10 Temmuz 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

10 Temmuz 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Edebiyatta münekki- © dinrolü nedir? Münekkidin hakiki alâkası, zannedildiği gibi, müellifle değil, kendi karileriledir. ni bir münakaşa başlamış: | ne zevkçe yakım olanlara ver- Bunun en esaslı noktası da | diği kanaatten ibarettir. Zaten ekkide kizum var mi, yok | zevk itibarile ona yakın olma- süsli üzerinde toplanı- | yanlar onun tenkitlerini oku- maktan haz alamazlar. Bununla beraber tenkidin e- debiyatın pek kıymetli ve hiç nüceseresi Se YA) Lr vakit istigna edilemiyeci neşe ka a ola vardar O daime ki -— Münekkit nedir? Böyle| jeleri arasında halka rehber ol- ir şeye ne lüzum var? Müellf| ması, aörm zevkine terciman- ar, onun eserini okuyan VeYA | lık etmesidir. Yayecen halk zümresi VAR) Okuyucular kütlesi arasın: p da kalabalık bir zümre vardır “Bir aralık Istanbulun yegâ- | tiyatro müessesesi de böyle | Diyordu. Bu sözü ikinci de- ; fx olarak ta Sadri Etem Beyin | gul olmazlar. Okumak hevesi- aiklit eden bir lisanla o da bi- | daha kalabalık bir kütle vardır E. İline okuyacakları tayin ede — mezler. Münekkidin eserleri, münazarada | Sam yarıları arasında hangi alesine ihtiyaç yoktur. — | rini okuyacaklarını, okudukla. İl arasmda hangilerinin daha Diyor,” yüksek meziyetli olduğunu far kedebilmek için bu kütle ve ir: Şair şi: | zümrelere rehberlik eder. m Diğer taraftan edebiyat ta- * Fomanını yapmakta, Yat | gi araştırmalarında münekkit İz oyununu oynamakta hür; | lerin eserleri kadar araştırıcıya kat şiirle, romanla, tiyatro | kolaylık vereni yoktur. Bir 2s- alâkası olan, okuduğu #iİri, | rın edebi zevki, anlayışı, o asır manı, seyrettiği tiyatroyu! da çıkan eserler kadar ve bel- ladığın; zanneden bir #da- | ki daha ziyade, o eserler hak. bunlar hakkında düşünce- | kında o zaman münekkitlerinin yazması fena, haksız 88“ | şelekkilerinde kendini gösterir. ak isteniyor. iğ “Acaba bunun sebebi nedir? | © Münekkidin bu kiymet ve Zannımca bunun ilk sebe | ehemmiyetini inkâr etmek için, #ünekkidin bir nevi hâkim | sadece kalem ucundan dökül. hnedilmesidir. Vaktile Jules | müş bir kaç satır kâfi sayıla- itre gibi maruf bazı mü- | max. Çünkü —bereket versin— "kitlerin, Georges Ohnet gi: | yer yüzünde tek başıma deği- bi romancıların şöhretlerini bir | liz. Önümüzde koca bir sani 1 € makale ile yıkdığı hikâyesi | ve edebiyat dünyası var. Bu : i ğ lü de münekkide, 8 sanki göz dağı oluyor za- | dünyanın inde li tenkide verilen müsbet kıymet. ler göz önündedir. şi Bizde münekkidi inkâr etti- | ç Halbuki münekkit denilen “<biyat adamı da diğer yazı- lak yibi bir yazıcıdır. Onun yen sebeplerden biri de, Peyami İl önünde, ötekiler gibi, bir | Safa Beyin dediği gibi, mü-| tikik mevzuu vardır. Yalnız | nekkitliğin o benüz — memle- | ark ile ki şairin önünde- | ketimizde esaslı bir san”; Azizim Nurullah Ata! Ara sira kulağına fısıldayıp, senin tatl: tesellilerinle rahat- ladığım dertlerimden birini bu gün açıktan açığa, biraz daha iraz daha gür bir ses le sana ulaştırmak zaafına düş bul edebiyat âleminde | Tenkitlerinin tesiri de kendisi. | | Kuzum kardeş, Bu etrafı- | terem münekkit Lâtin ve Yu. nbu mızdaki hercümerç nedir? palayı sıyırarak, küfürbaz bir sürü tufeylilerin bu vaveylâsı nedir? San'at âle- İ minde bu inzibatsızlık, bu yişsizlik, bu anarşi nedir? G zelin, doğrunun, san'atın ve li- yakatin düşmanlığı aldı yürü. dü, Ne oluyoruz? Bir gürültü- | icat eden, saatte dört yüz kilo- Ortada pay edilemiyen ne | Amerikalılar Hintli fakirin hok | laştırmıştır. Bir mütefekkir ve san'atkâra bu İ suikast neden ileri geliyor? San bunlarin Hibeşlerini Vİ Bütün ömrünü çivili tahta- bette ki hepimizden fazla bilir. | sin! Buna bir çare aramak ve haddini bilmeyenleri ki okuduklarını seçmekle meş- | &zından işitiyoruz. Voltaire'i | ne düşenler arasında bundan | sai Acaba bu nasıl ve ne ile ka- | lüyor. Bu hakikat karşısında ki, | bana öyle geliyor ki lâtince ve | ve tetkil tok sözlü, | yunancayı, öğrenmek külfeti, h ! zalim ve | Hintli fakirin çivi üzerinde yat | Zırlanmuş ve'ilmi salâhiyetle tenkidin vücudü | mak zahmetinden daha lüzum. | yazılmış eserleri okuyacaktır. münekkit | suzdur. Çünkü Hintli fakir bu| © Meselâ vE bl ay ortasında İ zahmetine mukabil kendini teş seslenmedikçe istikametini şaşı | hir eder, para kazanir. Fakat! pi , Yapony yal halka e daime bip ailamkı- | bölün mlkkallri Ee gine | 20 ei görmem 2 akar mar re- | rinden evelki asırlarda kalan | fendinin istihza buyurdukları fahı imkân: bulunamıyacak sa- | lâtinceyi öğrenmek külfeti bu-| (V.B. İbanez) in bildir? Bana öyle otoriter, hattâ biraz lâzrm. Bariton Aziz kardeşim inandım ki | (3 eder. Hayat o kadar yüklü: | görmüş kadar bana tanıttı. san'at âleminde bir sansür lâ zım, Terbiye ve salâhiyetin hu dudunu aşıp kendine bir men. ez bulabilen bu tufeylilerin fır | gsür'üti bugünün Müyâcma ka. | Süvey4 kanalı gibi bir şey.. Fa | ladıkları delikleri tıkamak ve | fi gelmiyor. Hattâ şimendifer- ! onlara #63 ve imkân vermemek, | lerin modası geçti..İş adamları onları boğmak lâzım. A Azizim Nurullah" Ata biraz gayret: Ya filit, ya sansür. Program Bir edebiyat gazetesi garip bir Bu tavzihe garip de Fakat bazı gazeteler de, mizah muharrirlerinin rına mevzu teşkil ettiğini > gördük. | demekte bir beis ! sütunda” tabiat levhasına, romancı" | at. şubesi olarak © doğ- karşısındaki camiyet hâdi- : dır. e atrecunun elindeki | kit geçinenlerimizin © çoğu, | İh tahlillerine mukabi bu işi başka meşgaleler arasın. #kkidin tetkik sahası eserler '€ eserleri yazanlardır. O da, kı bir müşerrih gibi, eline | ve talin ; şerrih gibi, i dığı eseri gözden geçirir, | lemler parmakla sayılacak ka: | İ eder, ruhuna nüfuza ça- |'dar azdır. — ir. Bundan anladığını ve duy | © Tenkidi böyle üstüm körü! | İ yapıyorlar. Kendilerini tenkit İs Uğunu yazar. Münekkidin hülmü, ona de Miyan i un, burun hatırı için sami TN Halk, re n Kanaatlerinden fedakârlık ak lan romancirm romanını Piya? okumamakta, filânca bel seyre gidip gitmemekte eki dar muhtar ise falanca kidin yazılarını okumakta, “fikirlerine İkarmakta da lar hür ve serbesttir. yapanla; fa da hatır, gönül sayarlar. Şu: yapmak hevesile, kendilerine datmış ve şaşırtmış olmak teh- likesine düşerler. l İşte Türk münekkidini kü çülten, değersizleştiren sebep: ” lerden başlıcası budur. Bir »0- atta münek- | mancıya gidip te: — Romanınıza benii de bir şahıs koyunuz! .. 9 halde edebiy. in rolü nedir? Bir defa şurasını tesbit lâzım: Münekkidin sai ve hakiki alâkası, tenk aç n€ eserini mevzu edin iç illifle değil, tenkitlerini göz | ipim- Diyo: de: — Benim kitabım için yazı yazınız! ü kendi | iz itleri e iat İ renler için düşündüğ cemiyet köşesi, ruh im- | si yazar. leri ile. olmaktan ziy: de,|” ae tenkidi canlandı- tile, temaşagerleriledi yağak hareket, onu inkâr et! e Mün, kkü imlik sıfa- gil kıymet vermek | tenahi aşk, Ve ga! i ekkitte im mek değil, ora Haye sönin kurtuluşa 1 © Reşat FEYZİ oktur. O, beder er olmalıdır fiktindeyim. diği eser hakkı li Ve görüşlerini. nakleder. | « izni A < snaiış” oleisünlerr » Mimaki | #5790» O satırlarda, Edebiyat gazetesi. ! meşhur (Bahıyra), hi gayesi, programı, mesleği; Jığın olmadığı İ nim bi T BPASAN” © Kendine mahsus da şöyle gelişi güzel bir iş gibi | yazılıyor. Her şeyin programlaşı. ği, sistemleştiği bu asırda, edebiya- n sahasına hasreden ka- | tın başi boş bir yayla koçu telikki edilmesi affedilir bir derbederlik de at ben edebiyatta progra- nizarmnamesi | lanlar niyorum , Esasen resmi Muhterein ve titiz “münek, | İsveç edebiyatının mühim eser ir, tabii olarak, çok de- | denöcek mahiyette gen y 7 İ lar, Fikir ve san'at i | müsbet bir tesir yapmaktan uzaktır fenliyetlerinde | beni irşat ederek “eğer Lâtin | $€kilde toplayan (Nelson) kül i "e İ madan evvel, muhiteşöm nizamname parlar. Güya bir dosta cemile İ ve programlarını kaleme alişlar hat | ilerie | kanuni muameleler yaptırmışları İnanan okuyucu zümresini al: (Gi. Kırk elli kişilik o kafileden. bü- gün kalbur üstünde pek az tane sa Edebiyatımız meyhaneden çıkmış İ üncan içine girmiştir. Ona bir çeki İ düzen vermek lizemdir. Ne oluyo ruz, ne olacağız, nereye Bunları tayin etmek zamanı gel yalnız kalbinin ilhamlarıni dinleyen adam değildir. Gittikçe kadrolaşan Dememeliyiz. O, okuduğu | cemiyette, — muntazam bir sisteme eserlerden kendisine ilham Ve: | tabi olmağa mecburdur. San'atta yeni bir kurtuluş sava- sına başlamalıyız. Zafere kadar, «de sekerlik olmalidir. ım plânlar, nâmü- Edebiyat ülke İbrahim NECMİ ii Di |:| Edebi bahisler Edebi İhtiyacımız Nedir? | Eski Yunan ve Lâtin eserleri değil, sadece bir (Nelson ) kolleksiyonu! Nurullah Ata Beyefendi yi- | görmek ve tanımak ihtiyacını ne asabileşecek!.. Fikirlerinde | duyan bir muharrir için fevka- | İ pek titiz olduğu anlaşılan muh | lâde bir mazhariyettir. İnsanlar arasında rabıtalar Beynelmilel) bir şekil alı- yor. Hâdiseler her milleti bir- ! den alâkadar ediyor. ilyada kahve rekoltası nan eserlerini çok güzel müda. fan etti, Fakat bu müdafaa meş | İ hur (Kartaca) müdafaası gibi eski asırların şaheser zaferleri- ne benziyor... Şikago caddele- | on santim fark etse tesiri Le- rinde çadır kurup sivrikoz| pistanda, Çinde ve İranda his- Amerikalıları hayrete düşüren | sediliyor, Londradan kalkan İn Hint fakirleri ne akla . gelmez | liz. tayyaresi (Kalküte) de marifetler yaparlar, Elektriği | $ xe iniyor. (Arz) gittikçe ufa İryor. Bugünün (Nakliyat) sis | yapa | temleri kıt'aları biribirine yak- | metre gidecek motö; kabazlığı karşısında gık diye | için yalnız memleketin hudut. pimezler. | ları içinde boğulup kalmak, yal nız şahsi değil, ayni zamanda lar üzerinde eskiten Hi i mesleki bir mahrumiyettir, İç | rin bu muvaffakıyeti nihayet | timai, siyasi, ilmi o hamlelerle bir talim ve itiyattan ibarettir. | her gün bir - başka şekil alan Faidesizdir. 1932: senesinde | dünyanın bu hareketini takip her iş faide ve menfaatle ölçü | etmek lâzımdır. Muharrir, mü- tefekkir, gazeteci ya müşahede ile bu noksanımı dol- duracak ve yahut bu yolda ha- va adasını, Bir. i, Japonyayı, cenu manyayı, muhterem Nurullah Ata Beye- âtin: seyahatna. | günün adamını ancak “mahga- | mesi bu memleketleri gezmiş, dür ki bugünün , mücadelesin- den kurtulup maziye başımızı İ çerirmeğe vaktimiz yok. Düşünmeli artik at ve araba (Panama) kanalı hakkında ki malümatımız nedir. Niha- yet iki kıt'ayı ayıran meselâ kat (V. B. İbanez) in eserin- den (Panama) kanalına git faslı okursanız açılması seneler süren ve pek mühim siyasi mü zakerelere, çatışmalara sebep © seyahatlerini saatte yüz elli ki lemetre giden ime ve ha- valari yıldırım gibi delip geçen | Lan bu mühim berzahın iktısa. tayyarelerle. yapıyorlar. ..... | give siyasi bütüm emmi Paris borsası pamuk piya- | ve kıymetini © anlamış olursu- İ sasını Amerikadan her saniye | yuz. İ muntazaman alabiliyor. Mesa. gi fe mefhumunun hiçe indiği ve | | Zanaederim ki bugünün mu hayat mücadelesinin insan ta- | harriri, hele gazetecisi için Ka İ hamil fevkine çıktığı bir de | liforniya madenlerinin kıymeti İ virde bir köşeye çekilip Yunan | ni, vaziyetini bilmek Lâtin şa. efsanelerini, Lâtin eserlerini!) iri (Virgile) in hattâ kaç eseri alea ile meşgul olan adam | oldüğunu bilmekten daha mü- bugünkü cemiyetin adamı ola. | hitadir. maz. Eğer o idiada ise meczup. tur, Galiba asıl söylemek iste- Böyleleri tarihte çoktur. Mu | diğim bahisten biraz uzaklaş. hammede ilk telkinleri yapan | tem. Avdet edeyim. ... Bana kalırsa Lâtin ve Yu- : c : alyada | nan eserlerine kadar ric'at et | türeyen târiki dünyalar bu ka- meğe lüzum yok. o Mütefekkir bildendir. O devirlerde yıldızla | ye yahut münevver adam isti- | va bakıp ahkâm çıkaran mü-| yorsak daha insafir ve daha cize meraklıları ile bugün Lâ. makul olalıni. İtin e Yuan telle okayağ e e | Eetva çıkaran ve hattâ zevk g- | O Meselâ diyelim kibir mü- ğa eftnilesi nevver için Fransız, İngiliz Raş kit, Nurullah Ata Beyefendi | lerini hem ucuz, hem zarif bir eserlerini anlamamış olsaydı | JiYalını elden geçirsin! diye- | (Blasco İbanez) den hoslan. | tim- mazdı.” 400 parçayı zeçen bu kü Diyorlar, İ ciltler aşağı yukarı bir kaç yük Belki hakları var. Edebiyat | sek milletin, muht mize ihini i oplamış. tarihinin o kadar eski devrine lardır. Bilhassa üren ait eserlerle pek meşgul olma bizimle daha dım, Bütün malümatım başka | yakım bir fikri münasebeti olan Fransanın hemen sayılı üstat- lisanlara intikal eden bir kaç | yarame'ın Hemen sa 4 rzda her parça eserin mütaleasınd. İ ka in İN | va yazıliri' “ba koleksiyonda li İ mevcuttur. O küçük © ve ucuz Pr bütün Lâtin edebiya. | ciltler içinde (Moliğre) iç (A: nseydim acaba me işti, Anı öğrenseydi isti- | lexandre Dumas) yı, (Anatole Hi France) 1, (Kipling) i, (Bour. get) yi (Flaubert) i, (Daudet) yi ve (Tolstoi) ve daha bir çok maruf garp edip ve muharrirle rinin eserlerini bulabiliriz. Hattâ bunlari bir elekten ge ı girip en mühimlerini tercüme va anlattı. ettirmek ve ayni şekilde bastı. unları da bir yana birak. | rıp ticuzca okutmak yakın bir sak büyük Jepanyol edibinin üç | edebi devrin cereyanını gösler. büyük ciltte topladı mek itibarile çok faidelidir sa. (Le voyage d'un romancier | pırım. autour du Monde) isimli seya- Bilmem Nurullah Ata Bey- bulan eserleri pek çok retti. Bilhassa harpsonu nesillerinin ruhi ve ahlâki tema yüllerini ve aldığı yeni cereyan ları bir kaç eserinde bütün kuy hatnamesi bugünün dü ; o kadar muhtelif ceplerden Ja edece. eri gösterdi ki yalnız bu, gezmek, |“ Burhan CAHİT sayesinde büyük sükse yapımıştar, 7 RE &. zarasında Bir dehalet Ve.. Af!, Mahmut Beyin asaletine, İ Şükrü Beyin terbiyesine ve. benim vicdanıma dehnlet eden | Selâmi İzzet Beyde yerind bir intibah var. Yalnız bir iki | noktada yine sendelemiş. Za- man ve ağabeyce yaptığımız nasihatler elbette o kusurları da giderecek. Şair pek haklı o- larak: Nâdir bulunur tıyneti kâmil. de kusür.. Kem mâyeden eyler ne ki eylerse zuhür.. Diyor. Mahmut ve Ahmet Şükrü Beylerin yaradılış ve ke- malleri hakikaten Selâmi İzze- tin Akşam gazetesindeki | jur- nalma hoş görmeğe manidir. Böylesine: — Yanlış kapı çaldın.. Derler. Şüphesiz bu aybını dabir daha tekrarlamıyacak. tır, Selâminin doğru bir sözü ve intibahımın en mütebariz bir ta rafı da vicdanımıza iltica ve eden satırları arasındat lâmi İzzet on sekiz sene- dir yazı yazıyor. Hiç bir şey değilse bile mütercimdir..” De mesidir. Zaten biz de kendisi. ne bunu söyletmek istemiştik. O halde mesele yok. Bizim sö- zümüz ediplerleydi, edebiyat- çılarladır. Ayağımızın kendi gelen ve kendi giden bu engele büyük uğurlar olsun. Muhterem mütercime mi vaffakıyetler diler ve.. kendi ni bir iki gün yolumuzdan ala- koyduğu için alenen affederiz. Etem İZZET Mâve ve açık mektup Akşam gazetesinde mütercim ve müsahhih Selâmi İzzet Beye, Bütün hüviyet ve şahsiyetimi “Mil © hasra mecbur oldu- #umdun; başka gazeteye maatte- esüf yazamıyorum. Muhabbetler Asri bir dekor Dekor ve sahne tekamülü Eyi e sahne ve dekor sadece) temsil edilen yer manasını ifade eder | kü di. Bugün artık sahne tertibatı, de | vardır kor başlı başına bir teknik oldu. Ti. | yatre müellifi, aktör muvaffakıyeti | bemen yarı yarıya da dekora bağlı- in dekor bugün bir >yıp eti Heykeltraş Hadi Beyin Gazi Hazretlerinin bir büstlerini yap mış olduğunu geçen hafta san”. at sahifemizde yazmıştık. Be hafta da bü çok muvaffak ese. İ rin fotoğrafisini dercediyoruz. önüne | © 17 nel asırda Servandoni" İl nin bir dekoru 18 inci asırda Boucher'- nin bir dekoru dekor arasında mühim İleri tekniğin sanayie tatli . vie tatibi- pe başka bir âlem yaratmış: — Yukarıdaki resimlerimiz, muhte. : mele? Kksşe sayı eserle. if tarihlere nit dekorlar © Kakkmda temsili, dekorun fikir verevesi itiharile şayamı dök ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: