20 Kasım 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

20 Kasım 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İstanbullular haberiniz olsun Geliyor. MEKTEPLi KIZLAR 1 Mide tlf kapadı | KONGORİLLA — Artık kızıl saçlı sevgilişin- Bugünkü proğram Bu; hayaliniz önünde bir şeyler tecessüm ettiren bir isim değil mi? 20 T.SANİ 1932 — İdarehane: Ankara caddesi, 100 Ne. İst, Milliyet Telgraf adresi: | E | Başmuharir ve Müdür: 2 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matban 24310 | ABONE ÜCRETLER Türkiye için o Hariç LK LK. 3 aylığı 4— * rw z , 4— Her zaman için Süheylâ ile Necip ma: da yanyana oturmuşlar, - | rimizi kardeş olarak gördük ve ta nıdık.. Aramızdaki sevgi bu kar- deşliği aşamaz. | Meselâ ben, çocuktan beri, ko- «| cam olacak erkeğin esmer olma- sını isterdim, halbuki senin saçla rın kestane rengi. Ben de karımın kızıl saçlı olmasını isterdim, ne yapalım yav | rum, kader böyle imiş, karşıma senin gibi sarışın bir kız çıktı. den ayrılamıyor... dedi. Bu düşünce, bilmediği ve anla madığı bir sebeple gözüne ya: tirecek kadar onu huddetlendi Öyle ki, ertesi günü, piyano der 18 den 18,45 kadar Saz (Nihal KONGO GORİLLE ne gidemeyecek kadar kendisini | 11.), 15,45 den 20 kadar orkestra, II Meydana çıkarılamıyan bir çok Ebedi havf ve heyecan, siz8 > il di el |20 den 2130 kadar Bodayii musiki- İğ osrarla dolu Afrikanın ortasn- ilk olarak yaklaşmağa ve filme rik döl u. Halası içi ye heyeti, 21,30 den 22 kadar Alaf lin debilir? ele | ye la m RAN çekmeğe cesaret edebilir 22,30 kadar Gramofon, Ajans ve| borsa haberleri, saat ayarı Elektrik şirketinin Kasthaneden | BUGÜNÜN EN GIZEBKZ EALAAI Ormaniye'ye giden kablosu bozuldu MAJİ K'te yam nr ala er e KALPTEN KALBE ganbul radyomu işlememiştir...... Üİ GEoRG ALEXANDER, MARTHA EGGERTH, TRUDE BER- LİNER, LEO SJEZACK? Bu müstesna filmi görenlere sorunuz. Fevkalâdeliğine,zevk ve neşe içinde hayran kaldıklarını söyliyecekler Uzun bir sandalyaya oturdu. ıraktı.. Gözle rini kapadı ve kendi kendi — Çok hastayım... dedi ve bu- | na inandı — Of! Bu çekmece açılmıyor, dedi. Zaten akşama kadar dayı:| | — mın kâğıtlarını düzeltmeğe mi uğ raşacağız? Necip yan gözle nişanlısma Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku- İstenografi sür'at İrilzer eril Sİ vaki Gu bep günlü beki; yakl) — Ey, sen beni çickdn mi kele | Sakeylağ imtihanı ve size: (muhakkak görünüz) diyeceklerdir. İlâveten: (Radio) müdiriy: Ka rat onun bilmecburiye bun yorum? Bu sesle birden hastalığını w-| o Y. 1. T. M. Müdürlüğünden: | DUNYA HABERLERİ, edilir. Gazetemiz ilânların me: İNİ bul ettiğinden bevi sevgili teyze| Oo — Hayır, öyle bir şey deme-| nuttu, hiddetle yerinden fırladı 1 — Yüksek İktınat ve Tica- #'uliyetini kahal etmez İ zadesi çocukluk arkadaşı Sühey- | dim, bilâkis sen güzel, çok güzel | ve kafası, bir şimşek sür'atile dü Ke ret Mektebinin himayesi altın- 5 | Vi gamammile dekişmirt i e bi A BUGÜNKÜ HAVA kin bir sesle söyledi Bu — Süheylâcığım, dün akşam ge | da devâm etmekte clan İsteno- Senenin &n 991 ” ükteli y Yeşilköy askeri rasat merke- İğ 1, eheylk Kh yöremiz kadar zen | Termedim çok mühim bir işim çık- | grafi sür'at kursunun imtihanı | çimi, En parlak Paris muvaf Gaf ei Kolu) amma a mi ik keke! Mein değilim; |, Pugün sana büyük bir hava. | önümüzdeki 23/11/032. çar | RİCHARD xe, bugün hava az bulutlu ve İl çin bu nişanı kabul ettik; fakat e yüğydayı Me şamba günü ( öğleden sonra BARTHELMESS rr aa İİ Çetik “ayak” Gaia; yedir nikel aramda — Bana itikbalden mi Genie) ykeleğe mektep — binasında ve Lemi i e a kâh olmadıkça bundan vazgeçebi ap in bir mümeyiz heyeti huzurile VEDA 10-11-892 tmrihinde hava 'tne- İğ) üriner: Beş yere üzülüp sinirle: SE ri azli m | ire PUSE S İ'nde yld 770 milimetre, ortaklık en İİ ““Söheylâ, çekmeceyi hırsla çek — Kızıl saçlı kız ma? Buda — İmtihan dakikada (160) | kamçısile erkekleri, aşki fazla 8, en az 5 derece idi | ti; bunun mukavemet ederek açıl | masayd, fakir olduğum için, be | kim? | isi üzerine olacaktır. . İmti- , İe kadınları yola mamasına canı sıkılıyordu; hırçın | nim kocasız kalacağımı mı kasde | , — ,Avlamamız gibi durma Ne-| han getirecek cip,. Hani sen bana, benim sarı silin Kayma gitdi re iki şekildedir. Nazari kısmı hey'et tarafından intihap edile- | cek bir fıkra. namzetler tarafın diyorsun? — Süheylâcığım böyle bir şey nazari ve ameli olmak üze- | ve kızıl saçlı kadınları sevdiğini söy | bir sesle: — Dayım ne saçma FELE | sz evvel ölen bu İ dedim mi ben? Cidden bugün s0-| şe” emiş iy | İ pi aşırı sinirli görüyorum. Küçük | Necip şen bir kahkaha ile gül: | dan istenografiye düzgün bir | MADX ONRİŞTİANS Buh | dü: “© İ surette çevrilecektir. Bunda ei see uhran 1477 Buna sen inandın mı Sühey | beş yanlıştan fazla yapmamak Damme Sonra, ağır ve hâkim bir tavır, | lâzımdır. İkinci kısım ise e) İ heyet tarafından gazetelerden Hayır, sana bundan bahset. | seçilecek olan on puntoluk kırk iimedim.. Çok mes'udum | satır kadar bir yazı mütehi İstanbulun en büyük a-| muallim tarafından üç dakika nden biri olan Mehmet | da dikte edilecek namzetler ta- Dile Düşmüş KADIN namındaki »0n filminde İmei orbam bine bir kaç tanesini bede e i bütün eserlerinde buna mu Allaha çok şükür! Bu günler de gösterdi. Ayol işittiniz mi?. vaftk oldu. del e eee Gazete de mi okumuyorsunuz?, | "> hele sona gelen bir kaçını ca Tazı olması, sebepten dolayı onu müteessir ediyordu. Bunun i- gin Necibi tahkir etmek, ona ağır — bir nokta var ki; gözüme çarpı: | Sözler söylemek istiyordu. e uhran azal, y go sözler söylemek istiy: e ee Sİ piyeslerin dili çk çet- | Gübaline zak harmionm | rafından bu zaptedilerek müna ARTİSTİK doğra “bir meyil ,, | efil, çok lügatli... Vakıa işin pm a Dün akşam son müzakeremizi | $İp bir zamanda el yazısına ç«- BE FERNAND GRAVEY sinemasının temaşakiranını mes rg İatil , — İ tuhaf taraflarından biri de bu üiheylâ, son bir gayretle önün | yaptık ve mutabık kaldık.. Bunu | vrilecektir. Bu kısımda yirmi | tediyor. İâveten: Fenni bir film muş., Şükür yetiştirene ileri gidince hal, | deki çekmeceri çeliti ve marmı: | sana haber vermeğe geldi, : ve FLORELLE v Han:azalıyer mdemektir?.. Arı see eylem yi si “oh!” dedi. Çekmece) Müm le Nie E hataya kadar müsaade vardır. Yarın akşamdan itibaren leecmsun FOX hali larsmız yal.. İnşallah yakında | kın büyük biz kısmı bu sözleri jelini wasalekka göl; ileri; gizler” muvaffak ELHAMRA 'da hazır dünya, havadisleri tamamen kalkar da hükümet te | 29 amıyo: Sagi arş çalmıyor» | sini orta sür En son Fransiz opereti muvakkat fı biraz stmek. iyi olur.. oraya si-| * Necip, bugün Süheylânm sesin | at) şahadetnamesi verileceki a vergiler almaktan 23 Teşrinisani Çarşamba akşama MELEK SİNEMASINDA Büyük artist BRİGİTTE de hasta ve kırık #una dikkat ş Sonra bazı artistler hareket ve | mimikte fazla mübalâğa ediyor | lar pek iyi düşmüyor... Beyin makinesinin yağı bir nağme oldu filmini temsil ediyorlar. Bilet- lerinizi bugünden temin ediniz. kurtulur, Şehir tiyatrosunda... Ne zaman gülmek istersem Darülbedayie giderim. Ve ben © iddiadayım ki Darülbedayi derhal zarfı aldı ve aç- tu... Ağır ağır içindeki kâğıdı oku | du ve titreyen bir tebessümle bu- nu Süheylâya uzatırken: — Süheylâ.. Gözün aydın. Ni- | sanımız bozuluyor, Ölmeden bir gece evvel dayımın yazdığı bir va bir kardeş gibi görürken bu müd | - | det zarfmda bir nişanlı. Bir sev- gili gibi sana baktım ve senin bü tün güzelliklerini gördüm.. Müs. takbel zevcem sana benzesin iste nun için bana Yültdem ed. OPERA'da Ii sandalyesinde doğrul | li ii in? en yüksek hâsılatı eğlenceli ve | Peyami Safa Beyin son bir| siyetname bu, al, oku. Dayım son | ©"... Tamıdıklatımda kizil daşle | dü. “Gülel hilenenle Kalbasyip- HELM'in temsili mubteşömi alaylı piyeslerle yapar. Amma | yazısından: İ mefesinde, bilinemez hangi bir ?8-| kız yok ki... du. Genç adam onu ellerinden tut İğ Temaşakiranı tit'eten ve beple bütün servetini Hilâliahme- MAVİ TUNA arada ağ tamil “Bizim meslekte çay âdeta | Z z hme-| — Ben de zâten bir kız | tu.. Kendü tki: m ağır şan'at eğerleri de | beyin makinesinin yağıdır. Ve | re terkediyor, binaenaleyh birinci | siyordumu Dur bakayım © Nal | ““ Siheşikerğm.. Sevgilimi. | Korkü” seçasi e Mn vasiyetnamenin hükmü kalmadı. | olsun. Sana tarif edeyi seviyoruz. Her lemiyorum. Ve zannederim oy- | Gesuz mahanri: zekâsının çarkı | © Uzun bir süküt bee Hanim ie 7 FRANK emsalsiz filmi ile Budapeşte'nin bezi da anlamıyor. Bizde: | © alert, beni Yare X olduğu hal | Sesinkiler gibi... Boyu. i gine olandan Si) - “ RODE ” ZİGAN orkestrası i artistleri; ğu vodvil ve ha onun çok yazı- Ayrı on Kep gün ğu bi olsun... Velhasıl, biraz sana ben | muzuna bırakırken, heyecandan man ilk irmesi şerefine verilecek fif eserlere alışmış oldukları gi | lar hakkında iyice tenvir etti. | iç İzm türlü Mi e e eri Söberlii Niçin İleri boğelen bir sesle: EN STE GALA MÜSAMERESİ için bi- bi karakterleri de ağır eserler oy sini çim adr obezlan gres İn maki Seninle en Meri AM Sar k : letler yarınki pazartesi günün- en müsait olmadığından Ke ei > Pirinçler ellerini alinaf| feni belik, cepden evvel seyi "MÜAZİEZ TA TASİN dm meli den “itibaren temin edilebilir. bizim Darülbedayi trupunu mişİ.. yetler anmakta devam Paristeki Palais Royal tiyat | | Manisada bir biçare hasta o- ediyor. | eni rosunda daima eğlenceli piyes- | lan zevcesini Bursadan İstan- Harik . Hayat (Kaza ve Otomobil İ stanbul Belediyesi ler oynayan trupa benzetirim.. | bula göndermiş. Fakat kadın — > - İt almiş | Şehir Tiyatrosu Onun içindir ki; ne zaman gül. | dan ses sada çıkmamış.. Me Sirgortalarmızı Galatada Ünyon hanımda kâin bir irti Darülbedayi Temsilleri mek ihtiyacını. hissedersem o | rak etmiş, aramış bulamamış. 'ÜNYON SİGORTASINA yaptırmız. Müessif bir irtihal |, em eat TMM zaman Darülbedayie giderim. | Gazetelere ilân vermiş, zevcesi Türki, bilâfasıla ii etmekte olan Musa Saffeti P. de Rifat Bu meyanda da eski tanışla- | nin ismini ve şemailini yazıyor ee e a fg emeğe ele <a rından Müsahip Zadenin eser- | ve gören varsa insaniyet namı- Bımefendi müptel olduğu hasta. | (ÜÇ SAAT Sübeyli, ulak bir iltiyar bala: | sile birlikte yaşardı. Senelerden barlar pazar epi hg e ya akşam yemeğine gelirdi. Bu, fevkalâde bir hal olmadıkça; de: liktan kurtulamayarak evvelki gün OPERETİ) na haber vermesini rica ediyor. Boyacıköyünde kâin Ben bu adama acıdım. Lâkin | bir kısımları vardır ki; zevcesi yanındadır da onu gene kay- lerini tercih ederim. Müsahip zade Celâl Beyi daha orta oyu" nu amatörü iken gençliğinden tanırdım. O zamandan beri bü- ÜNYON kumpanyasna bir kere uğramadan sigorta yaptır- —Bir daha gitmiyeceksin, hiç anmıyor. Hep yabancı. herkes ya- bir yere gitmiyeceksin, dedim. Bil nci., İnsan ne evinin rahatını, ne de tanıdığı çehreleri bulabiliyor. sen bu bir ay zarfında ne kadar 1s- Yalnız kaldığımız zaman bu dön | tirap çektiğimi bilsen. Bana inan- mek kararmın hakiki . sebeplerini | mazsan Süheylâya sor. Çok, çok bana anla fena! Sensiz yaşıyamıyacağımı, bu. taşta —- Düşün bir defa. Her zaman, her dakika onunla beraber olmak. Bir saat yalnız başıma kalarak ge” niş bir nefes alamamak, minimini bir çocuk gibi daima onun takyidi- "i hissstmek. . Buna tahammül e- I | na imkân olmadığını anladım. Kuvvetini hissettiği bu aşktan mes'at, başmı omzuma dayıyordu. Bir korkulu rüya daha bitmiş, sa- bah olmuştu. Gene mes'uttum ve gene saadet gözlerimi köretmişti. | Rot bücnüyer deme © > silalmıyor. dum ki Deniz Paşa ile beraber be- ni de aldatıyordu. Bana bunu Celâl haber - vermişti... Döndüklerinden bir ay kadar sonra idi. Bir gün Ce- iâlle Denizden bahsediyorduk, O, i münasebetten Omunla seyahate çıkmak mı? Bir daha Allah göstermesin! Ellerimi avuçlarımın içinde hap sederek: — Bense, neler ümit ederek s8- dönüşün vinmiştim, Bu acele se bepleri demek ki (o sadece bunlar.. | ten çekinmiyordu. Ve bana bu su- retle, bir gün tesadüfen Denizi Be- yoğlunda yabancı bir erkeğin ya - nında gördüğünü anlattı. Bilinme- den vurulan bu darbe hedefine isa” İ bet etmisti Demek ki beni hatırlamadın. Esa- sen hatırlasaydın bana maydın? Kendini kabahatli hissettiği za- manlarda olduğu gibi boynuma sa yazmaz — Celal sen aldanmış olabilir- sin, belki başka birini ona benzet- tin, Ve yahut gördüğün adam ihti” mal bir akrabası veya kardeşi idi. Bu kadar çabuk fena bir o hüküm vermek doğru değildir. Sevdiğimiz kadının kusurirmı başkalarının ağzından işitmek bize ağır geliyor. . Bu kusurlar birer nö betmiş gibi derhal onu müdafaa et- mek istiyoruz ve bunları tenkit e- den insan bize ne kadar yakın olur sa olsun; ondan © soğuduğumuzu hissediyoruz... — Ben kanaatimden eminim, diyordu Celâl, bir kadının bir erkek yanında yü: şü, konuşuşu, tavrı bile insana o erkekle olan münase- betinin şeklini ifşa eder, Zavallı Pa şa hatasmın cezasını çekiyor..Fa- kat haberi olmadıktan sonra buna ceza denemez ya. . ! Yalnız bu iha- neti Paşaya haber vermek senim İ icin insaniyet borcudr. — Ya, dedim, demek ki onun saadetini bir en kötü bir bedbahtlı- ğa çevirmek, bir yuvayı yıkmak; mi, dedim, sen de mi zavallı çocuk! Bu ateş, mes'ut uçarken, seni de mi cekti Deniz hakkında göreceğini alâ- kayı, onun Paşaya ihanetini anla- tırken asabi tavırlarını, ahlâk hu- susunda hiç te mutaassıp olmıyan kardeşimin namusu böyle hararet- le müdafaa etmesini © başka neye hamletmeliydi?. Bu sözler ve bu ler kırlangıçların fırtınayı haber veren telâşlı uçuşlarına ne kadar benziyordu. Fakat bir şey hissetmemiş gibi görünmeyi tercih ettim.. Yakında vazifesi başıma dö- necek, henüz gençtir ve bu sevdayı unutacaktır! dioyrdum. Farkına vardığı ihanetten Pa- sanın haberdar asmı istemesi Denizi kıskandığını gösteriyordu. Bu, belki sadece güzel bir kadının başkası tarafından malik olunma- #ına karşı duyulan hasetten ileri geliyordu, Onu büsbütün ikna et- mek için: — Hem, dedim, Paşanın Denizi den kat'iyyen haberim yok.. Fakat Paşanın yerinde olsam ve onun ka- dâr sevsem ben de başka türlü ha- reket edemiyeceğimi o düşünüyo- rum da. . — Demek ki karısını bukadar çok seviyor. . Tahmin edebileceğinden fazla.. Celâl başını iğdi. Bir şey söyle” medi. Tamamen lkkayt kalması i- cap eden bu meselede fazla hassa- siyet göstererek kalbini açmiş ol- maktan korkuyordu. Bu vak'adan sonra bana karşı daha ketum ve da he çekingen oldu. Yalnız kalınca, kıskançlık his- lerinin içimde yeniden uyandığını hissettim. Demek ki Deniz beni ge ne aldatıyordu. O kadar yeminle İ beni, yalnız beni sevdiğini temin et e bunu her zaman tekrar et halde gene aldatıyordu. öyle mi?: Bü kadın o ne anlaşılmaz bir muammaydı?. Deniz vak'ayı tamamile inkâr ediyor; kardeşimin mutlaka yanıl- mış, başka bir kadını kendisine ben i dini başka bir kuca; tün emeli orta oyunundaki bir | betmiştir. Asıl bunlar acıma | #İZMTEN DİN iYAML Neiy mayınız. Telefon: Beyoğlu 4886. yer mer e marn EKSİ ye e, takım san'at unsur ve esaslarını | cak adamlardır değil mi? telefonla, gelmeyeceğini, mühim Mevlâ gariki rahmet etsin Umuma | sahneye nakletmekti. Her sene FELEK | bir işi çıktığını bildirince, Sühey- | “Milliyet, in romaı 9 | Celâl şaşkın tavrımı hayretime | bunlar sence bir vazifedir ha?. kaybetmemek için her şeye bilerek | zetmiş olduğunu iddia ediyoru. Fa- atfediyordu: | -—— Ya nmamus.. Namusunsenin | tahammül) etmediğine emin misin? | kat, onun yalanı ne kadar kolaylık — Pek namuslu bir kadın oldu | gözünde hiç bir kıymeti yok mu?. Şüpheli bir tavırla yüzüme bak- le söylediğini ve bilh; EM ve ğunu tahmin ediyordun, değil mi? | O Bu sözleri'söyliyen kardeşimin | t: temize çıkarmak için dı Ben de ilk önce öyle zannetmiğ- | yüzüne dikkatle baktım ve müte- Yoksa Paşayı aldattığını seri İn çabaladığını bildiğim için Y r Nabi tim, Faket bu tesadüf bana yanıl- | cessis nazarlarım altında çehresi- de biliyor muydun?, | tabii sözlerine inanmıyordum. Ye” > değrmı anlattı. nin kızardığını hissettim. İçimde Kızardım: İ lanım okadar kendine itimatla söY iyi, fakat ne de olsa yapayalnız ya- | rıldı. İtiraz ettim: fena bir şüphe uyandı. “Ah, sen de — Hayır, dedim, böyle bir şey- ( lüyor, okadar yeminle temin edi- yordu ki adeta kendini bile aldatır yor, sözlerinin hakikat olduğuna i“ nanılmazsa kızıyor, çirpınıyordu. Ve bu hiddet buhranları okadar s8 © mimi görünüyordu ki insan alda- tıldığına en emin olduğu o zamst bile, içinde, onur lehine bir şüphe Bin uyanmakta olduğunu hissedi” yordu. Her kaprisine boyu iğilen, her yaptığına susulan: adeta bir çocuk gibi şımartılan Deriz acaba mes'ul muydu?. Bu suali bir çok defalar kendi kendime'sormuştum. O gü" zellik, cazibe denilen bir sihirli değ yesinde i yapılıyör, her arzusu” öde Fakat onun d# na itaat rahunda bir susuzlk yardı. Mevki" ini teblikeye koyarak, her gün ke" târken han” hislere boyun iğiyordu?. Kadın bir tek erkek için Yy” ratılmıştır. Kendini bir tek af ka bağlayan kadınlar mes'uttur” ler, bilhassa mukabele gördükleri (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: