16 Ocak 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

16 Ocak 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tarihi Tefrika: 3 Sabatay Zevi Sabatay'ın aleyhtarları haham Jakob'un idaresinde toplanıyor Onun her işini artık kâtibi Primo idare ediyor o; hiç bir şeye Bu adamın bir vaziyeti ve bir ehemmiyeti vardır. Çünkü Sabatay Zevi'nin kâtipl fa eden Sumuel gitgide bir nüfuz ve tesir sahibi olmuş tu. O kadar ki Sabatay Zevi, kâtibinin muvafakati olmadık- ça parmağını bile ( kımıldata- maz bir hale gelmişti!.. Fakat bundan ( Sabatay'ın her işte kâtibine danıştığı ve onun fikrini almadıkça bir şey Yapmadığı anlaşılmasın. Ha- Yır bir şey yapmak fikri evve- lâ Samuel'in aklına (geliyor, bu fikrini kabul eden Sabatay da bunu hemen icra etmeğe başlıyordu. Bu sürtle Sumu- elin düşündüğü bir şey Saba- tay'ın fikri oluyor ve artık on- dan sonra Sabatay'ın fikri di- ye bütün yahudilik âlemine ya yılıyordu. Ortada Samuel gö- rünmüş olmıyordu .. Sanki her seyi düşünen ve tatbikat saha- sma çıkaran Sabatay'ın kendi siydi. Fakat gitgide Sabatay Zesi Samuel Primo'nun elinde oyuncak oluyordu. Primo uzun müddet Saba- tay'ın kâtipliğini ifa etti, Göze görünmiyen, fakat her şeyi dü şünen va yaptıran bu adamın faaliyeti, Sabatay'ın “Mesih, rolünü yapmağa uğraştığı müd detçe devam etmiştir. Kâti- bin efendisinin o yanında haiz olduğu tesir şundan ileri ge- liyordu: Primo pek çok işlerde ve pek omühim yaziyetlerde Sabatay'dan daha düşünü. yor, efendisinin mevkiini kuv- vetlendirmek için, ne yapmak lâzım olduğunu ondan iyi bili- yordu. Diğer taraftan efendi. sinin zayif taraflarını da bildi- ği cihetle bunları herkesin na- zarından gizlemek için lâzm gelen çareleri de bulur ve bilir bir adamdı. Sabatay Zevi'nin beklenen “Mesih,, © olduğuna dair ileri sürdüğü iddiaları bir Ter hakikat olarak herkese ka bul ettirmek için Primo her gün yeni bir çare bulur, yeni bir şey düşünürdü. Yenilik mi, eskilik mi lâzım? » Primo'nun düşündüğü mü- him nokta şu idi: Mesih rolü- Dü Yapacak bir adam, uzun za- mandan beri sürüklenip gelen an'anelere mi uyacak, - eskile- vin takip ettiği yoldan mı gi- decekti, yoksa bu eskiliklere rşı gelerek mi gayesine vara caktı?.. Sabatay'ın kâtibi ikim- isini tercih | ediyordu. Eğer ienen “Mesih,, te ortaya çık ğı zaman eskilerin takip et- tiği yoldan gidecek, eski an'a nelere uyacaksa etrafında hiç mühim bir tesir uyandırmağa muvaffak olamıyacaktı. Bilâkis mühim tesirler icra etmek, ke $if halk kütlelerini harekete ge tirerek kendi tarafma celbet- Dr istiyen bir adam eskilik- $ri yıkmağa kulkışarak işe gi- rişir. Eskiden beri devam eden bir takım kaidelere uyacak 0- lan bir “Mesih,, in diğer adam lardan ne farkı kalacaktı?.. Mubitinin alâkasmı uyan- dırmak istiyen bir adam bu kaidelere uyarak değil, onla- ra muhalefet ederek gayesine varmak ister, Primo işte böyle düşünüyor du. Kendisi gelecek “Mesih, © inanıyordu. po Sabatay İyi bu işte zayii seli du. Onun b zayif tarafını ken di kuvveti ile telâfi etmek doğ İ | | j İ ' ru olacağını düşündü. Saba tay'ın iği veya Cesa vet edemediği şeyleri (kâtibi düşünüyor ve bunları tatbik için çare de gösterebiliyordu. Fakat bunun için her $ey- - elzem gördüğü nokta şu idi; : sp kendi nüfuz m “ siri altında kaldıkça muvaffa! olabilirei1, Bütün bu olup biten şeyler: den mantıki bir netice çı lecek olanların birincisi Primo oluyordu. Bu adam yahudiliğin Nakleden:R. N. karışmayordu bir dönüm noktasına geldiğini görmüş, dini sahada bazı yapı- İacak şeyler olduğunu anlamış- tı. Hahamların elinde bulunan yahudiliğin karışık bir hale gel diğini, teferrüatİa, eşkâl ile uğ raşan bir usul olduğunu göster ii mişti, Onun için mesih gelince bu tarzı esasından değiştirecek bir inkılâp vücüde getireceğini düşünüyordu. Herkes mesih'in gelmesindeki manayı ihata ede | mezdi. Mesih bu kuvvetini tec rübe edecek bir mevkide bulun mak İzımdı. Primo mesih geldi ği zaman dünyaya yeni bir şe- kil ve nizam verecek ve yahudi- liğin eski telâkkileri, o hak ve haksızlık fikirleri değişeceğini söylüyordu. Yahudilik erkân ve adabma taallâk eden usuller de kuvvetini kaybedecekti. Bu suretle mesih ister istemez an'- aneye muhalefet etmekle gü- nahkâr olmuş sayılamazdı. Bi lâkis yeni bir usul tesis etmek- le kenidisinin mesih olduğumu isbat edecekti. Yoksa mesih'in dünyaya gelmesinde başka bir mana olabilir miydir ? Kâinat başlangıcında mü- kemmel olarak yaradılmıştı. Fa kat sonra gayrisaf olan “mad- de,, nin tesirile bu mükemmel halini kaybetmişti. Sonra mesih kâinatı eski saf ve yüksek hali ne irca etmek için memur edili yordu. Bu ilâhi bir şahsiyettir ki yeni âlemin mükemmel in- sanıdır. İbranide buna “Adam Kadom,, deniyordu. Kâinatın haliki bu insana kuvvet vermiş dünyada nihai nizam ve intiza. mı tesiş etmesini emreylemiş- ti, Bu suretle dünya günahtan, fenalıktan kurtulacak, düşen in sanlar kaldırılacak, hakkın rah metine yol açılacaktı, Mesih'in vazifesi bu idi işte, Sabatay'ın etrafındakiler bu nu tamamile £ anlayabilirlerdi, Fakat Kudüste dedikodu eksik değildi. Sabatey ile etrafındaki İnhisarlar Hakkıdda Tedkikat (Başı 1 inci sahifede) kikattan sonra Arikaraya avde- timi müteakıp bu hususta kat'i bir karar verilecektir, Herhalde bu iş çok yakın bir zamanda an laşılacak, işin selâmeti için icap eden tedbirler alınacaktır. Vekâ letin buradaki işlerini yakından takip etmek istiyorum. o Seya- hatim, bu maksatla vuku bulu: — Tetkikatınıza hangi sar idaresinden başlay, nız? - Heyeti umumiyesile tetki katta bulunacağım. Bilhassa | gümrüklerle çok esaslı surette meşgul olacağım ve şikâyetler yapılırsa tetkik edeceğim. Tef- tişler neticesinde mes'uliyeti gö rülen memurlar şiddetle tecziye edileceklerdir. Muhtelif inhisar idarelerinin vilâyetlerdeki şubelerinde bir- leştirilecek kısımlar olup olma | dığını ayrıca tetkik ediyorum. Henüz bir karar vermedim. — İnhisarlar şahsiyeti hük- miyeyi haiz birer ticari müesse se mahiyetinde idiler. Yeni va- ziyette bu şekil değişmiş midir? — Hayır! İnhisarların vazi- yetlerinde bir tebeddül yoktur. Yalnız merciler değişmiştir. — Tütün ve müskirat inhisar larının tevhit edilerek bir mü- diriyetle idare olunacağı söyle- niyor. — Böyle bir şey yoktur. Söy lediğim gibi yalnız merciler de | gişmiştir. — İnhisarların bazı şube ve dairelerinin birleştirileceği söy- leniyor. — Bu hususta da verilmiş hiç bir karar yoktur. Ancak, tet kikat neticesinde işin selâme- tini temin edecek bir şekil bulu nursa bittabi bu şekil tatbik edi ir ve icap eden şube ve daire- ler, birleştirilebilir. — Gümrük idarelerinde yeni den ne gibi teşkilât yapılacak- tır? — Bu, kanunla tayin edilmiş İ lerin fasliyeti nazarı dikkati cel bediyor, bir çok sözlere yol açı yordu. Sabatay'ın fakirlere pa- ra tevzi ederken kendi bildiği gibi hareket etmesi, ondan son ra da Natan tarafından her ye- ,önderilen beyannameler ha re hanlar arsında 2,0 mucip olmamıştı. e Kudüsteki yahudi cemaati ise bu biribirine uymayan iki zıt cereyanın arâ- sıda pek müşkül bir vaziyette kalmıştı, Natan Gazatı'nın be yannamelerinde padişahın Sa- batay Zeriye tabi olacağı şek- linde göze çarpan iddialar Ku- düsteki hükümet adamlarının | * nazarı diketinden uzak kalma. mış, bumun üzerine cemaatin ba şmda bulunan hahamlar da Sa batay'ı memleketten çıkarma. ğa karar vermişlerdir. Bunun i- çin indeki vasıta ve kuvvet te Sabatay aleyhinde £ vaktile İzmirdeki hahamların yaptığı gibi bir İlnet kararı vermek ve cemaat ile bu adamın tema- sna mani olmaktan ibaretti. Sabatay'ın aleyhtarları haham Jakob'ın idaresi altında toplanı yorlardı. Bu babamın Sabatay aleyhinde şiddetli bir husumet beslemesine en büyük sebep te kendi hısım akrabalarer arasın da pek çok kimselerin Sabatay Zeviye taraftar olduklarını gös termesidir - z Sabatay aleyhinde böyle bir lânet kararı verilip verilmediği meselesinde kâfi derecede ma- lümat yoksa da muhakkak olan şey Sabatay'ın böyle bir şeyden korkmadığıdır. Sabatay artık i | kendi takip edeceği battı hare keti hakkında karar verecek halde değildi. Bütün iradesini ktibi Primo'nun eline teslim et tiği günden beri Sabatay zahi- ren serbest ve çi > ii görünse bile hakikat- takdirde kâtibinin ne düşündü- ğünü ve nihayet ne suretle Sa- /karabi | batay”ı tahrik ettiğini öğrer- mek merak edilecek şeydir. Sa- batay verilecek her | hangi bir rüklere bildirilmişti. Buna bl hassa deri tüccarları itiraz edi yorlar. Evet, böyle bir emir veril miştir, Ancak itirazın sebebini anlayamadım. Çünkü eskiden bu malların beşte biri muayene edilirdi. Şimdi tamamı muaye 'ne olunuyor. Teahhur noktası. na gelince: Buda varit değil- rilecek kararları mahiyeti ya- pılacak tetkikattan sonra anlaşı Jacaktır. —————————. lânet kararından akorkmuyodu. Fakat artık daha ziyade vakit geçirmeden kat'i bir karar ver mek zamanı geldiğini görerek Kudüsten ayrılacaktı. Ancak bu gidiş öyle eskiden © olduğu gibi bir firar” şeklinde olmıya- caktı. Bilâkis son derece iyi ter tip edilmiş ve neticeleri ona gö re hesaplanmış bir surette yol. culuğa çıkmak iktiza ediyordu. Yani Kudüsten giderken kendi gayesine de yaklaşmağı düşü- | nüyordu. Onun için ber şeyden | miştir, evel yöla iki adam (o çıkarıldı. Bunlar uzun bir seyahate çıka- rak dünyayı dolaşacak adamlar dı. Vazifeleri ode “mesih” in geldiğini her tarafa müjdele- mekti, Mesih ise Sabatay Zevi den başkası değildi. Bunlardan birinin adı Sabatay Rafail, öte- kinin ismi de Matatabloh'tur. Birincisi Avrupayı dolaşacak, öteki de Mısıra gidecekti, (Devamı var) | İ | belkide 21 v ei enin Birinci sahifeden geçen yazılar YS A rn A KG ZN EZE | Devletler Lausanne için Hazırlanıyorlar (Başı 1 inci sahifede) ki halde tamirat meselesinin daimi surette halli şeklini değiştirebile- cek bie bir bal beraber, göre, Büyük Britan- ü bu bapta alelide bir tedbirle iktifa edilmesinden mem- Dün olmuyacaktır. Büyük Britanya'nın salâhiyattar mahafilinde uzun müddet için bir | moratorism kabul edilmesinin mah-| zarla olacağına dair serdedilen nok tai nazar, oldukça taraftar bulmak tadır. Şimdi bu meselenin daimi su! ette tesviye imkân: elde edilemez #e, yapılacık en iyi şeyin, | daimi sulhu tehir değil, fakat tecil cek bir itilkf aktedilmesi olacağı söyleniyor. Ve Büyük Britanya hü kümeti de bu moktaj nazardan tami gayretleri, rette halli teshil edecek mümkün kı lacak yolu daha iyi ve daha müsait bi ile ihzar etmek hususunu istihdaf eylemektedir. İngiliz nazırlar komitesinin) mesaisi LONDRA, 15 (A.A.) — Kabine | yeni künunusaninin 19 ve 20 ve | e 22 sinde tekrar tep | İanacaktır. İ zene meselesini tetikik eden k: hali hazırın istisnai vaziyetleri için ge Büyük Britanya için ittihaz edi- lecek en muvafık gümrük tarifesine dair olan derin tetkiklerini bitirmek üzeredir. Maamefih, henüz verilmiş hiçbir karar yoktur. LONDRA, 15 (A.A.) — Nazır- lar meclisinin bugünkü | içtiman: Lozan konferansında İngiltere'nin takip edeceği siyneet | hakkındaki| müzakereye devam olunmuştur. N gelecek © içtimalarında gümrük (himayesi siyaseti in- da tetkikattn bulunulacaktır. M. Laval'in mülakatları PARIS, 15 (A.A.) — M. Laval, M. Briand ile yeniden bir saatten fazla görüşmüştür. Başvekil ve muhatabı, Fransa'nın Cemiyeti Akvamdaki rolü için bil-| bassa ehemmiyetli telâkki ettikle- ri hali hazırdaki harici, siyasi me- seleleri gözden geçirmişlerdir M. Laval, M. Briand'ın iştiraki mesaisini temin için ısrar iş | ve M. Briand cevaben; yeni bükü- | metle alacağını derpiş etmekte bu- l teslihat konferansı Paul Boncour ile de görüşmüştür. Radikal sosyalist meb'usu M. Daladier'nin beyanatı PARİS, 15 (AA) — Radikal yzb'un M. Deladir, ha a simi yanal meenlleri akde eylemiş ve M. Brüning'in tamirat e mile anatının bilhas- | .. İyaset mücadelelerindeki mütarekeyi haklı gösterebileceğini ifade ya mezeli zana dai ni yapabilmekteki, şu itibarla eatha- lefetimiz devam — ediyor, demiş- tir, M. Briand'a yeni vazife PARİIS,15 (A.A) —M. Laval, dün öğleden sonra M. Briand'ı ziyareti esnasında mu maileyhe Cemiyeti o Akvam nezdinde Fransayı daimi suret te temsil etmek vazifesini tek- hazarda | Ser b. lif eylemiştir. Ajans Havass'ın M. Grum- baeh, namına bir tekzibi PARİS, 15 (A.A.) — Dün kü sabah gazetelerinden biri- nin kendisine “M. Briand'ın hariciye nezaretinden gaybu- beti sulh için büyük (bir ziya ve harbe doğru bir adımdır, Beyanatını atfeylemiş olduğu Mulhouse eyaletinin sosyalist meb'usu M, Grumbach, Ajans Havas'tan bu haberi tekzip ey- lemesini rica etmiş ve kendi. sinin mafbusta - hiçbir beya- nat vermemiş olduğunu bildir- nin sulh için olduğu (fikrinde ise de hiçbir zaman bunun barbe doğru bir adım teşkil edeceği fikrini iz- har ve serdeylememiştir. Mumaileyh, bu © hâdiseyi beynelmilel gazeteciler birliği divanı haysiyetine tevdi eyle. mek hakkını muhafaza etmek tedir. Dünkü spor Hareketleri (Başt 1 inci sahifede) tcede 4 - 1 Fenerbahçe (B) takımı kazandı, Üçüncü oyun Fenerbahçe birinci takımı ile Arnavutköy takı. ini arasında oldu Fenerbahçeliler bu maçları da 7 - 1 lehlerine bitirdiler. Nihayet günün en heyecanlı maçı geldi. Bu maç karşı yakanm Fener- Galatasarayı olan Kurtuluş ile Pera arasında oldu. Takımlar tam seat üçte çıktılar. Kurtaluş takımı Asik alo; Yeremya, Miçul 1, Vimkopu lo, Antimos; Hacopule, Feyzi, Zilisl, İskender, Jan. Pera — Hacopulo, Dimo, Agop, Angeli, Armar, Mihalidis, Zavcut, Banbino, İstefan, Karlo, Mişa, Hakem Fenerbahçeli avcı Sait B, idi, Birinci devre Poralılar ilk devrede rüzgâr arka larına alarak Kurtuluşu sıkıştarmağa i »9-| başladılar. Kurtuluş takımı hem for vetlerile, bem de rüzgârla oynamak mecburiyetinde kalıyorlardı. İlk yir- mi beş dakikada Kurtuluşun aleyhi. olmak üzere oyunda bir fail vardı. Netekim bu fsikiyetin metice- si yirmi beşinci dekikada Banbino Srekten yere topu Kurtuluş kalesine soktu, Bu pol Kurtuluşluları daha imun- tazam ve daha canlı oynatmağa baş- lattı, Oyun metevazinleşti, Zaman | zaman ker iki takımda çok tehlikeli akınlar gözüküyordu. Oyunun sonu na doğru İskender şahsi gayretile beraberlik sayısını kaydetti, Bi dakikn sonra da birinci devre bitti. İkinci devre Bu devre tamamile Kurtuluşun hâ kimiyetile cereyan etti, Yalnız Kur- tuluşun forveti fazla asabi olduğu i- çin fazla gol fırsatı kaçırıyorlardı. Bu bâkimiyetin neticesi yirminci dakikada Miçuli firikikten bir gol at tu. Poralılar bunun üzerine bir az şa şaladılar ve tamamile müdafaaya çe kildiler. Oyunun sonuna kadar Kur tuluşlular hâkim oynadılar ve maçı 2 - 1 galebelerile bitirdiler. Bu maç Fenerbahçe likinin maçlarındandır. © Cross Contrg Dün mıntakanın ikinci eros tont- risi yapıldı. Mevsimin ikinci kır ko- şuzu olmak dolayısile birinciden da ha fazla alâka ile li rap; çok intizam si oldn. Ba koşuya üç kulübümüz iştirak etti. Beşiktaş, Eyüp, Süleymaniye, Bu ku Tüplerden iştirak eden atlet 30 kişi kadardı. Yarış geçen seferden daha muntazam olmuştur. Teknik neticeleri şunlardır" Yanlış bir şayıa Geçen gün yevmi bir gazetenin nazaran memleketin iki Olimpiyat lik maçları Galatasaray ve Fenerbahçe kulüp: | demedi eyahatleri dolaytsile ir müddee için tahir edilmiş olan en Pağarimbçe > Kartli elmbe Kasile tekrer başlayacaktır. ll, Vefa birinci takımı, Anadolu birinci takımımı 2 - O, sonğlüp etmişler, Beşiktaş - Süleymaniye birinci ta kamları da berabere kalmıştır.. Beşik taş - imaniye aleyhine ur, — Şampiyonanın bugünkü vaziyeti şöyledir: Birinci Beşiktaş 5 maçta dört defa yeig, Bir bere 17 gol atmış 3 gol Üçüncü Beykoz dört sie Bardüncü Tatunbulapoz Beşli Anadil 6 puvanı var. yeke var, Altmez Süleymaniye 5 puvanı var, Bir cevap Yeni Günün spor muharriri Ah- met İhsan Beyfendiye: Imzasız olduğu halde sizin oldu. iktibaslar M. Pierre Fransız - Kopenhagda M. Pisre Laval Berlin'e, Londra ya, Amerikaya seyahat edip duru- yor. Avdetlerinde de mecliste hasım larının hücumlarına bol bol göğüs geriyor. Dahiliye nezaretindeki me. #ai odasında günde vasati yüz müli kat kabul ediyor. Bütün bunlar her kese dünyanın en mütekâmil adamı olduğu hüsnü vermek içindir. Halbu ki hakikat böyle değildir. M. Pierre muasırları arasında en yorulmaz, en çalışkan, en enerjik devlet adamla- rından biridir. O kadar ki harikulâ- de mesai kabiliyeti M. Poincarö'yi bile gölkede bırakır, Buna rağmen N Laval tenbel ve ihmalci görün- | mek san'atını pek iyi bilinektedir. Çiçek dostu Bütün bunlara çiçeklere olan mu- habbeti ilâve ediniz. Bütün mazır odalarmın mutat stili üzerine döşen #riş olan mesai kabinesi, bir gelin o- dası gibi çiçeklerle doludur. Auvergne'den gelen bu adam, pek alâ diğer hemşerileri gibi hir meyha Birkaç | neci olabilirdi, Olmadı ise bile hem- şebrilerinin hasletleri Okendisinde Pek alâ mevcuttur. Yani çok çalış mak, tasarruf etmek, filezof davran mak, ilerisini görmek ve mey'e... Kendisini yakından görenler çok esmer çebresine, çok kırmızı dudak İ larma, çok siyah saçlarına bakınca, bir Fransızdan ziyade, bir arabın İ karşısında bulunduğuna hükmeder. | Ve hatıra gelir ki Auvergne bir za- manlar Araplar tarafından işgal edil miştir, Kem kurışık Bizzat M. Laval şunu söyler: — Pek mümkündür ki damarla- rımda Arap kanı bulunsun. Çok 0s- ki devirlerde Auverge'in binlerce kız nim. Bu mevzuu konuşurken şunu da söylemek isterim ki, bazı gazete- ler ler ailemin pek fakir olduğunu ve öte beri satıp para kazanmak için araba ile köy köy, kasaba kasaba do laştığını yazdılar. Halbuki babam çok zengin olmamakla beraber, bâki vaktı yerinde bir köylü çıftçı idi. biylimde çil, hizmetleri var N Bize iyi bir tahsil gösterdi. Ben busuretle daha çocukkan İngilizceyi öğrendim. Bazıları iyi bir şef, si ve idare adamı olmak için, değişme yen fikir ve nazariyelerden ziyade karakter sahibi olmak izen geldiği ni söylerler, Bu nokta nazardan La ! İ | uval şüphesiz bir şeftir. Filvaki men süp olduğu sosyalist partisi bir gün Lavah'in yumuşaklığına karşı höşmut suzluğunu izhar ederek -1920 sene- sinde- kendisine serzenşlerde bulun du ve hattâ “sahsma âit mesailden dolayı, Laval'i fırka divanma çek- ti. Laval divanda kendisini mükem- elen müdafaa en sonra, istifa b*-| smı verdi. Ve e zamandan beri hiç bir olmakla M. Lavsf'in politikacılıkta sül- hem olduğu dört model vardır Cle menceau'yu o beyenir, o Caillaux'ya unu zannettiğim “Bir intakı hak da ha,, serlavhalı yazıyı da okudum. Za bir mülâkat şvekili Fransanın bugünkü müreffeh halini tasarruf zihniyetinde buluyor Laval ile çıkan POLITIKEN den - meshurdur, Briaad'a meczuptur, 7 dicu'yü sever. Seziş kebiliyeti fazla ve geniştir Bizzat M. Piörre Laval'da da dört misalin asıl benliklerini te eden parlâk meziyetler yoktur. | kat onlarin zaaflarını teşkil eden İ talarmdan da ınvarradır. Sonra 1 val'in Fransız poltikacılarından farkıda, iyi bir batip olmaması Hitabet san'atı kendisine yabancı Buna mukabil emsalsiz bir reziy vardır ki, M, Laval'ı diğerlerinin | kinde tutabilir: Kimse de mevcut olmayan in) gayet ince bir seziş ve kavra; biliyeti vardır. En kırıtik ve kat'i manlar da bu haslâtı onun için “İl «i bir görüş,, halindedir. Bu sare verdiği hükümler de hiç şaşman başkaları ihninden © geçenleri | keşfedem Kimse onun kadar sözden ziy; file geçmek için psikolojik zama; gelmiş olduğunu anlayamaz, Par mento da itimat meselesini ne zam ar ileriye sürdüğüne belki diki M. Laval dünyada ki iktış buhranı bakımdaki nokisi nazar bana şöyle anlâttı; — Bu muthiş buhran içinde Fi sanın bir hatası yoktur. Fakat sözden feliketin önüne geçmek iç hiç bir şey yapmak (istemediğin manası der. Şiradi kadar vaziyetin rslâhı için elimizd geldiği kadar çalıştık. Dünya b mürucaat ettikçe de, maalmemnu ye çalışıyoruz. Fakata unutmam ber şey bize bağlı değildir. Yi unutmamalıdır ki, bizim nisbi ra hımız, bütün dünya bol kiscden ; ra sarfettiği zamanlar da, biz dair istibiğkimizle istihsalimiz. müvazeneyi muhafaza ettik, sena etti. Bunu methu sena ederk de üdela şairane hir these lıyordu. Köylünün sabrı, mü tahamesülü, bonsansı, nikbinliği her şeyi iyi kavrayışı Laval'i ade ürüyordu. ACENTALIK ARANIYOR | Zeki ve faal insanlar 'her de kalay bir surette kendil ne büyük bir kör terin Jirler. ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: