24 Mayıs 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

24 Mayıs 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i © © Pp Bu sen e İstanbulda deniz hamamları fazlalaştı Yüzmek bilmeyen İstanbullulara tavsiyemiz : Bu sene behemehal öğreniniz e yaz geldi. Karpuz ka- re da düşünceye kadar e ları larmı açmış e . ara alırsa, bu sm İstanbulda denize girmek çın geçen seneden fazla ha- mam ve plâj bulabileciğiz, Sa- raykurnunda, Kız kulesinde, Suadiyede yeni hamamlar a me Bu mz Yalova plâjı da en sen, fazla ra; #eceğe benziyor. e Hiç şüphe yok ki, deniz ban- Yosu en iyi ve sihhi mevsim eğ- lerinden biridir. “İstanbul bi dört tarafı denizle çevril- miş bir şehir içinde yüzmek bil- pesyenlerin adedi, her halde bi: ienlerden kat kat faiktir. Hal- i İstanbullu için yüzmek hil memek kadar ayıp bir $€Y yok- tur. Kaldı ki, yüzmek bilmek ber insan için mutlaka bilmesi âzem gelen şeylerden biridir. Tabiat şehre bu kolaylığı ver- diği halde, maalesef şehirlilerin Soğu bu kolaylıktan istifade e- miyor İç şehir ve kasabalarda otu ranlar, deniz kenarında oturan- | ların bu mazhariyetlerine gıpta | “diyorlar, Fakat onlar, güneş altında kalmamış insanlar gibi, mmaaoammmasasanı mam Güneş banyosu Sinema yıldızlarından Joan Kravford yazın her gün, iki saat güneş ban- yosu alır. Hattâ bınun için evinin bahçesinde her tarafı kapalı ve üstü açık bir yer yaptırmış, buraya kum döktürmüştür. Güne- şin sıhhat üzerindeki fay- dalı tesirini düşünen say- fiyedekiler de Joan Kras- ford gibi yapnıbilirler. Güniş. banyosu için kapalı Bahçede yapılacak olan bu hamamın o kadar büyük masrajı da yoktur. Fakat buna mukebi! sıh- hatin pe kıdar kuvuet bul- duğunu söylemeğe hacet yek, Yalnız her gün güneş anyosu yapmağa kırar 2 eşi © NX İstanbul gölgenin faydasından bihaber- dirler. Deniz banyosunda vücudün adalesi hareket eder. Güneşin | bol ışığı sihhati kavileştirir. yüzmek bilmeyen- tavsiyemiz şudur: lere sihhi Bu yaz mutlaka yüzmek öğren- Avrupada yaz eğlenceleri Avrupada mevsim bu devirde, eğlenceler ayni kerdüki deniz bisikleti gibi. Çıplaklar. | Avrupada Natorist veya Nu- diste ler diye üç sene evel bir cereyan başlamıştı. Evelâ “Çıp laklar cemiyeti,, diye anılan ve lar ile papasların bu müddet içinde aldı, Bilhassa Almanyada “Tam Çıplaklar cemiyeti, nin azası gün geçtikçe «artıyor. Başka memleketlerde bu kadar ileriye gidemiyenler “Yarım Çıplak- lar cemiyeti, vücude getirmiş- lerdir . Bu cemiyetlerin şehir hari- cinde, etrafı duvarla mahsur geniş parkları vardır. Âza ka- erkek, çoluk, çocuk bu par geldikleri zaman cemiyetin nizamnamesinin gösterdiği 16- kilde soyunurlar. Parkta jim- nastik idmanlar! için ber türlü vesait mevcuttur. AŞIK hava, bol ziya ve idman insanları bu- rada tabiata dahaziyade yaklaş di Avrupada mevsim geldiği i Bu park- | | lar açılmak üzeredir. Bu sene | âzasının mikdarı daha ziyade arttığına göre, yeni yeni park- ların açılmasına intizar edilebi- lir, Büsbütün çıplak olmasa da, | deniz banyolarında olduğu gi- | bi mayo ile bizdede “Yarım çıplaklar açık hava idman yurt- ları,, nı teşkil etmek , pekâlâ mürakündür. Çünkü sporcu ol. görenlerin, bir kere de dok mel ine nindlem. MİLLİYET PAZAR Monolog (Sekiz. on yaşlarında gayet gık giyin miş biz çocuk sahneyie'girer, Girdiği Ye ve doğru yöre temeinalar vererek mo moloğa başlar. güle efendim, İzzet ve ösadetle . , Emri âlinizi'har fiyyen yerine getireceğim efen | dimiz. Yarın sabah, müsaade buyurursanız, ziyaretinize ge plâjlarındı öğreniyorlar, Fakat bu tembel- Kaldı ki, banyo ayrıca bir te- | lik otuz yaşını geçmiş olanlar da daha çok g o yaştan sonra yüzmek öğren- mek hem güç ve hem de artık | lüzumsuz bir şeymiş gibi eğlencelerinin tenevvüü çoktur. Bilhassa spor faaliyeti ve teşkilâtının kuvvet bulduğu İ rine yarayacak şekilde idare edilmektedir. Meselâ yu- bir azim bunun Vâkra gençler ve olanlar tavsiyeye tiyaç ünüyor. Sanki zamanda spor hareketle- 30 sene evvel 30 sene evvel Avrupada deniz» böyle girilirdi Otuz sere evvel bizde” kadınlar kim bilir nasıl kapalı yerlerde denize gi- rerlerdi. m lâm ' değil. Fakat Avrupada da kapalı girerlermiş. Ya şimdi ? a idmana ihtiyacı bulunan çok kimseler vardır ki, usül tahtım- da idmanlar yapabilmek için bu ! açık hava idman yurtları» nevi > ssutlarma mühtaçdır- nın ta lar, Orada bir spor hocasının | da vücude lâzim gelen çalâkiyi verecek idman- İar yaptırılsa hata mı olur? Bu lir, tasdiatta bulunurum efen- dim. . (Sonra seyircilere döner.) Efendim, bende sanlar cemiyeti reii nazik bir vazife de tevazı) Zaten bön bu vazifeden dolayı gurur göstermiyorum. Eğer beni reis intihap ettiler- se, yaşımın büyüklüğünden | mi? Hayır! Fazla meziyetlerim | var da ondan mu? Hayır! Aza arasında reis buhranı vardı da | onun için. .- Biz cemiyette on dokuz kibar insanız, On dört milyonluk bir millet için az de- gil mi? Fakat doğrusunu ister- seniz eski Türk kibarlığı, eski | Türk terbiyesi, eski Türk neza keti artık kalmadı. Doğru söz'acıdır amma, ne yapalım ki hakikat bu merkez- del ((Mütcessir) Eşki Türk terbi yesi kalmadı. Siz zamane çocuklarınm şim- diki oyunlarına dikkat edin. | Ortaya bir sandalye koyarlar. On kız on beş metre geride, on erkek on metre ileride durur. Birisi kumanda verir. Sandalye | ye ilk evvel kim oturacak? Er- | kekler saldırırlar, İçlerinden bi ri dört beş kızı devirdikten'son ra sandalyeye oturur, bacak ba cak üstüne koyarak gazetesini okumağa başlar, Bir sigarası eksik. . Küçü lara san- Sağda pembe linondan, pem- | be dantelâ fiston çevrilmiş ve ince broderi işlenmiş zarif bir yakalık, Soldaki ince beyaz tül- lü pembe krep döşindendir. a Bere de lâzımdır Bere, bir genç kızın gardro- bunda bulunması lâzrm gelen başlıklardan biri Gayet pra- tik, kıra, sayfiyeye'gi man bavulda taşınabildiği her zaman kolaylığı vardır. Sonra genç kız bereyi boş za- manlarında ve evde otururken dalye kavgasını daha o yaşta öğretiyorlar. Sonra da özürleri ne bakım! (Mütcarilir) Bu oyun mükemmel bir idman imiş. Ço cuk büyüdüğüzaman çok işine | yararmış.Ben bu oyunu hiç sev ün zihniyetini | örebilir. miyorum, Bugünün anladınız, değil mi? Halbuki bir de yerini başkka- sma vermek için ayağa kalkan kibar ve nazik çocuğu göz önü- ne getiriniz. Arada ne kadar fark var değil mi? Ben tramvayda iken bir ha- nım gelirse, derhal kalkar, ye- rimi kendisine takdim ederim. | — Rica ederim hanımefen: buyurunuz, oturunuz, derim. Eğer tramvayda herkes için | oturacak yer varsa, yerimi ve- remedim diye âdeta müteessir olurum, Bereket versin ki,tram | vaylarda hiç oturacak yer bu- | lunmaz, Onun için tramvay şir İ keti müdürüne çok müteşekki- rim, Orfüstebzi) Bana nezaketimi ispat edecek vesile veriyor. Amcamın 18 yaşında bir oğ- lu var. Ne zaman kendisini gör sem, isyan edeceğim geliyor. İ Oturmak için ötekini berikini i- | İ tip kaktığı yetitmeyormuş gi İ bi, üstelik bir de nazik görün- | mek istiyor. Meselâ tramvayda mı, ineceği istasyona elli adım kalınca, yerinden kalkiyor, a- yakta düran hanıma lütfenih- — İlk kavga ettikleri güne t yaşıyorlarmış. aman kavga etmişler, — Nikâh dairesinden çıkar- ken,. Vah, vah ! Zarifi Bey iki senedir seviş- teşekkürlere mazhar oluyor. Geçen gün kendisini pek asa bi gördüm. Öyle kolay kolay ke yecana kapılır, mütehassis olur duymayacağım. Artık haftada üç defa gelip tatlı tatlı istik- bajden bahsetmeyeceğiz. Bu ak İ cinsten olmadığını bildiğim i- kacağım.. çin merak ettim de sebebini sor | o — Ne oldu yahu? Kat'i mü dum. Dedi ki: alli. — Tünelden iniyordum, Bi- — Hayır azizim evleniyo- rinci mevki bilet aldım. Bak- | ruz. İ tn, her tarat dolu! Oturacak yer yek! Benim kompartiman- dekilerin hemen hepsi de kadın dı. Beni ayakt r de hiç kalkıp yerini bana verme- Fartı nezaket Mi AZ İdi, | 'Ah yarabbi! Dünya ne tersi- | && ne dönmüş gördünüz. mü? | Halbuki öyle mi olmalı idi? | B Onun için siz #fendilerimden | rica ederim, Tramvayda ikin, | fiğ eğer kadın oturmuşsa bile siz gene ayağa kalkın:z/ Niçin ei? l yurtlar hususi spor cemiyetle- Tinden ziyade, bir halk sporu vücude getirmiş olurlardı. - Duyurunuz efendim. Be- ppi yerime olurunuz. diyeceksiniz. Belki kadının ca- m uzasma'cistar, Ne malâm?. san buyuruyor. Nazik kadın ns | tiği Medihadan bahsediyor- yapsın, bittabi « teşekkür © |du: İ diyor, o Bu suretle hiç lâyik — Artık saat dört oldu mu, olmadan £ tebessümlere © ve | merdivenlerden Oayak sesini şam da bütün mektuplarmı ya | Tuz kâfi değildir. Az çok koyu ve açık renkte, az çok kalın ve iner kumaştan, az çok kibar ve sade buluzlar lâzımdır. Yukarıda solde | kıvrımlı gömlek buluz, düğmeleri sedeftendir. Ortada kolsuz. pembe tuvaldan kazak, Kemeri tokalıdır. Sağda daha dar bi fi kazak. El çantalarınızı hazır almayınız. Her hangi birmodele gör“ el çantalarınızı evde kendiniz de yapabilirsiniz. sk üşnazemeşez yasla züüeküdz lemek öüüeeni)v000yye0vi yesem Geçen gün saat dörtle beş rası, , Arif Bey Nezihe Hanım- ların düğününde idi. Girerken şapkasını sandalyenin üstüne koymuş ve evdekilerle dereden tepeden konuşmağa dalmıştı. Diğer ziyaretçiler de peyder- pey tebrike geliyorlardı. Niha- yet Arif Bey vaki ince kalk tı, gidecekti, Fakat güzel oldu- ğu kadar dalgın bir genç hanı- mun şapkasınm üstüne otur- İ muş olduğunu gördü, Şimdi ne yapsın? Hanımın etrafında bir kaç defa döndü. O kadar ki nihayet dur — Hayir Cemil, sakın gelme! Teyzem evde.. kızcağız farkına vardı ve sor: | İ beraber sandelyede otur Beyefendi, bir goy mi arı | ? v Cevap Aki Bey Veli Beyin geldi: — Yahu, şu ödünç aldığın lirayı hâlk vermedin. Benim de' ritine borcum var. Bugün İztm, Kuzum, ver şu borcunu del benim de başım bu dertten kurt gi sun, Veli Bey başını salladı.; Mademki zamanında i tin, Ne diye borcettin? yorsunüz? — Evet hanımefendi, mix arıyorum... — Fakat şapkanız burade yek. . 3 — Efendim, şapkam si müşerref oluyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: