18 Ocak 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

18 Ocak 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

wmdesi “MİLLİYET” tir. 18K. SANİ 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No, Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon: 4310.98. (ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için o | Haziç için 3 aylığı iz Gelen evrak geri verilmez —$| Müddeti geçen nüshalar 10 ku kuştur. Ges-te ve matbaaya ait isler için müdiriyete o müracsat İedilir. Gazetemiz ilânların mes'u- kabul etmer. Miyetini BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri rasat merke- zinden verilen malümeta göre bugün hava bulutlu olacak, Tür gör şimal istikametlerinden mute dil kuvvette esecektir. Dün bava tazyiki 775 milimetre, azami su- hunet 3, asgari 1 idi. Ramazan 10 Vakitler: Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İmsak Belediye plâjı İki milyon... Laf değil, tam iki milyon lira sarfedip Filur- ya plâjlarını asrileştiriyormu- tuz... Sebebi Varna ile rekabet için İmiş... Sebep ne olursa olsun ka- rar mükemmeldir. Dünyaya bu sıra (o temiz ve muntazam bir kumsal lâzım. Çok müşteri buluruz.. Yalnız yerini fena in- tihap per ri Filurya iyi de Bici fikrime muhterem belediye heyeti fenniyesi ne buyurur. lar?.. Urbani: noktasından bu fikrim iyi mi, fena mı? 321 senesinde benzin yağı Ticaret odasının ellinci s€- mesi münasebetile tetkik edi- len zabıtlarda pek tuhaf şey- İere tesadüf ediliyormuş. Ba- kınız! Size garip bir nürune yazacağım. 321 senei Tumiyesinde Şö- rayı Devlet Ticaret Nezaretine bir tezkere Yazarak (Benzin yağı) denilen maddenin ne ol- duğunu sorar. O zamanki ti caret nezareti bu suale bir tür lü cevap veremez. Kocaman | Ticaret, Ziraat ve Nafia neza- retinde benzinin ne bilen bir tek adam çıkmaz.. Tu tarlar bunu İstanbul Ticaret Odasından sorarlar.. 321 sene- si ticaret odası da ne olduğunu bilmediği için Avrupadan sorar ve alınan ce- vaplar üzerine bülâsaten şöyle Milliyet'in Edebi Roman :15 Güzellik bisiklete binmişlerdi, İki kom” şu köşkün her yerinde, ber a- üç toprağında, hörabor büyü: yen fidanların İzer dalda ma- hatıralarının bir izi vardı. isinden iki üç yaş büyük edim küçük arkadaşına ce, yaşça, sandetçe tefev Ümu ihsas etmekten daima iraz etmişti. Zahiren çift mü *ini vererek küçük Bel- izzeti nefsine hürmetkâr ağı bilmişti. Fakat kalben mwihi mini kıza vefakâr, sıyanet Jbir cevap yazarlar. “Benzin yağı leke çıkarma ğn mahsus bir maddedir.,, Kim derdi ki; benzinin bu | kadar meçhul olduğu bir mem- İlekette yirmi yirmi beş sene sonra benzinle işliyen otomo- biller her gün birkaç kişiyi eze cekler!.. Balıklar ne zaman uyur?.. İşsiz adamlar çok. Dün bir , Otamiş sırasmda İ gelmiş bana soruyor: | — — Rica ederim. Sen hay- vanat bilirsin. (Merak ettim. Balıklar ne zaman uyur?. Ba- — Allah aşkıma savma! başından bilmiyorum de- — Peki! Kim bilir?. Kime i sorayım!., — Balıkçılık mütehassrsi- İ mat, diye başımdan savdım.. | Savdım amma aldı beni bir me | rak.. Ne zaman uyur bu bay- vanlar?. . Kadın kavgası Dün gece yarısı Beyoğlu ! caddesinde şahit olduğum bir | hâdise bana bu satı yazdır | gö KANUNUSANI Buhran ve Kömür Havzamız sik Iktisadi buhran “daha doğru bir | tabir ile iktisadi inhitat- maden sa hasında da kendini çok kuvvetle his- | settiriyor. Kömür istihsalât ve satı- sında bariz bir düşüklük var. En mühim kömür müstahsillerin den biri olan Almanyanın istihsal, dokuz aylık resmi istatistiklerine nazaran, 1930 senesinde 1931 sene- sinden yüzde 15,5 fazla idi. Kömür amelesi iş bulmakta müşkilâta uğra» maktadır. Ruhr havzasında amele, işsizliği aralarında paylaşmak üze re, haftada bir gün mecbari tatile tabi tutuldu. Vaziyetin taahihine da- ir sanayi ve iktesat ufkunda bir —— yulesi henüz parıldamamaktadır. Çi kü, İs ariz Kömür yiyanası düşük” Föğü muhafaza ediyor... Alıcılar tasarruf ve ucuzluğa çok kıymet vermektedir. Norveç şimen- diferleri, ihtiyacı için, 3 - 9 pemi da- ha ucuz olduğundan 30,000 ton kö- mürü son defa Polonyadan mübayaa etmiştir. Vakın bir bafta evelkine na aran İngiliz kömür borsasında iyi cins Bunkerkömürleri 13 şilin 9 pe. ni ile 14 şilin 6 - 9 peni arasında mu amele görmüştür. (Takriben 525 ku- | | ruş.) Fakat diğer cins kömürler es- | kü atını muhafaza etmiştir. Nakliye fintleri de çok düşüktür. | Evvelki hafta navul piyasası bir ton | kömür için ( kardif - İskenderiye ) | İdı ve Kadınlar Birliğinin maza | 8 silin 83/4 peni (takriben 250 ku İ maş) kardif - Cemuva 6 şilin (takri-! n dikkatini celbe beni sevket- | ben 210 kuruş) kaydetmiştir. İ Binaenaleyh, Avrupa © borsaları: İ © Sant on ikiye © doğru halk | #9 vermişolduğu şu fiatlere mazeran İ sinemalırdan çıkarken Ağa ca senedi kömürleri ten az olan 2) reçlerimizi büsbütün Yı ylıkl | miinin biraz berisinde bir top- | kapatabilecek bir tabilike göstermek: Jantı gem yaklaştıra, Or. | tedir. İngiliz tirasınm sukutu bunu İtada iki , sokak kadını | ihzar etmiş viziyettedir; evet, i döğüşüyor adli kırk | finin Süzüklüğü : İngiliz sanayiinin | İ elli kadar - her sınıfa mensup dme » şi im Yi a en AlP. | âmil olmuştur. Dün yalnız erkek - lâkayıt ve memnun sey | ve keyfiyeten hâkim vaziy. rediyorlardı... Kadınlardan bi- | lunan | İngiliz kömürleri risi düşmüştü. Diğerinin ayak | fiat itibarile de ta oluşu düşmediğini ifadeetme | Yettedir. i m re yordu. Kadın kavgasına ka- | yapurculuğunu düşündürecek bir ma rışmaktan hazer etmeme ri hiyet arzetmektedir. Eğe havzasın men müdahale edip ayırmaya a il eğ ği için, yal atılmiyaca! ai oldüm- a bir eril e, çalan Rue kömür anCl. Beyi * | rini de unutmamalıyız. Rus kömür b a bnde eyle güel eyl ee seyirci önü etmek fr ybet. | run kanama) benden bie müddet erer yla evelki fini teklifi, Bunker tes (vapurun kazanma teslim) 24 Evet! Kadın erkek müsavi | dir. ( Takriben 840. 850 Mide) olalım, olalim amma kadının Mazmafi icabında ka isüm yeniden benzinin | Zaten Beyoğlu on ikiden son ra böyle manevi hayatını kay betmiş gezen ölülerle doludur. Evvelleri bunlara müsaade et mezlerdi.. Şimdi en büyük cad de ortasında döğüş ediyorlar. Polis olacak kadmlara hü- susi kurslar açacay yerde (Ka | li Birliği) böyle düşmüş kadınların bulundukları yerle- re gidip onlara nasihatlar etse, çocuğunun derdini dinlese, on lara karşı cemiyetin alâ olduğunu gösterse kadınlığı daha büyük hizmet etmiş olur. FELEK Mürettipler kongresi Türk mürettipler cemiyeti viyare- tinden: Geçen hafta ekseriyet temin edi- İlemediği cibetle kongremiz imikat edememiştir. 22-1.932 cuma günü sasi 1 de talimatnamenin o maddei mahsusası mucibince aktedileceği ve bütün azanın hazır bulunmaları rica olunur. Kraliçesi Nezihe Muhiddin La Bu zevkten Kr berrak kal- 'aşayan küçüklere binde asil bir şefkat titrerdi, İş Belkisle aralarındaki ve dostluğun teme- li bu yes olmuştu. Kaç geceler, anasınm sıcak ve emin göğsüne dayalı masum başı rüyalarında öksüz komşusunun — hicranma hıçkırmıştı. Onun o gururlarını hırçınlıklarını, hemen affetmek te ne cömert, ne müsamahalı bir arkadaştı.. Belkis bu mektubunda Ne. dim Münire on günlük hayatı- nın bütün eee bütün kalıramanlıklarını hiç saklama dan yazmıtşı, Hattâ bu akşam Harun Mecdinin davetini bile ir formaliteden başka bir şey | değildir. bavzamırın hel ve istikbalini koru. mak için ne yapmalıyız? Dünyanm her gün biraz daha vehamet kesbeden iktisadi inhitatır dan cn az mütecisir olmamız melere mutevakkftır? Avrapanın, Amerika. nm temadi eden konferans kararla. ndan ümit beslemek na kadar boş ine, mütevekkilâne el ve kol bağlıya rak neticeye inlizaren boyun eğmek de o kadar hatalı bir hareket olur. ara İeyiri keşmekeşinde bav zadan inkişaf beklemek gayri müm- künü temennidir. Fakat bir milyonu ancak bir, iki yüz bin ton geçen ihra catımızı “tamamen değilse bile kıs inen olsun. muhafazaya çalışmak da vatanın emrettiği bir vazifedir. Belki havzada ihracatı tatil ile sun hiç bir ebifesine girmeyen, yeni tezler icat ederken, öyle bir düşünce nin çürüklüğüne gömülmek - bezi hususi vaziyetleri müsait olsa bile- memleket Tehine addedilemez. Zaten topraklarımızın ihraç metaları aş- miş, taşmış değil ki. Binaenaleyh, ihraç biri olan kömürümüzün -hiç değilse besin. sebe gan emme e çalışmalıyız. Memleketin hal ve micinkledi vüfaku endişeleri amm emrediyor, Sadreddin Enver Mevlit Merhum gazeteci | arkadaşımız Behçetin tahattürüne vesile olmak üzere 19-1.932 Sah günü akşamı te- ravih namazını müteakıp Çenberli taşta Atik Ali Paşa camiinde mev- Bit karnat edilecektir. Mevlit Kıraati Bahriyeden mütekait Sabri Bey | silesi inerhum Ayşe Hanım ruhuna bugünkü pazartesi günü akşamı te- vihten sonra Beyoğlunda Kamer Hatun camiinde mevlüt okunaca- ğmdan arzu eden zevatın teşrifleri rica olunur. Zenci Heyetinin temsilleri FRANSIZ E HYATROSUNDA Bu akşamda itibaren DOUG- LAS ve Boys'ları, Girle'ları, cazları ve Zenci Yafyeteleri Fransız Tiyat Tosrmda iki yerde 20 tahloluk “LOU İİSİANA,, yeni ye munszam rev ile başlayorlar. Bü sevlinün entrika ir | Jarı sizleri hayrette birakıp Ameri- kanın metkezine nakledecektir. DOUGLAS': görmek, sizi sevindine cek bir müsemere sayesinde 3 saat- Hik hoş vakit geçirmek demektir. Önümüzdeki Çarşamba ve Perşembe mekteplilere ve umuma hususi mati neler. Yeni Rusya Falih Rıfkı Beyin Yeni Eseri Komsu Devlet için dilimi, izde yazılmış ilk tetkiyk. Gençlik ve halk terbiyesi metotlarınm, şehir ve cemiyeı hayatının, kızıl fırkanın en eyi tahlili. ON FORMA, 150 KURUŞ Tevzi Mahalli: Muallim Halit Kütüphanesi, arasında | ve İoş hayalle rinde lüraloği hisleri bir lâh- za kendi şuuru bile kavramak - tan uzaklaşmıştı. Mektubu postaya verip hızlı adımlarla dönerken bir yükün altından kalkmış gibi idi. Ba- basımı limonlukta buldu.. Bera ber çıktılar, bahçenin arkasın. daki tarlaya doğru yürürler ken Nedimin “Parsile,, kendi beyaz köpeği “Venüs, biribirle rile şakalaşarak (o arkalarından | koşuşuyorlardı, Mor salkımla- rn ferahlı kokusu havanm bü- tün nescine sinmişti. Filizle Den İeylâk fidanlarını okşaya- rak, mebzul bir bahar coşkunlu içinde fışkıran beyaz ve sa- tarlanın Ali ağa kazmayı toprağa sap ladı, Kuşağını toplaya topla- ya ye doğru yürümeğe baş- Yanık yüzündeki kırışık klar derinleştiren saf bir te- bessümle elini göğsüne rak efendilerini selâmladı.. — Yardım istemiyormusun Ali Zen — Allaha şükür İm tu tacek kuvvetim var küçük ha nım. Nasılam bakayım?, Kaç gündür hastalığını merak edi- yordum, Belkis te onu teklik ederek elini göğsüne bastırdı: —Eyvallah Ak ağı. Düanla | iyiyim, — Allah iyilik versin efen- dim., Adnan Beyin uzattığı si- 1932 Hikâye Sinirli Necmi, postahanenin önün- de arkadaşımdan ayrıldı: — Niyazi, sen bekle de, ben İşu mektubu postaya atayım.. — Peki bekliyorum.. rakıp çıktı.. Yan yana gidiyor lardı. Tam Eminönüne çıka» a sırada Niyazi e saklandı. Necmi ne olduğumu anlama muşta: — Ne var, Niyazi? Niyazi, parmağını — Kim 0? Hangi giden? — İşte, işte. Aman © beni görmesin.. Sinirlinm O birisi. Mız mz adam, İnsana sülük gibi yapışır, elinden kurtulun- caya kadar medetallah.. Ve ilâ ve etti: — Çabuk yürü, gözüne gö- Hemi Sonra onun nasıl adam olduğunu anlatırım. Sinirlinin gözünden aayrıl- mışlardı. Yolda Niyazi, Nec- miye anlatıyordu: — Gördün ya, boynu kula- ğı sarılı. Sinirli, titiz bi Titiz ama, insana (sakız gibi sarılır., Hem sakat bir şey has talıktan baş alamaz. Titizliğin den bir sey yiyemez. Hele su içişini görsen, bardağı elinde evirir, çevirir yanından bakar, altından bakar, bir türlü içe- mez.. Balık yemekten kat'iy- yen korkar, boğazına kılçığı | kaçacak diye... Kuyruk yağı ye İmez, sinir yaparmış, sanki ai- nirli değilmiş gibi... Bir gün sofrasına (o misafir olmuştum.. Yemek yemesi sa- atlerce sürdü... Çatalla karıştı ra karıştıra durur, karşısında dan gi Kimi Ona mal satmak. tan kaçmırlar.. Bir gün beni yakalamıştı. İlle ısrar etti, Be r gidelim, dedi, haftalık Di my Gittik bir dükkâna girdik.. Sırasile baş- Tadı: — İyi sucuğunuz var mr? — Var efendim, alâsı, di- ye çıkarıp verdiler.. Aldı, bak- tı, kokladı: — Aman, başka hayvenm etinden olmasın. Peynir: — Bir parça verir misiniz? Bu sünger gibi, keçi peyniri. Beğenmedim... Daha iyisi yok mu? Zeytin için : — Ya Ayvalık, ya Edremit olsun.. Yek, bu su zeytini! Daha iyisi, daha iyisi yok mu? Rica ederim kurtlu olmasın.. Zeytin yağı mı? — Bunun ağır bir kokusu var. Başkasını verirler. — Bunda “salat,, yağı karı- şık, istemem.. Başktı birisinden verirler. — Bunda “susam,, yağı ka rışık.. Daha başkasından.. — Bu da değil. “pamuk, inen m Diyonu. Onlar o konuşurken arka dan iki narin el Belkisin gözle rini kapattı. Belkis gülerek: — Nafile. Hiç saklanma, bastıra | Anladım. . Lâmia ellerini çözdü iki ar- hasretzedeler — Oh ne kadar memnunum! —diyordu— seni böyle neş'eli, bara görmek beni an erin Arkadaşının yüzüne şirim şi rin gülerek devam etti : ie vi Hayatın ba İsit oyunlarından bir lik çıkarmağa (o kalkma.. Kaç gündür bir facia artistine ben- rı çiçekleri koklayarak im geldiler, Emektar bah | garayı öpüp kulağınm arkasına | zemiştin.. Hayatı bir şakadan gıvanları Ali ağanın kırmızı ku sıkıştırdıktan sonra çarpık çur- başka türlü telâkki edersen bed şağınm bir ucu arkasından çö- | puk topraklı ellerile tarlaları i- baht olursun! zülerek sarkmış, — bir türküyü | şaret ederek Adnan Beye iza: | mırıldana mırıldana — tarlanm | hat vermeğe başlamıştı. Başmı öşesini belliyordu. Belkis | tevekkülle sallayarak: iki elini boru gibi ağzına geti. | — Eğer Allab isterse. Bu verek çapkın bir köylü kızı gibi pedala lar tam his ve hayal âlemi yaşıyordu. | seslendi: Fakat bu kadar kelime kalaba- — Heyyy.. Ali ağa. yardı- nin Bi ufakta kararan Hayiimiğelei yediyi çey- İrek geçe kalkan vapur köprüye yanaşırken yağmur e an gibi *leeozdu.. Bu saatte nisbe- ten tenba olan vapurun kama- rasında AdnanBey bir kösede Necmi, mektubu:postaya br | birden | e durakladı, arkadaşının ar | GEÇ KALANLAR Bügünden itibaren ve yalnır üç gün için ASRİ SİNEMADA LEON. TOLSTOİ'nin dâyemut “Canlı Ceset, eserinden muktebes CANLI CESET Muazzam filminin irnesine tekrar başlayacaktır JOHN GİLBERT - RENE ADORE - CONRAD NAGEL we ELEONOR BOARDMAN tarafından temsil edilen bu filmin iraesi pasında Rus BALALAİKAS& beyeti ve dehakâr muganniyeler iştirak edecektir EA LA e Dün Akşam MAJİK SİNEMASINDA No 6 OCAK i Arkadaşları filminin iraesinde Hazir bu- İnanlar bu fevkalâde filmin şimdiye kadar görülen film- lerin en rmrazzamı olduğ Yeni neşriyat ——— Sokakta harp var! Muharrirlerden Kemal Ah- met Beyin “Sokaklarda Harp Var,, ünvanlı beş formalık bir romanı intişar etmiştir. Bu kü- çük reman ateşli bir üslüpla ya zılmış #erapa heyecandan iba- rettir. Tavsiye ederiz. BUGÜN AKŞAM Sant 2130 da İyiaebul Belediyesi Onlar Er - ŞehirTiyafvosu mis emdi de aynı fikirde bulunacaksınız BILLIE DOVE Yaran: G. li Feydau Tercüme E. : Bedia M. Vas i & Rıza Yakmda: YA LOVA TÜRKÜSÜ ilk msi kili komedi. Çarşamba günü MUKADDES ALEV <a — Üsküdar Hâle Sinemasında ŞARLATAN İlâveten Cesaretin müküfatı —ei— Bü Akşam Saat 21,30 da FRANSIZ TİYATROSU'nda Meşhur dansör DOUGLAS ile BÜYÜK ZENCİ REVÜ HEYETİ tarafından 20 tablo- Yük yeni revüyü olan LOUİSİANA yi temsil edilecektir. Çarşamba ve perşembe günleri saat 17,30 da TALEBE İÇİN MATİNE Boyalı Melek filminde. Şehzadebaşı FERAH Sinemasında Bu gece 9,30 da beynelmilel varyete ve cambaz kumpanyaları 59 artist 41 mumara. Bu gece birinci Rama- zan programmın son günüdür Doktor Hafız Cemal İ Dahiliye hastalıkları mütehassısı Cumadan maada hergün öğ- leden sonra saat (2,30 dan Se) kadar İstanbulda Diyanyolun- da 118 numaralı hususi daire- sinde dahili hastalıkları mua- yene ve tedavi eder. Telefon: İstanbul 22398. Sıra numara sını beklememek isteyenler, kabineye müracaatla veya te- lefonla randeyu almalıdırlar. yaktı... ilk. kalsın orta © yerimden çatlıyacaktım.. Yanından ka- çe kader akla karayı seç- iler, neler... Meraklının yanın dan da hiç esans, şişesi o eksik olmaz.. Biraz eline bir şey sü- rüldü mü, hemen, e. — On paralık esans... gör- dün mü? Her şeyi izale Bunu plan akıl etmez, diya kep rp göslerir.. Kendi böyle olduğu gibi, pall sürem da sinirli yap- Bak geçen gün bu sinirlinin yüzünden başlarına ne gelmiş anlatayım: Dia ya, azizim, daha ne| Fakat telefonu açtığı vakit, meşgul olduğunu anlar, biraz bekler.. ar (o açar, yine meşgul... yine meşgul. Kadın ir, avazınm çıktığı ka- dar, bağırır: — Yangın var! diye bağıra cağım.. Bunu duyan, santral “yan- gın,, kelimesini duyunca sonu- nu dinlemeden itfaiyeyi haber. dar eder. On dakika sonra ka- düsüp bayı- yormışız.. diye lir. Niyazi daha anlatacaktı, Fa kat etsiz yağan >. mur birden — bire başlayınca; Niyazi kendi sem« tinin tramvayının geldiğini göt — Kendisi Usküdarda otu- | tererek ruyor. Bir gün evlerine misa- fir gelir. Karısı kocasına tele- fon edecek olur: Bugün evde misafir var... İstanbuldan gelir ken boş gelme, biraz tedarik- akşam gazetelerimi gözden si den geçiriyorlardı. Belkisin lâ — Allaha ısmarladık, Nec İmi sen evine geldin, fakat ben yı kaçırmıyayım diye, Necminin elini sıktı, ayrıldı. Sinirlinin hikâyesi bu kada. kalmıştı. Varda, destur diye bağır: bağıra yolcuların arasına kar: civert diradan mantosu köşk-|di. ten istasyona, gardan © vapura girinceye kadar ince yağmurun altında Mn ıslanmış (oyeryer oleik EM sikmiş ia - büzülmüş çirkin bir manzara al mıştı, Vavur yanaşmeca bütün yolcular bir an evvel çıkmak gayretile bir an evvel köpeşte- açıl: | salak ye üşüşmüştü. Şimdiden idi büyük şemsiyeler kalın ve kaba kamseleler biribirine ka- rışmıştı. Yağmur gil şid- detini arttı arasma düştükleri i için geri dön mekte de müşkilât Mei İster | tıla; istemez bekliyorlardı. Vi da şiddetli zürgârdan bir türlü iskeleyi tutamıyor, çımacıların boğuk boğuk küfü küfürleri, emi kadar haa erim. yağmur ve akşam serinliği içinde yolcuları büsbü. #ün sinirlendiriyordu. Köyler. den zerzevat getiren küfeciler | de teklif tekellüfü unutarak ça murlu. ıslak vüklerile: Genç kız biraz üstünün başının felâketini Lâ- Adnan Bey — - Hele bir çıka ım. Bir paslacıya girer fırça" larız., Diye kızım teselliye çal yordu. Vapur yanaştı. Güç belâ çık tılar. Demir parmaklıkların 6- 'apur | nündeki konturola biletleri ve- rirken donuk ve ıslak ışıklar al tında bekleyen bir kaç kişinin arasından Harun Mecdi Bey Y larak gelenlere doğru ilerle- Aman ıslandınız.; Bundan jevvelki vapuru da bekledim.. Di i İ yordu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: