13 Mart 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

13 Mart 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tari Telrike: 73 Sabatay Zevi Hazineden paranın kesildiğini gören Mesih hiç telâşa düşmedi Çünkü kendi «damları arasında parasına güvendiği diğer Sanki hiç bir şey olmamış- tı, sanki “Mesih, hep o eski Sabatay Zevi idi!, Fakat “Mesih,, in düşman- ları yok değildi!. Eskiden be- Tİ onun her hareketini dikkat- 8 takip edenler bulunduğu & bi şimdi onun faaliyetini da- ha yakından © gözetleyenler Vardı. Bunlar Edirneye gide- Tek sadrazama müracaat etti- ler. Sadrazama her şeyi anlat- tlar, Diğer taraftan Köprülü met Efendinin haberdar oluyordu. Sadrazam | lehmet Efendinin . faaliyetim- memnun olmamakla bera- ber, ona karşı; şiddetli bir ha- tekette bulunmağa da taraftar ildi, Sadrazamın bu vazi- Yette aldığı | tedbir şu oldu: Mehmet Efendiye hazineden irçok para veriliyordu. Sad- tazam bu paraları kesecekti!. Sadrazam Köprülü O Fazıl Ahmet Paşanın bundan mak- tadı şu idi: Evvelâ o Mehmet Efendinin aylığı kesilmekle o ma bir ceza (verilmiş olacak, *ohra da fakir yahudilere bol bol ziyafetler çeken Mehmet Efendi parasız kalınca etrafı- va böyle birçok adam toplrya- Mıyacaktı!, ineden verilen Para ile Sabatay Zeviye Yeni z en yeniye taraftarlar kszan- dirmal imkân: ortadan kalka- ahi Maamafih hazineden almak ta olduğu paranın kesildiğini Bören “Mesih,, hiç telâşa düğ- Medi, Çünkü kendi adamları #rasında zenginler çoktu. Bun- ların yardımile de faaliyetine İ devam edebilirdi. Bil&kis daha ziyafetler vermeğe başla”| daha çok şenlikler yaptır” z Mehmet Efendi pek mes'ut , i yeni sağ İma YE öendisince 'Pek parlak gördüğü bu muvaf »yetlerin neş'esile vakit 8€- de, dı, EE ha, ıdamın faaliyetine bir mi- Yet verilmesini is ki,çile adamlarını kat'i surette birlerinden ayırmak lâzım ya Mğunu söylüyorlardı. Niha- şt bunların müracast ve ysra- mElip geldi. Bir gece Meh- bi Efendi Boğaziçi sahilinde * Kuruçeşmede, yalısında te- #açvİ ve terennüm ederken Pa ön yolladığı askerler geldi. Mendisini alarak © götü z,ehmet Efendi Draç'a (1673) «.,, Mesih,, in hayatındaki ma era devirleri artık gelip seç” 3 bu safhalar o kapanı ti, Dacera da nihayete eri ye, Mehmet Efendi. sürü e sürül- gü; ye sıkı bir nezaret altında! ki, Müyordu. Yalnız birkaç iin kendisile birlikte Git; ine müsaade edilmişti. ir gün Natan Gazatiden mektup aldı, Bu mektup dan mı, yoksa *. Selmişti?. Her iki ihtimal vardır. Zevcesi Sara ölmüş bi Nu Li de tü N enebili ii Efendinin hayat arkadaşı Yanda bu kadından ika kimsesi yoktu. Sürüldü m bir tenha yerdi.. Yahudile- » bulunduğu kalabalık mer- izlerden çok © uzak bir yer. öl, örgün hayatı onun için bir “im demekti. Sabatay Zevi Sadisinin “Mesih,, olduğunu içi lemek, sözlerini dinletmek taç, abdi kalabalığına — a e me tığı itikadı yayıldı!. , | yerek bu çocuğun rek bu $ kabul irahu bu çocuğu leh. tahı da BÖ İtiğe gibi yaptılar: Müslü Nakleden: R. N. zenginler çoktu bulmuştu. Fakat şimdi bu w- zak, kimsesiz yerde kendisini: “Mesih,, olduğunu Hee iyi ecek, kime dinletecekti?. ”““ Yetiştiği topraktan çıkarıla rak başka iklime nakledilen bir nebat nasıl solar, kurursa “Me sih,, te öyle oldu. Yalnızlık onu manen öldürüyordu. Kim bilir, bazan kendi sadık adam larından hangisi | tarafından. gönderilmiş bir m Ga iyor. Bunu yordu. Böy ve les, ten bahsedilerek onun ismi etrafın da ortaya çıkarılan rivayetler den, efsanelerden kendisi ha- berdar ediliyordu. Fakat ar- tık bunların hiç bir manası kal mamıştı. Selânikte birisine yaz dığı mektupta kurtuluş günün sa- den, yahudile stine hip olduklarından (kendi de manevi vazifesinden bahse. diliyordu. | Yanlızlık we Me du. Bu tedrici ölüm iki| Ga devam etti. o Niha- yet 1675 senesi sonbaharında “Mesih, ve bu dünyaya ebediyyen kapadı.. 3 “Mesih, in lin FE duyulunca, yeni ir takımı İri rivayetler çıktı. “Me sih,, e inananlar onun öldüğü ne bir türlü kanaat getiremi- yorlar , belki de sağ ök yüzüne çıktığını “Mesih,, ölmemişti, 8 , tekrar dünyaya gelecekti. | Mehmet Efendi vefat eder- | ken, söylendiğine- göre, müs- lüman mezarlığına ilme. mesini vasiyet etmiştir!. Maa- mafih mezarı sonradan unutul muş, daha şayanı dikkat ola- nı da bazı müslümanlar tarafın dan, Mehmet Efendinin müba rek bir adam olduğu adile vakit vakit ziyaret edilmiştir. Mehmet Efendinin öldüğü haberi duyulunca yeniden bir- çok rivayet ve efsaneleri çık- maştır. “Mesih, in nihayet öl- müş olması kolay kolay kabul edilecek felâket haberlerinden değildi. Onun için “Mesih,, in öl değil, gök yüzüne çık- “Mesih, ergeç avdet ede- i. O için ona iman ve gk ÖL na rar yer yüzüne inmesini bekli- hazarlanıy orlardı. — tay Zevi at ettik- Sabakaz isine balet olan i i © bırakmamıştı.! Bü ke. Maasmafih buna da çare bulunmuştu. Sabata- in zevcelerinden birinin bir İ lek kardeşi vardı. Jakop Ka! rado isminde (olan bu çocuk © zaman küçüktü. Fakat kadın | öldükten sonra, — “Mesih, in kendisine göründüğünü iz bul edil ten sonra an ni söyledi. m eriği İntikal ettiğine orlardı. * Yahudi kurtuluş eme- li ve fikri bu suretle yaşadı, etti, e yeni bir safha başladı, Kurtu- İuş günü ancak ıztırabım ve gü nahların arttığı bir zamanda i, Onun için Sabatay taraftarları ıztırap ve günah namına kendilerini zevk ve s€- Vaptırmışlardır. o Niha- uyarlar ME ikamaka şikâyet ettiler. “Me sil, e iman lerden bir kıs mı daha Sabatay Zevinin yap lüman olduklarını söy- ediler. Böylelikle kendi kendi lerine bir cemaat teşkil ederek yahudilik kütlesinden | ayrıldı. İar. Mehmet Efendinin halefi de ihtida etmiş, hattâ hacce gi derek avdet ederken yolda ve- fat etmiştir. Bu cemaate “dön me,, namı verildi. “Mesih, & olan iman ve itikatlarını mu hafaza ile yahudi kalanlar da) yavaş yavaş izlerini kaybetti- Paris'te bir Türk San'atkârı Evvelce genç musiki san'atkârla- rımızdan Cemal Reşit Beyin Pariste verdiği konserde kazandığı muvaf- fakiyetten bahset miştik. o Esasen müstait bir san'at- ör olen kâr Reşit Bey Paris'- teki konserlerinde kazandığı muvaf. fakıyetle de kem. disini bütün dün- yaya tanıttı. Üç büyük konser sa. lonunda, dünya mın en meşhur or- kestralarından üçü tarafından eserleri çalman, dinlenen ve o C. REŞİTB. alkışlanan Cemal Reşit Beyin zafe- ri, çok ehemmiyetlidir. Genç yaşta, Paris'in Sociât& des auteurs - bes- tekârlar cemiyetine aza olarak alın ması ve Avrupa'da binlerce bestekâr arasmda tercihen onun üç eserinin ayni mevsimde üç büyük konserde çalınması bu genç istidadın birkaç sene zarfında bütün dünyadeki üstat lar arasında parlak bir mevki ihraz edeceğini müjdelemektedir . Bu konserlerden birincisi 12 şu- bat tarihli (Ecole Normale de Musi- gue) orkestrasının konseri idi. Or- kestrayı (Cortot) idare etmekte ve bestekâr da diğer san'atkârlar meya- nında mütevaziane piyano Ç. idi. Bir kaç eserden mürekkep olan (lmetantands) si çalınmadan evvel (Cortot) tarafından baştan nihaye- te kadar bestekârın methi ile dolu bir nutuk irat olunarak genç san'at- kârmmız halka min içerisi ve Bayram) isimli beş kısa besteden müreldkepti,Fevkalâde san'atkârane olan bu eserler isimle- rinden de anlaşılacağı (o veçhile çok muvaffak olmuş birer tasviri musiki. İ den ibarettir. Birincisinde ip ellerin de arkaya yaslanarak muntazam a- dımlarla ağlarını çeken balıkçıların ayak vuruşları, relsin kumandaları, ağ çıkarken suların şıpırtını ve son- za nevmidane çırptnmaları çok güzel canlandırılmış. Kör dilen- ci, İstanbul'da sık tesadüf ettiğimiz bir tip. Bestede, onun mütereddit, | aklarını sürüyerek yürürken (bir | lokma ekmek) diye yalvardığı çok iyi anlatılmış. Eyüp © güvercinlerini dinlerken insan kendini lu bir cami avlusunda sanıyor, onla- rın uçuşu, deri serpilen noktaya Ü- şüşmeleri, kanat sesleri o kadar iyi tasvir edilmiş. Boş bir camiin içerisi piyano solo. teğâr bunu piyano. da yalnız çaldı: boş bir cami içinde Kuran okuyan br mümin sesinin a kisleri, dinliyenleri huşu ile titreti. yor, gaşyediyor. Sonra bayram, da- vulu, salmcakları, , ZUFNASI, ço- cuk bütün kalabalığı ve satıcılarile bir Bayram yerini önünde can- landırıyor. Eser bil (Cortot) bestekâr tle halk ta san'ı ilen. dalkilen- larca alkışladı. İkinci defa bestekârı- mizi 14 şubatta (Pas deloüp) orkes- trasmda dinlendi. Bu konserde Ce. mal Reşit Beyin pek modern bir e- ser olan (Karagöz) ismindelki sen. fonisi (İnstantanâs) si gibi ilk defa olarak çalındı. Yalnız bunda başka bir a yardı:seksen doksan kişilik orkestranın idaresini bizzat genç bestekâr uhdesine almıştı. Bu konserde piyanist, bestegir ve hoca olarak tanınan Cemal © Reşit Be. yi mükemmel bir şefdorkesir (Chef Horehestre) di. Konserin hitamın- tm genç bestekâr o dakikalarca al. kışlandı ve bir kaç defa sahneye çe karıldı. Cemal Reşit Bey bu eserin. de bir karagöz oyununu en ufuk te. ferrüatını kadar çok muvaffakiyet. le tasvir etmiştir. Her iki &serinde de bestekir mahir bir ressam gibi bir Fransız münekkidin söy! veçhi- le elindeki ses veren aletile bize pek canlı parçalar göstermektedir. Üçüncü konser 6 martta (Orcheg. te srmpomieşae da Parla) taraf dan verildi ve bu defa da Cemal Re, şit Beyin armonize ettiği er ili havaları ia” eder Soünes Turguss) çalındı ve fevkala ayri elemi şi Gençler mahfelinde yeni bir piyes Cümhuriyet gençler mahfili Cu. ma günü yeni bir piyesi muvaffak yetle sahneye koymuştur. “Köprü altı çocukları,, ismini ta #eyan ve Müçteba “Salâhaddin bey tarafından yazılan bu eseri amatör gençler büyük bir muvaffakiyetle temsil etmişlerdir. Diş tabipleri müsa- meresi Diş Tabipleri — Cemiyetinden; 133-932 Pazar ünü saat beş buçuk ta Halk evinde müsamerej Tabbimiz olduğundan bütün meslekdaşların AILLIYET PAZAR 13 ” | Sabunla yıkadıktan sonra bir İdiş macunu ile fırçalamalıdır. Bazan ateşten dolayı dudaklar- da husule gelen sivilceler, şap | sürülürse kolayca nail olurlar. güvercin do | ile Ağzın sıhhati Bir çok kadınlarımız ve kız larımız için ağız, sanki sadece ! dudaklardan ibarettir. Puju du daklara bastıktan sonra, artık Jağız için itina edilecek bir şey kalmıyor. Kadm zevkinin bu İ günkü büyük hatalarnıdan biri de budur. Ağzın formunu ba- İzan bu karnavalca boyanmak- tan daha çirkin bir şey yoktur. Ağzm dışmdan evvel, içine, dişlere ve diş etlerine ihtimam göstermek lâzımdır. . Ağızda girih bir koku bırakan soğan, sarmısak gibi şeyleri müm- kün mertebe az yemeli, Bu ko- kuyu gidermek için kuru kah- ve tozu iyidir. Her yemekten sonra, bilhas sa gece yatmazdan evvel ağzı temizlemek lâzımdır, Zira gece leyin ağız ekseriya kapalı kalır ve tahamuhur fazlalaşır. Bazı diş etleri çok yumuşak tırlar ve kolayca kanarlar.Tere- olu çiğnenirse diş etleri kuv- vetlenir, Limon, tanen, meşe | kabuğu da diş etlerini kuvvet- lendirmek için iyidir. Diş et lerini yıkamak için beyaz sa- ibun kullanmalıdır, Zira beyaz sabunun mürekkebatı kaleyi ol- duğu için Oo muzadı taafftindür. | Bereleri yalnız kışın mi giye- ceğiz ya? Yazın da beyaz krep satenden bereler hoş olacak. Yukarıdaki resim siyah ipek- ten ajurla ipek satenden zarif bir bere Renkler ve izdivaç Son zamanlarda Chromo- therapie diye bir renklerle te. davi usulü çıktı. Renklerin sıh batimiz üzerindeki (o tesirlerini esas ittihaz eden (o bu usulden hastanelerde çok istifade edili. yormuş. İçimizden her birimi- zin sevdiğimiz bir renk vardır. Bu renki diğerlerine tercih ede riz, Binaenleyh ruhumuz üze. | rengin hastalıklarımıza şifa ça- releri aranırken, ihmal edilmesi mümkün olmazdı. pratikhayatta müessir neticeler elde edilmiştir. Meselâ“ evlen- mek mi istiyorsunuz? Müstak- bel koca veya karınızın hangi rengi sevdiğini araştırınız. Tecrübelere nazaran, mavi rengi seven kızlar ve kadınlar, hilkaten yumuşak ve şefkatli yerli Bunlar hadit ve şedit kızlar (değildir. Çok sabırlıdırlar. Daima mikbin bu- sui Sarı rengi sevenler o mariz- irler. Ecza parası yetiştiremez Mini eşimi hoşlananlar te mizlikte titizdirler. Yalnız on- ların ifrata varan bu temizlik arzusunu yerine ç getirirseniz, iyi bir zevce ol er, Siyah rengi sevenler de ha- ristirler. Tasnife nazaran koyu renk. ler hırslı ve şeytan kadınların, açık renkler de saf ve masum, | ve soğuyuncaya kadar rinde bu kadar tesir. eden bir | Bu mesele tamik edilmiş ve | İğ Bilmek lâzım Tuzun faydası Saçlardaki kepeklerin izalesi için ük faydası vardır. Tuzla saç deri çuşturmalı, sonra saçla rı İarçalamalı, Bu, yalnız İkepekleri imha etmekle kalmaz, ayni zamanda saçlarınız yumuşam ve parlak km lr. Bu küçük işi iki günde bir yap- malı, Noktai nazarlar Koca — Günün on güzel zamanı akşam sofrası... Kadın — Sofranın en güzel za- manı çerezleri... Çocuk — Çerezlerin en güzel 2a- manı reçel... Tencerenin dibi Tencerelerin dibindeki yemek ba kayasını temizlemek için kolay bir asul vardır. Limon kabuklarını atma yıp ufak ufak doğrayınız ve saklayı nız. Temizlemek istediğiniz zaman bu limon kabuklarını tencereye atı- nez. İçine de biraz su ilâve ederek kaynatınız. Neticeyi çok beğenecek. siniz. Saatlerimiz Saatinizi hiç bir zaman bir masa veya mermer üzerine | koymayınız. Evvelâ mendilinizi koyunuz ve sax. tinizi mendilin © üzerine burakmız. öyle yaparsanız, saatiniz evvelâ ge çiğir, sonra da durur. Sebebi şudar: Sant sicak cebinizden soğuk merme- rin üzerine geçince, bu tebeddülü ha | raret saatin nazik çarhları üzerinde muzir tesir yapar. Limonun faydaları Kaynatılmış limon suyu ile çam sırlardaki pas lekeleri izale edilebilir. * Son derece kirlenmiş süngeri içi ne limon sıkılmış sicak suya atınız burakımız. Tek ar ılık başla bir suya atarak yirmi miz suda vurarak yıkayınız. Sünger yeni alınmış gibi tertemiz olur. * Sirke yerine limon kullanırsanız k ğ Tünmüş limonla siliniz ve sonra 5u ile yıkayınız, Bu suretle yüzünü- zün teni daima tatlı halini ve tazeli | gini muhafaza eder, buruşması geçi | ğir. * İçine Timon sılaılmış dık su ile gargara boğaz hastalığını geçirir. Kadına ve aşka dair * Bazı kadınların hafızaları acaip bir şeydir. Otuz sene son ra ilk sevdalılarını hatırlarlar. Son sevdalılarını üç günde unu turlar. * Kadmların en evvel bildik leri şey güzellikleridir. En ev- vel öğrendikleri şey kuvvetleri | Yüksel dir. En evvel tecrübe ettikleri şey zaaflarıdır. En evvel unut. tukları şey de yaşlarıdır. * Bazı kadınlar vardır ki tramvaylara benzerler. Günün | gi. her istenilen saatinde yanaş- mak kabil değildir. * Aşkta en ziyade muvaffak olan adam, her kalıba girebi- len adam demektir. * Geç vakit evine dönen bir koca, meccaner sesli | bir film Bu bahar sellofrondan yapılan şapkaların moda olacağı anla- şılıyor. Çok kimseler de kendi şapkalarını kendileri örüyorlar ve bu şapkayı kolalamak sure- tile giyiyorlar. Bu şapkalar hem ucuz çıkıyor, hem de İnizdir. Hani Pariste yüksekl Eifel kulesi Nasıl yapıldı. ! J GEN b Eifel kulesi Meşhur adamlar senci dev | riyelerinde merasim £ yapmak tir. Bu senede (ismi her çükük çocuğun bile malümu © lan bir adamın yüzüncü senci devriyesi tes'it edilecek. Bu a- damı “Eifel,, dir. Bu ismi hepiniz | işit ği 300 metreyi bulan demirden bir kule var. Eifel kulesi. İş. te bu kuleyi inşa eden adamm | yüzüncü senci devriyesi tes'it edilecek. Bu meşhur mimarm hayatta bulunan Albert Eifel isminde bir oğlu vardır. Bu a- dam babasından şöyle bahsedi- yor: — Babam bu kuleyi ö inşa , için bir tenezzüh mahalli olmuştu. Her ü kulenin ne kadar ine merak © ederek oraya giderdim. Sanki bir pe ri masalı içinde © yaşıyormuş gibi idim. Kule iki yüz metre. ye çıktığı o zaman bu irtifada üşünüyorum da, cidden çok tehlikeli işler | yapmışım. İki| yüz metre bul Ya yanlışlıkla ayağım kayıp düşseydim, ne © şimdi | , > Kusl Mein uşların öcü - Küçükler için « Perilerin yaşadığı zamanlar da zalim bir sihirbaz © varmış Adıma da “taş kalpli hoca” di yorlarmış. O kadar fena adam. mış ki, elinin yetiştiği yerde ir san, hayvan hep zarar görür. müş. Küçük kızlar ve çocukla; ismini bile işittikleri zaman, korkularından annelerinin etek lerine yapışırlar, hayvanlar bi. le onun bulunduğu yerden fer. sah fersah kaçarlarmış, “Taş kalpli hoca” bir orme nın ortasında yaşıyormuş, Bü. yük bir orman., Ormanın güzel ve sükümeti bile bu adamın üzerinde tesir bırakmıyormuş. Bir emir verince, ormanın en güzel ağaçlarını çatır çatır yık. tırıyor, etraftaki güzelim hüda. yi nabit çiçekleri — köklerinden , Bu merhametsiz adam, a- açlar: kuş yuvalarile dolduğu zaman, yıktırıyor ve sonra bu yuvaları ayaklarının altma a. İp çiğneyormuş. Bir gün orma nın güzel sesli ve kanatlı şarkı cıları bu o adamdan öc almağa karar vermişler. O sıralarda sihirbaz hoca or mandaki klübesini daha geniş- letmek ve süslemek o merakma düşmüş, Gitmiş, ne kadar gü- izel dallar varsa hepsini kestir. miş, dalları demet demet bağ. latmış. Bir emir daha! Orme. nm as u odun yüklerini sihirbazın gösterdiği yere götü recekler. Tam emir © vereceği günden evvelki (o gece, bütür kuşlar, bağlı yüklerin in gagalarile kesmişler. Tam erte si gün h: yükleri / alacağı zaman, ipler kopmuş ve yükler İ dağılrvermiş. Sihirbaz kızmış, miş: — Siz ne biçim adamlarsı. miz, Bir odun yükü bağlaması- n: bilmiyorsunuz. Haydi gidin, daha sağlam ipler getirin. Tabii sihirbaz bu işi kuşla. rin yaptığını bilmiyormuş. Or. man adamları daha sağlam ip- küfür et- İler getirerek dalları bağlamış lar ve yükleri sırtladıkları gibi İyürümeğe başlamışlar. Tam bir dar boğazı geçiyor larmış. Orman adamları “Yükle ri alımda uğraşırken, kuşlar hücuma kalkmışlar, gagalarile kiminin burnunu, kiminin kula ğını, kiminin elini, yüzünü deş mişler. an gelen başka kuşlar da iplere sarılmışlar. Bu defa da ormanın dalları yine da gılmış. Bu hücumdan sihirbaz ho- canın da yüzü gözü delik de. şik içinde kalmış. O sırada kuş lurdu, Param parça! Babamın böyle bir kule yap | mak nereden aklına geldi diye | ceksiniz. Meşhur Babil kule-| «sinden ilham aldı da mı, bunu yaptı? Hayır! 1833 de Previ tick isminde bir İngiliz bin ka | dem irtifada ve sathi arzda 30 metre ve tepesinde — 3,60! metre kutrunda bir kule ii etmek istiyordu. Onun bu fik. rine kimse iltifat etmedi, aldı. | rış eden olmadı. Hattâ babam | İbilel Fakat itiraf etmeli ki ba | bam o zaman daha gençti. | bitirdik. / “Poli- 1885te elinde mühendis diploması vardı. On | dan sonra şimendifer inşaatın- | da çalışmağa başladı. O tarih- te ayda yüz elli frank kazanı. yordu. Daha yirmi altı yaşın- köprüsünün Mi sayılacak ilk işlerinden biri budur. Ondan sonra bil. hassa Portekizde birçok köp- İrüler yaptı. Artık babam çelik ve demir işine o kadar alışmış | t ki. Tecrübeleri de onu ol-| gun bir mühendis haline getir. mişti, 1889 da Pariste bir açılacaktı. sergi | “5 Babam o zaman| gi, En nihayet parayı alamıyacağın: İnrın perisi çıkmış. Hocaya de- miş kiz —Bu kuşları rahat bırak Bu ağaçları rahat bırak. Onlar dan ne fenalık gördün ki, fena- lık ediyorsun?. Hoca bir şey yapamayacağı Dı anlayınca, kuşların perisine boyun eğmiş bir daha ağaçları kesmiyeceğini, çiçeklere dokun mıyacağını vadetmiş. Bu suretle kuşlara bile hü- küm geçiremiyen sihirbaz hoca yı ormanın adamları el birliği ile ormandan kovmuşlar. On. dan sonra kendileri de, kuşlar da, ağaçlar da, çiçekler de ra mag, Je ei ilmi Eğlence Ihtiyar ve orijinal bir adam inti. har etmiş. Evinin önü kalabalık. Birisi sordu: — Neden intihar etmiş? — Canı İstikraz Ali Bey, Veli Beyden on lira ö aldı, Ertesi gün iade edeceğin i. Bu zamanlarda anlarsınız Ali Bey Veli Beye on lirayı iade i, Veli Bey haftalarca bekle sergi için Üç yüz metre irtifa- | anlayınca, Ali Beye dedi ki: ında bir kule inşa etm lif etti. Hükümet teklii tek. ten sonra, muvafık kararı ver- di ve babam da bu karar üze. — Be birader, nihayet on lira de- tet- | gil mi? İstemiyorum, sana hediye o kik için bir komisyon teşkil et | sum ti. Komisyon projeleri ördük Ak,

Bu sayıdan diğer sayfalar: