10 Ocak 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

10 Ocak 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MİLLİYET K ANUNUSANI Fikir, Mizah, Edebiyat, Saıvrat “Milliyet 10 K. SANİ 1931 İDAREHANE — Ankara caddesi! No: 100 Telgraf ndresi: Milliyet, İs tanbul. Telefon numaraları: İstanbul 391), 3912, 3913 'E ÜCRETLERİ Türkiye içir Hariç için 400 kuruş 800 kuruş 750 ,, 1400» 26 , ABON, G 3 ayiğı Sv Na” 4 , Saşe Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş . Gazete ve matbanya ait işler, işin müdiriyete müracaat edilir. Garetemiz ilânların o mes'uliyetimi kabul etmez. Bugünkü hava Dün hararet en çok 10,55 enaz 8 derece hd. Bugün rezgâr poyraz esecek hava bulutlu olacaktır. Haftanın yazısı Güllâç ! Efendim. Bugün size biraz © içtima bahisler üzerinde söz söyleyeceğim.. Daha açık söyle-| yeyim,. Kongrelerden, bilhassa| samiin sıfatile hazır bulundu- © ğum bir kongrenin ruhi halle © rinden bahsedeceğim... Kongrelerin de bizde balolar |? gibi mevsimi kânunusani ve şu bat aylarıdır. Ekseri kongreler hep bu aylarda toplanır.. Vakı- 8 içtimamda büyük faideler ta- savvur edilmeyen kongreler i- çin bu aylar pek iyi intihap edil miştir. çünkü en kısa günler bu aylarda olduğu için diger'ayla rm günlerine nazaran daha az söz söylenir. Fakat iş çıkari- mak İstendiği, hele söz söyle- meye istekli bir çok hatipler ve dinlemeğe mütehammil sami- ler varken doğrusu bu mevsim © pek uygun gelmiyor. Bereket versinki; bu sene kış morator- 'yom ilân ettidebu taraflara uğradığı yok, yoksa, ekserisi Ankarada toplanan bu köngre- lerin çalışması hayli müşkül o- lurdu. ongreler âlim geçinen bi- risinin bana anlatabildiğine na- zaran bir demiyetin en çok söz söylenen ve en az iş görülen toplanmasıdır. Ben bu zatı tek Zip etmek arzusunda değilim amma bu tarif her kongreye © kabil tatbik değil.. Vakıa he- © men hemen her kongrede çok lâf ediliyor fakat iş görülme- yen kongrelerde yok değil... Gelelim benim bulunduğum kongreye. Biendim ben, bir hafta kadar süren spor kongre sinde bulundum... Spor kongre İleri bizde en çok dedikodu ya- Pan kongrelerdir. Bu kimsenin kabahati değildir. Senelerden « gazetelerimizin büyük bir ğ ile okörüklediği | iti- lâflar oraya gider ve atcs almış “olan efikâr bütün alevlerini, kı- ç vıleımlarını orada gösterir... Dört beş defadır. bulundu- Zum spor kongrelerinde şayanı » dikkat bir nokta müşahede et- tim. Koügrenin toplandığı bir haf Bes omuşumışü, gözleri dolmuştu, | İrafın izahatile vaziyet tenevvür İgeçmeğe başlar... Sükünetle baş idır... Sonra intihap devresi olma Milliyetin edebi romanı: 78 Milliyetin edebi romanı: 78 hasta var! talık kısa müddet zarfında me- vasim erbaa yani kış, ilkbahar yaz sonbahar hüküm sürmekte dir. ri Bizim spor kongreleri dalma kış mevsimi ile başlar... Fırtı- na, yağmur, dolu, kar, tipi, su lusepken.Ogün pek ortaya çık | mak doğru değildir... İnsanı bü tün bu şiddetli anasır harap €- der... İki üç gün sonra bunlar geçer ve yerine hafif bir sükü- net ve sis kaim olur... Bu ilk bahardır... Ertesi gün. Her ta raf gül gülistan... Güneş ve se- ma bütün parlaklığıle bizi ay-| dınlatır.. Ve nihayet kongrei sonuna doğru son bahar. yap- rak dökümü... Bu, neden böyledir?.. Çünki; Hep dolmuş veya doldurulmuş olan kongre azası gelir gelmez çatacak yer, hırpalayacak adam ararlar... Bir iki gün böyle ge- çer... Sonra yavaş yavaş karşı ta etmeğe ve bir “acaba?,, devresi layan bu devre tereddüt içinde geçtiği için sisli havalara ben- zer... Sonra... Tam sükünet ve emniyet devresi gelir.. Bu, yaz sı dolayısile bir az çekişmeler ve ondan sonra da yaprak dökü mü ismini verdiğim intihap ve rakaları... Ben bizim büyük kongrede mühim bir nokta müşahede et- tim... Yeni bir söz söyleme tar- Bu tarz her hangi mevzu erine söz söylenirse söylen-| sin müthiş bir. feveranla vel göğsünü döverek söz söylemek ve mevzu ne olursa olsun sesi- le, hareketile ve sözlerin nota- sile kongreye bir hamiyet şelâ| lesi çağlatmak.. Bu sistem,| çok muvafık bir sistem olsa ge-| rek... Bu tarzda söz söyleyen- lerden birini dinleyordum.. Ya- nımda benim gibi omestolmuş bir arkadaş önündeki arkadaşı- Da sordu. — Yahu bizim (Veli) hatip) midir Ve şu cevabı aldı. — Babası müezin idi amma, kendinin hatipliği olduğunu bilmiyorum... Evet.. Bu tarzda söz söyle- yince insanda bir korku, gayri ihtiyar! bir heyecan ve bir hür met hâsıl oluyor... Meselâ alel âde bir halde. — Yahu! Şu pencereyi açın| da bir az hava gelsin! Diye- cek yerde: — Açınız... Pencereleri açı- Dız!,, Boğuluyoruz, bu pis, bu müteaffin, bu öldürücü hava- dan kurtulalım... Pencereleri o| lanca kuvvetimizle ardına ka- dar açalım... Arkadaşlar... Ha- va... İlâ... Şimdi bu ikinci tarzda sözü kim işitse hemen pencereyi kol şar ve açar değil mi?. Kongre münasebetile toplan dığımıız lokantalardan birinde bu garip adama rastgeldim... O da benim bu tarzda söz söy- lemek meselesine takılmıştı... Sofralarımız birbirine yakın ol- duğu için arkadaşlarına hayli yüksek sesle anlattığı şeyleri dinledim. Tuhaf söyleyordu.. Aklımda kaldığı kadar size nak ledeyim... — Azizim. Böyle her mev-| Etem İZZET Gene, laya boğmak iste- Yİ eldığını duydu. İrmım. Şimdi artık para İzua heyecan, hamiyet,ateş, ale Gitgide ihtiyarlığmı hissi den bir adamdı. Bir gün geldi kırk yaşında olduğunu düşüne- rek içinden bir şeyin kopup kı- Kendisi sene- lerce uğraşmış, mücadele et miş ve nihayet servet sahibi ol muş bir adamdı. Kendisi bu su| retle iş adamı denmekle şöhret kazanmıştı. Fakat bütün gay- ret ve faaliyetini yalnız para kazanmağa hasreden bu adam şimdiye kadar bekâr kalmış, ev| lerimemişti.” | Kırk yaşına geldiğini düsü- nerek kendi kendin. — Ah, dedi; ben keşki on yaş daha genç olsaydım. Otuz ya- şıtıda iken ben daha genç ve pa ra kazanmak için kalbinde ateş hisseden bir adamdım, Fakat şimdi.. Artık kırk yaşına gel miş ve zengin olmuş bir ada- kazan- mak arzusu söndü. Artık evle-| neceğim. ! Bu kararını daha fazla vakit! geçirmen tatbik etti. Bir iki| hafta sonra evlendi. Bir kaç se nedenberi sevdiği bir kadını al. dr. Evlendikten sonra bir gün! zevcesine: l — Ben artık tenha bir yere çekilerek seninle yaşamak isti-| yorum, dedi, artık iş hayatın dan bıktım. Bunu gençlere, iç-| lerinde para kazanmak havesi- ni duyanlara bırakacağım. İ Tenha bir yere çekildi. Dağ| eteği bir yere gitti. Orada bol| hava, bol güneş alacaktı. Ken-! di kendine: aa a vw) ıştırmca o mevzulara karşı| söz söylemeye, o hatibe etmeğe insanda hal kalmıyor) ki; şimdi size bu nota ile küllâğ| nasıl yapıldığını anlatay | “... Arkadaşlar, güllâç, bildi| ğimiz, tatlı tatlı yediğimiz gül- İâç nasıl yapılır?, Bu bir mese- edir, mühim © bir meseledir... Bir tepsi, muazzam, derin bir tepsi... Efendiler bu tepsiye| güllâcı olanca kuvvetimizle se reriz, ve üstüne yatanın ak si- tünü, minelerimizin saçı kadar ak, alnımız kadar ak sütünü dö-! keriz... Süt dökmüş - kedi gibi| değil, arslan sütü gibi dökeriz ve üstüne her gün kırdığımız cevizleri ekeriz... Arkadaşlar, işte güllâç... Böyle yapılır... Şimdi bu güllâcr yemeğe kim cesaret edebilir?.. Sorarım| size... Bu garip adamın güllâç hikâyesinden sonra -dikkat ct-| tim- kongre celselerinde daha sakin ve daha maddi söz söyle niyordu.. Eğer birisi bir az se- sinin notasını yükseltir ve ona titreklik verirse arkadaşları he| men ona ellerile bir tepsi şekli! gösteriyorlar, böylece ona gül-| icr hatırlatıyorlardı.. FELEK “Dedim. Bön bön gözleri içine baktı: — Anlamadım. . — Yani kıskançlığın bu dere- cesine ben tahammül edemem.. Demek istiyorum. . — Fakat, ben seni rum! — Sevme demeyorum!, Şaşırıyordu: | min | | seviyo-! Zengin adamın korktuğu hastalık İatılmış, zengin olmuştu. Diğeri| “İmıyacağını hissetti: İben yaşamak için çalışmağa iz e zusu ile biribirlerinden ayrıldı- İdaldı. Zevcesi bunun farkında —Fransızçadan— — Yaşlandığımı unutacağım. diyordu | Oraya yerleştiklerinin üze-| rinden ancak bir kaç gün geç- bir sabah gene böyle in ve istirahat arzusu ile bir dostunun oraya geldiğini haber aldı. İkisi zaman dostu: ! — Demek sende buradasın ha?.. Diyordu, bizim eski za- manları hatırlayor musün?.. İkisi de gençlik arkadaşıydı. Fakat birisi işle para hayatma| ni görüştükleri | zengin olmamış, fakat edebiyat âleminde şöhret kazanmıştı. | Muharrir devamla: — Sen benden genç görünü- yorsun, dedi, fakat sana birl şey söyliyeyim mi?. Yaşlanmakta olân bir adam- sın... Ne hissediyorsun?., Dalgm dalgm cevap ver- İH — Ben mi?.. Evet.. İhtiyar- lamamak elde deği Eski tanıdığı bu muharrir. den ayrılmak istiyordu. Zengin adam kendi kendine: —Ah,dedi, on yaş daha genç olsaydım. . Evet.. Yaşlanmağı saklamak elde değil... Sonra şunu sormadan ayr'la- — Dostum, dedi, sen de yaş hisın,.. Fakat kendini genç his sedebiliyor musun?, — Oh, ister istemez.. Çünkü mecbur olan bir adamım. Belki zengin olsaydım, rahatımı arar, çalışmazdım. Zengin adam başını önüne eğ di: Sonra tekrar görüşmek ar- lar. Zengin adam içinde kendi- ni üzen meseleyi halledememiş ti. Bir teselli arıyordu: — Mademki zengin olduktan sonrada insan rahatsız oluyor, © halde zengin olmak niçin?... diye düşünüyordu. , Zengin adam bu düşüncesine olarak: — Niçin öyle dalgın görünü- yorsun, yoksa rahatsızmısır Diye sorduğu Zaman zen- gin adam: — Evet, dedi, zengin olmak hastalığı... Bu öyle birşey ki sizin kadar) parası olmayanların daima şüp| hesini ve size karşı itimatsızlı- ğını celbediyor... Sari bir hasta lıktan korkar gibi zengin adam dan kaçanlar da görülüyor. Hakiki dosttan mahrum kal! mak az felâket mii Bu akşam Pangalı sinemasında D. İsmail Ef. Anafias varyete hey'eti ilk defa Nişanlım Bamü 9? Komedi 3 P. Raks, Duete Titremesi tekrar başladı: — Beni korkutuyorsun!. — Doğru söylemiyorsun!, —Ben, artik sensiz olamam. —— Öyls ise: beni his ve hâre- ketlerimde serbest bırak.. Gölleri tekrar parlamaya;'kol ridordaki gibi bullanıtlâya, en- $000000009009409009996069009 İTTIHADI MİLLİ Türk sigorta şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir. Merkezi idaresi: Galatada Unyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktapır. $000390p Tier Bye a 40909098 İstanbul ithalât gümrü- gü müdiriyetinden: Nev'i Paket KG 3, 100 3,100 63, 300 Markası vak Cinsi kıymetsiz. park “men at parç i ipek dentele ummak cilâs Ayakkabı, iç çamaşır, şapka, müstamel Haşarat itlâlma mahsus pompa Hasarsız sun'i ipek telif 47, 390: Sun'i ipek şeri 37,900 İpek mensucat 7,400 İpekli pamuklu mensucat 0, 350 İpek mensucat 42,400 Sun' ipek 60 Kabuklu ameri! Numarası 701 Adet ı 197 si Muhtelif 694 726 mübtelif 1407 673 1642 4, 300 34 , 750 pamuk lik, ipliği «© Muühtelif Parça Çuval Parça G FAC bila fıstık pümünelik mensucat par- çaları Mühtelif iplik Nümenelik mubrelif şişe gümrüksüz 4 şişede kunduz böceği Tabaklanmış keçi postu Kunduz deri sanayide kullanmak için ! 620 adet paket adet ader teneke bozulmuş tereyağı kilo 945 Biçilmiş çam tahtası 196 Benzin motoru silindir korter ekzos borusu. w 506 Tahta karyola aksamı; K.G paket 1126 2800 Oo Müstahzaratı gibin m 2 1843 kutu si sit Balâla muharrer 24 kalem eşyanın 10-1-931 ve 12-1-931 tari- hinde İstanbul ithalât gümrüğü müditiyeti satış komisyonu tara- fından bilmüzeyele satılacağı ilân olunur. Devlet Demiryolları idaresi ilânları Üç alimantasyon buhar kazanı kapali zarfla münakasaya kon- muştur. Münakasa 16-11-931 pazartesi çünü saat Devlet Demiryolları idaresinde yapılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklarin teklif mektuplerını ve muvakkat teminatlarını aynı yönde sâat 15 e kadar münakasa komisyonu kâtipliğine vermeleri lâzımdır ipler münakası şartnamelerini beş ika mukabilinde Anka faydarpuşada İdare veznelerinden tedarik edebilirler. ... Samsunda teslim edilmek çartile 40,000 adet meşe truversin pazarlığı 19:(-031 pazartesi günü saat 15,30 du Ankarada devlet demiryolları malzeme dairesinde yapılacaktır. Pazarlığa iştirak edeceklerin yevmi mezkurda 4590 ra temi patlarını müstashiben müracast eyleme leri ve bu bususta müte mmim tafstdtın sinden ahnabileceği ilân olunur. .. adet parça CM sandık 4198171 , 15,30 da Ankarada malzeme d * Anadolu-Bağdat hatunda mert ve umumi tarifeleri ikmal eden otomobil, uzun eçsim, ağır eçsam, husus! yolcu açık erazi, cenaze ve para tarifelerinin Erzurum hattından ma bilümum Devlet Demiryolları Fazla imalümet için istesiyon edilmelidir. |rum. Ve herhangi bir ortağa | Görüyorsun etrafım ia ne kadar | tahammül edemem. erkek var. Bunların hepsi be- — Seni çok seven, sana esir| nim için bütün servetlerini ver- İ olan birisi elbette saydığın şey|meğe hazır bulunuyorlar. Sen lere istemeye istemeye ortak|her gün ve her gece benimle be- çıkacaktır? rabe: Onlar bunun bir gün — O zaman işin mahiyeti de-|bir gecesine bile razılar. gişir. . Ve.. Gene Nüsrete iyice an- Dedim ve.. Ona anlattım: latmaya çalıştım ki, ben hiç bir arabaları, vinç, | ili tekarrür etmiştir. ve > ambarlarımıza o müracaat — Ben hiç bir zaman hatırı- erkeğin ne karısı, ne metresi, Önümüzdeki çarşamba w İLS ASTİ ve filminde takdim edece Pek yakında Fransız tiyatrosi 00 böyük ardsı, 15 gö 10 dansözden mürekki SAMARD Büyük Operet Turnesi dillerine başlı Repertuvan 50 operi rekkep (olup benlar Fransız, İtalyan ve Yun meşhur opsrederinder edilmiştir. 24 kâmumusun: cumartesi kânunusani çarşamba £ Fransız tiyatrosi meşhur macat viyologii PRİHOD tarafımdan iki konser verili Bilet tedariki için tiyatro gi mü-acant olunması. hi > Gişe her gün saat 13 den açukır. Bir tavzih Yedi kânunüsani günü tarihli gazeteniZ nim İzmitten kaçtığım ya mahkemeye verilmi; tan korktuğum meali fıkra gördüm. Ben Yarın gazetesi! sinda bir şahidim. Müd İstanbul mahkeme! tinabe suretile dinlenmö rar mücrim adam İstanbi maz. Ben İstanbula has ye geldim. Tahtı teda İstanbulda tahtı İzmit muallimlel verilmiştir, İnim için bir kıymet değ yabildiğim kadar ya, ve.. Hiç bir program yi İhâkim olamayacaktır. bana sevmekten bahset — Seni seviyorum!(. — Sana perestiş — Senin için yaşayod maznun değilim. Ve $ğ min İ Ve.. Gene ona anlsf SEVMEK HAKİ “© Sinema - Tiyatiki Binal M, Kemal <ündeki gerginlik gitmişti: — O halde?.. — Sensiz yaşayamal Belkiys; sensiz olmak, se-| dim: ma günün birinde senin bu ha-İne bendesi, ne inhisar altındaki — Desene heni gi beyazlanmaya, şakaklarmda|ı. : düşeceğini “ getirmemiştim| sevgilisi olamam! Artık, benim © min iltifatından uzak kalmak © — ni korkutuyor. Seninle bir baş > © kasının senli benli olmasma, se nin hususiyetine girmesine ta- hammülüm yok. Sen yalnız be- nim olabilirsin. Ve.. Ben seni- © nim, Bir başkasının benim sev o ğime ortak Bunu hiç düşünmedin or ve... İlâve ediyordu: — Bu gece, boğula boğula sa bahladım. Bu adamları, hele bal nazır olacak kaba herifi seninle) ber görmeye hic tahammii - ', olması ne feci! kıskanıyor- sun.. Hah., Hah O, gene ciddiliği şey kaybetmeksizin devam et- ti: — Görüyorsun ya., Hemde ne kadar çok! Baktım, iş hakikaten sarpa sarıyor. Bayağı bayağı Nüsret beni hem kıskanıyor, 'hem de tamamile bana sahip olmak is — Olması lâzım. . ki damarlar şişmeye basladı: — Yani, seni bu adamlarla baş başa mı bırakayım Nüsret, Onun içindir ki, senin-! le beraber oturmaktan da çekin medim, Fakat, bana tahakküm için hayatın bu tarafı yoktur. Sonuna kadar kapanmıştır.Ben, yaşayabildiğim kadar yaşaya- Dedi, ağzımdan çıkacak keli meyi bekledi. — Evet... Demekten korktum. Fakat, — Hayır... Dehşetle içini çekti: Da demedim: — İhhhh!. — Kimse ile başbaşa kalmak Ve., Gene haşyetle ilâve et-İistemeyorum. Ancak, ben bü- — Nasıl?. . — Basbayağı!.. — Ben bunu yapamam.. — Amma, sonra beni kaybe- dersin!, tiyor. Tehlikeli, hiç işime gel- meyen bir gidiş, © — Aman Nüsretçiğim. Beni sevmen, kıskanman iyi hoş am! ma.. Fazlası lüzumsuz olur... tün hareketlerinde serbest kal- — Bunu aklıma bile getir-|mayı kararlaştıran bir kadınım. mek istemem. Hürriyetime, zevkime, vicdan — Böyle devam edersen ola-|ve.. Benliğime tamamile ken- cağı odur... dim sahibim. Ortak istemeyo- ettiğin gün bir saniye bile bera ber kalamayız... cak ve ölümüme kâdar hiç bir kayıda, hiç bir endişeye, hiç Heyecanla sordu: bir yarın kaygusuna kapılmaya — Ayrılır mıyız? cağım!, Ben hayatın elinde de Soğuk kanlılıkla cevap ver-ğil, hayat benim elimde bir o- dim: İyuncak!, O bana tahakküm e- — Evet! decek değil, ben onunla alay e- Elini şakkadak kuvvetle di:|deceğim. Kâzanılmış veya ka- zine vurdu: zanılacak bir şeyim yok ki, kay — İşte, bu olmaz. betmekten korkayım. Sakınıla- Gene soğuk kanlılıkla gevam cak hiç bir seyim yok, Ömüre ettim? de kıymet vermiyorum. Az ya- Demek te boş. Çüni tk ne sevgiyi biliyo böyle bir kelime ile var!, Ben bütün bu his meleri gömdüm, onla! ne çıktım. Kimse içi kendim için,. Kimseni hevesi, ihtirası için kendi keyif, haves, ibi cin; onlara doymak yorum. i Enson söz olarak © te: — Eğer söylediğim masaydı, paşadan ay değil mi?, Neyim | — Öyle ise bana -karışma..İşamak, cok yasamak. Bu da h> e e e pp

Bu sayıdan diğer sayfalar: