21 Aralık 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

21 Aralık 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ghilliyet Asrm umdesi «MİLLİYET» tir 21 K.EVVEL 1932 İdarehaner Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst, Milliyet Telefon Numaraları: Başınuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matban 24310 ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için o Hariç için LK LK. 3 aylığı 4— Se © , 7 u— . , 4— 8— Gelen evrak geri Mülddeti göçen müsbalar 10 İs. ruştur. Gazete ve matbaaya ait işler işin müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların me. #uliyetini kabul etmez BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri rasat merke sinden verilen malümata göre bugün rüzgür karayelden mü- tedil kuvvette esecek, hava bu- lutlu olarak o devam edecektir. Yağmur ihtimali yoktur. Dün hava tazyiki 776 milimetre, en. çok sıcaklık 10, en ez sıcaklık 5 derece idi. M. Venizelos Hakkında Efendim! İlki gün evvel bir gazetede bir dama şampiyonu mun Galatasarayda M. Venize- losla birlikte okuduğu halkın- da bir sözü intişar etmesi üze- rine bununla lâtife ederek M. Venizelos'un İstanbulda tahsil etmemiş olduğunu yazmıştım. | Bu bahse dair karilerimden bir | zat bana şu mektubu gönderdi. Bakınız ne kadar enteresan. “Muhterem Felek Bey Bugünkü (Milliyet) gâzete- sinde imzanız altında çıkan bir yazıda M. Venizelosun mektebi sultanide tahsil ettiği hakkın- | daki bir iddiayı reddediyordu- nuz, Bunda haklısınız. Çünkü 5. Posta gazetesindeki bu iddia M. Venizelosun eniştesi Kosti Miçutaki nam sekerdenin am- cazadesi olup Girit Ziraat Ban kası kâtibi olan Nikola Miçuta kinin oğlu Yorgi Miçutakidir. 1886 da Giritte çıkan ihtilâl bastırmak için fevkalâde salâhi yetle oraya gönderilen Mah- mut Celâlettin Paşa ihtilâlci- lere bazı imtiyazlar vererek işi | tırdıktan sonra | Istanbula dönerken serkerde- lerden beş kişinin oğlunu getirip o Galata- saraya yazdırmıştı. sa Miçu- taki bu beşten biridir. M, Venizelos'a rice mu- maileyh çocuk iken Giritte i Türk mektebine yazılmış ise de I bu hareket Rumların taassubu- na dokunduğu için eniştesi Kosti Miçutakiye tesir yapa- rak çocuğu mektepten çıkart- mışlardır. irye Venizelosun (pederi züccaciye tüccarı idi. Bu sile Din asıl ismi (Binizolos) tur. M. Venizelosa Giritte genç i- ken Ek iri Giritli- lerin iâve et- tikleri m & küçültme edatıdır. Sonradan bu aki edatı kalktığı | gibi ismin başımdaki (B) harfi de rumcada B ii in (V) harfine çevrilerek | los olmuştur. Bir erler göre mumaileyhin dedesi Venedikli- dir. Diğer bir rivayete göre de İspanyadan Giride hicret etmiş yahudidir. Ve asıl İsmi Beni Zelo yani (İbni Zelo) dur. Bu aile sonraları ederek kis yahudiler arasında Ben ile Demi bir çok isimler oldu- ibi bilhassa Beneznilo ii Takar bir iddia değil mi?.. Acaba M. (Venizelos) un ec- dadında Beni İsrailden kimse lerde 700 talebeli bir mektepte kızıl vak'aları olduğu ve haber de verildiği halde on gündür aşı yapılmadığı hakkındaki ya- ema mektupla dün iz İ verdi. Muhterem müdürün iddi ası şöyle hülâsa edilir: “Srhhi- ye Vekâleti yalnız | ik mektep- İere aşı yaptırıyor.” Ben vekü- | letin emrini bilmem, Ve Müdür 700 talebesi olan Gazi Osman | aları olmuştur. Ve muallimlere | İde sirayet etmiştir. İdare der- hal aşı için müracaat ettiği hal de kendisine İâünaam cevap İ Beyden sorduğum nokta şu-| dur: Bu vak'alar mektep tali i sıhhati tehlikeye koyar mr?. Koyarsa buna karşı almacak tedbir ne- dir?... FELEK Müessif bir irtihal 43 senedenberi san'at ve neza- ketile herkese kendini sevdirmiş olan Diş Tabiblerinden Ömer Bi- lâl Beyin irtihali teessüfle haber almıştır. Bugün Beyazitte öğle namazı | nı müteakıp cenazesi Topkapıda | Aile Hee ini, defnedilecektir | İRT n H AL İ Mülga Tophanci Amire Meclis Reisi merhum Kâmil Paşa kerimesi ve Miralay merhum Cemil Bey ha- | İ Hilesi Salihatı nisvandan o Nafia Ha nm müptelâ olduğu hastalıktan re | hayap olamıyarak dün gece irtihal | İ eylemi: ve bugünkü Çarşamba günü Kadıköyündeki hanesinden kaldırı- larak cenaze namazı Eyüpsultan'da badeleda oradaki aile kabristanına Zİ İma şenliğini yapmak değil, Se- İ ratorluğun başlıca insan kuvve Paşa mektebinde bazı kızıl vak | buhaı verilmemiştir. Şimdi Müdür | kat MİLLİYET Erzurum 'a Selâm Masamm üstündeki demir| kâğıt baskısı üzerinde şunları okuyoru! "Türk emeği ve Türk bilğisi ile başarılan Anka ra - Kayseri demiryolunun iş- letmiye açılma hatırası - 29 Mayıs 1927.” Insanm şöyle diyeceği geli | yor: ! — Bu kadar eski hatıranm | masanın üstünde ne işi var?| Demek Türk milletinin Kayse- riye bile trenle gidemediği gün ler varmış! Osmanlı İmperatorluğu bat mamak yollarını aramış olsay- dı, ilk raylar Anadolu toprakla rı üstüne daha 1827 de döşen- meğe başlanmış olacaktı. 1927 de Kayseri demiryolunun açıl- rayburunu - Haydarpaşa Asma köprüsü üstünden Tuna - Bas- a, Tuna - Süveyş ekapresleri- nin nasıl geçmekte olduğunu görmek için başımızı bile kal- dırmağa lüzum görmiyecektik. 1927 geçeli beş sene olmuş- tur. Tarih eski değildir; onu biz eskittik: Çünkü 1932 kânu- | nunun 15 inci günü Ankara'- dan Samsun'a ik treni yolladı- ğımız gibi, 16 ı0cı cuma akşa- mı Ankara istasyonunda Sam- sun'dan. Sıvas'a ye len göğsü taflan kaplı Ti ürk İe. | komaotifini karşıladık. o Birkaç ay içinde Samsun'dan Mersin'e gittiğimiz zaman, bu tarihde eskiyecektir. Vaktimiz dardır: Türk raylarının Kayseri demi- rinden döküldüğünü de | gene biz göreceğiz. Osmanlı imparatorluğu Orta ve İç Anadolu'ya dört tahta te- kerleği bile sokamaksızm ölüp gitti. Anadolu, ki bütün impa. | ti kaynağı idi, birçok © yerleri ır değil, hamut bile görme: ir, Demiryollarının pâra ve | yükü, bir tek neslin, on sene | tüfek taşımış yorgun omuzları | üstünde şüphesiz ağırdır. Fa- | rp giden bir vatanm en | ünden daha ağır değil: | ökü OAnadolu'da olan dir Türk yurdumun kurtuluş işleri- nin hepsini insan gücünün en | son haddini kullanarak, en kısa | zamanda tamamlamak ve başar mak mecburiyetindeyiz. Bi bu ünkü bu vatanın en en ulu şerefi ni biz benimsiyoruz. Böyle 49 | reflerin vaziyfe ve mes'uliyetle | | “Sıvas istasiyonunda daha kaç İ ay duracağız?” Erzurum, göğ- İsü taflan kaplı Türk Tokomoti- fini daba ne kadar bekliyecek? Anadolu şehir ve kasabaları, ray ve kanat rüyası görmekte- dir. Anadolu şehir ve kasabala- İri için Osmanlı imparatorluğu | zamanında uzaklık, henüz bir! mefhum bile değildi; şimdi bir | gündelik ıstırap'tır. Bir mem- İckete herhangi bir idealin rü | yasını vermek kolaydır. Fakat | defnedilecektir. “Milliyet, in romanı ilmek ve enem la İ onun hemen arkasından bu rü- | ağabey buldum. Kardeşinin bütün | bayatile adım adım uğraşan bir a- - | yayı hakiykatleştirmek ihtira- sı, kalpleri zorlamağa başlar. İ- deallerin bu ihtiraslanma dev- rinde ne yapılsa az geli api” lan hemen tarih olur. 1927 ye başmı çevirip bakmak kimse nin hatırından geçmez: Gözler 1932 den öteye dikilmi Me mur son istasiyon haberini ver diği zaman, yolcular sormak is- terler: “Peki, bundan sonra baş ka bir memleketin toprakları m başlıyor?” Türk postalarını ve yolcuları» nı rayın bıraktığı yerden kanat alarak. Anadolu, her (adımda zaman ve mesafeyi yene yene ileri koşan bu asrın memleketi olmak bahtiyarlığını tez zaman da tatmalıdır. Dört ayak ve iki teker, bizi asrımıza yetiştirmek değil, bize asrımızın âdeta'sma bile ayak uydurmak imkânmı veremez. Bu asırda yola çıkan için, akşam, ya bir ülke ötede, iklim ötede olur: Bir ka- diye ilerleyiş ölçüsü kalmamıştır. Samsun - Ankara trenini se- lâmlarız. Bu bizim için bir bay ram olmaktan fazla, vaziyfemi- zi nasıl ve ne hızla yapmakta olduğumuzu gösteren bir kon- trol hâdisesidir. Türkiyeyi baş- İtan başa yeniden © yapmak ve kurmak ve bağlamak gibi ko- lay doyurulmaz: bir ihtiras ile "her gün daha fazla yanan idea- limizin açık gözü, şimdi. Erzin- | can'a, Erzurum'a, Van'a bekı- yor. En son iç şehre ray, eti son kıyı şehre liman, en son yol, Türkiye'nin bütün havası- na kanat verinciye | kadar, bu göz, kırpılmaksızın, açık baka- caktır. “Akdeniz'e selim! O. şimdi- den verilmiş gibi bir şey... Türkiye'nin bütün şapka ve kasketlerinin: — Erzuruma selâm! Sesi ile, havalanacağı bekliyoruz. günü Falih RIFKI Bugünkü program | 18—18.46: Stüdyo saz heyeti, 18.48 —20: Orkestra. 20—20.35: İnci Hanım. 20.30—21.30: Hafız Sadettin Bey. 21.30—22.30: borsa, sant ayarı. VARŞOVA 1411 m. 13.15: Gramofon. 17.05: Gra- mofon, 18.25: Gramofon. 19.05; Hafif musiki. 20.05: Muhtel “Karuso” isimli bir akeç. 35: Gramofon. — 22.15: Salon musikisi (Mozart ve Smetana'nın Orköstra, ajana gren oem 23.20: Dans musi- | kini. 24.05 VİYANA 517 m. 18.10: Operet parçaları (Win- ternitz takımı). 20.35: Müsaha- be. 21.05: “Das heiliye Dind” isimli noel temsili | (Kolonyadan naklen), 23.25: “Paul von Böky” takımının dans musikisi (Berlin. Dans musikisi, İ den naklen). BUDAPEŞTE 850 m. 17.05: Askeri musiki (Fricsay | Şiddetli | GRİN” operasmdan çok hatıralarımız çıkıyor. Soğuklar Erzurumda hararet sıfırın altında 19 a düştü ANKARA 20. A, A. — Memleke tin hava vaziyeti hakkında Ziraat Vekâleti meteoroloji | mücasesinden şu malümatı aldık: Ayın 19 uncu gecesi Orta Anado- luda geniş bir sahaya yağan kar ak- şama doğru durmuştur. Yağan ka- rın toprak üzerindeki kalınlığı vasa- ti beş santim olmuştur. En fazla kar Kastameniye yağmış ve 10 santim! kalınlığında bir kar tabkası vücuda gelmiştir. Kocaeli ve Karadeniz s2- hil mıntakalarına yağan yağmur ge- celeyia kesilmiş ve 1920 gecesi memleketin ber tarafında hava açıl muştur, Yalnız İstanbulda yağmur bu sabahta yağınaya başlamış ve 14 mi- İimetre yağmur suyu olmutşur. 20 inci günü sabahı Karadeniz sa- hillerinden mada bütün mıntakalar- da boyraz rüzgâr: hâkim olarak es- miş ve her tarafa o kuvvetli karğı düşmüştür. Karadeniz sahilinde ce- nup ve İodos rüzgârları esmekte de- vam ediyor. Bu sabah rusat suhunetler; Erzurum ve Kars'ta sıfırın altında 19, Sivasta 16, Ercinceanda 15, An- karada 2, İzmir ve Edirnede sıfırın üstünde 4, İstanbulda 7 derecedir. Hali hazırda memleketin en fazla edilen en düşük soğukları Orta o Anadolu, | cenubi| şarki ve şark mıntakasmdadır. Salihlide meccani dersler Salihliden bildiriliyor: Muallim- ler birliği halka Orta mektep tedri- satı yapmıya başlamıştır. Tedrisat mecennen gok rağbet bulmuştur, hemen © he- men ilk metkebi bitiren bütün genç- ler bu orta mektep (tedrisatına de- vam etmektedir. smmm | Hukuk (Fakültesinin © yetiştirdiği idaresinde). 19.05: Mile Edith Diosy'nin iştrakile radyo orkestra » (Popper, Sehumann, Debussy, Nozart, Puccini ve sair eserler» dan). 21.80: Zuoli'un idaresinde J, Strauss'un eseri konser. 22.45: Şandor Bura Sigan takımı. 24.05: Dans musi PRAĞ 487 m. 16.35: Çek ve Rus şarkıları 17.15: Brüno'dan: Keman refal tile fantazi orkestra parçalai 18.15: Almanca neşriyat. 20.25: Kabare ve sair mütenevvi neşri- yat, 21.05: Musiki etütleri. 21,40: Bobem, Rigoletto ve daha bazı o. pera parçaları. 22.05: Senfonik konser. 23.20: Caz. ROMA 441 m. 20.50: Wagner'in « “LOHEN- Gramofon. 21.05: Romen halk ve | Noel havaları. BRESLAU 325 m. 17.35: Piyano konseri. man konseri 18.05: (Paganini). 20. Kuator takım ile Tahiti, Afrika, üşterek bir | anne- yapılmaktadır. Deriler Geçen gün nasıl oldu bilmem, ona bunu söyledi, güldü: —— il | İş ve İşçi | ARTİSTİK sineması * Milliyet bü sütunda iş ve işçi Fevkalâde Gala olarak FRANZ LEHAR'ın tavassut ediyor. İş iyenler bir mektap- ramuza müracaat et- melidirler. İşçi istiyenler | | * Ayda maktu olarak on lira ücretle 12 - 15 yaşlarında ufak bir çocuk aranıyor. Bir yazıhane- de postaya mektup göndermek gi bi işlerle uğraşacaktır. İstiyenle- rin 4 -6 arasında (Milliyet) te Fe | lek Beye müracaatları. İş isteyenler | | * Tahsilim orta, iki sene eczaha-| i mede bir sene de yazı makinesinde | İ salıştım. Eczane ve ecza depoların- da iş arıyorum. Her hangi bir tica- rethanenin yazı işlerinde de çalışmak iğ i istiyorum. Şerait mütevazidir. Arzu runkâr Viyana valslerile edenler Milliyet gazetesi iş bürosu gaşyolacaklardır. GE Baş rollerde: * Yüksek İktmat ve Ticaret Martha Eggert Mektebi müdavimlerinden, gün- Ernest Verebes düz saat 2 den itibaren her hangi Rolf Von Goth bir iş için saat 12 ye kadar çalışa Limni Matlar bilirim. Fabrikalarda ve mağaza» TMATİK'te — . larda ve saire yerlerde olabilecek chard 4 bir işiçin Milliyet İş Bürosu A.B. MELİ D. müracant. YT YE VEYE Yİ * İstanbulda hiç kimsemiz ol- Li Eilmini görünür; “ Meşhur operetini takdim ediyor. Temaşakiran dinleyecekleri fü- | madığı gibi düşmüş bir fakirim. İlk mektep diploması olduğu gibi | mükemmel okumak yazmak bili- rim. Lokantalarda, kı de velhasıl her nı sa olsun gayet cüz'i bir yövmiye ye razıyım. Adres: Edirnekapı Ka riyeimareti sokağı 35 No. hanede Enver Cahit ttanbul 3 Belediyesi * İnönü Şehiryatı Mektebinde Şehir Tiyatrosu ilk tahsilimi ikmal ettim, Kimsem | Darülbedayi Temsilleri yok. 18 yaşmdayım. Üstüm başım | Bu akşam saat TI “Milliyet” İş bürosu, Mustafa adresine müracaat, OPERETİ) Yı 3 Ekrem İRTİHAL e Galatasaray Sultanisi ve İstanbul | Rett 3” Besteleyen Cemal Reşit Bey. Ureuma 3 perde 27 tablo, Umumun arzusu üzerine bir haf- ta daha temdit edilmiştir. mümtaz gençlerden Loyd Triesti- no kumpanyası muamelâti Türkiye âmürü Mehmet Faik Bey mübtelâ ol. duğu ağır hastalıktan rehayap olamı yarak dünkü salı günü tahtr tedavi- de bulunduğu Almanyada Sen Bin siyen sanatoryomunda irtihal eyle- | miştir. Kederdide ailesine iş iter beyanı taziyet ——— —— ALMANAK Matbuat Cemiyeti tarafından tertip edilmekte olan Almanak 1336 Etem İzzet Beyin kitap halinde çıkan son romanı: Göz yaşları!. Bütün kitapçılarda vardır 1517 | Harik Hayat Kaza ve Otomobil Sirgortalarmızı Galatada Ünyon hanmda anmda idin ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan UNYON kumpanyasma bir kere uğramadan sigorta yaptın maymız, Telefon: Beyoğlu 4886, 1515 ze geli — Bedi Muammer, beni bir de. SEN ve BEN nu anlayacaksın; Nojadın bona haber vermeden gitmesine canım sikildi ve bunu belli etmemek için kendime Muammer müşfik bir ağabey gi- bi elimden tuttu: en Haydi yavrum, çayımızı içe- » Diyerek beni masaya götür- Kahvaltıdan sonra, bahçede, seatlarla, onun Paris | hikâyeleri- ni. teyzem de bende bütün ca- nımızla dinledik. İşte Güzinciğim, o geleli aşa- £ yeka bir a olduğu hal. de, hikâyelerin sonu gelmi- yor ve biz de ayni sonsuz zevkle bunları dinliyoruz. Görüyorsun ya.. Sana yazma- dığım için artık bana gücenme- ğe hakkın yok! sabahları ve akşamları pek ü için gelemez misin? Bu w Bedi Muammerle de tanişırsm.... ün ile Muazzez Tahsin Büyükada; 15 ağustos, 1928 LEYLADAN GÜZİNE Seni kaç gün bekledim; gel- medin hain Güzin!.. Kaç sabah, seni bulurum ümidile. sandalla, iskeleye indim; kaç akşam iskele. diğim için Bedi Mu- ammerin > alaylı sözlerine Bugün, nihayet mektubun gel- di. Bu sene Maçkadan ayrılmağa karar berdin öyle mi? Çök garip kızsm Güzin. Bense senle geçir. diğimiz günleri düşünerek bay- ram ediyordum, Ne yazık ettin! Bedi Muammerle ne kadar meş- gul oluyorsun Güzinciğim! Mek- tubun baştan başa suallerle do- lu.. Hep ona ait sualler.. Aman sakın Feridun duymasm, muhuk- kak kıskanır, Bana gelince, ömrümde olma- dığım kadar mes'udum Güzin. Bedi Muammer. benim hayatım. da çok, eksikliğini duyduğ bir | cağı ğal İşine eylülden evvel başlamıya- için, günlerini hep köşkte geçiriyor. Geldiğinin ilk. günleri erken kalmıyordu. Sonra sonrâ, Adanın temiz havası önu gün beraber bahçeye indirmeğe başla- i ım yemekte bana: eylâ.. dedi.. Ben de bundan sonra sabahları seninle birlikte kürek çekmeliyim. Seni rahatsız etmez miyim? Bu merasimli suale hep bir- den güldük ve o günden sonra her sabah birlikte geziyoruz. Bu gezintilerimizin ilk < dakikaları hep ayni: Bazan o beni, bazan da ben onu sandalda bekliyoruz: — Bonjur Leylâ! — Bonjur Bedi Muammer. Çok samimi bir el buluşması. Ve sonra, temiz havayı ciğer- lerimize sindire sindire kuvvetli bir kürek çekiş. Her sabah, bende ik küçük kardeş tav- un sükünetine hürmet ede- yek hir şey söylemiyorum. O, yavaş yavaş, uzaklardan geliyor ve bana çocukluğuma ait şeyler soruyor. lerimizden saatlarca konuşuyoruz. Ona mektep hayatımı anlatıyo- rum. O da uzun tahsil senelerini benim önüme döküyor. Her gün, meraklı bir tefrika romanı okur gibi biribirimizi | bı- raktığımz yerde ; buluyor ve oku- mağa devam ediyoruz. Onunla konuşurken yükseliyo- rum, ona trmaşıyorum — sanıyo- rum; fakat biliyorum ki O haki- katte inen odur, o benim yanıma geliyor. Bunun için bu kadar tatir tatlı konuşup anlaşıyoruz. bi. Anlıyamadığım şeyleri nasıl sabır ve şefkatle izah ediyor. en müşkül ve çapraşık mevzula- rı bana nasıl açık bir kitapta gi- bi anlatıyor bilsen, Çocukluğumdan beri onun hi- mayekâr ve müşfik gözleri kar- şısmda büyüse idim, eminim ki, mektepte okuduğum şeyleri da- ha iyi anlayacak veher cihetçe daha çok yükselecektim. Şimdi bile, kendi kendime dü- şünürken, bazan hislerimde ve düşüncelerimde onun tesiri al- tında kaldığımı görüyorum; fa- kat bu kâfi değil Güzin. Onun yanında çok basit ele ye kaldığımı zannedi; — Seni mağrur küçük kız seni. aramızdaki yaş farkını yoksa u- nuttun mu? Dedi. Sonra ciddi bir sesle, benim onu çok iyi anladığımı ve benle hakiki bir zevlle konuştuğu nu söyledi. Mükâfat ği gocuk gibi sevindim; fakat, sonradan bunu, sadece beni memnun * etmek - için piş düşünerek mütetssir m eni cahil bir küçük kaz » kürekleri bırakmış, ko- çün O, bana tayyare tecrübelerin den bahsediyordu. Bir ara, na- #rl oldu bilmem, Bahrimuhiti tay- yare ile geçmek istediğini söyle di. Korku ile haykırdım: — Bumu yapmıyacaksın... Böy- le bir tehlikeye kendini Cimıya- caksın Bedi Muammer.. Heyecanlı sesim, korku ile fm layan gözlerim. onun dudakları: na, ağlamaya benzeyen bir tebes- sim koydur için korkuyorsun Leylâ?. Yalan | beni beceriksiz bir tayyare: fn daha tayyarene alsana... — Nasıl Leylâ?. Közaya uğra dıktan sonra tekrar aa korkmuyor musun? İçimin bütün emniyet “ve iti- madile ona elimi uzattım. — Seninle. beraberken hiç bir şeyden korkmam Bedi Muammer, dedim. lanmıştı Güzin? Fakat birden bire bu ateş düş- tü, sakin, cansız bir sesle: — Hayır yavrum.. seni ikinci defa böyle bir tehlikeye atamam... Hem.. — Sözünü niçin ke-tin? Hem?.. « İstiyorum ki uçuşumuzun hatırası her zaman canlı olarak kalsın.. Yeni bir hatıra bunu de- iştirmesin.. Onun hakkı var Güzin. Bunu nasıl oldu da düşünemedim? Ha- mm bu en kıymetli hatıra- sma yeni şeyler ilâve etmek is m ö da A ki de ça da be ti ba dü ii»

Bu sayıdan diğer sayfalar: