20 Ekim 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

20 Ekim 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sinema Tefrikamız : g” Sinema âleminin Gizli tarafları a Bir filmde küçük roller için angaje edildiler. Senelik kon torat yapmak istiyorlarmış- Mun için bütün müessese İ009- Belki iste- lr iyor. ından geçiyor. iesdileri ra olacak ama, kendileri ne de pahalıya mal olacak. her yerd Dz zaman böyledir «endim. Şu dakika idare mü- dürü 2 numaralı locada bulunu yor. Makyaj şefi de 3 numara İ locada. 11 numaralı locada Yarım düzine ar kız Vi Onlar da kuzu gibi sıralarını bekliyorlar. Fakat locada ka labalık oldukları için, ya evleri ne gidiyorlar, yahut baska Yer lerde randevu veriyorlar. Daha fazla sormadım. Bu ihtiyarın mes'ul tuttuğu genç kadınlar hakkmda, öyle bir yerde daha fazla şeyler sora- mazdım anladım . ki, bürada tesâdüf, takdim, tanış wa vesilelerini ekseriya bir göz işareti takip ediyor. Bu kadar yakından teha- cüm varken, bilmem hangi $€ hirdeki posta memuresinin en- dişesine mahal kalıyor mı? Makyaj Bu ziyaretimle dostum Leh Man'a iş arasında iş çıkarmış olduğumun farkındayım. Fa- kat 0 dostluğun icaplarile işi Bi telif etmesini bilenlerden ol 1ağu için, yazıhanesinde yapı- Söimi yaptıktan, e ı baktıktan sonra, yerinden kalktı. n yı Haydi devriâleme çıkalım at dedi, Hakikaten bir stüdyonun di dolaşmak ,en kısa zaman: di, aPılan devriâlemlerden biri Bir merdiveni indik, Bura- bütün kapılar açık. Stüdyo- beyni denilen yukariki kat taş, adar kapalı denilirse, bu dâ, daokadar açıkve ziya > Dipteki salondan akseden 'vvetli projektörlerin ışığı Ye ii piyormuş gibi, güpe gür tal her tarafta elektrik lâm- ! yanıyor. Burada elektrik lr dava bir metadır, o ka- anar zl! Dipteki salona 1, & geniş koridorun sağında ag olundaki açık kapılardan to,» €rkek kahkahaları taşi- onra koridorun , içinde W gi geliş var ki arı kova- e v bir binanın içinde üst ing t Katlarm bu kadar bü « , > farklı ve zıt olabilmi uçar. Yanımızdan, sağı" kayı» solumuzdan geçenler tgliYA aldırmıyorlar, bazıla- ina en Lehman'a kısa bir a yek yapıyor . a *hman'a duvardaki “sü ayj, /9Zısı ile bu (o gürültü ve ah, © arasmdaki münasebeti — *tmesini rica ettim. gi Biraz sonra | görürsün! da 1k kapılardan birinden çeride aynaların karşı makyajları ve sahne tu- aç ile meşgul bir alay kız Mayına gevezelik ediyorlar. Yilan bu nevi ziyaretlere A, irdiç nı det, li İ Geniş, zi İ gömlekli biri büyük bir ayna- Yazan: Mare Sisler pek alışık oldukları işin, hiş bi ri aldırış etmiyor. Havada ağır bir et ve ter kokusu var. Masalarımın üstü- ne uzâtılarak kenetlenmiş çıp- lak bacaklar, çıplak sırtlar ha- fif tüllerle şmış, yaşlı ka- dınlar bütün bu yerı çıp- lak vücutleri podralıyorlar. Köşede iki erkek bacak ba- cak üzerine koymuşlar, siga- ralarmı püfürdeterek konuşu. yorlar. Solda yine açık bir ka- pı var. Oradan içeriye girdik. dar bir oda.. Beyaz nın yarşısındaki koltuğa otur- muş, bir delikanlının kaşlarına kalem çekiyor. Anladım ki burası makyaj dairesi.. Bir resim atelyesi ile berber dükkân mezcederek, her ikisini şöyle bir hercü merç | ediniz. Makyaj dairesinin man zarası meydana çıkar . Tam delikanlı aynanm kar- şısında ayağa kalktığı zaman, atelyenin her tarafı kuvvetli bir zil gürültüsü ile sarsıldı. Zili müteakip, kapma — açılmış bir tumarhane (gibi, makyaj dairesindeki bütün kızlar hopla yap sıçrıyarak, birbirlerinin ü- zerinden atlıyarak dışarıya uğ radılar. Delikanlı da ağır ağır çıktı, Biran salonun deminki cıvıltısı kesildi. Öteki açık ka pılardan da sesler gelmez ol- du. “ Ellerimizi sıkarak tanıştığı mız makyaj şefi, diş ve iç ka ları kapattıktan sonra, yani "uza geldi. Anladım ki, film wriliyor “*“İldnci bir zil sesi daha ve ortalık e? Sesli film çevrilir ken böyle bir esizlik lüzum 1 Sivri sinek bile yızıltısını sikrofona duyurmağa hakla Yoktur. Derhal filmin © kısmı tekrar edilir yi Makyaj şefi dedi kiz 3 Ne yapayım, kırk üç ya sındaki adamdan da jönpremi Ye bu kadar olur 9 “Ay, bu kaşlarına kalem çektiğiniz zat kırk üç yaşında mr? -— Ne zannettiniz? (Nice dın artis â “ingenue,, kız rolleri alı- Şurası var ki, ar i ai irmı ire ceceraline, bir idam mahkümuna,bir amele ustasına hülüsa dünyanın bin bir tür lü karışık tiplerinden her han- i birine benzetiyor. ||| gi b ontum Lehman dedi kir — Bu çıkan zat günde yir- mi defa şahsiyet değme o. nun da vazifesi bu! Yeni çıkan sürmeleri düzgünleri, boyaları onun yüzünde tecrübe ederler. — Anladığıma göre, bura- imsiz artistlere j orsunuz. Mesel baş ör- tistleriniz, Sim yıldızınıza o ms makyaj yaparsınız: Tİ dairelerine gide- İstanbul sokaklarına dair Pariste çıkan Cinemonde| mecmuasından: (£ Cehaletimiz| ber taraf, uzun senelerden beri milli bir Türk filmciliğinin mev | cut olduğundan haberdar deği lir. 1923.1924 senelerinde Kemal - Film'in ilk teşebbüsle ri parlak neticeler vermedi ise de, hiç olmazsa artistlere ve | teknisyenlere bu san'atte apran Üsaj vazifesini yaptı. Sesli film | Buster Keaton | Sinemada “Malek,, ünvanile İ | tanman Buster Kenaton bu yaz den sonra Türk film âmilleri | * teşebbüslerine devam ederek, henüz stüdyolarını ve malzeme lerini tebdil etmedikleri cihet- le, yeni filmlerinin sesli cihet- | lerini Fransada çevirdiler. Bu intihap, Bosfor sahillerinde me saimize gösterilen alâkanın bir ifadesidir. / İpekçi Kardeşlerden bir zat bize dedi ki: — Eğer bizde sinema sana- yü inkişaf edemiyorsa, bu ar- tistlerimiz ve teknisyenlerimiz olmadığı için değil, fal nüz bizde sinemacılığın, filmin masrafmı koruyacak derecede inkişaf etmemiş olmasındandır. Onun için biz yaplığımız film komşu memleketleri de alâ kadar edecek mevzu intihabı mecburiyetinde kaldık. Şimdi de çevirdiğimiz tanbul So- kakları,, filmi ile bu intihaba uygun bir tecrübe yapmış olu- yoruz. Onun içindir ki filmdeki harekât Mısırda, Yunanistanda ve Türkiyede geçiyor ve filmde ki muhavereler ve şarkılar türk çe, arapça, ve Rumcadır. Di- ğer taraftan filme mümkün ol- duğu kadar az muhavere, fakat çok musiki koyduk. Memleketimiz inkişaf halin- dedir ve bu inkişaf san'at sahi sında bilhassa Türk musikisin de kendisini gösteriyor. Ferit Beyin bestelediği bu filmdeki musiki tamamile alaturka ol makin beraber, Avrupa musiki si Türk musikisi üzerinde mah ü ecede tesirlerini göster» için, filmde bu halitanm hoş bir enmuzicini de dinleyece giz. “İstanbul Sokakları, nın ——— riz. Yıldızın dairesi mükellef bir apartmandan (| farksızdır. Bânyosu, yatak ve yemek oda ları, salonları, kütüphanesi, pi yanoları ve sairesile' yıldız, fi- İlm çevirmek üzere stüdyoya geldiği zaman, her türlü esba bı istirahati bulur. Sinemanm esas kaideleri hilâfına, yıldız kaytlara tâbi değildir. Dairesi ne gelince, soyunur. Sizi ter pijâmasile koltuğa gömül- müş, ister aynanin karşısında çır çıplak, ister yatağında nim üryan kabul edebilir. Bunda hiç bir gayri tabiilik olm: ğı için, biz ekseriya makyajla rımızı böyle bir “havayi ha- ii inde yaparız. Fakat ek- da yıldızın yanımda bir iki davetlisi veya perestiş kârı bilmem hangi kont, hangi Marki veya hangi artist bulu- mur. Yıldız bu (davetli veya dostlarma anlatır: Hint Fele- menginden ona bir köpek getir mişler. İsmini Yoyo koymuş. Evinde iki tene kaplan yavru- su besliyorsum. On sekizinci asrın Fransız || krallarının düğmelerinden kol- leksiyon & yapıyormuş. Vakti gayet azmış ama,fakat yine bol bol okumağa vakit ( buluyor. muş. İstikbale ait projeleri ara sında (izdivaç ta var. Yabu yaz, yahut sonbaharda evlene | cekmiş. İsmini söylemez. Çü kü mes'ut kalbinin sırrı il Yakında büyük (dostu maruf senaristlerden G... in “Cehen- nem yolcuları,, ismindeki fil- mini çevirecekmiş. İstokholm de birstüdyo 'aylardan be- ri kendisini çağırıyormuş Bü davete cevap verecekmiş. Şim di çevirdiği filmi, bitirir bitir mez, cidden hak kazandığını tatillerini nerede geçireceğini şaşırmış imiş. Ben şimdiye kadar bu mev- sular haricinde bir şeyler konu şulduğunu bilmiyorum. Eğer başka bir rakip yıldız çekişti- rilmiyorsa, (Arkası yarn) J Azize Emir H. maryosunu bizzat rejisörümüz Ertuğrul Muhsin Bey yazmış. tır. Bu, yeni bir eseri için mev zu arayan Mısırlı bir roman mu harriresimin hikâyesidir. Bunun için Yunanistanı ve Türkiyeyi geziyor. En nihayet mevzuunu İstanbul sokaklarında buluyor. Filmin dekorlarını Paris güzel san'atler mektebini ikmal eden Vedat Bey hazırlamıştır. Bü- tün mümessiller Türktür. Yal. niz roman muhavriresi rolünü alan Azize Emir Hanım Mısır- lıdır ve bu gün Mısırm en tanın mış bir yıldızıdır. Filmin hari- ci manzaralarını Kahire, Atina ve İstanbulda çevirdik ve bu havalinin en güzel manzaraları nı ve âbideleri de filme alındı. Daniele Parola İnce fakat heykel © asa bir vücut... Sarışının sarışını.. İri ve çok manalı gö: Fransız yıldızı Daniele İşte Paro- i sessiz filmler çok - Bir rejisör karısı olduğu igin, derhal yükselmiştir. Ev. velce müzikhollerde küçük rol lerle işe başlamış, fakat der. hal şahsiyetini göstermişti, Si nemanın dilsiz o Zümanlarında çevirdiği — filmlerin en iyileri “Trans Atlantikler,, “Paris kız “Enfes metr6s,, filmleri. Sesli sinema çıkınca, Dani- ele Parola bu yeni san'atin i- caplarına uymak için şarkı, dik siyon ve musikiye sarıldı. İlk sesli film olan “Gece Ya. rısı Aşkları” nı çevirecekti, Al Daniele Parola “tun saçlı yıldıza da ilk defa dra matik bir rol verilmişti. Bu fil. mi öyle canlı ve hevesli oynadı ki, Paramunt “Kayıp Bir Ada. da,, filmi için ilk evvel Daniel, Parolayı düşündü. Bu filmdeki rol daha müşküldü. Fakat o bu müşkülü kolaylıkla yendi. Tabit muvaffakıyeti de © niş. bette azim oldu. Şimdi Berlinde yeni bir çeviriyor. Daniele Parola kürkü tuvaleti, bebekleri, yastıkları çok seven bir kadındır. Kadın- dır iştel... İ tatilini Avrupada geçirdikten sonra, şimdi Amerikaya avdet etmiş bulunuyor. Aslen Ameri- | kalı olan Malek 1895 teşrinisa- İ nisinde Kansos hükümeti dahi. linde Pickvey'de doğmuştur. İ Bu küçük kasabayı bir fırtına | tahrip etmiş olduğu için, Ma- | lek ailesi Mişigan'a çekilmişler di. | Anası ve babası Amerikan muhtelif şehirlerindeki müzik hollerde akröbatlık yaparak ha yatlarını kazanırlardı. Bu sebep ten Melek daha beş yaşında i ken akrobat olarak sahneye çıkmıştır. O zamandan itibarca trupa da “3 Keatonlar” trupu ismini vermişlerdi. 1916 da ailesi sahneden çeki | ince, Buster meşhur Fatty'nin trupuna girdi. 1918 de askere almarak Fran ö ildi. Fakat mütare in beş ay son ra döndü ve tekrar Falty'nin trupuna dahil oldu. 1920 de Paramunt kumpan- yası uzun filmler için Fatty'yi angaje etmişti. Bunun üzerine Buster birkaç ay için sahneye avdet etti. Ondan sonra Metro kumpanyası namına kısa film. ler çevirmeğe başladı. Bu film 1 Ğ im Greta Garbo mu? Hayır, Teala Bireli ler hep Malek'in ismine izafe © dilmiş filmlerdi: Maleğin evi, Maleğin komşu kızı, Melek golf oynuyor, Maleğin hileleri, bahitsız Malek, Maleğin cina- yeti ve saire gibi. 1922 de Buster First Natio- sal için on kısa film çevirdi. Bu rada Malek Frigo ismini almış İ tı: “Frigo kaptan, Frigo ham- İ mal, Frigo ve balina,, ve sair Nihayet Meck - Sennet, Şar- o, Harold Liyd gibi Buster Ke aton da Metro Goldvin'e döndü ve 1923 de ilk uzun filmini çe- virdi: “Üç yaş,, Ondan sonra hep gene arka- daşlarla birlikte “Misafirperver lik kanunları, Küçük hatibe Şar lok,' Çılgın * nişanlılar, İnekle ben, Son ravnt,, gibi filmler çe virdi 1926 da United Artiste de bulunan kayın biraderi tarafın dan çağırıldı ve orada: Aşk yü zünden sporcu, Ceneralin maki nesi, Tatlı su adamı,, filmlerini gevirdi. İki sene evvel tekrar Metro Goldvin'e gelerek “Operatö ve “Figüran, isminde iki film çevirdi. Bu son film senkronize edilmişti. Geçen sene de artık sesli filmlere başlıyorlardı. Bun lardan birinci “Sahne vaz” ismindeki filmidir. Malümdur ki Malek filmle- rinden hiç birisinde gülmez.Bir adamın bu kadar ısrarla gülme meğe muvaffak oluşu şayanı hayrettir. Fakat derler ki, Ma- lek yüzünden felç geçirmi miş. Doğru mu, yalan mı, ma- lüm değil! Sinema Haberleri * Bir Amerikan | Wells'in meşhur “Görünmiyen İ| adam,, ismindeki romanını film e almaktadır . * Parlist bil filmin gösteril İ ğın miktarmı fazla mesini meneden Fransız sansö | rü aleyhine dava açmıştır . * Amerikalı bir muhteri Sakaloid isminde şekerden ya- pılmış yanmaz bir film ihtira ettiğini iddia etmektedir . * Alphonse Dawdet'nin meşhur Tartarin de Tarascön- u de filme alınmaktadır. * Paristeki yedinci Edouard tiyatrosu da sinemaya kalbedil miştir . * Olga Tscheckova geçenler de Tanber Taufilm sleyhine aç tığı davayı kazanmıştır. Bu su retle 65,000 frank alacaktır. * Macaristanda “ boşayan erkekler,, kulübü Hol. İyvood'daki yıldızları kulübe kaydedilmeğe davet etmişti * Iktısadi buhran dol, Macaristanda 200 sinema ka- pılarını kapatmıştır. Hükümet yardımı düşünmektedir. * Hollyvood'da 1931 - 1932 » Senesi için 950 kısa (bir bobin) 415 uzun (iki bobin) film çevri lecektir. * 1931 Amerikan güzeli Lo- ma Duane sinemaya intisap et- miştir, Şarlo Amerikaya döndü Uzun müddet © Avrupada kalmış olan Şarlo Holiyvood- a avdet etmiştir . N N ii İ kısılması lehinde bir Yenilerden Barbara Leonard Tasarruf Eskisine anzaran (o filmler firması | şimdi daha pahalıya mal olu- yor. Onun için Almanya'da baş artistlere verilen haftalı- görüyor- lar. Umumi masarif meyanın- da birinci ve ikinci (o derecede artistlere verilen haftalıkların cereyan hasıl ol r. Yalnız bunla. a da temettüden bir hisse ve. rilecektir . Berlinde sinema, tiyatro, ve stüdyo sahiplerinin bir cemi- İ yetleri vardır. Bu cemiyet baş artistlerin haftalıklarmın kısıl masına esas itibarile karar ver miştir . En yüksek Alman artisfi- nin aylığı 3000 mark olacak br. —— e. — Bir keşif TRİYESTE, IM AA— SanGelte kinevindi sit iken bi irak merdana çıkarmıştır M. Laval yolda İLE DE FRANCE vapurundan, V& A.A — M. Hoover ia bera adecaği kat sonasında mevsuu bahsedeceği fi ler hakında intişar etmiş olan ulan bir suale ceva le demiştir: « edeceğim mülikat hakkında beyanatta . bulunmadığım gibi ğunda... Binaenaleyh bana isunt ve izafe olunan bütün tekliflerin a- sıl vesanaz da yoktur. Franser hölümetir öngten mülâka- olarak sörliyebilece 1450 ermesine nin vaziyetini, ancak Ve tundam sonra, aleni üm. mM in « Mavi kordon » filsünde Jeanne Helbling

Bu sayıdan diğer sayfalar: