22 Aralık 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

22 Aralık 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet Asrm ömdesi «MİLLİYET» tir. 22 K.EVVEL 1932 ldarehans: Ankara caddesi, 100 Ne. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ: . Türkiye için © Hariç için işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların me- s'uliyetini kabul etmez. BUGUNKU HAVA Yeşilköy rasat merkezinden aldığımız malimata göre bu- gün hava az bulutlu olacaktır. 7112832 tarihinde tazyik 7172 wilimetre, en fazla hararet 10, en ax 5 santigrattır. Bir mektup Bir tuhaf mektup aldım. Di. yer ki: “Felek Bey; “Sizin yazılarınızın. intişar et- tiği (Milliyet) in dördüncü sahi- fesinde, daha imzanızın gölgesi bitmeden mutlaka bir irtihal ü nı görürüm. İlk önceleri bunu bir tesadüf zannettim. Fakat gitgide gördüm kiş bu ilânlar bililtizam oraya konuyor. Bunun sebebini anlıyamıyorum. Acaba, sizin ya sılarınısı okutmamak için birisi bunu kasten mi yapıyor, yoksa sa- tırlarınızdan olinabilen bir kaç damla eyi gidermek için mi? en merak ediyorum. Bilmem siz ne düşünürsünüz? Vallâh efendim! Ben dikkat etmemiştim. Mektubunuzu O bil- hassa dercediyorum. Belki baş - görür de bundan sonra yapmaz. o Hakkınız var.Mizah sa- hifesinde irtihal ilânı biraz miza- hi olur. Hayat ve korku Bir gazete gençlere hayat, istikbal, inkılâp ve saireye dair bir deste sualden mürekkep bir anketle müracaat ediyor. Cevap- lardan çoğunun daha serlevhala- rından anladığıma göre gençle - rin büyük bir kısmı hayattan ve istikbalden korktuklarını — itiraf etmekte idiler. Müteessir oldum. Bakınız size bir müşahede anla- tacağım. Ben sporla uğraşırım. Spor subeleri arasmda güreşçileri de alâkam vardır. Bir güreşçi tanı rım. Dünyanın en kuvvetli adam- larından biridir. Dikkat etmediği zamanlar, gayri şuuri olarak ha- reket ettiği zamanlar öyle yet hareketleri yapar ki insan kayran olur. Lâkin nefsine itime- dı yoktur. Gürese çıkarken yene- ceğinden ziyade yenileceğini bek- ler. Bir tane daha tanırım. Ondan daha hafif ve daha zayıftır. Lâ- n urtdereli ENR na çıkarsanız, şöyle bakıp: — Ben bu adamı yenerim! der ve ortaya çıktığı zaman bakışile hasmını yüzde elli yıldırır. Çün- itimadı vardır. — İşte şimdiki gençlikte bu nefse itimadı az buluyorum ve onlara bumun tehlikeli bir ruh haleti ol- duğunu gösteriyorum. o Hayatta muvaffak olmak için nefsine iti- mat şarttır. — Ben muvaffak olacağım! Her şeye rağmen! diyen m | önünden tehlikeler, mâniler, ta- İ Hisizlikler kaçar. Önler korkak ve titrek ruhlara musallat olur - lar. Nurullah Ata Beyefendiye Üstadım! Ben herkese bu hitabı yapmam. Çünkü kelimeleri yerinde kullan- mak isterim. Siz kıymetli ve okur yazar bir zatamız. Sizinle müna- kaşa bir zevktir. Başkalarınmki gibi bir tehlike değildir. Bana karşı, benim de benims (edi t kontenjanı) cevabımızı okudum. O yazmız, - ekseri sserleriniz gibi - güzel yazılmıştı. Fakat hal- sızdı. Ne yazıktır ki; bir çok hak- wx fikirler ve iddinlar üzel ya #labilirler, birçok (haklı fikirler fena yazıldıkları gibi.. ... Benim- ki de bu son zümreden idi. Bel- ki iyi anlatamamıştım. Ben (ede- itihadı) na girme - olarak gösterme - ir çare olarak ikrine Maksadı temin © etmez. Amma ba mezdi. Bakınız: Ben kıymeti olan edebi eserle- rin tercümesine taraftarım. Bura- beraberiz. Ben kıymetsiz (tefrika) ro - manlarının tercümesine taraftar değilim. Bunda ayrılıyoruz. Siz bunun faydasını bana ispat etm —— Ben zararını terebili a intihalin tamamen aley - hindeyim. Siz lehindesiniz. Fay - das nedir bilmiyorum. Fakat za- İ rarı vardır. Size söyleyim: Bütün bu tercüme ve intihaller mahza bir fikir ve lisan hareketi olsun diye ise bunun bizim kendi fikir ve kalem — hayatımızı körlet- memesi şarttır. . Misal olarak bana ismini söy- lediğiniz Dekobranın romanları aller bizim yerli kalemle rimizin malı zannedilerek yazıcı- larımız kendi karihaları mah- #ullerini soldurabilir, gölgede bı rakabilir ve nihayet bunlar yazı» larına kuvvetli fakat halısız rakip karşısında müşteri bulamazlar.. siniz ki; bizde romanlar ga- zetelere tefrika edilmeden tabe- dilemiyor. Hikâyelerde, © Foman- larda başkalarının eserleri altı - na imza atman önü dikçe kabiliyetlerimizi ileriye götün remeyiz amına öldürürüz Tohaflıkların madığı hakkında haklı bulmadım. Amerikalıların kırımkırm — kırıldıkları O komik Tubaflıklar © vardır kiz tuhaftır, lâkin o nükte ile şeyler vardır ki; dil, diyar değiştir. dikçe tuhaflığını işte bu ikincilerin dildiğine muarızım. da misallerini gösterel . | bir yerli çorap fabrikacısı kuv- elin ir — Azizim Nurullah Ata Beyi Bir komisyoncu 10000 düzüne ka- çak (Gi) çorabı getirmiş piyasada yerli malı markasile satıyor ve öyle rekabet ediyor ki; (artık fab- cağız. Çünkü onun kalitesi bizim- “Milliyet, in romanı: 18 ——— termiştim. Bu çare belki zayıftır. | filmlere bizde çocuklar gülmüyor. vee | rikamızı kapamağa mecbur ola-| İ Ankarada Balolar ANKARA, 21 (Telefonla) — Ankarada balolar ve danslı çaylar mevsimi en hararetli saf. hasına dahil olmuştur. Ankara Palâş bu sene her mevsimden daha parlak, daha kibar ve da- ha güzel toplantılara sahne o - luyor. Lokantası, kitaphanesi, briç salonu, mükemmel orkes - trası, kuvafförü, Amerikan ba- rı, otelkısmındaki konforu ile şarkın en mükemmel oteli diye- ileceğimiz Ankara Palâs bu sene Ankaranın bütün kibar halkını çatısı altında toplıyan bir müessese oldu. Modern te - sisatı sayesinde hükümet mer - kezinin büyük bir £ ihtiyacına cevap veren bu müessese fiat - larmın ucuzluğu ile de nazarı dikkati celbetmektedir. Şimdiye kadar buraya ge - lenler iyi otellerin pahalı oldu - ğundan şikâyet ederlerdi. Artık bu şikâyetlerin arkası kesilmiş- tir. Ankara Palâsta bügün fiat- lar 3 liradan başlar, en pahalı oda 6 liradır. Listeden intihap şertile yemek mükemmel bir yemek 150 kuruştur. Ankara Palâs son günlerde tesisatını zenginleştirmek üze - re bir kabare açmıya da karar verdi. Yılbaşı gecesi açılacak olan bu kabare için elyevm harsretli benim iddiamın zaafını göster - | hazırlıklar yapılmaktadır. Yılbaşı gecesi Hilâliahmer Ankara Palâsta bir balo vere - cektir. TEŞEKKÜRLER Bütünlük (aramızdan ayrılan ba- im Mümtaz İsmail Beyin yüreğim de biraktığı acıya, yaziyle, sözle or- taklık etmek lütfünde bulunan des) larıma candan sevgilerimi sayıları- emt süvarim, AYŞE ASAF Merhum İstanbul Baytar müdürü Rasim Beyin ailesinden aldığımız bir mektupta cenaze merasimine İşti rak ve taziyede bulunan zevata ayrı ayrı teşekkür edilmektedir. Sevgili kızımız Saliha Şuküfe'nin ufulü nagihanisinden mütevellit ek- dar ve alâmımıza cenazesinde bulun- mak telgrafiyen ve tahriren ve gifa- hen taziyete müsaraat kılınak suro- tile iştirak eden zevatı kiramla ak. raba ve taallâkat ve ehibba ve evid. daya ve yavramızun * hayatme kur. tarmak için geceli gündüzlü son da- kikasma kadar himmet ve gayretleri Di deriğ etmeyen etibbayi muhtere- | meye bizzat ifaya vakit bulamaya- cağımız teşekküratımızı gazetei mu- tebereleri vasıtasile © arza müsarant | eyleriz. Validesiz Fatma Aliye Pederi: Defterdarlıktan müteka Ali Nüzm, ALMANAK Matbuat Cemiyeti tarafndan tertip edilmekte olan Almanak 2102 a m kinden çok yüksek! Şuna bir ça: | “ Kaçak « Fransızcadan - Öğleden biraz evvel Jeanine ve Andrö tenis sahasını bırak - tılar ve evlerine dönmek üzere tramvaya bindiler. Andr& uzun boylu, sarışın, muhabbetkâr, genç kız da es - mer, girin... Bir aralık Andr6 merak ve endişe ile sordu: — Babanıza söylediniz mi? Genç kız mahzun bir tavırla cevap verdi: ledim. İknaa çalıştım. Fakat henüz evlenmek içinbiz çok gençmişiz. — Fakat ben yirmi dört ya- şındayım. sen yirmi Jeanine? — Öyle ama iş yalnız ora da değil ki... — Doğru sevgilim, ben fa - kirim. Henüz hayatımı kaza - cak esaslı bir meslöğe girme - dim. Fakat Jeanine, sen beni pek iyi bilirsin. Senin için neler yapmam? Aşıkane bir nazarla sevgi - lisine baktı. — Evet, Andrö biliyorum. Fakat babam sanki neden fik - rinde israr eder? Biribirimizi ceviyoruz, Para (ikimizin bile aklından geçmiyor. Yalnız ben şöyle düşünüyorum. o Babam zer-zindir ve beni bolluk içinde büyi Günün birinde seninle evlenirsem, benim sıkıntı çeke- ceğimi tahayyül ediyor, Halbu- ki benim için bunun ne ehem - miyeti var? Seviştikten sonra samanlık seyranirk olur. Ben İ hissimi ve irademi müdrik bir adamım, — Vallahi doğrusunu | söylüyorum, Bunu babama da İ söyledim. Güldü, Beni hâlâ ço- cuk farzediyor. Babam çok iyi adamdır, bana karşı çok müsa - maha gösteriyor. Ânnem öldü ğü gündenberi, evin idaresini bana bıraktı, Fakat buna rağ - men babam gene otoriter... Onun müsaadesi olmadıkça, ev- lenemem; Sonra ben seninle ev- lenir, gidersem, yalnız kalmak- tan da korkuyor, çekiniyor mu nedir? Genç kız biraz durdu ve son- va devam etti: — —Anladın ya, | burada bir vazife var. Bu vazife İ nin beniz için ehemmiyeti var. Ne yapayım, ben böyle yarakıl. mışım, İ — Ben de seni böyle seviyo- İrum Jeanine... Fakat ümitleri - İ miz boşa'mı gidecek? Evlene - miyecek miyiz? — Bilmem, dün babam beni şöyle bir kaç ay için seyahate göndermeğe kalktı. Biraz eğ - İenirsin, dedi, Aman ne eğlen - ce Yarabbi! Yarmi saat sonra Jeanine muhteşem bir apartımanda İle yemeği yemek için babası ile | ir karşıya sofraya oturmuş- İlardı. Genç kızın tavrı, hali, sü Andrö, iz? | kütiliği hüznünü ve hoşmtsuz - İerim efendim. . FELEK luğunu ifade ediyord. Beri tarafta da Andr& küçük | den, bunu anla, — —Evet, dün akşam söy - | babam inat ediyor, diyor ki,| | Müşterek dava apartımanına dönmüştü. Bura - da altı senedenberi dul anne - sile beraber yaşıyorlardı. On - İlarda yemek yemek için sofra - | ya oturdular, Annesi Madam Livonne sa » rışın, hâlâ güzel, hâlâ ince ve mevzün endamlı bir kadındı. süzdü: — Andröciğim neyin var? dedi. Jeanine'in babsı hâlâ mı israr ediyor? Andr& meyusane bir hare - ketle kollarını salladı: — Evet, dün akşam Jeanine tekrar babasma bahsetmiş, o da bir kere daha “olmaz,, demiş. Madam Livonne hafif bir a- sabiyet gösterdi: — Ben bu adamı anlamıyo - rum. İstikbali açık, her hasleti temiz ve kızını seven senin gibi bir delikanlıyı damat almak istemesin, hayret edilecek şey.. Yavrum, hiç ümidini kesme... Şimdiye kadar ben bu işe karış- madım, Fakat. — Anneciğim, karışmek is- tersen neyapabilirsin? (o Paran bamdan kalan maaş idare ediyor. (Hattâ tahsilimi temin için, bu paradan ne kadar kismağa mecbur oldun... İzdivaçta rol oynıyan yalnız para değildir. Sen ümi - dini kesme, .. Ben bugün öğ- leden sonra kızm babasmı gö - rürüm, Bu meseleyi konuşaca- ğım, Bakalım ne olur? İğ Kızın babası bankanın mü - dürü.. .. Muhteşem masasına kurulmuş. kâtiplerden birine e- mir verirken, kapı açıldı. Hiz - metçi girdi. Bir kart uzattı- Madam Livonne. Banger Andrö'nin annesini şahsan tanımıyordu.Biraz tered düt etti, Maamafih - bir kadını il. | geri göndermeği nezaket şıarı - ma muvafık bulma: — Söyleyiniz, girsin, dedi, Ve Mm Liyorme içeri girdi. mağa vakit EA gelen Tatlı bakışlı gözlerile oğlunu | yok ki bana para veresin, Ba - | ncak | — gözümü a Bu sabah, Bedi Mı Bu film lüzum olan en Bu akşamı; “GLORYA” ÜNEŞ Karşısında saçlarına ak düş -| müş, fakat İenüz kuvveti ve| sıhhati yerinde olduğu yüzün- den belli bir adamın ayağa kalktığını gördü. — Buyurunuz Madam. otu- runuz. Kalın kendi ve oturarak dedi — Efendim. sizi biribirlerini seven evlâdarımızın (saadeti namsma rahatsız ettim, Rica e derim, biraz beni dinleyiniz. Ben bir anneyim ve bir baba ile konuşuyorum. Biliyorum ki bu ivacı istemiyorsunuz, Fakat siz Andrö'yi pek o kadar iyi ta- nımıyorsunuz, Eğer onu iyice bilseniz, bu izdivaca muvafakat ederdi tanıttırdı ! suru var. Onuda saklamam: Parası yoktur. Lâkin siz de| mütekabil, o samimi bir aşka karşı parayı terazi kefesine ko- yacak adam mısınız? Kalp me- seleleri de hesaba katılmak lâ- zımdır. Paranın hisse (galip geldiği bir devirde yaşadığımı- zı da bilmiyor değilim, Kadın bunları anlatırken, | kızın babası tesir altında k mıştı. Kendisinde âdeta yeni bir gençlik hissediyordu. Ce- vap verdi: — Madam, bu meseleyi dü. şüneceğim. Yarından sonra tekrar buluşabilir miyiz? Fakat burada değil.... Çünkü iş yeri - dir, her zaman taciz eden biri çıkabilir. Tekrar buluştular. Mülâkat- lar tevali etti Bir akşam Jeanine, gene sof- raya otururlarken, babasının pek şen olduğuna dikkat etti. Babası dedi ki: Kızım, sen Andre il. İuammeri san- şaman BUGÜN BAŞLADI: Bir Millet Uyanıyor Memleketteki ve tarihteki milli kurtuluşumuzun ksa fakat alevli bir destanıdır. Yediden yetmişe kadar herkesin görmesi milli bir büyük eserimizdir. > ALEMDAR Sinemasında 4 Bugün saat ikiden itibaren başlamıştır İzdiham olmaması için yalcız bu filme mahsus olmak üzre matineler: 2-4-6 gece 8.15-10 da Büyük GALA olarak P'REN Si ie eğlenceli ve Stolz musikili operet. Mümessilleri: LİANE HAİD ve WİLLY FORST Neşe — Şenlik — Zevk ve eğlence FOX deiaz aa halihazır dünya havadisleri ü halinde. Yarın saat İli, ci bakla fiatlarla matine OPERA”da Sinemanın beş büyük artisti EDMON LOWE, MYRNA LOY, LOS MORAN, JEAN HERSHOLT, ve GRETTA NİSSEN tarafından temsil edilmiş TRANSATLANTİK Fransızca sözlü film kemali muvaffakiyetle devam edöyor. FOX FİLMİDİR. Herkesin Meşhur ve büyük tenor RİCHAR TAUBER' i BİR AŞK NAGMESİ filminde görüp dinleyebilmesini temin için MAJİK SİNEMASI Müdiriyeti, bu gözel filmin bir kaç gün daha rar vermişti — ———— mutlaka evlenmek istiyor mu « sun? Eğer istiyorsan, ben dü - şündüm, muvafakat ediyorum. Yalnız parayı değil, kalp mese- lelerini de hesaba katmak lâ - Zımdır. — Oh, babacığım. Ne mes'u- dum. Sen ne güzel, ne iyi adam: sın... — Evet, saadetinizi istiyo- rum yavrum, Ber işleri yoluna koydum. Sonra yalnız kalaca - ğrmı düşünerek te üzülme... Çünkü ben de Madam Liyonne ile evleniyorum. Genç kız şaşırdı, fakat o se- vinci içinde cevap verdi: — —Çok memnun oldum babacığım. o Madam Livonne davamızı ne iyi müd il iraesine ha- | düğümleri çözebilecek ve beni ay- SEN ve BEN Muazzez Tahsin Görüyorsun ya Güzin, Bedi | yazdıktan sonra, günlerim, Bedi Muammerle arkadaşlığımız çok sa © mimi bir kardeşlikten daha üstün. Onu görüp tanırsan mutla- ka sen de seveceksin. » Bir gün sabahtan gelemez mi- e söylemek istediğim şey- © leri yazmak mecburiyetinde kal © dığım için isyan ediyorum. Ni Bugünler seni yanımda gör- mek. koluna dayanıp bahçede ge- © zerken sana bütün bendeki ye- ni his ve düşünceleri sana anlat- mak istiyorum. © Sen niçin yoksun Güzin? Ni- © çin beni bu kadar ihmal ediyor © sun? Neden benim hayatıma baş çevirdin? Halbuki benim sana an- b» b istediğim nelerim var bil- Enler kısmen iy çalışacağım, Beni anlaya- İ söz Muammerle, hep ayni samimi candan kardeşlikle geçiyordu. Sabah © gezintilerinden sonra onunla salonda buluşuyor ve kâh muzikle bazan onun okuduğu bir kitabı dinleyerk, fakat en ziyade konuşarak, vaktimizi mes'ut bir yalnızlık içinde geçiriyorduk. Bu hayata o e alışmış, bu- günleri o iştik ki, her hangi pe sebeple Dae değişeceğini düşünmek bile iste- mi; Dün sabah. biraz geç kaldım. Bedi Muammer beni bekleme- den gitti diye düşündüm ve bah- çeye indim. Doğruca yemek o- dasıma gittim, Nejat çayımı içi- yordu. Beni görünce, gözlerinde memmun bir parlaklıkla: — Lelâcığım, bu sabah sevim- li bir ilkbahar güneşine benziyor- sun... dedi. Hayretle gözlerimi açtığıma eminim, Senelsrden i mi beri nişan- rm olan Nejattan ilk defa böyle bir - isitiyordum. - Bu hayretime o ve — Bugün o kadar. güzel ki, ga- liba bu güzellik benim de başımı döndürdü, Çocuk gibi konuşuyo- rum.. Değil mi Lelâ? Sualinin cevabım beklemeden, ani bir karar vermiş gibi yanıma yaklaştı, elimi ellerine aldı: — Leli., Bu yazın sonunda ev- lenelim artık!.. dedi. Ve benim © utancımdan kıza- ran yanaklarıma bakmadan, vapu- ra yetişmek için koşarak” git- ti. O gittikten sonra beni bir düşün cedir aldı Güzinciğim, Evlenmek... imdiye kadar ciddi olarak İçimde, birden bire, isyâna ve korkuya benzer bir his kabarr- verdi. . Nejattan. kendimden kork- tum.. Kalbime, anlayamadığım bir hüzün çöktü. başımı sandalya- ya dayayarak ağlamağa başladım. Ne kadar zaman ağladimi? bil miyorum. bir dakika.. belki bir saat? Süllreşil Brie sarık. iiee. Bak kimin. 1 Güden: Gale rim eçuağa, vekil» kala dok müşfik bir ağabey sesi kulağımı okşadı: — Leylâ.. Sana ne oldu yav- rum? Seni İğen'ağlatı? Bazı. dakikalar olur ki, ii ln İ dan, canından gayrişuuri hareketler yapar değil mi? İşte ben de beni ün en derin köşe- sinden gelen anibir taşkınlıkla yerimden fırladım. Kollarımı onun boynuna dolayarak: Bedi Muammer, beni evlen- dirmek istiyorlar! dedim. Sesimde- ki. bir tehlikeden kaçan ve kor- kan ahenkle kendim de heyecan- landım, Bir saniye. belki bütün bir ö- mür, Bedi Muammerin birmotör gibi kuvvetle çarpan kalbinin ü- zerinde kaldım. Ve o saniye zar- fında hareketimin manesizlığını “ anlayrak kabahatli bir çocuk gibi derhal kollarım yanıms, başım göğsüme düştü. Yavaş yavaş, a- yaklarımı sürüyerek bahçeye çık- tum, Bedi Muammer benimle gel- meli; Gelin olacağım diye ağle yan bir kızın lüzumsuz asabiyeti- ke ehemmiyetsiz ve gülünç bulmuş Dün akşam, teyzemle Nejat, u- zun uzun projeler yaptılar, kış için Maçkada bir apartıman kira lamayı, düğün için şunu, bunu ha- sırlamayı kararlaştırdılar. Ben, saatlarca salond piyano çaldım. vakit Hiç bir dalda bekleyen bendim. O, biraz geç kaldığı için benden af diliyerek, küreklere sarıldı ve hiç konuşmadan, Dile kadar gidip gel- dik. Ben, dalgın ve düşünceli, biraz feleğe küskün gibiydim. Ya, oneden konuşmadı Güzin? hareketimden sonra onun bir şey söylemesini ordum, Bir kardeş samimiyetile ona bağ ke çanağa kızıyorum. Heye mühimsemedi bile... İnsan- Girkpei hodbin ve hain! Güzinciğim, görüyorsun ya, 8€- nin gibi samimi bir arkadaşla dert- lemeğe konuşmağa, her | vakitten çok muhtacım. Ne olur? Bir hafta için o Ada- ya gel.. yoksa Feridundan ayrıla- maryor musun? Senle Feridunun ni- ganlılık hayatınızı, senin ondan de licesine bahsedişlerini düşündükçe, benim yaşadığım günler, tatsız tuzsuz bir Hâç içmişim gibi, ağzrm- da acayip bir lezzet bırakıyor. Evlenirsem bu acayiplik geçer mi acaba Güzin? Anlamadan hissediyorum ki ha Timde ve hislerimde bir gayritabii- lik var, Bu gayritabitliği ortadan kaldırmağa gücüm yetmiyor; fakat Sp sammei yanam iye sı ğu m erimi dınlığa çıkaracaktı, Bu satırları ya- zarken, anneciğim bugün ölmüş gi bi öksüzlüğüme © ağlıyorum.. onu çağırıyorum. : Güzin. bana darılma, beni nan- kör zannetme... biliyorum ki tey - zem, benim ikinci annem, beni çok seviyor; fakat onün kalbinde her- kesten evvel Nejadır yeri var; Hal. buki, annemin sevgisi, “yalnız be nim olacaktı. Dünyada bir kalbin yalnız benim için çarptığına inan- mamak bende dolmaz bir - boşluk yaratıyor. — Ya Nejat? diyorsun. değil mi7 Nezat benim için kimdir? Ha: yatımdaki mevkii nedir? İşte - hassa dün ye İcra b çini çekiçliyen düşünce but... t beniri kocam a i ay ne bağlıyacağım, bir ebediyet i için. Ben, gençliğimi. bütün emel ve ümitlerimi ona vereceğim, oOOnun Bir şeyi olacağım. Ya o, buna kar şılık bana ne verecek Güzin? Şimdiye kadar, bütün bir saatini bile bana hasretmek ihtiyacını his- setmedi, evlendikten sonra da bu © böyle mi olacak? Ben. her Si $ için, içimde bu sonu gelmez boşlu” cağım? Beklediğim

Bu sayıdan diğer sayfalar: