23 Aralık 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

23 Aralık 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MİLLİYET SALI 2 KÂNUNUEYVVEL 3 i ii ii İ i Poliste yapılan tebeddüllerin esası nedir Eeee | - Mahfi Darülfünun (Dertemeterde | ———. İhracat Kimkazandı Güzel vitrin müsaba kasını neticesi .Şehi birinciliğini Olion, ikinciliğini Galeri dörob- lo vitrinleri kazandı Yerli mallar haftası zarfinda Yapılan vitrin müsabakası birin €i ve ikincisini intihap edecek Olan jüri hey'eti dün içtima et- Miş ve hararetli bir müzakere ve Mmünakaşadan sonra (şehir ve mıntaka birincilerini ve ikincile rini intihap etmişti Birincilik ve ikincilik üç mıntakada İçtimada evvelâ birincilik ve İkincilik ihdası düşünülmüş ve muvafık (görülerek İstanbul, Beyoğlu ve Kadıköy ayri birer mıntaka addedilmiş, her mmta- kadan birer birinci birer ikinci Çıkartılmış, bunlar arasından da umumi olarak bir şehir birinci- si, bir şehir ikincisi seçilmiştir. Mıntaka birincileri ve ikincileri Mmtaka birinci ve ikincilik- leri tesbit edildiği zaman İstan bulda birinciliği Bahçekapıda Yerli mallar pazarında bir vitrin Yapan Altın mekik mensucat İabrikası sahibi Selim Gabbani Bey, İkinciliğide Sultan hama- mmda Hasan Pertev mağazası kazanmıştır. Beyoğlunda birinciliği Olyon mağazasının vitrini ikinciliği de Galeri dö möbl'un vitrini kazan mışlardır. Kadıköyünde ise Şekerci Ra- sim Beyin vitrini birinci, Mü: tecabi biraderlerin vitrini iki gelmiştir. Şehir birinci ve ikinci Mıntaka birinci ve ikincileri- Bin intihabmı müteakip şehir birinci ve ikincisi intihabına ge- Şilmiş ve bu intihapta çok hara retli münakaşalar olmuş, âzanı TEYİ teşettüte uğramıştır. Bu müzakerede birinci kola- ylıkla seçilebilmiş, jüri hey'eti- hi teşkil eden zevatın kâffesi müttefikan reylerini Olyon ma- fazasına vermişlerdir. ; İş ikinciliğin seçilmesine gel diği zaman hararetli münakaşa başlamış, yerli mallar pazarm- daki Altın mekik mensucat fab- rikasının vitrini ile (e Galeri dö Mmöblün vitrini arasmda şayanı dikat bir tesavili âra zuhur et- miştir. Bu tesavfi âra neticesin- de âzadan bir kısmı o Galeridö möblün ikinci addedilı bir kısım da Altın mekiğini ikinci addedilmesini istemişlerdir. Mü bakaşanm en hararetli zamanm da içtimaa gelmemiş olan Na- mık İsmail Beyin © gönderdiği #arf açılarak içindeki rey vara - kası okunmuş ve Galeri dö mö- ble rey verdiği görülmüş ve bu Suretle bir rey fazlası ile Galeri dö möbi şehir ikinciliğini kazan Miştar. Güzel vitrin yok » Maamafih bu birincilik ve ikinciliğe rağmen jüri hey'etini teşkil eden âzanın kâffesi bizde vitrincilik birinciliği olmadığı kanaatındadır. Birincilik ve i- kincilik kazanan vitrinler mev- Cut olanlar içerisinde en güzel olanlardır. Yoksa vitrincilik nok mağa başladı. İ 1865 te “Yeni Osmanlılar ,, cemiyeti teşekkül ediyor. Sağır Ahmet Bey zade Mehmet Bey, Suphi Paşanın büyük oğlu Aye tüllah Bey, Nuri Bey, gibi mem leketin o zamanki güzidelerin- den teşekkül eden cemiyete Na Muık Kemal de iştirak ediyor ve cemiyetin en faal uzvu oluyor. Veliaht Murat Efendiyi meşru- iyetei bir padişah olarak yetiş tirmek vazifesini N. Kemale Vererek onu Murat Efendinin “ğin Salâhaddin Efendiye mu allim 2amuı altında veliahtın mii rebbiliğine tayin ediyorlar ve Murat Efendi tamamen onun te Siri altında kalıyor. Namık Kemalin ta etriğ nlarak için Yalnız kalemindeki kuvveti dü- Yünmemeli, natıkasındaki hari- maz ?e kuvveti de unutmamalı. “er, 146 senesi sonun- doğru hü- Kümet da. ti osmanlılar cemiyeti (ii Tebeddül Merkeze alınan po- lisler iade edildi Kısmı siyasinin ıslahı mutasavverdir Bazı gazeteler poliste yetmiş memurdan bir kısmının taşra- ya, bir kısmının da kaymakam- İlukların emrine verildiğini yaz- mışlardır. Bu hususta bir muharririmiz|Y>: |,|”. A ilâyetten şu malümatı almış-| — Biz büyük Gazinin gös tir: Sabık polis müdürü Şerif B, | <7diği yolda yürüyeceğiz, onun zamanmda merkezlerdeki polis | dehasının yaratığı o bu muaz- İmemurlarından bazıları müdiri- 20 Türklük abidesini | küçük İyet şubelerine almıştır. Ali |Gimağlarımıza sığdırabilmek ve polis müdürü olduk. | Onun en kıskanç bir müdafii ol tan sonra bunlar ktemın; | mak için çalışıyoruz” sözlerile sakil İbiten nutkuna davetliler arasın- Mülki teşkilât üzerine ahiren |da bazı bulunan Karşehir meb' Emniyeti #mumiye müdürü |usu Yahya Galip B. mukabele | Tevfik Hadi Beyin de iştirakile | €tmİŞ ve ezcümle şunları söyle- yapılan tetkiket & neticesinde | DİStr: zi merkezlerin takviyesi muvafık | , “Gençlik vatanım temeli görülmüştür. demektir. Ben 304 de hürriyet | | Bunun üzerine evvelce müdi- | Sin çalıştım hayatım menfada riyete getirilen © mütebaki me. | Zecti- Yılmadım, Gazinin maiye İmurlar da gene merkezlere iade | UNd€ bir nefer gibi tekrar uğraş İolunmuştur. Hepsinin mecmuu | v7. Gençler çalışmalı — evvelâ 70 kadardır. vatan için çalışmalı. Biz rehber Taşraya gönderilen memur- | SİZ Çalıştık, sizin bir mürşidiniz lara gelince bunlar altı komiser | “8” İden ibarettir; münhal vilâyetle- İre tayin olunmaktadır. Poliste bazı islahat icrasr da | izi İŞ 2 a mutasavverdir. Bu cihet te tes) Anadolud n Joluda bit olunmuştur. Ancak bu bütce| © KARA ii eğ Eğ My ŞA a ğu tahsisat olursa tatbik olunacak tar. Bu meyanda kısmı siyasiye |baslamıstr. Orta Anadoluda ha- fazla ehemmiyet verilmesi dü- |raret sıfırdan aşağıdır. günülmüstür. Şark vilâyetlerinde nakıs 10de Kismi siyaside çalısan me. |r<c:Ye kadar inmiştir. Bu vilâ murların rütbelerinin de komi- vee gok miktarda kar yağı vor, ser derecesinde olması ve ale ii İlâmum kısmı siyasi memurlar | Hamamlarda temizlik nm maaşların tezyidi de mu- | (Son zamanlarda bazı hamam İtasavverdir. larda temizliğe dikkat edilmiye İ Tesbitedilen esasat Ankara- |rek pis havlular kullanıldığın- ya gönderilmiştir. Bütçeye ka- | dan şikâyet edilmesi — üzerine bul olunursa aledderecat polis r teftişe tâbi 1 zam göreceklerdi hrietir Eyüp gençler mah- fili açıldı Resmi küşatta hararetli nutuklar söylendi Bir kaç gündenberi teşekkül etmekte olduğu yazılan o Eyip gençler mahafili evvelki akşam Tesmi küşadını yapmış ve resmi küşatta hazır bulunan zevata bir çay ziyafeti vermiştir. Ziyafet- ten evel mahfil reisi İhsan Muhit gençliğini asrileştir- mek gayesile çalışan gençleri tebrik ederiz. bunların umumi terier irt a Kura nerede çekileck? Ticaret odası sergiler hey'e- ti reylerin tasnifi ile meşgul o- lacaktır. Henüz bazı mağazalar reyleri tai nazarından birincilik kazan- İmış değildirler, Verilecek hediyeler Şehir birinci ve | işinciliğini kazanan vitrin ve mağazaların esamisi Ankarada Milli tasarruf ve İktısat Cemiyeti merkezi u- mumisine bildirilmiştir. Merke- xi umumiden bu mağazalara bi- rer diploma ile birer hediye gön derilecektir. Kısmi birincili! ikinciliği kazananlara da Milli tasarruf ve iktisat cemiyeti İs - tanbul merkezi tarafından birer diploma verilecektir. amelesi birkaç gün teehhür ede cektir, Reyler tasnıf edildikten son- ra jüri hey'eti bir içtimaa daha davet edilecek ve o içtimada ku ranın çekileceği gün tayin ol nacaktır, Kura ya Gala konferans salonunla, yah rülfünun konferans salonunda | yapılacaktır. İftihar lâvhaları Vitrin müsabakası yapıldığı esnada bazı mağazalar yüzde el Hi tenzilât ilân ederek halkın yer li mallar teşhir eden yerlere git melerine mâni olmak istemişler dir, Açık bir ihanet teşkil eden bu hareketi teşhir ve yerli malr satan mağazaları halka (o tanıt- mak için Mili tasarruf ve ikte- İsat cemiyeti müsabakaya işti- İrak eden bütün dükkânlara vit- ile Müştecabi biraderler vitrini- | rinlerinde asılmak üzere birer ne rey verenlerden de otuzar ki- | iftihar lâvhası tevziine (o karar İşiye hediye verilecektir. - İverilmiştir.. derek Namık Kemali Erzurum vali muavinliğine tav'n ile İs- tanbuldan teb'it etmek istiyor. O, memuriyetine gitiweyerek, Avrupada bulunan Mısırlı Mus- tafa Fazıl Paşanın yanma kaç yor. 1863 de Kemal Londrada |Ziya Paşa ile birlikte “Hürri- İyet, gazetesini neşre başlıyor... Bilâhare Gen&vede intişar eden İbu gazete hükümetin bütün te- İkayyütlerine rağmen İstanbula girer ve burada gizlice elden ele gezerdi, Bir affı umumi ilânı üzerine İstanbula dönen Namık Kemal | vatanperverane neşriyatma de- vam, sonra bir kaç ârkadaşile birlikte “İbret,, gazetesini neş- re başlıyor. Hükümet yine kuş- kulanarak Kemali Gelibolu mu- tasarrıflığı ile teb'it ediyor. O, az bir müddet sonra istifa ile yi ne geri dönerek halkm fikrini tenvire tiyatroyu vasıta ittihaz Halk arasında çekilecek kura İsimlerini yazdığımız bu bi- rinci ve ikincilere rey verenler arasında da bir kura çekilecek, Olyona rey verenlerden 200 ki- $i, Galeri dö möble rey verenler- den de 100 kişi ikramiye kaza- nacaklardır. Alm mekik ve Şekerci Rasi- mı vitrinlerine rey verenlerden yetmişer kişiye, Hasan Pertev Gedikpaşa tiyatrosunda bu ©- yundan o kadar galeyana geli- yorki “Yaşa Kemal, avazeleri tiyatroyu çınlatıyor, müellifi zorla sahneye çıkartarak bir al- kış tufanma gark ediyorlar, Bu tezahür saryar çıldırtıyor. Der- |bal “İbret, gazetesi lâğv, mu- harrirleri tevkif olunuyor. Na- İmık Kemal de Mağusada kala bent edilmek tizere Kıbrısa nefi olunuyor ve bu zindanda herşey den mahrum olarak tam üç sene bekliyor. Sultan Abdülâziz hal olunup İbeşinci Sultan Murat cülüs edin ce Namık Kemal İstanbula dö- nüyor, Fakat beklediği padişah mecnun! Bu felâket karşısında teessüründen günlerce hastala- İniyor. Lâkin Abdülhâmit bir ürriyet cereyanı içinde cülüs etmiştir. Kemal teşkil olunan kanunu esasi encümenine işti- rak ediyor, Sultan o Hâmit ise vermeğe mecbur olduğu hürriye göndermedikleri için tasnıf mur | | Ekonomi | : Buhran! Nizameddin B.in R. Saffet Beye cevabi. i Buhranın Türkiyede tesir- leri pek azdır | İktusadi buhrana dair neşri- yat gene aldı yürüdü. o Kocaeli meb'usu Reşit Saffet B. karşı İgazetelerin birinde © neşrettiği İ makalesinde diyor ki: | “İktısadi buhranın izale! alinan tedbirlerin ani bir netice vereceğini beklemek hatadır. Döviz ihtiyacı karşısında kon İsorsiyomun bir milyon İngiliz lirası biriktirmiş olması hiç bir şey ifade etmez. İktisadi buhranın sebepleri ni tetkik ederken görüyoruz ki ibankalardaki depozito paralar İmütemadiyen artıyor. Tüccar ve büyük sanayi es- hab: paralarmı ya bankalara ya İtarıyor, ya emlâke kapatıyor, yahut harice gönderiyorlar. Ban kalar da krediyi günden güne kesiyor. Milli paranın mühim bir kıs- İm ticari sahadan çekilerek» di- ger memleketlere gitmiştir. İş- te parasızlığın ve buhranin en İbüyük sebebi buradadır. Bu sermayeleri tekrar mem- lekete getirmek ve burada onla- İra yaşayacak bir muhit tedarik İetmek lâzimdir.” Diger taraftan Ticaret bor- sası kâtibi umumisi Nizamed- din Âli B. de şunları söylemiş- tir: — İktısadi buhran esas itiba İrile iki sebebe irca edilebilir. Bunlar bir taraftan fazla i#- hsalât olması diğer taraftan i- se iştirak kahilyetinin azalması dır. Umumi buhranın Türkiyeye tesiri azdir. Çönkü Türkiye buh ran dalgasınm "asıl çıktığı yerde e getirmek meselesi iktrsadi seviyesi ek meselesidir. Bunun buh ranla alâkası azdır. Türkiyenin ihraç ettiği şey- ler, umumi buhrandan az müte- essir yerlerde satıldığı için bu buhramn Türkiye üzerinde oka- banka müdürü de demiştir ki: — Memleketimizden serma- nin kaçması umumi bir şekil. de mevzuu bahsolamaz. Serma- lacağı sahalar vardır. Bazı işle- rin fena gitmesi memleketimize mahsus bir hal değildir. Umumi buhranı neticesi- dir. Müteşebbüs olmıyan korkak ların sermayeleri daima kaçabi- tir, Avrupada bankalara yatırı- lan para miktarı bize (nispetle çok fazladır. Bankaların kredile ri iş sahalarmın lmesi do- layısile azalmıştır. İ Bankalar ciddi işler için para İverir, fakat iş yapamıyanlara kredi açamaz. Hattâ böyle zamanlarda ban it, bir müddet sonrada Kemalin İ tevkif ve mahkemei cinayette , muhakeme edilmesini irade edi yor. Namık Kemalin vaktile iteşebbüslerine iştirak etmesi çin müracaat etmiş olduğu Sup hi Paşa ona: “Bir saray aksüla- melinden korkarım, sonra ka- zandığımızı da kaybederiz. Be- ni bu işe karıştırmaymız!,, diye cevap vermiş. Kemal de hali- den sonra her zamanki gibi ga- leyanli bir makale ile Suphi Pa şaya hücum etmişti. O zaman yazıların millet indinde büyük bir kıymeti, müthiş bir tesiri vardı. İstipdat idaresi mahke- mei cinayet reisi Suphi Paşanın intikam almak isteyeceğine ka- naatle onun önüne adeta bir şi- kâr atmış oluyordu. Fakat Sup- hi Pasa medeni bir şecaat gi tererek Namık Kemali muhake me ve beraatine hükmediyor. (değil, bu dalganm ucundadır. | yenin memleketimizde kullanır. | Fen Fakültesinde bir hâdise Fakülte reisi Mustafa Beyin beyanatı Evvelki gün Darülfünun fen fakültesinde bir Türk müderris ile bir ecnebi müderris arasında hayvanat dersinin iki müderrisi vardır. Biri Ali Vehbi B., diğeri de fransız müderrislerinden M. İ (Hovasse) dır. Bu dersin Adem Nezihi B. isminde bir de müderris muavi- ni vardir. Adem Nezihi B., Ali Vehbi Beyden oldığı emirle derse gel- miş, fakat ayni zamandaM. Ho- ivasse da ders vermek üzere der- saneye girmiştir. Adem Nezihi B., M, Hovasse'a kendinin ders İvermek için emir aldığını söyle- İmiş, M. Hovasse da sm'fta mü- derris varken, müderris muavi- ninin ders | veremiyeceğini be- İyan etmiştir. Ve bunun üzerine Adem Nezihi Beyin yerine M. Hovasse dersini takrire başla” mıştır, Asistanlardan Fahire H. da dersi Türkçeye tercüme etmek istemiş, fakat Adem Nezihi B. Fahire Hanımın dersi tercime etmesine mâni olmuştur. Bütün bunlar talebeyi müte- €ssir etmiş ve sınıfı terketmişler ir. Talebe çıkınca M. Hovasse'la Adem Nezihi B. sınıfta kalarak uzun müddet münakaşa etmiş- lerdir. | /fen fakültesi reisi Mustafa Hak- İk B. bize şu izahatı vermiştir: — Meseleye vazıyet ettim. Tetkikat üç dört güne kadar bi- ter zannediyorum. Hâdise bir disiplin meselesi olduğundan 1â zım gelen ehemmiyetle tetkikat yapıyoruz. M. Hovesse'la görüiş tüm. Hâdisenin izam edilecek İbir mahiyeti olmadığını söyledi. Vak'a ile alâkadarlara, malö- İmatlarmı almak üzere resm! tez jkere yazdık. Tetkikat bitinc İsize neticeyi söylerim , Yalova filmi , Seyrisefain idaresi tarafın- dan Yalova için yapılan film Mr sıra gönderilmiştir. |katarda fazla para olduğu için iyi iş yapan müesseselere daha müsait şeraitle kredi açılmakta İdır. İşleri bozulanların istedik- dir. Asıl celbedilecek sermaye için müsait iş sahaları bulmak- tır.” . Borsa mübayaacılarının vazifesi Bir gazete Ticaret ve Zahire borsasında mübayaacılarm ve- zaifi tanzim edilmediğini yazı- yordu. Borsa (kâtibi umumisi Nizameddin Âli B, bu hususta demiştir ki: — Bu haber hakikate teva- fuk etmez. Borsa bir devlet mü- Bazı fertlerin kendi hususi kazançlarmı arttırmağa alet de- ğildir. Ve olamaz. © Bunu böyle bilmek lâzımdır.” lif etmek hiç bir garabetten ka- çınmazlar. Nefi etmek kanunen memnu olduğundan Namık Ke- mal Midilliye nefi değil fakat “ikamete memur,, ediliyor. Bu, vatanın yine en büyük tehlikelere düstüğü bir zaman- dır. Rusya muharebesinde mağ Tüp oluyoruz, Dahi gün günden bozuluyor. Mithat | Paşa mahküm edilmiş, Mecli; Meb'usan dağıtılmış, Babrâli İehliyetsiz rical ile dolmuş, mat buat susturulmuş, Namık Ke- mal kalbinden vurulmuştur. | Bir müddet sonra Midilli ma İtasarrıflığına tayin olunuyor. Beş buçuk sene sonra Rados mu tasarrıflığınabecayiş ediliyor ve az bir zaman sonra da Sakız mu tasarrıflığına naklolunuyor. Bu ilarla örtülü beş on ot minderi, bes on sandalya, pek sade bir bir hâdise olmuştur. Fakültede | Dün kendisile görüştüğümüz | ” İleri krediyi bulamamaları tabif- | işler de| rada evindeki eşya basmakumaş | Arap Halit | Katil kastile silâh İ attı mı? Maznun garip jestlerle cürmünü inkâr ediyor Ağırceza mahkemesinde, bir gece Şefik isminde birinin evi- ne ve hâdise üzerine kendisini tevkife gelen polislere silâh a- tan Arap Halit muhakeme olu- İmuyor.. ! © İranlı Halit, tuhaf jestlerle, İgâh boyun kırarak, gâh omuz siklerek, reisin suallerine, türk çeden başka herşeye benzeyen bir kisanla cevap veriyor; Ken- di adı Halitmiş. Babasının ad: Homut, 40 yaşında kadar ya var ya yokmuş. Bir mahkümiyetçe ğizi varmış. O da iftira yüzün- den... — Sırf iftira yüzünden be- yim, diyor, sırf iftira yüzünden İehh şöle bir elli günceğiz hapis j yattık... Reis soruyor: — Arap Halit... Sen 930 se- nesi Eylülünün 23 üncü günü, Şefik'e katil kasdile, ve-seni tut mağa gelen polis memurlarma da silâh atmışsın... Doğru mu? İZorum ne ki elin evini ateşe tu- İtacağım!... Hem beno © gece Tahtakalede Ali ve Muammerin yanındaydim... İsbat ederim. Şefik davasmı şöyle anlat or: “— O gece evimde oturuyor- 'dum.. Arka arkaya bir silâh se İsi: pat, pat, pat... Eh.. bana ne.. j Fakat silâh durmadı... Bu defa kapım çalındı... Polisler geldi- radılar, taradılar... Evimin du- varlarında kurşun izleri ve kapı | mın önünde boş kovanlar buldu | lar. wime ateş eden Arap Halit imiş... Halitle, bir kız meselesi İ yüzünden aramız açıktır. Ve ba na bu yüzden kaç defa tehdit mektubu yollamıştır. İ Katil kasdile attığına hem yoktur. | Şahit Saniye hanım, büzüle şehadette bulundu: “— Saat 14 sularında, evim de çay içerken birdenbire bir si- 1âh sesi duydum. Dayanama- dım. Kapıya çıktın. Bir sürü insan sokağa toplanmıştı. De- im: İ —Bu neyin'nesi olsa? Dedi- ler: | — Arap Halit efendi silâh at- İmişt... — Aaaa... dedim... bu adam sile sahibi çocuk sahibi bir 2- damdır... Yapmaz öyle şey.. Sureta tanırım Halidi çün küm... İşte benim bildiğim bu kadar. Neticede, mahkemeye sevke- İdilen davanın takibatı noksan görüldü. Arap Halidin, memurini za- bıtaya silâh atıp atmadığınm tahkiki ve icabeden £ şahitlerin celbi için muhakeme başka gü- anebırakılâ.., üz ile beraber dönmüştü. İşte bu sade çerçeve içinde Namık Ke- şüp- şenerek gecelik entarisile otu. Turmuş. Paraya hiç ehemmiyet ver- meden, ne yoksulluk ne de bol- luk içinde geçinirken son za- manlarda neşre başladığı “ Os-! İmanlı Tarihi, nin çok satılacağı| İn ve kendisine bir az para bıra- kacağmı ümit etmişti. Simdi ' hafitleri var. Ailesini düşünmek İsrrası geldiğini duyuyor. Sakı- İzm havası kendisine yaramıyor. Sıhhati bozuluyor. “İslâm tari- hi,, nin birinci cüzü, Roma ta-' rihinden bahseden methal Ebüz ziya Tevfik tarafından güzel bir tarzda basılmış ve Kemal bu- nunla oyalanıyor, doktoru: © İnun etrafında bulunanlara gön-! Tünü sıkmamağı, asabını boz- İmamağı tavsiye ediyor. Fakat, Müstebit idareler zulümleri | yemek takımı, birde sevgili ki-' o esnada istipdat bu yaralı arı le 1873 de “Vatan yahut Siliş- |ti geri almakla meşguldür. Mit nisbetinde maskara olurlar, Bun taplarından ibarettir. O Avrupa lanı öldürecek silâhı hazırlamış | i- minasini mmatıvor Halik hat Pasavrazil ve Avrupaya teb lar kanun ile kendi arzularını te'dan avdetinde de bir kütüphane tır, Yıldızdan gelen bir emir ta — Ne münasebet efendim...; ler, lâmba istediler. Verdim. A-| ezile| mal çok kere giyinmeğe bile ö- i Ticari istihbarat | büroları açılıyor İ Hayvan borsasının lâğ- vına lüzum görülmeyor Ticaret ve Zahire borsası ye- İni bütçesinde, istihbarat işlerini tevsi için fazla tahsisat vazedil mesi tekarür etmiştir. Bu tahsisatla şimdi Amerika ve Avrupada mevcut olan istih- İbarat teşkilâtı takviye olunacak İve ilâveten Balkanlarda da tica- ri istihbarat teşkilâtı vücude ge İtirilecektir. Bu snretle günü gü nüne malimat almak kabil ola. caktır. Bütçenin diğer kısımlarında pılacaktır. Hayvan borsası (o komiseri Kemaleddin B. borsanın faidesi görülmediği ve ilgası için teseb büsatta bulunulduğu hakkında- ki neşriyatım gavri varit oldu- ğunu söylemiş ve sunları ilâve etmiştir: —Borsaların faideleri dünya İm her tarafında anlaşılmıştır. | Borsa olmayan yerlerde sa- İtuşlarda intizam olmaz. Ve orta da ihticaç ve istinat edecek bir fiat bulunmaz. Borsada savısların hepsi tes- |bit ve tescil edil için alıcılar ve satıcılar icabında haklarını gerek borsa nezdinde ve gerek mahkemelerde (arayabilirler. Borsa, gözü kapalı olarak baht ve talihe bırakılmış bir ticaret İsistemi yerine vazıh bir (rejim tesis etmiş bulunuyor. Artık iktisadm en ileride görüldüğü bu devirde borsaların lüzumunu İmünakaşaya kalkmak fuzuli ka fa yormaktan haşka bir netice vereme” sanırım.” Son zamanlarda Yunanista- İna hayvan ihracatımız çok art- jmuştar. Şehrimize koyun muvarıdatı İnormal surette devam ediyor. Buhran olmak ihtimali olma dığı kanaatindeyim.” 'Triyeste konsoloslugundan gelen bir raporda Brezilyanm İzeytin yağlarımıza ivi bir mah- reç olabileceği tahmin edildiği bildirilmektedir. Zeytin yağlarımız Brezilya- da ton zamanlarda pek fazla rağbet bulmıya başlamıştır. Tri- yeste konsolosluğumuz Brezi! yada yağlarımızı tanitmıya İü - zum görmektedir. Bir kaçakçı motörü zaptedildi Tütün muhafaz memurları tarafından Yalovah Mustafa kaptanın motöründe 52 okka esrar yakalanmıştır. Kaçakçılık hakkındaki kanın o mucibince motör zaptedilmiş, Mustafa kap tan da tevkif edilmiştir. Deniz fenerleri Adalar denizinde Kruyo, Hü- seyin burunları ile Çanakkale 'de Nara burnuna ve Kumköleye birer deniz feneri inşası takar- rür etmiştir. Harbi umumide düşman gemileri tarafmdan tah rip edilen bu fenerler, fenerler idaresi ile müşterken inşa edile- cektir. Hükümet bu iş için 60 bin lira tahsis etmiştir. rihin neşrini menediyor. Namık Kemal işte bu sonün- cn darbeye tahammül edeme- miştir. Onun fırtmadaki hassa- İsiyete göre yeis kendisince bir inevi ölüm demekti. Bir müddet ,büyük sözlerile kendi kendisini teselli etmek istiyor, fakat na- file! Rutubetli ve sisli adanın içinde memleketi hakkında me- yus, atisi hakkında meyus, hep inkıraz bulmuş ümitler ve hulya lar içinde ve ailesi de yanmda bulunmadığı için yap yalnız, va tan ve hamiyet aşkile yanan bu kalp nihayet duruyor, Namık Kemal 2 kânunuevvel 1888 de vefat ediyor. O, kendi kendini teşyi ile: “Ne şandır hak yolunda hal i ip durmak, zi hayat z olmak bu dünya da?,, demiştir. Bu hayat hakikaten u ın bir şehadettir. Milleti ise Mimüne halâ acıyor!, z Abdülhak ŞİNASİ ehemmiyetli sürette tasraruf ya ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: