February 11, 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 7

February 11, 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

âisiğkri BiBŞ SIBER kay SREVE Tarihi Tefrika: 50 Sabatay Zevi Nakleden: R. N. Sadrazam Sabatay Zevi için tevkif emrini vermişti Sabatay; Çanakkalede gemiden çıkarak Istan- 73 bullu yahudilere ansızın gözükmek istiyordu Sabatay bindiği yelkenli İstan. bula gitmeden evvel sahilde da. ba yerlere uğramağa mec bur , fırtınadan kaçarak müsait hava beklemek için uğ “Mesih, im uğradığı yer- lerde bulunan ..- yahate alâkadar sızlığını bir kere daha anladı. Sabatay bir rüya âleminde idi. Böyle bir rüya içinde İstan bula gidi Fâkat Sabatay'ın düşman. ları bu maceranın mereye vara cağını düşünmekte ve “Mesih, in aleyhine harekete geçmekte gecikmediler. Sabatay'ın gemi si daha Çanakkale boğazmı geç meden evvel İstanbul yahudi- lerinden bir heyet sadrazam ta | çük Çekmecedi rafından kabul edilerek maru. zatta bulundu. İstanbul yahu. dilerinin sadrazama söyledikle. ri şu idi: — İzmirden bir gemi gel- mektedir. Yahudileri kurtaraca ğun ve kendisinin Mesih oldu. ğunu iddia eden bir adam bu gemi ile İstanbula geliyor. Bu adamın maksadı Padişahım tacı nı alarak kendi başına geçir- mektir, Biz bunun hakiki Mesih olduğuna inanmıyoruz. Bu s- dam ya delidir, yahut herkesi aldatmak isteyen bir yalancı. dır!... Yahudiler bu müracaatla rile kendi vazifelerini yaptıkla- rına emin bulunuyorlar, Sadra. zamın nezdinden ayrılırken bu emniyetle gidiyorlardı. İstan- bul Yahudileri Sabatay Zevi aleyhinde böyle hareket etmek le çok iyi yaptıklarına kani idi. ler. Şöyle düşünüyorlardı: — Eğer Sabatay Zevi haki. katen Mesih ise pek tabiidir ki girişeceği iste muvaffak olacak tır, Eğer değilse bize onun yü- zünden bir zarar gelmesine ma ni olmalıyız. Varsın Mesih ken- di kendini kurtarsın!. İzmir kadısı daha evvel me- seleden Sadrazamı haberdar et mişti, Büyük bir devlet adamı olmakla şöhret bulan Köprülü doğrudan sırda bitaraf kalmağı tercih &- diyordu, Fakat Köprülüler esa sen iktidar mevkiine bir takım mühim hakayikin neticesi ola- rak geldikleri için Sadrazam, ge çen eri unutmamıştı. O- Dun için Sabatay Zevi meselesi nin de ehemmiyet ve vehamet peyda etmesi ihtimal Sadraza. mı düşündürmüyor değildi. Sad razam verdiği bir ömirle Saba. tay Zevinin bemen tevkif edil- mesini bildirdi. Fakat Sabatay Zevi henüz tevkif edilmeden evvel Sadrazam, Mesihin ne maksatla İstanbula geldiğine dair azçok malâmat almış, bu melümatı İstanbul Yahudileri de Sabataym aleyhine teyit e. dince Köprülü daha şiddetli bir hattı hareket takibine lü- zum görmüştü, Sabatay Zeviye karşı Sadrazam seyirci kalama yacaktı. Çünkü Mesih'in maksa dı İstanbulda Padişahı tahtın. dan öndirmekti. Bu suretle hü. kümdara karşı ihanet etmekle mazmun bulunuyordu. Büyük bir karışıklık çıkmadan evvel Sadrazam bunun önünü almağa karar verdi. Sabatay İzmirden hareket edeli beri kırk gün ol- muştu, İzmirden İstanbula ka. dar kırk günlük bir deniz yolcu luğu © zaman için bile az uzun bir seyahat değildir. Fakat 5 batay Zevinin yelken gemisi le yaptığı bu sey: bu ka. dar uzun sürmesine sebep bu yolculuğun kışın en şiddetli bir zömanmda girişilmiş olması, ge minin şiddetli havalarda kendi- ni korumak için sığındığı yerler den çıkmaması ve nihayet Sa- batayın bütün sahil boyunca dir, Sabatay bu uzun yolculuğu ikmal ederek toprağa ayak ba- sar basmaz karşısında Sadraza mın emir verdiği adamları bu- luyordu. Sabatayı getiren gemi Çanakkaleye geldiği zaman Me sih gemiyi bırakarak , karadan dolaşarak İstanbula gitmeği dü ü , orada birden bire gö- rünerek büyük bir tesir husule getirmeği tercih ediyordu. İs- tanbullu Yahudilerin kendi a- leyhinde çalışmakta geri kalma yacaklarını bilmiyor değildi. Fa kat kendisinin gemiden çıka: başka bir yol takip etmesine imkân olmadığını Sabatay ça- buk anladı, Çünkü her taraftan harekâtı takip ediliyordu. Ken- di aleyhinde çalışmaktan geri kalmayacaklarını - bilmiyor de- gildi, İstanbula gelen gz İe muayer di. Yolculara birçok sualler 80- ruldu, Bunlar arasında birinin ismi Sabalay Zevi olduğu ve İzmirden İstanbula gelmek üze re bu gemiye binmiş olduğu an laşılmca Sadrazamın adamları aradıklarını bulmuş demekti. Bunun üzerine Sabatayın tevki- fi gecikmedi. Derhal silâhlı bir çok adamlar Mesih'i gemiden a larak götürdüler, Mesih başına gelen bu hâdiseyi nasıl karşıla- dı?... Yanındaki samimi taraf- tarlarile beraber tevkif edilen Sabatay Zevi bunu pek sakin bir vaziyet alarak BE adı. Çünkü kendisini Beni İsrail tari hindeki moşhur peygamberlerle mükayese ederek onlarm hayat larında uğramış oldukları felâ. ketleri hatırlatıyor, kendisinin bu yolda çok ıztıraplar çekmesi »n mühim yerlere uğrayarak o- ralardaki Yahudi cemantlerile İ ne suretle?.. tabii olduğunu söylüyordu. Me sih'e inananlar buna itiraz et. medi. Hem bir mukavemet gös termeksizin Sabatay ile mâiye- ti kendilerine gösterilen beygir lere bindiler. Yola İdüler, O geceyi orada geçirdikten son ra devrisi gün yola devam ede. mediler. kü cu- tay Zevinin bu husustaki te mennisi kabul edildi. Cumarte. siyi bulundukları yerde geçirme lerine muvafakat olunmuştu. etraftan derhal duyulmuş ve birçok Yahudiler bu kış günün- de hattâ yaya olarak gelmişler Sabatay Zeviyi görmek istemiş lerdi. Geceyi Sabatayın mev. kuf bulunduğu binanm civarın. da geçirerek sabah olur olmaz Mesih sevkedilirken kendisini görmek için bekleyenler az de- ğildi. Bunlar Sabataym taraftar lariydi. Nihayet Sabatayın bun ları kabul etmesi de mümkün ol du. Bunlar Sabatayı böyle mev kuf görünce feryat etmekten, ağlamaktan kendilerini alama. dılar. Lâkin Mesih onları tes- kin etti, Beni İsrail mukaddes tarihindeki meşkur peygamber. lerin uğramış oldukları felâket leri ve bu felâketlerden nasıl kurtulduklarını hatırlattı. Her şeye rağmen neticeden emin gö rünüyordu, Sabetay ile adamla rın cumartesiyi kendi araların da tes'it etmeleri de kabil ol. muştu. Bu esnada ise İstanbulda Sa batay Zeviye dair birçok şeyler söyleniyor, kendisinin gelmesi merakla bekleniyordu. Herkes Mesihin yolunu gözeterek ken- disinden o kadar çok bahsedilen adamı görmeği istiyordu. Fa- kat gerek Yahudilerden, gerek iğer halk tarafından gösterilen bu merak beyhude oldu. Çünkü herhangi bir karışıklığa mey- dan vermemek için Sabatay Ze vinin İstanbula geceleyin gizli. ce getirilmesi muvafık görüldü. Sabatay borçtan dolayı hapse mahküm olanların bulunduğu aneye getirilerek kondu. nihayet İstanbula gel. Fakat hangi yoldan ve Sabatay Zevi İs- temas etmeğe lüzum görmesi. | tanbula muzaffer olarak girme i 4 Saba | Beyin hirmmetile MİLLİYET PERŞEMBE İli Muhabir mektubu ŞUBAT Samsun daha mamur olmaya çalışıyor Son zamanlarda en küçük bir bıta vak'ası da olmamaktadır Samsun belediyesi şehir meclisi azaları ve belediye reisi Sami B SAMSUN— Samsunun ka- rışık o zamanlarında en Zi- yade hizmeti sepkat eden- lerin o başında / fırka kuman- danı mirslay iz Hakkı Beyle, Şefik Avni ve mü. dafasi ikuk riyasetinde bulun müş olan Hacı Hayrullah Za- de Ömer Beyin isimleri hürmet İe yadolunmaktadır. o İsmail Hakkı Bey bilâhare o Çanak- kale | valiliğinde o bulunmuş ve çok hizmeti sepkat etmiştir. Neler var? Samsunda birçok Fabrikala- rın olduğunu söylediler. lar buz ve gaze: elektrik, tütün ve sigara, sabu: şimendifer fabrika ve atelyeleri le soğuk hava mahzenleri zik. re şayandır. Samsunda henüz fenni bir mezbada yoktur. Ye- Bi reis Sami Bey çok çalışkan ve çok hüsnü niyet sahibi bir gençtir. Gece gündüz uğraştı- ğını gördüm. Herkese kendini sevdirecek harekâtı görülmek - tedir. Sami in mesaisi saç yesinde şehrin bazı ihtiyaçla. rının temin olunacağı ümit e- dilmektedir. Jandarma kuman danlığı mülheki yüzbaşı Sırrı (40) köy Samsuna telefonla reptedilmiş tir. Sırrı Beyin gayret ve faali va herkes takdir eylemekte Adliyesi Samsunun adliyesi çok yük sek ve çok muhterem zevatın vücudile teşekkül eylemiş bir adalet kaynağı hâlindedir. Ada letin herkese tevzii ve mesali- hi abâdın tesri ve teshili hu- suslarında bura adliyesinin gös terdiği ikdam ve messi her tür lü takdirlerin fevkindedir. Merkezi vilâyette o mühim ve muktedir azalardan mürek- kep bir de baro hey'eti vardır ki bunların içinde vücutlerile iftihar olunur çok değerli ze- vat vardır, Mevcutları (26) a- vukattan ibaret olan bu hey'eti muhteremenin reisi Halil Veh bi ve reisi sanisi Ali Fikri Bey lerdir. Hâmit Edip, Hüseyin Avni ve Ahmet Avni (Beyler de inzıbat heyetini teşkil eyle - mektedirler. Deniz inzibatı Samsunda karantine muâ- melesinden bie ve emi deniz inzibati haleldar olmak - tadır!. Motör ücretleri a kuruş tesbit olunmuştur ki, da fazla ve fahiştir!. Bunun el li kuruşa indirilmesi ve seyir ği ve orada pek büyük bir deği şiklik yaparak rolünü oynamağı düşünmüş, hayalhanesinde hep buna vücut vermişti. Şimdi ise Mesihin İstanbula girişi pek başka türlü olmuş, alelâde bir mahküm gibi silâhlı muhafızla- rın arasında getirilerek hapse- dilmişti, Sabatay hayatının ge- ne mühim bir sahnesini geçiri. yor demekti. Vakayi tarafın. dan sürüklenerek bir yere ka- dar götürülecekti!., (Devamı var) | Samsun Polis j vekâleten serkomiser Ali Bey iler için de 25 kuruş yapılma sı behemehal elzemdir. Şu buh ran devresinde © dairei âidesi bunu yapmalıdır halk böyle is tiyor! . İnzıbot ve asayiş Müdüriyeti tarafından idare olunucaktadır. İ Uzun boylu, esmer benizli ve manidar bakışlı olan Ali Bey hakikaten bir polis tipidir. Ve Türkiyenin bir (Dedektifi) dir. İ Çok muktedir komiserlerimiz- den Münir Bey de Ali Beyin vefili Mesaisi Bu iki zat ile diğer arkadaşlarının müdeb birane hareketleri sayesinde şehirde ?di vukuat bile olma - maktadır. Samsun polisi evvel İce memlekette kabadayı geçin mek istiyenlerin burnunu kır - miş ve mühim cinayet faillerini meydana çıkazmış olduğundan | Cümburiyet polisinin kudreti. ni anlamış olan şerirlerin cesa- retleri kırılmıştır. Bir o kadın meselesinden dolayı desise ile Me il Bikvet edilerek vücudü O parçalanan bir perülüirm kattillerini AR B. az zamanda bulup pençei adalete teslim eylemiş ve Bafraya tü. bi Alaçam nahiyesi belediye reisinin mühim miktarda para ve mücevheratmı aşırarak Sam sunda ibtifa eyliyen bir çeteyi de meydana çıkarmıştır. İ— İste çok kuvvetli ve çok ma İ hir ellerle idare olunan Sam. sun polisi ezheri cihe takdirdir. si Maarif hakkında Vilâyet dahilinde 117 mek. tep, 240 muellim ve 8000 tale. be vardır. Merkezi vilâyette (11) ilk mektep, bir © husust mektep, bir kız, bir orta mek. rine verilmiştir. Orta mektep. liseler müstakildirler, Ticaret A emnlir dan bir muallime Hanım pek acı bir şikâyette bulundu: “Biz mektepten çiktik. Bir memuri yet bulamadık. Hükümet bizi biç düşünmüyor, dedi. Mual- limin bu tazellümünü ben- doğ ru bulmadım. Ve kendisine: memuriyet için de ta atılmak içindir. O, eski devirlere | wahsde bir zihniyet idi. Şimdi ekmeği dev let kapılarında aramak bilmem doğru mudur?) dedim! Gazi kütüphahesi Bu kül . çok kıymetli kitaplar gönderil miştir. Bunlar vaktile (Gede - Sâdatı Nakşiye tekkesi akın. dan olup tekkelerin kapan- ması üzerine Samsuna gönde- tasnif ile meşgul. Bu kitaplar yazma eserleri, lügatı Ali Şiri Nüvayi'nin 900 sene- (Vani) Askeri tebligat | Şehit yetimleri ve ma- lâllerin ikramiyesi Fatih Askerlik Şubesi Riyasetin 1 — Mall gaziler ile şahit yetim lerinin 932 senesi ikramiye kayıt muzmelâtına 13-2.932 tarihinden iti baron şubemizce başlandarak 15-3- | 932 tarihinde kayıt muamelâtı hi- tam bulacaktır. 3 — Şehit yetimleri dahi yedlerin- deki bütün vessikle yukarıda yazılı müddet zarfında yalnız haftanm çarşamba ve Perşembe günleri sast P30,dan 12 ye kadar müracaat ede- 4 — On seneliği verilmiş olan i ni ri / ; i i i ! il il in ni i Tİ hel m i i | Mâtm: tatil eylediğini bildirmiş ol- makla mezkür şirketle alâkası bulu- manların şirkete ve iesbmda İstan- bul mıntakası Ticaret Müdürlüğü. ri ilân olu ne müracast aur, İHTİRA İLANI “ Müteaddit parçalı fren tokasla- tı için kol desteği” hakkında istih- sal olunan 31412928 tarih ve 741 numaralı ihtira beratı bu defa mev- kii file konmak üzre ahere devrü- ferağ veya: icar edileceinden ta Tip olanların Galatada Çinili Rıh- tım Hanmda Robert ferriye müra- ! caatları ilân olunur. İstanbul ikinci içra memurkuğun- dan: Bir borçtan dolayi mahcuz ve satılması mukarrer 95 çeki meşe 0- dunu 14-2.932 tarihine müsadif pa- gara) denilen Vezir köprüdeki | Bunlar sar günü saat 10, 11 de Fınduklıda 8, 10, 13 mulu odun ve kömür de- posunda satılacağından talibi olan- ların yevmi mezkürda 31-2850 do- ya numarasını bâmilen mahallinde hazır bulunacak ( macmuruna müre- caatları lüzumu ilân olunur. Piyango tehir edildi Kadın Birliği kâtibi umumiliğin- den 15 şubatta çekilecek olan Kadın Birliği eşya Piyango biletlerinin sa- tılamadığından İzeşide tarihi 15 mar. ta tehir edilmiştir. sinde yazdığı Farisülibare ta- rih, Gülşenzar (Türkçe di. van) , 9İ6 da Aşık Paşa diva- nı, Oluğ Beyin Usturlabi gibi nadide eserlere tesadüf edilmek tedir. Fakat bunlar hep arap harflerile yazılmış oldukların - dan okunmaları müşkül ve gay- ri kabildir! Eğer vaktile bu ki- taplar şimdiki Türk harflerile | 8€ yazılmış olsaydı, daha büyük kıymetleri olur ve ensali âtiye tarafından sühuletle okunabi - lirdi. Şu arap harflerinin yüzün den kitapların yüzüne bakan olmuyor. Ne kadar yazık ve acı bir hal! Millet mektepleri Gece geç vakit hükümet cad desindeki İstiklâl © mektebini Ziyaret eyledim. Dört dersha - ne lebalep dolu idi, Kadn er- kek bir arada © muallimlerin derslerini dinliyorlardı. Asıl şayanı iftihar olan ciheti şura- sıdır ki yerli kadınlar yüzleri açık olduğu halde çarşaflarile sıralar içinde oturuyorlardı. meyanında her sınıf halk var idi. Ve biç okumak yazmak bilmiyenler az zaman- da öğrenmişlerdi! Merkezi vi - lâyette 3 mektepte bu suretle tedrisata devam olunmaktadır. Halkın bu rağbetini görüp te iftihar etmemek £ kabil değil. Ragıp KEMAL San'at bahisleri Resim galerisi meselesi Yakın bir zaman içinde bu işi başarmak Cuma günkü Milliyet gazetesinin üçüncü sahifesinde “Resim galeri mes'elesi” hakkımda Elif Naci Be- yin bir makalesini okudum. 7 “2 kalede Türkiye'ye dair sesim van garp sessamlarından van Mour'ın ismi de rikreditiyor. Son günlerde bizde de bir resim galerisi yapıl mak meselesinin memleketimizde -İ haklı bir alâka uyandırdığını gör mekle bir çok vatandaşlarımız gibi ben de pek memnunum. Herkes bu vadide bildiklerini matbuat vasıta- sile eşrederse resim galerisi öle meğgul olan zevatı teavire hizmet ©- der fikrindeyim. Bu maksatla ben de bundan takriben beş sene evvel Amsterdamdeki Rijksmuscum de- polarında saki: bulunan van Mour' in tabloları müze konservatuarnın delâletile gördüğüm cihetle bildik- lerimi arzedeyim. Amsterdamdaki Rijkamuscum gi- bi büyük ve muazzam müzelerin an- lonlarında teşhir edilen tablolardan başka bir çok tablolar da müzelerin depolarında saklıdır. Resim merak- | dalar, collection sahipleri, zengin- ler tablolarından bir kısmını hatta bazen bütün colletion'unu müzeye hibe eder. Müze idaresi pek kıymettar görürse böyle bir collec- ton'u ayrı bir salona koyar ve bu salona hibe eden zatin ismini verir. Böyle müzeye teberrü edilen resim - İderin hepsi müze için büyük bir kıymeti almayabilir. O zaman mü- . | ze idaresi bu resimleri depolarında saklar ve örabında bunlardan sergi- “İder yaparak merak sahiplerine teş- hir eyler Van Mour'ni tabloları de aşağıda izah edeceğim veçhile Amsterdam Rijksmuscum'e geldikten sonra de. poda hıfzedilmiştir. Bunun sebebi de basittir, Zira çok büyük ve zen gin olan Amsterdam müzesinde © kadar kıymetli tablolar mevcuttur ki van Mour gibi sesim noktayi mazarından büyük bir şöhreti haiz olmayan bir ressamın tablolarını sa- Jonlara asmak imkân hanicindedir. Bunun için müze idaresi bu tablo ları, müzenin bütün üst katını iş- gal eden — diğer yüz- e tablolarla birlikte — saklamış- ır. Şukadar ki van Mour'm tablo- larının tarih noktai nazarından kıy metini takdir eden Amsterdam mü- se müdiriyeti bu tabloları vaktile aç dığı bir sergide teşhir etmişti. Bu izahatı verdikten sonra van Mour'ın tablolardan bahsedeyim: Jean Baptist van Mour 9 Kânu- nusani 1671. de Valenciennes doğ- emuş ve 22 Kânumusani 1737 de İs- tanbulda vefat etmiştir. Ressam İstanbula 1699 de ağlebi iktimal Fransız Elçisi de Fetrio'in daveti üzerine gelmiştir. İstanbulda müteadölit sefaretler ve > vat hesaba tablolar yapmıştır. Bu tablolar, 18 inci asır ibtidasındaki şark hayatını mükemmel bir suret- te tasvir ettiği cihetle büyük bir kiymeti haizdir. 1727-1744 seneleri zarfında Felerenk hükümetinin Te- tanbul Elçisi bulunan Cornelis Cal- j koen, ressamin tablolarından büyük bir kısmını toplamış ve bir collec- tion vücüde © getirmistir. Calkoen mcmieektine avdet ettiği zaman van Mour'n tablolarını de beraber Hollanda'ya görmüştür. Cafkoen' in Hollandada vefatını müteakip varisi olan yeğeni Nicolas Calkoen bu tabloları Amstordamdaki “ Şark İle ticaret müdiriyeti” ne tevdi et- miştir. Zira Elçi Calköen, vefatın- dan evvel, tabloların e Amsterdam Şehinemaneti binasındaki mezkür müdiriyet odasında teşhir edilmesi» Dİ yegenine vasiyet etmişti, 1826 de “Amsterdam Şark ile ticaret mü- diriyeti” lagvedilnesi üzerine tab- lolar La Haye deki “Cabinet Royal * ye nakledilmiştir. Bilâhara bu cabinet de dağıtıldık. #an sonra resimler o Hollanda'nin muhtelif müzelerinx taksim edilmiş tir. Nihayet, 1903 de Van Mour'm tabloları Amsterdam Rijksmuscum de toplanmış ve ayrı bir salonda teşhir edilmiştir. Sonra enüze de yapılan tamirat ve tebeddülât neti sesi olarak collection takimile Rijkemuseum'in depolarma nakle dilmiştir, Collection'u teşkil eden tablolar şunlardır: 1— 1727 den 1744 e ke- dar İstanbulda F: Elçisi bu- Junan Cornelia Calkoen'in portresi: Bu resimde elçi oturmuş ve sola müteveccih olarak götürür. 2— İs. <anbuldaki Felemenk Sefarethanesi, 3— Pelemek Sefarethanesi bağçe- SİGORTA ADRES; 4 üncü Vakıf Han Telefon: lâzımdır.. sinden İstanbul'ın görünüşü: Felemenk Elçisi | Cornclis Cal- koen'ın 14 1727 de üçüncü Sultan Ahmet tarafmdan resmen kabalüne müteallik üç tablo ki taf- silâtt şudur: 4— Elçi Calkoen'm Topkapı sa yarının ikinci avlısını maiyyeti ile birlikte ve yeniçeriler arasından geçisi; 5 — Elçi Calkocn'e Top- kapı sarayında Kulbe-Altı denilen dairenin salonunda Sadrazam tara- fından verilen ziyafet, 6. — Elçinin tarafndan kabulü, Bu tabloda Elçinin maiyyeti meya- nda ressam van Mour da vardır. 7— Sadrımzam'ın Boğaziçindeki yalısoda Elçinin kabulü | (kopya). 8— Padişah tarafından bir Elçinin kabulu (Kopya). 9— Sadriazam'ın At me, mürurı (Tabloda Sultan Ahmet camisi görünür); 10.— Beyoğlunda #mevlevibane; 11.— Dervişlerin team; 12.— Türk düğünü (düğün alayı Göksü'yu ta- sahilde ri cuklarının ibtidai mektebe gidişi; 17—Türk o Hanımlarının İstanbul civarında tenezzühü; 18— Boğari- ginde Hünkâr (İskelesinde bir te nezzüh ; 19.— Boğaziçinde Belgrat ormanında su bentleri; 20.— Sadrı- azam; 21. Sadrazam (kopya) ; 22.— Kızlar ağası (kopya) ; 23.— Kapı ağası; 24.— Kapucı başı: 25— Bir Siray adamı; 26.— Bir Saray ada- mı; 27 — Reisülküttap Mehmet E- fendi; 28.— Hora dans eden bir çift rum; 29— İskambil © oynayan Ermeniler; .— Patronalı Heli! (Halil'in yanında (arkadaşları Ye- mişçi Musab ile kahveci Adi vardır. Bu tablonun arkasında Halil'in 28 Eyldl 1730 de İstanbul'a geldiği ya- sıdır) ; 31.— Patronalı Halil ilmi lâ; 32— Sultan (Yanında iki sa- ray adamı); 33.— Sultan (arkada Saray gözükür) ; 34— Sultan (kop ya); 35.— Kadın Efendi; 3ö— Ye- niçeri ağası Mehmet Kâhya Kapıtan Paşa (kopya); 39.— Silik- tar ağası (kopya); 4— Çavuş (kop- ya); 41.— Derviş (kopya); 42— Çavuşbaşı (kopya); 43.— Çuhadar (kopya); 44.— Türk Hanımı; 45— İş işlerken Türk Kadınları; Bunlardan başka, bir kısmı kop- ya almak üzre Türk, Arnavut, Bal- ki nisbeten daba Görlülüyor ki van Mour'ın tablo- lardan mürekkep olarak Fele- menk elçisi Calkocn tarafmdan 18 inci asırda toplanan kollektion 65 tablodan mürekkeptir. Bu gesim- ler o zamanki Türk kiyafetleri, Türk âdetleri, Türk hayatı hakkın- da çok mühim vesikslardır. İşbu mektubumun gazetenize der- cedilmesi ricasile arzı hürmet ede- in muharrir Beyefendi... ç Bizde “Mill bir resim galerisi” yapılması lüzumu hakkındaki neşri yatımıza karşı gerek diğer refikle- rimizin gerekse karilerimizin ve bu işle alikadar olan zevatın alâka gös termeleri cidden teşekkür olunacak bir hâdisedir. Yukarıda M. V. imza- sile nesrettiğimiz mektup «a bu züm redendir, San'at kıymetleri ne olur- 82 olsun elimizde mevcut olan tablo ları mazideki misalleri gibi feci â- kibetlere maruz kalmaktan veya As keri müzedekiler gibi çürümekteri, yahut ta öteberide perişar bir suret &e, dağınık bir şekilde bulunmaktan kurtarmak ve bu Si Dir geler; de toplamak icap ettiğini yazmıştık. a de bu işe alelâcele başlamak için hiç bir mâni olmadığını müte- addik defa söylemiştik, Ressam Elf Naci Beyin cuma günkü müshamız- daki yazısında otuz beş sene İstan- bulda yaşamış ve İstanbulda ölmüş bulunan Ven Mour'un eserlerinden elimizde bir tane bile bulunmaması misal olarak zikredilmiş ve tarihi kıymetleri itibarile elimizde mevcut * bulunan tabloların bazılarının esa misi de ayrıca neşredilmişti. Neşri- yatrmız, san'at kıymetleri ne olursa olsun, yarmki nesle hediye edilecek ölan bir “Milli Resim galerisinde” gerek garp ressamlarınm, gerekse Türk ressamlarının hiç değilse eli- mizde mevcut bulunanlarını bir &- vaya toplamak iktiza ettiği merke- zindedir. Ve pek yakın zamanda bu işe başlanacağını da kaviyyen ümit ediyoruz, İN Yansın Hayat Nakliye Kaza Otomobil ANADOLU ŞİRKETİ Telgraf ; 20531 İmtiyaz

Bu sayıdan diğer sayfalar: