22 Kasım 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

22 Kasım 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

nkarada büyük bir. talebe yurdu yapılacak alebe Yurdu |, — eee — karada büyük yurt yapılacak #wdet Kerim Beyin “ Verdiği izahat 8 Ankaradan şehrimize ge if cemiyeti İstanbul ili Cevdet Kerim B, An *i cemiyete ait mali işlerle Bl olduğunu ve Ankarada bir talebe yurdu vücude ek ve cemiyetin faaliyeti iridat membaları için Ma- Vekâletiyle vaki olan te- ının müsbet surette neti- Siğini ve yakında bunlar-| ytar kongresi r görüşecek? 21 — Yakında bura baytar kongresi toplana de daha ziyade vebai Ve Türkiyenin baytari ti hakkında görüşülecek- ebai bakari Kafkasya, Ace An, Trak ve Suriyeden şark erimize bulaşarak bu vi ve bu vilâyetlere mü- | Olan orta Anadoluyu sar- Sr. Ankara ve civar? vilâ- *den yardım heyetleri git- . Yalnız Sivasta 53 köyde Yardır. #mleketimizin serum istih- Merkezleri olan pendik; , Erzincandaki serüm kâ ediğinden baytar bakter i müderris Rıza İsmail n fail muaffet veren & imal edilmiş ve aşı veba e? karşı istimale baş- ei tahdidi için bir müracaat nde otobüs miktarı» tahdidi için belediyeye bir vaki olmuştur. Müra- in rs a ke Ankara belediyesi, gehir otobüs işletmek üze- b n sonra vukubulacak ro) taatların ademi isafına ka , Ankaraya naza- daha kesif ve sokak A vaziyeti daha gayri mü- 6 vlan Kadıköyünde günden miktarı artan ve yaya hal- yatını heran tehdit eden lerin de tahdidi çok el- hü İz Tabipleri cemiyeti #nleketimizde mevcut Göz İleri tarafından Türk oltol- İ cemiyeti ünvaniyle teş- inan cemiyet kongresi top İştir. Cemiyetin riyasetine X Ahmet, ikinci reisl İsmet, kâtibi umumiliği İâkkr Hayri beyler intihap Muşlardır. İstakbel göz hekimi nasıl ti meli, mevzuu üzerin - Hakkı Hayri B. tarafın hazırlanmış olan ilmi sene- bor kongrede okunmuş ve P edilerek neşri tekarriir ittir. Miyet bundan başka Türk 'ransızça olarak tıbhi bir Nia da vücude getirmiş ve iidele suretile Avrupa ve A oftolmoloji müessesele- dererek en uzak yerler İİ münasebat tesis etmiş- ifaturacılar cemiyeti intihabatı Zetenin biri Manifaturacı- *miyeti intihabatınm mev 1900 azadan pek azmın işti * Yapıldığın ileri sürerek den bahsetmiştir. Cemi-| gir. #eisi Salâhattin B. cemiye| © aza mevcut olduğunu, in lâzım gelen ekseriye- iMirakile intihabın yapıldığı leyh feshi mevzuu "lamıyacağını söylemiş -| Seyyah celbi için ; Stanbul belediyesi seyyah ii isin Avrupa gazetelerinde Yapmıya karar vermiş- liye iktisat müdürlüğü m mnef hir maratasila İKSA EK v RAL öle Kİ a | teplerin her hangi birinden di- Tastikname | Istanbul cuma günleri nasıl eğleniyor? | zi Çok musip Talebeye ne eye ne suretle tastikname verilecektir? Maarif vekâletinin &minliklere tamimi Maarif vekâleti tasdikname- erin ne suretle verileceği hak- kında Maarif eminliklerine şu tamimi göndermiştir: “Lise ve orta mekteplerde yoklama imtihanlarından evvel tasdikname alacak talebe hak- kında şu suretle muamele yapı" lacaktır: 1 — Şehir dahilindeki resmi veya hususi orta dereceli mek- ğerine geçmek için tasdikname | verilebilmesi ancak tasdikname yi alacak talebenin yoklama im tihanı ile ilişiği bulunmadığı za| man mümkün olacaktır. Yokla- maya tabi olan talebeye asıl mektebinde yoklama imtihanı geçirerek sınıf vaziyetini netice| lendirmeden tasdikname veril- miyecektir. — 2 Ailevi ve yahut makul| her hangi bir sebeple bir şehir den diğer bir şehre nakletmek zaruretinde kalan talebeye yok- lama imtihanını gideceği şeli- rin ayni derecede bir mektebin- de geçirmek üzere tasdikname verilmesi zaruridir. * 3 — Resmi mektepler de yu- kariki ikinci maddeye tevfikan yoklama imtihanı geçirebilir . Böylelerinin hususi mektepler- de girecekleri yoklama imtihan larının neticeleri hiç bir kıyme- ti haiz olmıyacaktır.,, Talebelere nasihat Maarif emaneti mektep mü- dürlerine gönderdiği bir tamim de bazı talebenin mektep hari cinde ve sokaklarda talebeye va kışmıyacak şekilde hareket et) tiklerini ve umumi mahallerde halkı rahatsız ettikelrini, bu gi bi talebeye tembihat yapılma- sını ve hareketelrinin tekerrü ründe tecziye edilmelerini bil- dirmiştir. Mektep idareleri talebe ara- sında intizamı temini için kon- feranslar tertibine karar ver- miştir, Fırınların teftişi Son bir hafta zarfında yapı- lan teftişat neticesinde muhte- lif mıntakalardaki fırınlardan noksan ve bozuk olduğu için bin 'okkadan fazla ekmek müsadere edilmiş ve on fırıncı muhtelif cezalarla tecziye olunmuştur. Bundan başka bazı fırınların halâ talimatname hilâfma kuyu suyu kullanmakta oldukları gö rülerek bunlar da cezalandırıI- mışlardır. Belediye müstahdemin müdürlüğü Yeni belediye kanunu mu bince teşkil edilen müstah. min şubesi müdüriyetine, ge- çenlerde Dahiliye vekâletinin emrile vazifesin< nihayet veri- len belediye müfettişlerinden Muhsin Beyin tayin olunduğu- nu yazmıştık. Şubenin diğer memurları da peyderpey tayin edilmekte ol- m şube yakında faaliye- te geçecektir. Belediye müstahdemin şube- si garson, hizmetçi, süt nine, ahçı ve saire gibi müstah demini tesbit ve tescil edecek, bunlara birer cüzdan verecek- tir, Bu cüzdanlar, eshabınm sıhhati, ahlâki ve saire gibi ken dilerini kullanacak müessesatı alâkadar edecek kayıtları ihti- va edecektir. Bu suretle her mü essese ve ya her aile daha enin tarzda işçi tedarik edebilecek- — eee — Tahsildarlarıca mürakebe| Para işlerile alâkadar maliye memurlarının ayda iki defa def terdarlar tarafından müra <abe edilecekleri malümdur. Fakat bu mürakabe defterdarlığın faz la işleri hasebile muntazaman yapılamamaktadır. Maliye vekâletinden defter- darlıklara bu meseleye dair gön derilen emirde mürakabenin ba dema tahsil memurlar: tarafım- Barda hovardalık nasıl yapılır ? Bal alacak çiçeği öyle biliyorlar ki.... Muz ve şam alkış — ; Muz, Muz.. Muz.. Hani, şu ne niyete yenilirse onun lezzeti ni veren meyva, yok mu? İşte ondan... Şampanya içinde muz, şarap içinde muz, boliçinde muz.. tabakta muz; ellerde muz ve yer lerde yalnız onun kabukları .. .! Acaba, muzun okkası yedi kı ruşa satıldığı Şamı cennet me- şâmda mıyız? Hayır! Ne gezer! İstanbul n Beyoğlu nam semtinde kâin “bar,, denilen bir eğlenti yerindeyiz. Ve muzun okkasını bu beldede iki liradan aşağı ver i de bu kadar mu diler yiyor di yeceksiniz? Peki amma, , a'be- nim efendim? n hovardalık dediğiniz de nasıl olacak ya...) Okkalarla muzu tabak tabak is-| tif edip, şişelerle şampanya pat latmadıktan sonra bara gelmek ten ne anladık? Barda ne kadar kız varsa hep si onların masasında... Aman, ne edalar, aman ne kırıtmalar, çiçeği öyle de biliyorlar ki! Me- selâ, şu kenarda, yarıya kadar boşalmış bir bira şişesi karşısın da sigarasının dumanlarına da- lan mahzun bakışlı gencin semti ne bile uğrayan yok. Halbuki teki masa, şampanya şişelerin- den görünmiyor. Muz tabakları nın biri boşalıradan öteki yeti- şiyor. Garsonlar gözü hep bu masada! Nefes almağa vakit kalmadan yetişiyorlar . Parmak Kalınlığında iri bir köstek taşi- yan altın dişli, sinek kaydı traş hı, kırk beşlik bir zat, etrafları- na toplanan kızların ayrrayrij tercümei hallerini öğrenmek me rakında .... Yanmdaki gençler- den birine tercümanlık yaptıra- rak; — Sor bakalım, diyor, aslı ne relidir? Parisli mi imiş!, Ha. tam yerinde yetişmis demek Ya şu sarışın .. O pek Pari: benzemiyor. Hele bir anla ba- . Macarlı ha.. kızın iskemlesi- ne doğru iterek, ellerini elleri içine aldı. Gözlerini süzerek, ga rip bir türkçe ile: — Türk, Macar.. Hep bera- ber.. Kardeş.. Yok, di dost... diye söyleniyor. Kı kelime bile anlamadığı bu sözle re soğuk soğuk gülümsemekle mukabele ediyor. Öteki oralar- da değil: — Ben, Macarlar bilir, diyı anlatıyor, gitti Pestede, çok gü- zel adamlar bu Macarlar.. O- turdum orada bir sene. Macar kızı bu izahatı dinler. ken, yanındaki Parisli kız, gar- sona bir işaret çaktı, Şampanya şişesi derhal tazelenmişti. Kiz. lar, sarhoş taklidi yaparak, şişe | deki şampanyanın yarısını yer-| lere dökmek suretile kadehlere boşalttılar. Barm, bu ara en civcivli zama nı... Localardan yarı bellerine kadar sarkan angaje kızlar, kir- mızi renkli abajorların müsama halr bakışları arasmda bir gece- Tik dostlarını memnun etmek için, ne yapacakları bilmiyor; lar. Sahnede İspanyol şarkıları| İkrzına oturduğu semtini söyliyen bir balet takımı, ni harekete getirdi. Durmadan alkışlıyorlar, Perde açılırken alkış, oyun de vam ederken alkış, perde iner- ken alkış.. Hesap edilse bir ba- cak kaldırışa bir alkış isabet e- decek! Halbuki, ötede başkaları, meş guliyetin daha tatlısını bulduk- ları için Allah bilir arnma, sah- neye çıkanları bile görecek hal- de değiller... Hele bizim muz tiryakisi masa (o komşularının meclisi bir kat daha şenlendi. ““Bar,, ın gece yarısı ziyaretçile ri birer birer sölcün ettiler.Boya lı yüzlerinde, donuk kırmizı ışık larin harekete getirdiği derin yorgunluğun karışık çizgileri! kolayca fark ediliyor. İçlerinden | bir tanesi, yalnız aşiftelere mah sus anlayışlı bir bakışla, o gece| yerinin nerede olması lâzım gel diğini derhal keşfetmişti. yer de olsa olsa şişe patlatan ho vardaların yanmdaolahilirdi. Mültefit bir baş" işareti ile, teklifsizçe masaya sokuldu. Fa- kat yeni bir misafir içiri masada yer yoktu. Eskiler, bir'nevi kı- dem sahibi olduklarmı” göster- mek için biraz dahâ yayıldılar, Belliki rakibelerini aralarma al mak istemiyorlardı. Fakat o çe- kilip gitmedi, Ayakta, çantasm dan bir parca ruj çıkarıp eksik kalan tuvaletini ikmal etmekle meşgul olurken yan gözle, ma- sadakileri tetkik ediyorlardı. Parmak kalınlığında saat kös teği taşıvan sinek kaydı traşlı zatın yufka yüreği daha fazlası na tahammül etmedi. Garsona işaret ederek bir iskemle de o-| samma bir şi- nun için getirtti ve tabi bu sefer şampanya deği $e bira daha açtırdı. Belli ki, tercümei hal meraklı si idi, Tercümanı vasıtasile he- men sordurdu: Türkce biliyor mu? Bira köpüklerile zslanmiş v dudaklardan tatlı bir kahkaha yükseldi: — Tuhafsınız vallahi .. Tür! çe bilmez olür muyum canım? Bu cevaba, pek keyiflendi: — Haşşö ...let Gel, yanıma otur .. Demindenberi, ben sana hayran, sen cama tırman.. İki çift lâf edecek kimse bulamıyo- rum. Taliimize kimi Parisli, mi Macar, kimi Lehli Sen, nerelisin bakalım? — İstanbulluyum efendim. — Oh oh.. Vallahi memnu oldum! Semt ne taraf? Dikkat buyruluyor mu? Bar so ruyor. — Efendim, şey de oturuyo- rum. Beyoğlunda . . — Yok, yok.. Ben anlâmalı:| yım, Beyoğlu büyük yer.. Ne tarafında ni — Tarla başında .. — Güzel, çok güzel .. Garson İda nereye gitti... Hiş, gel bu- raya!.. Bize .. Ne içersiniz ba- kalım?. Garsonla aralarında gayet se ri bir nazar taatisinden sonra: — Siz, demin ne orsanız ondan getirsin... — Vay külhani vay.. Aşağı kurtarmaz değil mi? Şampanya istiyor. Getir bakalım... Zaten ne demişler, borç bini aşmca ayni | her gün tavuk eti yet. v — Sor bakalım, aslı nerelidir? — Bir bacak kaldırışa bir eceyarısı ziyaretçileri — Sizin ği ng —.. Vay külhani vay! — ie m salep daha ama zencefili bol olsun. âı, çiftler, bü 3 havaya güç- lükle ayak uydurarak biribirle- rine sımsıkı sarılmış, dönüyor- lar. Köşede, sigara dumanları arasında kaybolmuş bir masa- dan gayet hafif bir mırıltı halin de akscden: — Ça c'est Paris.. Şarkısını, çapkın bir kahkaha boğuyor. Çıplak kollarını tanc- si yarım liraya satılan bilezikler le dolduran kızlar, zengin masa ların etrafımda pervane gibi do- laşıyorlar, Cazbandım tokmağı güm güm iniyor, saksefon ciyak ri haykırıyor, ziller boşanan bir zincirin gürültüsünü andı ran sesler çıkararak boşlukta sıngırdıyor.Barın içinde şehvet, | genzi yakan karışık bir koku ha | ki, bir an için gözlerimi kapıya- rak kendimi eski romanım sefa- het yuvalarmdan birinde sanıyo rum, Artık sabah yaklaşıyor ve bar ağır ağır boşalıyor. Kapınm ö- nünde perişan kıyafetli kadın gölgeleri var. Uykusuz gözlerinde kiralık vücutlarının bütün yorgunluğu okunan bu zavallılar, bara gire- medikleri için oradan çıkanlarm İyollarını bekliyorlar. İltifat görmeyince, eteklerini toplıyarak karşı kaldırıma geç- tiler, Onları, biraz sonra köşe başın da seyyar salepçinin güğümü et rafına toplanmış, salep içerken gördüm . Çakır gözlüsü salebi hopurda tarak içerken: — Ooh, diyordu, âdeta içim Jısındı, kuzum salepçi bana bir) fincan daha ver amma zencefili bol olsun!,. M.S. — — etme Cerh vak'aları | 1— Davutpaşada oturan kun duracı Mustafa, bir kız mesele- inden doalyı balıkçı Yaşarı ya ralamıştır, 2— Boğazkesende oturan a- mele Mehmet ile Celâl kavga etmişler, Celâl mehmedi bıçak la omuzundan, tabanca ile de a yağından yaralamıştır. Mecruh > İSen Jorj hastanesine kaldırı! >Jmış, carih yakalanmıştır. Yangın başlangıçları . 1— Ankara caddesinde huru- at mağazı sahibi Grant Efendi nin mağasından yangın çıkmış, (itfaiye tarafından söndürülmüş- tür. Mağazanın 6000 liraya si- gortalı olduğu anlaşılmış, tahki İ kata başlanmıştır. İ 2 —İstinyedegaz fabrikası Kapıcısı Nikonun zevcesi man- İ gala ateş yakarken balık ağla- İrini tutuşturmuşsada yetişile - rek söndürülmüştür. i 3 — Kızıltoprakta belediye tahsil memuru Nadi Beyin hiz- metçisi ateş yakarken borudan çıkan kurumlar kömürlüğü ateş lemiş, söndürülmüştür. 3 — Gazlı çeşmede Demirha- ne caddesinde şimendifer köprü sü yanmda bir otomobil kazası olmuş, Gedikli küçük zabit mek tebi talebesinden İsmail Efendi ye 2443 numaralı otomobil çarp mıştır, linde zerre zerre dağılıyor. Öyle| Yol parası yalnız şehir haricine harcanmıyacak musip bir düşüncesi İdarei hususiye tarafından tahsil edilen tarik bedeli şimdi- ye kadar vilâyet yollarına yani şehir haricindeki inşaat ile mek tep ve saire inşaatına sarfedili- yordu. Bu vaziyet şehir hududu dahi linde oturan şehirli mükellefie- rin itirazını celbediyordu. Fe- tihte, Şişlide, oturan mükellefi ninverdiği yol parasile i$le yol ların yapılmasını, buna müka bil şehir içindeki sokakların ge çilemiyecek bir halde bırakması ariyi telâkki etmiyordu. Haber aldığımıza göre bele- diye ve idarei husiye bütçesine hâkim olan yeni umumi vilâyet! meclisi şehir hududu dahil ve haricinde yol ve sokak ihtiyaç- ları bir kül olarak nazarı dik- kate alacak ve tarik bedelile be İlediye inşaat tahsisatını birleş- tirerek ihtiyaçları umumi suret le düşünecektir. Bomonti bira fiatlerini indirmeyor Bundan bir müddet evvel bi- İra satan lokanta sahipleri, Lo- kantacılar cemiyetinde bir içti- ma yaparak Bomonti birası sat- mağa karar vermişlerdi. Lokantacıların seçtiği murah aslar, bundan sonra Bomonti irketile temas etmişler ve iki taraf ta aralarında bir mukavele projesi yapmıştır. Bunda, Bo- monti şirketi kabil olduğu kadar bira fiatlarında tenzilât yapaca- ğını yapılan satışa mukabil ik- ramiye vereceğini vâdetmiştir. Fakat bilâhara Bomonti şirke ti, lokantacılara arzuların is'a- fının şimdilik kabil olmadığını bildirmiş. Ve bir kısım büyük lokanta sahiplerine yüzer şişe hediye bi ra vermek istemiş, fakat bu mü- racaatı reddedilmiştir. Otobüs seferleri Tramvay şirketi Eyip - Köp- rü ve Eyip - Fatih arasında oto büs işletmek için bir karar ver- miş ve tarifesinin tesbiti için be| lediyeye müracaat etniştir. Pe- lediye heyeti fenniyesi tarifeyi hazırlamaktadır. Sokakları Ea ir şirketlerdir Muhtelif kazalardan beledi- ye riyasetine yapılan müracaat- ta son günlerde yolların ve bil- hassa büyük caddelerin pek faz la bozulduğunu ve buna sebep şirketler ve betahsis kanalizas- yon tarafından yapılan inşaat ol duğu zikredilmiştir. Sultan ha- min önü gibi yerlerde inşaat için taşlar kaldırılmakta ve tekrar yerlerine konduğu za man intizama hiç dikkat edilme mektedir. yüzden sokaklar yamrı yumru bir hale gelmektedir. Belediye buna mâni olmak için şirketler nezdinde ciddi te- şebbüste bulunmağa karar ver- miştir. Türk vatandaşlığından iskat Mirkado Kohen ve 1311 doğum lu Mikado 303 doğumlu Davit Korı kızı Viktorya, 307 doğum lu Ali oğlu Ahmet resmi izin al maksızın tabiiyetlerini değiştir diklerinden Türk vatandaşlığın dan çıkarılmalarına ve Ti tandaşlağına almmasını istiy Albert Arditi kızı Ayneyesin »a tandaşlığa kabülüne karar ve- rilmiştir. Karadenizde Torpil aranacak Karadeniz sahillerinde sık- sık serseri torpil görülmesi alâ- kadar dairelerin nazarı dikkati- nicelbetmektedir. Bu yüzden her hangi bir kazaya mahal ver memek için bu sahillerde torpil 1310 doğumlu Avram oğlu| tir. Şoför hakkında takibat yapıl Muafiyet Jandarmalardan tramvay parası alınacak mı? Vilâyet para alınmaması fikrindedir Tramvay şirketi, şimdiye ka dar jandarma zabitan ve efradı nı bielt almaktan muaf tutmuş tu. Kumpanya son zamanlarda jandarma zabitanmı da bilet af mağa mecbur tuttuğu cihetle bu yüzden tramvaylarda ufak tefek hadiseler olmaktadır. Bunu nazarı dikkate alan İs- tanbul jandarma (kumandanı. Hüsnü B. Vali Muhittin Beye müracaat etmiş, Vilâyette, jan darmanm hükümetin o inzrbat memurları meyanında bulunma sı dolayısile bilet almamaları icap edeceğinden bahisle kum- panyaya bir tezkere yazmıştır. Vilâyetin noktai nazarı ka- bul edilmezse ihtilâfı dahiliye vekâleti halledecektir, Neşet Ömer B. dün Ankaradan geldi Bir müddettenberi rahatsız bulunan Maliye vekili Saraç oğlu Şükrü Beye icra olunan konsültasyonda hazır bulunan Dr. Neşet Ömer B. dün şehrimi ze avdet etmiştir. Neşet Ömer B. Şükrü B.in ahvali sıhhiyesi salâh kespetti- ğini ve tedricen iyileşmekte ol- duğunu söylemiştir. Maliye müfettişleri kongresi Kânunu evvel bidayetinde Ankarada toplanması mukarrer maliye müfettişleri koingresine iştirak edecek Maliye müfettiş lerinden teftişlerini ikmal et- miş olanlardan baztları Anka- raya gitmeğe başlamışlardır. - Vekâlette kongre mesai ruz- namesinin hazırlığı devam et- mektedir. Sanasaryan hanı meselesi Hazine ile Ermeni mütevelli leri arasında bir türlü hal ve in taç olumayan meselelerden bi- ri de Sanasaryan hanı işidir. Geçende ikinci hukuk mahke meşince hazine lehine verilmiş olan bir kara” temyiz mahkeme since mütevelliler lehine nakz- olunmuştur. İş bu şekli alınca Hazine ve- killeri de temyiz mahkemesinin bu kararını tashih etmesi için bir “tashihi karar,, lâyihası yap muşlardır. Tashihi karar lâyihası Tem- yiz mahkemesi heyeti umumiye sine gönderilmiştir, Temyiz heyeti umumiyesi iki güne kadar davayı baştan a şağı tetkik eyliyecek ve bir ka- rar verecektir. Temyiz heyeti umumiyesinin bu kararı ikinci hukuk mahke- mesince lâzımülittiba olacak < tır. İzmit valisinin davası İzmit valisi tarafından Yarm gazetesi aleyhine açılan kesri haysiyet davası tahkikatına İ7- mit müstantikliğince vaziyet €- dilmiştir. Yarın mesul müdürü Süley- man Tevfik Bey isticvap edil mek üzere İzmite davet edilmiş- Müstantikliğin tahkikatı neti cesinde vaziyet anlaşılacaktır. Tütün alışı “Tütün inhisar idaresi tütün mübayaatına devam etmektedir. İzmirde yapılan mübayaat biti- rilmiştir. Bir müddetten beri devam et- mekte olan bura mübayaatı da bitmek üzeredir. Bir kaç güne kadar da Samsun vehavalisinde' mübayaat başlayacaktır. Trikotajcılerın teberruu Şehimizde çorap ve trikotaj- cıların İzmir felâket zedeleri i- çin topladıkları eşya 800-1000 j | taharriyatı yapılmasına müzum| s€

Bu sayıdan diğer sayfalar: