20 Nisan 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

20 Nisan 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

is vamlı ve ahenkli bir vızıltı bira- karak uçuşup duruyorlardı... Alaym en gerisi giden iki lânesi, birden bire kafileyi terket Meğe karar verdiler ve kol kola başka bir istikamete kaçtılar. Bu suretle kendilerini başka bir ma- Seraya atmak istiyorlardı. Oh, ser bost kalmak ne zevkli şey! Artık azan kendilerini rüzgâra bırakı Yorlar, bazan da İçlerinden en korkağıt — Vizzz, vizsz, burası tehli- keli. Haydi gidelim, dedi. Öteki cevap verdi — Alayı bıraktığımıza şimdi- len mi pişman oldun? Ne çabuk Sesaretini kaybediyorsun? Haydi, koye girdi aydi gel benimle beraber dos tum. Hayatta eziyetsiz, sebatsız, hiç bir şey elde edilmez. Ne kadar tehlike olsa hepsini savarız. Yaşa *m hürriyet! Ni Bu heyecanlı sözler üzerine kü kek sinek kandı ve yeni âlemler şfine çıktılar. Fakat sağa sola #stitundan mütereddit ve karar- “2 olduğu anlaşılryordu. Tozların Uruştuğru bir gün ışığını takip ©- gerek, bir odanın içine, Yamak için ışarıya çıkmışla dr. Mazanın üstünde ve bir kâse tabunlu su ve bir de topraktan Bio vardı. Çocuklar bu pipoyu deye batırarak sabun köpüğün- len balonlar yapıp uçurarak eğ” nmişlerdi z âsenin içindeki köpükler gün “Enn altında renk renk parla” Yordu. Sinekler bu renk renk pa- Pİtiların karşısında meshur olmuş rd, içini da dala in köpüklere | pan ir Ayna gibi parlıyan köpük rin içinde kendi hayallerini de Körünce, adeta sarhoş oldular. Bi Malık köpüğün üzerine kondular. Fakat sabunlu su ile temas ettik- en sonra, gasıl feci Şirmiş olduklarını 3 Gsrilmiş kanatları kendilerini işe iye doğru çeken suya karsı HÜK Mukavemet ediyordu. Korkak sinek: ğ buzz İmdat! Boğuluyorum! diye ve Eiriyordu. İşte fen tecessüs Macera yüzünden başımıza ilâket geldi. Elveda! Artık bura n çıkamayız. Mücadele beyhu ir. Bir ayak evvel ölüp k nih, 8on hâddine gelince, k: yi Pifakıverdi ve suyun dibine git Ve pek alâ anlarsınız ki, orada iti saçını kaybetimemişti. Bütün ce küretini topladı, Kanatlarının ve işik bacaklarının bütün kuvveti ğa başladı. Çırpıntik » ve-sinek ken- birdenbire bu köpüğün üze Selde buldu. »Derken bir rüzgâr kodi. Sineğin üstünde bulunduğu Püğü havalandırdı. ir gün ışığında köpük balon- zerreye dağılarak uçup gitti. Sebat atını kl Cenupta Bir müsademe Kaçakçılardan üçü öldü onu yakalandı Adanadan yazılıyor: — Cenap hududumuzda (30) bir ka- ai kafilesile 6 nefer arasında bulan bir bir in şehit düşmesi üzerine sü” vari Güfrezelerimiz Birecik isti- tine giden kaçakçıları takip Mi, rüsndemeye icbar stmiştir ç ösademe neticesinde 3 kaşakçı. Ena 10 diri olarak yakalar: 64 yük kaçak eşya, 23 har VAN, 7 tufek ele geçirilmiştir. Fi- | Yar eden 17 kaçakçının hüviyetle tesbit edilmiştir . Bundan sonra Nizip'in cenubun ei tesadüf edilen diğer bir kaçak kafilesinden üçü öldürülmüş, kişi diri olarak yakalanmış ve denk te kaçak eşya müsadere 32 miş birer kâğıt ve birer karşun ka- lam alırlar. Herkes kâğıdın. başına beş kelimeden mürekkep bir cümle ta olan daha iyi olur. Birinci oyuncu kâğıdın üst tarafını kıvırır ve bu su vetle yazdığı cümle görünmez. Yal niz birinci oyuncu yazdığı cümlede. İki son bir veya iki kelimeyi söy- İ iler. Ikinci oyuncu İkğıdı alır ve ar- adaşının söylediği bir veya iki kgli- | meye göre ne yazdığını düşünmeğe çalışarak ona (o göre cümleyi Wa- İ mamlayacak şekilde beş (o veya altı İ kelimeden mürekkep bir şeyler ya” zar. Tekrar kâğıdı kıvırır ve üçün | cü arkadaşımın söylediği hir veya İli İ kelimeyi söyler. Üçüncü oyuncu da ikinci oyuncu gibi hareket eder. Bu suretle kâğıt sıra ile bütün oyuncu lardan geçer ve en nibayet kâğıtta sulardan biri kâğıdı açar © ve yazı- lanları okumağa başlar. İ Bilseniz bu ne kadar gülünç bir netice v Bu oyun başka türlü ve daha s8- İde olarak ta yapılabilir. Birinci o- yuncu bir kız ismi yazar ve kâğ dı kavırarak yanımdaki arkadaşıma verir. O da bir “ile” kelimesini lâ iz ederek (o bir erkek ismi yazar. İ Üçüncüsü bir mekân tayin eder, bu | dördüncüsü de bir zarf ve hal ya zar, beşi tamamlar Meselâ; Melâhat ile Avni bahçe de oburcanına alıştırıyorlar. Yahut: Ikbal ile Cemil yatakia- İ vında rahatça uyuyorlar. iğimiz. garip şekiller #- çi) değil yanan kumunun yeniden yaaa Sommasında fabrikanın fenni bir şekle ifragına mami ©- hemmiyet vermiştir. Şimdiye kar el tezgâhı ri bulunan fe" ksmlar da yeni makinelerle tebdil edilmektedir. İ Memleket içinde hava seferleri ANKARA 19 — Memleketimiz dahilinde hava seferleri yapılma» © için bir Amerikan şirketile tan- zim edilen mukavele n veya cumartesi günü imza edile- u odada çocuklar vardı ve oyun | yazacak yer kalmaz. O zaman oyun | tami İbu işin de yetişecek büyük San'atlara dair iyisi lüyor ki: Tezyini san'atin- | de e kap bir tarihi © vardır. Bunları tetkik ve tabarri etmek ve bilhassa Türk tezyini san'atını ara- mak ve araştırmak başlı başına bir etüd mevzuunu teşkil eder. Biz tezyinatın şümullü bir ma-| na ile cemiyetin birçok | hususatın- da büyük bir tesiri o bulunduğunu söylemiştik. Buna karşı duyduğu- muz uzun ihtiyaç her günkü hâlât ta bariz bir surette tecelli etmek- tedir. Bu ihtiyacr takip © ettiğimizde. Bir kere sanayii tezyiniye bedii fan- liyetimizin en fuzla tecelli ettiği ve | aksülamelini en fazla orada gördü. ğümüz bir şubedir. Çünkü: Zinete temayül şahsi ve cinsi bir arzudur. Bu arzu cemiyette beliren her yeni | san'atkâr şahsın zuhurile günden güne değişmektedir. Son © zaman larda san'at duygularının. dir ye- ni şekil ve cereyanlar bize bir mi- sal teşkil eder: Acabal.. Sanayii tex iniye esas itibarile nasıl temsil ©-| ilür?. Bir kere güzel san'atların alâka | dür olduğu mokta his ve duygudur: | Ve netice tezyinalın da hedefi ayni dir. Binaenaleyh burada san'atkâ- zın takip ettiği yol. manalı bir his| canlandırdığı ve zihninin İma- neticsi vücede getirdiği bir eser dir ki: biz o buna Desen. diyoruz. | Demek ki; tezyinatın — esas müvesi hiesin, duygunun, ve zevkin bir ifa | desi olan Desen şeklinde tecelli et- mektedir. Binaenaleyh unsuru aslisi budur. Süslü bir şey dediğimi man orada ilk önce Desenir dünü görüyoruz: Desen z kavrayışla tabiatta görülen Objeb rin kullandığımız eşya içine ithal etmek ve renklerle onu canlandır. İ maktır: Meselâ çiçekler, yapraklar, kuşlar ve saire bize bir Desen mev zuunu verir, Ve bunu eşya üzerine tersim edersek süslü bir şey elde. etmiş ve o cismin gözümüzde başka | bir şekil ve surette canlanmasını | temin etmiş oluruz: | Meselâ düz kırmızı bir halı ile yukarda da söylediğimiz gibi muh- telif renklerin imtizacile ve Desen- | lerin vöcudile yapılmış bir halınm | bizde hasıl ettiği tesiri ayrı, ayrı, | mütalea edebiliriz. Eski tez; zayik ve giniler, vazolar ve bilcüm le avâni ayni tesirin neticesinde, vü | ede getirilmiş eserler sayıabili Fakat söylemiş olduğu muz Desen mevzuu bu kadar basit zanedüp eşya üzerine onları selleme tüsselim getirip koyamayız. Ve De seni böyle dar bir mana ile ifade de olur. San'atin ufukları San'atkâr eskiden olduğu ir an'aneye ittiba ile İktifa etmez: O her şeyden evvel | kendi ruhunu ve kendi benliğini görür: Onu ilk safhada tutar. Ve irir. İşte san'; ibda kudreti anyesinde mediğimiz enteresan vasıflarla te- | kevvün eden eseri meydana gelir: Ve onu cemiyete hediye eder: Ve İ bu hediyelerin her an tevalisi © ce- İ miyette bedii zevkin zinet ihtiya- emın günden güne yükselmesi ve Srtmasmı mucip olur, Ve bugünkü | modern cemiyette tezyinat telâkki si bir hayat ve neşat membasdır. | olmuştur. | epi bir müddet kendisine hâs ka- idelere tabi kaldıktan sonra ya- | dikleri vaziyet ve ifadelere teşbih İ ederim. Bu teşbihimi lâyikile an. Ve o şekilde yükselecektir. Desinatör ve Dekaratör 5. Şark musiki kongresi | Mısırda toplanan Şark Musi | İ ki kongresinden Rauf Yekta ve İ Mes'ut Cemil Beyler avdet et- İtiler. Bu kongrede muntazam İ bir program dahilinde 6 komis- | yon halinde çalışılmıştır. Kon- reden avdet eden Mes'ut Ce- mil Bey: “Şark musikisinin cihanşü- | mul olmamasının sebepleri araş | trılmıştır. Şark musikisine ho- mofoni veya polofoni ilâve edil mesi âmmenin bedii vicdanının | kabul etmesi lâzım geldiği ve şark musikişinasları tarafından yapılacağını söylemektedir. Me Cemil Beye göre şark mu- sikisi ananelerine sadık kalarak yaşatılmak lâzım gelmektedi RR Zİ Yunan milli bankasına yardım klisesi heyeti mütevelliyesi, klise - nin bütün zikıymet eşyasını teber- ru eylemiştir. Atina baş poskoposunun şahsi lan bu teberru teşebbüsü, M. Venizelonun nvde- tnden sonra resmi bir mahiyet a- Vacaktır. di meslekler gibi bir çok i inkılâplarla terakki ve tekümüle doğru her gün veni bir adım at- makla bugünkü mertebesine vasıl En bi tın fotoğrafi sanatına me içibi te- sirleri olduğunu, fotoğrafçılığın sanayii nefiseden madüt olup ol- madığını tetkik edelim: Harbi umumiden evvelki san'- at cereyanları kaide ve formülle- re müstenit idi. Harbi uinumi ve eden seneler beşeriye- asa san'atkârların psi- hasıl ettiği anarşist his ve tesirleri san'at âleminde büyük inkılâplar yapmıştır. Harbi umu ü zarfındaki nesil harpten evvel ki neslin sadık kaldığı an'ane ve kaideleri tanımamışlardır. Rul rımdaki anarşist hisler pek tabi n'atlerinde de tecel tini kendinde bulmuştur. 19) San'at âleminde bu fevkalade inkılâba kadar fotoğrafçılık da kendisini kurtaracak ve hürriye- tini arayacaktır. lerden kark asr det kendilerini dır, Sonra tamamile Misir san'a- tenini “tehti tesirinde katlim Yunan | larda inkişaf etme başlıyan heykeltraş bu kaide ve esaretten kendilerini natıl az bir zamanda kurtarmışlarıa fotoğrafi san'atı. da son san'at cereyanlarında ken di hürriyetini aramaktan geri kal mamıştır. İzah edelim; Bu son inkılâptan evvel takri- PoE iği dim Mısırlıların heykellerins ver latabilmek için kadim Mısırlıların an tarafa meyletmez. Şimdi. Eski a manlarda çıkarılmış İaalettayin bir fotoğri ister oturmu; ayakta velhasıl her ne va; olursa olsun tetkik edelim Dik ve cepheden bir göğüs ü- zerine mevzu baş mutlaka cephe, lamak, tebessüm te, esür, eğilmek, başı yana çevirmek ayati hareket ve ifac-ler o- Mutlaka ob- yat ve ruh eseri taşımayan cal ar eğer şahıs oturuyorsa el | ler mutlaka dizelrin üstünde, kol üs ve baldırlara mümas çi " heykellerine giydirdikleri kisvele- | ri tadil ederek Primitifler ekolun de taş üzerine nahtedilirse mey. dana çıkacak eser yedi bin sene Teknik cihetine geline; Eskiden fotooğraf san'atkârı neyi tabiatı olduğu gibi taklide vasıta olan bir malze derdi. Karşısındaki mev- (91 Vaktile Milliyet gazetesinde mlinteşir (modern san'at nedir?) unvan; mâkalelerden farla malümat Fotoğrafide inkılâp VE Fotoğrafi güzel san'atlardan madut olabilir mi? İ Osmanlı tarihinde “Kayseriden ve fikir alınabilir ğıda nakleder. Bütün bu ameliye maddi menfaat mukal düşünülerek san'at olamıyacağı ve eseri san'at ta madiyat aramak doğru olamı- yacağını iddi im Spen- cer) in mazariyesini kabul eder- sek eski fotoğrafçıların yaptıkla- rı eserler bir san'at eseri olarak kabul edilemez. Acaba şimdiki fotoğraf | eser- leri birer eseri san'at ve sanayii me fiseden madut olabilirler mi? Avrupa'nın bir çok memleket lerinde Fotoğrafçılığı bir menfaat değil bir zevk için hususi çaleri- lerde çalışanlar mevcuttur. Bun- lar adet bir ressam gibi mevzular Limon sarısı ingiliz hasırından si- yâh saten bir bağla süslenmiş yazlık şapka Mevsim Tuvaletleri Beş on sene evvel elbiseler- ide kontrast son derece moda i- di. Yaz gelmeden modanın na- rma poz vermesini, ışık, gölge a- vi > z hen temin etmesini, kampozis | sıl geleceği ilk alâmetlerinden yon ankadrman, renk, natormort İar, anlaşılıyor. Düz renklerden bi- kan kadın zevkinin bu sene de kontrastlı tuvaletlere avdet ede ceği anlaşılıyor. Beş on sene evvel elbisede renkleri çok bariz tezatlar teş- kil etmeyen tuvaletler azdı. Bu sene de en yeknesak tuvaletler de bile bir kemer gibi, düğme gibi, yaka gibi teferrünta ait ol fotoğrafi eseri meydana getirmek için çalıştıklarını. biliyoruz. De- mekki bunlar bir fotoğrafi eseri meydana getirmek için sanayii ne | fisenin en mühim şubelerinden bi ri oolan resimden istiane ediyor- cak. Bilhassa çiçekli zevatın bir kısmı fotoğrafçı sanayii nefise meyanma idhaline taraftar, bir kısmı mütereddit ve bir kısmı mühimmide küli muarızdır. Ben de bu son zümre nin kanaat ve fikrindeyim. olmakla beraber yeni roplar sa- ren | delikten uzaklaşacak değiller- dir. Ancak roplarda vücut hatla rmın âhenk ve mevzuniyeti bozmamağa azami dikkat edile cektir, Vakın resim kuvveti sayesinde bugünkü fotoğrafi eserleri gözle ri kamaştıracak ve güzel san'at lardan addedilip edilmemesi hak | kında zihinleri işgal edecek bir derecei mükemmeliyete ol dan husul bulmuş melez bir san'- attır. Esas alet ve makinedir. Bi- naenaleyh san'atkâr bütün kuv- vetlerini kendi lirik ihtiyaçlara sarfedebilecek hürriyeti, istiklâli kendinde bulai Bilmecburi- ye tabiatı olduğu kit edi- yor. Eseri san'at taki değildir. Tabiatıtaklit etmek eskiden bir marifet ve ustalıktı. Fotoğrafi nin keşfinden sonra tabiatin #ön mukavemetleri kırıldığı artık tabiati olduğu gibi taklit et mek bir ustalık ve marifet olmak tur. Tabiati deruni yatında bilmek... Kendi lirizm'i olmak... İşte bugünkü eseri san'at... fotoğrafçı kendi lirizmini akinesi sebep ifade edemediği içindir ki meydana getirdiği ler bir eseri san'at olamıyor. Bina enaleyh fotoğrafçılık makine esa retinden kurtulmayınca ( kurtul masına imkân yoktur) meydana gelecek eserleri sanayii nefiseden madut olam: Ressam fotoğraf: İzmir Rıza BAHA | Mimar Sinan Elefteronvima gazetesinde çıkan bir makalede Mimar Si- nanm Rum olduğu iddia edil. mektedir. Zaten öteden beri gelen devşirmeler” arasında ye İ tişmiş olduğu zikredilmesinden kendisine bir hissei fahr çıkar- mak isteyen ekalliyetlerden bu gün ermeni çocuğunun elindeki kitapta da aslen ermeni olduğu yazılmaktadır. Abdülmennan'ın oğlu olan Sinanm gerek aslen ve tarihen, gerekse san'at eser lerile halis Türk olduğuna ar- tık bugün şüphesi olmayan be- şeriyetin orta yerinde serdedi. len bü acayip iddialar sadece gülünçtür, Nis'teki İ Yarışlar Mülâzim Saim B. ikin- ciliği kazandı NİS 17 — Beynelmilel | Kontrast renklerde çiçekli siyah ! 5 krep döşinden rop. Çiçekler sarı, kırmızı, yeşil ve beyazdr. Kadına Dair Ben kadınım, senin adınım, hm acınım, hem tadmım. ... “Erkek kadından doğdukça kusurdan hali kalamaz.” .. Kayık çocuk gibidir, oyna- yor mu kaydetme! Deniz kadın gibidir hiç inan çekildi. sa da renklerde kontrast arana | İ” roplara | Var kâğıdı çiçekli tarafı aşağıya iğm | fazla inhimak görünüyor. Böyle | #elmek üzere bir gazetenin üzer. Octave Fenillet Siyah fötr b za la bağlanmış payason bir mevsimi şapkası Bilmek lâzım Şeffaf abajur Bildiğimiz duvar kâğıtları ile gayet zarif, ucuz ve şeffaf abajir lar yapmak mümkündür. Bu aba Jurlar hakikaten tatlı bir işık ver dikleri gibi, manzaraları da hoş- tur. Yalnız duvar kâğıdınm aba- jora yakışacak tarzda ve renkli olanlarından intihap etmelidir. Doğrudan doğruya duvar kâğr dı ile yapılan abajurlar şeffaf ol. mazlar. Bünları şeffaf bir hale ge trek için şu basit usul kullanı — Parke mumu, yahut daha isi bir miktar parafin alınır. Du ne serilir. Ve bir bıçakla parafin ince ince kâğıdın her tarafına doğ Tu iner, 2 — Bunu müteakip tekrar bir kaç gazete kâğıdı alınarak para- finli kısmın üzerine serilir. 3 — Ve bu gazel kâğıdının ü | zerinden sıcak bir ütü geçirilir. Abajor kafesi ise ya hazır ya | pılmış halde satın almır ve yahut | evde alelâde tellerle imhl edilir. Linoleomlar Linoleomların o renklerini, parlaklıklarını ve tazeliğini mu hafaza etmek için şu usul tavsi ye edilmektedir: Her üç hafta- da bir linoleomları yarı su, yarı süt karışık bir mahlüt ile silme lidir. Senede üç dört defa da te rebantinle karıştırmak suretile parke macunu kullanmalıdır. Kırık tabakları yapış- tırmak için Şu mahlütu kullanmalı; 100 gram zamkı arabi, 25 gram silat dö potas, 10 gram ince döğülmüş mermer tozu.. Bu mahlütu karıştırıp şişeye koy. | malı ve kırık tabakları bir fırça ile yapıştırmalı. Pancar Pancarı kolayca soymak & çin pişirdiğiniz zaman, sıcak sı cak soğuk suyun içine sokarsı- nız, kabukları kendiliğinden dö külür Yarım şapkalar moda oluna, Buradaki Türkler ve Türk muhi ek Jeti. mniftnkkindebn asli sekle önbze bei mislerdir. Tevfik File eskilerden nasıl istifade edilir?

Bu sayıdan diğer sayfalar: