5 Ağustos 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

5 Ağustos 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Spor dirmeden sonra hem çalıştığım müesseseden, hem gazeteden minden de istifade etmek fikri- lc Caddebostanma çekilmiştim. Daha başlangıçta hiç bir işle meşgul olmamağı, bilhassa yaz mamağı kat'i bir istirahat pren tipi yapmıştım. Bununla kendi Tahatımı temin edip edemedi- pin tamamile e 'akat şuna eminim ki, bu bir ay bk süklitün esnasmda serbest nefes alanlar pek çoktur; mese- lâ> İnhilâl etmiş futbol fede- Tâsyonunun mevcut — olduğunu iddin edenler, futbolümüzün ta- rakkisini biribirindenzaif takım kisini birbirinden zaif takım - İar getirmekte arıyanlar, yek > hasak elbiselerle spor seyahati meraklıları, Alman federasyo - Dundan cevap bekliyenler, ve sa ire, ve saire. ) Hayatta her şey geçer: bir ay da her şey gibi geçti. İstanbula ilk indiğim gün her tanıdığn $u cümlesile karşılaştım: “Geç- imiş olsun..,, Bu “geçmiş olsun,, ların sebe bini öğrendiğim zaman, Vâ-Nâü nun,, Türklerin lâtife ve mizah hususunda herkese tefevvuk et- tiği hakkımdaki kanaatına işti - rak eder gibi oldum. Anlaşılan köyde denize girdiğimi tesadü- | fen gören lâtifeci bir arkadaş, benim boğulmak üzere iken iki Fenerli hanım tarafmdan kurta rıldığımı işaaya muvaffak ol - | muş. Denizde boğulmağı yalan da olsa hoş bumadım, fakat bu yalanın “Sadun Galip boğulur iki Fenerli hanım tarafım - ki küklarddı şeklindeki nükte li kuyruğunu cidden beğendim. Lâtifeye lâtife ilemukabele e- deyim: Bulsalar (bir kaşık Su- 'da'boğmaları) çok muhtemel is en iki Fenerli Hum beni koca bir denizden kurtarmaları ga - rip, benim de bu vaziyette bo - ğulmayı tercih etmeyişim acip- tir. Maamafih bu rivayet bir ha| kikat olsaydı ve ben hakikaten boğulurken iki Fenerli ba > tım tarafından kurtarılsaydım benim için ne büyük bir şeref, Fenerli hanımlar için de ne hak U bir vesilei tefahür olurdu. Geçen ay kayde şayan bazı Spor hâdiseleri oldu: Bulgarlar la maç, yüksek atlama Türkiye tekorunun kırılışl, deniz yarışla | Vi ve saire. | Gerek gazeteleilen ve gerek > İstanbula indikten sonra edin- “liğim malümata göre son geler Varna takımı, ondan evvel ge - İen Macar takrmından da zayif ir takım ipi Eyi kö, bülunma İm, görmedim ve yazmadım. yle ya.. Macarların zayif takr ib ile yapılan maçı zevksiz bul uğum için boynuma az kaldı bir (haini vatan) yaftası asılır İğordu, ondan daha fena bir ta - i İl Epi Nma sokarlardı. biir © Aradan epey vakit geçtiği i- Sin artık (aleyhte P. YU "Yapıyor, klüpleri zarara soku - Yor) pimini mahal kalma - dari bu husustaki gm ileri i getirtilecek dan kalmasın: Fütbolü bizden fazla, hatta bizim kadar anlamamış olup ta çüz'i tefevvuklarını sırf bedeni ve atletik kabiliyetlerile kaza - Nan takımlar celbinde futboli - müz için zerre kadar faide yok: tur, Zira maksat bunlardan fut belin ilmini öğrenmekse onla- Fm azıcık ni alıptane Doları bilgilerinden mahrum bi- Fakmak nede bu| m istifa- | imiz fikri yanlış- çit, bunların bize larmm vücut olmaktan ileri bir ay izin alarak deniz mevsi - | i raltmağa amadedir. Yeniden başlarken.. —— e os—— ö ğ : Rahat edenler- Deniz mevsiminin lâtifeleri -Spor ve seyirci - Kıyafet ve idare - Cevap gelmedi mi? - Beş senelik mütemadi bir di-| madı. İşin mühimmi bilenlere tatbik ettirmekte. Zayif takımlar getirtmekteki dir. Gyri kabili inkârdır ki, spor seyircimiz günden güne azalı - yor. Seyircisiz spor bir hülya - dır. Sporcu kendi kendine tekâ- mül etmez, onu seyirci tekâmül ettirir, Bir atelete dikkat edi - niz; On kişi önünde koşuşu baş kadır, beşbin kişi huzurunda ko le yazarken, on kişi için. (ön), beşbin kişi için (huzur) kelime lerini kullanıyorum. Lili Futbolün tarakkisini istiyor- İsak temaslarımızı kuvvetli ta - kımlarla yaparak evvelâ bir se - yirci muhiti yaratalım. Sonra © muhit futbolcuyu kolaylıkla ya sına rağbeti yoktur, fikri yanlış tır, Slâvyanın son gelişinde stad dışarıda kalmıştı. Bulgarlarla yapılan son maçta ise stadyom Avrupanm altmış bin kişlik stat ları gibi genişledi. Slâvyanm on bin seyircisile son maçın iki bin seyircisi arasındaki sekiz bin ki | şilik fark, sadece zevk almak ve zevk almamak farkıdır . Yoksa o sekizbin kişi ilk zevk albilece ği fırsatta gene stadyomu da - Seyirciye beklediğini vermez sek, ondan beklediğimizi alamı- yacağımız muhakkatır, Hatta tuttuğumuz yanlış yolda devam edecek olursak üste vermekliği miz de çok muhtemeldir. 1 3 Memleketimizde, sporcuyu meydana çıkaracak, tekâmül et tirecek seyirci muhitini yarat - mak içini de, beynelmilel : te - İinaslarımızı seyahatlarla yap - maktan Ziyade bu temasları memleketimizde yapmağr faide Ni buluyorum. < Atletlerimizin Balkan “olimpiyadına. iştiraki münasebetile Eşref Şefiğin son yazısındaki spor seyahatları - İmız hakkındaki düşüncelerine en iştirak ederim . İştirak eömediğim kısımlardan da ayrı bir yazımda bahsedeceğim. zi Spor seyahatlarma, bilhassa teşkilâtın idaresi altındaki spor seyahatlarına aleyhtar olşumu- mun başlıca sebebi, bu seyahat- Jarm spor kabiliyetimizi göster mekten ziyade, it reçli hat zevklerini tatmine vesi! kil etmesidir. Öyl idareciler bili rim ki, memleket dahilinde ken dilerine teklif edilen bir spor ha kemliğini külfet sayarlar, sonra bir seyahat rivayeti ve ya ihti- mali belirdi'mi derhal faaliyete g bileceği Ter, Alim eti farikaları, hâli maddi muavenet şuşu büsbütün başkadır. Ben bi| ratır. Bizde halkım spor temaşa | yom dar gelmiş, yüzlerce kişide | ŞEHİR HABERLERİ Poliste Olü çocuk Meselede bir suikast olduğu ihbar edildi. Mehmet All Efendi tevkif edilmiştir. Ayasofyada Mehmet Ali EF. isminde bir genç, kucağında bir gocuk olduğu halde Mevleviha ne kapısındaki Merkezefendi me zarlığına gelerek mezarcıya bir mezar açtırmış ve kucağındaki ölü çocuğu gömdükten sonra çı kıp gitmiştir. Halbuki gömü - len çocuğun ölümü tabi olmadı ğı hakkında zabıtaya bir ihbar vâki olduğu gibi meseleden müd dei umumülix te haberdar edil - miş ve Mehmet Ali Ef, tevkif olunduğu gibi, ölü çocuk ta me- zardan çıkarılarak Morga nak- edilmiştir. Mehmet Ali E£. dün Adliye- ye teslim edilmiş ve hakkındaki tahkikat evrakı ikinci mistan- tikliğe verilmiştir. Mustan - tiklik tahkikatın tamikine ve bu gencin zevcesinin de malüma - tma müracaat olunmasma lü - zum görmüştür, Morg, çocuğun ölümü esbabımı tesbit edecek - tir, Bir balya kacak tütün müsadere edildi Eminönü polis merkezinin ge ce devriye gezen memurları | varına geldikleri sırada, büyük bir Balyanın hana sokulduğunu görmüşler ve nereye götürülece gini tarassut etmişlerdir. Balya kahveci Mehmet Ali- nin dükkânma bırakılmıştır . Devriye memurları ansızın hana ve oradaki kahveye girmişler ve balyayı getirenle kahveciyi isticvap ederek, balyada ne bu- lunduğunu sormuşlardır. Kahveci Ali ile balyayı geti- İren İranlr Seyit balyada kaçak yaprak tütün bulunduğunu ve iGalatada Semeto “isminde “bir İranlıya ait olduğunu söylemis lerdir. Memurlar bittabi Sait ve Mehmet Ali ile ti balyasını polis merkezine getirmişler, di- ğer taraftan da Semetoy'u ara- mağa başlamışlardır. Nihayet Semeto da Galatada yakalanmış ve o da getirilmiş - tir. Bu 500 kilo kaçak tütünün Semetoya ait olup olmadığı ken disinden de sorulmuş, fakat Semeto kendisine ait olmadığı nı söylemiştir. Tütün inhisar idaresi de key fiyetten haberdar edilmiş ve Balya inhisar idaresince m'isa. dere olunmuştur. Yeşilköyde kanlı bir arbede Evvelki gece Yeşilköy park gazinosunda büyük bir arbede olmuştur. Yeşilköyde o oturan berber Niko, keresteci Sava, ba lıkçı Koço ve demirci İspiro park gazinosunda gezmekteler- .. İken orada bulunan Azerbaycan İ: mektep talebesinden Niyazi, Darülfünün talebesinden Meh'- met Fuat ve İslâm Eferdilerle ilkim etlere bir cirit ve ya disk alma di yeknasak » yaptır - maktır. Sporcuda temiz ve yek nasak kıyafetin eni birinci leh-, darıyım, ancak o kıyafetin deki vücude azami kabiliyetini, göstermek imkânını. temin et mek şartile.. Halbuki bütün spor seyahat» larımız tetkik ediniz, iş yüzde doksan beş aksidir. Kıyafetler ütülü gider, kırışıksız gelir, ter temiz gider, bembeyaz gelir; fa kat sporcular antrene gider, sü rantrene döner, ümitle gider, muvaffakıyetsizlikle döner. Se- bebi basittir: Götürülecekleri bı rakarız, gitmiyecekleri götürü - rüz, gi üğümüze bakmayız, baktığımızın gıdasını tanzim. edemeyiz, antrenöre müdahale ederiz, müdahale etse kızarız. Pakat sahada kıyafetimiz elhak herkesten üstündür, geçit res - minde piril pırılızdır: Beyaz | kundura, gri payitalon, lâcivert kıyafet - | - | bağcıvan Bekir arasında müna- atlıyan orada atlıyamaz, çün - kü ceketine ütü © vurulmuştur, amma bacağına masaj yapılma mıştır, Burada koşan orada ko- şamaz, çünkü kundurasınm bo yanıp boyanmadığına dikkat &- dilmiştir, amma akşam erken ya tıp yatmadığına aldırış edilme- miştir; Burada oynıyan - orada oynryamaz, çünkü hepisinin ba şında biçimli durmasına ehem. miyet verilmiştir, amma gıdası tanzim edilmemiştir. Seyahat bitiip, avdet edilince yeknasak elbiseler sandığa, sporcular ge- ne ümit verici dereceler yapma- ğa, idareciler de yeni bir seya- hata kadar hâbi istirahata.. Senelerdenberi hep bu değil mi?.. Allah versin de bu sefer ği kabiliyeti vermiş, istifadesini akir selimimize bırakmış, üst ta rafına karışmaz ki.. »» . Geçen ayın hâdiseleri içinde, hatırımda kaldığma göre, inhi- lâl etmiş federasyon reisinin be i Fenerbahçe kâtibi umumüsi- Çakmakçılardaki Valide hanı ci | bm geldiğini haksız itham edilmesine sebe- biyet. veren ilk vesika gibi ne - den neşrettirmiyor? İlk vesika cevabı da basmak İçi amade - aksi çıksın. Fakat Allah verece| yiz. bir kulübün namı istimsara te nezzül etmiş midir? Bunu öğren meği çok isterim, Eğer etmişse haksızlığımı itiraf edip bu mese Jeden dolayı aleyhlerinde bulun duğum sâbık reis beye © tarziye vereceğim. Bekliyorum Amele postası Şirketi Hayriyenin yeni bir kararı Sabah ve akşam amele postaları işletilecek Şirketi Hayriye Üsküdar - Köprü arasında âmele postala- rı ihdasına karar vermiştir. Her sabah saat 6da o Üsküdar'dan bir vapur kalkacak ve İstanbul daki fabrikalarda çalışan amele Vi iş başıma yetiştirecektir. A- yni saatte köprüden de bir va- pur tahrik edilerek Üsküdarda işi olan amele Üsktdar'a nakle amele başına beş kuruş ücret alı nacaktır, Amele postalarma binmek istiyen memurlar, yahut o sâat- te işi düşen kimseler, ameleye yapılan tenzilâttan istifade ede- cektir. Akşamları da mütekabil (iki amele postası yapılacaktır. zaa çıkmış, her iki taraf sopa ve bıçaklarla biribirlerine girmiş- ler ve nihayet İspiro ile İslâm Efendi ağır, diğerleri hafifçe ya ralanmışlardır, Yetişen zabıta memurları İs- piro Rum hastanesine, İslâm da Cerrahpaşaya kaldırmışlardır . Diğerleri de yakalanmış ve hak larında tahkikat başlanmıştır. Masayı kafasına indirmiş Üsküdarda Hayrettin çavus | mahallesinde oturan * Melâhat | H. Karaca Ahmet tarikile evine gitmekte iken bir otomobille iki meçhul şahıs gelmiş ve kadını kaçırmak istemişlerse de kadı- nın feryadı üzerine firar etmiş- lerdir, Üç teneke kaçak ispirto Beyoğlunda Kömürcü soka- ından geçmekte olan kaçakçı şoför Tevfikin idaresindeki 623 murları tarafından durdurul - müsadere olunmuştur. “Tevfi - ko yakalanmışlardır. Kadın yüzünde ncerh Üsküdarda seyyar dondurma cı Salih ile Fehmi psrini iki kişi kadın yüzünden kavga et - ii Fehmi bıçakla Salihi bir kaç yerinden yaralayıp kaçmış- tır. Tramvaydan atlarken Düzceli Haşim B. zevcesi Fevziye H. Taşmektep önünde tramvaydan atlarken yaralan- muş ve Haseki hastanesine kal dırılmıştır. » ş Zorla para istemiş Acem Ali isminde bir sabika k Kadıköytinde kahveci Hamdi nin'dükkânma taarruzla para is tediğinden polisçeç yakalanmış tir, Masayı rp indirmiş Kadıköyünde bir kahveha - nede Ali isminde bir adam arka daşı Kâzım ile kavga etmiştir. Ali önündeki'masarım mermeri ni kaldırmca kafasına “indirmiş başnıdan yaralamıştır; Ali yaka lanmıştır. © — ——————— la, Galatasarayı kendisile biribi. rine düşüren bir meselesi vardı: Galatasaraym seyabatını kendi namına mı, yoksa Fenerbahçe. nin namını istişmar süretile mi tertip ettiği meselesi. dilecektir. Bu vapurlarda beher numaralı otomobil zabıta me - muş ve üç teneke kaçak ispirto ğin arkadaşları Mamok ve Mar Mahkemelerde | Kesenizi bu © | Seyahatnotlari | yeni ve sinsi 14 yaşında kız yankesiciden sakınınız!. görülen dı 14 yaşında, Naciye isminde lar nun bulunuyor. Bu garip dava- yı anlatalım: ye çadırcılar içinde Huriye Ha- numın evinde oturmfaktadır. Ki- ra ile bir odasını tek başıma iş- gal etmekte olan ayni evin di- ger katında Sabri Ef, isminde biri oturmaktadır. Bu iki kom- şu günler geçtikten sonra biri- birlerile münasebete başlıyor- lar, Ve görüşmek için Aksaray yangın yerlerine gidiyorlar.Bir gün gene yangın yerinde otu rup,görüştükten sonra Sabri el, cebinden 15 kuruşun kayboldu- ğunu görüyor. Ve ne zamandanberi görüş- tüğü 14 yaşındaki Naciye için muhakemeye müracaat ediyor. Reis kızın yaşını sordu, nü- #us kâğıdı yoktu. Bir daha bu gibi adamlarla yangın yerlerin- İde dolaşmamasını söyledi. Na- ciye beraet etti. Tatili uzuv davası Dün ağır ceza mahkemesin- de bir kol davası görüldü. tan sonra Muhsine Hanım him ile ayni evde oturan Niyazi ÇEK © gece gene kavgaya tutuşu yorlar, ve İbrahim sarhoşlukla kesiyor. Niyazinin bir kolunu kaybetmesile nihayetlenen bu tebbr adliden beklenci — rapot edilmiştir. den maznun bulunmaktadır. Kel Kâzımın muhakemesi Zeyrekte oturan Kel Kâzım, ayni mahallede oturan © Aziz, Baba Salih ve Bahriyeyi, bir ge- ce çok rakıiçtikten sonra, bir a- lacak meselesinden dolayı ağır surette ve vücutlarının muhte- lif yerlerinden yaralıyor. Bu hâdisenin muhakemesi dün ağır ceza (mahkemesinde görüldü. Şahitlerinin celbi O ve sabıkasınm istilamı için 27 a- ğustosa talik edildi. Arap Sabri beraet etti Muhtelif sabıkâları olan A- rap naviile maruf Sabri bir yan kesicilik maddesinden maznuh,! dün gene üçüncü ceza mahke- mesi huzuruna çıktı. Sabri — 34 yaşmda, evvelce kunduracı, hâ- len boşta olduğunu söyledi. Yeni postaliane © civarında yankesicilik kâsdile dolaştığı sabit olmadığından reis berac- ine karâr Verdi.” Arap Sabri 5 yaşındaki 'ço- İzalei bikir davası - | Karadereli Hasan ayni kari-! ede Sakin Hâtice isminde bir Alâkadarlar biribirile epey ça tıştıktan sonra hep beraber Al man yonundan'bu hu - susta gelcek cevaba intizar ka- | rarlaştırılmıştı. ç Aradan bir ay geçti. Bu ceva haber aldım. Sabık,'relâ) bey; bu ceva br, bir kulübümüzün haklı ve ya Milliyet,le neşredilmişti, gelen Galatasray hakikâten başka Kin bikerini izale ile maznün o- lârak dün ağır cezada muhake- Ur? ii < Mühakeme hafi olarak görül dü, ve talik edildi. Kâmil B. in. evini Kâmil Beyin evine “ sirkat! maksadile giren Ahmedin mu- hakemesi dün üçüncü (cezada görüldü. Ahmet hiç bir şeyden haberi olmadığını. söylüyordu. Tophanede marangozluk eden Ahmet Kasaplar caddesinin bü tün esnafını şahit olarak getire bileceğini söyledi. Bu şahitlerin celbi için muhakeme 2 teşrini- evvele talik edildi. İhtilâs davası Sabık müskirat inhisarı me. murlarındin Mahir Bey idare. Sr dun Galip “in 474 lira 30 kurusunu zimme-| Kendi iddiasma göre, Naci- - | guruşumu çarpan üniformalı ufak me is“ minde birinin evine giriyor. Es- kidenberi araları açık olan İbra Niyazinin üzerine atılarak taşt- dığı büyük bir bıçakla kolunu müsademenin muhakemesi için! gelmediği için 25 ağustosa talik İbrahim tatil uzuv maddesini cuğu ile beraber salond. an çıktı. 15 kuruş sirkat itti- 20nci asırda iki hedet:Mide, eğlence. hamından beraet etti Bunlar uğruna teda edilmiyen haki- Dün mahkemelerde | | kat,çiğnenmiyen kudsiyet kalmamıs Hatta ilmin vekar ve necabeti, san'atin asalet bir kız 15 kuruş çalmakla maz. Ve nezaheti bile bu iki ejderhanın savletinden ve kurbanı olmaktan kurtulamıyor!. Liej, (Milliyet) — vatandaşlarım için bir bazı acı klişesidir. Harbi umumi yer yüzünün biçimi gibi insanların iç yüzünü de değiştir- di. Eskiden insanlar daha merhamet- U, daha vefalı, daha şefkatli, daha in saflı, daha doğru, hılâsa daha fazla “insan, idiler, Harpten sonraki be- şetiyet ise kışın dağlardan kasabalara akın eden aç kurt sürülerine benzi. yor. Hatta karlar altında yiyecek bü- İamadığı için kasaba kenarmda ilk vat geldiği çobana veya çocuğa sal- dıran aç kurtun mazereti bugün biri- birini yemeğe uğraşan muhteris in- sanların mazcretinden daha kuvvete lidir. Mide ve eğlence: İşte iki hedef, iki mabut! Bunlar uğruna feda edil- miyen hakikat, çiğnenmiyen kudsi- yet kalmamıştır. Hatta ilmin vakar ve necabeti, san'stin asalet ve neza- beti bile bu aç ve muhteris kurt sü- rüsünün kurban: olmaktan kurtulamı, yor. Vatanımdan ayrılalı elli gün olu- yor. Bu elli günün hâtiratr hep bu kurt sürüsüne aittir. Daha ilk hudut istasiyonunda, sadığıma bilmem ne İ muamelesi yapmak bahanesile beş on | l İ | | | İ murdan redingotlu tıp profesörüne bu aç kurt sürüsünün ulumasını işi- tir gibi oldum, iş ve pazarlık için w- zanan hangi eli sıktımsa avuçların i- ginde bu açlık ateşinin rütabetini duydum. Pırıncıdan mücevberciye, lokanta garsonundan mukavelât muharririne kadar hefkes ayni tekkede, ayni ayi- ni yapmakla meşguldür. Midenin ihtiyacı ve eğlencenin sev düğunü söylemiştim. şte misali: Burada bir sergi var. Bütün milletler bu sergide dirayet ve kabiliyetlerini teshire davet edilmiş. lerdir. Dışmdan bakarsanız hep abi. dedir, hep himmet ve sah'attir. Sey. yahlar kolay gelsin diye hususi tren ler hazırlamışlar, halk kolaylıkla yü- rüsün diye yeni yolar açmışlar, va- purlar çabuk seler yapsın diye ka nallar kazmışlar, yorgunların rahat #tmesi için pârklar vücude getirmiş. ler, nakliyat daha çabuk olsun diye yeni tramvay hatları tesis etmişler, saray kadar muazzam paviyonlar yap mışlar, demir san'atinin bütün ihtişa mını göz önüne koymuşlar. . . Bunlar bep mükemmel şeyler... Yirminci Jâsıra uzaktan bâkan bir göz hünların | karşısında hayretle açılı © ka acaktır, Fakat yaklaşınca hemen © kurt sürü #ü, o ihtiras, o aç midelerin uluması etrafını sarıyor. . , Bazan insan hiddet edece; rde güleceği geliyor: Hükümeti eli sinden kurtulursunuz belediyenin pençesine düşersiniz; belediye çavu- Şundan yakayı sıyirırsmız şirketlerin avcuna girersiniz; bundan bir. parça nefes alır gibi ulurken hususi tır tıllara maru? kalıtamız; otelci bıra ma mağazacı yakalar, mal sahibi sız. lırır garson yapışır, kapıcı daha bah. çen iğ yerleştirmeden bacak ka ar piş kuruları aç köpek gibi görü. nüzün içine ie iin Bütün 'buhlar gelip sizi bulağık. ter, günkü ve'hiör öctlebi bu şebekeniri ilisiklerinie” bir çok şey İf. “Asık veya ni | ! tine gi hanı yün avans olarak “Dava müstacel işlerden gö külmediğinden 11 eylâle talik edildi. Kaçak rakı Ahmet isminde biri Topkapı dışındaki evinde gizli rakı yap- maznün olarak üçüncü cezada muhakeme edildi. Muha keme 26 teşrinievvele bırakıldı. Kızlarını bozan İtalyan mevkuf « İzmirde kızlarına tecavüzle bikrini izale etmekle © maznun İtalyalı mimar Civanı hakkın- daki tahkikat hitam bulmak üz redir, İtalyalı mimar halen tev- nala mevkuf bulunmakta. Maznün cürmünü inkâr ee kadar kiminle alış verişe girdimse! sinde; kile batta ilmin vekar ve necabeti, san'at'ı asalet ve nezaheti de bozul. mektubumu| gizli öyle bir teşkilât yapılmıştır İf yardım, bir rehber olmak üzere yazıyorum. Bu satırlar, görülmüş ve tecrübe edilmiş, ikatlerin çok sadık bir sizi ta huduttan ilk girdiğiniz gür yakalıyacak ve çıkıp. gidinceye ka dar peşinizi bırakmıyacaktır. Ecnebiyi lehçesinden mi, sesinden mi, kokusundan ru hülâsa bir tarafın dan anlıyorlar. O vakit sizin için het Şeyde ayrı muamele, her işte ayrı ta rife vardır. Bir yerlinin ayda 150 fran ga tuttuğu yer için sizden behemekal 300 frank istiyeceklerdir; bir cezacı er hangi bir yerliye 15 franga yap tığı ilâcı size mutlaka 50 franga sata caktır. İki gün evvel bir Anverslinin 48 franga kiraladığı bir otel odasi için iki gün sonra benden 85 frank istediler. Ecnebi tüyleri yolunacak bir kazdır. Bir buçukluk bir mektup pulu almak, altı franklık bir otomobil kirası ver- mek bizim gelince otelin kapıcısı hiç değilse birincisinden on santim, ikin. isinden yarım frank bir komisyon yazmağı unutmaz. Bir dostun delâle- tile ve dost sıfatile evine gittiğim bir. Hetmiş- doktora bir hastamızdan bal tik. O hiç ağzını açmadı, “yalnız bir söyledik ve hastalığın mahiyetini, tar 41 tedaviyi hikâye ettik. Muhavere- nin sonunda doktor efendi: İyi bir tedavi takip ediyorsunuz, Demekle iktifa etti ve fakat bizden beş Türk lirası kadar bir konuşmak ücreti istemeği unutmadı. Bu da ayni! Ku.t sürüsünün mükellef bir kâşane- de oturan ve çok temiz giyinen Gine mn idi. Votandaşlarım bu satırlardan İde fi derece ders alabilmişlerdir. sani” rım. Eskiden bizim için seyahat bit | sevk, bir ihtiyaç, bir tedavi idi. Se yahate çıkanlar memleket, iklim, tmu- hit değiştirerek yorgunluklarını. İzas le, bozulmuş sihhatlerini iade ederler di. Otelciler seyyahlara birer misafir nazarile bakarlar, yerliler bu yabânct lara yardım yösterirlerdi. Eskiden ya <1 bir para ile bir memlekete gite niz zaman en mütevazi mAĞAZACI | bile size zarar ettirmemek için çare” düşünürdü, şimdi elinizdeki yabaner banknotu eksiğe bozmak hususunda | &n genç | “antalı vagon kondüktörü bile borsa tellâlları kadar kurnaz ol. muştur, aktile İsviçrenin en muhteşem | dağ otellerinden birinde, hemde pek | mutedil bir ücret mukabilinde, öç haf | ta kalmıştım. Ayrılacağım gün oteli ihya etmiş bir insan gibi muamele | gördüm; üç #y sonra da otelei İstan buldaki adresime bir kutu dolusu dağ Siçeği göndermişti. Bugün indiğiniz. —— ni ve asansördeki ço- cuğa sık sık bahşiş vetmerseniz çok zahmet çekersiniz. “eği Parası çok, fakat hesabr kitabı kıt olan vata, için vaziyette bir değişiklik yoktur. Hatta vaziyet bus gün onların. İchindedir. Onlar için #evku sala membaları daha çoğul. | mış, reverans daha genişlemiştir. PA ra cüzdandan görününce en kuvvetli 3 kilitler hemen açılıyor, en sıkı zanmes 1 dilen etekler hemen sıyrılıyor. (Ma. tin) baş muharriri (Stefan eki wn pek haklı olarak Çhaşmetlü) unya, tunı verdiği para yet öyle bir istibdat kurmuştur ki (Neron). ve (Helâgü) bu kadarını yapanıamı i. Bir gün otel direktörlerindeh birine sormuşlar > iğ — Odaya kadın getirilebilir mi? etmeden: ? Tereddüt © Parası mahdut: fakat-yürekletinde lbetmele isterim. Bu larını bilerek” memleket umu“ terketmelidirler. olmamam zi kiki zevki, hudutları aşıp dolaşmanın 1 © €aki safası, her sabah yeni bir üfü karşısına çıkmanın si kalmamıştır. kalbiniz helecanda, aklınız rakam v hesap peşinde. .. Bunun neresi usyan ee zevk? iz sürüsünün milliyeti hu. dudu, bayrağı yoktur, Renk ve Meni p fatkile bunlara her yerde tesadüf ede ceksiniz. Bazıları san'atinde hayli me bâret İeetbötmilgrir: Elini cebinize sp: “© karken hemen hiç hi iniz; ba ziları henüz İşe yeri İu “ da bir kabalık duyataner; ye ce itibarile orada da, bura mektedir

Bu sayıdan diğer sayfalar: