21 Mayıs 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

21 Mayıs 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MİLLİYET ÇUMARTESİ 21 MAYI> İltfaiyeyi ıslah için mütehassıs getiriliyor Ekonomi Tayyare ile çilek ihraç edilecek Şirketle müzakerata başlandı ık ihracatı için, etmektedir. Çilek tacirlerile, bir Fransız tay- arasında"bu hususta- Fran- Wiz şirketi, buradan Parite kadar, ir kile çelik için 50 kuruş nakli- Ye ücreti istemektedir. Çilek ta- Sirleri nakliye ücretinin indirilme sini istiyorlar. Diğer taraftan Al- manyaya da çilek satılması di mülmektedir. Bu hususta, Ba: tcaret mümeasilinden, taze mey ve idhalâtı yapan Alman ticaret- haneleri hakkında malümat isten miştir, Piyasada çilek fintleri u- Suzlamaktadır. İhracat ofisinden Verilen malümata göre bu seneki Şilek istihsalâtı 1 buçuk milyon kilo olacaktır. Zeytin yağcıların istedikleri Ayvalık, Balıkesir zeytincileri, teytinciliğin inkişafı çareleri ha kında İktısat vekâletine bir vermişlerdir. Bu rapord reytinya; Bi arzu edilmektedi Halat fabrikası Bir ecnebi grupu, ticaret oda» sna müracaat ederek, Türkiyede büyük bir halat ipr, sicim fabrika | li iri bildirmi allerine bir raporla cevap vere- tektir. Raporda, ür e halat ve ip sanayiinin i el vasıta» larile yaptığı, bu işin yem Ünye, öl ie inkişaf etmek te olduğu bildirilecek, halat fab- rikasının daha ziyade Kastamoni Memlekette san ayında Türkiyeye 5,606,108 lira kıymetinde 26,434,093. kilo muhtelif eşya idhal edilmiştir. 1931 senesi nisanında ise 10 mil- in 481 lira kıymetine eşya idhal edil- yh 1931 senesi ni imdaki idhalâtımız. 1932 senesi nisanındaki idhalâta nisbetle 4,945,355 lira fazladır. 1932 senesi nisan ay: zarfında Türkiyeden 6,768,163 lira kiyme tinde 46,151,103 kilo muhtelif eşya ihraç edilmiştir. Geçen sene nisanında ise 10,119,805 lira kıy metinde 38,655,517 kilo eşya ih- raç edilmişti. Binaenaleyh nisan 1932 zarfındaki ihracatımızın kıy meti 931 senesi nisanında yapılan ihracattan 3,354,642 lira noksan- dır. 1932 senesi nisan ay" arfın. daki idhalâtımızın kıymet. “raca tımızm kiymetile mükayes. edi lince ihracat kıymetinin idhal kıy metini 1,161,055 lira tecavüz etti görülür. Bu vaziyete nazaran iyenin 1932 senesi ilk 4 ayı zarfındaki ticari o müvazenesi 9 milyon 718 bin 444 lira fazlalık- la kapanmış oluyor. Halbuki Tür | in ile dört a | kiyenin 1931 seni yı zarfındaki ticari müvazenesi 4,840,300 lira noksanlıkla kapan muşter, Suriyeye buğday göndermek için Bu sene Suriyede zi lât çok a olduğu tacirleri- miz Suriye şehirlerine buğday ağvkmteni; karanlık ikiler | let arasında bir ticaret muahede. ğı kanaatindedirler. Zımpara Amerikalı bir firma Türkiye- den zımpara madeni imtiyazı al mak üzere Harici Ticaret Ofisi ne müracaat etmiştir. Buğday geldi Şehrimize 72 vağon buğday gi ve dört kuruş otuz para- İı kuruşa kadar 8: Öldürmüş, ceketinden mezar taşı dikmiş!.. tir. Bu cümleden olarak Bü; cek yaylâsının içinden akan ve hemen bir çok evleri sulayan su çkilmiştir. Güylek yaylâsında da kuyulram bile suları kurudu. Geçen cuma günü Bartına ta bi Kutlubey Dabağlar köyü ci- varındaki Uzungöl ylüler, tüfekle öldürülmüş bir ceset bulmuşlar ve hüküme- te haber vermişlerdir. Maktul, dört gün evvel kay- Islan ayni köyden 26 yaşlarm- da, Aygır oğullarından Durmuş oğlu Vevsidir. Cesedin bulun. ması da çok garip bir şekilde ol Mıştar; katil, zavallıyı öldürdük ten sonra ceketini çıkarmış ve aş ucuna diktiği sırığa geçir- yani adeta bir mezar taşı dikmiştir. Vak'a haber alınınca, müdde iumumilik işe vaz'ıyet etmiş ve Muavin Saim Beyle (o hükümet tabi âdise mahaline gitmiş- lerdir. Faili henüz meçhul olan bu esrarengiz cinayet hakkında tah ata şiddetle devam edilmek- tedir. Pozantıda kuraklık Pozantıdan yazılıyor: Bu se- ne vaktinde yağmur yağmadığı için dağ köylreinin mzrutaı çok müteessir olmuştur. (Esasen Bozantı ve civar köylerde arpa buğday, şifanla, nohut sebze- ler ekilir ve köylü bunları kendi ihtiyacma sarfeder. Bilhassa İasulya ve hattâ kabak gibi seb zeler kışlık için kuruturalak sak İknır. Köylerde sebze sulanarak yetiştirilirse de hububatın yağ iht 1 vardır. Yağmur az yağdığı ve zama için bazı yer- 'de pınarların suları cekilmiş. tarlasında, | ğu gelen haberlerden maktadır. İki idam talebi Geçen sene ağustosun 13 ün de, Devrek, ve Bartın kazaları hududunda müthiş bir hâdise | olmuş, pusu kuran meçhul şa- | hıslar üç kişiyi mavzerle vur. ı| muşlardı. Bu feci vak'anın fa- illeri olmak üzere Rüştü ve A- mişti. Bilâhara, kefaletle tahli- ye edilen bu iki mzanun hakkın da yapılan tahkikat hitam bul- muş ve Bartın ağır ceza mah. kemesinde muhakemelerine baş lanmıştır. Müddeiumumi Sırrı B.: maz nunların taammüden katil cü; münü irtikâp ettiklerini iddi ederek idamlarını talep etmiş ve tahkikatn son aldığı şekle nazaran tevkiflerini istemiştir. Mahkeme bu talebi kabul etmiş maznunlar tevkif edilmişlerdir. Üçüzler öldüler rn tabi Siptillerde bak üzere üç siğrlmen Sinyaya gtirdi ğini ki Bu yavrular tam bir hafta yaşadıktan sonra üçü birden bir soğuk algınlığı neti- cetinde vefat etmişlerdir. tiham | anlaşıl- ! Mahmut paşadaki hazır elbise mağa- | İzası nasıl yanmıştı? İ Son zamanlarda şehrimizde vuku İ bulan yangınların nazarı dikk: beder bir mahiyet aldığını, bil İ yüksek bedelle sigorta edilmiş bina ve eşyaların yanmasının çok şayanı dikkat olduğunu kaydetmiştik. Fil vaki ekserisi tütün ve eşya depola- İ rında bir birini takiben zuhur ede gelen bu yangmların zabita ve adli ye tarafından o ehemmiyetle tahkik ve tetkik edildi İ Bizim nazari ye ve zabıtayı rette meşğul ettiği aşikâr: İ cümleden olmak üzere ağır ceza mah İ kemesinde maznunları mevkuf olan İ bir kastan yangın çıkarma” dava sının rüyetine başlanılmıştır Mevkuf olan maznunlar İsak Se silya efendi ile yeğenidir. İsak Sevilya efendinin Mahmut Paşadaki hazır elbise mağazasından 2 Şubat 1932 gecesi yangın çıkmaş, | İtfaiye tarafından büyük kısmı yan- dıktan sonra söndürülebilmiştir. Ma | ğaza içerisindeki eşya “78,900"Türk | İ Kirasma sigortahdır. | Vak'a mahallinde müddei umumi- İlik tarafından ehli vukuf marifetiyle | yaptırılan keşif mağaza dahilinde bu İunan gazlı talaşların / yangın esma | alı yarı yanmış bir halde çıkarılan tenekeler içinde yaz | kokulu mayilerin mağazada mevcu- ibi İsak Sevilya e- kine âmil olmuşlardır. | er mazmun, İsak Sevilya efen- yl tahkikat yapmakta mumi munvinlerinden bir zata vet vermek teklifinde bulunmak dizsile mahkeme huzuruna sevk €- dülmiştir. Bu davaya, alâkadar sigorta şir- ketleri müddeği şahsi fatıyla işti | vak etmişlerdir. Muhakemede maznunların her | kisi de kendilerine atfolunan cürüm leri sureti katiyede inkâr etmişler. dir. İsak Sevilya efendi oyangınm weden çıktığını kestiremediğini be- yan etmiş! Mazmun vekilleri si- mi şirketlerinin bu davada sfat- ları olmadığından bahisle itiraz. ©t- şirketlerin İ şahsi mevkiini işgal örklemmileri tahtı karara alınmıştar. Müstantik kararnamesi, — ebli ve- kuf raporları ve diğer tahkikat ev- Fakı okunduktan sonra hukuku w- mumiya şahitleri dinlenmiştir. Bu şahitlerden bazıları yangın mahalli ne geldikleri zaman yangının iki merkezden çıktığını gördüklerini ve yangının ayrı ayrı iki noktadan de- vam ettiğini — söylemişlerdir. Daha sonra müdafaa şahitlerinin istimar. na geçilmiş, bunlarda mazmunların İ ticari ve şahsi vaziyeti hakkında şa- İ badette bulunmuşlardır. Maznun ve İ illeri tarafından yangın mahallin. de keşif icrası hakkında bir talep yapılmış, mahkeme (şimdilik buna İ lüzum olmadığına karar vermiştir Muhakeme gelmiyen şahitlerle yan gm mahallinde evvelce tetkikat ya- pan ehli vukufun celbi için 3İ ma- Yıs salı gününe kalmıştır. iŞoför Halidin sebep ! olduğu kaza Bundan bir müddet evvel şoför Halit isminde birisi kamyonla Tak- simden geçerken Fransız hastanesi nin önünde kamyonu yoldan saptır mış ve kaldırım üzerinde dört kişi- yi ermişti. Yaralananlardan birisi iş, diğerleri de uzun müddet te davi altında kalmışlardı. Şoför Halit hakkındaki tahkikat ikmal edilmiştir. Mazmun hakkında vefata ve mecruhiyete sebebiyet ver mek cürümlerinden evrak tanzim 0- lanarak üçüncü ceza mahkemesine verilmişti, Bir katil mahküm oldu İki sene evvel Çemberlitaşta İsmail isminde birisini öldüren ve üç yaralıyan İbrahim ismin de biri Ağırcezada on beş sene beş ay hapse ve 2070 lira tazmi nala mahhküm olmuştur. — — e. — Ne misafir! | sisat İ bul edemes Beyoğlunda oturan Muallâ ha nımın evine misafir olarak gelen Yusuf isminde biri bazı oşyaları çalarak kaçarken yakalanmıştır. Belediyede İtfaiyenin Islahı Bir mütehassısa pro- gram yaptırılacak itfaiye mütehassısı getiri” mek üzere bülçeye beş bin lira tahsisat konulduğunu yazmıştık. Bütçe Dahiliye vekâletince tasdik edildikten sonra mütehassısın ge tirtilmesine teşebbüs edilecektir. | Bundan evvel belediye, Viyana- dan bir mütehassis getirtmek iste miş, fakat bu zat teklif edilen tah : bulduğundan ve İstanbul dan avdet ettikten sonra yeni va zifesine inde edileceğine dair te minat alamadığından teklifi ka- eBlediyenin bu se fer getirleceği mütehassıs bu 46 kilde değildir. Mütehassıs sehri- mize gelecek, itfaiye teşkilâtı tetkik edecek, itfaiyenin ne şekil de çalışması lâzım geldiğini bir programla tayin ve bu program üzerine İtfaiye ıslah edilecektir. Şimdiye kadar yapılan | tetkikat neteesinde itfaiyenin derecede ve son sistem makineler ve vesait bulunduğu halde bu ve saitten vukufla ida mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Bütçe encümeni bu sebeple mütehassısa lüzum göstermiştir. Balıkpazarından ge- çen arabalar Son günlerde Yemiş ve pazarının ie sokakları arabi tarafından 1 edilmekte ve| balik bundan şikâyet etmekte öd | Eminönü kaymakamı Raif Bey, sokakların işgal edilmemesi ndan kolaylık- rabalara ceza yazılmaktadır. Eğlence yerlerinin tarifesi Iktuat müdürlüğü ire yerlerindeki umumi bahçe ine ve birahane ve kahvehane lerin tarifelerini kiralarma semtlerine göre tayi kaymakamlara tam temiştir. Otobüsler için vesika Belediye otobüslerin tayin e dildikleri mmtaka haricinde çalış malarına ve yolcu taşrmalarına müsaade etmemektedir. Yalnız | yaz dolayısile barı ailelerin kira | layacakları otobüslere yün ev vel eBlediyeden birer v ves ilmek şartile müsaade edilecek- Cenaze parası Belediye memurları her ay yir mişer kuruş suretile hu- susi bir sandık yapmaya karar vermişlerdir. Bu sandığın nizam- namesi hazırlanmaktadır. Sandık ta toplanacak para ile belediye memurlarından vefat edenlerin refikalarına veyahut en yakın ak rabalarına vefat etâği güm der- techiz ve tekfin mas dina cenaze parası denilmekte- | . Sandıklar talimatnamesinde kada bulunması şarttır. cenaze paraları bundan nadır. Nizamnamede, vermset hüc ceti ve aaireyi beklenmeden ve fat eden memurun bal paranın verilmesi esas olarak kabul edilmişti — Bu sene sayfiyeye rağbet az Bu sene sayfiyelere rağbet azdır. Boğazda, Adalarda şimdiye | kadar pek az ev kiralanmıştır. Boğazda sı ra ile bir çok kiralık evlere tesadüf edilmektedir. Büyüladada ve Heybelide de pek az ev kiralanmıştır. Boğazda nisbe- ten daha fazla ev tutulmuştur. Yeşilköyde ve Anadohi hattı gü: | zergühinda da kiralık evler çoktur. Halbuki her sene bu mevsim yazlık evler tutulurdu Bu sene sayfiyeye giden az oldu mi sinde düşmüştür. Kirası yüksek ev lerde bu tenezzül daha fazladır. Askeri tebligat Bakırköy sekerlik şubesinde mu- kayyet bilcümle ihtiyat zabitan ve ei ae yoklamaları icra edileceğinden şube va müracmatları. elinde kâfi | etmek | , İlerini Vapur Yeniköy burnunu ağır ağır dönüyor. Çapkın dal gaların asırlardan beri | sihirli güzelliği önünde dize geldiği Boğaz sahili, buradan itibaren tekrar gerişlemeğe başladı. Ve manzara değ hava değişti, rüzgârın meti değişti. Az | evvel güğertede serbestçe otu- ranlar, “Ne dersiniz? Pardesül ri giyelim mi?,, der gibi biribir lerine bakışıyorlar.. İ Beykoz, gittikçe uzaklaşarak| İ ufukta silik bir nokta gibi kal- İdi. Yalnız, Çubuklunun meşhur | Kuleli köşkü, hâkim ve azamet | li yukarı Boğazın O tepesinden bakıyor, Tarabya'ya doğru Yol | alıyoruz. Yeniköyün bende (gençlik | devirlerine ait acı tatlı bir çok! hatıraları vardır. Köyün son ev geçerken, bu hatıralar kafamın içinde yavaş yavaş, ba İhbara karşı açılan o tomurcuklar gibi birer birer canlanıyor. Ben, böyle dalmış, düşünür ken yol arkadaşım kolumu çek | tiz | Ne düşünüyorsun? Hiç! dedim, eski günle. ri hatırladım da.. | Güld | —Sen,bu (dakikaya bak, im... Geçmişe mazi derler. le ağaçlık bir ye- gösterdi — Baksana “Kalender, in önündeyiz! Bizim arkadaş, anlaşılan “işi kalenderliğe vur!,, demek isti- yordu. Bu mini mini köye Kalender ie veren hangi kalenderdir günün beyli. bak keyfi- Dünyayı sana ismarlamadı. | lar ya.. İşte geldik gidiyoruz. | Farzet ki yüz sene (o yaşadık. Sonu ölüm değil mi? Öyle ise| yaşasın kalenderlik... Himayeletfal © yurdu olan meşhur Kalender köşkü önün- den geçiyoruz.. Sahilde birkaç köy çocuğu, vapuru bağrışarak iselâmlıyorlar. Kendi kendime — Kalenderlik ( bunlarada sinmiş... diyorum, baksana dün ya umurları değil Yazlık Alman sefarethanesi | ile Sommer Palası arkamızda! bıraktıktan © sonra, Tarabyaya | geldik. Tarabya, Byoğlunun Boğaziçi şube: Hem de To- katlıyana ( varıncaya kadar... Arkadaşım anlatıyor: — Tarabyada evden ziyade yani ğır uzaklaşırken doya doya bak tim: Sahi, dedim, mayısın tam kendisi.. Ve Tevfik ( Fikretin meşhur (âvengi şuhur) undan mayısa ait manzumenin ilk mss ramı mırıldandım: “Mayıs bir köylü kızdır, sâf u dilber, şüh u sevdakâr. Saadetler çok sürmez. Her saadet, bir felâketin o müjdeye bürünmüş kara (habercisi Gözlerimizin pasmı silen bu tif mahlâkun arkasından, yet. mişlik bir acuze peyda olmasın mı? Bu sefer ben atıldım: — Eyvahlar olsun, koca ka ri soğugu Me Kireze ne dersiniz? Birden bire bollandı, Tarabyada, adım i başında bir küfeci: — Dallara bastı kirez.. Fakat okkasını sorma miyor ha. bu sefer hafif keselere ağır bas mağa başlıyor.. Yinecek kirez, e kırk beş kuruştan o aşağı Çilek, deseniz, mübarek Sia i Şimdilik okka ile değil, tane ile satılıyor. Kafadar bir ahbapla konuşa rak yürünen yol, insanı hiç yor mazmış, derler © sahi de öyle. | Şuradan buradan, bahis açarak ağır ağır giderken, bir de bak- tık ki Kireç burnuna yaklaşmı giz. - İyi ki hatırıma geldi. Sana Sadık kayayı göstereyim! — Sadıkkaya mı dedin. — Evet... Sadıkkay: © Kireç burnunun yerlileri ile sey yahlardan başka burasını kimse bilmez! Gülerek sordum: — Yoksa define fil fettin kayanın altındı Hayır, canım... Bizanslı- bir hurafe... Oraya ka- dar gidelim de anlatırım... Kefeliköyünün biraz berisin | de, yüksek bir yamacı göster- di: — İşte kaya, orada... » | rayı almak ister. Dallara basan kirez, | Istanbul Nasıl Eğleniyor? Tarabyaya kadar bir cevelân.. Bu mini mini köye “Kalender! ” ismini veren acaba hangi kalenderdir?.. Geçmişe mazi derler - Boğaziçinin Beyoğlu şubesi neresidir?- Mayıs geçiyor.. - Çilek değil, İ inci tanesi - Sadık kaya! - İstanbullular, balıklara benzer Dedim ki: — Kayayı görmeden mace rasını dinlesek olmuyor mu? Galiba, onun da A yokuşa gözü tutmamıştı: — Dur sildi. dedi, Bizanslı Diyonioyos'un rivaye- tine göre, vaktile iki balıkçı bu İ kayanın altma pe-alarını, ayri | ayrı gömerler. Aradan biraz za İman geçtikten sonra balıkçılar- dan biri, gelip bıraktıkları pa- Fakat kaya, bunun yalnız kendi O parasını verir, arkadaşına ait olan hisse yi, kovuğunda itina ile saklar. Gemici, günlerce uğraştığı hal de arkadaşın gıyabında para- yı ele geçiremez! Sadıkkaya ismi işte bundan dolayı veri Arkadaşa dedim ki: — Kaya, bu o sadakatinin mükâfatını görmüş mü bari? Güldü: — Elbette görmüş... Baksa- na hâlâ yaşıyor! Kireçburnunun iskelesinde | birkaç dakika dinlendikten son , ra, tekrar Tarabyaya odöndük. | Avdette, güneş ortalığı eyice ısıtmaştı. Boğazın zümrüt dağ- ları perde perde dağılan sisle. | rin arasından, o mukaddes bir arzı mev'ut gibi görünüyordu. Manzarayı arkadaşa göstetk rek; — Şu, Boğaz, muhakkak ki dünyadaki cennetlerin en güze hi! dedim. Cevap verdi: — Evet amma, içinde beni âdem az Fıstık ağaçlarının arasında ancak, rüyada görülür esatiri bir mevki tesirini veren şu sırt lar, niçin böyle boş kalmalı?... Bizim N bir aralık içi | İni çekerek A İstanbullular, balıklara tini bilmedikleri & için... Ve ilâve © Ge O mâhiler ki derya deryayı bilmezler. M. Salâhaddin Menemende çekirge MANİSA, 19 Menemen hududunda görülen çekirgeler- le mücadele etmek üzere kalan İ ziraat müdürü ve fen memurla- rı mücadele mahilline gittikle- ri gibi hudutta teşriki mesi mek üzere Menemen memurla. rına malümat verilmiştir. Eğriköy altında Sultaniye köyünde çıkan çekirgelerle de mücadeleye başlanmıştır. Kula Demirci, Gördös kazaları müca deleleri de muvaffakıyetle de , Akşam | vam etmektedir . ,|Beyoğlunda tanzifat her görüşümde hatırıma, e muharriri gelir.. Tarabyayı nun kadar yaşatmış, leme İ maş kim vardır? İzmirin Karşıyakasına çok İbenzettiğim rıhtımda dolaşır- ken, vaktile oldukça esmiş yağ- İ mışlardan sayılan © arkadaşım, rden atıldı: — Bak, bak.. Mayıs yor.. Gösterdi — Mayıs Güldü: — İşte şu önümüzden giden kız... Endamlı vücudünün güzelli ğini siyah yeldirmesinin bol kıv rımları arasında gi şan sarışın bir köy kızı, elinde bir demet kır çiçeği ile ağır a- geçi. | tarafa baktım: dediğin de kim? ahırı açılacak Belediye Beyoğlu tarafında bu lunan bütüm tamzifat araba, oto- mobil ve hayvanları içim yade tanrifat ahırı yapmaya karar Yişür. Bunun işin da seki Bah riye nezaretinin şimdi boş duran lu tarafında ayrıca bir de tanzi- fat dairesi yapılacaktır. Nafi yağmurlar İstanbul Ziraat mıntakaları nm bir kuraklık tehlikesi geçirme sinden korkuluyordu. Geçen haf- | ta yağan yağmurlar 44 milimetre yi bulmuş ve bu tehlike atlatılmış tır. Fakat şu günlerde gene yağ- mura ihtiyaç hâsıl olmuştur. Ma amafih serpintilerin de ziraat va aiyetine çok faydası olmuştur. | Ordu'dan şehrimize kaçan katil Orduda Recep isminde birisi bir katil cürmünden dolayı aran- makta iken oradan kaçmıştır Tah kikat neticesinde Recebin İstan Ahırkapıda bi çalışmakta la tesbit etmiş ve kendisini yakalamıştır. Sahte tahsildar Zabıta İhsan isminde birini Galatada bir dükkânciya racaat ederek para istemitşir. Fa kat adam bunun halinden şüphe e derek polise haber vermiştir. İh- san yakalanmıştır. İhsan bu şe kilde muhtelif yerlerden para dığı anlaşıldığından tahkikat de- * vam ediyor. Vilâyetteki sergi 26 Mayısta açılacak olan ta- Mühim Bir Nokta Ankarada neşrolunan Hâkimi yeti Milliye refikimizin; ilân bedelleri; müessesenin Anka ” radaki veznesine verilmekte ya- © hut ta posta veya banka vantasi” le gönderilemektedir. Hâkimiyeti ” Milliye namına hariçte kimsenin tahsil salâhiyeti olmadığı alâka” darların nazarı dikkatine arzoha.” nur,

Bu sayıdan diğer sayfalar: