22 Ocak 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

22 Ocak 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yorsunuz orada? o M. — Sırasile okuyorum sizet “Bir medeniyet bir de hara mef- humu vardır ki ekseriya bu ikisi arasmda. iltibas | Medeniyeti “Medeniyet bir kım; ba- eailletin yal bile tarzı hayatile ve içtimsiyat alökadardar” Siz bs anlayışı gizn- diye kadar hiç bir ilmi eserde gör- M. — Dinleyiniz öyle ise: “Mes kenin istirahat İevazımını — câmi bulunması, hıfzısshhata riayet e- dilmesi, sabun kullanılması, ha- mamlar yapılması gibi şeyler, hat- tâ bel ki de, içtimai © muaşeretin bazı şekilleri hep medeniyete allâk eder”, Şimdi anlıyabildi medeniyet ne olduğunu? B. — Evet, şimdi anlıyabildim. M. — Ne imiş bakalım? B. — Belediye vezai — Geçelim... “Bunların ha- hars ile münasebeti yoktur”. B, — Aman nasıl M. — Elbette ne sanıyorsu- nuz ? “Bir millet bars itibarile pek yüksek olduğu halde medeı i —. dun mevki, münasibet görüp dururduk; me- deniyet ink! sonradır ki ilmi ve milli kanaat- lerimizin erimek tehlikesi başgös- terdi!, Artık bu irşadınızdan son- YA Pvrkheim, arkadaşları ve biz- €ki mümessilleri okunmaz ola- çak ve Gustave Le Bon ile A- dolphe Costes'a inanmak lâzım- #elecok?.. M. — Orası sizin bileceğiniz i Ben mütehassıza düşen vazife Yapayım da... “Bu hâl şayanı dik kat müşahedeyo zemin teşkil #tmiştir; çok yüksek bir medeni- yetin ekseriya ifrata saplanarak insanları tabiate yabancılaştırma- | suretle sanate lâzım | sından ve bu olan hayat nüsgunu izale etme» sinden dolayı sanate zarar verdiği olmasa bile meşhur ve menşur bir estetik akidesi ve onun mezhebi gizlenmiş duruyor işte, © çünkü siz sanatin ilham kay. Dağını tabiat sanıyorsunuz!, Bak ne iyi anladınız şim- ilhakika tabiatten zevkal- in ondan uzaklaşmaklığı. Diz icap ettiği hâl iyet *rakki ettikçe tabii olan şeyleri bırakmak ve tabiatten pak neticesi hâsıl olmaktadır; bal buki sanatin kökleri tabiattedir. Me — Demek ki mimari ağacı ökleri inlerde, musiki kaderi horoz seslerinde, yalar şiir fidanımız açıkta kalı- ke, »a da elbette onu da dikecek di, yer bulunmak iktiza etmekte- ba; » kabildir, bu kadar boş ka- ârm Jar yarken!... lerim . dinleyiniz vel. “ilan” (7) kli zi medeniyet i yalletin bir çok sanat eserlerine Hnmişasmaleykı büyük bir hars ha» Ve malikiyeti mümin oldu- Miz doğan ettim”, Siz de anladı Beğ mi? bir sey Ne Yalan söyliyeyim, hiç İm.. #AE Hiç olmuzan gözlerim siz- B, Orzu da uyanırmadı mı? Uvandırdı; Sanati çok seven dostlarımdan biri bana: “Dikkat ediyor musun? Birkaç senedir resim sanati bula- i sıl etmeğe baş- iye sormuştu. Ben de muhatabıma gülerek Ga- latasaray sergisi yağmurunun fe- yiz ve bereketidir. Şimdilik bula- nik olsa da sonra güzel, temiz bir gereyan takip edebilir, demiştim. “İyi ama gazetelerde © mevsimsiz tenkit sağnaklarma liyorum, onu ne yapa- m?” istizahma karşı: onu akade miye sormak lâzım cevabile bizim Fındıklıdaki Güzel sanatlar rasat hanesini göstermiştim. Gülüstanı | gençliğinde hâfırasma nakşeden bu nükteperdaz dostum sizarası nın açık kobalt renginde uçucu bu lutlar hâsıl eden dumanını müs tehzi bir nazarla süzerek “Bârân ki der letafeti tab'an hilâfi mist der lâle...” diye Sadinin bi tini okumuştu. Bilmem dikkat Bizde hakikaten eli biraz füzen ve fırça tutmağa başlıyan, bir iki boya karıştırmasını öğrenen, ho- calarından iki buçuk bediiyat bah si dinliyen birkaç senenin içi: profesör, tetkik ve. tetebbun bir münekkit, bir münekkidi | binman kesiliyor. Hele atölye mu- alimleri tarafından berayi teşvik — düşüncesi, m ren pohlandı mı maazallah, say: e seneler zarfında Avrupaya gidip gelmişse o büsbütün dehset, hiç yanına sokulmayınız. Emin o- hımuz ki size ilk söyliyeceği söz himayesini gördüğü mektebi ve © mektepte feyzaldığı hocasını şikâ yettir. Ben, bir çiçek kadar temiz | ruhla sanata başlıyan, beyaz bir yasemin bekâretindeki o nezaheti tab'ına zaman geçtikçe bir rikka- ti imtaze seyranile bissedilme miş bir ıtrı sanat meşredeceği mit edilerek yetiştirilen istikbal sanatkârların: çok licenap, İ s sana. kârlar sanat sahasmın çıplak kal- maması için güller, lâleler, süm. büller arasından fışkıran kırme- | sektelerine, papatyalara, hattâ r- sırgan otlarına hattâ ve hattâ de- vedikenlerine bile nazarı | maha ile bakarlar, Fakat, tesa- mühün sanatta odabir derecesi vardır, Evet, birkaç senedir, bizde ye- mi yeni uyanmıya başlıyan sanat münakaşalrınm garip bir enani: yet safhasına girerek © saçma bir partizanlık doğurmıya başladığı göze çarpmaktadır. Lâleli apari- manı sahibinin “gayemde muvaf- fak oluncıya kadar yazacağım” feryadı bazı gençlerin akademiye uluorta hücum, p i m uğ- düşüncesiz fikirlerin hare- inden başka bir şey (| değil, Bitaraf bir kalemle yürütmek tediğim bu meselsnin © muadelei al e düsturlarını halle hiç ih- tiyaç görmem, Müsavisi (ihti Yani kocaman bir sefer uzaklaş: | mütehaszzıs i / müesseseler — istemedi | demir kepenklerini Sirin arif id, ii vetinde bülünmkiz mi mektepler ol, natk ü Sanat mektep in tahtı meze» İn müftehir res- İmakla beraber sa- Hâmilerinin, kıymetli nin hatırlarını duvarlar sitleri. arlarında, bah. eykellerla sak. u İrfan, N betleri Börkere ağaç © PU Muamelât bir banka “ği, meydanda, tı bir mah. aleni cereyan eden bu azalara benzemez. Benim gör cüm, bildiğim bu feyiz ocakları âdeta hir aile yuvasıdır. Evine ir- ibatı mânevisi olan bir insan âşi- yanınm intizam ve istirahati müsa, | San'at yolunda tetkikler gi ni bidayette ince kuyan bu heyet, nelicei kat'iyede i hiç kusur etmez. tebrikini ibzal kendı tin güzel sanatlarının. — sartıl metin kaleleridir. Zerafeti ha: sinden ziyade met: â de evvle edecek si lâzımdır. Bu | şahsiyet, sa nat âleminin İtimat ve teveccühü. ki Sanayii Nefise mektebinin me- zunlarından merhum ressam Sâ- rım Beyle seye ir. tetkik Ben ihaleler ta- şahsi ten- mamış, diyemem. terbiyesini, sanat heyecanını mem le hariç ressamlar sanat âleminin ! bu yegâne feyiz ocağını memleket gençliğine tanıttırmak için nska- dar çalışmışlarıa, devrin rüzgâr- larına bir şekerkamışı gibi serfü- ru etmek mecburiyetinde o halan kumandan beyler de lisanlarınm tatlı terennümatile okadar hoş gö rünmüs, © hoş vakit geçirmişler. dir, diyebilirm. Fakat hazırlanmış zeminlerden yetişen o mahsulleri tahtı tasarrufuna geçirmekle müf tehir bir kabzımal mütaleası ser. dine kalkmak istiyenlere de tesa- düf etmedik dersem, yalan söy- lemiş olurum. Bütün genç res- samları himaye tlarımın dai. i harareti teşviki sayesinde ye- iş civcivler | farzederek bizi vâzr sanat, kâşifi kudret, hâmüi şebap, nâşi- ri bevesat gibi binbir | fazileti geşme suyu gibi sarfeden bu arka- daş, mevkiine, o muhakemesine, kudreti ilmiyesine, Ş'rketihayriye halatlarından sağlam bir rüstei gu halde idare ki- ti güldüren, kendine din, bir mezheptir. Onun kürsü hakimiyetine yeçenler kendini din letmekten ziyade dinlemiyo mec- burdurlar. Sanatta (despotizm) yoktur. Sanatta sıyaneti hususiye yoktur. Sanatta dairei / vakfiye yoktur. Sanatta benlik © yoktur. Bir şey vardır: kudret... Eline Fransa Hükümetinin tec- rübeli kronometresinin cetveli ve. rilen, Fransız Ekol dö Bozarının zu senelerin tecrübelerinden çıkardığı terakki usarel Jamış bir reglman teslim e kademi'hâlâ ciheti se; memiş keyfi istika metlerde dolaşıp duran lortlar ya- tma © benzemektedir. . Nemu- gilimlerinin © tenkidatına, © ne hariç o ressamlarının U iştirakile temerküz etmiş fikirlerine ehem- temine nasıl dikkat ederss mesle- ğini seven, ona hakiki bir muhab- bet besliyen sanatkârlar da kendi lerini yetiştiren mukaddes müe: sanat avazsi tenkidi yükselir. Çünkü kudreti ilmiyesis | Tep İüdreti annatikârmnedine öne Tererillet müvacehesinde verilen lerece kıy eti hasans ve bitaraf ene zalarını taşıyan hi. » Temkkidi,. | konferansların: dinlemek tehassts raporların okumak am. sunu!... İstanbula ilk defa teşrik ? olunuyor galiba?!. Jsmail HAKKI lo sahsi | İ şikâyetlerini bügün o günlerin kusur. bih ile meşgul olmak ve larını tasl razatle b noktayı nazarı dikkate in benden iyi bilmesi lâzımdır. Sultanatlar devirmiş, © ink. lâplar geçirmiş, kanlar dö canlar feda etmiş, riyadan mül neffir, terakkiye teşne bir milletin akademisini ben o milletin bir Fer dinden olarak yüksek görmek is. terim, Onun bahşettiği berat tas | tikna konan imzaların çok derin vazedilmesini iste- Onun harimi irfanına bir düş- man elinin uzandığını görmek is termem. sanat nankörü ye- tistiğini bilmek istemem, onun ha: eleyip sık do- sanatlar müesseseleri bir memieke sti mâneviye- sine ehemmiyet verilen bu kaleler- beevel | kumanda eahsiyetin bilinme uiiyesin | yen bir netice değildi. İlmi eserler leşhakkı cak bir cephe, ne de o cephede şa şalıyacak bir dimağ tasavvur edi- lemez. Bizim Güzel sanatlar akademisi kumandanlığı maalesef Hamdi B. in vefatından sonra garip bir talih sizlikle evsafı matlübayı haiz bir kumandana nail olamamıştır. Es- başlıyan müdiriyeti kitlere şimdilik lüzum görmiyerek umumi bir nazarla geçmek istedi. ğim bugünlerde hiç bir şey yapıl- Garbin sanat lekete getiren atölye muallimleri- yalpalıyan bu ; Komedya bitti Makaleler, beyanat, anketler... Gazetelerde fikirler biri | telâşta. Milli ve mahalli bi doğumunu bekliyenle: bir müjde kıymetini haiz vadisi bazıları o hoşmutsuzlukin karşıladılar. Bu havadisten yüzünü ekşiten- ki bugüne kadar yarü ağyarın gö- zü önünde başkasının malını ken- di malı imiş gibi satanlardır. Eser yaratmak için İken: yormayan, üzmeyen açık gözlüle- İ rin hu hoşnutsuzluğu beklenmi- telifi olmayan klâsikler için bir mahzur olmadıktan sonra mu- asr san'at eserlerinin tercümesi için yapılması icap eden fedakâı | lığı bence bir kazanç olarak kay- detmelidir. Zira kolay ve ucuz memba ku- rTumuştur, , Bir az kendimizi, iç alemimizi aldığımız ber eserden şüphe et- tik. Usta hırsızm yine intihal va- ini göreceği muhak- aksa da halis, öz yerli malımı alır. kon eskisi kadar tereddüt ve şüp- he ile her halde rahatsız olmaya- cağnmız da aşikârdır. Elinde diksiyonerle garp eser- lerine hücum ederek benliğini tem bel tembel uyutan © yazıcılarımız bir az ilhamlarını gıdı - Artık kabiliyetli kabiliyetsi- zim imti başlıyor. Eski Roma tiyatrolarında oyun bittikten sonra © aktörlerden biri sahne kenarma gelerek halka 808 lenirmiş: ! Alkışlayınız dostlar! kome. di bitti, İ Elit NACI —e....———— ovada bir sergi Mosk Moskovadaki klâsik san'at | ler müzesinde bir mima ri tarihi sergisi açılmıştır. Bu j sergi hakkında geniş ihata ve i vukufile maruf profesör Pope , un şimdiye kadar Yaptığı tet- kiklerin büyük bir mahsulü o- larak Paris, Berlir. Varşovada de teşhir edilmişti. Resmimiz | bu sergiye ait bir intibar kay- dediyor, aareanankn eses mn sanaya sanane eenmeease0n San'at sahifemiz Gelecek hafia pazar yünü bayrama tesadüf ettiğinden o günü inti- şar etmesi icap eden san'at sahifemizi haf- tanın diğer bir günün- de takdim edeceğiz. İİ EDenmsi dikai marifetinden bir çiçek ka- dar temiz ruhlu, bir beyaz yase- min bekâretinde temiz vicdanlı, İ mümtaz bir itri sanat © neşreden artistler yetiştiğini erek mest ve mahzuz olmak be- nim hakkım olduğu gibi sa natkârların, bütün sanat muhiple- i rinin ve bütün bir milletin hakkı- lidir. : ler arasında bir kısmı muhakkak | İ rem, zanmederim Bourdet'nind. Fikirler ve insanlar e “ XX nci Asır,, Necdet Beyin yazıları, edebiyata, “güzel” üslüba düşkün yazılar — bilhassa bizde uyandırdıkları ce- vaplar için — alâka ile okunuyor. Bu yeni kitapta, eskilerinde bur hunmıyan ancak birkaç parça vari bunların başlıcaları leme ile 355 imci sayıfadaki “Müsale- met focrine doğru...” isimli maka & inkelâbının ilk sene- ize birkaç şair, birkaç ro mancı ve hikâyeci (o kazandırmış olmalarma rağmen isimleri artık hemen hemen tamamile unutulan iki mecmua çıkardı: Resimli Ki- tap ve Rübap. “Serve Bugün, meselâ Fünun edebiyatı” dedi bir «Rübap edebiy, kitap edebiyatı” ledir. Fakat Ralf Necdet Bey bun yemiyorsak bunun sebebi o mec- | larda Oda, eski hulyalarından muaların, — Ahmet İhsan Beyinki | ayrılmıyor, insanlığın ogünden kadar yaşamamış olması, Ahmet ve yavaş yavaş cen- Haşim, Yakup Kadri gibi muhar- | nete gittiği / zahabında oirar rirlerinin kendilerine açılan başka | ediyor. o “ Müsalemet | fecrine mecmualara, gazetelere geçebil- miş olmalarıdır. ki bu mecmualar kendi imlerini birer cereyana verme tahdidi teslihat için ya» zılmış bir ümit mektubudur. İn- sanlar silâhlarrnı birer birer bira» karak, tedricen sulh ve müsalemet devrine girecekler... Tedriçten bir hayır beklemek yok Kari bu, asrumızın değil, xıx uncu asrın bü- tün bulâsasıdır. Terki teslihat fileri, tedricen istihaleyi değil, & birden sıçrr:nayı istihdaf eden bu radikal fikir, en kaçamaklı yollar arıyan diplomatları bile anlaşmağa, laştıklarını itirafa © mecbur etti! “Olmaz!” Tahdidi tealihat fikri i- se işleri büsbütün karıştırıyor, « arruz silâhları ile müdafaa ları biribirinden © nasıl aymrdedi- 7» gibi muammalar icat edip en iyi niyet saliki diplomatları da bi» | ribirlerine düşürüyer. Victor &9, yani xx uncu asrın Xx DCİ asır inine en bağlı adamı sağ olsay- dı, Raif Necdet Beyin heyecanını ne kadar beğenirdi! nun'da olmıyan bir vardı: tenkit, Vakra <edideciler de bazan tenkide ilti- fat ediyorlardı; fakat onların mec Mualarında, Rübap'ta ve Resimli kitap'ta olduğu gibi daimi bir ten- kit sayıfası, zümrenin temayülle- rini izaha memur bir o münekkit yoktu. Ahmet Şuayp, bir Şaha- bettin Süleyman, bir Raif Necdet Bey değildi, Şahabettin Süleyman'a karşı Şok kusurlarımız, nankörlükleri- | miz var. Tiyatro piyeslerini tuk; halbuki onların — bir ikisini, meselâ Çıkmaz sokak'ı bugün sah Bede bir kere tecrübe etmek lâzım | rengiz bir seyahata çı Tahtoşşuurumda müheyyiç, esra Si) ıktım. Karar, hik, zi galerilerden, dolambaç'? İk: yollardan tertemiz, bembeyaz £ çini metrolar memleketime vardım. Endişelerden hızalaraki “düşünce ve tahayyülün | gayyasına inmekten korkuyorum || Bir manyağın kafatasını — taşıyo- rum. Bundan kurtulmak için ki) taplarıma sarılıyorum, Onlar da | beni bin dokuz yüz küsur rakıml İl öğen eteklerinden yaylar rüzgürlarmın sert esintilerile kak disisler bahçesini geçiyorum. Kor po çeşmesinin şırıltısını duyuyo- İğ rum. Su sesleri susuzluğumu ari nın şimşeklendi lığı kaynaştığı 8 .eniyor Bi musun” diyorlar. Gözlerimi kasi pıyorum. Başdönme girdaplarile gi Mukaddeme, muharririn ve Li ğer, Fransa'da birkaç sene &vvol | kirlerini halki mler Te oynanan La Prisonniöre, akisleri saree , | bize kadar gelen © dedikodulara, | det 8“. sörlerini şöyle bitiriyor: | gürültülere sebep olduğu zaman “Yüksek, ideal edebiyat, temiz © mevzua,Parisli muharrirden (1) çok daha evel temasa cesaret © den Şahabettin Süleyman'ın piya. si de bizim sahnelerimizde oynanır zannetmiştim. Buna me Darülbe dayi teşebbüs etti, ne de arasıra temsil veren heyetler. Şahabettin Süleyman'ın ta çıkan “Hareketi edebiy. de okumuyoruz; türkçede yazılmış ilk tenkit yazıları idi. Bittabi öyle sağlam ve güzel şeyler değildi; fakat hep- si de etrafında birtakım büsumet- ler, itirazlar uyandıracak kadar zengindi. Zavallı Şahabettin leyman! çok çabuk öldü, halbı ne canlı adamdı! Kendisi ile iki, nihayet üç defa konuştum. — Son > socünlist inin ilk günlerinde idi. Bana “Bu, önüne geçilmez bir cereyan» dır ve zamanımız medeniyetinin ölümüdür. Beşeriyet, | Kurunu - Vusta'yı andıracak bir © devreye girmek üzeredir” demişti. Onun 1917 martında söylediği bu sözü, bugün çok kimseler, istikbali en iyi dükleri zannedilen hakim- İer tekrar ediyor. Şahabettin Sü leyman bir iki ay sonra, kafasında bir yığın tasavvurlar, © ümitlerle büsbütün kayboldu. va cazip bir üslüp, nezih ve tabü bir ahenkle doğruluğu,güzellik ve iyiliği terennüm eden ve.. ğa nur ve ziya veren bi: ter.” l Bilmem nas:l farketmiyor? bu cümledeki sözler — bütün büyük- Jüklerine rağmen — o kadar müp hemdir ve o kadar tarife muhtaç tr biri bir şey ifade etmez. “Tabii bir ahenk”, egüzellik, iyi- lik, nur ve ziya», bütün bu keli- meler ne demektir? o Vakıa Raif | Necdet Bey bazılarını, o meselâ iz ve cazip üslüp” un me Se mek olduğunu anlatıyor: «Yalnız sade © yazmakta çok dikkat edilecek pek ehemmiyeti pek nazik bir nokta vardır: Üslü. bumuza âmiyane ve laübali bir & edebyat lisanı yapmamak. Nazım Hikmet'e iltifata son- ra diyar ki: “Yalnız burada genç ve değer. li şair için de samimi bir temenni ızharından kendimi — alamıyaca- ğım: şekilde, eda ve terennüm tar | sında biraz daha nezakete riayet- kör olsalar...” hassüs tarzımıza en ziyade vüzuh- la aksettiren bir ayine © meselesi değildir. Kendi cümlelerinde sa. fatların pek fazla olması da buna bir delil değil mi? Raif Necdet Bey, ecnebi ismi hasları asrl imlâları ile © yazmağı doğru bxlmuyor, Diyor kiz «Yeni harflerimiz, eski harfle- rin tamamen sıttına olarak, yaban cı haz isimleri o çok güzel, hattâ kendi imlâlarından daha mahal, bundan sonra ro- okuyacağız. Hattâ Semavi ihtiras isimli bir romanı- nm yakında çıkacağı haber ve- riliyor. Hisler ve Fikirler, Ufal, Ziya ve Sevda, o Hayat ve Mektuplar seçi parçaları XK inci Asır (2) ismi ile topladı.. Bu iktaptaki parçaları okurkeı içlerinde bugün de tesirlerin vam ettiren hisler ve fikirler, bil. hassa hisler bulmamı: sanın isminin, kullamdığımız harf- lerle, sdaha pratik ve daha fone- tik» bir surette nasıl yazılacakla. rını göstersin: o Meredith, Gals- worthy. ar kabahatlerini tamire, mazis in bütün dalâletlerinden kurtul. yalnız aklın ve hakkın ica- batına uymağa memur bir asır farzetmek da romantik bir fikir, vehim XIX ncu asra mahsus bir vehim değil me Hattâ dünyanın 1901 senesinden sonraki tarihinin, o se- “Bugün edebiyatımızın neden evelirind. başka | yıf cephesi hiç şüphe yok olmasını beklemeli, & 1901 tir. Yalnız ilme ve san'ate istinat ne bir kiymet vermek, insanların | eden ü ancak birer kolaylık olsun diye i- cat ettikleri asır taksi tek kit hakkındaki sözleridir: en İlim, yani insanların tesbit ve tahlil faaliyetleri; bina. hakikate tekabül etmesini enaleyh kıymet ü vermek. > ww nen asır o fikirlerinden | ten kaçan bir faali; değil midir? i Kitabın ismi ister XX nci Asır. ister XIX uncu Asır olsun, Raif kit, bu iki xt faaliyete istinat edecek!... İl. min değişmez kanunları olur; sa. patin değişmez kanunları olmaz. Bilmem ki bu zıt mefhumlar birine nasil karıştırılır? Raif Necdet Beyin kitabı (4) Böyle “Paris'li muharrir” demek gibi «pöriphrases lardan hiç hoşlanmam; fakat o piyesi ki. min yazdığını iyice hatırlamıyo. (2) 1 cilt, 365 sayıfa, Yeni Şark Ressam M. SAMİ kütüphanesi, 125 kurur kıymet hükümleri verdiği i â* İ dum. Bu memleketi İ reciler), (Memi daki kuponu gönd ki tenkit | Wun büyük birer | sinema resmi hedi bitaraf, namaskâr bir ten. | kaçırmayınız. kayı celbediyor. Öyle olmasa i 1i208 | ogün: bime söçüp gbi a den bir air, Sully Prudhoemmet air yazdığı parçayı kim en Yü | Ton be Mine oleeydı TOYEEEİ sinde Raif Necdet Bey de, cağını söylerlerdi veya bugünkü. ler onu yine okumağa herkesi teş vik ederlerdi. Şanzelize bulvarmın methalinde göküyorum. Yedekte Marlı atları (999) kişniyor, eşiniyorlar. Kulak larımı tıkıyorum. Ne oldu bilmüsiği yorum. Kendimi Palma meydamısii da buldum. Karşıma © mesihaneli tavru ve yürüyüşüyle — vatanperiji veLeh şairi “Mikyevic”(**90) çaki tı. Büyüklerin sanatla ebedileşmeğ lerinin sırrmı söyledi i ri kaidelerinden inerek beynimi içine girdiler. Bu nefis, sanat #55) nden derin bir oza duyuya Nihavet ezama teşhis koye nin namına sevgile di , lerdeki sanat farı idi . Ecnebi #89 natkârları seçiminde bu isabetsizöi neye?. Büyük Gazinin heyi gelişi güzel smarlanırksnığ “Emil Antoine Bourdel” yaşıyor stadığı du. En büyük heykeltr: Charles Despi ii teklifi belki de bayelimi el şöhires tine güvenerek bekliyordu. i 1. Dayanamadım: “Ey tayıflari,! Bana musallat olmayınız. Yakam) bırakınız. Memlelcetimin güzel sağl nat işlerini tedvir edenlerin muh» teşem kitlelerinizle, basırasına do-ji yulmıyan seslerinizle sâmiasina hil ” dedim. Halbuki onlar) beylik bir yalıda, Boğaz rüzgürlari rınen getirdiği iyot kokularına bü: run deliklerini açmış, sahile bağlı! kayıklara çarpan yaka moz papil tılarını seyrediyorlar. Erzurum: > EŞREF (9 eseri, (99) Heykeltraş “Carpot” nm pa i (954) Heykeltraş “Kastu”” mn) eseri, (4999) Heykeltraş “Bourdel'ini eseri. Heykeltraş “Rod” uni semer. Yeni eserler Havacılık ve Spor Havacılık ve Spor mecmuasınını sıkan 87 inci let). İmektedir. Bu says lereceklere liye etmektedi » Bu forsml ral bir tenkit kitabı olmadığı için, | açıyor. için

Bu sayıdan diğer sayfalar: