23 Haziran 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2

23 Haziran 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AA AA SALI 23 | HARİCİ HA ABERLER.. Fransızlar memnun ia se olmadılar! RR Namzetlerin isimleri e .|ge e in neşredildi Hoover'in teklifinin yalnız mali değil, siyasi noktai Lİ TİR Lİ) Yazan: M. Yavuz Bayezit Beyin fikri No:41 Bulgaristanda intiha: bat ikmal edildi Yuanis'i tek başına imparator ntihabatın ikmalinden sonra yapmaktı. Bu fikrinden vazgeçti MADRIT 21 (A.A.) Cotes meclisine ait intihabat için namzet gösterilenler hakkındaki resmi be. Nitekim, öyle de oldu: el halkın efkârı ve hi yoklayınca — tam mâ: asile — rı hayale uğramıştı. Aha- li imparatora, yeğeni (Yuanis) ile uyuşmasını ve kan dökülme mesini tavsiye etmişti. Hattâ Bizans halkı bu kadar la da kalmadı; (Manuel) i de- virmek için gizli içtimalar bile akdine başladı. Manuel bunu sezer sezmez, büsbütün tacın- dan mahrum olmaktansa, impa rator olarak yaşamak istedi. E sasen Bayazıt Bey (Yuanis)in maiyetine bir Türk ordusu ver- miş, Bizans önlerine yollamış- tı, Bu tehdit imparator Manwel ün korkuttu. Yeğeni ) e adamlarından biri olladı ve yanı başında, ken in de Bizans tahtına otur masına razı olda. Bayazıt Bey (Yuaı tek başına imparator yapmak fik- i. Manuel'in yumuşadı- rünce, bu tasavvurdan vaz geçti. Maamafih (Bayazıt) ın bu feragatten de siyasi mak atları vardı: Amca ile yeğeni bir tahtta bulundurmak, ikisini biribiri aleyhi ikisini de ayni zamanda bitap bırakmak demekti. İki impa: tor arasında çıkacak münazaa- lar Yıldırım için daima fayda- İsydı. Bizans'ı, surlarının meta neti, dışarıdan fethe mâni olu yordu. (Yıldırım), bu muaz- zam ve köhne beldeyi içinden çürüterek fetheylemeği daha muvafık görmüştü. Yuanis'i Manuel'in başına musallat ettikten sonra, kendi- si (Bursa) daki (1) sarayma çekildi. İşte, şimdi, Trakyadaki (La konya) ihtilâli de, imparator Manuelin o zaman (Yıldırım)a karşı mukavemet etmesine ben zer, (Fatih), Türklere baş kal dıran bir avuç Lokonyalı'yı im ha etmek için, ufak bir ordu göndermekle iktifa eder. Bu gi bi isyanlardan ümide düşmek, Türkün cesaret ve kabiliyetini « anlamamak demektir . ri Gr GİRL my ŞEYE PZR Prenses Eleni, Artemis'in gözlerinin içine baktı: — Koca ihtiyar, dedi, eğer sen genç bir kadın olsaydın, mutlaka, bu masalları, beni ik- Da ve iğfal etmek için uydurdu (1) “Beyazır Bey çok yorgundu. (Bursa) ya çekilmişti, Türkler, şevket ve satvetin en yük- sek noktasmdaydılar.. Artık, hiç bir düşmandan, biç bir küvvetten perva ları kalmamıştı. Avrupada Türk si- lina karşı duracak hiç bir devlet yoktu. Papa da, Balkan hülcümetle- Ti de, hattâ onların en kuvvetli da, Türk silâ- erini denemişler. istirahate Bursa sarayı, cihan siyasetinin hedetiydi. Papa'nın ve Avurupa- nın nazarında, en müthiş fırtınalar (Keşiş) tepesinden zuhur edebilir. di. Bu kerir ve çiçekli düğm ete. ğinde yeşil bir belde vardı ki, orası Türk satvetinin merkeziydi. (Pınarbaşı) nm yüksek ağaçları altından ya çağlaya a- kar, Akçağlan nelirinin letafeti 53 halkının harbe teşne kalpleri: *eskin ederdi Beyazıt, bu esnada, Bursada en çsevkli zamanları yaşıyordu... şvik etmek, | | ğuna zahip olacaktım. Fakat, o devri yaşamış ve hâdisatı ya kından görmüş bir insan oldu- ğun için, sözlerine inanıyorum. Türklerin bu derece parlak bir mazisi olduğunu bilmiyordum. (Bizans)ı fetheden padişah, de mek ki, Macar ve Fransız ordu larını perişan eden kahramanla rın evlâdıdır, öyle mi? .. Sarayda herkes uyurken Gece yarısı. Leylâ, odasının önünde hıç- kırık sesleri işitti. Kapıyı araladı. Hüsrev duvara dayanmış bir çocuk yeri ağlıyordu. Leylâ, kendi kendine: — (Zamora)nın buk tuttu. Hüsrev'i kapıma ki dar göndermiş. . Diye mırıldandı. Kapıyı ardına kadar açtı. Hüsrev etrafına bakınıyor- du. Hüsrev kendi kendine söyleni- | yordu: | — Seni nereye kaçırdılar, E leni? Seni kim kaçırdı? Sen öl- değil mi? eylâ bu sözleri işidince, ye- re düşmemek için kapıya dayan dı.. Beyninden vurulmuş gibi bu sözler, genç kızın sinirleri; ve düşüncelerini alt üst etmiş. ti. Hüsrev, Prenses Eleni'yi mi seviyordu? Leylâ bunu şimdiye kadar nasıl anlıyamamıştı.? Halbuki, herkes, onun i 0) ile seviştiğini zannediyordu. (Zamora) nın dedikleri niçin çıkmamıştı? Leylâ, Türk sarayında, hüs- nüne mağrur bir kızdı. Gözü- nün önünde, Hüsrev'in bir baş ka kadın isini çağırması, onu, tasavvurlarından âni bir karar- la vazgeçirtmişti. (Leylâ) nın bu feragatten maksadı, Hüsrev'in ruhuna nü fuz etmek, onun mahrem dü- şüncelerini öğrenmekti, Evvelâ Hüsrev'm boynuna sarılarak: — Bana mı geldin? Diyecek ve kolundan çekip odasına sokacaktı.. Fakat, Hüsrev Eleni'nin ka- pisi önünde ağlıyordu. Kendisine: — Haydi, işine git ve beni göz yaşlarımla yalnız bırak! Diyecek olursa, o vakit ne ya- pacaktı? Leylâ, izzeti nefsini aşkının fevkinde.tutan ve hayvani arzu larını yenmeğe çalışan bir kız- dh. Hüsrev'in boynuna sarılma- ğa cesaret edemedi. . Tekrar odasına girdi ve ka- pıyı kapadı . (Bitmedi) eye Italyan komünistleri ROMA 21(AA.) — Hus mehkeme 15 kişilik komünist kafi lesini mahkeme etmiş, ve bunlardan on birini alt ilâ üç sene arasında muhtelif hapis cezasına mahküm ey- Vermiştir. Haftalık Edebi müsahabe: Kemalettin Şükrü: Namık Kemal, hayatı ve eserleri Vatan ve nüriyet mefhumlarının ki ona ait fasılları saymazsak, onu bulmaz ve bunların ekserisi de kü- güle bir takım risalelerden ibar: ancak Ebu Tevfik: “Kemal,,; F. Reşat: i “Ki selesi,,; Süleyman Nazif: “Namık “Kemal” (Bir konferans) ve “İki © dost, (Namal Kemal ile Ziya Paşa) Ali Eleromz “Ruhu Kemal,, ve “Na: mik Kemal,, ünvanlı kitapları neş- retmişlerdi. Kemalettin Şükrü Be- yin yeni meşrolunan “Namık Kemal, tı ve eserleri, ünvanlı kitabı » itibarile bunların hepsine far Buna rağmen kaç nesilden beri viedanlarımızda Namık Kemal mu- halibetini daha bir başka üstadınki tamamen istihlâf etmiş değildir ve ona taallük eden şeyler hâlâ daha canlılığını o kadar muhafaza ediyor ki bu hafta müsahabeme mevzu o nazardan da tetkikini isteyorlar BERLİN 21 (A.A.) — Dün gece Reisicümhur Hindenburg, Hoover'e uzun bir telgraf çekmiştir. “Mon- tags - Post,, gazetesine nazaran Hin denburg bu telgrafta Alman mille- x vaziyetini ehemmiyet - le kaydetmiş ve bu vaziyette Alman yanın tahmil olunan tamirat yükü | mü taşımağa devam etmesini aklın almayacağını söylemiştir. Hinden- burg, Almanyanın vaziyeti hakkında M. Hoover'in bugün yaptığı ilk be- yanatı telmih ederek iltizam olunan | yardımın müessir olabilmesi için im- kün dairesinde sür'atle yapılması Hizm geldiğini bildirmiştir. Mez- kür gazete M. Hoover'in düşüncele rini ecnebi memleketlere bildirdiği esnada bu telgrafın henüz Washing ton'a varmamış olduğunu ve M. Ho over'in vaziyetini Amerikan mille- Bir nutuk ile Avrupayı allak bullak eden M. Hoover time kargı muhik göğlerecek bir ve- Almanya kabul etti BERLİN 21 (A.A) — Alman bükeümeti, M,. Hoover'e teklifini ka bul etmekte olduğunu bildirmiştir. M. Hoover ne demişti? VAŞINGTON 31 (A.A) — M. Hoover beyanaında bilhassa şunları söylemektedir: Bu fırsattan bilistifa- de Alman tamiratma ve Avrupalı müttefik devletler borçlarına karşı olan mlinasebaş ve vaziyetimiz hak- kındaki fikirlerimi söylemek isterim. Bizim hükümetimiz, tamirat be- dellerinin tesbiti hususuna iştirak etmediği gibi bu bapta bir rey vemü talen da dermeyan etmiş değildir. Bir umumi tamirat bedellerinin ta- yimi ve müstemleke ve arazilerin tak- simi hususlarına isteyerek ve ankas tirak etmödik. Müttefiklerin borçlu oldukları paralarm tediyesi hususu, tamirat meselesi ile hiç te alâkası olmayan bir esasa istinaden bir kaideye raptedilmiştir. Binmeti- ce tamirat meselesi münhasıran Av | rupaya ait bir meseledir ve bize tanl | ük eder ciheti yoktur. Ben, harp borçlarının ilgası hususunu asala tas vip etmem. Böyle bir hareket, ci- İ handa itimat hissini artırmayacak- tır. Borçların tediyesi, tediye kabili- yeti esasına istinat etmekte oldu- ğundan borçlular istitaatları fev- kinde tediyatla bulunmalarını iste- meyi kat'iyyen arzu etmiyorum. “larak hevesimi celbeden bir kaç ki- Itap arasında yine ona dair olanmı intihap ettim. Hahbuki bu eserin muhrarriri bi- zi kalemile teshir etmeğe alışdıran l ediplerden biri değildi. O bilâkis “vülgarization” mahiyetinde meşri- yat ile tanılmış olan, yazıcılık işin. den ziyade kitapçılık işini yapmak ister ve edebiyatın san'atinden zi-| yade ticaretinden zevk alır gibi gö rünen bir mubarrirdir. Nasılki bu kiabı da filvaki edebiyat ve “dokü- nokta nazarmdan hiç bir kıymeti olmayan ve sırf “vül.| garisasion,, mahiyetinde kalan bir e serdir, Bununla beraber bu kitabın tanmmümü yine arzu edilir zira Na- mik Kemali sevdirmek ve tanıtmak için elde mevcut olan malümatın bir kısmının neşrine yarayacak, Namık Kemalin muhabbet ve eserinin “vğl garisasiyon,, mı yapacaktır. ve biz sü Hükümet vaziyeti hali hazırdaki şeklite, olduğu gibi nazarı dikkate almalı, o veçhile tetkik etmelidir. A- merika hükümetinin faaliyet ve icra atı her ne kadar önümüzdeki şubat da aktolunacak bahri tahdidi teslihat konferansına bağlı değilse de, madem ki teslihat sahasındaki rekabet hali hazırdaki iktisadi inhi- tatın âmilleridir. Şu halde bu hayati meselenin halline yardım et zusunda bulunduğumuzu mek ve bu suretle bu meseleyi bu gibi ahvalde vücudü zaruri olan büyük bir hüsnü niyet ile halletme- ğe üzüm bulunduğumu isbat eylemek terim. Fransız gazeteleri ne diyorlar? PARİS 21 (A.A) Akşam ga zetesi M. Hoover'in teklifi hakkın- da çok muhteris davranmaktadır. “Teme” güzetesi diyor kit Eğer beyanatın verilen metninde yanılaşlık yoksa, bu, Alman tamira tenim şarta bağlı olan ve olmayan kı | somlarının bir sene müddetle tehiri» | ni ve buna mukabil de müttefikler borçlarının bir sene müddetle tedi- ye edilmemesini mutazammındır. Binaenaleyh M. Hoover'in teklifi Young plânının esaslı bir surette tadili demektir, Çünkü Young plânı Almanya tarafından yapılacak sene- lik tediyatın heyeti umumiyesinde böyle bir tehiri derpiş etmemekte. dir, Bu teklif Cemi müttehide için 6 milyar, Fransa için iki milyar 509 milyon, ve İtalya, İngiltere ve Belçika için de takriben 250 milyon franklık bir fedakârlığı mutazamıın dır. Binaenaleyh, Almanyanın kur- tarılması yükümü bilhassa Cemahiri müttebiğe'ile Fransa çekecektir. Bit tabi bu töğiyat tehiri hükümetlerin hususi şahıslara olan borçlarına ya- ni tediyatın ticari kısmına şamil de- ğildir... PARİS 22 (A. A.) — Bütün gar zeteler M. Hooverin beyanatı hak- kında uzadıya mütalen ve tef sirler yürütmekte, Amerikanın son teklifini herkesi birden bire hayre- te düşürecek bir mahiyette addet- mekle ve Fransanın bu hasusta fikrinin sorulmamış olduğumu ehem miyetle kaydetmektedir. Bu gazeteler, M. Hoover'in ileri sürdüğü teklifin hem şarta tabi bu- lunan, hem de hiç bir şarta mukay- yet bulunmayan tediyatı istihdaf et- tiğini yazdıktan sonra, Amerikanın şarta tabi olmayan tediyat hususun da alâkadarların fikir ve mütalcası- nı alması İâzm geldiğini tasrih et- mektedir. Bundan başka gazeteler M. Hoo- verin teklifine Amerikanın Avrupa- ya karşı yeni bir siyaset takip etme. sine başlangıç olabilecek bir heye- can uyandıracak bir vak'a mazarile bakmaktadır. Gazeteler, bu teklifin yalnız mali değil, fakat diplomatik ve siyasi nok ini nazardan du tetkik edilmesini te ep fikirleri Birçok gazeteler Amerikanın bu teklifinin bu haftadan itibaren hükü erkânı arasında ehmmiyetli fikrinde bulunmaktadır. beraber, M. Hooverin teklifi kabal edildiği takdirde, Fransanm katla. b bu itibarla bahsediyoruz. Bu kitap iki kısımdan müreke keptir. Asıl, Kemalettin Şükrü Be- yin yazmış olduğu, (Namık Kemal hayatı ve eserleri) kısmı büyük edi bimizin oğlu Ali Ekrem Beyin daha geçen sene neşretmiş olduğu ve yi- ne bu sahifelerde Namık in hayatını bir makalede icmal ve hi- kâye ederken bize de me'hez teşki eden “Namık Kemal, ünvanlı kü- çük eserinin daha mufassal cümle- lerle bir şerhi ve bir tekrarından iba rettir. Burada yeni olarak ancak ba 2: eğlenti malümat ile şairin hayatı ve ailesi hakkında biraz daha mufas sal izahat ve bir de öteki kitaptı ler tekrar edihnekle beraber yeni zı resimler var. Fakat esaslı ve cam- İli ne mevcutsa hep Ali Ekrem Beyin kitabından alınmadır, Öyleki bunu okurken tekrar ötekini okuduğumu zu sanıyoruz. Eğer Kanaat kütüpla- e memleketin her tarafında neşir ve ilân edilmiştir. Müntehipler arzu ettikleri başka namzetlere de rey verebileceklerdir. Bu beyanname her hangi bir intihap heyetine dahil olmak hakkını da vermektedir. 18 meb'us intihap ede cek yegâne intihap dairesi olan Mad rit 166 namzet tefrik ve ira etmiş- tir. Selânikte bir barıt deposunda infilâk SELÂNİK, 22 A.A Tountoular'da hususi eşha ait bir barıt deposunda bir infi- lâk olmuştur. Depoda bulunan iki bekçi ağır surette yaralan- muştır. Bu deponun içinde hü- kümetçe idareten haczedilmiş 54 ton barut bulunmakta idi, Bu miktarın bir kısmının giz- lice kaçırılmış olduğu ve geri kalan kısmın da kasden ateşlen Se macağı fedakârlığın Z milyar 300 milyon franga yaklaşacağını yazmak tadır, “Petit Parisien,, biç şart ve kayda tabi olmayan tediyatın en büyük kısmını almakta olan Fransâmm La Haye itilâfları ile kararlaştırılan ah- kâmın muhafazasında bilhassa alâ- kadar olduğunu kaydetmektedir. Ocuvre gazetesi Amerikan teklifi- nin kabulü halinde Vaşington bükü- meti borçların tamamile iptali husu- sunun ahlâka muzayir olacağını yon yapılan tamirat rum kalniaması tözem geldiğini be- yan etmektedir. LONDRA ZI (A.A.) — M. Hos ver'in beyanatı siyasi ve mali maha filde azim bir heyecan uyandırdı; hususile bu Iadar seri bir inkişafa intizar olunmuyordu. Harici siyaset te umumiyetle pek geç mütebeyyiç olan balk bile azim bir alâka göster miştir, Umum nakliye vesaitinde yolcuların gazetelerini aralarında de Giştirdikleri ve müdavelei efkârda bulundukları ve bu hâdiseden mern- nuniyetle bahsettikleri görülüyor du. Bu hususta İngiltere bankası müdürü M, Montagunun geçenler. de Cemahiri müttehideye yaptığı se yahat ile Amerika Maliye nazırı M. Mellonun İngiltereyi ziyareti ara- sında bir münasebet bulunmamakta- dır. “Peres Association, Hooverin beyanatı hakkında mülâkatta bulun- duğu mubtelif ricel bu haberin u- zun zamandan beri (almanlar en mükemmeli olduğunu ve bu hareke- tin âlicenapiıkla tavsif edilmeyeceği- müddeti vermesi çok mantıkidir Young plânının tadilini istihdaf <dn telkinler ve manevreler üzerime ba- 41 endişeler izhar eden muhafil de bu hususta her türlü beynelmilel mü zakereleri bertaraf eden M. Hoove rin bu teklifinden memnuniyet güs- termektedir. nesi neşredeceği bu mufassal kitabı da şairin oğlundan isteseydi onun diğer bir kolleksiyonda miş olan kitabında küç girmemek zaruretile ihmâl etmiş ol duğu bazı hatıralarla yeni ve canlı bazı vesikaların da bu esere ithali temin edilmiş olurdu. Kitabın sonlarına doğru muhar- rir artık insaf ederek, güya bütün bu eser o zamana” kadar Ali Ekrem Beyinkinin ğleiş gibi, doğrudan doğruya onu zikrettiğini itiraf 'ediyor. Fakat o zamana kadar aldıklarını meskât ge giriyor. ; Fakat bazan da malüm olan şeyleri bile noksan tekrar ediyor. Meselâ Suphi Paşanın Namik Kemali mu- hakeme eden mahkemenin reisi ola rak verdiği beraat kararımı hikâye Sofyada bir cinayet oldu l A 22 (A.A.) — İntihabat her tarafta sükünetle ikm edilen, SOFYA 22 (A.A.) — Dahiliye nezareti Sofya intihabatıs neticesini tebliğ etmiştir. Başlıca üç rakip olan blok, hül met koalisyonu ve müstakil amele fırkası sırasile 22382, 130 N 9658 rey almışlardır. Diğer grupların aldığı reyler pek ci idir. İntihabatın ikmalinden iki saat sonra Sofyada bir cinayet v ku bulmutşur. Cinayetin kurbanı bir Makidonyalıdır. Hâdü nin intihabatla kat'iyyen alâkası yoktur. SOFYA 22 (A.A.) —- İntihabatın son ve kat'i neticeleri b nüz malâm olmamakla beraber yeni Subranyanın şu suretle İ İ şekkül edeceği tahmin olunmaktadır: Muhalefet bloku 145 i 150 aza, Makidonya grupu 8, ve komünist 7 meb'us, sosyalistl İ dahil olmak üzere diğer gruplar hiç meb'us çıkaramamışlardı SOFYA 22 (A.A.) — Beş intihap dairesi müstesna olm | üzere memleketin her tarafından alınan malümata göre hük met koalisyonu 372,000, muhalefet bloku 561,000 ve komüni fırkası 14,600 rey almışlardır. Kütahyada cuma güni intihap yapılacak ANKARA, 7Z (Telefonla) — Dahiliye vekâleti Kütahya da inhilâl eden iki meb'usluk için cuma günü intihap yapılma! nı Kütahya vilâyetine bildirmiştir. H. Fırkası mezkâr meb'u luklar için namzetlerini yarın veya öbür gün ilân edecektir. Bu namzetlerin Rasim Beyle Hacı Mehmet B. in olma kuvvetle muhtemeldir. İdam mahkümu Sabri tekral divanıharpte muhakeme edileceli İZMİR, 22 A. A. — Geçenlerde derdest edilen idam mal kümu Sabri tekrar divanı harpçe muhakeme edilmek üzere € heti askeriyeye teslim edilmiştir. "| Denizlide sellerden bir ev yıkıldı DENİZLİ, 21 A.A. — Bugün öğleden sonra çok şiddet yağmur yağmış ve üç saat devam etmiştir. Şehrin muhtel seller gelmiş ve birçok ev ve dükkünları su basmıl tır. Sellerden bir ev yıkılmıştır. Nüfusca zayiat yoktur. Hindenburg'un Hoover'e telgrafi BERLİN, 21 A.A. — Montagpost gazetesine nazaran Re sicümhur Hindenburg, M. Hoover'e dün gece uzun bir telgr? göndererek Alman milletinin nevmit vaziyetini teşrih etmiştir Gazete mezkür telgrafın Hoover'in teşebbüsünden sonra vi olduğunu ve bundan dolayı bu teşebbüsün bu telgraftan doğ madığını ilâve etmektedir. Alman hükümeti M. Hooverin teklifini kabul etmiştir Firarilerin hepsi yakalandı IZMİR, 22 A.A. — Manisa hapisanesinden firar edenle den iki kişi daha yakalanmıştır. Böylelikle İzmir havalisin hapishane kaçkınlarından başka firari kalmamıştır. Ziraat bankasında tebeddülâ ANKARA, 22 (Telefonla) — Ziraat Bankası merkez m dürü Raşit B. Emniyet Sandığı mürakipliğine tayin edilmişti Merkez müdürlüğüne memurin rü Veli Necdet ve memi ne de levazım müdürü Mehmet Ali Beyler tayi Uşakta 3 bin liralık bir suiistimal UŞAK 22 (A.A.) — Uşak tütün inhisarı ambar memuru Hi seyin Efendinin sui istimali meydana çıkarılarak kendisine it ten el çektirilmiş ve muhakeme altına alınmıştır. Müfettiş sermurakıp Beylerin teftiş ve tetkiklerinden sui istimalin 300 liradan fazla olduğu anlaşılmıştır. Şimdiye kadar sui istimaldel dolayı üç ambar memuru hapishanede yatmakta idi. Bu dördü! cüsü oluyor. Ibrahim Tali Bey geliyor ANKARA 22 (A.A.) — Birinci umumi müfettiş İbrahi Tali Bey bu akşamki trenle İstanbula hareket etmiştir. İstasyı da Dhailiye, Sıhhiye, Maarif vekilleri, umum jandarma kumar) danı ve dahiliye erkânı tarafından teşyi edilmi, Motörsüz tayyare ile Manş denizini geçti BULUGNE 22 (A.A.) — Krenfeld, motörsüz bir tayyare il Manş denizini iki defa geçmeğe muvaffak olmuştür. celâdet ii kat kat ösilinedr ve bem E tün bir devrin yüzünü ya hem başka devirlerin ine nümunei imtisâl olacak ebemmi: tedir. Namık Kemalin buna teşi kür için Suphi Pağanm akrabasında; di bir mektup nin riyasetine Suphi Paşayı iü etmesinin sebebi beyinlerinde bir hâdise olduğunu bilmesidir. Namık Kemal, tafsilâtı uzun sürecek bir takım (sebeplerle, kızgın olduğu Suphi Paşanın aleyhine pek şiddet Wi bir makale meşretmişti. Yıldızın yapmış olduğu iş Suphi Paşanın &- İine müşterek düşmana karşı gayet keskin bir intikam silâh vermekti. Mahvetmek istediği adamın onun şahsi kininin yardımile yere serile- ceiğine kaniydi. Suphi Paşa me şah- ni dinlememiş bu hareketle bir paratoner gibi çekeceği yıldırım. ları hiçe sayarak sırf vicdanının s8. sine tabaiyetle bir beraat kararı ver- miştir. Bu itibarla göstermiş olduğu iindeydi ve, Sülaymlii asit bu ayı gerek Serveti Fünunda inti etmiş bir makalesinde gerek “İ dost” ünvanlı eserinde tafsilâtla İntmaştar. Fakat elimizdeki kitabın ne ka acele ve ihmâl ila yazılmış ol şundan da belli oluyor ki muh “Burada onun bütün eserleri kında muhtasar bir | malün vermek lüzumunu da âşikâr İ dük,, dediği halde şairin kits nın İistesi bile tamam olarak memiştir. Hem matbu olanlarla mayanlar biri biri >

Bu sayıdan diğer sayfalar: