bükük | İemiyeceğini anlıyan oğlu s | ir ediyordu ki iz ında açik artırma söretile lip olanların al müracaatları bütün yaz açık olup, müptedi ve irmek süretile tatillerden aideki lisanlarda TÜRKÇE, FRANSIZCA, İNGİLİ 15 HAZİRANDAN m nde h ıda memuruna mütasar ivaç lâzım bir şeydir. Hem de| endisine , uygun bir kızla ev. | pulunduğu »mek İçap ediyordu. iğ işkı 22. Sevdiği kız ne o Bir taraftan aşk, stikbal ve 2 eleri birbirile ER ördü. Neticede i ind et ve şöhret düşünceleri ş > a p geldi. Ertesi 2 am İttihadı gakağınd yat mark Fakat caktı?.| * siker; diğ g7 artır vet dü id mücadele 2 de ywobil birinci da iginden s (030 i ibi 2 re günü Sağ icra eyleriz. Sigortaları alt olmek lip olanların | mezkür gün ve sısıra Tsksitn m gene sevdiği) dentesi Tm kızın danında hazır bulünmülari lüzumu | nmaya Bu sefer ân « — Yazık; ülyayi, İstanbula getirteceğ Nevres Vacit, gözlüğünü çı- |kovâr gibi elile işaretler #diyor| ardı, : gözlerini kısarak baktı:du? — Fena fikir deği — Çok müşkülpe kün hafifler. | — Ben yükümün hafifleme- sinden ziyade Jülyanm gururu nu düşünüyorum. mektupla: gel metresim ol! de- mek başka; gel, artistlik et! de- mek başka. . Asıl maksadı his- — Fakat düşünmek mecburi|setse bile işin şeklindeki janti- yetindesin. yese mağlüp olur. — Zamanı gelince, elbette..| o — Bu takdirde, artistlik et- — Bazen insan çok geç ka- İmek mecburiyeti — başgöstere- hıyor, cek, — Onu hissederim. — Neden?. — İnşallah. . — Angajman var. — Bilâkis, onu - unutmadı- | — Sen de bana hatırlamaz) — Feshetmek o kadar güç! ım için soruyorum. mısın? mü?. | — Manzarayi hayalinde can-| —Gayret edeceğim. — Uğraştırırlar, Hürrem! İşi — Şimdi, Jülyanın geleceği-| adamlarını sen bilmezsin. ni farzedelim, Ne yapacağ —Ne kadar uğraştırırlarsa de) Nevres Vacit, gözlü ğer, Ben, bir şeyi zahmeti niş-! İ mış, ağzına iliştirdiği . cigara| betinde severim. İsmin dumanını seyrediyordu. :) — Halbuki hiç te öyle görün Aramızda! o — Bunu da beraber mi düşü|mezsin. İmeceğiz?.. Hürrem Hakkı, kardeşinin bu — Bana, bir fikir ver. Jülya|kinayesini anlamamağı yi, buraya artistlik için de çağı-| etti: | rabilirim. İyi bir angajman olur| — Zevk meselesi. sa tereddüt etmez. — Bunu temin edebilirsen, düşünceye dalmış, omuzları dü| di: gok miikemmel olur. Çünkü yü şük, çökmüş bir vaziyette duru Şimdiden hatırıma İgetirme,', Düşünmek istemiyo İrum. neye Viyanaya git-| tsin! — Peki niyorsun?. — İcap ederse gideceğim. — Jülyayi, İstanbula çağır- — Belmayı unutuyorsun İğ Nevres Vacit, mahzun mah- — O, benim, her günkü işim. — Pardon!. . — Adam sen de... — Bugün çok müsameha İ | — Evet, , Hırçın, titiz deği- — Mükemmel adamsın!. — Eğer Jülyadan sadra şifa bul yeniden Anadoludan, u- | dır v ine | durl, rın görebilecekleri işler | düşündü dbir anormal | ha artm. | teşekkül ılluğu karada bolluğı kolaylaştırmakt | miktarda terakki etmektedir İ ganaati inkişaf ve salah bulut çilik te öyle Hanses bir nutuk söylemşiti. Mesele | Bazırlanması “İstanbul kakkın| gün bir, şehir olmaktadır. “İstanbul hakkında bedbin etmez. Bu| yalım olmuş! olalım... BERLİTZ Mektebi müterakki talebe istifade ALMANCA, İ 15 AĞUSTOSA kadar Beyoğlu İstiklâl caddesi — Çünkü senin gibi anlı bir insanın, bunu 9 İtassvvur etmesi, hakiki yakın bir hayal olur. Neüres Vacit, mahviy tercih nunu büktü: — Yine beni yere vurdUz v Hürrem Hakkı, ayağ9 Nevres Vacit, zihni bin birjti, tek kil aslah etmeli | kolaylık yapılarak. müge bolunmalığır. A: er daha berbat gü bankalar lüz Bugünkü nüfus, bugünkü da| mahdut iş içinde ticari nı İstanbulun sınat im zaman nikbinliği “İstanbulda bir Türk Amele vasıtalarının def İstanbulda der. Mensueâ$i etmektedi nakil “Bence İstanbulun geleceği Memleket iptidai ma esas tutan mil daha iyi esaslar adapif mahdut ticaret! . Sonra geştikçe seyyahların ve Türkiye hakkında FALİHEİ anna asar saa “Milliyet” in e Dünkü bilmecemizin halledilmiş sekli Yukardan aşağ ir taş attım 4 — Beygir (2) Nota (2) 5 — Kötek (5) Cet (3) — İdamet (2) Nota (2) Çalgı (3) — Ciğer (3) — Et kurusu (8) LELERE ha olan mü yeni ker İşbu. karl için başlamıştır, ALYANCA YAZ TARİF! 356 Milli Türk sigorta şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muay melesi halk için mü şeraiti havidir Merkezi İdaresi: Galatada Ünyon H rlerde ace İmama > Telefon: Beyoğlu - 2003 aşgmmmmmzö — Doğru, Hürrem, zekYi İ selesi... İkarşılaştıkları Telgrafla, caklar? Hürrem Hakkı, parınfi yeleğinin kenarlarında, bis gururla gülümsiyordu: Yalnız Belma ile İ zaman ne Y — Ne mi yapacaklar? bunu mu sorüyorsun! — Neden? — Anlamadım! , — Evet, neden? Peki ama, bunu ban# soruyorsun? gal — Kim sorsun, istiyor” — Herkes... Yalnız, s6 — Neye? bal gözlüğünü takarak (Bi iyerle” 7 esi

Bu sayıdan diğer sayfalar: