22 Aralık 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1

22 Aralık 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Çöl gibi Anadolu... Çırçıplak yayladan karadeni- zedoğru gidiyoruz. Çamlıbeli ve ondansonraki dağları gözleri mi kapamak istiyerek ( geçiyo” tum, Bütün memleketi nasıl soy Muşusuz; nasıl çöle çevirmişiz... Sıra sıra bir yığın dağ var ki, hepsi çocuk boyu çamlarla do- Indur.Birakaç sene nefes alsalar her taraf ormanlaşacaktır. Fa- kat memlekette bir yeşil tepe bı Takmak günahmış gibi, oduncu baltası alabildiğine kesiyor. Çıplak Anadolu, *yukarıda Karadenize ve aşağıda Akdeni- ze doğru ormanları sürüp götür mektedir. Bir gün Afyonkarahisar vali inden, Afyonda kömürle 1$1t- mak odunla ısıtmaktan daha Cuz olduğunu işitmiştim. Tetkik &ttim: Deniz kenarı ve demir yo hu boyundaki şehir ve kasabalar dan bir çoğunda vaziyet böyle- dir, Yalnız odun sobalarını kö- mür sobaları ile değiştirmek ve daha doğrusu göreneği değiştir yetiştirmek şartlarmı tutmama ları, Bir Alman, İstanbul hamam larmın bir kaç sene içinde tek- mil Almanya ormanlarını tüke- başka şimdi Ankara her sene bir kaç orman yakıyor: Her tarafta esas hasbeleri yığılmış Ormanlık yerlerde yayla ev- İeri, bahçe ve tarla çitleri, hep- si genç ağaçlarla yapılıyor. Da ha mrucuz? Hayir. Kerpiç daha kolay ve daha ucuzdur. EL ve göz alıştığı için, or- Man ne kadar ta ol sa her sene herkes bir küçük ko Tu istihlâk etmektedir. Orman işletenler yalnız kes- e meşguldür Türkiye ormanları kurtar- mak, Türkiyeyi gölgesiz ve çöl için bakınız tedbir ler ne kadar basittir, 1 — Kömür ve odunla teshin Ayni fiyata mal olan bütün şehir Ve kasabalarda muayyen bir müddetten sonra odun yakaca- ğını menetmek. Bu müddet tek mil resmi daireleri ve şirket- ler için bir iki sene, halk için dört beş sene olabilir Ve bu esnada devlet fabrikala- Tı en ucuz kömür sobaları yetiş- tirebilir, 2 — Ormanlık yerlerde ağaç tan bahçe ve tarla duvarları ve vayla evleri, umumiyetle ahşap €v yapmağ vermemek. 3 — İşlediği ormanda kanu- nun emrettiği yetiştirme vazife sini yapmıyanların mukavelele- rini hemen fesetmek. 4 — Çamlıbel gibi, kesilen, “fakat küçük fidanlar kalmış or. man dağlarmı, Bulgaristanda ol Guğu üzere, yasakmıntakaaddet mek, hayvan ve insan girmesine karşten ağır cezalar koymak, Bulgarlarbizim devrimizde mah Volmuş ormanları bu suretle Yeniden yetiştirmişler ve yetiş- tirmektedirler. Anadolu'nun kömür teshini Pahalı olan yerlerinin yakacak meselesini halletmek başka bir meseledir. Bunlar şimdiden 80-| cak #uğa mahküm edilemez fakat bir defa deniz kenardaki şehir Ve kasabalar, resmi müesseseler “dun teshininden vazgeçtikten tonra, orman tahribi hiç dene- ©ek dereceye iner. Çünkü, orta Anadolu zaten odun kullanamı- Yacak kadar ormanlardan uzak- ta kalmıştır. Eğer meselâ Samsun'da odun ısınmak kömürle ısınmaktan daha pahalı veya o fiyatta ise, Samsunun her sene bir orman Yalkmasına müsaade etmek doğ- tu mudur?, Bir'kaç mütehassıs bu yüz- den olan tahribatı, kömür ve o- din farklarmı, her hangi PAZARTESİ 22 KÂNUNUEVVEL 1930 NUSHASI 5 KURUŞTUR Gaz Muayyen olan yo Gazi Hz. halkın emsalsiz tezahuratı arasında EDİRNE 21 (A.A.) — Rei- sicümhür Hazretleri, “ yollarda köylülerle konuşarak saat 17,45 te Edime şehrini şereflendir- mişlerdir. Şehir methalinden iti baren sokakların her iki tarafı- na sıralanan bütün Edirnelile- Tin candan âlkışları ve: muhab- betkâr tezahüratile karşılanmış- lardır. Trakyanın diğer şehirle- rinde olduğu gibi Edirnede de halk kürtarıcısma karşı minnet ve şükranmı göstermek icin bü- tün gün yolunu beklemiş, ak- $am geç vakitlere kadar kesif kütleler halinde caddelerden ay rılmamıştır. Edirne, baştan ba- şa bayraklarla donanmıştır. Me rasim yapılmaması o arzusuna |hareket buyurmuşlardır. Hare- rağmen her taraf “Hoş geldin) ketlerinden evvel Türkocağına ulu Gazi, büyük halâskârmmız” uğrayarak gençlerle konuşmuş” “. yazrları havi taklarla süslü- (lar, kıymetli irşadatta (— bulun- e Reisiciimhur Hazretleri mi- safir kalacakları Belediyeye in- mişlerdir. Refakatlerindeki #e- vat Edirneliler tarafından evle- rinde misafir edilmişlerdir. KIRKLARELİ, 21 A.A. — müşlardır. KIRKLARELİ, 20 A.A. — Reisicümhur Hazretleri, bugün C, H. F. vilâyet merkezinde fır ka âzaları ve her sınıf halkm mümessillerile hasbıhalde bu- lunmuşlardır. Kaza-ve köyler- Reisicümhur Hazretleri refakat |den gelen halk yam eri lerindeki zevat ile bugün saat 15 | zır bulunuyordu. Gazi Hazretle- buçukta otomobillerle Edirneye İri çiftçi, tüccar ve köylüye tev- —— — — — — ME ayaş > Vilâyet ziraat kongresi Büyük kongreye verilmek üzre hazırla- nan raporda ziraat, hayvan borsalarının ilgası istenmektedir Ziraat teşkilâtının da şimdiki lüks şeklinden çıka- nlarak ziraat memurlarının ameli şekilde köylülerle Çalışması muvafık görülmektedir İstanbul ziraat mmtakası kongresij larınm verdikleri ihtiyaç raporları da ne dün devam edilmiş ve fnesaisine ni| nazarı dikkate alınmıştır. Rapor, 2i- hayet vermiştir. raat kongresi için hükümetin sordu- va Ziraat odası reisi Salih) ğu suallere cevapları ihtiva etmekte Zeki Bey riyaset iştir dir. etmiştir. 5 kânunusanide Ankarada toplana| (Raporun hülâsası şudur: İstanbul olan umumi ziraat kongresine ve| mıntakasındaki zeriyatta bu sene ile rilecek rapor okunmuştur. i Bu raporda onbeş kaza murahhas: | (Devanı2inci sahifede) aaa id mı, nn şehir ve kasabalarda kömür tes hininin menedilebileceğini ko Gazi Hiz. nin dün şereflendirdikleri tarikt Edirne şehri PER LİR İV Eönsmuaharriri: Siirt Mebusan ANEMEE'N iumuzda katiyetle yürüyeceğiz... G. M. Kemal Reisicümhur Hazretleri Serbest Fırkanın infisahı üzerinde şayanı dikkat tahlilâtta bulundular.. Gazi Hz. Kırklarelinde her sınıf halkla temasta bulundular ve uzun bir hasbihal yaptılar.. Edirneye vasıl oldular 'cih buyurdukları suallerle arzu ve ihtiyaçlarmı sormuşlar, çok samimi cevaplarla halkın duygu ve güşüncelerini kendi ağzın dan dinlemişlerdir. Ortada esaslı bir şikâyet mev- zuu yoktur. Zira, mahsulün faz! lalığından dolayı #atlerin düş- mesi ve alıcıların azalması bazı ticaret erbabının sıkıntısını mu- cip olmuşturFakat, bizzat si- kıntıya uğrıyanlar bunun mem- leketimize has'bir hal olmadığı- (Devamı $ inci sahifede) Sahte ! Piyasaya sahte tahvi- lât süren bir adam.. Sahte tahvilâtı piyasaya sürmeğe çalışan kum- panyanın elebaşısı kim? İstanbul zabıtası bir sahtekâr kum! panyasının izi üzerinde bulunmakta- dır, Kumpanyanm ele başısı olduğun- dan şüphe edilen Nikoli Pilot isminde bir şahıs dündenberi zabıta Pilotun tevkifine sebep şudur: Merkumun üzerinde Atina Bankası nın ihraç ettiği bir kaç tabvilât zuhur etmiştir. Zabıta, bu tahvilâtın sahteleri piya haberdar tı tetkik ederek bunların sahteliğini, tesbit etmiştir. Zabıta, tahkikalına , ehemmiyetle devam etmektedir. Harem açılamıyor Tahsisatı kısılacak başka yer bulunamazmıydı? ——.— Topkapı sarayında son ola- rak açılacak olan harem dairesi, Re bu sene maarif | Pe vekâletinin tah- İ sisatı tenkis et- mesi dolayısile, Cevap hazırlandı Bugün Heyetiveki- lede fevkalâde bir içtima var İçtimada Düyunu umumi- yeye verilecek cevap görüşülecektir ANKARA, 2i (Milliyet) — (Gece yarısı) — miyeye cevap hazırlandı. Yarın 'Hey'eti vekile fevkalâde topla- narak cevabı görüşecektir. Baş- vekil İsmet Paşa dün akşam Ha riciye velâletinde vekille görüş- tü ve yanırida bir saat kaldı, Şeyh Saidin oğlu idamdan kurtuldu ANKARA, 21 (Milliyet) — Hukuk mahkemesi Şeyh Saidin. oğlu Salâhattinin yaşı hakkın- dâki kararmı verdi, Maznunun yaş kaydı 1908 de doğmuş ola- rak tashih edilecektir. Bu kara- Ta nâzaran Salâhattin (ocürmü ika ettiği zaman yirmi © yaşını ikmal etmemiş olduğundan ida ma mahküm edilmiyecektir. Zavallı mvallim Serseri kurşunlar mu allime nasıl isabetetti Kazaen cinayete sebep olan çırak Haydar adliyece tevkif edildi. Kasımpaşda berber sokağında 37 numaralı dükkânda perukâr Miz E- fendinin dükkânında evvelki akşam saat 18 raddelerinde kanlı bir vak'a olmuş ve mezkür dükkânda işkenbeci| Aleksi Petronun yanında çalışan 17 yaşlarında çırak Haydar tarafmdan atılan bir tabanca ile o esnada dük- kânda bulunmakta olan Kasımpaşa 3 üncü ilk mektep muallimlerinden Osman Şinasi Bey yaralanarak ölmüş tür, Bu bususta yaptığımız tahkikata göre Haydarın ostası Aleksi Müizin dükkânma gitmesini ve kâse ile birlik lemiş. Haydarda Müizini dükkânma gelmiş ve para ile kâseyi istemiştir.. Muiz para yerine Haydara: cayı uzatarak devam etmiş: yarapaşalılar beni il tanırlar. Ben ga. ka filân tanımam. olsunl.. Bu söz Üzerine Haydar Müizin elin Osman Şinasi Bey den tabancayı almış ve boş olup olma! dığını sormuş Muiz de tabancada kur Şun olmadığını söyleyince tabancanın tetiğini çekmiştir. Çıkan kurgün © «- rada orada oturan mualim Osman Şi hasi Beye isabet ve Osman Şinasi B. ölmüştür. Diğer taraftan söylendiğine göre muallim Osman Şinasi Bey Müizin evinde ikamet etmekte ve Müizin BUGUN Kızkulesi açıklarında Rus gemisi ing sine çarptı Şebir meclisi dün sor 2 nci sahifede leri gördü ve mizak sini tatli eti 4 üncü sahifede Bu sene de portakalları- | mızı sokağa mı dökeceğiz /Ruslar müşkilât çıkarıyor, Ticaret ofisi- miz inşallah maşallahla vakit geçiriyor Bir an evvel lâzım gelen tedbirleri almak, icap | te 10 kuruş parasının alınmasını söy) 8" — İste, demiş sana para ve taban) © — Sen beni bilmezsin; fakat Kac), ersen hit İsi bey. şahit) eden teşebbüsleri yapmak lâzımdır.. | YARI MİZAH Hayır, öyle değilmiş: Eski lider “ ilmi malümat,, uydurma- sını “Connoaissances cientifigu es,, karşılığı olarak kullanmış. Fakat bunu anlamak için lise- den çıkmalı imiş. Bize “Connais sancer, ı “marifet, diye belle- ten muhterem Naim hocaya im tihan verinceye kadar başımıza ne geldiğini biz biliriz. Fakat şu ilmi malümatlı zat “sıhhi asrilik,,i ne karşılığı ola- rak kullanmış. Bunu bilmeğe de yardakcısının ilmi yetmemiş ol- malı, Kendisine yardım edelim: Biz o zatın ilmi malümat ile ik- tsat kongresindeki prensipleri- ne benzer bilgilerin. sıhhi asri- Taylıkla hesap edebilir. Ağaca karşı bizdeki düşman lik ve kayıtsızlık ağlanacak şey dir. Kaç gündür şu çıplak, evet, şu çiplak İstanbul sokakların- dan Noel için kökünden sökül- müş çamlar geçiyor. İsanın üze rinde bir cinayet manzarası ya- pıyof. Boğaziçinin en büyük korula rından biri teneke mahallesi ya- son fidanma kadar geri kalmıştır. da olduğu gibi, bir sanat mınta Haremin bu kası olarak ayrılması ve o kanun | kısmı en kiy- metli ve tarihi daireleri ihtiva etmektedir. Bu kısımda esaslı tamirat ve ihza rata lüzum oldu ğundan o fazla lara tabi tutulmazı lâzım geldi- ğini kaç sene evel bu sütunlar- da yazıp durmuştuk. Fakat biz memleketi çırçıplak ve çirkin yapmak için ahdetmiş gibi, her teklif ve teşebbüse karşı bin bir mazeret icat edip duruyoruz. Ankara'da çocük büyütür gi, “© Müd O tahsisata ihti- bi ağaç yetiştiriyoruz; memleke Halil Bey © yaç hissedilmek tün her tarafında ise asırlık or-| tedir. wanlar kökten kazınmaktadır. Vekâlet gelecek sene tahsi- lik ile de hocakâri asriliği mu- hemşiresile alâka peyda ettiği şayiası) ş deveran etmektedir. Müizin kız karde, şüle fazla alâkadar olan Osman Şina #i Beyi öldürmek için Haydari ortaya koymuştur. Dükkânda tabancanın doğrudan doğruya muallime tevcih edilmişolma sı cinayetin bu işle alâkası olduğu zan nı vermektedir. Haydar, Osman Beyin vefat ettiğini anlar anlamaz tabanca ile sokağa çık mwş ve tabancayı o civarda bulunan 'boş bir arsaya atmıştır. Sonra gi zabıtaya teslim olmuştur. Mü sat verirse haremin bu son kıs- & teshi; Boğaziçinin İtalya- Falih RIFKI İlmi da açılacaktır. (Devamı $ inci sahifede) tevkif edilmiş ise de bilâhara serb bırakılmıştır. Tabancadan çıkan kur. | mütebakisi 100 lük olmasını istiyorlar!. Portakal nakliyat tarife- Falih RIFKI rat ettiğini anlamamış değiliz. Bu kelimeleri yazarken kafası da ne karışık fikirler huland nı da gözümle görmekteyiz. Doğrusu biraz insatlı da dav- randık, Sekiz sene uğraşmış, ü sütun meşk hazırlamış, hevesini kırmayalım, dedik. Yoksa o İz- mir fırkası gibi dile dolanır sa- katlıkların farkına varmıştık. Dansa gelince, benim elim ol- dukça Türkçeye yatmıştır fakat bir türlü ayağımı bu yeni das- Tara yatıramadım, Şarpanya i- se hiç içmem; eğer İngilterede Cırdurulmuşu ol, viskiyi her içkiye terci. , oynmasını bilsem, buyünkü fık- Lütfen sahifeyyi çeviri. Yün Fen fakültesi tolebe kongresi bütün gürültüsü ile devam etti ve düti (Yansı üçüncü sehifemiz <6

Bu sayıdan diğer sayfalar: