8 Mart 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

8 Mart 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

illiyet 8 MART 1933 İderehane ; Ankara caddesi, 100 No. adresi ; İst, Milliyet eleton | Telgraf T. Numaraları: Başmuharrir ve Müdür © Yazı işleri Müdürlüğü * İdare ve Matbas £ ABONE ÜCRETLERİ : 24318 24319 24310 it İşler için müldiriyete mü- racaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'u Jiyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA , Yörilköz rasat merkezinden verilen ron lümata göre bugün hava bulutlu ve mü. tekavell olarak rüzgürli devam edecektir. 7-3.X3 tarhinde hava taryiki 782 mi | ok meaklık 16 en 3x 8 derece FELEK? A) Dünyanın hali! Gene dünyanm çarkı tersine dönmeye başladı... Zenginlik için Dümune olan Amerika parası, do- lar dün piyasada müşteri bulamı- yordu. Almanyada gırtlak gırtlağa gel mişler... Halk ve hükümet heye- can içinde... Fransada, Hitler ekseriyet ka- zandı diye endişe hükümferma.. Acaba harp mi olacak?.. Rusyada zirai programa suikast edenler tutuldu... İspanyayı hiç sormayın? Ne şa- to kaldı, ne villâ.., 2 e Yunanistanda Kralcılar kazan- dı amma, cümhuriyetçi bir Cene- ral diktatörlüğünü ilân etti.. Bir ta raftan da ekseriyeti kralcı yeni meclisi içtimaa davet ettiler.. Pek #airane bir manzara arzetmiyor. Romanyada komünistlerle hükü met döğüşüyor.. Bulgaristan ve Yu goslavya her zamanki gibi kanlı bıçaklı... Cenubi Amerikada ise harp, ha Ni tabii oldu... Eee.. doğrusu Lâ râhate fiddün- yâ bu kadar parlak tahak- kuk eder. Ben bi bunları görüyorum da halimize şükrediyorum. Gene cn gürültüsüz ve kavgasız memle- ket bizimkidir. Erkek kız!. Bilmiyorum, i kasabada bir delikanlı ile Eğ kız bir müddet nişanlı olarak yaşamışlar sonra nikâh olup evlenmişler. Ger değe girince gelin hanımın erkek olduğu meydana çıkmış... Bu garip şeydir... iz me ELİ il düştüğümüz yoktur.. Bu ne garip erkeklik imiş ki; güveyin firaşıma girmeden farkedilememiş.. Anlaşı lan eskiden gizli din taşıyanlar vardı, şimdi de gizli cinsiyet taşı. yanlar çıkıyor... FELEK ... (Musul) lu kariimize: Mektubunuzu aldım. Teşekkür ederim. Yazdığınız fıkrayı bir mü nasip zamanda bu sütunlarda o- kuyacaksınız. Hürmetler. ... Karilerimizden Fevzi B. ye Mektubunuzu aldım. Cevabımın gecikmesinden dolayı özür dile rim. Aradığınız isim fecir mânası- m gelen (tan) olabilir. itine ler. i Milliyet'in edebi romanı MAKE Aşk, metten zerre Birdenbire afallar gibi olmuş ve üstüste üç kere reverans yaptıktan sonra, bir kenara çekilmiş, şaşkım şaşkım durakalmıştı. Zavalir metropolit, nasl © şaşkına dönmezdi ki, loş bir köşede yüksek arkalıklı bir koltuğa kurulmuş otu- ran, ucu sivri uzun sakallı bir adam iü şar İmperatorluğu fabri 35 Kobe Hikâye “Dost yardımı — Fransızcadan — Eski ahbaplardan Ludovic u- zattığım elimi şöyle bir sıktıktan i sonra, salonda tekrar aşağı yuka- n dolaşmağa başladı. Belliydi ki, bir şeye asabileşmişti, — Bu insanlar ne zaman kendi- lerine sit olmıyan işlerle © uğraş- maktan vazgeçecekler. Be adam senin üstüne ne? Ne diye burnu- | mu böyle işlere, hem de insanların hususiyetlerine kadar © sokarsın. Vallahi bıktım artık. . . Şaşırdım: — Bana mı söylüyorsun? dim. O zaman bir sakinleşti. Bir kol- tuğu işaret etti, Oturdum. — Yok be birader, dedi, senin için böyle şeyler söyler miyim ben hiç? Sen zeki adamsın; sır saklar- sın. Şu budala Jules Museau'ya hiç benzemezsin. — Peki, Jules Museau ne yap- mış? Ben onu iyi çocuk | bilirim. Sineğe fenalık etmez. — İşte böyle iyi o çocuklardan kaçmak lâzım ya! Bir budalalık yaparlar, kırk çam birden devirir- ler. — Sana ne yaptı? — Bak anlatayım. Evvelâ sen Madelein'i tanırsın değil mi? Şu benim konuştuğum güzel kız... — Tanırım. — On senedir sevişiriz. İyi bir kadındır. Fakat O evlenemiyoruz. Çünkü kocası tımârhanede.. Bir türlü boşanamıyor. Annesile be- raber oturuyor. Maamafih sık sık görüşüyoruz. de şirin kız görünüyor. — Şirin de lâf mı? Melek, me- lek.. Bir defa hiç kızmaz. Eğer izzeti nefsine dokunulur — Falan, böyle bir şey olursa, yaygara ko- parıp ortalığı ayağa kaldırmaz. Sadece ağlar. — Eğer ağlarsa tabii buna sen sebebiyet vermezsin değil mi? Ludovic hemen cevap vermedi. Bir şey itiraf edecekmiş gibi düşü nüyordu. Sonra anlatt: — Doğru ben ağlattım ama, şu hınzır Jules sebep oldu. Ben, yal- nız olsaydım, onu ağlatmazdım. — Canım şunu açıkça söyle... Kızı aldattın galiba. . — Ne yapayım; öyle bir şey ol- du. Fakat mazurdum. Bir defa Madeleine esmerdir, halbuki A- lice sarışmdır. — Alice te kim? — Efendim, bu öyle canayakım | bir kız ki.. Bir mağazada satıcı kızdır. Ben ekseriya akşam çıkı- | şında gidip kendisini mağazadan alırdım. — E, sen mazeretten bahsedi- yordun. — Daha nasıl mazeret olsun. Alice çok hoşuma gidiyordu. Son- ra öyle şen, şakrak bir kız ki.. — Zavallı kız... Bidayette ben- de hâsıl olan yeni itiyat farkların- dan şüphelenmeğe başladı. Mese- lâ artık eskisi kadar sık sık bera- DONYA Kin, Politika ve Kan. Müellifi: Nizamettin Nazif aaeseeeemereererrmeeeiekezaz Arkasında, biri askeri üni formasını lâbis, sivil giyinmiş iki adam ayakta duruyor, uzun tuğ- lu beyaz kalpaklarını koltukları altı- sırma kordonlu altı ya- ver, bir duvar boyunca raya dizil. mişlerdi. Bir kaç büyük rütpeli ruhani, pren- Ne e min öteiimle tahin sandalye” irpiliça” da Makedonya is- tiklâlini ilân eden, fakat 48 saat son- ye Bulgaritana kaçmağı mecbur ka: Gençlikle ihtiyarlık © arasında bir dönüm devri o addettiğimiz 40 - 50 yaşları, kuvvetli ve fazla gıdalardan sakınılacak nazik bir safhadır. Bu zamana kadar uzviyet, | bpkı çok kömür yakılmış, bir ocak gibi ku- rum tutmuştur, artık iyi çekmemek- tedir. Onu daha ziyade isle, duman. la büsbütün tıkamamak o lâzımdır. Böyle bir vücut ancak hafif gıdaların bırakacağı hafif enkazı (o teraküme meydan vermeden harice atabilir. alıdır, yok- yetle (süt ve sebze) üz: dır, Et az miktarda yenmelidir. Diyorlar ki: “Yalnız biz hayvanla. rı öldürmüyoruz, onlar da bizi öldü. rüyorlar. Et biraz sıhhat getirmekle beraber, ona tahammül ( etmek için çok sıhhatli olmalıdır.” Sebzelerin hepsi faydalıdır, ve ar. zu edildiği kadar yenilebilir. Sebze. nin ve meyvanın çoğundan hiç Ziy: gelmez. Sebzeleri * mümkün ol derecede çiğ olarak ve kabukla: yemelidir: yeşil salata, havuç Sibi., Taze sebze kuru sebzeye müreccah- tar, Meyvalar da tembih edici vitaminleri ihtirak temin eden şekerleri, hücey- ratımıza verdikleri emliha ve üserei | mideviyeyi artırarak hazmı teshil e. den kokuları ile herkese şayan: tav. siyedirler, Meyva gerek yemekte, ge. rek yemek aralarında yenebilir. Ku. ru meyvalar da tazelerine — yakm faydaları vardır: incir, üzüm, badem, £i Süte gelince, bu da wzviyeti tamir ve tecdit eden halaskâr bir gıdadır. Besler, dezenfekte eder, idrarı arttı. rarak vücuttaki temessül bekayasını, muzır enkazı harice defeder. öm mmm yoktu. Zaten benim vefasızlıkla. rımdan şüphe eden Madeleine de. rin bir yese düştü, Nerdeyse nev- resteni olacaktı, Yemek Yemi. yor, sokağa çıkmıyordu. . Bunları sonradan öğrendim. Jules Mu- seau kızın düşünceli ve meyus ha- lini görmüş. . — Tabii teselliye çalışmış ola- cak. — Ama senin düşündüğün gibi değil. İyi bir dost nasıl teselli e- derse öyle. . Artık bu kadar me- yus olmamasını, beni unütesdsme söylemiş. Ortalıkta erkek “kıtlığı mi var? demiş. Sen, daha”güzel kızsın. Seni kalpten seveçek ne kadar erkek bulabilirsin, demiş. Pek âşikâr imiş ki, artık ben onu sevmiyormuşum. Eğer kendisi kr zm yerinde olsaymış, & böyle bir fahişe ile bırakıp giden erkeğin bir daha yüzüne bile bakmazmış- Beyhude vakit kaybetmemeli imiş. Zamanın bir Okadın hayatında mevkii ve ehemmiyeti varmış. Br- rak şu keratayı! demiş. O da 28- ten böyle istiyor. — Peki bunları nasıl öğrendin? diye sordum. — Hepsini Madeleine anlattı. Hemen Museau'nun evine fırla- dım, İli kolundan yakaladım. E- rik ağacı gibi sıktım. Baştım kü” fürleri. . Kendimi kaybetmiş gi- biydim. Bilir misin bana ne cevap ? Bir sandalyaya © oturdu. iyormuş. Beni © kadar sevdiğim bir kadını nasıl bırakırım? — Peki, sonra Madeleine ile ne oldu? — Şimdi her şeyi yavaş yava$ yoluna koyuyorum. Fakat zör iş! Ama, ne de olsa, işi düzeltece- ğim. Yalnız Oobherif bir daha karşıma çıkmasın; Vallahi boğa” Prenş Ferdinand bir iki keçi kesik keli Eöniriikinn sönme — Mehtetüm papaz etaidiei — diye söze başladı“ ie maas A ismi, İ ü p ei Gmlarie. yi takdir- üyük rütpeli papaslar, prensi Vara kadar iğilerek eolâmieğan. 7 Ferdinand, başıyla bir işaret verdi. Ceneral Protogerof derhal yaverler. den birinin elinde duran büyücek bir kutuyu açtı. İçinden çıkardığı ni- şanları birer birer ruhanilerin göğüs- İerine taktı. Sonra metropolit Kerâsi- noff'u kolundan tutarak prense yak- laştırdı: ( Sıhhat işleri ) Yaş dönümünde sıhhi tedbirler Eİ Gıda meselesi Süt sevenler, süt içenler bir çok hastalıklara karşı kendilerini muha- lurlar. ere umumiyetle tövbe etmelidir. Madensuları haksız olarak | fazla bir rağbete mazhardırlar. Bir ma- densuyu az çok bir ilâç demektir. Di- ger ilâçlar gibi, madensuları da an- cak bir hastal dr. Sunu da arzedelim ki, ( buradaki alcalarımız ancak yaşm terakki. sinden dolayı riayeti lâzımgelen umu- mi tedbirlerdir. Yoksa biz, bu yaş larda olup ta her hangi suretle | bir hastalığa musap olanlara hitap etmi. yoruz. Onların perhizini yalnız ken- di doktorları tayin edebilir. Yaşdönümü bazılarında şişmanlık, bazılarında da zâfiyetle kendini "gö terir. Zayıf olanlara da süt ze gene pek muvafıktır. kuvvet verecek gıdalar ve seçmek hatadır. Bunların 2 gene bedenlerinde teraküm etmiş o- lan semdar enkazdan ileri gelmekte- dir. Bunları takviye etmek istiyerek evvelden mevcut olan yüklerini art- tırmak değil, bilâkis kanlarını, en. celerini yıkamak, hafifletmek lâ- zumdur. Esasen tababette tam kuvvet ilâcı yoktur. daki ilâçlar uzviyete ancak bir kamçi vuran, ona Şöyle bir hız, bir atılgan- lk veren muvakkat o vasıtalardan başka bir şey olamazlar. Bu, yokuşta yorulmuş (olan bir hayvanı kırbaç kuvvetile yürütmeğe benzer. Kırbaç üç adım, o beş adım yürütür, fakat hayvan nihayet durur, gitmez olur. o Onu asıl yürütecek olan yükünü hafifletmektir. Kırk, elli yaşındaki ancak hafif bir gıda ile Oo yoluna de- vam edebilir. Zaten onun hedefleri artık kısalmıştır. Fazla cephane ne taşıyabilir, ne de sarfed Dr. Mahi Bu günkü program ISTANBUL, 1200 m. 18 - 18,45: Saz (Muzaffer B.) 18,48 - 19,30: Orkestra, 19,30 - 20: Doktor Cevat Zekâi B. tara- fından çocuklarm terbiyesi hakkında kon ferans: 20,30 - 20,56 P 20,55 - 21,30: Hafız Sadettin B. 21,50 - 22,30: Orkestra, Ajanı ve Borsa haberi, saat ayarı ANKARA 1538 m. 18... -18.40 Orkestra Dile deserte, Fantaisie Verther, Valse Garotta. 18.40 - 19.10 Gramofon. 19.10 - 19.40 Dans musikisi. 19.40 « 20.10 > Gramofon. Ajans haberleri ve hava raporu VARŞOVA 1411 m. 3,10: Plâk, 20.10 hayali sür. 21,45: Josef Holzer orkestra. sı (Bohemya Kuatoru'nun operet ve yalıları). Haberler. 23,45: Piyano - ke- konseri, ? EL - FLORENSA 'aganni, : Plâk haberler. 21,35: Piyes. Müteakiben: Radyo orkes- trası, PRAG 487 m. 17,15: Konser. Müsahabeler. 20,15: karşi kullanılmalı. | manası ile | Bu nam tahtın. | bir insanda | 1230 - 1330 - Ankarapalar orkestrası | tarafından tems'1 edilmiştir. Neşe dürücü dansla: AKLALLMUNLA MA > Yeni numerolar - ALENİ TEŞEKKÜR i Sevgili aile reisimiz Veli Riza Paşa zade Ragıp Beyin ebedi ziyaı üzerine ge rek cenazesinde hazır bulunmak ve ge- vek bizzat veya mektup ve telgraf gön- dermek suretiyle matemli gönüllerimizi teselli etmek lutuflârlığında bulunan kıymetli dostlarımıza ayrı ayrı teşekkü- re imkân olmadığından muhterem ga- zetenizin bu hususta tavassutunu rica © deriz efendim. Merhumun zevcesi Belkıs, Damadı A- | zat. Memelog. Zi;10: Piiarmönik “orlisğtrn | konseri, BÜKREŞ 314 m. 21: Solo Flüt, Müsahabe, 21,40: Piya- | e konseri, 2205: Koman sola. 22,35: BRESLAU 325 m. - 17,35: Şarkılar. 19,05: Akşam mu kisi, Zi: “Gustav Jakobi ile birlikte gü sitnli musikçili komedi. isminde bir monolog (musikile). 23,45: Dans ve taganni. : Harik Hayat Sigortalarının. Galatada Yarın akşam GLORYA'da Büyük Gala olarak ORLOFEF vabut ÇARIN ELMASI En cazip ve en zengin opsretlerden biri olup LİANE HAİD ve İVAN PETROVİTCH — Moşhur bir balalaika heyeti tarafından nefis musiki parçaları Yarın akşam ARTİSTİK sinemasında Müstesna Gala Müsameresi Olarak Üstat rejisör HENRI ROUSSELL tarafından vücude getirilen Şahane Menekşeler filminde tatlı ve mükemmel Fransızca konuşan ve İspanya hayatının lâzımı gayrı müfariki olan kitarasile en baş dön- dürücü İspanyol şarkıları taganni eden RAOUEL MELLER'in sevimliliğini ve gz>l tebessümlerile cana ya'tın etafetini göre- ceksiniz. FOX JURNAL; JEHOL muharebesi - Nis karnaval şenlikler” - İlkbahar modaları gr MAKSİM “A 9 Mart Perşembe akşamı > BÜYÜK SUVARE DANSANT ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan İM Kumpauyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon: Beyoğlu 4886. — Cazip şarkılar — Başdön- 2 z Yeni mumerolar <GUNIMMMAMUNEİ FERNAN Gravey'in Yavrum Filmi kadar eğlenceli — Neşeli — Zevkli bir eser tasavvur olunamaz! BU AKŞAM MELEK Sinemasında Kaza ve Otomobil Ünyon Hanında Kâin 479 öfendim... — diye er Ve göğüslerinde sallı p a » lanan nişanlar nilere; — Mekteremi pöpee ofeedilei > dedi — beni bir Tihza yalar bırakır imi Bu temenni hemen o anda yerini Balda. Be delim sosa yaverler de dışarıya çıkmışlar, odada o Sakarof, , Metropolit ve prens baş- hana çaplar. . Çamlı dağlarda güneş yavaş ya- vaş gözükmez oluyordu. Manastırın avlusunda bir kaç keşiş, £ şahlanan, işniyen sekiz on ata bakır leğenler- le şaraplı su içiriyorlardı. “Rilo” dağlarının ortasında, yon- tulmadan üstüste yığılmış kara taşla- riyle bir kartal yuvasını © andıran ma- nağlirini çan kulelerinde, zangoçlar A meşhur ihtilâlci (o Sarmioflu o (1). — Efendimiz.. — dedi — tanı. | halatlara asılmağa hazırlanıyorlardı. malümudur. ettikçe bu vak'aların biri bitecek, bi- ri başlıyacaktır. z Eylül ayın on beşinci günüydü. Bir cumartesi günü. . Yapma kon kaymakamı Ki- ni Bey (1) sarıklı bir adamı karşısı- na almış, hiddetli hiddetli konuşuyor- du: — Ben ne yapacağımı şaşırdım. Eşkıya eşkıyalık ediyor. Zarar gö- ren insanlar bana müracaat ediyor- lar. Bir kaymakamın ilk vazifesi mın- takası dahilinde emniyet tesis etmek değil midir? Derhal emrim altındaki kuvvetleri harekete getiriyorum. Fa- kat haddin varsa bir iş gör. Sada- İ ret, umum müfettişlik, vilâyet o an- Bulgaristan, imperatorluğun bin bir eyaleti imiş. . Bunu söyliyen (Devamı vat” ———— (1) Bilâhare Cebelibereket küdar Mutasarrıflıklarında zaman da İstanbul valiliğinde muştur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: