15 Eylül 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

15 Eylül 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

n r IR y vid ; k bu K U r i # Haftanın filimleri Kitty Kellerman davası - “Sihirbaz, filminden bii dik, a davası m gösteriyor. Bu filmin bu- tası şudur; Şöhret bulmamış bir ressa- Mın karısı olan Kitti Keller- ken, fukara olan kocasından tularak müteaddit ve Zen" Pereştikârlarından — birine ârmak taammüdile vekocasını mekle tahtı muhakemeye Alanmıştar, B man masumiyetini iddi Yordu, hatta şukadar ki, koca- *mı b herşeyden fazla ilâve ediyordu. fan ettiği esnada bir müza- Yede salonunda kocasının tab- arı altın pahasına kapışı işin garabeti bu peer yalile kimseniri asla rağ- #imediği nesnelerdi. Muhakeme esnasında hiz- Metci kız, madamının koca Mn vefatızdan iki saat sonra pPadamının bir erkekle Mmusa- agit. aşikanede bulunduğu a, Jüyor. Bütün bu ifadat kadı be bir aşıkı bulunduğunu ve <4 Yüzden kadının kocasını ka- ni #ttiğine hay'eti hakimiye ka bel Yor Yalnız bu katle s€- kiçiyet veren meçhul aşık 2... Fakat bu esnada mah- me, ece gayri malüm bir şahıs Ydana çıkıyor ve verdiği İ- ede neticesinde kendisi tahti- fe alınarak Kiti Keller tahliye ediliyor. li Taj hiye 'or. Sofrada tinin tahliyesine sebep olan Ye tahtı tevkife alınmışken bir bulerak firara muvaf- i. olan meçhul şahit namı di Peter Bil'den başkası olma 4 görülüyor.Davetlilerin hay ayi bu kadarla da kalmıyor Ki buadam görünürgörünmez iie boynuna atılarak üsile öpüşmeğe başlıyor... Artık bundan sonra maceranın bul kalan safhas açılıyor * bu son gelen kimsenin Kit- din suda boğulduğu zanne- dp kocasından başkası olma ği ve bu suretle harekete 8€- mağ iç ken eşhur kıla- ehayyül ettiği refaha mak gayesile tablolarını al- Aa pahasına sattırmak olduğu tep giliyor.. Gayeleri saadet- ı başka bir şey olmiyan bu ri en genç çift hakkında ve- NE ii Mia büküm seyirler terk, Elhamra'da mamra'da Sihirbaz k Fakir ve genç bir muhteri De Andre Löruva meydana tan ği bir televiziyon âletini Yep olamak üzere bütün ser- ini sarfediyor. Ve nihayet- Hi Mhurdağı odanı kiran biz r sahne dünyada manevi | bir istinadı vardır. O da oturduğu apartı" manın kapıcısının kızile arala- rında olan nihayetsiz ( $€VE” dir. Ve, işte bu sevgi sayesin dedir'ki Jan sevdiği delikanlı nın ihtiraından yanında çalış- makta bulunduğu zengin mös yö Stefani'ye babsediyor ve mösyö Stefani de bunda büyük bir kazanç hissettiğinden genç muhterinin sleyhine bir istifa de tasarlıyarak bu teklifi kuv- veden file çıkarmağa çalışı” yor » ei Yalnız her ne kadar Ucari işlerde bir ihti: yoksa da Jan efendisini: larını çok bildiğinden sevdiği delikan lının menafiini korumak azmi le hazırladığı bir mukaveleyi İ efendisine imzalatmak istediği zaman namusşiken bir taarruz kurşisında. kalıyor... Andre makinesini yalnız alelâde bir televizyon olmak üzere hazır- Iamamış olup işbu makinenin mütemmimatımdan olan bir va sıta ile tam zamanında kızın imdadına yetişmeğe muvaffak olarak yalnız kızı kurtarmak. la kalmıyor... Zira mösyö Ste fani vaziyetten fevkalâde mah cup bir haldedir. Bunun tami ri ancak bir suretle kabil olu- Andre'nin ihtiramın ti- a stifa cari bir mahiyette kal de hale ifrağı için mösyö Ste fani Andre'ye 1,000,000 frank verecek bittabi bu kadar pafa da Andre ile matmazel Jan in saadetlerine esas teskil ede cektir. Artısıik'te Viyana Aşkı istik bu hafta Janie Ma- aile Marlen de Kanonge'un “Viyana aşkı” ismindeki filmi gi gösteriyor. Bu filmin mev- uu şudur: Şi “Bu filmin mevzu ebedi. hi- bire Ve bu hikâye gayet iyi iki dost olan ve beraber Ya” Pina aldırdıkları güne kadar g€ 7 dikleri hikâyedir. Jori ile Pi- gördükleri büküyor onla * kar 0) ış 'Gret'e sorarsa" nız ikisini de ayni derecede bir ae La alk ö tte küçi : ere 9 Yarulımuştar bile. kendisine çok merbut Yalınız veri üzmekten Çe yor. bu dur, Bir gün ii tresi We Sou eğlendirir sonra boşu na gitmesini yolunu b © nihayet kendisini'bir mirasyen! iyetinde göst ondan. vaziyetini? Er Doli öncesi Sihirbaz ve Jorjdan ayrılmaz. Gretel pek mahzun olur. Artik Jorj ile beraberdirler. £ yaramaz | Jorjun bi paralar eri- mekte gecikmez. Öyle ya bu st cağa kar mi dayanir. Diğer ta- aftan sık sık işinin başma gel- | miyen Jorja karşı barın sahibi | fena halde kızgındır ve onu ka- 0. dir. Amma Jorje viz gelir. İ nun için bütün mesele yaşadığı saatlerdir istikbali düşünmez | bile. Nasıl olsa vakit var de mekte ve şimdilik yeni kirala dığı şık apartımanda Dolli; beklemektedir. Zira bu şirin kızla randevuları vardır. Fakat Dolli artık gelmeyecektir. Çün kü kendisine parayi temin eden zat derhal Barman Jorjdan vaz geçerse artık bir — santim bile vermiyeceğini söylemiş ve gay | ri mevcut haysiyeti üzerine ye istememiştir. Dol li pratik bir kadındır? Aşk ile | para arasında kısa bir tereddü- | ten sonra kararmı verir. — Jorj terkedilmiştir ve bundan dola- yı betbahttır. Fakat Gretel her | şeyi unutmağa ve (o affetmeğe hazırdır. O zaman fena günler dostu olan Piyer Gretelin aşki- nı anlar, ve kendi yarasini sak- ıp kanını içine akıtarak biri- birini seven bu çift | hesabına | kendisini feda eder, | orj ile Gretel birleşirler. Opera'da Belki bu gece Opera bu hafta Jenny Jugo ve Fritz Schulz'un — “Belki bu gece” isimli filmini gösteriyor. Bu filmin hulâsası şudur: inir hastalıkları mütehâs- sısı doktor Jürgen ile genç ve güzel karısı Jenny pek mes'ut bir hayat geçiriyorlar. Bütün tabintleri, huyları birbirlerine uygun. Yalnız bir noktada araların da ihtilâf var: Musikide. Dektor ki musikiyi sevi- yor. Halbuki karısı da cazban- da bayiliyor. Bu çift bir gün “Olimpiya” barınm orkestra şefi Tedi'yle tanışıyorlar. Tabii Jeni fevkalâde mem- nun; Doktor Jorgen de mah- Za Tedi bir parça çalıyor. Bu- nun güftesi Jenmy'nindir. Çün- kü doktorun karısı şarkı güfte- leri yapacak kadar şairdir d: Jenny ile orkestra şefi arasın ki dostluk bu münasebetle büs- bütün artiyor. Beraber | çalış- mak üzere kocasından habersiz Tedi'nin evine bile gitmeğe başliyor. Doktor bir gün bakiyor; ka- rısının sırtında çok şik bir elbi- se var, Bunun parasını kendisi ver- memiştir... O halde karısı bunu nereden tedarik etmiş? Şüphe- ve merak içinde karısı her hareketine dikkat ediyor. Bir akşam tesadüfen dokto- rindan gelmiş çiy: Sü meşhut halinde yakalamak | Dolli bütün eğlence yerlerinde |! Fakat run eline karısına Olimpiya ba- |* r, Gidip karısını orada cür- | istiyor. Barda Jenny orkestra şefi ve İ bir dansör müştereken tanzim | ettikleri “BELKİ BU GECE,, ji ip söyliyorlar. O için değil sırf asri musikiye aş- kindan böyle vakitli | vakitsiz gezmelere çiktığını anlıyor. E- bir çiçek buketi bırakıyor. Bir | kartada şu satırları yazıp yanı- na koyuyor. BELKİ BU GE- CE, şarkisinin şairi sevgili ka- | rıcığıma! Jenny bunu odasında bulun İ ca kocasına koşuyor. Ve sevişerek kolkola yatak odasına gidiyorlar, onlar odala rma gi yukarı katta “Belki bu Gece” sana gelece- pi dışarı etmeği düşünmekte. | E Conrad Veidt Sinemanın bizlere tanıttığı en iyi i ğ ! aktörlerden şüphesiz Conrad Veidt' tir, Çonrgd 1893 kâ- nunusanisinin 22 sinde; , Berlinde doğmuştur. Babası maliyg nezareti de memurdu, Hohengoliyie . , lisesi- nin daha son £ sınıfına" bitirmeden mektebi terketti ve uktölküğe girdi. Tiyatro, ruhunu mektepitn« ziyade cezbettiği için,bu vâdide yeni şey- | (ii ler öğrenmek emelile meşhur Max Reinhardo mektebine Girdi. Bu mek tep son yirmi sene #arfında Alman sahnesine haylı kıymetli “ artistler yetiştirmiştir. Conrad: dâ sinemaya görmeden evvel bir iahne artisti idi, Eğer sinemaya girmeseydi, Alman | sahnelerindeki şöhretine © rağmen, biz Conrad, | tanıyâMiyacaktık. Herpten bir sene evvel Conrad ken- disini yetiştiren mektebin tiyatro- sunda (Deuches tbenter) e âza ol muştu, 1914 te hastalandı. ve 1915 te tekrar Rus cephesi ,Üyatrosunda temsiller verdi. 1916 da Berline dön düğü zaman, Max Reinhardt kendi | sine bir piyeste rol verdi. İşte bu rol daha i gününden Conra dın şöhretini temin etmeğe kâfi gel | mişti. Bu tarihte o Ricard Oswald! kendisine filmde rol teklif etti. Con rad çok geçmeden sinemaya büsbü- tün bağlandı ve sahneyi ., terketti. ©) tü Şimdi üçüncü filmimi çeviriyo-' i l | ! Xİ € dönüyor. Jenny'nin odasına |/ 4 i i j | l | San filimlerinden birinde Conrad Veidt ismi Alman sinema sanayiinin inkişafına bağlı bir isim. dir. n eÇvirdiği filmlerden “Hint meza- İn, Lort Nelson ve Ledi Hamilton, Clara Bovw'un Florida plâjlurında çekilmişet <on resimlerinden biri. örasmda,, imla) çevi | ren Jennine Merrey anlatıyor: — Sinema hayatım iki filmden â- barettir. Birincisinin hattâ ismini bile söylemek istemem. — Çünkü o, bir başlangıçtan ibaretti. Bana bu! fhmde de muvaffak olduğunu söyle | mişlerdi. Fakat ben gene yorum, “Yerle gik arasında, benim ikinci filmimdir. Bu filmde ben genç | bir akrobat rolü aldım. Ten rengin-' de vücudüme tamamen yapışık şık bir mayo içinde, Ben yalniz akrobat değildim. Aynı zamanda dramatik bir rol oynuyordum, Maderlsi benim | işin insma öldürüyorlardı, öyle değil mi? Şu kıskanç !Thommy Bonrdelle | boşuma gitsin diye birini öldürmüş. inannı- rum. Bakalım, nerelere kadar gide- ceğiz. —————-———— Sezar Burjiya, Prağ talebesi, k'ın elle sindeki filmleri sevilen eserlerindendir. 1924 te Fransada film © çevirdi.! 926 Amerikada Müttehit artistler | yirketi kendisini angaje etti ve John | Barrymoor ile birlikte “eSrseri ek.) filmini çevirdiler. Sonra Universal! kendisini angaje etti ve burada Vic tor Hügonun “Gülen adam,, mı can landırdı. Conrad 1929 da Almanyaya dön düğü zaman, Berlindeki sesli film stodyoları Conrad'ı paylaşamadılar. “Kadınsız toprak, Oldüren adam, Son bölük,, filmleri de Berlinde çev- rildi. Conrad şimdi Berlindedir. Bu kış Orla- çok | Bari sergisindeki Türk paviyonu Diğer bütün paviyonlardan daha büyük bir muvaffakıyet kazandı Mei ğ Bari sergisinin uzaktan manzarası BARİ (Milliyet) — Bari İ sergisindeki Türk paviyonu bu gün müvaffakıyetle açıldı. İh- racat ofisinin teşvikile sergiye / istirak eden tacirlerimiz saat iy vâsıl (oldular ve 'ürk paviyonunun in- i yere gittiler. Türk paviyonu serginin tam ortasın- ! da ve en güzel mahallinde inşa i Eşya ve “nümuneler t sekizde (o paviyona | iki saat kadar sürdü. Tüccarl | ımız bütün gece çalıştılar. Sa- | baha doğru Türk paviyonu zel ve nazarfirip bir şekil almış tı. Eşya ve nümuheler yerler ne kormuştu. Saat dokuzda ser ginin resmi küşadını yapacak İtalya veliabti Prens Umberto'nun o muvasalatı eden top sesleri işidilmeğe başlandı. Artık paviyonda tün tertibat ikmal edilmişti. | Paviyonun kulesine çekilen se- vimli bayrağımız dalgalanma- ğa başladı. Saat onu çeyre': > çiyordu, Prensin ( paviyomarı ziyarete başladığı haber veril di. Prens Hazretleri ilk . de | Türk paviyonunu ziyaret etti- ler.Prens Hazretlerini kabul et mek içn paviyonun medhalin- den kaldırıma kadar güzel halı i lar yayıldı. İhracat ofisi rapor- törü Akil Bey Prens ve Pren- İ ses tlerini paviyonun medh ler ve kendilerine Türk tüccar. ları namına beyanı teşekkür et ler. Prens Hazretleri pavi na girer girmez ilk sözle! zengin ve ne güzel (bir pavi- yon” demek oldu. Salonun or- tasında bulunan halı tezgâhı- nın önünde durdular, Bu sıra- da memleketimiz mamulâtın- dan işlemeli bir şalvar ve cepken giymiş olduğu ( halde Adalet Hanım tezgâhın önüne oturmuş halı dokuyordu.Prens ve Prenses Hazretleri tezgâ- hım önünde bir çeyrek saat ka- dar tevakkuf ettiler. Prenses Hazretleri halılarımız hakkın- da birçok malâmat sordular. Akil Bey uzun izahat verdi. Sı ra ile bütün mallarımız ve nü- camekânlar önünde durdu lar. Akil Beyden tütünlerimiz. ve sigaralarımız hakkında ma- lâmat aldılar. Prens Hazretle- ri İş Limited şirketinin nümu- releri önünde tevakkuf ettiler ve bilhassa fındık nümuneleri. mizle alâkadar oldular, Ziyaret bir saat sürmüştü. & Prens ve i Prenses Hazretleri paviyondan ayrılırken Akil Beye teşekkür İ ettiler ve Türk * paviyonunu hayret ve takdirle ziyaret ettik öylediler, Prenses Haz- retleri de Akil Beye paviyonu çok güzel ve zengin buldukla- öyleyerek ellerini uzattı- lar, Akil B. Prenses Hazretleri nin ellerini hürmetle öptüler ve Türk paviyonu hakkında gös- terilen bu yüksek takdiri ve şe- refi hiç bir zaman unutmı caklarını beyan ettiler. Prens ve prenses Hazretleri Türk pa viyonundan sonra Yunan pavi- yonuna gittiler. Fakat Türk pa viyonundan sonra diğer pavi. yonlar pek sönük kalmıştı. Prens ve Prenses Hazretle- iki ilm çevirmek üzere Almanyaya rinin ziyaretinden sonra erkânı - hükümet paviyona akm ettiler. Akil Bey y inhisar ii mamulâtından sigaralar ikram ediyordu. Ziya retciler sigaraları içerek pavi- İ yondan çıkıyorlardı. İçtikleri | sigaralardan fışkıran beyaz du- Türk tütününün büyük şöhretini bir kere daha sergi- nin afakına yayıyordu. Resmi ziyaretler saat © bire kadar devam etti, Saat üçten sonra halkın sergiye girmesine müsaade edildi. Artık Türk pa- viyonuna hücum başlamıştı. Sa at dörde doğru hücum o derece artmıştı ki, intizamı temin için paviyonun önüne polis memur. ları ikame edildi. Üç saat için- de satış iki bin lirayı geçmişti. Bütün sefirler paviyonu 2i- yaret ettiler. Yalnız Türk sef. ri gelmemişti. Akil Bey gelsn sefirlere paviyonlarına giderek dei ziyaret ettiler, Çapras kelimeler LİMA Yeni şekil Soldan sağa 1 — Ana vatanımız (Cİ) 2 — Bayat Beyaz (2) 3 — Akın kundurması (3) Ala () 4 — Kuş (5) Mahalle bonmar gesi (5) 5 — Kırmızı (2) Meyva (4) 6 — Çalgı (2) Mektup (4) 7 — Köpek (2) Müsmdere (5) 8 — Arim (5) Arı (3) 9 — Bırakmak (o (4) Kabiliyet genişlik (3) 10 — Köpek (2) Edat (3) 11 — Nota (2) Beygir (2) Yukardan aşağı 1 — Motörlü mavna (4) Edebi- yalçı (4) 2 — Uzağa işaret (8 b (2) 3 — Meyva (4) Kurnaz hay van (5) 4 — Nota (2) Nota (2) Müba dele etmek (5) 5 — Ziya (3) 6 — Yükseltmek (3) Yuva (2) 7 — Hayvanın su içtiği yer (5) Çingene ismi (3) 8 — Yama (2) Na (2) 9 — Yrtıcı kuş (6) 10 — Lütife (4) Bey (3) 11 — Emlik (4) Eza (6; (7) Yaşa değil (4) Göl (3) (2) Büyül pire miz bee

Bu sayıdan diğer sayfalar: