22 Kasım 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

22 Kasım 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Jülliyet asrın umdesi “Milliyet” tir 22 TEŞRİNİSANİ 1930 İDAREHANE — Ankara caddesi No: 100 Telgraj adresi: Milliyet, İs- tanbal. Telefon numaraları: İstanbul 3911, 39İZ, 3913 ABONE ÜCRETLERİ | G Türkiye için Hariç için 3 aylığı © 400 kuruş 800 kuruş G- 150 1400 ız 1400 O, 2700, Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş tur, Gazete ve matbaaya sit işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların o mes'uliyetini kabul ötmez. Bugünkü hava Dün hararet en çok'i7en az 10 İĞ derece idi. Bugün mezgür mütevassıt 1d s esecek hava bulurlu olacaktır. İ Haftanın yazısı ll Alacak verecek meselesi ! Tarihte, efsânelerde, masal-| larda bile alacaklı ile verecek! nin piri yoktur; yoktur çünkü alacaklı, derdinden çok yaşa- maz ki pir olabilsin, borçlu da borçlu olduğunu söylemez. Zaten insanlar nasıl erkek ve kadın olarak ikiye ayrılmışsa borçlu ve alacaklı olarak ta ikin. ci bir taksime uğrar şu farkla ki dünyada kadın adedi erkeğe na- zaran çok olduğu halde alacak- h ile borçlu biribirine müsavi- | dir. Bundan bilmem ne kadar ev- vel başka bir makalemde de yaz dığım gibi insanlar için nasıl en büyük saadet borçlu olmak ise en büyük musibet te alacaklı ol- ,maktır, Borçlu iken hiç bir kay /gunuz yoktur. Yalnız borcunu- vereceğinizi ( vadettiğiniz alacaklı geldiği zaman söy liyeceğiniz yalanı düşünürsü- müz o kadar. Hayatta alacaklı olmak musi betine ender olarak uğradığım gibi borçlu olmak devletine de O nisbette az nâil olurum, Ne zaman alacaklı olursam o belâdan bir an'evel kurtulmak emelile borçlunun peşini bırak- mam ve parayı asıntıya düşür- mem, Borçlu olduğum zaman ida bu zevkli seyi mümkün mer- itebe idame için borcumu kolay İkolay vermem. Galiba bunun i- İçin olacak ki borcu ve alatağı 'en az olanlardan biriyim. Ben alacaklılıkla borçluluğu | tetkik ettiğim zaman her biri-| i; mali ve bedit vaziyet | kate alırım ve| derhal borç teslim ec dam intiz' nun tefevvukunu| m, Alacaklı olan a sebetsiz bir a- damdır. ir mu, yoksa İspanyol nezlesi mi daha müz" içtir daha tavin edilememiştir. Vakitli vakitsiz adamı rahatsız Fikir, İgeldiği zaman bir alacaklnın faz bulunur.. Geli İkoptu sanırsınız... Halbuki o is İ şan adamdır. Biz icra memurları ile tahsildarları neden sevmeyiz? Bunların içinde ne çelebi ne na Lâkin ne çareki vazifeleri itibarile alacak lı mevkiindedirler, alacaklıyı sevmeye imkân var mıdır? Alacaklıya çök defa borç'u İ terbiye dersi verir meselâ mü- nasebetsiz zamanlarda gelmesin diye evde veya yazıhanede ol madığı saatlerde randevu ve- rir.. Beriki bir iki defa denedik ten sonra bu dersi unutarak kal- İkar borçluyu yemek vakti, va- hut gece rahatsız eder... Vade çehresi kadar nahoş surat pek kapınıza da-| yanır, eh, insan hali her zaman dünyalığı olur mu ya! Gününde borcunuzu vereme: Efen- İdim, görmeli alacaklıdaki fiya- kayı, hiddeti.. Sanki kıyamet temese ve sizde vermeseniz.. Tarafeyn pek güzel geçinir gi- der.. Ucunda ölüm yok ya!. Lâ- kin gelin de anlatın, alacaklı an layışı kıt bir adamdır. Birinci müracaatinde parası- ni alamadı mı hemen zaten asık olan suratını bir numara daha asar, kaşlarını çatır çatır çatar ve yan bakarak: — Rica ederim, uzatmayın, alırken böyle mi görüştünüzdü? der.. Ve ikinci vadeye kadar si- zi gördüğü yerde gözünüzün içi ne bakar.. Vereceğinizi, vadetti ğiniz ikinci gün gelir, eh insan hali siz yine tedarikli olmıyabi- lirsiniz.. Bu sefer daha sıkı bir| sapartmaya intizar etmelisiniz. Siz tabii daima aşağı perdeden alırsmız: — Vallahi efendim, tedarik edemedim! Dersiniz! O başlar. — Eh, bu olmadı, artık ta- hammül edemem, Buna dolandı rıcılık derler... Gibi kaba saba sözleri arabalarla söyler. Buna hiddet etmemeli.. Ala- caklı yaradılışı itibarile densiz, kaba ve hoyrat bir adamdır. On dan her şey beklenir yalnız ne- zaket beklenmez.. Amma borçlu öyle midir? O çelebi, artist, zeki bir adamdır... Bir kere başkasının parasını ©- İlinden almak suretile ona karşı bir tefevvuk göstermiştir.. Son ra da vermemek için aldığı ta- vurlar, bulduğu çareler ve ya- lanlar ne güzel şeylerdir. Be- nim birinde biraz alacağım var- dı, bir kaç defa istemeye gittim, bakmız ne oldu. Birinci seferinde bizim borç- Tuyu çenesi sanlı gördüm.. Ta- bil icabı nezaket, » Geçmiş olsun! dedim... O| başladı: — Ah birader sorma, dün ak an beri gözüme uyku gi r, diş ağrısmdan deli olaca| ğım... Eh bu vaziyette bir adamdan para istenir mi... Bir diğer gün gittim.. İzmir su felâketinden| sonra idi. . Beni görünce he-| mer üstüme atıldı: — Aman kardeşim İzmirde | bir tanıdığın var mı? Hemşire) orada idi... Tel çektim cevap) 5 eder, saygısı ve nezaketi az bir © (Miiliyet)in edebi roman, —Bana ıztırap veriyorsunuz. — Beni deli edeceksiniz! — Sizin için çıldırıyorum!.. Bir aralrk elini başımın üzeri İ© ne getirmek, saçlarımı okşa- mak istedi, Bu siyah, sırım gibi © gön gibi kuru, zayıf elin başımın üzerine uzanışını âdeta bir yılan sarkısı sandım, titredim, kori”* — tum, sarsıldım ve ürpererek ge © fiye çekildim: — Dokunmaymiz . . . Dedim ve... . İlâve ettim: — Anlamıyor musunuz siz- den nefret ediyorum. İğreniyo- Tum. Sizi İstemiyorum! i gıcırtısını kulakla- Yüzü mosmordü. alamadım... Deli olacağım. Etem İZZET ni kavradı, kollarının arasında sıktı, dudaklarını kulağıma ge- tirdi: — Fakat, ben sizi seviyorum, Siz benim karımsınız? Dedi. — Hayır... Karım sınız. , — Değilim. Ben size karı ola mam! Ben başkasını seviyorum. Ben başkasının karısıyım, Si Bugünden sonra yalnız be — İmkânsız! — Nasıl olur?.. MİLLİYET ( Bilmecemiz bilmecemizin halledilmiş şekli Iı 2 8 4 5 6 7 8 9 1011 Bugünkü ilme RE Soldan sağa ve yukardan aşağı 1— Bir nevi içki (4) Meşri- bat (4) . 2 — Cenubi amerikada şehrin ilk ismi (4) Cet (3) . 3— Merasim (4) Kalem (4) 4 — Bir nevi içki (6) Kıvam m. 5 — İyi (3) Aslan (3). 6 — Hükümler (5). 7 — Vermek (3) Nehir (5). 8 — Giyecek şey (6). 9 — Güzel (3) Yapışkan bir madde (5). 10 — Hicap (2) Ekmek ya- pılır(2) 1i — Baş (3) Akmaktan is- mi fail (4). m A Şimdi bu halde adamdan pa- ra istenir mi? Üçüncü defa gittiğim zaman yüzünü mağmum gördüm. Da- ha ben söze başlamadan o baş- ladı. — Para için geldin değil mi, kardeşim bugün sana parayı ha zırlamıştım, lâkin bak ne oldu: Şu karşiki dükkândaki kundura cinm çocuğu apandisit olmuş doktor gelmiş bugün ameliyat yapmaz iseniz ölür.. bir damcağız deli gibi geldi benden | Ben de senin| ödünç para isted insaniyetine güvenerek paranı ona verdim... Artık bu söze bir şey denir mi? Simdi dördüncü defa gitmek için senenin en şen, havanın en ve piyasanın en işlek bir gü um ki | açıl nünü bekliye daha bulması İha bir müddet bekliyeceğim. Yalniz bir şey nazarı dikkati | mi celbediyor.. o Borçluların hepsi az çok aktör adamlar... A caba aktörler mi borçlaniyor.. Yoksa borçlular ını icabı mesla hat aktörleşiyorlar? Bunu daha halledemedim. FELEK — Allah böyle şey emret! mez! — Etmeseydi olmazdı. . — Bu, kulların fenalığı. zin ahlâksızlığınız . . — Hakaret ediyorsunuz .. . — İstiyerek. Beni burada ka pattıkça hep böyle gidecek. — Ne istiyorsunuz?.. Niçin?. — Beni bırakmanızı istiyo- rum. Sizden kurtulmak istiyo- rum!, — Yanlış düşünüyorsunuz!, — En doğrusu bu. — Sizi birakırsam ne yapa, caksınız?.. — Nişanlım ile evleneceğim... — Şu demin koğduğum ço- cukla rar?.. Böyle, söyler söylemez soğuk soğuk devam eden sözlerimiz | Demiş. A-| SUMAKTESİ 2 —Fransızcadan— Epeyce irat sahibi bir adamdı. Rahat yaşıyordu. Fazla olarak güzel, genç bir karısı da vardı ki bu saadeti itmam ediyordu. İrat sahibi mesut adam hiç yo- rulmadan yaşıyanlardandı. Kışı Pariste, yazm da mev- cimin gösterdiği yerlerde tatlı bir hayat sürüyordu. Zevcesi çok güzeldi. kadın fazla olarak kocasına pek sa- dıktı, Öyleki hiç kimse bu gü- zel, sadık kocasına pek merbut olan kadının kalbinden hiyanet emelleri o geçebilecegine ihti- mal vermezdi. > Hakikaten bunun için de bir sebep yoktu. Zengin adam sabahları ayna sınm önüne gecip de tıraş olur ken kendi kendine: Ben henüz genç bir ada- imım diye söylenir kendisini be ğenmekten © geri kalmıyor- du Lâkin ortada bir hakikat var dı: Karısı ile yan yana geçerek bir aynaya baktığı zaman zev- cesini çok genç buluyordu. İkadarki: Kendilerini görenle- je nı bu kadını onun kızı zannc- İdeceklerini düşünerek icinde derin bir azap hissediyordu. İ Bunu düşününce kendi kendi- ne: —Ben genç bir adamım, bu- na şüphem yok. , Fakat niçin bukadar kk yaşta bir kadın aldım. BE ARE Evet.. Bu doğru idi. Çünkü olabilirdi. Kocası ile arasşnda yas itiba 1 olan fark az değildi. Git gi- de bu fark daha görünür bir ha le girince ne olacaktı.? Bunu düşünmeyenler yok de gildi. Etreftan dedi kodular ol- miyor değikdi. Bu genç kadın nasıl oldu- da bu adama vardı.? Bu adam hakikaten pek mi: Zengin. ? Bununla beraher ortada hakikat daba vardı ki oda gi kadınmkocasına olan sadaka- İtini hâlâ muhafaza etmiş oha | İsıdır. Fakat'bu sadakat kocasının kalbine o Zalim şüphenin meğine mâni olmadı. Onun icin İkorast şuna karar verdi: — Karımı daima takip ede- ceğim. Bana temamile sadık İkalmasısır tersin etmek isterim. » kocası: tiyatroya ar Het ee n ds güz İlân İgör | Kocası Yeme ade i lanyame. Fakat daha 2 r geldi: meden, boyuna bağırıyor, — Paşa. Denilen bu alçak adamı didik didik etmek istiyordum. — Demek haber aldr. öğrendi! — Beni kurtarmaya geldi!. — Koğuldu!, — Beni göremedi. — Ondan korkmadınız mı? — O, sizi öldürecektir... —0O, gidip hükümete ni- şanlısının zorla kapatıldığını haber verecektir... — Bütün gazeteciler bu alçak lığın hikâyesini yazacaklar, sizi rezil edecekler... — Hâlâ mı korkmuyorsu- nuz? birdenbire kesildi ve onun üzeri ne atılarak bağırdım: — Ne; koğdunuz mu?.. — Evet. . Koğdum. Yaban- — Daha beni burada tutabili- yor musunuz?. — — Basba' ğı. Evlenmek için |ci bir erkeğin karımı aramasma| O Rilân derken rengi sapsarı o- tahammül edemem? in Vi acğle apre o kei iç.dinle Fakat, ben: — Gazeteler. .. luverdi. Amma, kendisini çok ça buk topladı: - <8. zevcesinin yaşı ancak yirmi bir | İ bir örmeden aklına şey- | yi fırsat, diye söylen» — Benim burada olduğumu! 5 Yanlışlık deye işte buna denir!.. di, karım rahatsızlığını behan& etti. Fakat eğer burada bekler- se monu her halde sokağa çıka cağını göreceğim! Buna adeta emindi. Bu his onu aldatmadı.Bir müddet ora- larda dolaştı. Fakat çok geçme- den kapıdan iyi örtülmüş bir) kadının çıktığını gördi —İşte hiç şüphe yok. rım. Kalbi çarparak yürüdü. Kadı- nı tam uzaktan takip etti. Ka- dın biraz ileride her halde ken- disini bekliyen bir otomobile bindi. O da bunu takip etmek üzere bir otomobile atladı. Zihninden bin türlü inti projeleri ge çiyordu.Onu cürmü meşhut ha- linde yakalıyacaktı. Ne yapa- caktı? Evvelâ öldürmeyi dü- şündü, Fakat: — Bu, dedi,zâfı ifade eder.. Cürmü meşhut halinde karımı Aşıkı ile gördükten sonra boşa- makla iktifa ederim. Öyle ko- lay kolay aldatılır bir koca ol- İmadığımı anlatayım. Bence İbu kâfi... Ka- runca o da şoförüne: — Çabuk, dedi, hemen onun anına... Otomobilin yanına geldiği za man içinden bir delikanlı ile bir kadının indiğini yakından iyice gördü. Ah, nc büyük yanlışlı tomobilden inen kadın hi: değil miydi?,. Buna memnun ol du. i o- ğe karar verdi. Evine geldiği zaman hızlı a- dımlarla karısının odasına çık- tr. Ve kapıya vurmadan açtı. Oda da genç bir delikanlı ne- ye uğradığını bilemez bir halde bu ani baskına. şaşırmış, kal mıştır! e Tiyatro - Sinema İs.B. Darülbedayi temslileri Bu Mp Sant iü mi ! 5 Bu akşam Pargalı yal © Oda Komik Dumbullu ismail Va heyeti ipe Kadısı Komedi 6 sebo Mösahip Zade Celal Bey | Ili Bu akşam umu lerde . efendi. Arasta: te Cani Pederin avukat oğlu H.E Kant Komik Naşit B. : Rejisör karakaş ef. nin çaktırmayâlım İler de hiç bir gey yazmaz. Hükü met te hiç bir şey yapmaz. Her) İşey usul ve kanunun gö i yapılmış, nik şüren hayalleri zihninizden $6- küp atmanızı istiyorum. Dedi ve,. Devam etti: o» — Hem beyhude çırpınıyor. sunuz, Nişanlınız sizinle bu ka- dar alâkadar bile olmadı. Geldi, sordu, söyledim, pekey.. Dedi, çıktı gitti. — Böyle olmasma - imkân yok.. — Tamamile böyledir... — Olamaz. Cahit muhakkak şimdi aklını kaybetmiş halde- dir. Her halde ona fena muame- le yaptınız... — Söylediğinizin aksine, en iyi muameleyi yaptım. evvel koğduğunuzu! sözle Öndeki otomobil bir yerde du tçi Gidip karısından, hakkında! şüphe beslediği için af dileme-| cak Hiddetle söyledim... İ. —Nahiyemür “ ve (AŞK muçanni tarafından kinde bi Büyük ve . MA İM XX XD» Yarın akça ÜĞMEYTA YOLM CANADA DAR Bütün Avrupayı dolaşmakta olan İsviçrede GOETHEANUM 'UNiVERSİTE LiB! Kadın cemiyetinin oynadığı PORTTAN yeni ve bedil sanatın Jâtf ve mevzun ahenkli HAREKÂTI BEDENİYE numerolarını şeh- rimizde de bütün ihtişamile ve İki temsilde olarak Fransız TİYATROSUNDA 24 Teşrinisani Pazartesi ve 26 Teşrinişani Çarşamba akşarları sat 18de enzan — takdirimize örzedeceklerdir. li MADAM GABRİELLE - ZİAT, 'TURNESİNİN TEMSİL LERİ bu akşam sast 21,80 de FRANSIZ Tiyatrosunda Wolfun en son eseri LE BEGUİN Yannki pazar günü matine olarak saat 16 MAMAN COLİBRİ Pazar akşatı JE TAXTTENDAİS Pararresi akşamı LE ROSAİRE DC | İ | | | Merkezi idaresi: Gala Acentası bulunmayan şehir! > Telefon: — Doğruyu söylediniz! '— Hayir. Ben ne kadar, asabileşiyor- mı, paşa o kadar yumuşak ko- .İnuşmaya başlıyordu. Zaten, bu hâlâ benim karım olduğunu | adamın hayret ettiğim tarafı da| bekliyerek geçirecektiniZ İza inanmamış görünüyorsunuz. | bu. Hakaret ediyorum, başkala-|mi?.. Fakat, hakikat budur. Artık bu-İrına kurşun attıran sözler söy- mu öğrenmenizi, sizi ümide dü-| lüyorum, yine hiç kızmıyor, su- rat asmıyor, hattâ bazan gülü- yor, en pes perdeye iniygr!. —Hem kabul etmek lâzım ki, Cahit Bey sizin benimle evlen- menizden çok mezınun kalacak tır! Bu, söze de hayret ettim; — Neden?.. Soğuk kanlılıkla cevap verdi ve... Bir müddet benden bir çok şeyler sordu: —O sizi seviyordu değil mi? — Evet. Deli gibi. — Kendisi daha mektepte de ğil mi? — Mektepte. — Mektepten çıkınca ne ola- YP o ERER AEE MELEK ve ELHAMRAN New-York'ta SERSERİ KRAL GALA MÜSAMERELERİ Hamis Biletler evvelden tedarik edilebilir. Fiatlerde zammiyat yokull > Paramount filmidir. )900000000004 b000000066005- ş ITTIH ADI MİLLİ, Türk sigorta şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleri& Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir. Boyoğlu —2003 Sonra kav! Mizahı, Edebiyat, Sarvat i Pazartesi akşamı Teşrinis » Sinemalarında “METROPOLETAN OPERASINDAN., DENİS KİNG RESMİ GEÇİDD filminin göz ği ü JEANNETTE MAC DONALD GİNE emsil edilen ve şüheserlerin TES ir şaheser olan terenmen renkli # > r muhteşem en filminin ilk ire münası «EZ: JİK sinemaanda GEZER Meşhur tenor ALFRED PICCAVER'İ muhrik W tatlı sesi ile LOHENGRİN de dinliyeceksiniz. sahseleri Şehvet Kadın sözlü ve şarkılı muhteşem SN minin heveti temslliyeşi başındf MYRNA LOY ve ALICEİ JOYCR. gibi müstesni artistler vardır N V a li l Yeğine ve mükemmel jön p RAMON NOVARO Bu akşam saat 21,35 de G0pı dişi sevimli DROTHY JORDAN ile beraber temsil ettiği İMPERATOR YAVERİ filminde taganni edecek VE seyircileri gaşy ve teshir edecektir pASRİ Sinemad İ Bugün ve yarın sast 16,1-2 matlnesinde ALMAN FRATELLİNİ'er İ namı ile maruf meşhur cambâ İşirakile wa BÜYÜK VARYETE | i | | 28 Teşrinisani cuma ve 30 teşri pazar günleri saat 18,00 t€ ea olarak İFRANSIZ Tiyatrosundâ Meşhur viyolonise ACGUESTHIBAUY taralından iki konser verilecek Biletleri şimdiden tedarik © tada Unyon Hanındâ lerde acenta aranmaktadı” makam... Müfettiş. Vali lân!,. , — Daha kaç sene oku! — İki sene... — Siz bu iki seneyi €' ve — Tabii değil mi?.. pl — Mektepten çıkmca n€ nacaktı?.. Her nahiye müdürünü! ğı maaşı alacaktı... — Meselâ kaç altın?.. — Üç altın... sf — Başka bir yerden geli mi2... y— Hayın — Benim de yok... — O halde, Cahit Bey" zancı ile geçinecektiniz?- — Evet... Paşa, bundan sonra tu. Ben de susuyordum. bire hele bana öyle bir gelmişti ki!.. Neden bil” Sinirlerimdel i hırçınlık en Sek çıkışından sıfıra düstü ai” in sizede m a0 pi vik

Bu sayıdan diğer sayfalar: