21 Haziran 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

21 Haziran 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Asrın umdesi “MİLLİYET” tir. 21HAZİRAN 1932 İdarebane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf nöresi: Lat. Milliyet Telefon Numaralı Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matban 24310 (ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için © Hariç için LK. LK 3 aylığı 4 — 8— 28— Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku. ruştur. Gazete ve matbaaya sit işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'u- liyetini kabul etmez. BUGUNKÜ HAVA Yeşilköy rasat merkezinden ve- rilen habere göre bugün hava ar bulutlu ve sakin olarak devam &- seceketir. 22, en az 14 santigrat kaydedil. miştir. I Edebiyat bahisleri Romancılarımız gi ye ; : Hüseyin Rahmi Hâdineler, ıstıraplar, bütün ci hani keşmekeşler seneler vardır, ki Hüseyin Rahminin biribiri ardın. ca çıkan eserlerini takip edemi- yordum. Vukuat yar oldu ve ben bir an için Heybelinin sükünlu çamları altında devamlı bir neşimen bul. dam. İşte o gün bugündür, sene- lerden beri kaybettiğim bu ka- dim, dostumun merak ve zevk u- yandırici eserlerinin silsilesine ya Pışarak onları okudum ve okuyo Tum, Çok defn yolumuzun üzerinde kendisine rast gelmekle kalmaz, canım istedikçe ziyaretine okuduklarımın zevk ve neş'esini hasbihallerimle itmam ederim. Hüseyin Rahmi ayni zaman- 'da nükteci ve zariftir . Lâkin onunla hususiyetim her ne olursa olsun, bir kitabını a ca bu hüsusiyet ve dostluk w wiliğe kalbolur ve o zaman Ri miye memlekete malolmuş müstes İş bu şeki âp edince, göz lüğümü de daha biraz düzeltir, dikkatli bir okuyucu © kesilirim. Zira hayatımın en genç ve cömert © senelerini ben de roman tetebbu- larına sarfetmiştim. Hülâsa romancı Rahmi hakkın “da bir şeyler yazmak isti Vakıa, müellif o hakkında ilk yazan değilim, fakt onun hakkın da yazılanları hiç beğenmedim. Bunun için Rahmiyi bir defa 'da kendi görüş zaviyemden süz- meği istedim. Ve sonra dikkat et tim ki H. Rahmi o dünküler için © eğlendirci bir yazıcı olduğu ka- dar bugünkülerce ona halk ro- mancısı namile roman kadrosun- da yeri olmayan bir mevki veri- © Ben buna asla tahammül ede- © mem: H. Rahmi ya müstesna bir © romascidır, ya, değildir . © Ben ne “Proust”, ne «Giden ci “ Milliyet'in Edebi Kom: ve ne de kahramanlarında iki şah İ siyek arüyew ili ulticlerek yeni | liklerine dokunmadan romanın umumi ve bugünkü tekniğine da- bil olanlara lâyık oldukları kıy- erenlerden olduğum için iye bir büyük Türk ve bizde romanın baba sı nazarile bakarım. Memlekette hiç bir romancı daha bu kadar geniş okuyucuya müstemirren kendini okutamamış tır. Bu mazhariyeti Rahminin yal vaktile müthiş bir Zola'cıydım; bü- tün kudreti bütün güzel hum Ömer Seyfettin benim için “B, Fahri Zola'nm şark O seenteli- ğini yapıyor” derdi. Ben bugün mukayese ile anla- yokmuş. | Ve bunu esasen daha evvel söyle | yen Fransız müellifleri de vardı. Onlarm iddialarınca Emile Zola- nın müfuzsuz beyninden, meselâ | bir “Burget” minki i ince ve rakik eserler doğmamıştır. İ o Bu mülâhazalara istinat ede- rek diyebilirim ki, H. Rahmi ekol itibarile naturalislere en yakm ve belki onlardan biri olmakla be raber o kudret ve zârafet itibari le “Zola” ve sDaudet» lerin üze- rinden atlayarak memleketin ge- girmiş olduğu facialar ve yıkım- lara rağmen günümüzün en müte kâmil romancısı olmuştur. İ . Türk romancılığının bu en ba hakkında İ riz şahsiyeti bükümlerin, sendelediğim oldu ve hak derakap kalbimdeki yo- mahiyet ve asliyetinden romanı edebi ve gayriedebi gibi İ şekli ve itibari teksimlerde boca- İsyor. Romanı istediğiniz kadar tak bu. tak- meziyetlerinden debi namı altında öyle düşük ço- cuklara rast gelirim ki onları hiç bir güzel tabir, hiç bir güzel tas- vir yaşatamaz. Ve sonra roman kendiliğinden edebidir. Daha doğ tabirle san'at Oo mefhumunun nev'idir. Onu şekline ve tarzına göre tasnif olamaz; bu itibaı Hülâsa bir roman bir romandır; o ya yazılır, veya yazılamaz. Ve yazıldığı takdirde o bir san'at €- seri clarak kalır. İşte o zaman o- vrilecek tenkitler kelime ve lerin kalabalık veya naziklik değil, romancının ibdai kud retine ve eserinin bir san'at eseri edilir H. Rahminin bütün eserleri original bir üstadın Zahirde, o, bugüne kadar İlleridir. Şahsilarmıkabelık v8 wy | gunsuzluğu; sözl atkârın ibda kudretine hiç halel vermez. Düşünülün ki © eşya ve sahısları kendi renk ve revişlerin den başka p ile yaratmak ne kadar zor veya © imkânsızdır. bir ifado tarzı vâdisine girilmiş olur. Yazık ki pek haksız bir ci- hete çevrilmek istenilen bir ten- şöhret ve originalitesi bütün cemiyeti doldurmuş bir adam: ebedi bir şahikaya yükselmemiş göstermek iddinsmdadır. Halbuki Rahminin eserlerinde baştan aşağı sür sayılacak öyle parçalar, öyle gönül alcı yazılar vardır ki müellifin her vâdide na pi maharet ve muraffakıyetle tebileceğine / âbidevi ehir Hattâ başka bir gö noktasından denebilir ki Hüseyin Râhmi © Zolanm franstzcanmkin. omanı: 9 © Ölüler yaşıyorlar mı? (Felsefi fantastigae roman) Yazan: HÜSEYİN RAHMİ İÜ talak Bey —- Malam “bu Üaibeleri dieyeiler de anla tanlar kadar cat ürekli olman File bakar erhasıpla ye win kullanılmaz. İlmin tecrübt A ali kirine sadece telkinile yürümez. Ne Tanımak istediğimiz tabiat un- yurlari hakkında ne muamele EEE onu da öylece embu | potalardan geçirmeli i 1“ münakaşa biraz daha uza | dı. Ortalık ağarıyordu. Uyu- « mak için herkes odalarına çe- Hava sükünete dönmüştü. pa sinirle, kındaki talebine | karşı lâkayt | ilesini görmek merakına düş. verm de kalmadı. Bu Şeyhe geze görü Bi birkaç saat uyku ile ya. şada ne Talât Beyin imansız- İiğı zerrece gevşemiş ne de bey larından bir kıymık eksilmişti. Şeyh Battalın gece- ki apparition'u zihinlerde kor- kulu hürmetle karışık büyük bir tesir bırakmıştı. Hanıme- fendi itikaden oğullarile be- raberdi. Talât Bey vak” sıhhatini kabule mus | kişinin rüyet şehadetlerini büz İ bütün çürütebilecek küvvette bir mantık kat'iyyeti göstere. | miyordu. Binaenaleyh diğerle. rince bu muammayı göründü « ğü surette kabul etmek zarure ti vardı. Hanmefendi, Şeyh Batta- ln sefil ailesine Li hak. nen bir hayalet değil vaktile ilgasını icap etmez, E- | rusu, o, edebiyat ve daha umumi | olarak doğup doğmadığına tevcih İ Ve işte bu itibarla diyorum ki İ ber aldı.. Orhanla MILLIYET dö“ yaptığı gibi © Türk“ kigatınin bütün kelimelerini istimal etmiş, e bir sürü hacimli eserlerinde on- ların manalarını tesbit ederek leh. Şemizi zenginleştirmiştir. Bu cihetle Türk dili Hüseyin Rahmiye borçludur. Şimdi romancıyı yakından göreli Rahminin, ilk bakışta eserle İ rinin en çıkıntılı tarafı mizahi ir. Onun eserlerinde bitmez tükenmez mizah vardır. Onun ilk eseri olan “ Mürebbiye " si bugüne lar şöhretini muhafaza etmiş tir. Eserlerinde memleketin unsurlarmı kendi ağızlarile letmesi, bir taraftan halk arı da kendisine şöhret ve muhabbet temin etmekle beraber, diğer ta: | edebi © roman © iddir irenler © arasında onu biraz daha seşit vöy- lamak ve bu suretle ker ci plânda yı var, Halbuki | olursa mizahilik H. Rahminin bir cephesini ve fakat pek kuvvetli bir cephesini teşkil etmekle bera | ber, bu meziyet, denilebilir.ki, ro Mancı görüşünün ayrılmaz â zımıdır. Zira esprisiz bi cidden tatsız ve talihsizd Rahminin diğer m geçelim: Tereddütsüz söy ki H. Rahmide hakiki bir roman. | eya lüzum olan OLütün vasıflar | vardır, O evvelâ kuvvetli ve doğ- | ru bir müşahittir; şahıslarmı ilik. lerine kadar tetkik etmiş ve onla | rın kitaplarındaki me: inde | oynadıkları rollerin . verimlerini son damlasma kadar çıkarmıştır. Sonra onun romanlarında görülen şahısların hepsi canlı ve zindedir; onlar ayni zamanda muhteris ve adeleri kuvvetli eri maksada doğru inki» | sara uğramaksızm giderler, Bundan dolayı Rahminin ro- manlarındaki şahısların hepsi 86- vimli ve patetiktir . Hüseyin Rahmide ayni zaman eder ki sonra onlar 2 r eder. Mukabil seciye | meyilleri biribirlerine karşı bü tün çıplaklık, bütü le çarpıştırır; o zam | kalemi bu ane kadar kimseye na sip olmayan bir revnak ve tatlı. lıkla pek yükseklerde dolaşır. İş- te buradan onun müşahede ve tec- rübelerine inzimam eden hususi tetebbülerine varılır. Ve bundan anlaşılır ki, Hüseyin Rahmi ayni zamanda devamlı bir okuyucu- dur, O, Avrupa römantılığının içi ni dışını bilir ve takip eder. | memleketimizde o bir sadece o kalemilehür gi nasıl © geçine- evvelâ ken- in onun varlığı san- at âleminin bir temini olduğu ka- Hususile romancının ba fazla yazmak bedii sermayele rimizden olan eserlerini birer bi- | rer tetkik ve tenkit etmektir ki bunu da yapmak ayrıca emeli mizdir Heybeli: Maallim B. Fahri İstanbul 8 inci icradan: Bir borç- tan dolayi tahtı hacze almıp 1 inci satışı icra kılınıp 2 inci satışı takar- rür eden Bağçekapuda Kömürcü s0- kağında No, 14 yağcı dükkânda bulunan 110 okka Trabzon yağı 216-932 salı günü saat 12-13 e ka- dar satılacağından taliplerin hazır bulunacak memuruna müracaatları. ZAYI — Çengelköy nekerlik şube- sinden aldığım askeri vesilam ile nü fus tezkeremi kaybettim. Yenileri çı karılacağından kükmü yoktur. 323 tevellütlü Ömer oğlu Mehmet. te Bu âileyi o gün bulup imdat larına yetişmek için bir otomö bil getirtti. Çantasına yüz lira para koydu. Çeşmifettanı bera- Turhan bu kâdar sene sonra (incarnation) yapan yani. tecessüt eden bu mübarek şeyhin ailesini ziya- ret şerefinde bulunmak arzusu nu gösterdiler. Hep beraber taksiye doldular.. Ote yola düzüldükten son. ra bir de baktılar ki hayretle ne görsünler Dilâver şofi yanında oturuyor. Hanimefendi yarı öfke ya- rı İâtife tarzile haykırdı: — Ulan oraya ne vakit at. ladın? Seni kim davet etti? Dilâver sırıtarak: — Ben kendi kendimi davet ettim, Hiç kambersiz düğün o. lar mu? — Neler 'de-bilir afacan.. O- rada maâkaralık edersen döve- rim seni alimallah., — Akşam şeyhin - kendi: müşerref oldum. Bugün de tüm., Beyefendiler buna gi | zaman dehşet on diyorlar. SALI 21 Hikâye Vasivet — Uyuyor mu? Hayır. — Dalgın mı? — Zannederim Ayağının ucuna basarak kor- kak ve çekingen adımlarla az iler ledim, — Ateşi mi var acaba? — Bilmem ki, Bir az durdu. i bu gece üçüncü ge- HAZIRAN öp 5 baha kadar öyle sâyıkladı. Öyle | terle Sustuk, Medibaya baktım. Hep o sol. gum, hep o güzel Mediha İ leri kapalı, islak gelerinde sik öksürdüğünü hatırladım, endişe gecesinden beri üzüntü! bir merakla önün sıhhati Beni giz li bir tarafımdan rahatsız ederdi. sönen ateş böceklerinin ardında koşarken görürdüm. — Mediha! Yorulacaksın! Ter İ leyeceksin! Yapma!. Derdim. O dinlemezdi. Koşurken uçan eteklerile bir kelebek gibi birer damla ışık halinde uçan bu aca- yip böceklerin ardından koşar, koşardı. Boğazdan Göztepeye ta- şındıklarından sonra sık sık gö mez olmuştum. Aradan şöyle böy | levi. Anne! - Yavrum. Tekrar gözlerini kapadı. Dinle- dik, Gene daldı galiba! Annesi bana baktı ve içini çek- öüm zaman, körfezdeki şüpheleri min tahakkuk ettiğini gördüğüm içinde kalmıştım. Teşrinisani niha- İşte o sene idi. yatağa girdi ve yetlerine doğru | bir daha kalamadı. Üç senedir bu yatakta. Mediha üç senedir yatı- yor. Bilmem - anlatabiliyor mıyım? Üç sene. Körfezde ateş böceklerinin a gından koşan, haşarı kız. Med ha. len fırlayıp Şimdi kar yolasında baylu bayulue yatan Bu solgun Medlihayı, güzel Medihayı ne tiyordum. — Anne — Yavrum, — Muhsin gitti mi? — Buradayım Mediha... Benim geld ıl anladın? Güldü ve kımıldandı. Kollarını yorganın altından çıkardı. Diple- ri terden ulanmış, nemli saçlarını İ eilerile okşadı. Bu eller, bir kapının topuzunu çeviremiyecek kadar dermansız, bir pencere kanadını açamaya- cak kadar takatsiz elleri tanıdıtı. Hâtralarım tekrar bana geldi. Kimse duymasın. Ben körfeğde bir gece bu elleri öpmüştüm. O: Beni unutursun, demişti. Seni se: — Yalanı Dönüşü. Zaman bunu da onun lehine, benim aleyhime halletti. Mediha tekrar seslendi Muhsin? — Söyle canım! — Ne söyliyeyim? — Ne istersen. — Ben artık hiç bir şey istemi Dedi. Eğer mutlaka be i teyorsan bana de ki “seni sevmiyorum.” — Mediha! — Hadi canım söyleyiver. Ne olacak aparmadan geliyor. Gülüştüler.. Otomobil Kara caahmedin cenup © tarafındaki yokuştan fakülteye doğru yol alıyordu. Ahretin bu kara or- man sahası dirilere ürküntü ge tirecek bir ilerileyişle etrafıma kasvet saçıyordu. Nuhkuyusu semtine gel diler. o Üsküdarın. bazı ma- halleleri hâlâ bir kaç asır evvelki simalarını değiştirme- miş gibidir. Orada Buharaya, Taşkent'e benzer caddeler, s0- kaklar, kervansaraylar andı- rır hanlar., Adım başında releri,kubbeleri,sakıflarıyla göz leri karşılayan hesapsız cami. ler, mesçitler, tekkeler, medre seler görürsünüz. Sahasında hayattan ziyade ölüme yer a- Yırmış bir memleket... Mahalle arası sokakların. dan geçen bir kaç kişiye Şeyh Battal ailesinin oturduğu sa. bık tekkeyi ve yahut evi sordu lar. Bilen hiç bir kimse zuhur etmedi. Nihayet kapı çalma. ğa mecbur oldular, İki üç ev- den menfi cevap aldıktan son- ra bir koca karr işe Kanyunak e verdi; ş İ(URapyo | Bugünkü program ISTANBUL, mofon, 195 alaturka saz, Hafız Bur han heyeti tarafından Ajans haber- , saat ayarı 20,5 gramofon ile o- pera parçaları, 21 alaturka saz, Ha- İ fx Burhan heyeti tarafından 22 or kestra, BÜKREŞ (394 m.) — 20 radyo orkestrası, 20,5 konferans, 20,45 A. loksandreska tarafından şarkı 21,15 #adyo orkestrası. BELGRAT (429 m.) yel lisanı, 20,5 kometök, 21 gramofon 21,5 Zagraptan nakil, 2350 akşam | konseri ROMA (441 m) — 23,8 studyadan komedi. PRAĞ (488 m.) — 20 Flüt kon- | seri, 20.20 Çek şarkıları, 20,45 kişilik komedi, 21,10 keman konse ri, 21,40 askeri bando. | VEYANA (517 m.) — 19 konfe rans, 21,05 keman © konseri, 2150 şen musiki PEŞTE (560 m.) — 20,05 şarki konseri, 20,45 gazete © ve roman, 21,15 operanın orkestra heyeti VARŞOVA (1411 m.) — 218 muhtelif, 20,35 radyo gazeti akşam konseri, 23 dans havaları, BERLİN, (163 ra.) — 20 günün meseleri, 20,40 fen âleminde 21 ko: medi, 21,25 Kora şarkıları, 22 Bres | lavdan nakil, Türkiye İş Bankası İstanbul şubesinden: nin namına muharrer (o 218554 No: lu Mülga İtibari Milli Ban İ kasının hisse senedi zayi edil- miştir, İkinci nüshası ita edile. ceğinden aslının hükmü olma. dığı ilân olunur. Türkiye İş Bankası İstanbul şubesinden: Mehmet Ali İzzettin efendi namına (Omuharrer (365,942 365956 No. ve Mehmet Al: fendi bin Sait efendi İzzettin namma (o 362137/362156 No. hisse senetleri zayi edilmiştir. İkinci nüshasının ita edileceğin den asıllarının hükmü olmadığı ilân olunur. Dr.Celâl Tevfik Zührevi ve idrar yolu hastalıkları mütehassisi: Sirkeci Muradiye caddesi, No 35. olursun? Bak yalvarıyorum. Durakladık. pr canım. — Seni bekliyorum. — Çocukluk ediyorsun. Sustuk, Biraz sonra gene tek- rarladı. İsrar etti. Etti, etti. Her teielliye çalıştım. onu dalgın bırakmıştım. Bir hafta sonra onu gömdük. Son duadan sonra sahte göz- yaşlarile ağlayan kalabalık onu bırakıp çekildiler. Ben kaldım. Ve ıslak kabrin üzerine kapa | np onu teselli için haykırdım: sevmiyorum. (1200 m.) 18 gra-| 20 gazete| iki | | ÖİTTİHADI MİLLİ Sigortaları halk için | Merke TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleri müsait şeraiti havidir. idaresi: Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan vie acenta aranmaktadıf. | Tel: Beyoğlu : 4887 0 Malrakal Gi ve İl milas Nafia Fen mektebi müdürlüğünden: Nafia fen mektebinin 932 ders senesine ait et ekmek ye re erzakile mahrukat ve bu mahiyetlerdeki ihtiyacatı kapalı | haberleri, 21,45 muhtelif komser, | usulile mevkii münakasaya vazedilmiş ve fiatler mutedil | düğü takdirde haziranın 25 inci cumartesi günü saat 9,30 dai | lelerinin icrası mukarrer bulunmuş olduğundan taliplerin şaf İ meleri görmek ve teminat mektupli ını da ihtiva edecek & zarflarını vermek için her gün mezkür mektepteki mübayaat misyonuna müracaatları. KAPPS | muştur. ret Odası vesikalarını ayni gün na vermeleri lâzımdır. irinci © sulh hukuk hâ Kadıköyünde hafız sokağmda 13 No. mezkürde 33 No, hanelerde sakin i- uzun ve mahalli ken elyeem ikametgâhr meçhul Şe- İ rife hanıma; Zehra ve Suzan Banım İ lar vekili Şemsettin Ağ dan aleyhinize ikame olunan istih- kak davasında ikametgâhınızın meç huliyeti gerek zabıta tarafından ya pılan tahkikat ve gerekse mahalle | heyeti ihtiyariyesi © tarafından veri- len ilmühaberden anlaşılmasına meb ni haklanızda ilânen © yapılan tebli ğat üzerine gıyap kararı verilmiş ve müddei vekilinin ikame ettiği ler istima kılınmış ve vekili müm leyh tarafından bu eşyaların müek- | ine aidiyeti hakkında fatura müekiillerinden Suzan hanımın tahtı isticarında 6 lan hanede bulunduğuna dair kuntu olduğundan ve rat dahi verilmiş dava hüküm derecesine gelerek cel- sel atiyede bu bapta ittihazı karar olunacağından bahisle hakkınızda muameleli giyap kararı tebliği karar gir olarak muhakeme 18-7-932 pa- zartesi günü saat 14 te talik kalin muş bulunduğundan £ tarihi ilândan yirmi gün geçtikten sonra beş gün zarfında itirazla yevmü munyyende mahkemeye gelmeniz ve gıyap mas rafım mahkeme veznesine tevdi ey- lemeniz ve aksi (taktirde itiraz et- mezieniz ve merkür masrafı ver mezseniz muhakemeye kabul olun- miyacağımız gibi hasmın dermeyan ettiği iddiayı ve vakıaları Habul et- miş adedileceğinden tebliğ makamı- na kaim olmak üzre ilân olunur. Alman kitapçı, ucuz satar, Beyoğlu, İstiklâl Münakasa 9-7.932 tarihine müsadif cumartesi 15 te Nafia Vekâleti binasında yapılacaktır, Mü: edeceklerin teklif mektuplarını ve muvakkat teminatlarile h B. tarafın | (23147 Alman kitapları si 390, İsveç sefareti karşısında? Nafıa Vekâletinden: Derince'de bulunan takriben 2160 ton muhtelif yol malff iresinin Filyos'a nakli kapalı zarf usulile münakasaya günü kasa; ve saatte münakasa komisyo İS Taliplerin münakasa şartnamesini üç lira mukabilinde kara'da Demir yollar İnşaat dairesinde, İstanbul'da Haydarp Hekim oğlu Mustafa efendi. | Liman işleri müdürlüğünden tedarik edebilirler. (2706) | 3 üncü kolordu / j ilânları Birinci muhebere alayın | mevcut 300 araba gübre mül yedei aleniye | ile satılacakt! İhalesi 276-932 pazartesi $ 15 te komisyonumuzda | caktır. Taliplerin şartnamesi almak üzere her gün Komisi de birinci muhabere alayıf ve müzayedesine iştirak edi ceklerin . de vakti muayyı komisyonumuza müracaatla (401) (248 5 4 i ferka ihtiys » K.O. ve biri: cı için 30.000 zar zarlıkla almacaktı 6.932 çarşamba günü saat ve 14.30 da komisyonumuz yapılacaktır. Taliplerin şarta mesini almak üzere her gün pazarlığa iştirak edeceklerin vakti muayyeninde komisi muza müracaatları, (457) (27 * İstanbul ikinci icra memarlu; dan: Bir alacağın temini 2 merhun ve mahcuz olup paraya ç€ rilmesi mukarrer bulunan Fülcins Afyon ve tiftiklerin 286-9 tarihine müsadif salı günü sant ten 15 şe kadar İstanbul Ticaret" Zahire borsasında açık arttırma satılacağından talip — olanların kür gün ve saatte mahalli hazır bulunacak © memuruna caatları ilân olunur. ğıya ininiz. Sola sapınız. Önü hüze viran bir mesçit çıkar. On beş yirmi adım ileri (o gittikten sonra yine © sıradaki ilk kapı- yı çalınız... Hanımefendi — Teşekkür ederiz hanım nine çok kimseye sorduk bilemediler. Koca karı — Şimdi eskiler hiç bir yerde tanınmıyor. Kim senin kimseye ehemmiyet ver- diği yok.. Can cana obaşba. şa.. Hani kuzum o eski komşu. luk kaldı mr? Komşu hakkı. nın yarın ahrette yedi. yerde suali olduğunu kimse düşünü- yor mu? Evvelden komşu de. mek akraba demekti. Biribiri. mizin her işine bulunuverirdik. Geçenlerde hastalandım da ka- pımı çalıp allah için o bana bir bardak su veren o olmadı. Bu İ mahallede © eskilerden bir ben kaldım. Bir de şu karşıki kü- çük evde hattatın anası Hafi. ze. Ötekiler hep yeni. Soyla. rı sopları . bellisiz... Nereden | geldikleri malim değil... Hep kesik saçlı, püskürme - benli, sürmeli, allı, morlu boyacı ke- ar. İnanır me Üsküdar parkında dans etme- dik, şükür bir ben varımı... Bir de Hafize.. Dilâver tek duracağına dair Hanımefendiye vermiş olduğu söze rağmen dayanamadı. — Hanım nine dedi şayet dans etmek arzusuna düşersen ben sana kavalye © olurum.. Başka kime angaje olma kıskanırım ha. Hanımefendi hiddetlendi — Tut çeneni şimdi ha... Koca karı — Darılmayınız Hanım zamane böyle, şimdiki çocuklarda terbiye, saygı kal- dı mı?.. Ellerini havaya kaldı. rıp aşağı indirerek yalnız be. den terbiyesi yapıyorlar. Dil leri nah böyle kürek gil Asıl terbiye ortadan büsbütün kalktı. Otomobil hareket (o edeceği sırada koca karı şoförü durdu: rarak: — Laf karıştı asıl söyliye- J ceğimi unuttum. Seyh battalm ailesini ne yapacaksınız? Hanımefendi — beri bir tanışıklık var da görü- eve — Simdiki za Eskiden | Apdüsselam Havaleli çocuklara, g swracaya, selimün kavlene © kur amma neyleyeyim... B: nm nefesindeki kuvvet yo Battal merhum başka idi.. ni zamanda onun | İstanbul. Şamda, Mekkede gözüktüğü rivayet ederler. Daha pek kerametlerini söylerler. rma kangal kangal nurlar ind Zini, sağlığındaki kıyı bazı geceler gezindiğini gö ler var.. Şeyh merhum burs Amasyadan hicret © etmişti” Vallahi bilmem kaç senesi” de,. Ben o zamanlar uçku! bağlayamıyan küçücük bir €* cukcağızdım... Kadın erkek | zı Amasyalılar (o bunlarla mizli görüşmeğe gelirler.. üsselam için ü başlamış diyorlar. Daha b seyler de söylüyorla, zum günahları üstlerinde #ın.. Geçinme (dünyası Şeyh ol ne olursan hiç bir ayıp değil. Seyh Battalını ci e şalvarını, kavuğunu papucuna varıncaya ve seyini bokcalara Şeyhin oğlu Defes

Bu sayıdan diğer sayfalar: